İş yerimi nasıl şikayet edebilirim

chpliler yapıyor şeklinde şikayet et.

Rüşvet yeme, vergi kaçırma her yol var. Savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsin. Ama kimliğin ortaya çıkar başın belaya girer mi orasını sen bileceksin. Rüşvet yiyen sigortacıları Ankara'ya ihbar edebilirsin.

Nereye ihbar edersen et kimliğin belli olacak. Yukarıda da yazdım. Bu riski kendin alacaksın.

Sigortacının adını bilmene gerek yok. Tarif edersin. Şu tarihte şu araçla şu işyerini denetlemeye gelen diye...

Emniyete de gidebilirsin. Kendi görev alanlarına girmese bile seni doğru yere yönlendirirler.

dalga geçtiğimi kim söyledi. ülkenin çivisi çıkmış. izahı olmayınca mizahı akla geliyor tabi. sen de haklısın.

Akaryakıt ve otobüs firmalarında dönen paraların miktarını ve bu sektörlerde olan şirket sahiplerinin cinsini düşününce ben olsam ihbar edip de hayatımı tehlikeye atmazdım.

Canını emanet edebileceğin kadar güvendiğin bir gazeteci bulursan belki; ama sonuçta bu ülkede ne yolsuzluklar, ne ihaleler, ne rüşvetler, ne vergi kaçakçılığı, ne kara para aklama, ne uyuşturucu kaçakçılıkları, ne vergi afları oldu ve bunlara hiçbir şey yapılmadı. Dilan Polat ve kocası bile göstermelik 10 ay hapis yatıp çıktılar. Balık baştan kokar.

Paranı kazanmaya devam edebiliyorsan ses çıkarma çünkü şikayetlerin havada kalıp sen mimlenirsin zamanında başıma geldi aynı durum adalet yargı vs bütün herşey ellerinde olduğu için zararlı sen çıkarsın diktatörlükle yönetiliyor ülke bunu unutmamak gerek.

ekşi sözlüğe başlık açtır canını çok sıkıyorsa bu konu. onun dışında başına iş alırsın.

bu durumu denetleyen sgk sonuçta. sgk'nın yapacağı denetimi kolaylaştıracak olan başka kurum yok mudur? misal bu işyerlerinin satış defterlerini denetleyen epdk'dır. aynı şekilde küçük esnafın satış defterlerini denetleyen gib'dir. kazançlarına bakacak, çalıştırması gereken işçi sayısına bakacak, kaç işçi çalıştırdığına bakacak, gerekirse çalıştırıyorum dediği kişiye bakacak. sen bu kazancı bu kadar işçi ile yaparsın veya yapamazsın diyecek alacak yakın takibe.

benim de gıcık olduğum bir durum var. yani bir işyeri fiş kesmeyebilir ama nasıl diyeyim şimdi. satışını yaparken, malın etiketlerini okutuyor ve satış fiyatını söylüyor ama fiş kesmiyor. yani neyi kaça aldığını sadece kendisi görüyor. şikayet edilecek insanlar da değil. bu fiş kesme ile ilgili yapılan duyurulardan haberlerinin olduğunu bile sanmıyorum. ülkemizde devletten vergi kaçırmak için elden ne gelirse yapılıyor. fazla vergi alınmasının sebebi bu mu acaba?   işçi çalıştırır, maaşın bir kısmı bankaya bir kısmı da elden verilir. bu hala yapılabiliyor mudur bilmem. konu başka ama olsun, bir örnek daha verelim. diyanet emekli maaşları promosyonu için işleyiş açısından faize tam olarak benzememekle birlikte, faiz şüphesinden de tümüyle uzak değildir diyor ve tavsiye veriyor. alma, alırsan ve ihtiyacın da yoksa dapıt diyor. ama emekliye bu tutarlardaki artış müjde olarak veriliyor. bir tarafta diyanet diğer tarafta ise.. aklıma takıldı geçen. madem böyle bir durum var veren verebilir ama sen niye veriyor, verdirtiyorsun? sonra baktım ki faizsiz işlem yapan katılım bankaları diye bir sistem varmış. yani diyaneti bile ikna etmiş gibi görünen bir sistem var. faize benzemiyormuş. nasıl benzemiyor?   yani.. konuyu getireceğimiz nokta sistem. nasıl bir sistem isteniyorsa o uygulanıyor. benim gördüğüm bu. sonra sisteme yama yapmaya çalışılıyor.

Bir kişi kurban edilip tüm suç onun üstüne yıkılacak, sonra bu şahıs cezaevinde"intihar" edecek; olay soğuyup gündem değişince de ailenin geri kalanı tahliye edilecek.