Gelgit, dünyada çok fazla yaşansa da bundan elektrik üretmekte oldukça başarısız durumdayız. Bunun en büyük nedeni ise su altında çalışması beklenen türbinlerin üretim ve bakım masrafları. Spiralis adlı girişim Arşimet vidasını farklı tasarımla ve 3D yazıcı kullanarak tasarruf sağlıyor. Girişim, Arşimet vidasını kabuklu deniz canlılarının şekline benzetmiş ve kenarlarındaki kanatçıklar sayesinde çok daha fazla tork üretmeyi başarmış. Bu şekilde enerji üretimi artmış çünkü kanatçık açıklığı kısa olsa da vidanın uzunlamasına toplam yüzey alanı ciddi derecede yüksek.
Kanat açıklığının kısa olması sebebiyle malzeme ciddi yük altına girmiyor. Bu sebeple tüm türbin geri dönüştürülebilir plastikten yapılarak ucuzluyor. İşin güzel yanı gerekli basım ekipmanlarını naklederek kurulum sahasında türbini üç boyutlu yazıcı ile basmanız mümkün. Firma bir türbini bu şekilde bir hafta içerisinde üretilebileceğini iddia ediyor. Kısaca bol akıntılı İstanbul veya Çanakkale Boğazlarında bunlardan kurmak isterseniz bir yıl içerinde 52 tane gibi ciddi miktarda kurmak mümkün.
Sistem yüzeyde bir duba gibi bir şeyin ortasından suya 5 metre daldırılarak kuruluyor. Hızlı dönmeyen ve hiçbir keskin yeri olmayan türbin deniz canlılarına zarar vermiyor. En ufak türbin 24 metre boyunda olacak ve 10 kW üretim yapabilecek. Şimdilik 1/4 boyutunda yapılan testlerle firma 2,5 kW güce ulaştı.
500 kW kapasiteli versiyonu üretilecek
Firma şimdi 16 metre boyunda 5 metre çapında türbin üretip zor kış şartlarında test etmek istiyor. Kullanılacak test sahası İngiltere’ye ait olan Alderney adası olarak düşünülüyor. Zira 3 tane tam boyutlu 500’er kW gücünde türbin ile adanın yıllık 1,2 milyon litre dizel ile üretilen elektriğini karşılamak mümkün.
Girişim İngiltere’nin etrafındaki gelgit akıntılarından toplam şebeke ihtiyacının %11’inin karşılanmasının mümkün olduğunu söylüyor ve bu yıl ilk test türbinini denize indirmeyi planlıyor. Testlerden elde edilecek geri bildirimler ve tasarım iterasyonları sonrası 2028 yılında ilk türbinin şebekeye bağlanması planlanıyor.
Sistemin ülkemizde boğazlardaki yüzey akıntıları için biçilmiş kaftan olduğu söylenebilir. Bunlar ile büyük şehirlerin elektriğini karşılamak mümkün olmasa da şehrin içinde ciddi bir elektrik üretimi yapılabilir ve şehir dışından yeni yüksek gerilim hatları döşenmesi engellenebilir. Diğer bir seçenek olarak baraj yapılmamış nehir yataklarına böyle sistemleri eklemek oldukça basit çözüm olabilir. Bu şekilde çevreyi çok kötü şekilde etkilemeden hidroelektrik kapasitemizi arttırmak mümkün.
Şu an için kurulu gücü çok düşük görünüyor. Biraz daha çalışılması lazım. 10kw nın geliştirilmesi gerekiyor. Tek türbinde 1-2 mwların görülmesi lazım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Sonra da su akıntıları karıştı dünyanın kendi enerji dengesi bozuldu haberlerini okuruz. Bizim tekirdağ taraflarına doğru kurulan rüzgar santrallerinin fırtınaları yok etmesi gibi. Tabii istanbulda gökdelen ve sitelerin artmasının da payı var.