Şimdi Ara

Erkek ve kadın vücutlarının şekillenmesine dair yeni çalışma

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
323
Cevap
0
Favori
8.929
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
19 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Erkek ve kadın vücutlarının şekillenmesine dair yeni çalışma



    Erkek ve kadın bedenleri neden bugün oldukları halde görünüyorlar? Deniz fokları ve tavus kuşları gibi türlerle kendimizi karşılaştırdığımızda fazlasıyla sıkıcı bir beden dağılımımız var aslında. Elbette evrimin bugüne kadarki süreci yönlendirdiği çok önce paylaşıldı. Ancak yine de bilim insanları ayrıntıları anlamak ve süreçteki bazı teorileri çürütmek için uğraşmaya devam ediyorlar.



    Erkek ve kadın bedeni arasındaki farka dair doğruluğuna inanılan ilk tez avcı-toplayıcı dönemde erkeğin için güçlü olması gerektiğinden ötürü o şekilde güçlü olarak veya kas yapısı daha gelişmiş olarak evrimleşmesidir. Bu durum insanlık, çiftçiliğe geçtiğinde biraz olsun dengeleniyor çünkü çiftçilikte kadın ve erkek eş zamanlı çalışıyor. 



    Ayrıca Bkz.mRNA aşısının mucidi Katalin Kariko



    Ancak bu tez Pennsylvania Eyalet Üniversitesi araştırmacıları tarafından bugün çürütülüyor olabilir. PLOS Genetics dergisinde perşembe günü yayınlanan bir araştırmaya göre, tarım çağında doğal seçimlimin bir sonucu olarak cinsiyet farklılıklarının azaldığına dair bir kanıt bulunmuyor. 



    Çalışmanın ortak yazarlarından Audrey Arner çalışmayı genomdaki beş farklı vücut boyutu ve şekli için dişiler ve erkekler arasındaki özellik varyasyonuyla, farklı şekilde olan genetik varyantları tanımlayarak yaptıklarını söylüyor. Bu beş özellik şunlar: Vücut kütlesi, boy, kalça çevresi, vücut yağ yüzdesi, bel çevresi. Arner, 194.000 kadın ve 167.000 erkeğin genomik verilerinde cinsiyete göre farklılaştırılmış bu özellikleri değerlendirerek, araştırmacıların belirlenen bu varyantların yakın zamanda seçilip seçilmediğini ve eğer seçiliyorsa hangi yöne ilerlediğini inceleyebileceğini söylüyor. 



    Sonuç olarak çalışma sonunda Arner tarım döneminde yeni bir seçilim hattına dair bir kanıt bulunamadığının altını çiziyor. Yani bugüne kadar geçerli olan tez, bu çalışmayla beraber çürütülüyor. Yerine yeni bir hipotez önermemekle beraber, bu durum insan vücudunun evrimine dair yeni arayışları kışkırtacak gibi görünüyor. 




    Kaynak:https://www.inverse.com/mind-body/male-female-body-evolution







  • Adam zaman bile yokken ilk madde nasıl var oldu demiş sen bilmiyoruz demişsin, daha başlangıcını bile bilmediğin şeylerin neyine kanıt sunacakasın? Sen hele bi koca kainattaki tüm galaksilerde yaşayan canlıların hepsini keşfet, hepsinin de evrildiğini kanıtla, ondan sonra evrim var diye ortalığa dökül. Nereden biliyorsun kainatta gidemediğin galaksilerde varolması muhtemel milyarlarca yaşam formunun evrildiğini? Hepsini gidip keşfettin mi? Daha dünyadaki deniz canlılarının bile hepsini keşfedememişsin utanmadan her canlı evrildi diyorsun. Bunlar bi de sorguluyoruz diye ortalığa dökülmez mi.  


    Hem farzedelim ilk maddeyi de buldun, kainattaki canlıları falan geçtim bak. Zaman bile yokken ki o ilk maddeyi buldun diyelim. Bu sefer de o maddeyi neyin var ettiğini bulman lazım.


    Diyelim ki zaman yokken ki ilk maddeyi var eden alt maddeyi de buldun. Bu sefer o alt maddeyi neyin var ettiğini bulman lazım.


    Yani sonsuza dek bilimsel kanıt bulsan bile, her bulduğun bilimsel cevabın nasıl var olduğunu yeniden sorman gerekecek. Sonsuza dek sorup sonsuza dek bulman lazım yani. A, B'yi var etti, peki B'yi ne var ett?. B'yi C var etti, peki C'yi ne var etti? .......... Böyle böyle gidecek, asla varoluşa cevap bulamazsın yani dipsiz kuyu bu.


    Yoktan varolmaya iman etmekten başka çare yok yani bilimsel açıdan da bu böyle. Siz de zaten sıfır hacimli bilmemneden büyük patlama oldu diyerek yoktan var olmaya iman ediyorsunuz.


    Sıfır hacimli diyorsun bak, "sıfır" diyorsun, yani yoktan geldik diyorsun. O sıfırın içini bir şeyle doldursan bile, oraya sıkıştıracağın maddelerin bir noktada yoktan gelmesi gerekiyor. Yani er ya da geç yoktan var edilmeye ulaşıyorsun bilimsel açıdan dahi, sonra da diyorsun ki yoktan var olmak mantıklı değil.


    Bi de sorgulamış.   Siz önce sizi uyutan evrim masaılını sorgulayın. Sizi uyutmadıklarını nerden biliyorsunuz? Evinizde internet başında neyin evrildiğini ölçtünüz?


    Su'da var olmuş tek hücreli mikroorganizmadan arada gerçekleşen bir sürü safsata vasıtasıyla balığa evrilmişler de karaya vurmuşlar ayak çıkmışta, daha da bir sürü bilim soslu ıvır zıvırla adaptasyona - evrime devam edip sonra da maymunla ortak atadan gelmişler. Bu ne ya?


    Yahu balık nerdeeee maymun nerde? Balığı da geçtim suyun içinde "can" bulmuş olan gözü bile olmayan tek hücreli organizmadan nasıl sayısız şeye evriliyorsun, istediği kadar yeterli zaman olsun, istediği kadar doğal seçilim olsun, bir sürü safsatayla o noktadan bu noktaya geleceksin ve bu düzeneğin bir iradecisi bile olmayacak tesadüfen olacak bi de bunlar? Daha ilk su damlasının bile nerede var olduğunu bilmiyorlar, suyun içinde organizma can bulmuş-muş.


    Özü topraktan yaratılmış olmak gayet tabii bu safsataların yanında çok daha mantıklı. Zira bedenini besleyen pek çok mahsul topraktan çıkıyor, toprak olmazsa sen beslenemezsin, meyve bile yiyemezsin, oksijen saçan yeşillikler bile topraktan çıkıyor. Eğer maymuna benzediğin için maymundan gelmeye inanıyorsan, o zaman toprakla olan yaşamsal ilişkine bakıp topraktan gelmeye de iman etmen lazım. Maymun olmazsa sen yaşarsın, toprak olmazsa sen yaşayamazsın.


    Yukarıdaki son paragrafımdaki cümleleri ateist bir bilimci kursa direkman topraktan geldik diye sağda solda konu açarsınız, bi de sorguluyorlarmış.   Kendileri gibi kaşı gözü olan insan müsveddelerine bilimcilik kisvesi altında tanrılık vasfı yapıştırmışlar haberleri yok. Onlar ne derse ona iman ediyorsunuz ne bilimi? Hanginiz kainattaki bütün canlıları bulup hepsinin evrildiğini kanıtladı? Var mı içinizde bir babayiğit ben kainattaki tüm galaksileri gezdim, tüm yaşam formlarını keşfettim ve onların evrildiklerini de kanıtladım diyebilecek? Sorgulayan babayiğitler.

    30 yaşına doğru yaklaşırken benden 10 yaş belki daha fazla küçük olan kardeşlerimin yorumlarına bakıyorum da, gelecekten çok ümitli idim. Ancak gittikçe ümidim azalıyor.

    Evrimi kabul etmeyen, okumayan ve hala geleneksel düşünce yapısından çıkmayan oldukça fazla kişi var. İnternet çağında bu şekilde bir durumlarda karşılaşmam beni oldukça üzdü.

    Çünkü toplumun kalkınmasının ve mevcut düzenin değişmesi için yeni jenerasyonun düşünce yapısının da bir öncekinden daha aydın olması gerekir.

    Yoktan var olmak imkansız falan gibi garip şeyler öne sürenler... Ben hiçbir dine ya da yaratıcıya inanmıyorum bu inancımı uzun zaman önce bıraktım.. fakat dünya'da yaratıcı olarak sadece islam'daki yaratıcıya inanılmıyor.


    Herhangi bir yaratıcının olması gerektiğine yoktan var olunamaz iddiasıyla inanmak gerekiyorsa ki, yoktan var olunamıyorsa, inandığınız yaratıcı nasıl yoktan var olabildi? var olmanın zıttı yok olmaktır ve var olabilmek için önce yok olmak gerekir.. daha doğrusu yokluk durumunda bulunmak gerekir. yani o hep vardı gibi mantık dışı bir şey öne sürmeyin diye yazıyorum.. bu yaratıcının sizin iddia ettiğiniz yaratıcı olup olmadıgını nasıl kanıtlayacaksınız?


    Sizin inancınızdan başka daha dünyada tonla inanç var. Hatta dünyadaki diğer inançların toplamıyla sizin inancınızı kıyaslarsam, sizler azınlık durumundasınız. Hatta toplamı geçelim Hıristiyan sayısı bile Müslüman sayısından fazla. Hepsinin de tanrısı yani var edeni farklı.. Isa'nın babası God var Yahudilerin Yahvesi var bilmemne var.. Uzar gider.. Hatta bunların varlığını kabul etmek, sizin dininizde şirk olarak geciyor..


    Sizinkinin doğru yaratıcı olduguna dair geçerli tek bir argümanınız var mı? Belki de, tüm evreni sizin iddia ettiğiniz yaratıcı değil de, hintlilerin Brahması yarattı..  


    Özetle sizler yoktan var olunamaz diyorsunuz ama bundan daha ciddi bir sorununuz var. O da diğer dinler varken neden sizinkinin tartışmasız olarak doğru kabul edilmesi gerektiğidir..

    Klasik evrim muhabbeti.

    Evrim yoktur diyen 2 kişi, evrim hakkında hiçbirşey okumadan anlamadan evrime karşı saçma iddialar peşinde.

    İnancıyla ters düştüğü veya öyle zannettiği için onları beğenen bilgisiz bir kalabalık.

    Ben de zamanında (15 yıl önce falan) kuru kuruya karşıydım evrime. A. Oktarın her yere saçılmış palavralarına inanırdım (sorsan kimse ondan okumamıştır, ben de ondan okumamıştım :))

    Evren hayat kadar gerçek. Eğer bi hayat varsa evrim var. Dünyanın yuvarlak olduğu tartışılır, evrimin gerçekliği tartışılmaz.

    Yukarda evrim yoktur diyen 2 kişinin yazdıkları oktarın türkçeye çevirdiği iddialardır. Tamamı safsatadır ve yunan mitolojisinden daha komiktir.

    Burada yazmakla uğraşamayacağım, daha önce en az 10 kere yazdım bu forumda. Gözlerini kapatıp, sen yoksun sen yoksun sen yoksun diye bağıran birine, varlığımı anlatmanın manası yok. Hepsi de sen anlat ben dinlerim der, mantıklıysa inanırım der, İ NAN MAZ.

    Ben de sanırım bu dorumda ikna olmuştum. Tek yapmanız gereken inadınızı bırakıp, sadece okumak ve düşünmek.

    Gerçek hayatta ikna ediyorum genelde. Daha uzun anlatıyorum. Aslında evrim teorisinin oktarın anlattığı gibi olmadığını anlatıyorum önce. Sonra gerçek hayattan örnekler veriyorum. Kelebeklerin nesillerle renginin değişmesi, bakteri ve antibiyotik, babalık testi vs.

    EVRİM İNKAR EDİLEMEZ BİR GERÇEKTİR. Aksini iddia etmek sadece sizi gülünç duruma düşürür. Dünyanın şeklini bilen ve gören birine dünya düzdür demek gibi. Telefon kullanan birine, telefon diye bişey olamaz demek gibi.
    Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.