Şimdi Ara

Ermenistan’ın ilk başbakanı Hovannes Katchaznouni'nin Raporundan SOYKIRIM.!!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
551
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • KAÇAZNUNİ ÖZÜR DİLEDİ
    Özür dilemesi gereken taraf, özrünü 85 yıl önce Türk’lerden dilemiştir. Özür dileyen şahsiyet, Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovannes Kaçaznuni’dir.

    Kaçaznuni, 1923 yılında kurucusu olduğu Taşnaksutyun Partisi’nin kongresine sunduğu geniş raporunda özetle şöyle diyor:

    “Türkler ne yapacaklarını biliyorlardı. Ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.”

    Aynı raporda Kaçaznuni, “Aklımız dumanlandı.”, “Boş sözlere, hayallere kapıldık.” der. Çarlık Rusyası, Fransa ve İngiltere’nin oyununa nasıl geldiklerini uzun uzun açıklar.

    Emperyalizmin yanında yer alarak, mazlum bir milletin boğazlanmasına ve Ermeniler’in kurban edilmesine isyan eder Kaçaznuni. Tarihi gerçekleri cesurca açıklayan Kaçaznuni yükselmiş, ABD’nin yanında Türkiye’ye karşı konumlanmış özür imzacıları alçalmıştır.






    SEVR’DEN KÖR OLDUK
    Savaştan önce ve savaş koşullarında Rus Çarlığı’na kayıtsız şartsız bağlandık. Emperyalistlerin önümüze koyduğu ‘denizden denize Ermenistan’ gibi hayali bir amacın peşine düştük. Silahlı gönüllü birlikleri oluşturmamız hataydı. Terör eylemlerimiz batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti. Karşılıklı Müslüman ve Ermeni kırımları oldu. Güç dengesi Türkler’in lehineydi, macera yaptık. 1915 yılı yazında ve güzünde uygulanan tehcir (zorla göç ettirme) Avrupalı diplomatların bize söz verdiği bağımsız Ermenistan hayalimizi suya düşürdü. Türkiye ne yaptığını çok iyi biliyordu. Bugün pişmanlık duyması için hiçbir neden yok. Sevr Antlaşması gözlerimizi kör etmişti. Sevr yerine, Türkler’le anlaşsaydık çok şey kazanırdık. İngilizler karşılıklı katliamları kışkırttı. Müslüman bölgelerinde düzeni sağlayacak idari önlemler alamadık, silaha sarılmak zorunda kaldık, ordular gönderdik, yıktık ve katliamlar gerçekleştirdik. Türkler savunma güdüsüyle hareket ettiler. Övünülecek hiçbir işimiz yok. Kendi dışımızda suçlu aramayalım. Evet, intihar etmeyi öneriyorum. Taşnak Partisi’nin artık yapacağı hiçbir şey yok. Partiyi dağıtalım. Bu kararı almazsak, bizi yıkım ve şerefsizlik bekliyor’





    EKLEME PART 2




    Ermenistan'nın ilk Başbakanı Kaçaznuni'nin 1923'te parti konferansında sunduğu tebliğ, metin olarak Mehmet Perinçek tarafından Rus arşivlerinde bulunmuş ve Kaynak Yayınları tarafından kitap olarak yayınlanmıştır.


    Bildiğim kadarı ile ingilizce, fransızca ve almanca olarak da yayınlanarak, işçi partisi ve pek çok sivil örgüt tarafından Avrupa parlementerlerine gönderildi.

    Önemli olan tüm dünyanın bilmesi ve bizim hükümetimizinde politik oyunları bir kenara bırakıp bu belgeleri uluslararası bir sempozyum düzenleyerek tüm dünyaya duyurması...

    ****Türklere biz savaş açtık****

    ERZİNCAN (İHA)- Uluslararası faaliyet gösteren Ermeni lobilerinin sözde soykırım iddiaları, Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni tarafından yalanlandı. Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te yapılan Ermeni meselesi ile ilgili Taşnak Partisi toplantısında sunduğu rapor gerçekleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Kaçaznuni'nin Osmanlı döneminde yaşananları anlattığı kendi imzasını taşıyan rapor, Türk Hava Kurumu (THK) tarafından Rusça'dan Türkçe'ye tercüme edilerek kitap haline getirildi. Kitapta yer alan bilgiler Türkler'in Ermeni soykırımı yaptığı iddialarını kesin bir dille yalanlarken, kitap Türkiye genelindeki bütün kütüphanelere ulaştırıldı. Kaçaznuni'nin yakın tarihe ışık tutan belge niteliğinde sözlerinin yer aldığı kitap, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı nasıl bir ihanet içinde olduklarını da gözler önüne serdi. Yıllarca sözde soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya çalışan Ermenilerin bütün tezlerini çürüten ilk başbakanları, 128 sayfalık raporunda şu çarpıcı ifadelere veriyor:
    ****Operasyona katıldık****
    1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya'da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Sadece birkaç hafta içerisinde Ermeni devrimci Taşnaksutyun Partisi hem bu birliklerin kurulmasına hem de Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri askerî operasyonlara aktif biçimde katıldı.
    ****Barışı sabote ettik****
    Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türkler’in düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye'den "denizden denize Ermenistan" talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye'ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika'ya resmî çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türkler'le savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
    ****Gerçekleri göremedik****
    Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vadettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.
    ****Aklımız dumanlanmıştı****
    Biz Ermeniler kayıtsız şartsız Rusya'ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir gerekçe yokken zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında Çar hükümetinin Ermenistan'ın bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik. Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek, kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.
    ****Türkler doğru yaptı****
    1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Bu yöntem en kesin ve uygun olanıydı. Kızgınlık ve korku içinde bulunan biz Ermeniler, 'suçlu' arıyorduk ve bu suçluyu Rus Hükümeti ve onun kalleşçe politikaları olarak belirledik. Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus Hükümeti'ne karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi. Siyasal bir parti (Taşnaksutyun) olarak biz, meselemizin Rusları ilgilendirmediğini ve onların gerektiğinde cesetlerimizi çiğneyerek geçip gidebileceklerini unutmuştuk.
    ****Barış teklifini reddettik****
    1914-1918 yıllarında emperyalistlere karşı savaşlarında bozguna uğrayan Türkler, direnerek iki yıl içerisinde tekrar kendilerine geldiler. Yeni genç ve milliyetperver duygularla hareket eden bir nesil ortaya çıkarak, Anadolu'da kendi ordusunu yeniden organize etmeye başlamıştı. Türkiye'de millî bilinç ve kendisini savunma içgüdüsü uyanmıştı. Onlar küçük Asya'da istiklâllerini hiç olmazsa bir şekilde temin edebilmek için Sevr Antlaşması'na askerî güçle karşı koymak zorundaydılar. Bizim bu dönemde barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Çok geçmeden sınırlarımıza askerî operasyonlar başladığında, Türkler bizimle bir araya gelmeyi ve görüşmelere başlamayı teklif ettiler. Biz ise onların bu teklifini geri çevirdik. Bu büyük bir hataydı. Bu, görüşmelerin kesinlikle başarıyla sonuçlanacağı anlamına gelmezdi ama bu görüşmelerde barışçı bir sonuca ulaşma ihtimâli vardı.
    ****Herkes bizi kandırdı****
    "Kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) millî psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. Sanki uzak görüşlü olmamız bir kahramanlıktı, çünkü isteyen herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti. Oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık."
    ****Barışı sabote ettik****
    Osmanlı'dan, Akdeniz'e uzanan bir Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf Devletlerinin bize vadettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik.
    HALAÇOĞLU: Bu itiraflar gerçeğin ta kendisidir
    Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni'nin itiraflarının gerçeğin ta kendisi olduğunu söyledi. Halaçoğlu, "1923'te başbakanlık görevine gelen Kaçaznuni, aynı yıl Bükreş'te Ermeni meselesinin ele alındığı Taşnak Parti Konferansı'nda, şimdi Türk Hava Kurumu tarafından kitap hâline getirilen 128 sayfalık raporu tebliğ olarak sunmuştur. Bu konferansa katılan SSCB ve Avrupalı delegasyonun huzurunda Kaçaznuni, bütün gerçekleri açıklamıştı. Kaçaznuni, buradaki konuşmasında, 'İtilaf devletleri bizi hep Anadolu'da bir Ermenistan hayaliyle kandırdı. Bu boş hayale kapılarak Taşnak çeteleri kurup, 7 cephede savaşan Osmanlı ordularına silah ve mühimmat ***üren birliklere saldırdık. Sonuçta İtilaf devletleri verdiği sözü tutmadı. Biz de Osmanlı'ya ihanetimizin bedelini tehcir ile ödedik. Böyle yapmasaydık belki de bu tehcir olayı başımıza gelmezdi' diyerek bugünkü sözde soykırım iddialarını ortaya atanlara tokat gibi bir cevap vermiştir. Türk Hava Kurumu'nun bunu kitap hâline getirmesi sözde soykırım iddialarını savunan devletlere de ibret olacak bir harekettir. Bunda emeği geçenleri takdir ediyorum ve kendilerini destekliyorum" diye konuştu.

    BİR ÜLKEYE İFTİRA ATMAK SOYKIRIMLARIN EN İĞRENCİDİR !



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DH Anonim -- 4 Ocak 2009; 10:27:00 >







  • Bunu herkez çok iyi biliyor fakat yıpratmak için faydalanmak için kullanılıyor benim Atalarımın hepsi suçsuzdur asıl zarar gören onlardır özür dilenmesi gereken taraf bizken ecdadına küfür eden insanlarla aynı kimliği kullanıyoruz yazık
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mic check

    Bunu herkez çok iyi biliyor fakat yıpratmak için faydalanmak için kullanılıyor benim Atalarımın hepsi suçsuzdur asıl zarar gören onlardır özür dilenmesi gereken taraf bizken ecdadına küfür eden insanlarla aynı kimliği kullanıyoruz yazık

    Gerçekten Çok Yazık...
  • tırt hiç bireşy değişmez
    sadece bizim gibi bunu öğrenenlerin aklında 2 günlük yer kaplar :P
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Taha Yasin Erol

    tırt hiç bireşy değişmez
    sadece bizim gibi bunu öğrenenlerin aklında 2 günlük yer kaplar :P

    herşeyin aslında bir yıpratma politikası öğrenip yaymak varken böyle yapman ...
  • Teşekkürler
  • quote:

    Orjinalden alıntı: KutluhanGüngör

    Teşekkürler

    Birşey değil hocam...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Güzel paylaşım...
  • Bu adamın kitabı var öneririm.Kitapta bahsediyor bu meselelerden.
  • Adamların umrunda bile değil başbakan yada tarih ne diyor.Dış destek olmazsa bu ermeni soykırımı denen şey bu kadar büyeyebilirmiydi?

    Vallaha adamlar öyle böyle kabul ettirecekler türkiye savunmada bekememeli sürekli...
  • Ermeniler Fransız ve USA Lobisini kullanmaya devam ettikleri sürece Türkiye bu Soykırım işinin altından kolay kolay kalkamaz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: YalnızEnes

    Adamların umrunda bile değil başbakan yada tarih ne diyor.Dış destek olmazsa bu ermeni soykırımı denen şey bu kadar büyeyebilirmiydi?

    Vallaha adamlar öyle böyle kabul ettirecekler türkiye savunmada bekememeli sürekli...

    Türkiye yumruğunu masaya vurup kalkmalı..böyle olmaz bu iş...sürekli ezilen ,haksız görülen tarafız...
    Türkiye Çehresini Değiştirmeli artık..
  • Ultio
    güzel paylaşım teşekkürler

    bu yazının devamı varmı
    tam metni
    bide kaynak nedir?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: bahtiyar0011

    Ultio
    güzel paylaşım teşekkürler

    bu yazının devamı varmı
    tam metni
    bide kaynak nedir?

    Hocam Çok Uzun Bir Metni Yok..


    KAYNAK.
  • Ermenistan'nın ilk Başbakanı Kaçaznuni'nin 1923'te parti konferansında sunduğu tebliğ, metin olarak Mehmet Perinçek tarafından Rus arşivlerinde bulunmuş ve Kaynak Yayınları tarafından kitap olarak yayınlanmıştır.


    Bildiğim kadarı ile ingilizce, fransızca ve almanca olarak da yayınlanarak, işçi partisi ve pek çok sivil örgüt tarafından Avrupa parlementerlerine gönderildi.

    Önemli olan tüm dünyanın bilmesi ve bizim hükümetimizinde politik oyunları bir kenara bırakıp bu belgeleri uluslararası bir sempozyum düzenleyerek tüm dünyaya duyurması...

    ****Türklere biz savaş açtık****

    ERZİNCAN (İHA)- Uluslararası faaliyet gösteren Ermeni lobilerinin sözde soykırım iddiaları, Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni tarafından yalanlandı. Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te yapılan Ermeni meselesi ile ilgili Taşnak Partisi toplantısında sunduğu rapor gerçekleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Kaçaznuni'nin Osmanlı döneminde yaşananları anlattığı kendi imzasını taşıyan rapor, Türk Hava Kurumu (THK) tarafından Rusça'dan Türkçe'ye tercüme edilerek kitap haline getirildi. Kitapta yer alan bilgiler Türkler'in Ermeni soykırımı yaptığı iddialarını kesin bir dille yalanlarken, kitap Türkiye genelindeki bütün kütüphanelere ulaştırıldı. Kaçaznuni'nin yakın tarihe ışık tutan belge niteliğinde sözlerinin yer aldığı kitap, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı nasıl bir ihanet içinde olduklarını da gözler önüne serdi. Yıllarca sözde soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya çalışan Ermenilerin bütün tezlerini çürüten ilk başbakanları, 128 sayfalık raporunda şu çarpıcı ifadelere veriyor:
    ****Operasyona katıldık****
    1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya'da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Sadece birkaç hafta içerisinde Ermeni devrimci Taşnaksutyun Partisi hem bu birliklerin kurulmasına hem de Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri askerî operasyonlara aktif biçimde katıldı.
    ****Barışı sabote ettik****
    Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türkler’in düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye'den "denizden denize Ermenistan" talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye'ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika'ya resmî çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türkler'le savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
    ****Gerçekleri göremedik****
    Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vadettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.
    ****Aklımız dumanlanmıştı****
    Biz Ermeniler kayıtsız şartsız Rusya'ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir gerekçe yokken zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında Çar hükümetinin Ermenistan'ın bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik. Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek, kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.
    ****Türkler doğru yaptı****
    1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Bu yöntem en kesin ve uygun olanıydı. Kızgınlık ve korku içinde bulunan biz Ermeniler, 'suçlu' arıyorduk ve bu suçluyu Rus Hükümeti ve onun kalleşçe politikaları olarak belirledik. Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus Hükümeti'ne karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi. Siyasal bir parti (Taşnaksutyun) olarak biz, meselemizin Rusları ilgilendirmediğini ve onların gerektiğinde cesetlerimizi çiğneyerek geçip gidebileceklerini unutmuştuk.
    ****Barış teklifini reddettik****
    1914-1918 yıllarında emperyalistlere karşı savaşlarında bozguna uğrayan Türkler, direnerek iki yıl içerisinde tekrar kendilerine geldiler. Yeni genç ve milliyetperver duygularla hareket eden bir nesil ortaya çıkarak, Anadolu'da kendi ordusunu yeniden organize etmeye başlamıştı. Türkiye'de millî bilinç ve kendisini savunma içgüdüsü uyanmıştı. Onlar küçük Asya'da istiklâllerini hiç olmazsa bir şekilde temin edebilmek için Sevr Antlaşması'na askerî güçle karşı koymak zorundaydılar. Bizim bu dönemde barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Çok geçmeden sınırlarımıza askerî operasyonlar başladığında, Türkler bizimle bir araya gelmeyi ve görüşmelere başlamayı teklif ettiler. Biz ise onların bu teklifini geri çevirdik. Bu büyük bir hataydı. Bu, görüşmelerin kesinlikle başarıyla sonuçlanacağı anlamına gelmezdi ama bu görüşmelerde barışçı bir sonuca ulaşma ihtimâli vardı.
    ****Herkes bizi kandırdı****
    "Kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) millî psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. Sanki uzak görüşlü olmamız bir kahramanlıktı, çünkü isteyen herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti. Oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık."
    ****Barışı sabote ettik****
    Osmanlı'dan, Akdeniz'e uzanan bir Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf Devletlerinin bize vadettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik.
    HALAÇOĞLU: Bu itiraflar gerçeğin ta kendisidir
    Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni'nin itiraflarının gerçeğin ta kendisi olduğunu söyledi. Halaçoğlu, "1923'te başbakanlık görevine gelen Kaçaznuni, aynı yıl Bükreş'te Ermeni meselesinin ele alındığı Taşnak Parti Konferansı'nda, şimdi Türk Hava Kurumu tarafından kitap hâline getirilen 128 sayfalık raporu tebliğ olarak sunmuştur. Bu konferansa katılan SSCB ve Avrupalı delegasyonun huzurunda Kaçaznuni, bütün gerçekleri açıklamıştı. Kaçaznuni, buradaki konuşmasında, 'İtilaf devletleri bizi hep Anadolu'da bir Ermenistan hayaliyle kandırdı. Bu boş hayale kapılarak Taşnak çeteleri kurup, 7 cephede savaşan Osmanlı ordularına silah ve mühimmat ***üren birliklere saldırdık. Sonuçta İtilaf devletleri verdiği sözü tutmadı. Biz de Osmanlı'ya ihanetimizin bedelini tehcir ile ödedik. Böyle yapmasaydık belki de bu tehcir olayı başımıza gelmezdi' diyerek bugünkü sözde soykırım iddialarını ortaya atanlara tokat gibi bir cevap vermiştir. Türk Hava Kurumu'nun bunu kitap hâline getirmesi sözde soykırım iddialarını savunan devletlere de ibret olacak bir harekettir. Bunda emeği geçenleri takdir ediyorum ve kendilerini destekliyorum" diye konuştu.

    BİR ÜLKEYE İFTİRA ATMAK SOYKIRIMLARIN EN İĞRENCİDİR !




  • teşekkürler
  • Her zaman yapılan yanılgıyı burada da görüyorum.

    Osmanlı bir imparatorluk olup milliyetçi bir devlet değildi. Dolayısıyla imparatorluğun kanlı bir biçimde parçalanmasından tüm yaşayanları sorumludur. Buna bizde dahiliz. çünkü bizde türkçülük akımı başlatmıştık.

    Tarih bize şunu göstermişltirki milliyetçilik bölünmeyi kinle beslenmeyi ve ayrımcılığı sağlamaktadır. Lokal birleşmeler aldatıcıdır; çünkü kopmalar yaşanır. Ve karşı birleşmeleri tetikler. Savaşların büyük kısmı inanç yada etnik sebeplerden ve bunların tetikleyiciside ekonıomi olduğundan günah keçisi olarak bir milleti görmek yanlış olur.

    Birleştirici unsurlarımıza bir bakalım;
    din, ırk, ideolojik görüşler, vs...

    Şimdide ayrımcı unsurlara bakalım;
    din,ırk ve ideolojik görüişler vs...

    örneğin din birleştiricidir ama aynı dinden olanı birleştirir. müslümanla budisti birleştiremez aksine zıt kutuplar yaratır. ırk ta bu şekildedir. iki türk ırkçılık üzerine birleşse bu sefer kürt yada laz yada arap dışarda kalır.

    Zaten bu kavramların kesinliği veya netliği tartışma konusudur. o halde birlikte yaşamanın formülü insan sevgisi temeline dayandırılmalı, okullarda okutulan kitaplarda 200 kişilik ordu 400 kişilik orduyu ezdi geçti gibi psiko tabirler yerine iyi yapılan şeyler anlatılmalı, insanlığa mal olan buluşlar, yapılar, iki farklı kültüre mensup insanın aşkı anlatılmalıdır.

    temelde ise hakim düşünce kavga etmek için dini , ırki yada ideolojik sebepleri bahane edenleri bertaraf etmektir. Maalesef üniversitelerimizde hocalar bile ideolojik düşüncelerle öğrencileri pomopaladığı için bir türlü kendimize gelemiyor kavga dövüşten kurtulamıyoruz.

    Bu sadece bizim hatanmız değil tüm dünyanın hatasıdır. Ve bu şekilde davranmaya devam ettiğimiz taktirdede, evrimini tamamlayamamış yaratıklar olarak yaşamaya devam edeceğiz.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.