Her kafe/restoranda kedi görüyorum, hayvanseverim.

Hastanede, kahvecide, dün en son kebapçıda gördüm.

Soğuk havadan kaçıyorlar, sığınıyorlar Allah'ın dilsiz canlıları, ben de bir hayvanseverim, evimde asla beslemem ama köpeğe bayılırım, kedi bana yaklaşırsa severim, fotoğrafını çekerim (mobil fotoğrafçıyım), ama kedinin köpeğin girmemesi gereken yerler de var ya.. Sağlığımdan hijyenimden de ödün veremem,

Herkes gergin kimseye bir şey diyemiyorsun, fark ettim ki kimse de diyemiyor. Ama böyle nereye kadar...

Ciddi hastalık taşıyorlar, doktorlar uyarıyor, bu anlık olmaz kısa vadede olmaz virüs var diyorlar.

sahibi istiyor demek ki rahatsız olsa atar kapıya

para senin değil mi kardeşim gitme kedinin olduğu cafeye kebapçıya rahatsız oluyosan

sen diyosun ki "yok ben gidecem kediyi kapıya atsınlar"

Medeni ülkelerin kaldırımlarında insandan başka hareket eden canlı göremezsiniz...

adam öyle bişey demiyor... ama diyorsa da yalan söylüyor

herkes parasıyla hizmet alıyor beğenmeyen gitmesin  

Medeniyet ölçüsü, sokaklarda gezen kedi köpek dile değil, dünyanın her yerindeki haksızlığa ve barbarlığa karşı çıkmakla, mazlumun yanında olup onu korumakla ölçülür; kastettiğin ülkeler sözde sahte medeniyetler ülkeleri olup, mazlumların ahının tüm dünyaya yankılandığı Filistin konusunda sağırları, körleri oynayarak tüm dünyada ne kadar vahşi, barbar ve medeniyetsiz olduklarını göstermiş oldular...Ayrıca sözkonusu ülkelerde yaşayanlar daha taharetlenmeyi bile bilmeyip kuru kuru kağıt ile işi bitiriyorlar.. Bu mu medeniyet!!!

Eminim seyahat ettiğin ülkelerde bunun zorluğunu da bilhassa tatmışsındır...

Sırf o kediyi mıncıklamak için girdiğim mekanlar var. Kucağıma alıp paylaşarak yerim yemeğimi, onlarda "az önce verdik biz tık basa yedi, açgözlü" derler mesela  

Eğer hayvanla hayvan olmayaak kadar , onun yattığı yerlerden parazitli yiyecek almamayı umursayacak kadar özsaygımız yüksek olsaydı o dediğin şeylerde olmazdı zaten.

İnsana , insan hayatına , temizliğe ve hijyene önem vermeyen toplumlar ilkeldir. Dış kalıbını ne kadar değiştirirsen değiştir uygarlık davranışlardan belli olur. Hiçkimsenin yiyecek yenilen , satın alınan yerlere parazitli hayvan doldurmaya hakkı yoktur (sokak hayvanını geçtim sahipli hayvanın bile girmesi yasaktır.) normalde bu konuda tartışmaya bile gerek yoktur ancak bizim gibi Ortadoğulu , Hindistan zihniyetli ülkeler her zaman uygarlığı içselleştiremedikleri için sağlıklı sınırlar koyamaz ve insana değer vermezler.

Japonya'da milletin sırf kedileri sevmek için gittiği "Cat Cafe"ler var. Hoş, orada sahipsiz hayvan olmadığı için aşıları tamdır, bakımları yapılıyordur. Burada her yerde dolaşan sahipsiz kediler her yere istediği gibi girip çıkıyor, sağlık açısından sıkıntılı bir durum.

Kedi beslemek sünnet değil miydi?  

Bizim evde yemek sofrasında tabakların bir tarafında bazen kedi tüyü oluyor, aşısız ilaçsız hayvan kürkünden ne kapacağını bilemezsin ben bile

haz etmiyorum. Ha sofra dışında bol bol öpüp kokluyorum kedimi orası ayrı.

Sokak kedileriyle konusuyorum falan ben gidip. Restoranlarda kedi kopek olmaz. Yemek yiyoruz biz orada. Bunlar hayvan, tabiatlari geregi yiyeceklerimizi kontamine edecek seyler tasiyorlar. Insanlar her seyin bokunu cikardiklari gibi hayvanseverligin de bokunu cikariyor.

Insan hayvandan once gelir. Once insan kendini ve diger insanlari sevecek sonra hayvanlari sevecek.

Evde kedi köpek bakılmaz. Onun kokusu ve tüyü yeter zaten. Bazı tüyleri de gözükmez. Evin içine yaptığı dışkı da da parazit taşır. Eldiven kullanarak temizlenmesi gerekir. Ama kendi evinin bahçesinde kulübede bakabilirsin.