Şimdi Ara

Evrim ve Tesadüf (29. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
948
Cevap
9
Favori
20.193
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2728293031
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    Bana söyler misin Pasteur'un deneyi ilk canlıyı açıklamaya yönelik mi?

    Ben şunu diyorum inorganik(cansız) madeden elementler ile radyoaktif ışıma ile 46 kromozmlu, sıcakkanlı, akciğer solunumu yapan, hücreleri kendini yenileyebilen, birbirinden farklı ikicinsiyete saihp canlılar oluşturan,içinde elektrik geçen bir beyin oluşturan hatta elektriği sinirlere daha hızlı gitsin diye miyelin kılıf ortaya koyan,retinaya gelen ışığı beyinde ters çevireni,daha da derine indiğimizd kromozm plastid lokoplast sentrozom vs vs vs gibi hücre parçalarının birbiri ile sistematik görev dağılımı yapmasına yol açan,bazı canlılarda sürüngenler re-generation(yenileme) yapan vs vs vs gibi tirlyonlarca detay varken materyalist diyorj ki evet dünyaımz radyoaktif ışıma altında pişti bir güzel sonra elementler cart curt tirlyon x triyon x trilyon x triyon detaya sahip canlılar meydana geldi tamam çok bilimsel

    Sorunun cevabı eet

    Sorunun cevabı evet falan değil Pasteur'un deneyi bir canlının başka bir canlıdan oluştuğunu açıklar ama ilk canlının nasıl oluşacağına bir açıklama getiremez.Yani inorganik maddelerden senin bahsettiğin canlılara açılan yolu çürütemedi.Sen sanıyorsun ki herhalde inorganik maddelerden bir anda sıcakkanlı,akciğer solunumu yapan canlılar gelişti.Ben de soruyorum o zaman.Madem bunlar evrimle oluşamaz neden bu sistemlerin geçiş formlarını görebiliyoruz.Yani neden solungaçlı balıklardan akciğerlilere geçişler var sonra da karadaki canlılara geçiş var? Veya neden çok basit sinir sistemlerinden gelişmişe doğru bir gidiş var.Neden balıkların kalpleri 2 odacıklı,sürüngenlerin 3 odacıklı,memelilerin 4 odacıklı? Neden mitokondri,kloroplast DNA'sı,ribozomu bakterilerinkinin birebir aynısı? Ribozomun büyüklüğü bile neden aynı?

    Neden canlıların kromozomunda sürekli tekrarlanan bölümler var? Bana Allah hepsini aynı hamurdan yarattı gibi cevaplar vermeyin ama lütfen.

    Arkadaşım bilimsel rasyonel tartışma yapıyoruz burda niye Allahı karıştıryorsun üzerinde etkiler mi bırakıyor yoksa Konumuza gelirsek elbette Pasteur ilk canlının oluşumunu açıklamaz fakat neyi açıklar Organik canlılar organik canlılardan gelir nokta geçmişten buyana çok fazla sahte fosil bulunduğunu tespit ettiğim için solungaçtan akciğere geçiş olayına kahkahalarla güldüm.Emin ol ki eğer bilim dünyasında solungaç ile akciğer arası bir forma rastlamış olsalardı şuanda Bilim dünyasında inançlı insan kalmazdı

    Hayır genelde cevabınız bu oluyor da o yüzden söylüyorum.Organik canlılar organik canlılardan gelir bunda hemfikiriz.Ama diyorum ki abiyogenez de işte o organik moleküllerin nereden geldiğini söylüyor.Bunun hakkında açıklama yapıyor.Sen bırak fosilleri falan.Şu an akciğerli balıklar var mı var.Bazı balıklarda hava keseleri var bazı balıklarda yok.Bilim insanları da bu hava keselerinin akciğerleri oluşturduğunu gösterdi mi gösterdi ee? Bu akciğerlerin de öyle kompleks bir tarafı yok yani.Bir insan üçte bir akciğerle bile yaşayabiliyor,hızlı koşamıyor falan ama o ayrı.İnanç olayını karıştırmayalım,bilim dünyasının çoğu ya agnostik,ya deist ya da ateist.Zaten neye inandıkları da beni ilgilendirmez kendilerinin bileceği bir iş.Ama bilimsel bir konuşma yapıyorlarsa ellerindeki veriler de bilimsel olmak zorunda.İsteyen istediğine inanır evrim,ateizmi gerektirir diye bir şey yok ortada.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    Bana söyler misin Pasteur'un deneyi ilk canlıyı açıklamaya yönelik mi?

    Ben şunu diyorum inorganik(cansız) madeden elementler ile radyoaktif ışıma ile 46 kromozmlu, sıcakkanlı, akciğer solunumu yapan, hücreleri kendini yenileyebilen, birbirinden farklı ikicinsiyete saihp canlılar oluşturan,içinde elektrik geçen bir beyin oluşturan hatta elektriği sinirlere daha hızlı gitsin diye miyelin kılıf ortaya koyan,retinaya gelen ışığı beyinde ters çevireni,daha da derine indiğimizd kromozm plastid lokoplast sentrozom vs vs vs gibi hücre parçalarının birbiri ile sistematik görev dağılımı yapmasına yol açan,bazı canlılarda sürüngenler re-generation(yenileme) yapan vs vs vs gibi tirlyonlarca detay varken materyalist diyorj ki evet dünyaımz radyoaktif ışıma altında pişti bir güzel sonra elementler cart curt tirlyon x triyon x trilyon x triyon detaya sahip canlılar meydana geldi tamam çok bilimsel

    Sorunun cevabı eet

    Sorunun cevabı evet falan değil Pasteur'un deneyi bir canlının başka bir canlıdan oluştuğunu açıklar ama ilk canlının nasıl oluşacağına bir açıklama getiremez.Yani inorganik maddelerden senin bahsettiğin canlılara açılan yolu çürütemedi.Sen sanıyorsun ki herhalde inorganik maddelerden bir anda sıcakkanlı,akciğer solunumu yapan canlılar gelişti.Ben de soruyorum o zaman.Madem bunlar evrimle oluşamaz neden bu sistemlerin geçiş formlarını görebiliyoruz.Yani neden solungaçlı balıklardan akciğerlilere geçişler var sonra da karadaki canlılara geçiş var? Veya neden çok basit sinir sistemlerinden gelişmişe doğru bir gidiş var.Neden balıkların kalpleri 2 odacıklı,sürüngenlerin 3 odacıklı,memelilerin 4 odacıklı? Neden mitokondri,kloroplast DNA'sı,ribozomu bakterilerinkinin birebir aynısı? Ribozomun büyüklüğü bile neden aynı?

    Neden canlıların kromozomunda sürekli tekrarlanan bölümler var? Bana Allah hepsini aynı hamurdan yarattı gibi cevaplar vermeyin ama lütfen.

    Arkadaşım bilimsel rasyonel tartışma yapıyoruz burda niye Allahı karıştıryorsun üzerinde etkiler mi bırakıyor yoksa Konumuza gelirsek elbette Pasteur ilk canlının oluşumunu açıklamaz fakat neyi açıklar Organik canlılar organik canlılardan gelir nokta geçmişten buyana çok fazla sahte fosil bulunduğunu tespit ettiğim için solungaçtan akciğere geçiş olayına kahkahalarla güldüm.Emin ol ki eğer bilim dünyasında solungaç ile akciğer arası bir forma rastlamış olsalardı şuanda Bilim dünyasında inançlı insan kalmazdı

    Hayır genelde cevabınız bu oluyor da o yüzden söylüyorum.Organik canlılar organik canlılardan gelir bunda hemfikiriz.Ama diyorum ki abiyogenez de işte o organik moleküllerin nereden geldiğini söylüyor.Bunun hakkında açıklama yapıyor.Sen bırak fosilleri falan.Şu an akciğerli balıklar var mı var.Bazı balıklarda hava keseleri var bazı balıklarda yok.Bilim insanları da bu hava keselerinin akciğerleri oluşturduğunu gösterdi mi gösterdi ee? Bu akciğerlerin de öyle kompleks bir tarafı yok yani.Bir insan üçte bir akciğerle bile yaşayabiliyor,hızlı koşamıyor falan ama o ayrı.İnanç olayını karıştırmayalım,bilim dünyasının çoğu ya agnostik,ya deist ya da ateist.Zaten neye inandıkları da beni ilgilendirmez kendilerinin bileceği bir iş.Ama bilimsel bir konuşma yapıyorlarsa ellerindeki veriler de bilimsel olmak zorunda.İsteyen istediğine inanır evrim,ateizmi gerektirir diye bir şey yok ortada.

    Bu tartışmanın sonucuna ulaşamayız sen içinde binlerce görev olan tek bir hücreyi oluşturuyorsun amino asitlerle sonra o hücrelerle de organlar yapılar oluşturuyorsun sonra anatomik olarak bunlaraı korumaya alıyorsun bu canlı beyninde nörotransmitter akımla çalışıyor.Ben böyle bir yapının abiyogenez ile oluşmasını imkansız olarak görüyorum çünkü anatomik yapıyı düşündüğümüzde tüm organları arasındaki bağları isket sistemni kasları vs tümden ortaya çıkması imkansız ne denizde ne karada nedemiştik eğer ortada anlam vermediğimiz bir yaratılış yoksa yada açıklayamadığımız (bilim ve teknoloji gelişmediği için yeteri kadar)


    --Randomly olarak imkansız olanları yazıyorum --
    1.fotosentez yapıcak bitkilerin alglerin oluşması(diyelim bu safha gerçekleşti)
    2.ilk hücrenin amino asitlerden oluşarak oluşması (imkansız)
    3.Basit yapılı canlıların oluşması(imkansız x imkansız)
    4.kompleks yapıdaki canlılar oluşması(omurgalılar özellike)(imkansız x imkansız x imkansız))

    Özellikle 4.şık bu olayı iyice kompleks hale getiriyor hiçbir canlı 2.safhadan randomly bir şekilde 4.safhaya geçemez çünkü 1 ve 2.safhanın kendiside açıklanamıyor.

    eğer bu imkansızlar ard arda gerçekleşti diyorsanız ozaman bir dogmada(yaratılış varoluş vs) sizden gelmiş olur



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nationalsocial -- 13 Aralık 2013; 18:00:55 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    Bana söyler misin Pasteur'un deneyi ilk canlıyı açıklamaya yönelik mi?

    Ben şunu diyorum inorganik(cansız) madeden elementler ile radyoaktif ışıma ile 46 kromozmlu, sıcakkanlı, akciğer solunumu yapan, hücreleri kendini yenileyebilen, birbirinden farklı ikicinsiyete saihp canlılar oluşturan,içinde elektrik geçen bir beyin oluşturan hatta elektriği sinirlere daha hızlı gitsin diye miyelin kılıf ortaya koyan,retinaya gelen ışığı beyinde ters çevireni,daha da derine indiğimizd kromozm plastid lokoplast sentrozom vs vs vs gibi hücre parçalarının birbiri ile sistematik görev dağılımı yapmasına yol açan,bazı canlılarda sürüngenler re-generation(yenileme) yapan vs vs vs gibi tirlyonlarca detay varken materyalist diyorj ki evet dünyaımz radyoaktif ışıma altında pişti bir güzel sonra elementler cart curt tirlyon x triyon x trilyon x triyon detaya sahip canlılar meydana geldi tamam çok bilimsel

    Sorunun cevabı eet

    Sorunun cevabı evet falan değil Pasteur'un deneyi bir canlının başka bir canlıdan oluştuğunu açıklar ama ilk canlının nasıl oluşacağına bir açıklama getiremez.Yani inorganik maddelerden senin bahsettiğin canlılara açılan yolu çürütemedi.Sen sanıyorsun ki herhalde inorganik maddelerden bir anda sıcakkanlı,akciğer solunumu yapan canlılar gelişti.Ben de soruyorum o zaman.Madem bunlar evrimle oluşamaz neden bu sistemlerin geçiş formlarını görebiliyoruz.Yani neden solungaçlı balıklardan akciğerlilere geçişler var sonra da karadaki canlılara geçiş var? Veya neden çok basit sinir sistemlerinden gelişmişe doğru bir gidiş var.Neden balıkların kalpleri 2 odacıklı,sürüngenlerin 3 odacıklı,memelilerin 4 odacıklı? Neden mitokondri,kloroplast DNA'sı,ribozomu bakterilerinkinin birebir aynısı? Ribozomun büyüklüğü bile neden aynı?

    Neden canlıların kromozomunda sürekli tekrarlanan bölümler var? Bana Allah hepsini aynı hamurdan yarattı gibi cevaplar vermeyin ama lütfen.

    Arkadaşım bilimsel rasyonel tartışma yapıyoruz burda niye Allahı karıştıryorsun üzerinde etkiler mi bırakıyor yoksa Konumuza gelirsek elbette Pasteur ilk canlının oluşumunu açıklamaz fakat neyi açıklar Organik canlılar organik canlılardan gelir nokta geçmişten buyana çok fazla sahte fosil bulunduğunu tespit ettiğim için solungaçtan akciğere geçiş olayına kahkahalarla güldüm.Emin ol ki eğer bilim dünyasında solungaç ile akciğer arası bir forma rastlamış olsalardı şuanda Bilim dünyasında inançlı insan kalmazdı

    Hayır genelde cevabınız bu oluyor da o yüzden söylüyorum.Organik canlılar organik canlılardan gelir bunda hemfikiriz.Ama diyorum ki abiyogenez de işte o organik moleküllerin nereden geldiğini söylüyor.Bunun hakkında açıklama yapıyor.Sen bırak fosilleri falan.Şu an akciğerli balıklar var mı var.Bazı balıklarda hava keseleri var bazı balıklarda yok.Bilim insanları da bu hava keselerinin akciğerleri oluşturduğunu gösterdi mi gösterdi ee? Bu akciğerlerin de öyle kompleks bir tarafı yok yani.Bir insan üçte bir akciğerle bile yaşayabiliyor,hızlı koşamıyor falan ama o ayrı.İnanç olayını karıştırmayalım,bilim dünyasının çoğu ya agnostik,ya deist ya da ateist.Zaten neye inandıkları da beni ilgilendirmez kendilerinin bileceği bir iş.Ama bilimsel bir konuşma yapıyorlarsa ellerindeki veriler de bilimsel olmak zorunda.İsteyen istediğine inanır evrim,ateizmi gerektirir diye bir şey yok ortada.

    Bu tartışmanın sonucuna ulaşamayız sen içinde binlerce görev olan tek bir hücreyi oluşturuyorsun amino asitlerle sonra o hücrelerle de organlar yapılar oluşturuyorsun sonra anatomik olarak bunlaraı korumaya alıyorsun bu canlı beyninde nörotransmitter akımla çalışıyor.Ben böyle bir yapının abiyogenez ile oluşmasını imkansız olarak görüyorum çünkü anatomik yapıyı düşündüğümüzde tüm organları arasındaki bağları isket sistemni kasları vs tümden ortaya çıkması imkansız ne denizde ne karada nedemiştik eğer ortada anlam vermediğimiz bir yaratılış yoksa yada açıklayamadığımız (bilim ve teknoloji gelişmediği için yeteri kadar)


    --Randomly olarak imkansız olanları yazıyorum --
    1.fotosentez yapıcak bitkilerin alglerin oluşması(diyelim bu safha gerçekleşti)
    2.ilk hücrenin amino asitlerden oluşarak oluşması (imkansız)
    3.Basit yapılı canlıların oluşması(imkansız x imkansız)
    4.kompleks yapıdaki canlılar oluşması(omurgalılar özellike)(imkansız x imkansız x imkansız))

    Özellikle 4.şık bu olayı iyice kompleks hale getiriyor hiçbir canlı 2.safhadan randomly bir şekilde 4.safhaya geçemez çünkü 1 ve 2.safhanın kendiside açıklanamıyor.

    eğer bu imkansızlar ard arda gerçekleşti diyorsanız ozaman bir dogmada(yaratılış varoluş vs) sizden gelmiş olur

    Alıntıları Göster
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 22 Aralık 2013; 0:42:10 >




  • TRojka kullanıcısına yanıt
    Cevap çok basit Hücreyi neler oluşturuyor(amino asitler) hücreyi geçtim sadece tek veya birkaç amino asitin çalışma prensibine bakalım bak sadece amino asiti yazıyorum bu hücreyi oluşturan temel yapıtaşları

    Her amino asitin, bir karboksil ve bir de amino grubu vardır. Bu gruplar birbirlerinden α-karbon adı verilen tek bir C atomuyla ayrılırlar. Nötral sulu çözeltilerde α-karboksil grubu bir protonunu kaybeder ve eksi (-) yüklü hale geçer (-COO-). Aynı şekilde α-amino grubuysa bir elektron kaybederek artı (+) yüklü olur (-NH3+). Amino asitlerin asimetrik merkezleri (kiral karbonları) vardır. Örneğin Glisin’de, amino asitin α-karbonu dört farklı gruba bağlanabilir. Bu sebepten her amino asit D veya L formunda bulunabilir. Ribozomlar üzerinde amino asit sentezinde her zaman L amino asit kullanılır. Sadece mikroorganizmalar, belli küçük peptidlerin sentezinde D amino asitlerini kullanırlar. İlginç bir örnek olarak, Güney Amerika ağaç kurbağasınnnın derisinde sentezlenen bazı peptidler verilebilir. Bu peptidlerde D amino asitleri bulunmuştur. Bu peptidlerden “dermorphin” , sıçan beynindeki opiate reseptörleri (beyindeki uyuşturucu madde reseptörleri) ile etkileşime girerek oldukça güçlü bir ağrı kesici etki göstermiştir. Bu kurbağaların senteaeazlediği peptidlerdeki D amino asitleri, peptidde daha önceden bulunan L amino asitleri ile birleşerek enzimleri aktive edebilmektedir.Polipeptidin ana zinciri, her amino asit için aynı olan grupların birleşimidir. Yan zincir veya R grubu ise, α-karbonuna bağlıdır ve 20 amino asitin her birinde farklıdır. Bu farklılık, proteinin kendine özgü oldukça değişik yapıları ve aktiviteleri kazandırır. Tüm amino asit yan zincirleri bir arada düşünüldüğünde, artı veya eksi yüklüden hidrofobiğe kadar oldukça fazla çeşitli yapısal özellikler gösterirler. Ayrıca bu yan zincirler, oldukça farklı çeşitlilikte kovalent ve nonkovalent bağların yapısına katılabilirler.
    Bir enzimin “aktif bölgesi”, birçok farklı organik reaksiyonu katalizleyebilir. Yan zincirlerin çeşitli karakteristiği, molekülün yapısını ve aktivitesini belirleyen molekül içi (intramoleküler) etkileşimlerden, peptidin diğer polipeptidler gibi moleküllerle aralarınddaki ilişkiyi belirlerleyen moleküller arası etkileşimlere kadar birçok şeyi etkiler.


     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf
     Evrim ve Tesadüf


    Hücrenin yapıtaşı olan aminoasitler bukadar komplek iken sen hücreyi bırak 46 kromozmlu sıcakkanlı akciğer solunumu yapan beyni norotransmitter olan canlı yapıyorsun inanılmaz bak hücrenin bölümlerine geçmedim bu sadece amino asitin görevleri..
    A.Hayatî önemi olan temel amino asitler Fonksiyonları
    Valin

    Ağ zincir biçimindedir.
    Sinir sistemi fonksiyonlarını düzenler.
    Karaciğer yoluyla değil, aktif olarak kas tarafından alınır.
    Leucin

    Enerji kaynağı olarak kullanılan ağ-zincir şeklinde bir amino asittir.

    Kan ve hücre yapımını sağlar
    Kas proteininin bitmesini engellemeye yardım eder
    Beyin tarafından uyarılan sinir uyarılarının intikal dozunu ayarlar ve aynı zamanda sinir sisteminde acı sinyallerinin geçişini engrelleyen enkafalinin salgılanmasını sağlar
    Deri ve kemiklerin iyileşmesine yardım eder.
    Isoleucin

    Ağ-zincir şeklindeki bu amino asit hazır olarak alınarak;

    Kas dokusu tarafından enerji olarak kullanılır.
    Kas kaybını önler·
    Hemoglobin oluşumunu sağlar.
    Threonin

    Amino toksin temizleyecilerinin önde gelenlerindendir.
    Karaciğerde yağ birikmesini engeller
    Kalojenin önemli yapıtaşlarındandır.
    Methionin

    Karaciğerdeki toksik artıkların atılmasına yardımcı olarak, karaciğerin ve böbrek dokularının yenilenmesine yardımcı olur.
    Antioksidan seviyesini arttırır ve kan kolestrol seviyesini düşürür·
    Sistin ve kreatin oluşumunda rol oynar.
    Phenylanalin

    Tirosin’in öncüsüdür.
    Öğrenme, hafıza, ruh hali ve uyanıklılık düzeylerini arttırır· Bazı depresyonların tedavisinde kullanılır.
    Kalojen üretiminde önemli rol oynar.
    İştahı kontrol eder.
    Vejeteryanlarda genellikle düşük seviyede bulunur.
    Tryptophan

    Temel sinir uyarıcılarından serotonin öncüsüdür. Serotoninin sakinleştirirci etkisi vardır ve uyku verir.
    Büyüme hormonunun salgılanmasını sağlar.
    Sinir sistemini düzenler.
    Histidin

    Derideki en önemli ultra-viole emicilerindendir.
    Kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin (Al ve akyuvar) üretiminde rol oynar ve bu yönüyle Aneminin (Kansızlık) tedavisinde önemlidir.
    Allerjik rahatsızlıkların, romotoid arthirit ve ülser tedavisinde kullanılır.
    Lysin

    Vücutta lisin azaldığında protein sentezi zorlaşır. Bu da kas ve bağ dokularını olumsuz etkiler.
    Virüsleri engeller, uçuk tedavisinde kullanılır.
    C vitamini ile birlikte L-Karnitini oluşturur. L-Karnitin, kas dokusunun oksijeni daha iyi kullanmasını sağlayarak yorgunluğu engeller.
    Kemik, kıkırdak ve diğer bağ dokuları oluşturan lifli bir protein olan Kalojen oluşumuna yardımcı olarak, kemik gelişimini sağlar.
    B.Hayatî önemi olmayan amino asitler Fonksiyonları
    Arginin

    İnsülin, glükagon ve büyüme hormonu (GH) salgılanmasını arttırır.(Ornitin’ie birlikte daha etkilidir.)
    Yaraların iyileşmesi, kalojen oluşumu, bağışıklık sistemi uyarımları üzerinde etkilidir.
    Kreatin, Gama (Beyin nörotransmit’i Gaba'nın (amino bütrik asit) öncüsüdür.
    Sperm sayısını ve T-Limposit tepkisini arttırır.
    Systein

    Zararlı kimyasalları L-aspartik ve L-sitrülin ile birlikte etkisizleştirir.
    Alkol ve sigaranın neden olduğu zararları önlemeye yardım eder.
    Beyaz kan hücrelerinin aktivitelerini uyarır.
    Tyrosin

    Dopamin, norepinephrine ve epinephrine gibi
    nörotransmitlerin,Tiroid ve büyüme hormonlarının, cilt ve saç dokularını renklendiren melanin’in öncüsüdür.
    Ruh halini dengeler.
    C. Organizma için %100 gerekli olmayan amino asitler Fonksiyonları
    Alanin

    Doku bağlarının en önemli elemanıdır
    Glükoz-Alanin çevriminin anahtarlarındandır. Bu çevrim, kasların ve diğer dokuların, diğer amino-asitlerden enerji çekmesine ve kullanmasına olanak sağlar.
    Bağışıklık sisteminin kurulmasına yardım eder.
    Aspartik Asit

    Karbonhidratların kas enerjisine dönüştürülmesini sağlar.
    Bağışıklık sistemi elemanlarını yapılandırır.
    Egzersiz sonrası oluşan amonyak seviyesini düşürür.
    Cystin

    Güçlü doku bağları ve antioksidan olayına yardım eder.
    İyileşme sürelerinde etkildir. Beyaz kan hücrelerinin aktivitelerine ve iltihaplardan kaynaklanan ağrıların dindirilmesine yardımcı olur.
    Deri ve saç oluşumunda önemlidir.
    Glutamik Asit

    Glutamin, prolin, ornitin, arjinin, glutation ve GABA’nın başlıca öncüsüdür.
    Beyin metabolizması ve diğer amino asitlerin metabolizmasında önemli yer tutar.
    Potansiyel enerji kaynağıdır.
    Glutamin

    En verimli amino-asittir.
    Bağışıklık sistemi fonksiyonlarında anahtar bir önemi vardır.
    Önemli bir enerji kaynağıdır. Özellikle, kalori kısıtlaması esnasında, böbrek ve bağırsak fonksiyonlarına yardımcı olur.
    Beyni besleyerek, hafıza, zeka ve konsantrasyon sistemlerine yardım eder.
    Glysin

    Diğer amino-asitlerin yapımına yardımcıdır. Hemoglobin ve sitokromların ( Enerji üretiminde rol oynayan enzimler) yapısal parçalarındandır.
    Sakinleştirici etkisiyle manik-deprasif ve agresif bireylerin tedavisinde kullanılır.
    Glikojen hareketini sağlayan, glükagon’u üretir.
    Şeker isteğini engellemeye yardım eder.
    Ornitin

    Yüksek dozlarda büyüme hormonunun salgılanmasını arttırır.
    Bağışıklık sistemi ve karaciğer fonksiyonlarına yardım eder.· İyileşmeyi hızlandırır.
    Prolin

    Doku bağları ve kalp kası oluşumunda önemli bir rolü vardır.
    Kas enerjisi için çabuk harekete geçer.
    Kolajen oluşumunun önemli bir parçasıdır.
    Serin

    Hücrelerin enerji üretiminde etkilidir.
    Hafıza ve sinir sistemi fonksiyonlarına yardımcıdır.
    Bağışıklık sistemi maddelerinin oluşumuna katkıda bulunur (Immuno-globin, anti-bodies ).
    Torin

    Yağların emilimine ve elenmesine yardım eder.
    Beynin ve retina’nın bazı bölgelerinde nörotransmit gibi işlem görür.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nationalsocial -- 14 Aralık 2013; 1:23:42 >




  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 22 Aralık 2013; 0:42:37 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Wikipedia'ya ulaşabilecek kadar aklımız var, kendiniz yazın bir şeyler istemiştim ben.

    Bu kadar komplekse tanrı vardır mantığı güdüyorsanız, bir sürü hata varsa tanrı yoktur diyenler de var. Durumun bu kadar kompleks olması da herhangi bir imkansızlığa sebep olarak gelmiyor bana. Onlarca elementin oluşturduğu bileşikler, elektron alışverişleri v.s de kendi kendine oluşamaz sizin mantığınızda ama, yan yana bırakıldığında oluşabiliyor.



    Olasılık elektronlara izin verirse olabilir fakat olasılık sistematik organizma yaratamaz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Wikipedia'ya ulaşabilecek kadar aklımız var, kendiniz yazın bir şeyler istemiştim ben.

    Bu kadar komplekse tanrı vardır mantığı güdüyorsanız, bir sürü hata varsa tanrı yoktur diyenler de var. Durumun bu kadar kompleks olması da herhangi bir imkansızlığa sebep olarak gelmiyor bana. Onlarca elementin oluşturduğu bileşikler, elektron alışverişleri v.s de kendi kendine oluşamaz sizin mantığınızda ama, yan yana bırakıldığında oluşabiliyor.



    Olasılık elektronlara izin verirse olabilir fakat olasılık sistematik organizma yaratamaz

    Alıntıları Göster
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 22 Aralık 2013; 0:43:17 >




  • TRojka kullanıcısına yanıt
    Slidelar lar bşkabir kaynak giriş wikipedia sondaki bölümde başkabir bilim sitesinden.Slideları amino asitin çalışma prensibini ifade eden Üniversite projesi konumuza dönersek sanırım aynı fikirde buluşamıycaz önemli değil zaten yukardaki paylaşımımda tek bir hücreyi geçtim amino asitin bile oluşutramayacağımız kantılandı.

    Bu arada sudan biranda insan çıkması daha yavaş oluşmasından daha rasyonel olurdu buda 2. hatanız yavaşlatırsan dahada imkansızlaşır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nationalsocial -- 14 Aralık 2013; 1:52:44 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nationalsocial

    Slidelar lar bşkabir kaynak giriş wikipedia sondaki bölümde başkabir bilim sitesinden.Slideları amino asitin çalışma prensibini ifade eden Üniversite projesi konumuza dönersek sanırım aynı fikirde buluşamıycaz önemli değil zaten yukardaki paylaşımımda tek bir hücreyi geçtim amino asitin bile oluşutramayacağımız kantılandı.

    Bu arada sudan biranda insan çıkması daha yavaş oluşmasından daha rasyonel olurdu buda 2. hatanız yavaşlatırsan dahada imkansızlaşır
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 22 Aralık 2013; 0:44:29 >
  • Değil mi bir protein bile kendi kendine oluşamıyorken bu sanatlı vücut mu kendi kendine oluşacak? Üstelik tek bir tane ara geçiş formu da gösteremiyorlar.... Ara geçiş formları olsaydı yarı balık yarı sürüngen canlılarla karşılaşmamız gerekirdi ama yok.... Dawkins de zaten yaratılışı kabul etti.Evrimciler neden daha evrim diye üsteliyorlar anlamış değilim.......
  • Konunun bir ırka ilişkin eleştirel noktaya gelmesi -düşündürücü.
    Aranızdaki sorun ne ise karşılıklı olarak halledin.
    Uzlaşma kültüründen yoksunsanız da her zaman "şikayet" tuşunu kullanabilirsiniz.

    Kimse sizin kısır tartışmalarınızı, iğneli yazılarınızı ve
    çarşaf çarşaf resimlerinizi okumak zorunda değil.

    Burası konu-dışı değil; biraz uslup.

    Bu bölüme (kültür, bilim) odaklanmamın belirli nedenleri var
    çokça keyif alıyorum, öğreniyorum ve zaman zaman da paylaşıyorum.

    Beni gerçekten rahatsız ediyorsunuz.
  • TRojka kullanıcısına yanıt
    anlatılmak istenen de bu, sürecin kademe kademe olması imkansızdır.

    Her hücre bölünmesi sırasında 3 milyar harften oluşan 1 milyon sayfalık 1000 ciltlik bir kütüphane olan DNA kopyalanıyor, vücuttaki hormonlar saniyeler içinde görev yapıyor.
    Bunları 21.yy bilim kitaplarından okuyabilirseniz, hala Miller-Ürey deneyinden bahsetmezsiniz...Bu deneyi de anlatmıştık çok defa.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: archozi

    anlatılmak istenen de bu, sürecin kademe kademe olması imkansızdır.

    Her hücre bölünmesi sırasında 3 milyar harften oluşan 1 milyon sayfalık 1000 ciltlik bir kütüphane olan DNA kopyalanıyor, vücuttaki hormonlar saniyeler içinde görev yapıyor.
    Bunları 21.yy bilim kitaplarından okuyabilirseniz, hala Miller-Ürey deneyinden bahsetmezsiniz...Bu deneyi de anlatmıştık çok defa.


    Sana göre imkansızdır. Bilim dünyasına göre indirgenemez karmaşıklık diye bir şey yoktur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: archozi

    anlatılmak istenen de bu, sürecin kademe kademe olması imkansızdır.

    Her hücre bölünmesi sırasında 3 milyar harften oluşan 1 milyon sayfalık 1000 ciltlik bir kütüphane olan DNA kopyalanıyor, vücuttaki hormonlar saniyeler içinde görev yapıyor.
    Bunları 21.yy bilim kitaplarından okuyabilirseniz, hala Miller-Ürey deneyinden bahsetmezsiniz...Bu deneyi de anlatmıştık çok defa.


    Size bu kadar kompleks, karmaşık, mükemmel görünen DNA her mayoz bölünmede rastgele şekilde crossing-over'la genetik çeşitliliği sağlıyor. Hatta bu crossing-over'la ortaya Adriana Lima gibi canlılar bile çıkabiliyor. Hatta o mükemmel görünen 46 kromozom sayısı değişse bile bunun farkında olmadan yaşayıp, ölebiliyor insanlar.

    Miler-Urey deneyi ilkel Dünya atmosferinde canlılığında nasıl oluştuğuna cevap olmayabilir ancak inorganik maddelerden aminoasitlerin kendi kendilerine oluşabileceğinin kanıtıdır.




  • neuro kullanıcısına yanıt
    bana göre karışık evet aklımın almadığı mucizeler bunlar..bilim de zamanla keşfetmeye çalışıyor zaten daha ortaya çıkacak pekçok detay var, elektron mikroskobu bulunması çok faydalı bir gelişme oldu.
    genetik bilimiyle ilgili iyice okuman ve üzerinde düşünmen gerekiyor..
  • Darwin,Türlerin Kökeni'nde şöyle der:''Eğer birbirini izleyen,sayısız,küçük değişimlerle oluşması olanaksız herhangi bir karmaşık organın var olduğu gösterilebilseydi,benim kuramım çökerdi.'' Aynen Darwin'in de dediği gibi indirgenemez karmaşıklıkta hiçbir yapıya şu ana kadar rastlanılmamıştır,rastlanılsaydı Evrim Kuramı çürürdü.Bunu ilk Behe ortaya attı,bakteri kamçısı dedi,açıkladılar sonradan özür dilemek zorunda kaldı.Göz dediler açıklandı,bağışıklık sistemi dediler açıklandı,beyin dediler açıklandı,kanat dediler açıklandı.Açıklanmayan bir sistem yok.

    Zaten bu kadar uzun bir zaman içerisinde oluşmayacak moleküler bir yapı da yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: archozi

    bana göre karışık evet aklımın almadığı mucizeler bunlar..bilim de zamanla keşfetmeye çalışıyor zaten daha ortaya çıkacak pekçok detay var, elektron mikroskobu bulunması çok faydalı bir gelişme oldu.
    genetik bilimiyle ilgili iyice okuman ve üzerinde düşünmen gerekiyor..

    İşte problem de orada. Sana göre öyle. Ama bilim dünyasına göre değil.

    Sen kabul etsen de etmesen de gerçek evrim. O karmaşık dediğin yapılar bir anda değil de kademe kademe oluşabiliyor.
  • neuro kullanıcısına yanıt
    bilim söylüyor diyoruz bilim, benimle ne ilgisi var?
    genetik bilimi diyorum genetik...
  • Canis Majoris kullanıcısına yanıt
    evet bu söz 150 yıl önceydi sonra genetik bilimi bunu ispatladı,
    tam üzerindesin, teori bu yüzden bitti.
    Bakterilerin kamçısı konusu uzun zaman öncedir. Son 10 yıl içinde kamçının detayını bilim araştırıp ortaya çıkarınca şaşkına döndüler, çünkü kamçının basit titreşimle değil organik bir motorla çalıştığı ortaya çıktı.
    Şöyle ki; kamçıyı 240 protein oluşturuyor ve bu proteinler motora açıp kapanma sinyalleri gönderiyor bu da hem mafsallar oluşturuyor hem de kırbacı hücre zarına bağlayan proteinleri harekete geçiriyor.
    Modellemesi de yapıldı gerçekten muhteşem bir sistem.

    Şimdi bunu oluşturan proteinler motoru oluşturup çalıştırmayı nasıl öğrendi acaba? ve her saniye kusursuzca nasıl görevlerini yapıyorlar?
    milyonlarca yılda oldu biz göremedik demeyin de yine...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: archozi

    bilim söylüyor diyoruz bilim, benimle ne ilgisi var?
    genetik bilimi diyorum genetik...

    Genetik bilimi karmaşıklığın indirgenemez olduğunu söylemiyor ama.
  • 
Sayfa: önceki 2728293031
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.