Yağmur...ansızın bastıran yaz yağmurları gibi... yüreğimizi yakıp kavuran... kimsesiz çekilen acılar gibi... yalnızlığın bile umut olduğu... zamanın bitip tükenmek bilmediği, özgürlüğün bile anlamsız olduğu bir ana doğru gidiyorum...
umudum yok... umutsuzluğun tadını sorsam sizlere bilirmisiniz ne demektir, yaşanan her anın anlamlı olduğu... bitmek bilmeyen ama bir anda bastıran yaz yağmurları gibi...
yokoluşun ötesinde belkide benim aradığım... aradığım ama bulamadığım bir zamanın parçası... bulsamda kullanamadığım, her seferinde hüsranla buluşan bir uyum içerisinde, çiçeklerde anlam bulan.. masum bir anlamsızlık...
duyguların son bulduğu bir noktadan söz ediyorum... acıların olmadığı,unutmanın sinmediği... kötülüklerin ulaşamayacağı bir yerden söz ediyorum... karanlığın aydınlığa yenik düştüğü bir iç dünya arıyorum ben..
kalabalık içinde yalnızlık paranoyası çeken, bir dostun bile yalan olmadığı... kaybolan,unutulan umutsuzlukların göçmen kuşlara geçit vermediği uzak, hiç bir yerde hissedilmeyen, her anı yaşanabilen bir mutluluk... kimsesiz en zor ve amansız canavarların güzellikleri kirletemediği bir dünya işte ben o dünyayı arıyorum... ama bulamıyorum..............