İmamoğlu'nun İstanbul'a uygulayacağız dediği karbon elyaf yöntemi nedir, nasıl uygulanır? (3. sayfa)

Hiç yoktan iyidir ama ben şahsen çürük binaların komple yıkılıp yapılmasından yanayım. Ben şahsen güçlendirme işine pek güvenmiyorum.

Devlet vatandaşa maddi destek olsun, herkes minimal maliyetle 99 öncesi binasını yıktırıp geri yaptırsın.

Deprem vergileri zaten yandı bitti kül oldu, normalde cebimizden para bile çıkmadan devletin yapması lazımdı. Artık o işler geçti de şu durumda

daire başına inşa maliyeti için faizsiz kredi verseler o bile kabul. Binada 15 daire var, herkesin parası yok. Herkese nasıl kabul ettirelim?

Bir yandan acilen yabancıya emlak satışı durdurulmalı, şu ortamda fiyatları şişirecek adamlara ihtiyacımız yok. Sahibindende İngilizce, Rusça, Arapça ilanları

görünce kan beynime sıçrıyor, telefonda arayıp emlakçıya sövesim geliyor. Ülkemin güzel yerlerinde orta gelirli biri olarak ben kredi çekerek bile oturamıyorum,

yabancılar keyif sürüyor. Bütün vatandaşlar sağlam binaya geçmek isterken bir de yabancıya göre şişirilmiş fiyatlarla uğraşamaz kimse, bunu devreden çıkarmalıyız.

Yabancılar ve göçmenlerin yarattığı talep yüzünden en ucuz daireler 2.5-3m aralığından başlıyor ama mortgage sistemimiz yok, devlet bankaları maks.

250.000 lira kredi veriyor. Bu ucuz klasmandaki daireler için 2 milyon/10 sene şeklinde özel bankalardan kredi çeksen taksitleri 55.000tl çıkıyor.

Uzman doktor bile bu taksidi ödeyemez, ve bu en uyduruk daire için... 0.69 kampanyası yaptılar, o da 2. el daireleri içermiyor, fırsatçı müteahhitler sıfır daireleri

kimsenin oturmayacağı dağ başında bile 3 milyondan itelemeye çalışıyor.

E biz nasıl canımızı kurtarıp antika apartmanlardan kurtulup yeni daireye geçeceğiz? Acilen emlak sektörüne kökten çözüm gerek diyorum, bu balonu artık

birisi çıkıp patlatmalı.

Masraf illa ki olacak.

Akp'nin yapmak istediği kentsel dönüşümün nasıl rant odaklı olduğunu bazıları bilmiyor veya bilmezden geliyor ama sadece İstanbul'da Sulukule, Fikirtepe, Beykoz, Tozkoparan, Bağcılar gibi örneklere bakılması yeterli.

Kentsel dönüşüm adı altında şehirlerin riskli alanlarında bulunan yapılar değil, arsa değeri ve rantı büyük olan yerler bu projelerde değerlendirildi.

Aksi olsa neden milyonlarca insan hala riskli zeminlerde, riskli binalarda oturmaya devam ediyor?

Devlet gelip yardım etti de isteyen mi olmadı veya insanlar intihar mı etmek istiyor?

Neden son yaşanan depremlerde onbinlerce insan öldü?

Ayrıca, bir ülkede inşaat sektörü tek başına tarım sektörünü geçtiyse, gayrimenkul ve inşaat sektörü toplamda sanayi sektörüyle yıllarca başabaş gittiyse ülkenin kaynakları betona gömülmemiştir de ne yapılmıştır?

İmar kanunu 9-10 kere değiştirdiler, defalarca imar affı getirdiler, tarım ve orman arazilerini yapılaşmaya ve dolayısıyla da ranta açtılar, kendi yandaş inşaatçılarını büyüttüler, inşaat sektörüne teşvikler verdiler vs.

Daha ne olsun?

Arkadaşlar, basitçe şöyle düşünün, dikey olarak binen tonlarca yük için , betonun yatay yön değişimine uğrama direncine oldukça katkı sağlayacak bir yöntem. Türkiye'de çoğunlukla demirleri bir arada tutan etriye ve çiroz elemanları projedeki sıklığında kullanılmaz, beton ise proje dayanımında dökülmez, kürlenmez, sıkıştırılmaz. Hiç yoktan iyidir ancak en iyisi apt sakinlerinin birleşerek müteahhite vermeden metrajlarıı koruyarak 500k - 1m arası bir odeme yaparak yeni bina inşa etmeye uğraşmaları. Yaşamayacaksanız bile yeni dairenizin değeri muhtemeln 3 katına çıkacaktır, o şekilde satrsınız bir nevi yatırım gibi düşünün. Parasal konudaki güvensizlikleri çözecek toplu bir banka aracılı çözüm bulunabilir yeter ki herkes istekli olsun.