Kader; zaman ve mekan kavramlarını yoktan var eden ve bunları tamamen kontrolü ve hakimiyetinde bulunduran, zaman ve mekana tabi olmayan Allah'ın, geçmiş ve gelecekteki tüm olayları zamansızlık boyutunda bilmesi ve yaratmasıdır. Yaşanmış ve yaşanacak bütün olaylar zinciri an an, detay detay Allah katında planlanarak yaratılmıştır.
Zamanı Allah'ın yarattığını, bu yüzden zamana bağımlı olmadığını, dolayısıyla O'nun yarattığı olayları, yarattıklarıyla beraber izlemesi ve bunların sonuçlarını beklemesi gibi bir şeyin söz konusu olamayacağını unutmayın.
O'nun katında herşeyin başı da sonu da, sonsuzluk şeridindeki yeri de bellidir. Herşey olup bitmiştir. Bu nedenle insanların, kader üzerinde değişiklik yapmaya güç ve imkanları yoktur. Tam tersine kader insanlar üzerinde belirleyici ve etkili bir unsurdur. Herşeyiyle kaderin bir parçası olan insan, o kaderden bağımsız bir şekilde davranamaz. Kaderin dışına çıkamaz ki kaderini değiştirebilsin. Bu bir video kasetteki filmde yer alan oyuncunun, kasetten dışarı sıyrılıp maddi bir boyut kazanarak videonun başına oturması ve kendi bulunduğu kasette silmeler, eklemeler, değişiklikler yapmasına benzer ki, elbette bu kendi içinde çelişkili ve mantıksız bir durumdur.
Dolayısıyla "kaderi yenme", "kaderin akışını değiştirme" gibi ifadeler tam anlamıyla bir safsatadır. "Ben kaderimi değiştirdim" diyen bir insanın da aslında kaderinde yazılı olan bir cümleyi söylediğini sakın unutmayın.
------------------------ İnsanların kaderle ilgili çok ilginç fikirleri var. Kimisi diyor ki, küçük şeyleri ben belirlerim, büyük olaylar kaderimdedir, kimisi diyor ki çok ani bir karar alırım, kaderim değişmiş olur.... ama tabi bunlar insanların bişeye dayanmadan inandıkları şeyler... belki de nası olmasını istiyorlarsa kendilerini ona inandırıyorlar. ben bu konuyu küçükken çok merak ederdim, sonra Kuran'a baktım. O an düşündüğüm şey, kimbilir biz neler zannediyoruz ama aslında yanılıyoruz... toplumca kendi kendimizi öyle inandırmışız ki bazı şeylere.. hem de Kuran'a hiç bakmadan... bazı inançlarımız gerçekten çok uzak doğrulardan. neyse, kader konusuna gelirsem geri, bugun savaş ay'ın programında şarlatanlar vardı da, ordan geldi bu konu aklıma... ipsiz sapsız birileri çıkmış doğum tarihine göre insanlara bazı şeyler söylüyor, güya kaderini (!), ve insanlar da kaderlerini değiştiriyor (!) böylece... ya ne cahil halkız biz ki bu şarlatanlar bu cesareti göterebiliyorlar ve bu adamlar 5 dakikada başkalarının 1 ayda çalışarak ancak kazanabildiği paraları kazanabiliyorlar. ne kadar yazık. işte bu yüzden bizim doğruları bilmemiz lazım. din konusunda tek ama tek doğru Kuran. Hepimizin evinde var, tek yapılması gereken açıp bakmak. Kuran anlaşılmaz bir Kitap olsaydı bu çok garip olurdu çünkü Allah herkesin okuması için yolladı O'nu. dolayısıyla Kuran herkesin anlayabileceği bir Kitap. ( ben de bunu yakın zamanlarda öğrendim aslında, öncesinde okumamıştım) laf lafı açtı biraz farkındayım, neyse son sözüm Kuran kader için der ki: Hiç şüphesiz, Biz herşeyi bir kadere göre yarattık. (Kamer Suresi, 49) De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Ben kader diye bir şeyin var olduğuna inanmıyorum. Allah insanlara akıl ve irade vermiştir. İrade insanlar için başka hiçbir canlıda bulunmayan bir nimettir. Hiç şüphesiz, Biz herşeyi bir kadere göre yarattık. (Kamer Suresi, 49) Burada Kaderden kasıt evrendir. Allah insanların kaderini çizmemiştir sadece bu evrenle sınırlamıştır. Ancak Allah olmuş yada olacak herşeyi bilme sıfatından dolayı elbetteki bizim yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı bilir.