Şimdi Ara

İş görüşmesi tecrübeleri

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
142
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar.


    Foruma daha önceki yıllarda çok iş görüşmesi tecrübesi yazmıştım ama bunları tek bir çatı altında toplayabilmeyi umuyorum.


    Günün birinde bir firma beni görüşmeye çağırdı, görüşme saati 14 idi. Ben de saat 13:45 gibi mekana gitmişim. Güvenliğe iş görüşmesi için geldim dedim. O da isim olarak kiminle görüşeceksin dedi. Dedim bilmiyorum arayan numara bu. Neyse bir yerleri aradı, bana lobideki koltukları gösterip otur dedi. Akabinde ise telefonu kapayıp saat 14 de gelsin dediler burada bekleyemezsin git dışarıda bekle dedi. Siz otur dediniz dedim, neyse şimdi kalk dedi. Ben de tartışmak istemediğimden dışarı çıktım. Dışarı dediysem yanlış anlamayın binanın en dışını kastediyor.


    Biraz dışarıda oyalandım geldim geri. En dışarıya zil yapmışlar bastım ona. Kapı açıldı gittim yine biraz evvel görüştüğüm güvenliğin yanına. "Saat 13:58 yalnız daha iki dakika var git dışarıda bekle " dedi. Tam gidiyordum ki tamam gel dedi ve beni bir yerlere yönlendirdi. Benim saatim 14:00 idi bu arada ama önemi yok açıkcası zira mühür kimdeyse Süleyman o muhabbeti buralarda geçerli oluyor baya.


    Boş bir oda gösterdiler orada oturmaya başladım. Saat 14:15 oldu. Genelde kalkıp giderim ama bekledim. 14:20 gibi birisi geldi, bizim toplantımız var seni bekleteceğiz dedi. Ben de ne kadar dedim o da bilemeyiz dedi. Dedim ben gideyim en iyisi başka zaman gelirim. Yok neyse ben birini yollayayım sana gitme sen otur dedi. Az sonra bir kadın geldi ve görüştük.


    Oradan hiçbir şey çıkmadı ama çıksa da gitmezdim muhtemelen diye düşünürüm aklıma geldikçe.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XpressMusic34 -- 17 Mayıs 2024; 18:18:34 >







  • Benzer bişey yaşamıştım. Böyle yaşadığım şeyleri düşünmek istemiyorum

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Ne biçim bir iş yeri, çok amatörler.

  • Balık baştan kokar derler eskiler, kokmayı geçmiş çürümüş belli ki. İnsana insan olduğu için saygı duymayan değer vermeyen bir işletmeden hayırlı şeyler çıkmaz genelde. Her ne kadar muhtaç da olsa bir kişi onuru, haysiyeti, şerefi zedeleyecek oluşumlar karşısında dimdik durmalı, zaten bu muhtaç olanlar bir kesimin bu denli arsızlaşmasını sağladı bu toplumda..


    Öyle arsızlaştılar ki 1'i gider 1000'i gelir kapıma mantalitesi ile herkese sahip, her şeye hükmedebilir konumda olduklarını düşünüyorlar. İş piyasasında bu toplumun en büyük sorunlarından biri aslında bu değindiğiniz konudur.


    Vasıflı vasıfsız herkes boyun eğmeyi, sineye çekmeyi haksızlığa gelmeyi normalleştirmiş, önüne her ne servis edilirse edilsin şükür etmiş ve susmayı tercih etmiştir. Peki Neden?


    PARA


    Yaradan ağaç verdi, taş verdi, toprak verdi, verdiği aklı kullanarak barınabilesin diye.. Yine hayvanları yarattı, bitkileri yarattı, suyu yarattı beslenip yaşayabilesin diye.. Hiç kimseye muhtaç değilsin.. Seni yaratan zaten ihtiyacın olanı sana fazlası ile verdi.. Sadece ve sadece nefsine yeniksin, insanoğlunun yarattığı bu düzenin parçası olmak için parçalıyorsun kendini, özüne dönebilsen senden mutlusu yok aslında ama bizlere böyle öğretildi değil mi?.. Ne kadar çok imkana sahip olursan o kadar çok mutlu olursun. Bunun için bir ömür harcamaya değer.





  • fbilker1907 kullanıcısına yanıt

    Hocam, biri gider bini gelir hepsinde var maalesef.


    Mesela iş görüşmesinde derler ya "ya sen baya uzaktan gelmişsin" gibisinden. Çoğu işletme ne bir su ikram eder ne çay. Aslında zorunda değil evet ancak o kadar uzaktan geldiğini (uzak yakın farketmez aslında) beyan edip hiçbir şey ikram etmemek bana garip geliyor ya da yalandan sorulur mesela sen de yok dersin örneğin ne bileyim.


    Hocam bak laf lafı açıyor işte.


    Günün birinde bir görüşmeye gittim yine. Kapıdaki güvenlik kimlik alıyor vs işte. Dedi ki bana kardeşim çay içer misin su vereyim gel otur dinlen nereden gelmiştin vesaire. Öyle hoşuma gitmişti ki. Sonra ben bir şey istemedim, beni yönlendirdiği yere gittim. Görüşmeyi yaptık ama nasıl bir yer biliyor musun? Bir işyerinin çalışana verdiği değer aslında az çok anlaşılıyor iş görüşmesi yapılan yerden yemin ederim. Neyse hocam görüşme de biraz uzun sürmüştü. Görevli ne bir su önerdi ne bir çay. Görüşmenin yapıldığı yerde de su makinesi var damacana ama böyle buyrun içer misiniz falan demiyor ya sen de demiyorsun bir su alabilir miyim hesabı. Aslında desek ne olur? Neyse görüşmenin ortasında kız döndü su aldı o makineden ve içti. Ya dedim insan bir der ki "siz de içer misiniz?" Yok kardeşim inanmazsın ama sormadı. Ya dedim nasıl olabiliyor bu. Rolleri değişsek ben elli kez sorarım su vereyim bir şey vereyim hesabı. İşte biz böyle anlatınca kapitalist severler ve plaza sevenler diyor ki "zorunda mı?" Evet argümanları bu genelde, Twitter da da görebilirsin bolca. Ya tamam zorunda değil elbette ki. Bir de şey var hocam "sen su isteyememişsin özgüvensizsin orada bir testtir o su bakalım isteyebilecek misin diye tartarlar" diye altına yorum atarlar emin ol. Oysa ki bizim öğrendiğimiz kültüre göre misafir evine gittin (bu örnekte işverenin misafiriyiz, aday elemanız) sana sofraya buyur demezlerse yenmez örneğin. Biz böyle yetiştirildik bilmiyorum belki de yanlışız , doğruyuz tartışmıyorum bunu inan ki.


    Neyse çıktım oradan, yeniden güvenliğin oraya geldim. Kimliğimi alıcam kartı vericem o muhabbet yani. Güvenlik tuttu kolumdan kardeşim valla bırakmam gel bir çayımı iç ille yoksa bırakmam diye koluma yapışmasın mı? Üstüne bir de görüşmen nasıldı, işe alındın mı ne yaptın ne ettin baya sordu ilgilendi. O sırada başka görüşmeye gelenler olmuştu hepsiyle de tek tek ilgilendi. Bazısı bu ilgiden rahatsız da olmuş olabilir bilmiyorum o kadarını inan ki ben şahsen rahatsız olmadım.


    Bildiğin üzere güvenlik şirketleri ve firmalar ayrı olabiliyorlar yani atıyorum şirketin ismi A ama güvenlik şirketi B. Yani adamın orayla bir bağlantısı da yok aslında. Önemli bir şey de değil gerçi bağlantısı olsun olmasın.


    Dedim ki abi bu suyu çayı ikram ediyorsun ama şirket mi söylüyor gelenlere ikram et diye? Yok kardeşim olur mu dedi bu su çayı bizim güvenlik firması veriyor bize dedi. İşte onun içerisinde bir kota varmış güvenlikler kullanırmış o kotayı üstüne kullanılırsa cebinden ödermişsin. Adam diyor ki ben sürekli çay alırım su alırım işte abur cubur doldurmuş oraya. Buraya insanlar iş için geliyor ekmek için geliyor belki de yol paraları bile yok en azından bunu yapayım dedi. Sonra da bana sana akbil parası vereyim mi dedi.


    Ya hocam şimdi düşün. Adamın üzerine vazife değil bir şey değil. Belli ki kendine ödev edinmiş bunu eyvallah sonuçta zararlı bir eylem değil. Emin ol şu yazıyı bir plaza çalışanı okusa "güvenliğin yaptığı doğru değildir" diye beş a4 uzunluğunda yazı döşer Linkedin hesabına. Bana sorarsan helal olsun deyip geçerim açıkcası. Zaten bakma benim yaşam stilim ve düşüncelerim hiç uymuyor kurumsal hayata.


    Şimdi hocam eskiden şey vardı mesela birisi iş için senin kapına geliyorsa ona aşırı bir saygı gösterilirdi sonuçta yol tepmiş gelmiş vesaire denirdi. Açsa doyurulurdu, ne bileyim işte. Ben böyle yerlere denk geldim, zorla yemek yedirildiği de oldu. Ya da geliş gidiş yol parasının ödendiğine bile şahit oldum yani zorla hem de ille al herkese veriyoruz hesabı.


    Hocam işte anlattım ya, şimdi böyle şeyler konuşulunca "zorunda mı" deniyor ve konu bitiyor orada. Elbette değil. Güvenliğin yaptığı da belki kurumsal hayata uymuyor olabilir ama insani hayata çok uyuyor açıkcası.


    Mesela hocam bir firmam olsaydı, insan kaynakları birimine çağırdığınız her aday elemana çay, su , kola , meyve suyu artık ne ise ikram edin diye söylerdim diye düşünüyorum. He o kişi içer veya içmez orası ayrı konu elbette.


    Hocam aslında çok küçük detaylar ama çok da önemli detaylar gibi geliyor bana nedense böyle şeyler.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.