Şimdi Ara

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS] (13. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
372
Cevap
14
Favori
62.222
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yhackup

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cannibalz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaioken

    4.muradın gürzünü bulabilecek varmı

    250kg falandı sanırım . Unutmuş olabilirim ama deli adamdı vesselam.

    IV. Murat Osmanlı sultanları arasında fiziksel kuvvetiyle ünlüdür. İri ve güçlü yapılı olan padişah 60 kilogramlık gürzü tek eliyle ustaca kullanabildiği söylenir.

    kaynak: wikipedia

    Alıntıları Göster
    yahudiler ve ingilizler tarafından geçmişi silinmek istenen, kaynakları yok edilmeye çalışılan, bunlar yobaz bunlar gerici çığırtkanlığı yapan, barbar ünvanını yakıştıran, İslam ve Türk düşmanlarına kulak asmış onların yolunu takip etmiş ve türk olduğunu söyleyen, bu kadar kişiyi bir arada görmek üzücü gerçekten

    oyuna gelmek bu kadar kolay olmamalı,

    dünyada o kadar çok vahşet saçmış daha birkaç asır öncesine kadar katliam yapmış ülkeler, tarihlerini ne kadar anlı şanlı gösteriyorlar halk da sahip çıkıyor

    bizimkilerde adalet ahlak güç kudret dolu geçmişimizi kötülemek için yerden yere vurmak için yapmadıkları yok, sorsan ingilizlere amerikalılara düşmandırlar bide, ingilizin amerikalının kurduğu oyunlara geldiklerinin farkında olmamaları büyük cehalet




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih513

    quote:

    Orijinalden alıntı: Qmandan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih513

    quote:

    Orijinalden alıntı: Qmandan

    quote:

    Orijinalden alıntı: X-FI

    anlattılarınızın çoğu gerçek dışı.. yok tek eliyle adamı havaya kaldırmış yok 60 kg luk bilmem neyi tek koluyla savurabiliyormuş.. adam insan değil gamma radyasyonuna uğramış Hulk anasını satayım.. yok böyle bişey. olamaz.

    gerçek dışı olduğunu kanıtla tamam diyeceğim

    Seni en kısa zamanda bir spor salonuna bekliyorum bakalım verelim eline şöyle 257 kiloluk ağırlığı yerinden 10 santim kaldırabiliyor musun :)
    Ha tabi orta çağda insanların süper güçleri olduğunu düşünüyorsan o ayrı.

    Son olarak İstanbul'un fethedilmesine insanları mutlu ettik gözüyle bakıyorsanız, Amerika Irağa yada Afganistana girince de konuşamazsınız onlar da sözde mutluluk götürüyor o bölgelere. Mantık aynı sonuçta bizi de kapıları açıp içeri almadılar istanbuldan sonunda geldiniz diye, insanları öldürerek aldık saçma sapan biz işgal edince çok mutlu oldular gibi ilkokul seviyesinde yorumlar yapmayın.

    Ha bu yorumumu Fatih Sultan Mehmet'e bir hakaret olarak algılayacaksanız sabaha kadar algılayabilirsiniz, stratejik ve teknolojik olarak büyük bir gelişme ve dediğiniz gibi çağ atlanmasına neden olmuş bir gelişme, bütün avrupayı sallayan bir gelişmedir.

    Fakat bu çağ atlamasını sağlayan şey yeni top teknolojileri ve bu teknolojilerin avrupadaki derebeylerinin büyük kalelerinin yıkılması diye biliyorum.

    Peki bunun amerika'nın atom bombasını bulmasından farkı nedir sizce? Tarihte yeni çağ açmamış olabilir fakat atom bombasının yapılması ile büyük savaşlar meydanlarda değil masa başlarında güç gösterileriyle oluyor ki ben buna çağ değişimi gözüyle bakıyorum. Peki sizce atom bombasının bulunması iyi bir şey midir? Yada bugün amerika atom bombasının atılmasıyla bu kadar gurur duyuyor mu? Bana kalırsa hiç bir fark yok ikisi arasında.

    Son olarak kılıç güzelmiş.

    canımsın onlarda gelecekte müzeler dolsun diye süs amaçlıydı zaten

    fetih konusunuda araştırmadan okumadan konuşanlarada ayrıca hastayım

    he yav heee

    Oo epey aydınlandım yani bu yorumunla.
    Neyden bahsediyon müzelerin dolmasıyla ilgili?
    Hangi kısmı yanlış?

    Boş beleş mesajlar atmayın kardeşim eğer fikrin varsa adam gibi yazarsın burada tartışırız yok eğer hiç bir fikri olmayan boş bi insansan mesajlarıma alıntı yapma.

    spor salonuna gelde 250 kg kaldırmışmışta.lafa bak yav.kendinle karıştırma koskoca padişahı.kaynakları vermiş arkadaşlar hala inanmıyorsunuz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HKS571

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cannibalz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaioken

    4.muradın gürzünü bulabilecek varmı

    250kg falandı sanırım . Unutmuş olabilirim ama deli adamdı vesselam.

    257 kilogram ağırlığında olan gürzdür.

    askerinin başında savaşa katılan son osmanlı padişahı olarak bilinen iv. murat, olağanüstü kuvvetiyle ünlüydü. huzura kabul edilen fransız gezgin du loir, anılarında iv. murat'ın idman yaparken çok iriyarı bir kişi olan silahtar musa paşa'yı, tek eliyle kuşağından tutup havaya kaldırarak meydanda uzun süre dolaştıktan sonra yere bırakmasını; 200 okkalık (yaklaşık 257 kilo) gürz kullanmasını; bir ciritle 8 kalkanı birden delmesini; kendine özgü uzun kılıcını saatlerce yorulmadan sallamasını ve güreştiği genç yeniçerileri enselerine vurduğu tek şaplakla yere sermesini hayranlıkla anlatır. tarihçilerin yazdığına göre yayını çektiği ok, tüfek mermisinden uzağa düşerdi.

    abartsınlar abarsınlar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    Topkapı sarayında ki en büyük kılıçlar bunlardır.14. yy Macar kılıçları. Yukarıdan aşağıya 208, 270, 173 cm.

    Kılıç bu kadar büyükse, bunu kullanan adamı merak ettim

     Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS]



    Arkadaşım o gördüğün kılıçlar tören kılıcı gibi bir şey zaferler adına falan yaptırılır. Tutupta kimse kullanmaz yani bir araştırmanı tavsiye derim.

    Gerçekten Kaldırabilmiş midir?
    Mevcut yazılı kaynaklara bakılarak tespit edilen "târihî" gerçekleri boş ve asılsız iddiâlarıyla "tahrif" etmeye çalışan, kendi zan ve kuruntularını "gerçek târih" diye halka yutturmaya kalkışan seviyesiz tahrifçiler, şimdi de Sultan IV. Murâd'ın 250 kiloluk bir topuzu tek başına kaldırabildiğini gösteren rivâyetleri dillerine dolayarak, bu târihî kayıtların "Aklın-mantığın kabul edeceği bir şey olmadığını" söyleyip "uydurma" olduğu yalanını ortaya atmışlardır.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.


    Evliya Çelebi kaynaklı alıntı yapan sevgilimi arkadaşım seyahatnameyi falan okursan doğru olup olmayacağını hemen anlarsın. Herşeyi abartarak yazan hayal gücü geniş sempatik bir kişiliktir çelebi. Onun yazdıkları ile tarih öğrenilmez.

    Hocam ben sadece dev kılıç nasıl olur onu göstermek için koydum fotoğrafı, bir şey ima etmek için değil yani

    Sen yazınca yazmak ihtiyacı hissettim. Bu kılıçlar macarlar ile savaşırken savaş meydanından getirilmiş İstanbul'a ve Topkapı'ya gidip yakından incelersen üzerinde kullanıldığına dair çok büyük ipuçları var. Kılıcın üzerindeki çizikler, keskin yerinde ki körelmeler ve kılıcın savaşta kullanıldığı çok net gözüküyor.
    Büyük kılıçları avrupalılar kullanırdı biz değil. Türklere uygun değildi çünkü hızını yavaşlatan bir şey bunu kullanmak.

    Burada da detaylı bilgi var dev kılıçlar hakkında.
    www.thearma.org
    The Two-Handed Great Sword
    http://www.thearma.org/essays/2HGS.html


    Arkadaşım o kılıçlar kullanmak diyorsunuz. Bazen bazı şeyler göz korkutma asalet gösterme gibi şeyler için göstermelik olarak yapılır. Verdiğin linkte de kullanılmadığına itafen yazılanlar var. Bak orda bir çizim var yanlış görmediysem zırhlı bir şovalye boyu kadar kılıcı elinde tutarken belinde ikinci bir kısa kılıç var. Orada gösterilen diğer kullanılabilir kılıçlara bakarsan ince bir yapıya sahipler senin koyduğun fotoğraflarla pekde alakaları yok. Kullandıkları şekli göstermişler daha çok mızrak gibi bir kullanımları var. Muhtemelen anında atılıyor diğer silaha geçiliyordur. Ben mantığım çerçevesinde yazıyorum. 2.70 lik dev bir kılıçla avrupalıda savaşamaz bir başkasıda.
    Siz iddaa ediyorsanız devam kanıtta bulun şu yazmış bu çizmiş diye ama ben inanmıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    Topkapı sarayında ki en büyük kılıçlar bunlardır.14. yy Macar kılıçları. Yukarıdan aşağıya 208, 270, 173 cm.

    Kılıç bu kadar büyükse, bunu kullanan adamı merak ettim

     Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS]



    Arkadaşım o gördüğün kılıçlar tören kılıcı gibi bir şey zaferler adına falan yaptırılır. Tutupta kimse kullanmaz yani bir araştırmanı tavsiye derim.

    Gerçekten Kaldırabilmiş midir?
    Mevcut yazılı kaynaklara bakılarak tespit edilen "târihî" gerçekleri boş ve asılsız iddiâlarıyla "tahrif" etmeye çalışan, kendi zan ve kuruntularını "gerçek târih" diye halka yutturmaya kalkışan seviyesiz tahrifçiler, şimdi de Sultan IV. Murâd'ın 250 kiloluk bir topuzu tek başına kaldırabildiğini gösteren rivâyetleri dillerine dolayarak, bu târihî kayıtların "Aklın-mantığın kabul edeceği bir şey olmadığını" söyleyip "uydurma" olduğu yalanını ortaya atmışlardır.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.


    Evliya Çelebi kaynaklı alıntı yapan sevgilimi arkadaşım seyahatnameyi falan okursan doğru olup olmayacağını hemen anlarsın. Herşeyi abartarak yazan hayal gücü geniş sempatik bir kişiliktir çelebi. Onun yazdıkları ile tarih öğrenilmez.

    Biz savaşta sallayarak kullanıyor demedikki!

    Sadece kaldırabiliyor dedik.

    Valla ben belgelerimle konuşuyorum.O devrin kaynaklarıyla.

    Abartıyormuşta peh.Bahana çoook......

    Lütfen seyahatnameyi bir okuyun.

    Bak kardeşim orada sadece seyahname yi yazan evliya çelebiyi tasdik etmiyor.İyi okusanız yazıyı.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168

    O ağırlığı kaldırabiliyorsa hay maşallah derim. Dediğiniz gibi sallayamaz bir silah olarak kullanamaz. Ben size seyahatnameyi bir okuyun dediğimde tarihsel olayların nasıl abartılabileceğini bir görün diye idi. Çelebi abartırda bir başkası yapamaz mı? Dilden dile dolaşırken basit olaylar efsane haline gelmez mi?

    Kitap okumanın zararı yok okuyuverseniz ne olur Eğlenceli bir kitap.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: LazqopaT61

    Gereksiz Yaşayan nede çok insan var.Peygamber övgüsü almış.kaza namazı olmayan dinine bağlı bir lidere ettiğiniz laflara bak.ya müslüman dglsnz.yada musluman olarak görunuyorsunz.tek kaza namazın dgr taraftaki cezasını blsenz nefes almadan namaz kılarsnz daha bi kibrit ateşine dayanamayan insanların dünyayı boş geçirmesi garip ne düşünürsen düşün.ölünce kaçacak yerin yok hepsinin cevabını vereceksnz.Hayırlı kandiller.

    Orasını Yaratan bilir, kardeş.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    Topkapı sarayında ki en büyük kılıçlar bunlardır.14. yy Macar kılıçları. Yukarıdan aşağıya 208, 270, 173 cm.

    Kılıç bu kadar büyükse, bunu kullanan adamı merak ettim

     Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS]



    Arkadaşım o gördüğün kılıçlar tören kılıcı gibi bir şey zaferler adına falan yaptırılır. Tutupta kimse kullanmaz yani bir araştırmanı tavsiye derim.

    Gerçekten Kaldırabilmiş midir?
    Mevcut yazılı kaynaklara bakılarak tespit edilen "târihî" gerçekleri boş ve asılsız iddiâlarıyla "tahrif" etmeye çalışan, kendi zan ve kuruntularını "gerçek târih" diye halka yutturmaya kalkışan seviyesiz tahrifçiler, şimdi de Sultan IV. Murâd'ın 250 kiloluk bir topuzu tek başına kaldırabildiğini gösteren rivâyetleri dillerine dolayarak, bu târihî kayıtların "Aklın-mantığın kabul edeceği bir şey olmadığını" söyleyip "uydurma" olduğu yalanını ortaya atmışlardır.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.


    Evliya Çelebi kaynaklı alıntı yapan sevgilimi arkadaşım seyahatnameyi falan okursan doğru olup olmayacağını hemen anlarsın. Herşeyi abartarak yazan hayal gücü geniş sempatik bir kişiliktir çelebi. Onun yazdıkları ile tarih öğrenilmez.

    Hocam ben sadece dev kılıç nasıl olur onu göstermek için koydum fotoğrafı, bir şey ima etmek için değil yani

    Sen yazınca yazmak ihtiyacı hissettim. Bu kılıçlar macarlar ile savaşırken savaş meydanından getirilmiş İstanbul'a ve Topkapı'ya gidip yakından incelersen üzerinde kullanıldığına dair çok büyük ipuçları var. Kılıcın üzerindeki çizikler, keskin yerinde ki körelmeler ve kılıcın savaşta kullanıldığı çok net gözüküyor.
    Büyük kılıçları avrupalılar kullanırdı biz değil. Türklere uygun değildi çünkü hızını yavaşlatan bir şey bunu kullanmak.

    Burada da detaylı bilgi var dev kılıçlar hakkında.
    www.thearma.org
    The Two-Handed Great Sword
    http://www.thearma.org/essays/2HGS.html


    Arkadaşım o kılıçlar kullanmak diyorsunuz. Bazen bazı şeyler göz korkutma asalet gösterme gibi şeyler için göstermelik olarak yapılır. Verdiğin linkte de kullanılmadığına itafen yazılanlar var. Bak orda bir çizim var yanlış görmediysem zırhlı bir şovalye boyu kadar kılıcı elinde tutarken belinde ikinci bir kısa kılıç var. Orada gösterilen diğer kullanılabilir kılıçlara bakarsan ince bir yapıya sahipler senin koyduğun fotoğraflarla pekde alakaları yok. Kullandıkları şekli göstermişler daha çok mızrak gibi bir kullanımları var. Muhtemelen anında atılıyor diğer silaha geçiliyordur. Ben mantığım çerçevesinde yazıyorum. 2.70 lik dev bir kılıçla avrupalıda savaşamaz bir başkasıda.
    Siz iddaa ediyorsanız devam kanıtta bulun şu yazmış bu çizmiş diye ama ben inanmıyorum.

    Alıntıları Göster
    blog.milliyet.com.tr
    Dördüncü Murad'ın gürzü!/Mizah/milliyet blog
    http://blog.milliyet.com.tr/dorduncu-murad-in-gurzu-/Blog/?BlogNo=233911




  • quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    Topkapı sarayında ki en büyük kılıçlar bunlardır.14. yy Macar kılıçları. Yukarıdan aşağıya 208, 270, 173 cm.

    Kılıç bu kadar büyükse, bunu kullanan adamı merak ettim

     Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS]



    Arkadaşım o gördüğün kılıçlar tören kılıcı gibi bir şey zaferler adına falan yaptırılır. Tutupta kimse kullanmaz yani bir araştırmanı tavsiye derim.

    Gerçekten Kaldırabilmiş midir?
    Mevcut yazılı kaynaklara bakılarak tespit edilen "târihî" gerçekleri boş ve asılsız iddiâlarıyla "tahrif" etmeye çalışan, kendi zan ve kuruntularını "gerçek târih" diye halka yutturmaya kalkışan seviyesiz tahrifçiler, şimdi de Sultan IV. Murâd'ın 250 kiloluk bir topuzu tek başına kaldırabildiğini gösteren rivâyetleri dillerine dolayarak, bu târihî kayıtların "Aklın-mantığın kabul edeceği bir şey olmadığını" söyleyip "uydurma" olduğu yalanını ortaya atmışlardır.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.


    Evliya Çelebi kaynaklı alıntı yapan sevgilimi arkadaşım seyahatnameyi falan okursan doğru olup olmayacağını hemen anlarsın. Herşeyi abartarak yazan hayal gücü geniş sempatik bir kişiliktir çelebi. Onun yazdıkları ile tarih öğrenilmez.

    Biz savaşta sallayarak kullanıyor demedikki!

    Sadece kaldırabiliyor dedik.

    Valla ben belgelerimle konuşuyorum.O devrin kaynaklarıyla.

    Abartıyormuşta peh.Bahana çoook......

    Lütfen seyahatnameyi bir okuyun.

    Bak kardeşim orada sadece seyahname yi yazan evliya çelebiyi tasdik etmiyor.İyi okusanız yazıyı.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168

    O ağırlığı kaldırabiliyorsa hay maşallah derim. Dediğiniz gibi sallayamaz bir silah olarak kullanamaz. Ben size seyahatnameyi bir okuyun dediğimde tarihsel olayların nasıl abartılabileceğini bir görün diye idi. Çelebi abartırda bir başkası yapamaz mı? Dilden dile dolaşırken basit olaylar efsane haline gelmez mi?

    Kitap okumanın zararı yok okuyuverseniz ne olur Eğlenceli bir kitap.

    Hocam sadece çelebinin eserinde yazmıyor.Başka yazarlarında eserleri var.Oralardada yazmakta.

    Ama savaşlarda kullanmıyor tabiki.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mark Valley

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hasaza

    Topkapı sarayında ki en büyük kılıçlar bunlardır.14. yy Macar kılıçları. Yukarıdan aşağıya 208, 270, 173 cm.

    Kılıç bu kadar büyükse, bunu kullanan adamı merak ettim

     Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS]



    Arkadaşım o gördüğün kılıçlar tören kılıcı gibi bir şey zaferler adına falan yaptırılır. Tutupta kimse kullanmaz yani bir araştırmanı tavsiye derim.

    Gerçekten Kaldırabilmiş midir?
    Mevcut yazılı kaynaklara bakılarak tespit edilen "târihî" gerçekleri boş ve asılsız iddiâlarıyla "tahrif" etmeye çalışan, kendi zan ve kuruntularını "gerçek târih" diye halka yutturmaya kalkışan seviyesiz tahrifçiler, şimdi de Sultan IV. Murâd'ın 250 kiloluk bir topuzu tek başına kaldırabildiğini gösteren rivâyetleri dillerine dolayarak, bu târihî kayıtların "Aklın-mantığın kabul edeceği bir şey olmadığını" söyleyip "uydurma" olduğu yalanını ortaya atmışlardır.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.


    Evliya Çelebi kaynaklı alıntı yapan sevgilimi arkadaşım seyahatnameyi falan okursan doğru olup olmayacağını hemen anlarsın. Herşeyi abartarak yazan hayal gücü geniş sempatik bir kişiliktir çelebi. Onun yazdıkları ile tarih öğrenilmez.

    Biz savaşta sallayarak kullanıyor demedikki!

    Sadece kaldırabiliyor dedik.

    Valla ben belgelerimle konuşuyorum.O devrin kaynaklarıyla.

    Abartıyormuşta peh.Bahana çoook......

    Lütfen seyahatnameyi bir okuyun.

    Bak kardeşim orada sadece seyahname yi yazan evliya çelebiyi tasdik etmiyor.İyi okusanız yazıyı.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168

    O ağırlığı kaldırabiliyorsa hay maşallah derim. Dediğiniz gibi sallayamaz bir silah olarak kullanamaz. Ben size seyahatnameyi bir okuyun dediğimde tarihsel olayların nasıl abartılabileceğini bir görün diye idi. Çelebi abartırda bir başkası yapamaz mı? Dilden dile dolaşırken basit olaylar efsane haline gelmez mi?

    Kitap okumanın zararı yok okuyuverseniz ne olur Eğlenceli bir kitap.

    Hocam sadece çelebinin eserinde yazmıyor.Başka yazarlarında eserleri var.Oralardada yazmakta.

    Ama savaşlarda kullanmıyor tabiki.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168

    Alıntıları Göster

    Hocam sadece çelebinin eserinde yazmıyor.Başka yazarlarında eserleri var.Oralardada yazmakta.

    Ama savaşlarda kullanmıyor tabiki.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168

    Güzel bak bende bunu okurum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ANTİ BUG

    İlla küçük düşüreceksiniz Osmanlıyı amaç belli zaten.
    Bende ekmeğinize yağ süreyim o zaman.
    Bizans konstantinopolis'in kapısını açık unutmuş savaş sırasında ayrıca Bizans 300 kişiydi Osmanlı 100 bin.
    4.Murad diye biri aslında hiç olmadı,gürz olayı tamamen yalan tarihçiler yememiş içmemiş böyle yalanlar uydurmuş işte.
    Osmanlıyı kötüledim çok ''COOL'' oldum bak şimdi.
    Sıra kurtuluş savaşını ve yakın geçmişimizi kötülemekte....

    allah allah ne alaka ya..
    tamam 4.murad güçlüdür ona birşey diyen var mı
    ama 100metre dünya rekoru yaklaşık 10saniye ise bunu 5 saniyede koşacak insan yoktur, insaf, biraz da mantık..

    istanbulun fethi büyük bi olay ona bişey diyen var mı

    kurtuluş savaşında da tarih yazıldı, ona da birşey diyen yok, demesin de zaten, ayıptan öte olur, sömürgelikten kurtuluşumuzdur.

    250 kilo savaşta tek kişinin kullanması için çok uçuk bir rakam diyoruz, sonra toplum düşmanı oluyoruz, cidden ne alaka, ne kadar kolay sıfatlar yapıştırıyorsun insanlara, bunun ecdadımızı inkar etmek, küçük düşürmek, cool olmak vs vs vs, bulduğun bu hastalıklı tanımlamalarla ne alakası var.

    neyse ya, seni kırmayalım, istese 500 kiloyu da kaldırır.

    takip listemden çıkartıyorum artık burayı..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arda-tt -- 4 Temmuz 2012; 22:16:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: etufekci


    Hocam sadece çelebinin eserinde yazmıyor.Başka yazarlarında eserleri var.Oralardada yazmakta.

    Ama savaşlarda kullanmıyor tabiki.

    Târîh-i Na'îmâ

    http://e-magaza.ttk.org.tr/switch.php?file=ProductInfo&cat_id=82&product_id=2168

    Güzel bak bende bunu okurum.

    Alıntıları Göster
    Osmanlı çok rererö.
    Cermenler,Roma imparatorluğu çok havalı ya
    hele o gladiuslarla yapılan savaşlar manyak bir şey.

    ben en çok ingiltereye bayılıyorum o viktorya dönemi muhteşem.
    keşke türkiye'yide alsalardı ismimiz "Edward,Nick" filan olurdu off ne havalı .hepsi Mustafa kemal'in suçu onun yüzünden ismimiz "fatma,ali,mehmet" kaldı









    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ken B. -- 4 Temmuz 2012; 22:15:35 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Charlestone

    quote:

    Orijinalden alıntı: bayraak

    Eskiden savaşlar şimdiki gibi bir butona bakmıyordu. Aylar yıllar evvelde hazırlıklar yapılırdı. Tüm halk savaşa hazır bir şekilde cesurca beklerdi o günü. En önemlisi o zaman ki savaşlar Masada kazanılmıyordu !

    Adam yeniçeri

  • quote:

    Orijinalden alıntı: WirLieBen

    Seyahatnameyi okuyun.

    4.muratın 1tonluk şeyini görün.


    1 tonluk neyini ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: VOLTA

    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmedyücel

    quote:

    Orijinalden alıntı: ithal_et

    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmedyücel

    Gövdesine gereksiz yük yapan nice başlar sermiştir yere...Rahmetle anıyoruz...

    kim bilir belki seninkiside gereksiz yük yapıyordur. kesilirse bakarız. bahsettiğimiz şeyler insan. tavuk değil.

    Haberin yok herhalde kılıclar ekmege yag sürmek icin uretilmiyor...Fatih Sultan HAN Türkiyemizin simge sehri İstanbulu Türk ve müslüman düsmanlıgı propagandası yapan zalimlerin elinden aldı ve bize emanet etti...Neden rahatsız etti Fatih Sultan'ın düsmanları bozguna ugratıp İstanbul'un gercek sahibi bizlere emanet etmesi anlayamadım...

    arkadaş milliyetçi bir insan olarak gerçek sahibi olmadığımızı ben bile görebiliyorum baya baya gelip çökmüşüz adamların kaç bin yıldır yaşadığı şehre

    madem çökmüşüz neden Atatürk Kurtuluş Savaşıyla geri vermemek için savaştı ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kyuzo !

    quote:

    Orijinalden alıntı: HKS571

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cannibalz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaioken

    4.muradın gürzünü bulabilecek varmı

    250kg falandı sanırım . Unutmuş olabilirim ama deli adamdı vesselam.

    257 kilogram ağırlığında olan gürzdür.

    askerinin başında savaşa katılan son osmanlı padişahı olarak bilinen iv. murat, olağanüstü kuvvetiyle ünlüydü. huzura kabul edilen fransız gezgin du loir, anılarında iv. murat'ın idman yaparken çok iriyarı bir kişi olan silahtar musa paşa'yı, tek eliyle kuşağından tutup havaya kaldırarak meydanda uzun süre dolaştıktan sonra yere bırakmasını; 200 okkalık (yaklaşık 257 kilo) gürz kullanmasını; bir ciritle 8 kalkanı birden delmesini; kendine özgü uzun kılıcını saatlerce yorulmadan sallamasını ve güreştiği genç yeniçerileri enselerine vurduğu tek şaplakla yere sermesini hayranlıkla anlatır. tarihçilerin yazdığına göre yayını çektiği ok, tüfek mermisinden uzağa düşerdi.

    abartsınlar abarsınlar

    Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak böyle birşey sanırım, bir ok uzun mesafede bir mermiden çok daha fazla mesafe alıp çok daha ölümcül olabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ken B.

    Osmanlı çok rererö.
    Cermenler,Roma imparatorluğu çok havalı ya
    hele o gladiuslarla yapılan savaşlar manyak bir şey.

    ben en çok ingiltereye bayılıyorum o viktorya dönemi muhteşem.
    keşke türkiye'yide alsalardı ismimiz "Edward,Nick" filan olurdu off ne havalı .hepsi Mustafa kemal'in suçu onun yüzünden ismimiz "fatma,ali,mehmet" kaldı












  • quote:

    Orijinalden alıntı: [Raist]

    Göstermelik heralde.8 kilo çok bunu savurana kadar 4 5 kesik atarlar adama

    Aynen öyle.
    Koskoca cihan padişahı savaş meydanına inip kılıç mı sallayacaktı bir de?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AMDPhenom

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: AMDPhenom

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tutunamadi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cannibalz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaioken

    4.muradın gürzünü bulabilecek varmı

    250kg falandı sanırım . Unutmuş olabilirim ama deli adamdı vesselam.

    bunlardan biri mi bilmiyorum ama bulunsun.
     Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken kullandığı Kılıç! [SS]


    "zamanında 4.murat kollarındaki pazı 'lardan dolayı elini ağzına götüremezmiş. adam yarım metre kaşıkla yemek yiyormuş"

    abartının bu kadarı tamam güçlü bir adamdır ama 250 kglık gürzle savaşmak nedir hadi ordan ronnie coleman eski vücut geliştirme dünya şampiyonu dünyanın takviyesini kullanıyor popodan basıyor steroidleri 300 kgmı ancak 4 kere kaldırabiliyor şimdi kimse gelipte tamamen doğal şekilde adamın 250 kglık gürzü sallaya sallaya savaştığını söylemesin kim inanır buna bunlar halk efsaneleri

    Kardeş biraz araştırma yapıp devrin kaynaklarından öğrenirseniz iyi olur

    Sultan IV. Murâd
    "İki Yüz Okkalık Topuz"u
    Gerçekten Kaldırabilmiş midir?

    Mevcut yazılı kaynaklara bakılarak tespit edilen "târihî" gerçekleri boş ve asılsız iddiâlarıyla "tahrif" etmeye çalışan, kendi zan ve kuruntularını "gerçek târih" diye halka yutturmaya kalkışan seviyesiz tahrifçiler, şimdi de Sultan IV. Murâd'ın 250 kiloluk bir topuzu tek başına kaldırabildiğini gösteren rivâyetleri dillerine dolayarak, bu târihî kayıtların "Aklın-mantığın kabul edeceği bir şey olmadığını" söyleyip "uydurma" olduğu yalanını ortaya atmışlardır.

    Hâlbuki Sultan IV. Murâd'ın 200 okka (256.589 kg.) ağırlığında bir topuzu kaldıracak derecede güçlü olduğu, bu devri bizzat idrâk etmiş olan Na'îmâ'nın "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn", ya da "Târîh-i Na'îmâ" adıyla bilinen meşhur vekâyî-nâmesinde açıkça zikredildiği gibi; yine pâdişâhı görmüş olan ünlü Türk seyyâhı Evliyâ Çelebi'nin "Seyâhat-nâme"sindeki kendi müşâhadesine dayanan tasvirleri ve Kâtib Çelebi'nin "Fezleke"sindeki nakilleriyle de kesin olarak tasdik görmektedir.

    Na'îmâ, Sultan Murâd'ın akıllara durgunluk veren bu yeteneğini "Menâkıb-ı Pâdişâh-ı nâm-dâr-ı merhûm-u mağfûr" adını verdiği bölümde,(1) doğrudan doğruya bir görgü şâhidinin rivâyetine, Sultan Murâd'ın hareminde bir müddet silâhtarlık yapmış olan Mûsâ Paşa'nın sözlerine dayanarak aktarır. On yedinci yüzyıl Osmanlı târihçiliğinin en esaslı ve orijinal kaynağı olduğunda hiç kimsenin şüphe etmediği bu eserinde Mustafa Na'îmâ, Dördüncü Murâd'ın yalnız topuz taşıma yeteneğinden değil, en az onun kadar dikkat çekici başka üstünlüklerinden de sözederek şöyle der:

    "Zamânumuzda ânlar kadar bir Pâdişâh-ı âlî-câh (yüksek makam sâhibi Pâdişah) görülmedi. Kuvvet-i yed ve şiddet-i batşda yegâne (el kuvvetinde ve gücünün şiddetinde benzersiz) ve isti'mâl-i silâh (silâh kullanma) ve darb-u harbde müfred-i zamâne (zamânının teki) idi.

    Mûsâ Paşa'dan menkûldür (nakledilir) ki;

    'Harem-i hümâyûnlarında silâhdârluk hizmetinde iken nice def'a: 'Gel silâhdâr!' deyüp, sağ elleriyle kuşağumdan kaldurup, silâhdâr dahî bir 'azîm ve cesîm (büyük ve iri yapılı) pehlüvân yigid iken, bir elleriyle başları üzerinde tutup Hâs-oda'yı devr iderlerdi (dolaştırırlardı). Nice ref' iderlerse (yukarı kaldırırlarsa) yine öyle indürüp kollarına fütûr (gevşeklik) gelmezdi ve ok ve harbe ve cirid ile birkaç kalkanı delmek ve bir darbda (vuruşta) merkebi ikiye bölmek ve iki yüz vokiyye (okka) gürz-i girânı (ağır topuzu) salmak gibi zûr-âver hünerleri makdûr-ı beşer olmadan ziyâdedir (insan gücünün ötesindedir).'"(2)

    Asrın târihçilerinden olan Na'îmâ'nın bu sözleri, Sultan Murâd'ın gerçekten de iki yüz okkalık, yâni 256 buçuk kiloluk topuzu taşıyabildiğini ispat ettiği gibi, bundan daha üstün pek çok kâbiliyetlere de sâhip bulunduğunu göstermektedir. Ellerinde hiçbir delil olmadığı hâlde bu "târihî" gerçeği yok sayan "tahrifçi"ler neye dayanarak bunun aksini iddiâ etmektedir?

    "Topuz salmak"; bu "tahrifçi"lerin iddiâ ettiği gibi IV. Murâd'a isnad edilen uydurma bir icraat değildir; aksine bu fiil, Osmanlı pâdişahlarının ilk devirlerden beri tatbik ettikleri bir gövde gösterisidir. Nitekim Lâmi'î Çelebi'nin "Feth-nâmeé-i Kal'a'-i Motôn" adlı eserinin Konya Mevlânâ Müzesi'ndeki müstakil nüshasının baş tarafında, Sultan II. Bâyezîd'i ileri yaşta olmasına rağmen, kılıcının ucuyla ağır bir topuz kaldırırken gösteren minyatür bunun apaçık bir delilidir.(3)

    Sultan IV. Murâd'ı görmüş ve onunla hayli yakınlık kurmuş olan Evliyâ Çelebi de: "Her bâr (her defâ) dest-i yümnâları ile (kuvvetli elleriyle) iki yüz vokiyye (okka) seng-i zeytûnî (siyah taş) somakî pâre 'amûd gürzi (aşağı doğru dikilmiş topuzu), on iki hâne ve kırk bend üzre ol gürzi devrân itdürürdi (döndürürdü)." diyerek,(4) Na'îmâ'nın bahsettiği iki yüz okkalık topuzu Sultan Murâd'ın yalnız kaldırmakla kalmadığını, eliyle de defâlarca kez döndürdüğünü ortaya koyar.

    Zamâne "tahrifçi"leri "târihçi" sıfatı altında, ciddiyetsiz bir üslûpla, görgü şâhidlerinin rivâyetlerine dayanan ve doğruluğunda en küçük bir şüphe dahî bulunmayan bu "târihî" gerçekleri "tahrif" etmeye kalkışmakla, aslında cehâletlerini ortaya koymaktan başka hiçbir şey yapmamışlardır!

    Kâtib Çelebi "Fezleke"sinde Na'îmâ'nın, Sultan Murâd'ın Mûsâ Paşa'yı tek eliyle havaya kaldırıp başının üzerinde dolaştırdığını gösteren rivâyetini kelimesi kelimesine aktarırken;(5) Evliyâ Çelebi bizzat şâhid olduğu bu olay hakkında daha da ayrıntı vererek, pâdişâhın bir eliyle Melek Ahmed Ağa'yı, diğer eliyle Mûsâ Ağa'yı kemerinden sıkıca tutup, peşpeşe yedi-sekiz defâ indirip kaldırdığını söyler: "Bir gün Efendimüz (Sultan Murâd) Melek Ahmed Ağa'yı ve Silâhdâr Mustafâ Ağa'yı, ikisi birer âdem ejderhâları iken ikisinüñ kemerlerine birer ellerin sokup, mübârek ser-i sa'âdeti (saâdetli başı) üzerine kaldurup, Mûsâ Paşa'yı sol elinden bırağup, sağ eliyle Melek Ahmed Ağa'yı yedi-sekiz kerre gürz gibi devr itdürdi."(6) Silâhtarlar o kadar iri cüsseli ve heybetliydi ki, Evliyâ Çelebi pâdişâhın onları havaya kaldırıp dolaştırmasını, iki yüz okkalık topuzu havada tutmasından farksız görmektedir.

    Bu muhteşem hâdiseyi bizlere aktaran Evliyâ Çelebi, aynı durumun bir defâsında kendi başına da geldiğini, okuyanlara zevk veren eşsiz üslûbuyla şöyle anlatır: "Bir gün sa'âdetle sarây hammâmından taşra Hâs-odaya 'arak-âlûd olup (terler içinde) çıkdukda, cümleye selâm virüp: 'Şimdi bir hammâm faslı eyledüm!' didükde, cümle: "Sahhan ve 'âfiyen (Sıhhat ve âfiyet olsun)!" didiler. Hakîr eyitdim (dedim): 'Hünkâr'um, pâk olub nûr olmuşsız, bugün artuk yağlanup güreş itmeñ! Zîrâ içerde salavâtsuz güleşüp, tamarıñuz kırılup kuvvetiniz kalmamışdur, hattât gibi, melek gibi hasmuñ vardur!' didüm. 'Yâ? Kuvvetüm kalmamış mıdur, gör imdi!' deyüp bu hakîri hemân kemerümden 'ukkâb-vâr (kuş gibi) kapup, doğancılar pefteresi ve sıbyân fırlağı gibi bu za'îfi (zayıfı) ser-i sa'âdeti (saâdetli başı) üzre fır-â-fır çevürüp devrân itdürürken hakîr eyitdim: 'Bre Hünkâr'um, bu du'âcuñı sakın yeñme ve koyvirüp düşürme!' didügümde hemân: 'Kendüñi pek ùut!' didi; 'Be-meded Hünkâr! Hemân Allâh duta, yohsa iş işden geçdi!' diyû feryâd ide-gördüm. Yine hakîri gürz gibi çevürüp: 'Bre Hünkâr'um, dönmeden göñlüm bulandı, kusacağum geldi! Edebde sekme saçarsun, bre Pâdişâh'um, bâşın-çün öde geldi!' deyince gülmeden bî-tâb ve bî-mecâl (mecâlsiz) olup, bu latîfeden safâ idüp hakîre kırk sekiz altun ihsân eyledi."(7)

    Bu "târihî" kayıtlar, Sultan Murâd'ın çeyrek tonluk topuzu tek eliyle kaldırabildiğini doğrularken, "tahrifçi"lerin ellerinde bunun aksini ispat edecek tek bir delil var mıdır?

    Halka "târihi sevdirdiklerini" iddiâ eden bu "tahrifçi"ler, aksine Türk milletinin ruh dinamizmini ayakta tutan en meşhur "târihî" gerçekler hakkında bile halkı şüpheye düşürmeye çalışmakta; kendi târihlerine kuşkuyla bakmalarına neden olacak yalan-yanlış iddiâlar ortaya atmaktadırlar.

    Nitekim, gerçek "târih"i "tahrif" etmeye yönelik bu gibi asılsız iddiâlara itibâr edilecek olursa, Çanakkale Savaşı'nın ölümsüz kahramanlarından olan ve 275 kilo ağırlığındaki gülleyi tek başına kaldırıp 2 metre yükseklikteki topun ağzına sürerek, İngiliz donanmasının kalbi mesâbesindeki Ocean zırhlısını batıran "Seyyid Çavuş"a da "uydurma bir halk kahramanı"(!) gözüyle bakmak gerekir. Ki Sultan Murâd'ın kaldırdığı topuz, Seyyid Çavuş'un taşıdığı gülleden daha ağır değildir!..



    IV. Murad'ın Eşsiz Kudretini İspatlayan
    Diğer Vak'alar:

    Osmanlı pâdişahlarının en güçlü ve en kudretlilerinden biri olan Sultan IV. Murâd'ın gözkamaştırıcı fiillerinin, yalnız "topuz kaldırma" hâdisesiyle sınırlı olmadığını belirtmiştik. Bu hasletinin yanısıra okçulukta ve atıcılıkta da hayli mahâret sâhibi olan Sultan Murâd, Evliyâ Çelebi ve Mustafa Kânî'nin ittifakla belirttiklerine göre;(8) bir defâsında Okmeydanı'nda 1070,5 gezlik, yâni yaklaşık 675 metrelik mesâfeye ok atarak hedefini ustalıkla vurmayı başarmış; okun düştüğü yere nişan olmak üzre bir taş dikilip, o havâlî daha sonra "Nişân-taşı" adını almıştır.

    Na'îmâ'nın ifâdesine göre ise Sultan Murâd, asrın Hindistan emîri Hurrem Şâh'ın mızrak ve kurşunla delinemeyeceğini iddiâ ettiği kalkanını, elçisi Mîr Zarîf'in gözleri önünde, küçük bir mızrak darbesiyle bir vuruşta delmişti: "Musul'da Hind ilçisi fîl kulağından gergedan postı kaplanmış bir siper getürüp: 'Ok ve tüfeng fındığı (kurşunu) kâr eylemez!' i'tikâdı ile lâf urmış idi. Karşularına getürüp evvelâ bir hışt zerk idüp (küçük bir mızrak saplayıp) taraf-ı âhara güzâr eyledi (öbür tarafından çıkardı), ba'de-hû (daha sonra) siper-i mezbûrı filori ile doldurub ilçiye gönderdiler. 'Ol siper hâlâ Pâdişâh-ı Hind sarâyı kapusında asılmış durur.' dirler."(9) Hâlbuki Hint kalkanlarının gücü ve dayanıklılığı herkesçe bilinmekteydi. Bu kalkan, Topkapı Sarayı Müzesi'nde bugün hâlâ teşhir edilmektedir.

    Evliyâ Çelebi de Sultan Murâd'ın bir defâsında ciritle "tokuz kat incîr kökinden Arnavûd kalkanın" bir atışta ortadan ikiye ayırıp, şecaatini göstermek için "Mısır dîvânına" gönderdiğini;(10) yine aynı şekilde, onar deve derisinden yapılmış "Felemenk ve Nemse çâsârından gelme kalkanları" ise "ilçinüñ öñinde" mızrakla delerek gerisingeri iâde ettiğini kaydeder.(11) Müellif devamla, Mısır'daki kalkanın kendi zamânında hâlâ asılı olduğunu ve Budin'deki Beç kapısının kemeri altına asılan diğer kalkanlardan birini de kendisinin bizzat gördüğünü, üzerindeki mızrağın hâlâ durduğunu söyler.(12)

    Ok atma konusunda usta olduğu kadar, cirit sporunda da üstün bir mahârete sâhip olan Sultan Murâd, Na'îmâ'nın ve onu tâkip eden Kâtib Çelebi'nin ortak rivâyetlerine göre, bu alanda da benzeri görülmedik rekorlara imzâ atmıştı. Her iki müellif de eserlerinde buna işâret ederek: "Eski Sarây'dan atdukları cirîd Sultân Bâyezîd-i Velî minâresi dibine düşüb, Haleb kal'asından atdukları handeki geçüb Sarâç-hâne üzerine düşdi. İkisine dahî nişân diküp târîh yazdılar." der.(13) Sultan Murâd'ın bu derece yiğitlik ve mahâret sâhibi bir pâdişâh olması, iki yüz elli kiloluk topuzu da rahatlıkla kaldırabileceğini açıkça ispat eder!

    Eski saraydan atılan okun düştüğü yere beyaz mermerden bir anıt dikildiğini söyleyen Evliyâ Çelebi, asrın şâirlerinden Cevrî Çelebi'nin hâdiseye şu târihi düştüğünü kaydeder:

    "Sıdkıla Cevrî du'â idüp didi târîhini:

    Kuvvet-i bâzû-yı Sultân'ı kıla Mevlâ füzûn."(14)

    Halep kalesinden atılan ciritin ulaştığı noktaya ise yüksek bir sütun dikilerek, yine aynı şâir tarafından şu târih düşürülmüştür:

    "Didiler Cevrî gibi tahsîn idüp târîhini:

    Bâreke'llâh iy müsellem dâver-i sâhib-hüner."(15)

    Çoğu asrın müverrihlerinin gözleri önünde cereyân eden ve bizzat görgü şâhidleri tarafından tasdik gören bu rivâyetler, Sultan IV. Murâd'ın yalnız 200 okkalık topuzu kaldırmakla kalmayıp, aklın kavrayamayacağı daha pek çok rekora da imzâ attığını ispatlamakta; hiçbir delile dayanmadan konuşan "tahrifçi"lerin yalanlarını âdetâ yüzlerine vurmaktadır!

    Hâl böyleyken, "gerçek târih"i öğrenmek isteyen bir kimse; olayların görgü şâhitleri olan asrın "târihçi"lerinin rivâyetlerine mi bakacak, yoksa apaçık gerçekleri örtbas etmeye kalkışan şuursuz "tahrifçi"lerin hezeyanlarına mı inanacak?

    Sözün özü; "târih" bilgi ve belgeye dayanan bir ilimdir, bu iki esâsa dayanmayan asılsız iddiâlar "târih" değil, apaçık bir "tahrif"tir. Târih kaynaklarında yer alan ve bizzat görgü tanıkları tarafından doğrulanan bir gerçeğin aksini iddiâ eden kimse, kim olursa olsun ve sıfatı her ne olursa olsun, "târihçi" değil alenen bir "tahrifçi"dir!..

    Kaynak:

    (1) Mustafa Na'îmâ, "Ravzatü'l-Huseyn fî Hulâsati Ahbâri'1-Hâfıkeyn: Târîh-i Na'îmâ", c. 3, s. 453-455. bas.: Matba'a-i 'Âmire, İstanbul, 1280.

    (2) Na'îmâ, a.g.e., c. 3, s. 454.

    (3) Lâmi'î Çelebi, "Feth-nâmeé-i Kal'a'-i Motôn", Konya Mevlânâ Müzesi İhtisas Ktp. Mecmû'a, nr.: 2465/2, vr. 76b.

    (4) Evliyâ Çelebi, "Seyâhat-nâme", c. 1, TSMK, Bağdat Köşkü, nr.: 304, vr. 72b.

    (5) Kâtib Mustafa Çelebi (Hacı Halîfe), "Fezleke-i Kâtib Çelebî", c. 1, s. 320. bas.: İstanbul, 1286.

    (6) Evliyâ Çelebi, a.g.e., c. 1, vr. 71b.

    (7) Evliyâ Çelebi, a.g.e., c. 1, vr. 72a.

    (8) Evliyâ Çelebi, a.g.e., c. 1, vr. 72b; Mustafa Kânî, "Telhîs-i Resâ'il-i Rummât", s. 248, bas.: İstanbul, 1263.

    (9) Na'îmâ, a.g.e., c. 3, s. 454-455.

    (10-12) Evliyâ Çelebi, a.g.e., c. 1, vr. 72a.

    (13) Na'îmâ, a.g.e., c. 3, s. 454; Kâtib Çelebi, a.g.e., s. 320-321.

    (14) Evliyâ Çelebi, a.g.e., c. 1, vr. 72b.

    (15) Evliyâ Çelebi, a.g.e., c. 1, vr. 72a.

    Bu adam daha fazla yaşayabilseydi şuan daha farklı konumda olabilirdik.

    inanmak istiyorsan inan ama ben o yazıyı okumaya hiç niyetli değilim yalan tarih pek ilgimi çekmiyor 60 kgma tamam ama 250 abartı

    Sen git annenin pazar poşetlerini taşı koçum..Aklın almaz böyle işleri




  • quote:

    Orijinalden alıntı: atroce

    yahudiler ve ingilizler tarafından geçmişi silinmek istenen, kaynakları yok edilmeye çalışılan, bunlar yobaz bunlar gerici çığırtkanlığı yapan, barbar ünvanını yakıştıran, İslam ve Türk düşmanlarına kulak asmış onların yolunu takip etmiş ve türk olduğunu söyleyen, bu kadar kişiyi bir arada görmek üzücü gerçekten

    oyuna gelmek bu kadar kolay olmamalı,

    dünyada o kadar çok vahşet saçmış daha birkaç asır öncesine kadar katliam yapmış ülkeler, tarihlerini ne kadar anlı şanlı gösteriyorlar halk da sahip çıkıyor

    bizimkilerde adalet ahlak güç kudret dolu geçmişimizi kötülemek için yerden yere vurmak için yapmadıkları yok, sorsan ingilizlere amerikalılara düşmandırlar bide, ingilizin amerikalının kurduğu oyunlara geldiklerinin farkında olmamaları büyük cehalet



    +1453 .mesela yazdığına örnek vereyim haçlılar kudüsü aldıklarında şehirdeki tüm müslümanlari katletmis, oyleki şehre girdiğinde diz boyunda müslüman kanı olduğunu söyler tarihçiler. Bu cennetin krallığında da vurgulanıyor. Ayrıca bir kitaba başladım yazar bir amerikalı haclilarla ilgili bir kitap daha baslardayim bir şey dikkatimi çekti ,orta çağ avrupasinda bir adam insan eti satıyormuş , bu durum başkaları tarafından anlaşılmış ve adama ceza vermişler,etleride gommusler ,adamın biri bu etleri gömüldüğü yerden çıkarmış ve yemiş sonra o adama da ceza vermişler,bu nasıl barbarliktir ya

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-47CB66FB8

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kyuzo !

    quote:

    Orijinalden alıntı: HKS571

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cannibalz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaioken

    4.muradın gürzünü bulabilecek varmı

    250kg falandı sanırım . Unutmuş olabilirim ama deli adamdı vesselam.

    257 kilogram ağırlığında olan gürzdür.

    askerinin başında savaşa katılan son osmanlı padişahı olarak bilinen iv. murat, olağanüstü kuvvetiyle ünlüydü. huzura kabul edilen fransız gezgin du loir, anılarında iv. murat'ın idman yaparken çok iriyarı bir kişi olan silahtar musa paşa'yı, tek eliyle kuşağından tutup havaya kaldırarak meydanda uzun süre dolaştıktan sonra yere bırakmasını; 200 okkalık (yaklaşık 257 kilo) gürz kullanmasını; bir ciritle 8 kalkanı birden delmesini; kendine özgü uzun kılıcını saatlerce yorulmadan sallamasını ve güreştiği genç yeniçerileri enselerine vurduğu tek şaplakla yere sermesini hayranlıkla anlatır. tarihçilerin yazdığına göre yayını çektiği ok, tüfek mermisinden uzağa düşerdi.

    abartsınlar abarsınlar

    Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak böyle birşey sanırım, bir ok uzun mesafede bir mermiden çok daha fazla mesafe alıp çok daha ölümcül olabilir.

    Alıntıları Göster
    ne kadar boş beleş insan var ya sadece muhalefet olan hatta onu bile beceremeyen

    Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz!... tarih okuyun okuyunda kimin torunlarıyız görün

    siz şimdi osmanlı tokatının etkisine de inanmazsınız

    "Tokat çalışmaları ıslak mermere avuç içleri ile vurma şeklindedir. bunun amacı; genelde düşman üzerine gönderilen ilk birlik olması nedeniyle, kalabalık bir düşman kitlesine karşı savaşan bu birlik elemanları bir süre sonra elindeki kılıcı ve kalkanı atıp düşmanın başına tokat vurmak suretiyle safdışı etmeleri içindir. bu tokatı yiyenlerin genelde boynu kırılır ya da beyin travması geçirir."




  • 
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.