Herkes Yurtdışına Kaçmaya Başladı Durum Felaket!!! (11. sayfa)

Yurtdışına kaçan değil ama yurtdışına yerleşenlerdenim. Eşimle 5 sene ilişkiyi uzaktan yürüttükten sonra (ikimiz de üni okuyorduk) evlenmeye karar verdik, doğal olarak Türkiye'de kalma gibi bir saçmalık yapmayıp 2022'de Avrupa'ya yerleştim. 1.5 sene civarı da buradayım.

Konudaki mesajlara hızlıca göz gezdirdim. Öncelikle söyleyebilirim ki, hem Avrupa'ya gelmek isteyenlerin, hem de Türkiye övenlerin haklı yönleri var. Öncelikle üniversite mezunuyum. Bölüm yönetim bilişim sistemleri idi. üniversite mezuniyetim sonrası direkt buraya yerleştiğim için bir iş tecrübem olmadı. Bu yüzden iş bulamıyorum. Muhtemelen birkaç sene sonra bir yerde garson vb. olarak devam ederim. Türkiye'deki eğitim felaket, ama yükselen yazılımcı olma trendinde maalesef iş bulmak kolay değil, özellikle yeni developer iseniz. Ülke beni iş hayatına atılabilmem için dil kursuna yolladı, yetmedi programlama kursuna da gittim, bir sonraki programlama kursuna başlatıyorlar. Durum ne olur bilmiyorum ama mesleğimle alakalı iş bulma konusunda ciddi endişelerim var.

Ancak!

Birincisi burada çok mutluyum. Gündemimiz yok gibi bir şey, haberleri takip etme ihtiyacı görmüyorum bile. Derdimiz denizden nehre yüzmeye gelen fok balığı falan.

İkincisi ekonomik koşulda çok desteği oluyor devletin. Her ne kadar son dönemde yükselen milliyetçi partilerin sosyal yardımları azaltma gibi bir düşüncesi olsa da, ben işsiz başıma taksitle hem iPhone 13, hem PS5 aldım, üzerine geçtiğimiz ay yeni bilgisayar topladım. Ne kadar acı değil mi ? Türkiye'de lüks olarak görülen şeyleri ben taksitle burada üçünü aynı anda ödeyebileceğim şekilde alabiliyor ve işsizlik maaşı ile rahatlıkla ödeyebiliyorum. Tek olumlu yanı bu değil tabiki. Eşim arkadaşlarıyla dışarı çıkıyor veya ben kendim çıkıyorum. Ferahla, güvenle, sorunsuz - sıkıntısız bir şekilde saat kaç olursa olsun dışarda eğlenebiliyoruz. İnsanların tıpış tıpış olduğu, birbirlerine dokunmadan bir yerden bir yere gidemediği kalabalıklar asla yok. Yemeklerimiz daha sağlıklı, daha iyi besleniyorum. Doğa korunumu oldukça yüksek, evimden adımımı atıyorum, nehir kenarına gidiyorum. Bisiklet kullanımı yüksek, insana saygı ve verilen değer yüksek. İngilizce bilme oranı acayip yüksek.

En son geçen sene Türkiye'ye gelmiştim. Sanki Türkiye bana yabancı kalmış gibi hissettim. Özellikle kalabalığı, şehir gürültüsünü çektikten sonra anladım ki ben artık Türkiye 'den soğumuşum. Entegrasyon çok önemli, siz burada gelir Türk hayatı yaşamaya kalkar, Ebru Gündeş çalıyor diye Türk marketine gitmek isterseniz, işiniz iş ki bence buraya yerleşen eğitimsiz kişilerin topluma entegrasyonu olmamasının tek sebebi budur.

Son olarak, eğer yurtdışında yaşamayı düşünüyorsanız fakat emin değilseniz, mutlaka para biriktirip, dil kursudur, ne bileyim tatildir (bu ekonomide zor olduğunun farkındayım) yapın ve emin olun. Yoksa hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

Objektif bir yorum görmek gözlerimi yaşarrtı cidden direk ceo olarak gideceğini sananlara güzel bir yorum,burdakiler youtubede yurtdışında yaşayan yüksek kalifiyeli mühendis,kalifiyeli doktor izlemekten gözlerine perde inmiş,marketlerde yer süpüren, şarap dizen ,salam kesen,kargoda çalışan garson olan üni mezunu türklerin videoları pek rağbet görmüyor belli.  

Orda bir üniden devam et, sertifika kurslarda dediğin gibi etkili bir kaç senen böyle geçer sabır oralardada yazılımcı patlaması oldu zaten onlarda kalifiyeli olanı seçiyorlar haliyle.

Dediginiz 3 aleti aynı anda alabilmek için burada estetik cerrahı, bakın doktor demiyorum, ünlü bir estetik cerrahı olmanız lazım :) Toplam 100k falan ediyor o üç ürün burada :)))))

Selamlar hocam. Üst paragrafa odaklanmayıp, alt kısma da yorum yaparsanız sevinirim.

Teşekkürler.

Refah konusunda hemfikiriz türkiye krizde şu an kıyaslmak abest saçma türkiye iyi diyen yok burda sizler yanlış anlıyorsunuz,ama seni eşin fazla tutmaz evde oturtmaz işsizlik maaşıyla mecbur garson kargocu market elemanı olarak bakıcan ekmeğine bir süre,baktı çalışmıyon gözünün yaşına bakmaz boşar bile.

Yada şey yap orda kursların bayan sekreterlik tarzı, resepsiyonist açıkları oluyor eşin başvurabilir orda çevre ortam sağalayarak biraz kısa yoldan beyaz yaka işlere atlayabilirsiniz yapan bildiklerim var isviçrede.

Kandadada bir bilidğim kira pahalığından 4 aile bir evde kalıyordu ha bunlara sorsan cennet tabi:)) düşün elin adamııyla karın aynı mufağa giriyor, tr de laboranttı kaç sene markette çalıştılar orda hemde yunan marketinde  iş bulalmamaktan.

Hocam ben ekonomik sebeplerle AB ye gitmemiştim, zaten beyaz yaka olarak AB de çalışmak istemediğim için Türkiye ye geri döndüm. Üniversite eğitimim tamamen kişisel olarak gelişim sağlamak ve göç konusunda önümü açmak içindi. Web üzerine kendi işimi yapıyorum. Neden havası güzel olmayan, her an Türkiye ile arada bir kriz çıkma ihtimali olan, Türkler için yatırım yapmanın riskli olduğu pahalı ülkelerde yaşaşayım ki? Arjantinde kriz vardı, krizin olduğu yerde fırsat çok olur nasıl Türkiye yabancılar için fırsat merkezi ise Türkler içinde diğer ülkeler fırsat olabilir. Avrupa da doğmadıktan sonra fırsatla karşılaşmak kolay değil 20 yaşına gelmiş bir birey olarak dil bilmeden bir oturum kartın bile olmadan mücadeleye başlıyorsun zamanın saçmalıklarla göçmen ofislerinde geçiyor. Batının bürokrasisi kadar kasıntı bir bürokrasi dünyanın hiç bir yerinde yok. Arjantin her ne kadar batılı ülkelerden göç almış bir ülke olsada zihniyet olarak oldukça farklı olduğunu düşünüyorum. Benim zihniyetim bir ülkeye gideyimde ordan döviz kazanıp Türkiye de yatırım yapayım mantığında hiç olmadı. Halalarım, dayılarım vs hepsi Almanya da 30-40 senedir kastılar gelip Türkiye den ev aldılar halamın depremde 3 evi gitti. Oysaki o kadar kasacağına birgün bizi burdan sürerler korkusuna kapılmayıp Almanya dan zamanında ev alsaydı hayatını yaşardı. Bu dk dan sonra ucuz evde kredide kalmadı zaten Avrupa da. Çoğu ülkede insan gibi yaşamak için 20-25 sene mortgage a giriyor insanlar o güzel müstakilleri almak için öyle ucuz kirada yaşayımda para biriktirip alayım diye bi dünya yok Avrupada..

Hepsi şahsi fikrim, bir yatırım tavsiyesi vs değildir.

akpye oy verdi galiba asdsadsadsadas

parası mesleği olanı bile red ediyor avurpa ülkeleri ama nerde yobaz var arap boku var alıyorlar hemen ülkelerine şerefsizler. umarım bir gün bende bu cehennemden kurtulurum nefes alamıyorum burada huzur yok sinir stresden geberdik.

Hocam ilginç geldi bakış açınız. Biraz daha açıklar mısınız? Bana göre pasaport şuan güçlü olsa kimse kalmaz ülkede. İş sahibi olanlarında kendine özgü ticari pasaportları var.

Üretim önemli. Üretim, sanat ve teknik sayesinde varlığını sürdürebilir. Bunun içinde edebiyat da var, metalurji de. Kültürü ve üretimi geliştirebilien kitle 'iş sahibi' değil. Kendi işini takip edebilmesi için gezebilmesi gerekiyor, fuarlalara, konferanslara, sergilere serbest, kolay ve ucuz şekilde gidebilmesi gerekir.

Avrupa görmezden gelinebilecek bir yer değil, ABD bile hiç bir alanda görmezden gelemiyor. Türkiye de ticaretinin büyük kısmını Avrupa ile gerçekleştirir. Dünya nüfusunun büyük kısmının makul sürelerle vizesiz sehayat edebildiği bugünkü yeni dünyada seyahat edemeyen resim öğretmeninin bile mesleki kariyeri açısından en ufak bir şansı yok. Kapalı bir ükede insanlar birbirlerini tebrik etmeye devam edebilirler ama yaptığı işin dünya standartlarında olma ihtimali yok. Bilginin daha önemli olduğu, çalışma günlerinin dörde düştüğü, haftada üç günün denendiği ve daha büyük verim alındığı bir zamanda çalışma yöntemleri de değişti. Son on senedir yaptığım projelerin neredeyse hepsinde ekipler birleşmiş milletler asamblesi gibiydi.

Guatemala'lı, Endonazya'lı Filipin'li, Suudi Arabistan'lılar gibi seyahayat edemeyenler işlerinden eksik kalacaklar. Giden, kariyeri olan belli yaşın üzerindeki insanlar basit bir teknik gezi için bile gereken bu deli saçması, klasör dolusu evrakla alınan vizelerden kurtulmak için gidiyor, ve mesleki dayanışma içindeki ekiple beraber gidiyorlar. Yani diş hekiminin tecrübelisi gidiyor, çünkü danıştığı meslektaşları ve en iyi teksinyenleri de gidiyor.

Gördüğüme göre bu her alanda böyle. İlk giden kişisel nedenlerinden herhangi birisi için gidiyor, sonra bir on kişi de o gittiği için... Bu insanların yaptığı iş bir büfeyi işletmek değil. Gelişmiş endüstrinin kolektif ve branşlararası dayanışmasına bağlılar.

Aynı sorun Almanya'da vardı. Belki on sen olmuştur, bazı Alman firmalarının ar-ge bölümleri ülkeyi terketmeye başladılar. Mesela Finlandiya'ya taşınanlar oldu. O zaman, oradaki basındangörüldüğü kadarıyla küçük bir panik başlattı. Teknoloji ülkesi olmaktan başka pek de bir özelliği olmayan Almanya, ar-ge'lerini nasıl kaybeder... Bunun üzeriden epey bir zaman geçti ve tabii bu stabil ülkeler konuyu erkenden fark ettiler. Daha gelişmiş düyadaki pek çok ülke iyi çalışanları çekebilmek için büyük bir rekbat içinde. Siyasetler, ar-ge yapan firmalarla sorunları çok detaylı çalışıyor. Türkiye ise sorunun farkında bile değil. İyi eğitim üretimin devamı için artık yeterli değil. Tıpkı firmalar gibi meslek sahipleri olan fertler de globalleştiler.

Zorla kimseyi tutmak mümkün değil. Global bir piyasa içinde olan, ihracat yapan ve daha fazlasını yapmak isteyen Türkiye, kurumlara verdiklerini meslek sahiplerine de tanımak zorunda. Bu ayrı, ve pratik olarak engellenemez. Ama seyahat özgürlüğü olursa bazıları ailevi, çevre gibi kişisel nedenleriyle de olsa kalanlar daha çok olacaktır. Seyahatin kısıtlanması, pasaportun bilinçli izlenemi veren sıra dışı güçsüzlüğü durumu sadece hızlandırıyor. Bütün ülkeler yetenekli nufus için yarış halindeyken kapıları tutmak soruç vermeyecektir. Kalanlar da zaten bir şey yapamayacaklar. Çünkü, hatırlayalım, nitelikli üretim branşlama ve bu branşların kolektif dyanışmasına bağlı. Bugün bu dayanışma zemini global. En basit projelerde bile dört beş faklı ülkeden insanlarla çalışıyoruz. Eğer bu nüfus için cazip olmazsanız ticari vizesi olan yatırımcılar ancak onların tasarladaklarının 'franchise'slarını alabilirler. Zaten böyle de oluyor.

Müthiş bir cevap oldu bu. İyi eğitimin türkiyede verildiğini ben düşünüyorum. Hoca kalitesi olarak eey düşük seviyedeyiz. Aradan sıyrılıp çıkan insanlarda dediğiniz gibi fırsatını bulduğunda yurt dışında buluyor kendini. Durum hiç iyi değil yazdıklarınızdan onu anladım. Çok daha fakirleşeceğiz bu açık duruyor yazdıklarınızdan.

Aklıma bu geldi  

Eyoutube

Türkiye'nin gururu greencard mürsel

https://www.youtube.com/watch?si=1xIjosexEvv_pjmU&v=74hhAJ097Zk&feature=youtu.be

Gelenlerin çoğu Arap, Ukrayna-Rus ve Avrupalı. Arapların ve Ukraynalıların neden geldiğini anlatmaya gerek yok. Ruslar ve Avrupalılarda ucuz olduğu için geliyor. Şu otellerin Türklere yapmadığı fiyatlara her şey dahil kampanyalarını iptal etsin devlet bakalım kaç kişi gelecek bizim doğal güzellikleri görmeye. Ayrıca bu yıl seçimden sonra kur artmazsa görürüz bakalım ne kadar kişi gelecek.

Merak etme kur artacak zaten. Zar zor tutuyorlar şu anda. O da seçim var diye. Seçimden sonra firlamaya devam eder. Her yaza girişte kuru salıyorlar zaten. Onca turistte bu yüzden geliyor. Sezon bitimi kuru gene ufaktan baskılarlar.

Üretime dair bir şey yapmayınca dünyadan geri kalıyorsun. Sonra adamlar orantısız dövüyorlar seni rekabette. Öyle olunca da dengeyi az da olsa sağlamak için en temel ihtiyaca bile sınırlama koyuyorsun. Her zaman yaptığımız iş; kafayı kuma gömmek, akış yukarı yüzmek, anlık yamalarla sorunlara sözde çözüm üretip delik deşik bir gelecek güzergahı oluşturmak. Ha bu konuda şikayet eden de aynı edilen de aynı. Bireysellikten kurtulup gelecek için birlik olmadıktan sonra düzelmenin imkanı yok....