Şimdi Ara

EUS GELİYOR! ECZACILIK ÖĞRENCİLERİ BURAYA!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
3.798
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • on torba yasaya konulması planlanan, ancak meclisin kapanması üzerine yetiştirelemeyen. Halihazırda sapğlık bakanlığı tarafından bir akademisyen ekibi tarafından hazırlıklarına devam edilen TUS DUS benzeri Eczacılıkta Uzmanlık Sınavı. Yeni yasama döneminde meclisten geçmesi bekleniyor. IUPSA'dan Ayşe Esra Güler'in konu hakkında aydınlatıcı köşe yazısı :

    Eczacılık son zamanlarda oldukça hareketli günler geçiriyor. Bu hareketlilik önümüzdeki günlerde ise daha devam edeceğe benziyor.
    Ben de önümüzdeki günlerin en önemli gündemlerinden biri haline gelecek bir olaydan bahsetmek istiyorum. Ne olacak nasıl olacak tartışmaları arasından sessiz sedasız beliren “eczacı uzmanlığı” meselesinden…
    Eczacılık eğitimin 5 yıl olması ile beraber “uzman eczacı” vasfı ile mezun olan öğrencilerin bu imtiyazı da çok yakında bambaşka bir şekil alacağa benziyor. Şöyle ki, uygulamaya başlanması planlanan “EUS” pek çok şeyi değiştireceğe benziyor. Peki, nedir bu EUS?
    EUS; TUS ve DUS’un bir benzeri olan, eczacılık öğrencileri için getirilmesi düşünülen bir uzmanlık sınavıdır. Bu sınavla beraber eczacılıkta branşlaşma mevzu bahis olacaktır. Üzerinde son çalışmaları yapılan konu, bilhassa kliniksever eczacılara oldukça güzel bir haber olacak kanaatindeyim.
    İlk etapta klinik eczacılıktan türevlenecek olan 3 farklı alan düşünülüyor. Bunlar; enfeksiyon eczacılığı, nutrisyonel eczacılık, onkoloji eczacılığı gibi alanlar klinik eczacılık anabilim dalı bünyesinde verilecek uzmanlıklar olacaktır.
    Tüm bu kadar teorik meseleyi bir kenara bırakıp uzaktan bakarsak, görünen tablo karşısında itiraz edenleri de sevinenleri de görmek bittabi mümkündür. Ancak unutmamak gerekir ki bugün eczacılığın direnmesi, tüm yeniliklere direnmesi olarak algılanırsa, pek yakında direnmeye teşvik edecek değerde bir mesleğin de kalmayacağı aşikardır. Uzmanlık, kimilerine yeni bir rekabet alanı, meslek icrası için yeni bir engel vesaire gibi görünebilir. Lakin kalitenin arttırılması için bu tür aşamaların varlığı elzemdir. Eğer düşünülürse tıp fakültelerinde her şey 6 yıllık eğitimden sonra bitseydi ve bu kadar fazla branş olmasaydı -devamlı bir yenisi eklenerek branşların arttığını unutmamak gerekir- doktorluk mesleği saygınlığını bu şekilde devam ettirebilir miydi tartışılır.
    Gelişmelerin akabinde fakültelerin “Klinik Eczacılık” kürsüleri kurması ve var olan kürsülerde revizyona gitmesi artık bir zorunluluk halini alacaktır diye düşünüyorum. Bunun da ülkeye, öğrenciye, mesleğe sağlayacağı katma değer ise şüphesiz ortada.

    Ayşe Esra Güler



    Konu hakkında bir diğer köşe yazısı da Milletvekili Yar.Doç Ecz. Mahmut Tokaç'tan. Yukarıda bahsettiğim yasa meselesi burda daha açık anlatılıyor.

    İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç’ın eczacılıkta uzmanlığın yasallaşması amacıyla hazırladığı “6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Haziran ayında TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu. Sayın Domaç’ın meşhur “Torba Kanun”a girmesi için sunduğu teklif, torba kanunun yasama dönemine yetişmemesi üzerine bir sonraki döneme kalmış oldu. Aslında bu gecikmenin bazı hususların tartışılmasına zaman tanıyacağını düşünerek teklifle ilgili görüşlerimi aktarmak istiyorum.

    Teklifle, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’a bir ek madde ilave edilerek “Uzman Eczacılık” kavramı getirilmekte ve bunu tanzim etmek için Sağlık Bakanlığı bünyesinde “Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu” oluşturulmaktadır.

    Ek madde “Eczacılığın her hangi bir uzmanlık dalında uzman olmak ve o unvanı ilan edebilmek için, Sağlık Bakanlığı’nca kabul ve ilân edilen Türkiye eğitim kurumlarınca verilmiş veya yabancı memleketlerin eğitim kurumlarından verilip Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen Türkiye eğitim kurumlarından biri tarafından tasdik edilmiş ve Sağlık Bakanlığı’nca tescil olunmuş bir uzmanlık belgesini haiz olma şartı” ile başlamaktadır.

    Buraya kadar bir sorun yok ancak daha sonraki kısımda; “Eczacılıkta uzmanlık dalları ve eğitim sürelerinin ek-1 sayılı çizelgede belirtildiği, bu çizelgede belirtilen eğitim sürelerinin Sağlık Bakanlığı’nca, Eczacılık Uzmanlık Kurulu’nun kararı ile üçte bir oranına kadar arttırılabileceği” belirtilmekte ve burada atıfta bulunulan “Ek-1 Sayılı Çizelge”de Onkolojik Eczacılık, Enfeksiyon Hastalıkları Eczacılığı, Klinik Eczacılık ve Fitofarmasi Eczacılığı olarak 4’er yıllık 4 uzmanlık dalı Kanun’la belirlenmektedir.

    Maddenin devamında Eczacılık Uzmanlık Kurulu’un teşekkül şekli belirtildikten sonra “Kurul tarafından belirlenen yeni uzmanlık alanlarının Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile yürürlüğe gireceği” ifade edilmektedir.

    Teklifin başka bir yerinde ise; “Uzmanlık dallarının eğitim müfredatları ve bu müfredata göre uzmanlık dallarının temel uygulama alanları ile görev ve yetkilerinin çerçevesinin Kurulca belirleneceği” belirtilmektedir.

    Kanun teklifinin gerekçesinde “Dünya genelinde uzman eczacılık eğitiminin çok sayıda branşta verilmekte olduğu ve uzmanlık eğitimini tamamlayan eczacıların kamu ve özel sektörde yaygın olarak istihdam edildiği, Amerika’da Ayak Bakım Eczacılığı, Kritik Hasta Bakım Eczacılığı, Pediyatrik Eczacılık, Farmakoterapi, Psikiyatrik Eczacılık, Kardiyoloji Eczacılığı, Enfeksiyon Hastalıkları Eczacılığı gibi çok sayıda uzman eczacılık dalı bulunduğu, Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde ise Sanayi ve Biyomedikal Eczacılığı, Medikal Biyoloji Eczacılığı, Hastane ve Organizasyon Eczacılığı, Farmagenomi, Ar-Ge Eczacılığı, Biyoteknoloji Eczacılığı, Klinik Eczacılık ve Farmakoekonomi gibi branşlar yer aldığı” belirtilmekte ise de Kanun tekniği açısından uzmanlık dallarının Kanun’la belirlenmesi yerine, Kanun’da uzmanlık tanımının yapılması ile yetinilmeli ya da şimdilik sadece “Klinik Eczacılık” uzmanlık dalıyla başlanılmalı ve diğer uzmanlık dalların belirlenmesi hususu tamamen Kurula bırakılmalıdır.

    Eğer bu değişiklik yapılmayıp uzmanlık dalları Kanunla belirlenecek ise; o zaman da dallar yeniden değerlendirilmelidir. Gerekçede diğer ülkelerde çok farklı dallarda uzmanlıklar olduğunun belirtilmesine rağmen neden sadece dördü ile yetinildiği gibi bir soruya muhatap olunabilir ya da Fitofarmasi gibi bazı uzmanlık alanlarının klinik bir uzmanlık olup olmadığı, fitofarmasötik ilaç satışı yapacak olan serbest eczanelerde geçerli olabileceği için yüksek lisans programı olarak kalmasının daha uygun olabileceği da tartışma konusu olabilir.

    Teklifin mevcut haliyle yasalaşması durumunda yanlış anlaşılmalara ve kargaşaya yol açabilecek bir husus daha var ki o da Kurulun yapısı ile ilgilidir. Teklifte “Kurul’un Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü, 1. Hukuk Müşaviri ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı ile Bakanlığın ve Yüksek Öğretim Kurulu’nun eğitim kurumlarından seçeceği üçer üye ile Türk Eczacılar Birliği’nin seçeceği bir üyeden oluşacağı” belirtilmektedir.

    Maddenin devamında ise

    “Kurul’a seçilecek asıl ve yedek üyelerin uzman olmaları ve ayrıca eğitim kurumlarında en az üç yıl eğitimci olarak görev yapmış bulunmaları şartı”;

    getirilmekte ve ayrıca geçici bir madde ile;

    “Kurul’un ilk teşkilinde, üyelerde uzman olma ve eğitim kurumlarında en az üç yıl eğitimci olarak görev yapmış bulunma şartının aranmayacağı ancak seçilecek üyelerin, eczacılık alanında profesör veya doçent olmaları şart olduğu.”

    ifade edilmektedir.

    Buradaki uzman olma şartının diğer tüm üyelere şamil olarak algılanmaması ve karmaşaya sebep olmaması için birinci maddedeki “Kurul’a seçilecek” ifadesinin “Kurul’a Bakanlık dışındaki kurumlar tarafından seçilecek” şeklinde;

    Geçici maddenin ikinci cümlesinin baş kısmının ise “Kurul’un ilk teşkilinde, Bakanlık dışındaki kurumlar tarafından seçilecek üyelerde” şeklinde düzeltme yapılması gerekmektedir.

    Teklifle “Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan uzman eczacıların her türlü ücretlerinin, çalıştıkları kurum ve kuruluşlardaki diş hekimleri için yapılan her türlü ödemeler toplamının net tutarı kadar olması” şeklinde bir hüküm daha bulunmaktadır ki bu hüküm ile kamuda çalışan uzman eczacıların özlük haklarının korunması amaçlandığı anlaşılmaktadır. Ancak sanırım bir yazım hatası olarak “diş hekimleri” ifadesinin yanındaki “uzman” kelimesi unutulduğu için, uzman eczacıların pratisyen diş hekimleri ile aynı kategoride değerlendirilmeleri ve uzman farkını alamamaları riski oluşmaktadır. Bu eksiklik mutlaka düzeltilmelidir. Ancak bu değişikliğin kamuda çalışan ve uzman olmayan diğer eczacılarla uzman eczacıların arasında ciddi bir gelir farkı doğuracağı ve bunun önemli bir tartışma konusu olabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.

    Eczacılıkta uzmanlığın getirilmesinin önemi hepimizce malum. Sadece doğru zamanda doğru adımları atmazsak ölü doğma riski olmaktadır. O yüzden bu konular yeni yasama dönemine kadar sağlıklı bir şekilde tartışılarak en doğruya ulaşılmalıdır. Bu vesile ile hepinizin Ramazan Bayramını tebrik eder, ülkemiz ve eczacı camiasına hayırlara vesile olmasını temenni ederim.







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.