Şimdi Ara

Eşcinsellik Hakkında (34. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
836
Cevap
4
Favori
28.804
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3233343536
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • sayın eflatoon
    bu tarz bir serzenişte bulunmanızı gerçekten yadırgadım. her şey birilerine göre olağandır birilerine göre değildir. eşcinsellik her ne kadar bireysel bir tercih ise, eşcinselliğin yaşanmaması gereken bir tarz olduğunu düşünmek de bir tercihdir öyle değil mi? örnek vereyim ben alkolun tüketilmesine karşı olabilirim ama siz bunu doğal karşılar ve içersiniz. ben zinaya da karşı duruş sergileyebilirim ama siz "kişiler anlaşıp gönül rızası ile uyguladıktan sonra kime ne" diyebilirsiniz.

    neden birilerinin bazı şeyler hakkında düşüncelerini 'insana saygıyı muhasebe ettirmeyi gerektiren bir yaklaşım" olarak değerlendiriyorsunuz? bir takım olgular hakkında bir takım düşünceler her insanda vardır, olmalıdır ve bu insan doğası gereğidir, altından mana çıkarmak ve hüküm vermek bana göre yanlıştır.
  • burada olağan - değil tartışması yok ki, varlığını yoksaymak varsaymak tartışması var... olağan tartışması yapılıyor deyip varlığını tanımıyorum nidaları ile hücum etmek nasıl mantıktır?

    "bu ülkede alkol tüketilmez tüketilemez yoktur!" dediğinizde tüketen kesimi yoksaymış oluyorsunuz. o zaman nasıl hükmedecek vergi alacak, yardım edecek, hakkında konuşacak sınız?

    toplumun bir kesimi sizin biçtiğiniz elbiseye uymuyor diye varolmasınlar demek, öyle büyük bir hakarettir ki, ancak evladınızda bu vasıf varolması ile kader adil olur.
  • Ne yazık ki, yapmış olduğum uyarılara rağmen aynı rahatsız edici tavırlar devam ediyor.

    Sizlere bir soru sormak istiyorum: Eşcinsellik en çok tercih edilen cinsel yönelim olsaydı eğer ve biz heteroseksüeller azınlıkta kalsaydık ve bu tavırlar bize karşı yapılsaydı ne hissederdiniz? Sizin cinsel tercihiniz sürekli bir eleştiri konusu olsaydı eğer, normal değil, hastalık, anormallik gibi ithamlarla sürekli karşı karşıya kalsaydınız ne hissederdiniz?

    Konuyu son kez temizleyip açıyorum. Provokatörleri ciddiye almıyorum ancak, siz saygıdeğer forum üyeleri, yani buranın müdavimleri olarak bu davranışı sürdürürseniz bu konuyu açık tutamam. Lütfen, rica ediyorum, karşınızdaki insanları da düşünerek, empati yaparak yorum yazınız. Bunu başarabileceğimize inanıyorum, seviyemizin buna izin vereceğini düşünüyorum. Lütfen!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    Ne yazık ki, yapmış olduğum uyarılara rağmen aynı rahatsız edici tavırlar devam ediyor.

    Sizlere bir soru sormak istiyorum: Eşcinsellik en çok tercih edilen cinsel yönelim olsaydı eğer ve biz heteroseksüeller azınlıkta kalsaydık ve bu tavırlar bize karşı yapılsaydı ne hissederdiniz? Sizin cinsel tercihiniz sürekli bir eleştiri konusu olsaydı eğer, normal değil, hastalık, anormallik gibi ithamlarla sürekli karşı karşıya kalsaydınız ne hissederdiniz?

    Konuyu son kez temizleyip açıyorum. Provokatörleri ciddiye almıyorum ancak, siz saygıdeğer forum üyeleri, yani buranın müdavimleri olarak bu davranışı sürdürürseniz bu konuyu açık tutamam. Lütfen, rica ediyorum, karşınızdaki insanları da düşünerek, empati yaparak yorum yazınız. Bunu başarabileceğimize inanıyorum, seviyemizin buna izin vereceğini düşünüyorum. Lütfen!

    Ayrımcılılık yapmadığınız sürece sorun yok , bazı konuları silip bu konuları silmemeniz kötü bir durum.
  • Ne alakası var? Bu konu niye silinmeli?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    Ne yazık ki, yapmış olduğum uyarılara rağmen aynı rahatsız edici tavırlar devam ediyor.

    Sizlere bir soru sormak istiyorum: Eşcinsellik en çok tercih edilen cinsel yönelim olsaydı eğer ve biz heteroseksüeller azınlıkta kalsaydık ve bu tavırlar bize karşı yapılsaydı ne hissederdiniz? Sizin cinsel tercihiniz sürekli bir eleştiri konusu olsaydı eğer, normal değil, hastalık, anormallik gibi ithamlarla sürekli karşı karşıya kalsaydınız ne hissederdiniz?

    Konuyu son kez temizleyip açıyorum. Provokatörleri ciddiye almıyorum ancak, siz saygıdeğer forum üyeleri, yani buranın müdavimleri olarak bu davranışı sürdürürseniz bu konuyu açık tutamam. Lütfen, rica ediyorum, karşınızdaki insanları da düşünerek, empati yaparak yorum yazınız. Bunu başarabileceğimize inanıyorum, seviyemizin buna izin vereceğini düşünüyorum. Lütfen!

    bende size şu soruyu yöneltiyorum o zaman;

    oğlunuz yada kızınız olsaydı 15-16-17 ergenlik dönemi yaşlarında diyelim

    ve birden fazla eşcinsel arkadaşı olduğunu etüt ettiniz ve çocugunuzun da o yönde bir eğilim olduğunu farkettiniz!! (arkadaşları ve çevre etkisi vs )

    1-bundan rahatsızlık duyar mısınız?
    2-karşınıza alıp ne söylemek istersiniz?

    veya;

    napalım, bu onun hayatı, onun yaşam tercihi bırakalım su hangi yönde akıyorsa ona doğru gitsin mi dersiniz?

    çok merak ediyorum gerçekten...

    bundan rahatsızlık duymamak bence ona karşı yapılmış bir vefasızlık olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt


    oğlunuz yada kızınız olsaydı 15-16-17 ergenlik dönemi yaşlarında diyelim

    ve birden fazla eşcinsel arkadaşı olduğunu etüt ettiniz ve çocugunuzun da o yönde bir eğilim olduğunu farkettiniz!! (arkadaşları ve çevre etkisi vs )

    1-bundan rahatsızlık duyar mısınız?
    2-karşınıza alıp ne söylemek istersiniz?

    veya;

    napalım, bu onun hayatı, onun yaşam tercihi bırakalım su hangi yönde akıyorsa ona doğru gitsin mi dersiniz?

    çok merak ediyorum gerçekten...


    "rol modelin kesin belirleyici olduğu önermesi heteroseksüel ailelerce yetiştirilen bazı çocukların neden heteroseksüel olmadıkları açıklayamaması açısından oldukça tartışmalıdır. Eşcinsel çiftlerin evlat edinmesine izin veren ülkelerdeki gözlemler de bu çiftler tarafından yetiştirilen her çocuğun ebeveynlerinin cinsel yönelimleri özdeşleşmediklerini göstermektedir. Dolayısı ile Pınar Hanımın sorduğu sorunun psikoloji alanındaki gözlemlere göre yanıtı bir çocuğun cinsel yönelimini belirleyen faktörün ebeveynlerin cinsel yönelimi olmadığı yönündedir.

    Eğer gey ebeveynler, bazı heteroseksüel ebeveynler gibi çocuklarının cinsel yönelimini kendi doğrularına göre şekillendirmek istemezse, çocuklarını ancak büyütebileceklerini ama onların yapısını seçemeyecekleri noktasında olgun kalabilirlerse çocuklar kendi doğalarındaki arzu ve ihtiyaçları anlayabilme kabiliyetleri nedeni ile kendi yollarında mutlu, sağlıklı ve üretken bireyler olarak yürüyebileceklerdir.
    Sonuç olarak Pınar Hanımın sorduğu soru önyargısız bir gözle bakıldığında görülebilecek bir olguyu değil toplumsal olarak duyulan bir korkuyu ve dolayısı ile tehdidi gündeme getirmektedir: Heteroseksüel olmayan çocuklar ailelerindeki patolojik karakterler ya da travmatik (taciz, tecavüz gibi) yaşantılar nedeniyle normalden sapmıştır. Oysa görünen odur ki bir insanın küçük yaşta yaşadığı travmatik cinsel saldırılar kişinin cinsel yönelimini değil bir diğeri ile sağlıklı ilişki kurabilme kapasitesini zedelemektedir.

    Rol modelin belirleyiciliği ile ilgili bir başka argüman da gey erkek çocuklar ile babaları arasındaki ilişkiden hareket eder. Bu sav, gey erkek çocukların sert ve acımasız babaları nedeniyle “normalden saptıklarını” önerir. Oysa geleneksel babaların eşcinselliği “sapıklık ve aşağılayıcı” bir yaşantı olarak algılaması nedeniyle gey erkek çocuklarını dışlamış olmaları da aradaki İlişki kopukluğunu açıklayabilecek bir diğer önermedir ve her gey erkekle babası arasındaki sistemi görünür kılan bir bakış açısı değildir. Ayrıca, baba-oğul ilişkisindeki kopuklukların cinsel yönelimin değişmesini sağlayabileceğini öne sürersek, babası ile çatışmalı heteroseksüel erkeklerin ya da annesi ile çatışmalı heteroseksüel kadınların durumunu açıklamakta yetersiz görünen ve sadece eşcinselleri dışlayan bir bakış açısı geliştirmiş oluruz.

    Üstelik bu argüman, gey çocukları olan bir çok anne-babayı derin bir suçlulukla yöneterek, çocuklarını reddetmeye, görmezden gelmeye, değiştirmeye ve gerekirse yok etmeye neden olduğu için eşcinselliği yok etmek isteyen sistemin etkin bir parçası olarak işlevsel de görünmektedir. Böylelikle farklı çocukların ilk törpülenişi "acımasız" bir şekilde ebeveynlerin üzerine yıkılmakta ve eğer iyi bir anne-baba olmak istiyorlarsa çocukların kendi elleri ile dışlamaları, değiştirmeleri, reddetmeleri ya da son noktada yok etmeleri ilk önce onlardan beklenmektedir. Bu beklentinin bir anne*baba için ne kadar zedeleyici olabileceğini tahmin etmek çok zor değildir."

    Psk. Mahmut Şefik Nil


    Dr. Nesrin Yetkin, çocuğunun eşcinsel olduğunu öğrenen ailelere şu önerilerde bulunuyor:

    • Cinsel yönelim kişinin kendisinin de ailesinin de seçebileceği ya da değiştirebileceği bir durum değil. Suçluluk, pişmanlık gibi duygulara kapılmamalı, bunu çocuklarına yansıtmamalılar.
    • Profesyonel yardım alabilirler.
    • Dünyanın sonu gelmiş, çocukları korkunç bir suç işlemiş ya da yüz kızartıcı bir durum varmış gibi davranmamalılar.
    • Kendini suçlu hisseden çocuğa dünyada tek eşcinselin kendisi olmadığı söylenmeli.
    • Cinsel yönelimi ne olursa olsun, çocuklara sevgi gösterilmeli ve destek olunmalı.
    • Çocuğun toplumla ilişki kurmasına çalışılmalı.
    • Kişi ailesi tarafından evlendirilmeye ya da ilişkiye zorlanmamalı.

    Ergenlikte fark ediliyor

    Kişilerin, eşcinsel olduklarını genel olarak ergenlik döneminde fark ettiklerini kaydeden Yetkin, bazı eşcinsellerin, toplumdaki `homofobi` nedeniyle yönelimlerini bir süre reddettiklerini, kendilerini karşı cinse ilgi duymaya zorladıklarını anlatıyor.
    Dr. Nesrin Yetkin, bir heteroseksüelin bir eşcinselle arkadaşlık etmesinin, ruh sağlığını etkilemeyeceğini belirterek şunları söylüyor: `Cinsel yönelim asla görme veya örnek alma ile oluşmaz, değiştirilemez. Cinsel yönelim aile içinden örnek alma ile oluşsaydı, kimse eşcinsel olamazdı.`

    `Kendinizi gizlemeyin`

    Toplumda pek çok kişinin, hatta eşcinsellerin bile eşcinselleri dışladığını belirten Dr. Yetkin şöyle konuşuyor: `Toplumda azınlıkta kalan daima dışlanır. Önyargılar da bunu etkiler. Sosyal konumları iyi olan eşcinsellerin kendilerini gizlemekten vazgeçmeleri olumlu olacaktır. Ön yargıların değiştirilmesinde medyanın tartışılmaz rolü var. Bu konu medyada ne kadar konuşulur, tartışılırsa yanlış bilgilerin düzelmesi de o kadar kolaylaşır`

    Dr. Nesrin Yetkin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eflatoon -- 26 Nisan 2012; 19:59:33 >
  • İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...





    Şimdi diğerlerini bırak da, eşcinsellerin şiddet görmesi, dışlanması ve yadırganması gibi şeyleri mi savunuyorsun? Yazdıklarını Türkiye için bir eleştiri olarak da kabul edebilirdim ancak önceki yazdıklarının sonucunda zihniyetini az çok biliyorum. Eşcinsellerin toplumdan olan şiddet görmeme, ayrımcılığa uğramama gibi istekleri hayal falan değildir, toplum için de insanlığın gereğidir. Kaldı ki bu ülkede neler neler hayaldi de bugün gerçek oldu. Bu arada hala tercih diye diretmen de gözümden kaçmadı. İstanbul ve Anadolu örneği konusunda da, zaten bu ülke hakkında söylenen birçok şey, aksi belirtilmediği sürece İstanbul ve diğer büyük şehirler baz alınarak söylenir. Ona bakarsan Anadolu'da erkek ve kadının el ele tutuşması, sarılmaları, kadınların dekolte giyinmesi vb. şeyler de yadırganır. İçki içmeyi normal saymayan insan çoğunluğu falan olduğundan da emin değilim, içki içmeyen olabilir de, içki içenler de mi anormal oldu şimdi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: I Love Cookies

    quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...





    Şimdi diğerlerini bırak da, eşcinsellerin şiddet görmesi, dışlanması ve yadırganması gibi şeyleri mi savunuyorsun? Yazdıklarını Türkiye için bir eleştiri olarak da kabul edebilirdim ancak önceki yazdıklarının sonucunda zihniyetini az çok biliyorum. Eşcinsellerin toplumdan olan şiddet görmeme, ayrımcılığa uğramama gibi istekleri hayal falan değildir, toplum için de insanlığın gereğidir. Kaldı ki bu ülkede neler neler hayaldi de bugün gerçek oldu. Bu arada hala tercih diye diretmen de gözümden kaçmadı. İstanbul ve Anadolu örneği konusunda da, zaten bu ülke hakkında söylenen birçok şey, aksi belirtilmediği sürece İstanbul ve diğer büyük şehirler baz alınarak söylenir. Ona bakarsan Anadolu'da erkek ve kadının el ele tutuşması, sarılmaları, kadınların dekolte giyinmesi vb. şeyler de yadırganır. İçki içmeyi normal saymayan insan çoğunluğu falan olduğundan da emin değilim, içki içmeyen olabilir de, içki içenler de mi anormal oldu şimdi?

    Ben şahsen hiçkimseye karşı şiddet kullanamam. Buna karşıyım.

    Ama toplumda karşı olmayanlar da var tabi ki. Buradaki mesele gerçekçi olma meselesidir. Verdiğim örnekleri biraz düşünmek lazım. Ben içki kullanan bir insanım. Ama bu ülkede "ramazan, kandil" diyerekten bu konuda bile büyük baskı yapılırken... Afedersiniz de sizin istedikleriniz hayal bile değil, onun ötesinde birşey...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...





    Valla ben istanbul (taksim, mecidiyekoy, eminonu, turistik yerler vs) ve ankara'nin degisik yerlerinde (tunali, kizilay, sakarya, ve asti'de bile ), halka acik yerlerde gayet pek cok hemcinsimle ele ele yurudum bugune kadar. Tabii ki insanlarin garipseyen bakislari oldu kimi zaman. Bulundugun semte gore degisiyor bu bakislar. Hatta nevizade'de disarida bir masada otururken takildigim bir cocukla uzunca french kiss yaptigimizi hatirliyorum bir keresinde, tabi akabinde ote masadan yanimiza kucuk iskenderin gelip kendimi amsterdam'da hissettim diyerek konu acmasi da ayri bi olaydi.

    Sonuc olarak kimsenin hic oyle bakmadigi yerler de var, baktigi yerler de var, can guvenliginin tehlikeye girebilecegi yerler de.

    Yurt disi konusunda ise asil siz hayalci olmayin. Yurt disi deyince her yerde degil tabii ki. Ama olan bir suru yer var, kendiniz gezerek gorun ogrenin. Public sex yapanlar bile varken, istediginiz 'hayal'i gormek dusundurucu. Bir 20 yil sonra gorun siz dunyadaki degismeyi surduren cehreyi.

    Ek: Ek olarak cogumuzun disarida el ele tutusan insanlari vs gorememesinin sebebi, cogu escinselin bu ulkede toplumdan cekinip gizlenmek zorunda hissetmesindendir. Ama yavas yavas acilacak insanlar da. Mesela gectigimiz yaz istanbuldaki gay pride yuruyusune 10 bin kusur kisi katilmisti, oraya gidip gorebilirsin bu yaz. Gitgide artiyor bu sayi. Insanlar daha gorunur oldukca, dolayisiyla toplumun pek cok yerinde de gorunurluk artacaktir zamanla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ChangeOrBeCrushed -- 26 Nisan 2012; 21:52:27 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt
    bende size şu soruyu yöneltiyorum o zaman;

    oğlunuz yada kızınız olsaydı 15-16-17 ergenlik dönemi yaşlarında diyelim

    ve birden fazla eşcinsel arkadaşı olduğunu etüt ettiniz ve çocugunuzun da o yönde bir eğilim olduğunu farkettiniz!! (arkadaşları ve çevre etkisi vs )

    1-bundan rahatsızlık duyar mısınız?
    2-karşınıza alıp ne söylemek istersiniz?

    veya;

    napalım, bu onun hayatı, onun yaşam tercihi bırakalım su hangi yönde akıyorsa ona doğru gitsin mi dersiniz?

    çok merak ediyorum gerçekten...

    bundan rahatsızlık duymamak bence ona karşı yapılmış bir vefasızlık olur.

    Benim rahatsızlık duyup duymamamın veya herhangi bir insanın rahatsızlık duymasının bu konuyla herhangi bir alakası yok. Buna göre karar verilemez.
  • JavaKing, yazdıklarınıza dikkat edin. Aksi taktirde bölüm uzaklaştırması alacaksınız.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ChangeOrBeCrushed

    quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...





    Valla ben istanbul (taksim, mecidiyekoy, eminonu, turistik yerler vs) ve ankara'nin degisik yerlerinde (tunali, kizilay, sakarya, ve asti'de bile ), halka acik yerlerde gayet pek cok hemcinsimle ele ele yurudum bugune kadar. Tabii ki insanlarin garipseyen bakislari oldu kimi zaman. Bulundugun semte gore degisiyor bu bakislar. Hatta nevizade'de disarida bir masada otururken takildigim bir cocukla uzunca french kiss yaptigimizi hatirliyorum bir keresinde, tabi akabinde ote masadan yanimiza kucuk iskenderin gelip kendimi amsterdam'da hissettim diyerek konu acmasi da ayri bi olaydi.

    Sonuc olarak kimsenin hic oyle bakmadigi yerler de var, baktigi yerler de var, can guvenliginin tehlikeye girebilecegi yerler de.

    Yurt disi konusunda ise asil siz hayalci olmayin. Yurt disi deyince her yerde degil tabii ki. Ama olan bir suru yer var, kendiniz gezerek gorun ogrenin. Public sex yapanlar bile varken, istediginiz 'hayal'i gormek dusundurucu. Bir 20 yil sonra gorun siz dunyadaki degismeyi surduren cehreyi.

    Ek: Ek olarak cogumuzun disarida el ele tutusan insanlari vs gorememesinin sebebi, cogu escinselin bu ulkede toplumdan cekinip gizlenmek zorunda hissetmesindendir. Ama yavas yavas acilacak insanlar da. Mesela gectigimiz yaz istanbuldaki gay pride yuruyusune 10 bin kusur kisi katilmisti, oraya gidip gorebilirsin bu yaz. Gitgide artiyor bu sayi. Insanlar daha gorunur oldukca, dolayisiyla toplumun pek cok yerinde de gorunurluk artacaktir zamanla.

    Bak, sen diğer arkadaşın aksine ne güzel yazmışsın...

    Beyoğlunda yaşamış bir insan olarak, evet... Türkiyede özellikle İstanbulda ve Ankarada birkaç yer dışında senin de ifade ettiğin gibi;

    "Can güvenliği tehlikeye girer!"

    Avrupa dersen, aynen orada da birkaç yerdir bizdeki gibi.

    Bu bize neyi gösterir?

    Bu yerlerin "istisna" olduğunu, bu yerlerde yaşayan insanların da isteklerinin tıpkı bu yerler gibi biraz uçuk kaçık veya gerçek dışı olduğunu gösterir. Yani sen beyoğlunda yaptığını ülkenin yüzde doksondokuzunda yapsan aynen dediğin gibi ya öldürür veya fena döverler. Yani ben bir kandil günü Bursadan Beyoğluna kafa çekmeye giden biri olarak söylüyorum bunu. Bu ülkede içkiyi bile içemeyeceğin günler veya aylar belirlenmiş.

    Kaldı ki, sizin istedikleriniz Beyoğlu için gerçek olabilir. Ama ne dünya ne de Türkiye Beyoğlu değil.
  • Cok ilginc bir durum var:

    Konuyu acan arkadas basit bir soru sormus: Escinsellik dogustan geliyor ise neden dogal secilime maruz kalmamis?

    Ve 12 sayfa boyunca (konuyu acan arkadas disinda) bir kisi bile bu soruya cevap vermemis.

    Gercekten cok ilginc geldi. Bilimsel olmadigi icin mesajlar siliniyor fakat konu ile alakasiz 12 sayfalik bir tartisma devam ediyor.

    Acikcasi ben de yukaridaki sorunun cevabini merak ediyorum. @Trojka yardimci olabilir diye umuyorum.

    (Konuyu acan arkadasin ekledigi makalede gay olmanin sebebi "erkeklerden hoslanma" icgudusunu arttiran bir gene baglanmis ve ayni genin kadinlarda bulunmasinin daha fazla uremeye sebep oldugu iddia edilmis. Yani gay olan bir erkegin, kiz kardesi de bu geni tasiyacagi icin erkeklerden daha cok hoslanacak ve diger kadinlara gore daha fazla cocuk sahibi olacak. Boylece bu genetik durum dogal secilime maruz kalmayacak. Fakat ayni makalede bu teorinin lezbiyenligi ve biseksuelligi aciklayamadigi vurgulanmis.)
  • sıkıntı heryerde.... çözümü ise kurtarılmış gettolarda, makyajlanmış geçiştirmelerde değil...

    ... yaranın iyileşmesine izin verirsin. oysa kimlik iyileşmez. İyileştirilmiş bir kimlik yeni bir yaradır!
    Nihal Bengisu Karaca
    25.11.2010

    şimdi gazetelere yansıyan resimlerine büyük bir üzüntüyle baktım. Uzunca saçlı, mavi gözlü bir delikanlı. Yüzünden sanki iyilik akan güzel bir insan. İşte ölümüne de sanırım bu neden olmuştu. Çünkü semtin bıçkınları, özellikle de hep birlikte dolaşan bir çete, onu izlemiş, sıkıştırmış, saçını uzattığı ve lens taktığı için, '****' lafında somutlaşan iltifatlara boğarak hakaret etmişti. O gün yine bundan dolayı tartışma çıkmış, Aykut mertçe kendini savunmuş ve çıkan kavgada biri, hiç acımadan bıçağını kalbine saplamıştı. Yani tam öldürmek kastıyla...
    Niye peki? O hepsinden farklı olduğu, gözlerinin rengini beğenmediği için lens takarak değiştirmeyi göze aldığı için mi? Saçlarına özen gösterip, onları biraz uzattığı için mi? Yoksa pek çoğundan farklı olarak üniversiteye girip okumayı başardığı için mi? Nefret ettikleri güzelliği miydi, farklı kimliği mi? Yoksa kimileri onu gizliden gizliye arzulamış, hatta sevmiş, ama bu duyguyu, bu yasak tutkuyu kendisine bile itiraf edemediği ve bundan çok rahatsız olduğu için, öldürerek ondan kurtulmayı mı denemişti? İnsan ruhu öylesine çapraşıktır ki...
    Atilla Dorsay 13.09.2010

    "Ben eşcinsellerin de çocuk yetiştirebileceğine inanıyorum...Ben eşcinseller arasındaki aşka da inanıyorum tabii ki bir hastalık olarak görmüyorum, görmemekten yanayım. Bütün dünyada başka bir düzeyde konuşuluyor, tartışılıyor."
    Yazar Elif Şafak'ın CNN röportajından... 13/04/2010
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt
    bende size şu soruyu yöneltiyorum o zaman;

    oğlunuz yada kızınız olsaydı 15-16-17 ergenlik dönemi yaşlarında diyelim

    ve birden fazla eşcinsel arkadaşı olduğunu etüt ettiniz ve çocugunuzun da o yönde bir eğilim olduğunu farkettiniz!! (arkadaşları ve çevre etkisi vs )

    1-bundan rahatsızlık duyar mısınız?
    2-karşınıza alıp ne söylemek istersiniz?

    veya;

    napalım, bu onun hayatı, onun yaşam tercihi bırakalım su hangi yönde akıyorsa ona doğru gitsin mi dersiniz?

    çok merak ediyorum gerçekten...

    bundan rahatsızlık duymamak bence ona karşı yapılmış bir vefasızlık olur.

    Benim rahatsızlık duyup duymamamın veya herhangi bir insanın rahatsızlık duymasının bu konuyla herhangi bir alakası yok. Buna göre karar verilemez.

    hayır bir anne-baba olarak soruyorum rahatsızlık da demeyelim

    sıkıntı veya bir soru işareti olmaz mı?

    yani karşınıza alıp konuşmaz mısınız? anormal bir durum gibi gelmeden olayları seyirine mi bırakırsınız?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    quote:

    Orijinalden alıntı: ChangeOrBeCrushed

    quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...





    Valla ben istanbul (taksim, mecidiyekoy, eminonu, turistik yerler vs) ve ankara'nin degisik yerlerinde (tunali, kizilay, sakarya, ve asti'de bile ), halka acik yerlerde gayet pek cok hemcinsimle ele ele yurudum bugune kadar. Tabii ki insanlarin garipseyen bakislari oldu kimi zaman. Bulundugun semte gore degisiyor bu bakislar. Hatta nevizade'de disarida bir masada otururken takildigim bir cocukla uzunca french kiss yaptigimizi hatirliyorum bir keresinde, tabi akabinde ote masadan yanimiza kucuk iskenderin gelip kendimi amsterdam'da hissettim diyerek konu acmasi da ayri bi olaydi.

    Sonuc olarak kimsenin hic oyle bakmadigi yerler de var, baktigi yerler de var, can guvenliginin tehlikeye girebilecegi yerler de.

    Yurt disi konusunda ise asil siz hayalci olmayin. Yurt disi deyince her yerde degil tabii ki. Ama olan bir suru yer var, kendiniz gezerek gorun ogrenin. Public sex yapanlar bile varken, istediginiz 'hayal'i gormek dusundurucu. Bir 20 yil sonra gorun siz dunyadaki degismeyi surduren cehreyi.

    Ek: Ek olarak cogumuzun disarida el ele tutusan insanlari vs gorememesinin sebebi, cogu escinselin bu ulkede toplumdan cekinip gizlenmek zorunda hissetmesindendir. Ama yavas yavas acilacak insanlar da. Mesela gectigimiz yaz istanbuldaki gay pride yuruyusune 10 bin kusur kisi katilmisti, oraya gidip gorebilirsin bu yaz. Gitgide artiyor bu sayi. Insanlar daha gorunur oldukca, dolayisiyla toplumun pek cok yerinde de gorunurluk artacaktir zamanla.

    Bak, sen diğer arkadaşın aksine ne güzel yazmışsın...

    Beyoğlunda yaşamış bir insan olarak, evet... Türkiyede özellikle İstanbulda ve Ankarada birkaç yer dışında senin de ifade ettiğin gibi;

    "Can güvenliği tehlikeye girer!"

    Avrupa dersen, aynen orada da birkaç yerdir bizdeki gibi.

    Bu bize neyi gösterir?

    Bu yerlerin "istisna" olduğunu, bu yerlerde yaşayan insanların da isteklerinin tıpkı bu yerler gibi biraz uçuk kaçık veya gerçek dışı olduğunu gösterir. Yani sen beyoğlunda yaptığını ülkenin yüzde doksondokuzunda yapsan aynen dediğin gibi ya öldürür veya fena döverler. Yani ben bir kandil günü Bursadan Beyoğluna kafa çekmeye giden biri olarak söylüyorum bunu. Bu ülkede içkiyi bile içemeyeceğin günler veya aylar belirlenmiş.

    Kaldı ki, sizin istedikleriniz Beyoğlu için gerçek olabilir. Ama ne dünya ne de Türkiye Beyoğlu değil.








    Dünyanın hiç bir yerinde normal karşılanmaz demen abartı olmuş. Sen sanırım avrupadaki gay prideları izlemiyorsun. Resmen herkesin içinde french kiss yapıyorlar.

    yaggTVyoutube
    Gays kiss in Paris during Christmas shopping
    http://www.youtube.com/watch?v=O_Lv-NaadQA&feature=relmfu


    Bu gay pride bile değil. Paris'te geçiyor bu videoki fransada eşcinsel evlilik bile serbest değil. Eşcinsel yabancı forumlarda çoğu avrupa'da yaşayan eşcinsel üye rahatça el ele tutuşabildiklerini söylüyorlar.

    Mesela kızlarsoruyor diye bir site var. Flörtlerle ilgili kızlarlarla erkekler birbirine soru soruyor. Eşcinsel evlilikle ilgili bir soru vardı. Çoğu kişi sapıklık yazdı. Birde bu sitenin yabancı versiyonu girlsaskguys sitesi var. Çoğunluğu amerikalı üyeler oluşturuyor. Ve ordaki üyelerin yüzde 95'i eşcinsellerin aynen heteroseksüeller gibi evlenme haklarının olmasını savunuyor. Üyelerin tamamına yakını eşcinselliğin bir hastalık olmadığını, doğuştan gelen bir yönelim olduğun biliyor. Ve orda bir konu vardı. Aileniz homofobikmi diye? Çoğunluğu homofobik demişti. Yani yeni nesil eski nesile göre çok daha olumlu karşılıyor böyle şeyleri. Bir iki nesil daha atladığımızda eşcinselliğin tamamen normal karşılanacağını düşünüyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Cok ilginc bir durum var:

    Konuyu acan arkadas basit bir soru sormus: Escinsellik dogustan geliyor ise neden dogal secilime maruz kalmamis?

    Ve 12 sayfa boyunca (konuyu acan arkadas disinda) bir kisi bile bu soruya cevap vermemis.

    Gercekten cok ilginc geldi. Bilimsel olmadigi icin mesajlar siliniyor fakat konu ile alakasiz 12 sayfalik bir tartisma devam ediyor.

    Acikcasi ben de yukaridaki sorunun cevabini merak ediyorum. @Trojka yardimci olabilir diye umuyorum.

    (Konuyu acan arkadasin ekledigi makalede gay olmanin sebebi "erkeklerden hoslanma" icgudusunu arttiran bir gene baglanmis ve ayni genin kadinlarda bulunmasinin daha fazla uremeye sebep oldugu iddia edilmis. Yani gay olan bir erkegin, kiz kardesi de bu geni tasiyacagi icin erkeklerden daha cok hoslanacak ve diger kadinlara gore daha fazla cocuk sahibi olacak. Boylece bu genetik durum dogal secilime maruz kalmayacak. Fakat ayni makalede bu teorinin lezbiyenligi ve biseksuelligi aciklayamadigi vurgulanmis.)




    Bu sayfanin yukarilarinda bir seyler yazmistim ben bir mesajimda, evrim ve escinsellik arasindaki iliskiyi. Ve bu konu hakkinda yazilan bir kitap linki de vermistim. 12 sayfadaki her bir mesaji okumadan boyle kesin bir iddia sunmak mantikli degil.

    Ayrica bahsettiginiz makaleyi bilmiyorum, ama sacmalik olarak geldi bana. Escinselligi ya da erkeklerden hoslanmayi temsil eden tek adet genden bahsedilemez. Yani bu durum mendel'in tek genli karakterleri gibi degil. Pek cok fenotipik karakter birden fazla gen urununun etkilesimi, vucut ici ve vucut disi kimyasal etkenler, epigenetik faktorler vs ile ortaya cikar. Bu konuda bahsedilen konu da tek genle ortaya cikmiyor. Komplex fenotipleri de oyle bildigimiz kalitim paternleri ile aktarimini anlatmak cok basite indirgemek olur. Bahsettiginiz makaledeki gibi tek bir genle aktariliyorsa, bu gen dominant mi, resesif mi, kodominant mi, eksik dominant mi nedir? Insan genomunda hangi kromozomun hangi lokusunda yer aliyor acaba? Ben bugune kadar oyle bir gen duymadim. Zaten bilim dunyasi da X chromosomundaki bazi genlerin etkili olabilecegini dusunuyorlar. Ama bilinmiyor. Bu konuda epigenetik bir faktor olan X kromozomunun metilasyonu, yani inaktivasyonunun da etkisi dusunuluyor. Kadinlarda overdoz olmamasi icin her iki X'ten biri inaktif edilir, ve bu hucrelerde tamamen rastgele olur. Embriyonun ozellesmis farkli hucre topluluklarindaki X inaktivasyonu secimi de etkili olabilir bu konuda.

    **Bu arada o kadar sey yazdim ama siz tek gen yazdiniz diye yazdim, simdi NCBI'da okudum makaleyi ve genlerden bahsediyor. Ve bunu, gay erkeklerin anne tarafindaki kadinlarin, baba tarafindaki kadinlardan daha dogurgan olduguna iliskilendirmis. Cocuk sayilarina bakmislar yani. Benim anne tarafindaki kadinlarin daha az cocugu var nedense. Ki doguya gidelim, her iki tarafin kadinlari da masallah duzine duzine uretiyorlar. Cok daha fazla sayida ornekle kulturler arasi calismalar yapilmali. Ve calismaya katilan insanlarin gizli olup olmamasi da onemli. Cunku bu hipotez ayni zamanda anne tarafindaki gay erkeklerin daha fazla oldugunu iddia ediyor. Eger genis capli yapilirsa, ve maternal cizgideki dogurganlik orani ile yine maternal cizgideki erkek homoseksuelligi oranlari dogrulanirsa; escinsellikle Darwin'in paradoksu, Darwin'in savundugu yolda aciklik kazanmis olur. Ben ise yukaridaki mesajimda populasyon dengelerinden bahsetmistim bu konuda.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ChangeOrBeCrushed -- 27 Nisan 2012; 15:06:32 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    quote:

    Orijinalden alıntı: ChangeOrBeCrushed

    quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    İstenen nedir?

    Öncelikle ona bir bakalım.

    Veya "istenen" demeyelim de, "hayal edilen" mi diyelim?

    " Efendim eşcinsellik gayet normal karşılansın, eşcinseller dışlanmasın, yadırganmasın, şiddete maruz kalmasın... "

    Yani iki eşcinsel adam sokakta elele rahatça yürüsün, canları istediğinde öpüşsünler. Parkta, bankta, kafede... tıpkı liseli aşıkların yaptığı gibi oynaşsınlar...

    Neden?

    Çünkü bu gayet normal ve sağlıklı bir cinsel tercihin yansıması ve hayata geçmesidir...

    Benim anladığım kadarıyla bu isteniyor. Onun için ilk başında "hayal" kelimesini kullandım. Dünyanın en ileri ülkelerinde, avrupanın en kaymak tabakası dediğimiz ülkelerinde bile bu mümkün değil. Yaşadığımız dünyanın neresinde olursanız olun, istedikleriniz asla gerçek olmayacaktır. Şimdi birileri çıkıpta "filan avrupa ülkesinde evlilik bile kanunen mümkün" diye örnek vermesin. Çünkü ben bundan bahsetmiyorum. Kanunen evlilik mümkün bile olsa, asla o derece rahat hareket etmek imkanı yoktur. Büyük tepki gelir. Nerede olursan ol gerçek bu.

    İstenenler " hayal. " diyorum, çünkü burası Türkiye. Daha bu ülkede içki içmeyi bile normal saymayan insan "çoğunluğu" mevcut. Evet... çoğunluk. Mesela İstanbul hariç anadolunun hiçbir yerinde kandil günü açık meyhane bile bulamazsın.

    Bu örneği vermemin sebebi şu;

    Sizin istediğiniz mutlak özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiyede mi olacak bu? Gülünç...





    Valla ben istanbul (taksim, mecidiyekoy, eminonu, turistik yerler vs) ve ankara'nin degisik yerlerinde (tunali, kizilay, sakarya, ve asti'de bile ), halka acik yerlerde gayet pek cok hemcinsimle ele ele yurudum bugune kadar. Tabii ki insanlarin garipseyen bakislari oldu kimi zaman. Bulundugun semte gore degisiyor bu bakislar. Hatta nevizade'de disarida bir masada otururken takildigim bir cocukla uzunca french kiss yaptigimizi hatirliyorum bir keresinde, tabi akabinde ote masadan yanimiza kucuk iskenderin gelip kendimi amsterdam'da hissettim diyerek konu acmasi da ayri bi olaydi.

    Sonuc olarak kimsenin hic oyle bakmadigi yerler de var, baktigi yerler de var, can guvenliginin tehlikeye girebilecegi yerler de.

    Yurt disi konusunda ise asil siz hayalci olmayin. Yurt disi deyince her yerde degil tabii ki. Ama olan bir suru yer var, kendiniz gezerek gorun ogrenin. Public sex yapanlar bile varken, istediginiz 'hayal'i gormek dusundurucu. Bir 20 yil sonra gorun siz dunyadaki degismeyi surduren cehreyi.

    Ek: Ek olarak cogumuzun disarida el ele tutusan insanlari vs gorememesinin sebebi, cogu escinselin bu ulkede toplumdan cekinip gizlenmek zorunda hissetmesindendir. Ama yavas yavas acilacak insanlar da. Mesela gectigimiz yaz istanbuldaki gay pride yuruyusune 10 bin kusur kisi katilmisti, oraya gidip gorebilirsin bu yaz. Gitgide artiyor bu sayi. Insanlar daha gorunur oldukca, dolayisiyla toplumun pek cok yerinde de gorunurluk artacaktir zamanla.

    Bak, sen diğer arkadaşın aksine ne güzel yazmışsın...

    Beyoğlunda yaşamış bir insan olarak, evet... Türkiyede özellikle İstanbulda ve Ankarada birkaç yer dışında senin de ifade ettiğin gibi;

    "Can güvenliği tehlikeye girer!"

    Avrupa dersen, aynen orada da birkaç yerdir bizdeki gibi.

    Bu bize neyi gösterir?

    Bu yerlerin "istisna" olduğunu, bu yerlerde yaşayan insanların da isteklerinin tıpkı bu yerler gibi biraz uçuk kaçık veya gerçek dışı olduğunu gösterir. Yani sen beyoğlunda yaptığını ülkenin yüzde doksondokuzunda yapsan aynen dediğin gibi ya öldürür veya fena döverler. Yani ben bir kandil günü Bursadan Beyoğluna kafa çekmeye giden biri olarak söylüyorum bunu. Bu ülkede içkiyi bile içemeyeceğin günler veya aylar belirlenmiş.

    Kaldı ki, sizin istedikleriniz Beyoğlu için gerçek olabilir. Ama ne dünya ne de Türkiye Beyoğlu değil.








    Ya burada mekan konusunda bosuna tartismaya gerek yok aslinda. Beyogluna indirgendi yine cunku. Beyoglu degil de, Istanbul, Ankara ve Izmir'de refah duzeyi yuksek semtlerde, Bilkent (kendi kampusum)/ODTU/Bogazici/Koc/Sabanci vs vs gibi en iyi universitelerin kampuslarinda, cesitli illerdeki tatil mekanlarinda falan gayet rahatim. Trakyadada yasamistim bu rahatligi ek olarak. Zaten turkiyenin baska bir yerinde bulunmadim ve bir isim de olmuyor baska yerlerde. Fakir ve egitimsiz semtlere de pek isim dusmedi bugune kadar neredeyse. Ama bu demek degildir ki turkiyenin geri kalani degismesin.

    Avrupa konusunda da varsayim yapacaginiza bati ve kuzey avrupa ulkelerine gidin dorun derim, cok cok daha rahat. turkiye icin dusuncem ise, son yillarda artan gorunurlugun gitgide artip yayilmasi.

    @x-ternal
    Belirtmek istedigim bir sey de, oralarda yapilan gay pride yuruyusleri biraz daha festival havasi tasirken, biz hala sloganlarla politik yuruyuste bulunuyoruz, cunku pek cok ulkedeki gibi resmi haklarimizi elde edemedik henuz. Elde ettikten sonra biz de festival havasinda soyunur cikariz ortaliga, biktim elbiselerden. El ele tutusmak ve opusmeyi saymiyorum, onlar zaten mevcut. Bu arada bir tel aviv kadar olamadik:http://www.youtube.com/watch?v=BBWiMXEQPcg Ayrica bu mesajimdan sonra ciplaklikla medeniyet iliskisi surmeyin onume lutfen. :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ChangeOrBeCrushed -- 27 Nisan 2012; 2:27:09 >
  • 
Sayfa: önceki 3233343536
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.