Kamu düzenini bozmayacak şekilde isteyen istediği ibadeti istediği şekilde yapabilmeli. Arapça yapmak isteyen Arapça yapsın. Türkçe yapmak isteyen Türkçe yapsın. |
İBB'den Türkçe Kur'an (2. sayfa)
-
-
quote:
Orijinalden alıntı: MRTFRKamu düzenini bozmayacak şekilde isteyen istediği ibadeti istediği şekilde yapabilmeli. Arapça yapmak isteyen Arapça yapsın. Türkçe yapmak isteyen Türkçe yapsın.
Alıntıları GösterTabii ki bu kadar basit.
İnanca dair her şeyin özeti inanç özgürlüğü, hoşgörü ve toleranstır.
Türkçe ibadet etmek isteyen kimseye karışma hakkı olamaz.
-
quote:
Orijinalden alıntı: Asaf1Hocam Türkçe Meal olmalı ve zaten var olacak
Ama sen en basit olarak yabancı bir metni bile dilimize çevirince anlam kayması ölüyor lütfen biraz mantıklı davranmaya davet ediyorum
Meali var da kimsenin kullanmasına izin verilmeyecekse var olmasının ne anlamı var?
Namazda kullan Arapçasını, "gelenek" bozulmasın.
Çeviride anlam kayması oluyor savunmasının hiçbir anlamı yok. Orijinali zaten orada oluyor. Anlam kayması oluyor diye hiç çevirme o zaman, kimse anlamasın. Mealleri de yakalım, nasıl olsa anlam kayması oluyor diye.
"Okumak," yazıyı sese dönüştürmek değildir.
Meal denen şey zaten insanlar gerçekten "okusun" diye var.
Kuran, İslam'a göre Allah kelamı, yani Allah'ın sözleridir. İslam'a göre Allah'ın sözlerinin kullarına anlayabileceği bir şekilde iletilmesinin ne mahsuru olabilir?
Arapça orijinalinin tahrif edilme gibi bir durumu da yok. Meali kullanıldığında da bozulmaz.
Yok bozulur diyorsanız, o zaman Allah'ın sözlerinin kullarına ulaşmasına imkan olmadığını düşünüyorsunuz demektir. Anlam kayması var, bozulur vb. argümanlar "salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır" gibi bitmek tükenmek bilmeyen bir anlamsız bahaneler zinciridir. O zaman ayıptır sorması İslam inancına göre Kuran niye var?
Mahallenizdeki bir camiye normal bir namaz vaktinde girin, önden iki saf belki doludur. 5 vakit namaz kılanlar... Birisini alıp sorun, her gün 5 kere ezberden okuduğu surelerin sadece tek bir tanesinin anlamını bile ezberden biliyorsa dişimi kırarım.
Namazdaki sureleri de Türkçe okuyun diye söylemiyorum. Mealler kullanılmıyor, zira "makbul" sayılmadığı için kimse öğrenmeye zahmet etmiyor.
-
Hocam kim Tefisiri bilmemize anlamamıza karşı Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun
Bütün İslam ümmetinde dil bellidir Allah katında dil de bellidir Cennet ehlinin dili Arapçadır. Gelip ibadetimizi ne hakla Türkçe olarak yapmaktayız sizce bu şirk koşmak değil de nedir?
Herkes Kuran tefsiri meali okumalı ve anlamalı ama ırkçılık yapıp da Türkçe Kuran ve Ezan gibi bir yanlışa düşmek çok daha vahim İnsanların dini değerleri ile bu kadar oynanmaz hocam
Arapça Cennet lisanıdır. Cennette kullanılan yazı da Arapların kullandığı İslam harfleridir. Arab, sözlükte, güzel demektir. Arabî [Arapça], güzel dil demektir. Arap ırkıyla alakası yoktur.
Her lisan, insanlar tarafından meydana getirildi. Arapça ise, insanlar yaratılmadan önce de vardı. İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde (Lâ ilâhe illallah) yazılı olduğunu gördü. Yani, insanlar yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)
Âdem aleyhisselam, Cennetin her yerinde ve Arş üzerinde İslam harfleriyle yazılı (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazısını gördü. O harfler, insan yapısı değildir. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. (S. Ebediyye)
Ruh-ul-beyan tefsirinde, Maide sûresinin 18. âyetinin tefsirinde, Hazret-i Ömer’in haber verdiği şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Âdem aleyhisselam, “Ya Rabbi! Muhammed aleyhisselam hakkı için beni affet!” diye dua edince, Allahü teâlâ “Onu daha yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. “Ya Rabbi! Arşta, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah yazısını görünce, anladım” dedi) [Bu hadis-i şerif, imam-ı Beyhekî’nin Delail kitabında ve yine hadis âlimlerinden Hâkim-i Nişapurî’nin Müstedrek kitabında yazılıdır.]
İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki:
Mushaf'ı Arapçadan başka harfle yazmak ve başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak haramdır. Arapçadan başka harfle yazmak ve böyle yazılmış Mushaf’ı okumak haramdır. Kur'an-ı kerimi başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak ve Mushaf'ı Arabî harflerle, okunduğu gibi yazmak suretiyle değiştirmek bile sözbirliğiyle haramdır. Kur'an-ı kerimi böyle yazarken ve başka dile tercüme ederken, Allah kelamının icazı [mucize özelliği] bozulmakta, nazm-i ilahi değişmektedir. Bunun gibi sebeplerle de, Kur'an tercümesi namazda okunamaz. (Fetava-i fıkhiyye)
Namazda her şey Arapça okunsa sadece iftitah tekbiri (Allahü ekber) yerine bunun herhangi bir dildeki tercümesi söylense namaz yine sahih olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Selamdan önce okunan duaları bile Arapça okumak şarttır. Arapçadan başka herhangi bir dille namaz kılmanın sahih olmadığını bütün âlimler ittifakla bildirmişlerdir. (Hindiyye)
Diyanet’in hazırladığı Kur'an mealinin önsözünde diyor ki:
(Kur'an-ı kerim, yalnız Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez. Kur'anın yalnız mânasını ifade eden sözleri, Kur'an hükmünde tutmak, namazda okumak caiz olmaz. Hiçbir tercüme, aslının yerini tutamaz.)
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 4.12.1997 gün ve 103 sayılı kararı da özetle şöyledir:
(Kur’andan kolayınıza geleni okuyun!) mealindeki âyetinde olduğu gibi, Resulullah da namaz kılmayı tarif ederken, (Kur’andan hafızandakilerden kolayına geleni oku!) buyurmuştur. Bu itibarla namazda Kur’an okumak; Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit bir farzdır. Kur’an, sadece mâna olarak değil, Resulullah'ın kalbine elfazı [sözleri] ile indirilmiştir. Bu elfazdan başka lafızlarla ifade edilen mâna Kur’an değildir. Çünkü indirildiği elfazın dışında, hattâ Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mâna, Kur’an değildir. Kur’an kavramında sadece mâna değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır. Bunun için tercümesine Kur’an denilmez ve Kur’an hükmünde olmaz.
Cennette konuşulan dil de Arapçadır. Bir hadis-i şerif:
(Cennet ehlinin lisanı Arapçadır.) [Taberânî, Hâkim, İbni Asakir, Abd-ür-rezzak]
İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde, İslam harfleriyle (Lâ ilâhe illallah) yazılı olduğunu gördü. Yani insanlar yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)
Ruh-ul-beyan tefsirinde, Maide sûresinin 18. âyetinin tefsirinde, Hazret-i Ömer’in haber verdiği şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Âdem aleyhisselam, “Ya Rabbî, Muhammed aleyhisselam hakkı için beni affet!” diye dua edince, Allahü teâlâ “Onu daha yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. “Ya Rabbî! Arşta, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah yazısını görünce, anladım” dedi) [Bu hadis-i şerif, imam-ı Beyhekî’nin Delail kitabında ve yine hadis âlimlerinden Hâkim-i Nişapurî’nin Müstedrek kitabında yazılıdır.]
Türkiye’deki seyyidler, Arap oldukları hâlde, Kürtçe konuşuyorlar. Kürtçe konuşmak Kürt olmayı gerektirmediği gibi, Arapların İslam harflerini kullanmaları da, Arap harfleri olmalarını gerektirmez. İslam harflerini, 600 yıl boyunca, Türkçe konuşan Osmanlılar da kullanmıştır. Farsça konuşan İran da, İslam harflerini kullanmaktadır. Daha başka ülkelerde de, İslam harfleri kullanılmaktadır. Kur’an-ı kerimin harfleri İslam harfleridir. Üç hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ Arş’ı yaratınca, üzerine Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulallah yazdı.) [İ. Rafiî]
(Allahü teâlânın Levhi mahfuzda yazdığı ilk şey, Bismillâhirrahmanirrahimdir.) [Deylemî]
(Yer gök yaratılmadan iki bin yıl önce, Cennetin kapısında Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah yazılmıştır.) [Ukayl, İ. Neccar]
Mir’at-ül-Haremeyn kitabında deniyor ki: Âdem “aleyhisselam”, Cennette iken, Cennetin her yerinde ve Arş üzerinde (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazılı gördü. Onun, Allahü teâlânın en sevgili kulu olduğunu, bundan anlamıştı. Bunlar, İslam harfleri ile yazılıydı. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. Bütün kitaplar ve sahifeler, İslam harfleri ile gönderilmiştir. (S. Ebediyye)
Kur’an-ı kerimin harfleri muhteremdir. Hadîka’da ve Letaif-ül-işarat kitabında (Hud aleyhisselama gelen kitap İslam harfleri ile idi) deniyor. (S. Ebediyye)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Âlimlerimiz, Kur’an-ı kerim harflerine hürmet etmek gerektiğini nakletmişlerdir. Kurradan bazıları Hud Aleyhisselama indirilmiş kitabın Kur'an harfleriyle yazıldığını söylemişlerdir. Bu, yazının mutlak surette muhterem olmasını gösterir. Seyyid Abdülganî Nablüsî buyuruyor ki: Hud aleyhisselama indirilen kitap, Kur’an harfleriyle yazılmıştır. Bunu İmam-ı Kastalânî (El-İşarat) isimli kitabında açıklamıştır. (Redd-ül muhtar)
Hindiyye’de, (Bir kâfirin ismini yazıp buna hakaret caiz değildir. Çünkü İslam harflerine hürmet lazımdır) deniyor. (S. Ebediyye)
Bostan-ül-arifin’de deniyor ki: Doğumun rahat olması için, (Bismillahillezi la ilahe illa huv El-Halim-ül Kerim. Sübhane Rabbil Arş-ilazim Elhamdülillahi Rabbil âlemin) ve sonra (Naziat) sûresinin son âyetini ve Ke-ennehümden itibaren (Ahkaf) sûresinin son âyetini İslam harfleri ile yazıp, eritip doğum yapacak kadına içirmelidir. (S. Ebediyye)
Kur’an-ı kerim, Allah'ın sözüdür. Allahü teâlâ, sözünü, İslam harflerinin ve seslerinin içine sokup, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama göndermiştir. (Dıyâ-ül Kulûb)
Demek ki, Kur’an yazısı İslam yazısıdır. Yazıya da, harflerine de hürmet gerekir.
Bir websitesinden alıntıdır lütfen okuyunuz
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Kuran'ın ana dilimizde okunmasına karşı çıkmak , Kuran'ın mesajının anlaşılmamasını istemektir. Gardop müslümanlığı ,şekilci müslümanlıktır.
Kıssadan hisse buyurun size yaşanmış bir anı. Bir müslüman olarak siz ne yapardınız?
-
Sen çıkıp Türkçe Kur'an okumaya garabet dersen hitap ettiğin insanların dinine inanmasını beklemeyeceksin. Dini savunanlar dine en büyük zararı veriyor farkında değil. Geri dönüşü olmayan bir yolda ilerliyorsunuz.
-
quote:
Orijinalden alıntı: Asaf1Hocam kim Tefisiri bilmemize anlamamıza karşı Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun
Bütün İslam ümmetinde dil bellidir Allah katında dil de bellidir Cennet ehlinin dili Arapçadır. Gelip ibadetimizi ne hakla Türkçe olarak yapmaktayız sizce bu şirk koşmak değil de nedir?
Herkes Kuran tefsiri meali okumalı ve anlamalı ama ırkçılık yapıp da Türkçe Kuran ve Ezan gibi bir yanlışa düşmek çok daha vahim İnsanların dini değerleri ile bu kadar oynanmaz hocam
Arapça Cennet lisanıdır. Cennette kullanılan yazı da Arapların kullandığı İslam harfleridir. Arab, sözlükte, güzel demektir. Arabî [Arapça], güzel dil demektir. Arap ırkıyla alakası yoktur.
Her lisan, insanlar tarafından meydana getirildi. Arapça ise, insanlar yaratılmadan önce de vardı. İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde (Lâ ilâhe illallah) yazılı olduğunu gördü. Yani, insanlar yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)
Âdem aleyhisselam, Cennetin her yerinde ve Arş üzerinde İslam harfleriyle yazılı (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazısını gördü. O harfler, insan yapısı değildir. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. (S. Ebediyye)
Ruh-ul-beyan tefsirinde, Maide sûresinin 18. âyetinin tefsirinde, Hazret-i Ömer’in haber verdiği şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Âdem aleyhisselam, “Ya Rabbi! Muhammed aleyhisselam hakkı için beni affet!” diye dua edince, Allahü teâlâ “Onu daha yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. “Ya Rabbi! Arşta, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah yazısını görünce, anladım” dedi) [Bu hadis-i şerif, imam-ı Beyhekî’nin Delail kitabında ve yine hadis âlimlerinden Hâkim-i Nişapurî’nin Müstedrek kitabında yazılıdır.]
İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki:
Mushaf'ı Arapçadan başka harfle yazmak ve başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak haramdır. Arapçadan başka harfle yazmak ve böyle yazılmış Mushaf’ı okumak haramdır. Kur'an-ı kerimi başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak ve Mushaf'ı Arabî harflerle, okunduğu gibi yazmak suretiyle değiştirmek bile sözbirliğiyle haramdır. Kur'an-ı kerimi böyle yazarken ve başka dile tercüme ederken, Allah kelamının icazı [mucize özelliği] bozulmakta, nazm-i ilahi değişmektedir. Bunun gibi sebeplerle de, Kur'an tercümesi namazda okunamaz. (Fetava-i fıkhiyye)
Namazda her şey Arapça okunsa sadece iftitah tekbiri (Allahü ekber) yerine bunun herhangi bir dildeki tercümesi söylense namaz yine sahih olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Selamdan önce okunan duaları bile Arapça okumak şarttır. Arapçadan başka herhangi bir dille namaz kılmanın sahih olmadığını bütün âlimler ittifakla bildirmişlerdir. (Hindiyye)
Diyanet’in hazırladığı Kur'an mealinin önsözünde diyor ki:
(Kur'an-ı kerim, yalnız Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez. Kur'anın yalnız mânasını ifade eden sözleri, Kur'an hükmünde tutmak, namazda okumak caiz olmaz. Hiçbir tercüme, aslının yerini tutamaz.)
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 4.12.1997 gün ve 103 sayılı kararı da özetle şöyledir:
(Kur’andan kolayınıza geleni okuyun!) mealindeki âyetinde olduğu gibi, Resulullah da namaz kılmayı tarif ederken, (Kur’andan hafızandakilerden kolayına geleni oku!) buyurmuştur. Bu itibarla namazda Kur’an okumak; Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit bir farzdır. Kur’an, sadece mâna olarak değil, Resulullah'ın kalbine elfazı [sözleri] ile indirilmiştir. Bu elfazdan başka lafızlarla ifade edilen mâna Kur’an değildir. Çünkü indirildiği elfazın dışında, hattâ Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mâna, Kur’an değildir. Kur’an kavramında sadece mâna değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır. Bunun için tercümesine Kur’an denilmez ve Kur’an hükmünde olmaz.
Cennette konuşulan dil de Arapçadır. Bir hadis-i şerif:
(Cennet ehlinin lisanı Arapçadır.) [Taberânî, Hâkim, İbni Asakir, Abd-ür-rezzak]
İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde, İslam harfleriyle (Lâ ilâhe illallah) yazılı olduğunu gördü. Yani insanlar yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)
Ruh-ul-beyan tefsirinde, Maide sûresinin 18. âyetinin tefsirinde, Hazret-i Ömer’in haber verdiği şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Âdem aleyhisselam, “Ya Rabbî, Muhammed aleyhisselam hakkı için beni affet!” diye dua edince, Allahü teâlâ “Onu daha yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. “Ya Rabbî! Arşta, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah yazısını görünce, anladım” dedi) [Bu hadis-i şerif, imam-ı Beyhekî’nin Delail kitabında ve yine hadis âlimlerinden Hâkim-i Nişapurî’nin Müstedrek kitabında yazılıdır.]
Türkiye’deki seyyidler, Arap oldukları hâlde, Kürtçe konuşuyorlar. Kürtçe konuşmak Kürt olmayı gerektirmediği gibi, Arapların İslam harflerini kullanmaları da, Arap harfleri olmalarını gerektirmez. İslam harflerini, 600 yıl boyunca, Türkçe konuşan Osmanlılar da kullanmıştır. Farsça konuşan İran da, İslam harflerini kullanmaktadır. Daha başka ülkelerde de, İslam harfleri kullanılmaktadır. Kur’an-ı kerimin harfleri İslam harfleridir. Üç hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ Arş’ı yaratınca, üzerine Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulallah yazdı.) [İ. Rafiî]
(Allahü teâlânın Levhi mahfuzda yazdığı ilk şey, Bismillâhirrahmanirrahimdir.) [Deylemî]
(Yer gök yaratılmadan iki bin yıl önce, Cennetin kapısında Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah yazılmıştır.) [Ukayl, İ. Neccar]
Mir’at-ül-Haremeyn kitabında deniyor ki: Âdem “aleyhisselam”, Cennette iken, Cennetin her yerinde ve Arş üzerinde (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazılı gördü. Onun, Allahü teâlânın en sevgili kulu olduğunu, bundan anlamıştı. Bunlar, İslam harfleri ile yazılıydı. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. Bütün kitaplar ve sahifeler, İslam harfleri ile gönderilmiştir. (S. Ebediyye)
Kur’an-ı kerimin harfleri muhteremdir. Hadîka’da ve Letaif-ül-işarat kitabında (Hud aleyhisselama gelen kitap İslam harfleri ile idi) deniyor. (S. Ebediyye)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Âlimlerimiz, Kur’an-ı kerim harflerine hürmet etmek gerektiğini nakletmişlerdir. Kurradan bazıları Hud Aleyhisselama indirilmiş kitabın Kur'an harfleriyle yazıldığını söylemişlerdir. Bu, yazının mutlak surette muhterem olmasını gösterir. Seyyid Abdülganî Nablüsî buyuruyor ki: Hud aleyhisselama indirilen kitap, Kur’an harfleriyle yazılmıştır. Bunu İmam-ı Kastalânî (El-İşarat) isimli kitabında açıklamıştır. (Redd-ül muhtar)
Hindiyye’de, (Bir kâfirin ismini yazıp buna hakaret caiz değildir. Çünkü İslam harflerine hürmet lazımdır) deniyor. (S. Ebediyye)
Bostan-ül-arifin’de deniyor ki: Doğumun rahat olması için, (Bismillahillezi la ilahe illa huv El-Halim-ül Kerim. Sübhane Rabbil Arş-ilazim Elhamdülillahi Rabbil âlemin) ve sonra (Naziat) sûresinin son âyetini ve Ke-ennehümden itibaren (Ahkaf) sûresinin son âyetini İslam harfleri ile yazıp, eritip doğum yapacak kadına içirmelidir. (S. Ebediyye)
Kur’an-ı kerim, Allah'ın sözüdür. Allahü teâlâ, sözünü, İslam harflerinin ve seslerinin içine sokup, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama göndermiştir. (Dıyâ-ül Kulûb)
Demek ki, Kur’an yazısı İslam yazısıdır. Yazıya da, harflerine de hürmet gerekir.
Bir websitesinden alıntıdır lütfen okuyunuz
Öncelike belirteyim fikrini değiştirmeye çalışmıyorum. Fikrinin sabit olduğuna da eminim.
Örneğin İbni Hacer-i Mekkî denen zata göre buna göre meallerin ve tefsirlerin varlığı da haram olmalı. "Çevrilip okunması" haramdır diyor adam. İslam'ın doğuşundan 900 sene sonra yaşamış Mısırlı bir Arapmış bu. Bu zatın söylediklerini baz alacaksak bütün meal ve tefsirleri yakalım.
Redd-ül-muhtar denen zat ise İslam'ın doğusundan yaklaşık 1200 sene doğmuş Suriyeli bir Arap. Burada yapılan alıntıda söylediği için bir gerekçesi yok. O söylediği için doğru mu kabul edilecek? Zaten konu namazda Türkçe okunması da değil. Tartışma konusu bile değil.
Hindiyye denen zat da sebep olarak kendisinden önce başka zatların böyle söylemesini ileri sürüyor.
Türkçe okunmaması dinden ziyade gelenek ve sembollerle açıklanan bir şey.
Hepsini tek tek incelemeyeceğim. İlk birkaç paragrafta muhtelif tefsirlerden alıntılar var. Tefsir haramdı hani?
Tefsir yorumdur. Okuyan kişinin buradan çıkardığı anlamlardır. Mir’at-ı Medine denen zatın okuduğunu anlamada bir problemi var sanırım. Tefsirin yapıldığı orijinal surede mi Arapça harflerle "La ilahe illallah Muhammeden Resulullah" yazdığını okuduğu yazıyor Hz. Adem'in?
Hz. Adem Arap olduğuna dair bir şey geçiyor mu? Arapça yokken, Arap olmayan Hz. Adem nasıl okumuş da anlamış? Yoksa Adem'in okumayı bildiği bir dilde yazılı idi de, Araplara aktarılırken anlamaları için doğal olarak Arapça aktarıldı? Bunu okuyan, hayatında kaç kitap okuduğu meçhul, okuduğunu ne derece anlama kapasitesine sahip olduğu meçhul bir din alimi ise böyle bir yorum yaptı. "Din alimi" sıfatına sahip olduğu için de sorgulanmadan doğru kabul edildi.
Örneğin İslam'a göre peygamber kabul edilen Hz. Musa, Hz. İbrahim, Hz. İsa gibi peygamberlerin neredeyse istisnasız hepsi Yahudi iken, bu peygamberlerin hangisine Arapça indirilmiş din? Cennetin dili Arapça ise bu peygamberlere neden İbranice gelmiş?
Bunların hepsini bir yana bırakalım, namazı da Türkçe kılın ezanı da Türkçe okuyun demiyoruz. Konu o değil zaten.
Samimi ve açık yürekli isen müslümanların Allah'ın kendilerine söylediğini öğrenmelerinin hiçbir sakıncası olmayacağını takdir edeceksindir. Zaten meale karşı olmadığını da anlıyorum yazdıklarından.
Mealinin burada okunmasını dine bir saldırı olarak almak yerine, aslında insanların dinlerini daha iyi anlamalarına bir vesile olarak görmek bu kadar zor mu?
Bana diyemedin ki, camide her gün 5 vakit namaz kılan cemaatten bir Allah'ın kulu bile ezbere bildiği surelerden tek bir tanesinin bile anlamını ezbere biliyordur. Sen de biliyorsun insanların mealleri açıp okumadıklarını. Fiziki olarak meal var, çeviriler yapılmış; ama insanlar okumuyor, öğrenmiyorsa ha var ha yok ne farkı var?
-
Hocam Ehli Sünnet alimlerinden Meali Tefsir olmadan okuyun diyenleri dinledim fakat Tefsir haram diyene denk gelmedim. Acaba kaynağınız varsa aktarır mısınız.
Orta paragraflarda yazdığınız şeylere genel bir cevap hocam eksik paylaşmış olabilirim yukarıda https://sorularlaislamiyet.com/hz-adem-hz-muhammedi-ne-zaman-ogrenmistir-peygamber-efendimizin-ismini-ilk-olarak-nerede-gormustur-0 içinde pek çok bilgi mevcut
Samimi ve açık yürekliyim zaten her mesajımda güvenilir Tefsir (Elmalı) ve Mealllerin okunması bilinmesini gerektiği taktirde Ehli Sünnet hocalara danışılması gerektiğini söylüyorum
Fakat hocam sizde taktir edersiniz ki Allah katında son din İslamdır ve şuana dek korunmuştur kıyamete kadar da korunacaktır. Kuran da Mealler bile her gün güncellenirken binden fazla tefsir varken
Kuranı Kerim okumak farz iken Namazda okuduğumuz sureler Kuranı Kerim den iken
Orijinal metni mı okumalıyız yoksa Kendi çevirimizi mı?
En basidinden bir metin çevirirken bile tam manasını kendi dilimize aktaramazken Kuranı Kerim büyüsünü etkileyici dilini anlatısını nasıl aktaracağız?
Evet gerçekten 100 Müslümanım diyen insan çevirsen çoğunluğu Fatiha Suresinin bile (Bile derken en temel sure) ne anlama geldiğini bilmez
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Tanidigim veya tanimadigim tüm insanlara (kendisini musluman olarak kabul etmesi gerekmez) Allah in kitabini anladigi dilden okumasini siddetle tavsiye ederim.
Bir Türk Kurani Türkçe okumali ve anlamaya calismalidir..bunda ne var?anlamiyorum.meallerde hatali cevirmeler olsada okumak lazim
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Dini toren nedir arladas.toplanmis birileri eger oradakiler Türk ise onlara Türkçe meal okursun ki anlasilsin.
Siz mi karar veriyorsunuz Kuranin hangi dil olduguna..
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: Asaf1Hocam Ehli Sünnet alimlerinden Meali Tefsir olmadan okuyun diyenleri dinledim fakat Tefsir haram diyene denk gelmedim. Acaba kaynağınız varsa aktarır mısınız.
Orta paragraflarda yazdığınız şeylere genel bir cevap hocam eksik paylaşmış olabilirim yukarıda https://sorularlaislamiyet.com/hz-adem-hz-muhammedi-ne-zaman-ogrenmistir-peygamber-efendimizin-ismini-ilk-olarak-nerede-gormustur-0 içinde pek çok bilgi mevcut
Samimi ve açık yürekliyim zaten her mesajımda güvenilir Tefsir (Elmalı) ve Mealllerin okunması bilinmesini gerektiği taktirde Ehli Sünnet hocalara danışılması gerektiğini söylüyorum
Fakat hocam sizde taktir edersiniz ki Allah katında son din İslamdır ve şuana dek korunmuştur kıyamete kadar da korunacaktır. Kuran da Mealler bile her gün güncellenirken binden fazla tefsir varken
Kuranı Kerim okumak farz iken Namazda okuduğumuz sureler Kuranı Kerim den iken
Orijinal metni mı okumalıyız yoksa Kendi çevirimizi mı?
En basidinden bir metin çevirirken bile tam manasını kendi dilimize aktaramazken Kuranı Kerim büyüsünü etkileyici dilini anlatısını nasıl aktaracağız?
Evet gerçekten 100 Müslümanım diyen insan çevirsen çoğunluğu Fatiha Suresinin bile (Bile derken en temel sure) ne anlama geldiğini bilmez
Sizin yazınızda geçiyor:
"İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki:
Mushaf'ı Arapçadan başka harfle yazmak ve başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak haramdır."
Bu zata göre meal ve tefsir haram.
Zaten din alimlerinin ne dediği önemli değil. Kuran'ın kendisinde buna dair bir ibare geçiyor mu?
Bir iki tefsire göre sanki varmış gibi bir anlam çıkıyor, ama
"İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde (Lâ ilâhe illallah) yazılı olduğunu gördü. Yani, insanlar yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)"
"Âdem aleyhisselam, Cennetin her yerinde ve Arş üzerinde İslam harfleriyle yazılı (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazısını gördü. O harfler, insan yapısı değildir. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. (S. Ebediyye)"
Bu iki tefsirin hangi sure olduğunu bilmiyorum, ancak anlaşıldığı kadarıyla Arapça'nın Cennet'in dili olduğunu göstermiyor. İçinde yaşadıkları çağ gereği fazla kitap okumamış, afedersin muhtemelen okuduğunu çok iyi anlayamayan bildiğin cahil insanlar gibi görünüyor. Orijinal sureyi aradım da bulamadım.
Düşün şimdi seninle benim aramda bu konuşma geçiyor. Sonra sen bunu bir İngiliz'e İngilizce anlatıyorsun. Bu İngiliz bunu yazıya döküyor. Bunu yazıyı okuyan cahil bir İngiliz de seninle benim aramdaki konuşmanın İngilizce olarak geçtiğini zannediyor ve başkalarına böyle anlatıyor... Durum biraz ona benziyor.
-
Ben karar vermiyorum Kuranın dili Arapça g?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İlk alıntı yaptığım sitede bir sıkıntı var galiba
Burada Hadis olduğu yazıyor
Diğer konuda bir şey diyemeyeceğim ama bu bir paradoks olurdu o zaman İslam dini kıtalara yayıldığı zaman Çin de Çince ibadet Avrupa da Latince ibadet vb gibi durumlar doğradı
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İslam dini hakkında bilgisi olmayan, belki ömründe 2 rekat namaz kılmamış, belki müslüman bile olmayan insanlar gelmiş burada ahkam kesiyor.
Ya kardeşim ben senin ateist olmana karşı çıkmıyorum, saygı gösteriyorum, sen de benim dinime saygı göster be!
Onca ateist, Hıristiyan arkadaşım var hepsi de hoşgörü gösteriyor, neden siz gösteremiyorsunuz? Derdiniz ne sizin?
İbadet Türkçe olmalı diyen arkadaşlar bir sorum olacak size, siz ibadetinizi Türkçe de olsa yapıyor musunuz? Eğer yapmıyorsanız Arapça yapan insanlara da laf atamazsınız, hoş Türkçe yapıyor olsanız da laf atamazsınız.
Anlam kayması oluyor diyen arkadaşlara da laf atıyorsunuz, evet anlam kayması oluyor. Eğer dindarsaniz açarsınız tefsirini okursunuz, Kur'an mealden değil tefsirden okunur onu bile bilmiyorsunuz ama ahkam kesmeyi çok iyi biliyorsunuz.
Lütfen karışmayın milletin ibadetine de ateist olmasına da yaa. Azıcık hoşgörü, lütfen..
-
Anlayacaksınız diye mi korkuyorsunuz?
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Tarih bilginiz bile yanlış arkadaş. Dünyaca ünlü Atilla Total War oyununda Hunlari seçtiğinde Gök tanrı dini için tek tanrılı din diyor.Dunyaca ünlü şirket Sega bile hiçbir zaman cok tanrılı dine inanmadigimizi kabul etmiş.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X