Şimdi Ara

Kadın erkek eşitliği (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
139
Cevap
0
Favori
3.575
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Lilith

    İnsanlığın öyküsü Adem ve Havva ile başlıyor, öyle mı? Eski bir Yahudi efsanesine gore, bu öykü Adem'le Havva'dan öncesine uzanıyor. Yani Adem'in ilk eşi Havva değil, Lilith adında bir kadındır. Ama, tarih boyunca gizlice aramızda dolaşıp, her kadın-erkek tartışmasında kendini gösterse de onu çok az tanıyoruz.

    Sözü edilen efsane şöyle başlıyor: Tanrı topraktan Adem ile Lilith'i yaratır. Mutlu mutlu yaşasınlar diye onları cennete yerleştirir. Ama bu ilk insan çifti bir türlü huzur bulamaz. Sorunları mı? Günümüz çiftlerinin sorunlarından farklı değildir. Adem ilişkide her alanda söz sahibi olmak ister. Ancak Lilith buna karşı çıkar. Özellikle cinsel ilişki sırasında Adem'in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bularak itiraz eder. Kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını, yani eşit olduklarını savunur. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü; Lilith'i de ürün veren toprağa benzeterek bu şekilde birleşmek konusunda diretir. Adem tavrında ısrar edince, Lilith, birlikte yaşamalarının zor olacağına karar verip Tanrı'nın söylenmemesi gereken adını anarak göğe doğru yükselir. Sahip olduğu olanakları teperek cenneti terk eden Lilith'in yeri artık dışlanmışlar arasındadır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.

    Bu arada cennette yalnız kalan Adem, Tanrı'ya dua ederek Lilith'i geri ister. Tanrı, Sanvai, Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği geri çağırmak üzere Lilith'e gönderir. Meieklere, dönmediği takdirde her gün yüz çocuğunun öldürüleceğini söylemelerini emreder. Ama, o kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Ve tehdit yerine getirilir...

    Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınında bu üç meleğin ismi ya da şekli bulunanlara dokunmayacaktır. Lilith artık kötülerin tarafına geçmiştir.

    Bunun üzerine Tanrı Adem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratır. Bu yeni kadın, Adem'den bir parça olduğu için, ona karşı çıkmayacaktır.

    Kötü kadın Lilith

    Aslında Lilith hakkında pek çok efsane ve öykü var. Örneğin Talmud'da (Tevrat'ın başta yazılı olmayıp, sonradan yazılı hale getirilen ikinci bölümü) ondan dişi bir şeytan olarak söz edilir. Bu rolüyle bir hayalet gibi yüzyıllarca tarih sayfalarında dolaşır. Kadın ve çocukları hedef alır, erkekleri baştan çıkararak onlara zarar verir. Yaptıkları bunlarla sınırlı değildir. Bir hayalet gibi kadınların beynine girip, erkeklerle eşit haklara sahip olma savaşını günümüze kadar sürdürür. Bazı efsanelerde de cadı suretinde çıkar karşımıza. Lilith'e hepsi birbirinden farklı, ancak hepsi de kötü yakıştırmaların niye yapıldığını anlayabilmek için geriye dönüp, dinler tarihine ve efsanelere bir göz atmak gerekiyor.

    Lilith'in geçmişi tek tanrılı dinlerden çok daha önceye, eski Mezopotamya uygarlıklarına kadar uzanıyor. Genellikle Sümer ve Babil mitolojisindeki rüzgar tanrıçası Lilitu ile ilişkilendiriliyor. Lil, fırtına ya da rüzgar anlamına geliyor.

    Bir Babil metninde ise, büyük tanrıça İştar'ın tapınak fahişesidir. İştar, eski doğu dinlerinde şehvetli aşkın, tutkunun ve baştan çıkarıcılığın tanrıçası kabul ediliyordu. Bu özellikleri nedeniyle, fahişelerin, özellikle de kült olan tapınak fahişelerinin koruyucu tanrıçasıydı.
    Tapınak fahişeliği meşru bir işti. Herodot'un bize ulaşan yazılarında, Babil’de her genç kızın bir kez yabancı bir erkekle cinsel ilişkiye girmek zorunda olduğu bildiriliyor. Ancak, bu tapınak fahişeliği kesinlikle küçük düşürücü bir iş değildi. Babillilerin yabancı erkekleri tanrı olarak gördüğü sanılıyor. Kendilerini onlara teslim eden genç kızlar, simgesel olarak tanrının eşi haline geliyor ve kutsallaşıyorlardı.

    Kötü tanrıçalarla da özdeşleştirildi

    Lilith'e ait bazı özellikler Babil'in kötü tanrıçası (belki de dişi şeytanı demek gerek) Lamatşu'da da görülüyor. Lamatşu halk arasında albastı ya da loğusa hastalığı olarak bilinen rahatsızlığın ortaya çıkmasını sağlıyor, hamilelere zarar verip yeni doğan bebekleri öldürmeye çalışıyordu. Lilith'in özellikleri Lamatşu'ya aktarılmış olabilir miydi? Yoksa tersi mi yapılmıştı?

    Lilith'in Yahudi efsanelerinde ilk kez ne zaman boy gösterdiği bilinmiyor. Çünkü tanrılar ve efsaneler, eski doğu kültürlerinin birçoğunda ortaklı ya da büyük benzerlikler taşıyordu. Yine de her koşulda, Yahudilerin şeytanla ilgili inanışlarında önemli bir yere sahipti. Erkeklerin aklını başından alan bir şeytan olarak görülüyor ve ondan çok korkuluyordu.

    Bu konuda en eski kaynak olan Tevrat'a bir göz atıyoruz. Ancak Tevrat'ta bir tutarsızlık göze çarpıyor. Kutsal kitabın bir yerinde "Ve Allah insanı kendi suretinde yarattı ve onları erkek ve dişi olarak yarattı" deniliyor. Ancak ilerleyen baplarda yaratma daha farklı anlatılıyor: Tanrı doğuda, Adem'de bir bahçe yapıyor, Adem'i oraya koyuyor ve yalnız kalmasın diye kaburgasından kadını yaratıyor. Talmud'a göre Ademle aynı anda yaratılan bu ilk kadının adı Lilith'tir. Çünkü başka türlü kutsal kitaptaki bu tutarsızlığı açıklamak mümkün değildir.




  • Lilith (II)
    Bebeklerin Azrail’i

    Adem'in ilk eşi Lilith'e daha sonra 9. ya da 10. yüzyıllara ait "Ben Sira Alfabesi"nde rastlıyoruz.

    Metnin ana kahramanı, M.Ö. 600'lü yıllarda yaşadığı sanılan Ben Sira. Yazarının kim olduğu bilinmiyor. Bu elyazmasına göre, Tanrı topraktan Adem ve Lilith'i yaratmıstı.

    İlgili bölüm şöyle devam ediyor: "Kısa süre sonra birbirleriyle kavga etmeye başlarlar. Adem'e şöyle der: Ben altta yatmak istemiyorum. Ama Adem: Ben altta değil, üstte yatmak istiyorum. Çünkü sen altta yatacak kişi olarak belirlendin. Lilith ona: İkimiz de aynı haklara sahibiz, çünkü ikimiz de topraktan yaratıldık. Ama ikisi de birbirini dinlemez." Bunun üzerine Lilith gökyüzüne yükselerek kaybolur. Üç meleğin Lilith'i geriye dönmeye ikna çabaları işe yaramayınca, Tanrı Adem için bu kez Havva’yı yaratır.

    Bir başka bölümde de Lilith üç meleğe şöyle der: "Ben, çocuklara zarar vermek üzere yaratıldım, doğumdan sonraki ilk sekiz gün içinde erkek çocuklarına ve yirmi gün içinde de kız çocuklarına. (Ama) Yemin ederim: Sizi ya da görüntünüzü bir muska ya da tılsım üstünde görürsem, o çocuğa hiçbir zarar vermeyeceğim." O günden bu yana çeşitli kültürlerde, yeni doğan çocukları kötü kalpli Lilith'e karşı koruması için özel tılsımlar kullanılmaya başladı. Lilith'in halk inanışlarında varlığını yıllarca korumasının ve bir gün gelip de bir şekilde cadılarla ilişkilendirilmesinin nedeni de budur.

    "Tohum hırsızı"

    Lilith efsanesi Ortaçağ'ın başlangıcında, Yahudilerin ezoterik yazması Kabala'da da (Yahudi ruhbanlarının, asırlardır birbirlerine aktardıkları ve Kutsal Kitap'ın "gizli anlamları" ile ilgilenen bir tür okültizm-gizlicilik- ve mistisizm yöntemi) yerini almış. Burada erkekleri baştan çıkaran ve uğursuzluk getiren dişi şeytan olarak tarif ediliyor: "Her tür süs malzemesiyle süslenip cilveli bir kadına dönüşüyor. Onun süsü, gül gibi kırmızı saçları. Sözleri yağ kadar yumuşak, dudakları dünyadaki her şeyden daha tatlı. Ona yönelen ve (afrodizyak olarak yılan zehriyle karıştırılmış) şaraptan içen aptallar onunla zina yaparlar." Ama sonra uyandıklarında onları öldürür ve cehennemin tam ortasına atar. Aslında onun niyeti sadece erkekleri baştan çıkarıp çok sayıda çocuk doğurmaktır.

    Kabalacılar İçin Lilith temiz olmayan, fahişe bir kadını simgeliyor. Kabala'daki bir paragrafta, ayrıldıktan sonra Adem'i yeniden baştan çıkardığı yazıyor. İşlediği bu günahtan sonra Adem, 130 yıl cinsel perhizli yaşar. Adem, böyle bir şeyin tekrar başına gelmemesi için, kendini dikenlerle korumaya çalışır. Ancak uyurken Lilith Adem'in üstüne çıkar ve onu uyararak boşalmasını sağlar. Lilith, bunun ardından "insanlığa ceza" olarak adlandırılan yaratıkları dünyaya getirir.

    Kabala'nın bir başka yerinde de şöyle yazıyor: "Lilith en sonunda orada burada dolaşarak İnsanoğullarına sarkıntılık eder ve kendi kendilerini kirletmelerini sağlar." Bunun ardından adı "tohum hırsızı"na çıkar.

    Kuşkusuz Havva'nın işlediği "günah"tan da o sorumludur. Kabalacıların ana eserlerinden Zohar'da (İhtişam Kitabı veya Işık Kitabı) yer alan efsaneye göre, adet döneminde olduğu halde, Adem'le birlikte olmak konusunda Havva'yı kandıran o yılan ve fahişe Lilith'ti.

    Çünkü o hayal gücünü okşuyor...

    Lilith'le daha sonra Filistinliler aracılığıyla Yunanlılar da tanıştı. Onu, hayaletler ve diğer hayali görüntüleri yöneten tanrıçaları Hekate'nin kişiliğiyle birleştirdiler. Bu konu Geç Antikçağ'da Yahudi olmayan gnostik akım yandaşlarının da ilgisini çekti. Onlar tarafından yazıya aktarılan bir efsanede, Lilith'in İsrailli peygamber İlyas'ı nasıl baştan çıkardığı anlatılıyor. Lilith ona şöyle der:"Senden çocuklarım var." Ve o yanıt verir: "Benden nasıl çocukların olabilir. Ben bir aziz gibi yaşıyorum." Lilith der ki: "Evet, ama uykunda, rüyalarında sık sık boşaltıldın. Tohumlarını alarak hamile kaldım." Bu metin M.S. 4. yüzyıla ait. Lilith, özellikle bu tarihten sonra hep aynı motifle işlenir. O bir "tohum hırsızı "dır.

    Lililth efsaneleri, Hristiyanlık dünyasıyla tanıştıktan sonra, batılıların hayal gücünü harekete geçirdi. Özellikle Kabalacı yazıların araştırılmaya başlaması ile Lilith bütün dünyada tanınır hale geldi. "Kötü kalpli Lilith" her yerde ilgi gördü. Çünkü o, normalde açıklanması ya da kavranması mümkün olmayan şeyleri rahatlıkla üstlenebilecek bir kişilikti. Bu özelliği, onun “cadı”larla özdeşleştirilmesi için gerekli köprüyü oluşturdu.

    Ortaçağ'ın sonlarına doğru başlayan ve inanılmaz bir toplumsal histeriye neden olan cadı ve büyücü füryasıyla birlikte, Lilith'in adı da sık sık anılmaya başladı. Ayrıca o, kadınları baştan çıkarma konusunda Şeytan'ın en büyük yardımcısıydı. Artık, kötü amaçlı kullandığı güzelliği ve baştan çıkarıcılığı ön plana çıkıyordu. İnsanlar, bir yandan büyü ve tılsımlarla ondan korunmaya çalışırken, diğer yandan kendilerini onun büyüsünden kurtaramıyorlardı. Böylece. 19. yüzyıla gelindiğindc Lilith ressamlar ve edebiyatçılar için sevilen bir motif oldu. Artık dini kimliğinden yavaş yavaş kurtuluyordu. İngiliz ressam Dante Gabriel Rossetti'nin yaptığı "Lady Lilith" tablosunda bu cadı, Victoria Dönemi'nin güzellik anlayışına uygun olarak tasarlanmış ve gösterişli dekoltesiyle uzun kızıl saçlı, biraz dolgun, etli dudaklarla resmedilmişti.

    Edebiyat dünyasına da girince, şeytan kadın kimliği tamamen kayboldu. Artık ona korku ve nefretle bakılmıyor, hatta sempatik bile bulunuyordu. Her ne kadar şurada ya da burada, nahif ruhlu insanlar dikkatli olmak adına tılsımlara güvenmeye devam etseler de, aydın fikirliler kötü kalpli şeytan kadın tiplemesini raflardaki tozlu dosyalara kaldırmışlardı. Hoşa giden ve benimsenen, onun baştan çıkarıcı özelliği de değildi. Lilith'in Adem'in ilk eşi olduğunu anlatan efsaneye odaklanılmıştı. Çünkü bu öykü, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne uzanan bir tartışmayı başlatmıştı. Özellikle son yüzyıldır iyice keskinleşen bir tartışmaydı bu: eşitlik, daha doğrusu kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik sorunu.




  • lilith in konu ile ne alakası var ?
  • Lilith (III)

    Feministlerin simgesi oldu

    Psikanaliz uzmanı ve araştırmacı Siegmund Hurwitz, "Adem ile Lilith arasındaki güç savaşı"nı, asırlarca süren ve babaerkil sistemdeki erkeğin konumu ile kadınların eşit haklara sahip olma talebini temel alan cinsiyetler arası savaşın aynadakı görüntüsü olarak değerlendiriyor.

    Aslında ne Antikçağ, ne Ortaçağ ne de onu izleyen yüzyıllarda bu sorun çok önemsendi. Cinsiyetler arasındaki ilişkiyi karmaşıklaştırmaya gerek yoktu: Kadın erkeğin egemenliği altında olmak zorundaydı. Havari Aziz Paulus, "Erkek kadından değil, kadın erkekten yaratılmıştır. Erkek kadının isteklerini değil, kadın erkeğin isteklerini yerine getirmek üzere yaratıldı" demişti. Ne de olsa kadın Adem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştı. Bu bakış açısı, kadının yüzlerce yıllık toplumsal konumunu belirleyen ana etkendi.

    Kadın, dört büyük dinde de "günah kazanı" olarak görüldü. Bunun nedeni Havva'ya kadar uzanıyor. Yasak meyveyi her ikisi de yemesine rağmen, işlenen günahtaki suçluluk payı eşit değildi: Kandırılan Adem değil, Havva idi. Çünkü, yılanın sözüne inanmıştı. Adem kuşkusuz kanmamıştı, ancak biricik eşi ile ilişkilerini tehlikeye atmak istememişti sadece.

    Söz konusu bir günah olsa dahi. Günahkar ve suçlu olan kadındı. Şeytanla işbirliği yapması ve cadılıkla suçlanabilmesi için önemli nedenlerdi bunlar.

    Bu dayanaklardan güç alan erkekler, kadınların kişiliğini adeta baskı altına aldılar ve onları kendilerine ait bir mal gibi gördüler. Geçen yüzyıl içinde iyice yoğunlaşan kadın direnişi, buna karşı çıktı. Eşit haklar ve özgürlük için savaşan Lilith'i de kendilerine simgesel figür olarak seçtiler. Lilith'in savaşını başarıyla sona erdirememesi onları yıldırmıyor. Lilith efsanesi, arzuladıkları toplumsal konuma ulaşmak için onları biraz daha kamçılıyor...

    0 bir kült...

    Lilith İbranice'de "geceye ait olan" anlamına geliyor. Adından da anlaşılacağı üzere, çağlar boyu kadınlara yakıştırılabilecek bütün olumsuz özelliklerin taşıyıcısı olmuş: Baştan çıkarıcı, fahişe, cadı, vampir, cinlerin başı, gece canavarı onun ünvanlarından bazıları. Saf, edilgen, cinselliği ancak yasak meyveyi tadınca öğrenen Havva'nın tersine, başından itibaren gücünün ve cinselliğinin bilincindedir ve yeri gelince kullanmaktan da çekinmez.

    Kendi başına buyruk, zapt edilemez, denetlenemez olduğundan, özellikle tek tanrılı din adamlarının sürekli baskı altına almaya çalıştıkları bir kötü kadın örneği, erkeğin kadına ve cinselliğe duyduğu korkunun bir simgesidir aslında. Dolayısıyla ölümlü insanların arasında yeri yoktur. Yeri bilinmeyen, açıklanamayan kötülüklerin geldiği karanlık güçlerin dünyasıdır.
    1yi ile kötüyü ayırt etmeyi sağlayan ağacın yasak meyvesinden yemediği için ölümsüz kalmış, cennetin yakınlarındaki bir dağ geçidinde şeytanlarla birleşerek Şeytan'dan “Lilim” adı verilen çocuklar doğurmuştur. Tevrat'ta şöyle yazıyor:

    "Ve çölün vahşi hayvanları ile kurtlar buluşacak; evet, gece canavarı orada yerleşecek ve kendisi için istirahat yeri bulacak..."

    Sembolik hayvanı baykuştur. Tablo ve heykellerinde, genellikle ay şeklindeki taçla tasarlanmıştır.

    Yahudi kadınlar, eşlerinin bu şeytan kadına kapılmamaları için yatak odalarının duvarına bir daire içinde "Adem ile Havva buyursunlar içeri, girmesin kapıdan 11 (LILIT Lilith)" yazıyorlardı. Nümerolojiyle uğraşanlar 11'i, kötülükle yüklü olduğu için korkunç bir sayı olarak kabul ediyorlar. Kabalacılara göre bu sayı, iyi ve güzel olan ne varsa tam tersini temsil ediyor. Günah yüklü, zarar verici ve mükemmel olmayı reddetmiş bir sayıdır bu.

    Modern çağlarda Lilith feminizmin simgesi haline geldi. Bu isimde dergiler çıktı, kaleler açıldı, sadece kadın müzisyenlerin katıldığı "Lilith Fair” adlı gezici müzik festivali düzenlendi, "ideal kadın" olarak tanımlanan Havva gibi olmak istemeyen kadınlar, tepkilerini dile getirmek için kız çocuklarına Lilith adını verdiler.

    Kaynak: Focus




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    lilith in konu ile ne alakası var ?


    Kadın erkek eşitliğinin mitolojisi. Hala bir şekilde etkisinde değil miyiz?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    lilith in konu ile ne alakası var ?


    Kadın erkek eşitliğinin mitolojisi. Hala bir şekilde etkisinde değil miyiz?


    bence eşitlik kelimesinin içinin doldurulması lazım.

    nerelerde, hangi alanlarda eşitlik ?

    eşitliği savunanlar kadınlara yönelik ozitif ayrımcılığa itiraz ediyorlar mı ?

    vs.
  • Ya arkadaşlar açık olmak gerekirse bunu tartışmak bile çok komik.
    Kadın erkek eşitliği konusunda şüphe duymak ya da aksini idda etmek ırkçılıktan çok daha vahim bir durum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Criminal Origin

    Ya arkadaşlar açık olmak gerekirse bunu tartışmak bile çok komik.
    Kadın erkek eşitliği konusunda şüphe duymak ya da aksini idda etmek ırkçılıktan çok daha vahim bir durum.


    bence bu konuda kadın erkek eşitliği değil kadınlara pozitif ayrımcılık tartışılmalı ...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: KutluhanGüngör


    quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.


    quote:

    Orjinalden alıntı: KutluhanGüngör

    Kadın-Erkek maalesef günümüzde esit değildir.
    Şeriatla yönetilen İslam Ülkelerine bakmanız yeterli


    Günümüzde şeriatla yönetilen devlet yok, Olanlar ise öyle olduğunu zannediyor.

    nasıl yok pek orjinal seriattada kadın erkek esitmidir?


    Eşit değildir ancak; Ne erkek kadından ne kadın erkekten üstündür. İkisinede fıtratının gereğine göre kurallar geçerlidir




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    quote:

    Orjinalden alıntı: Criminal Origin

    Ya arkadaşlar açık olmak gerekirse bunu tartışmak bile çok komik.
    Kadın erkek eşitliği konusunda şüphe duymak ya da aksini idda etmek ırkçılıktan çok daha vahim bir durum.


    bence bu konuda kadın erkek eşitliği değil kadınlara pozitif ayrımcılık tartışılmalı ...


    Kadına pozitif ayrımcılık yapmak, bunu yasal bir zemine oturtmak kadın erkek ayrımının en büyük göstergelerinden biridir bana göre. Eğer bir toplumda belli bir kesime pozitif ayrımcılık yapılıyorsa bir problem var demektir. Kadına pozitif ayrımcılık yapıyorsan hele ki birde bunu hukuki bir temele oturtuyorsan, kadına "ben seni kayırmazsam senden bir halt olmaz" dermişçesine hakaret ediyorsundur. Burdan pozitif ayrımcılığın hakaret olduğu anlamı da çıkarılmasın. Erkekten fiziksel güç haricinde hiç bir eksiği olmayan bir insana pozitif ayrımcılık yapmak hakarettir. Çünkü kadın da erkek gibi düşünebilen, karar verebilen, başarı yakalayabilen, yönetebilen, ancak erkeğin kadına muhtaç olduğu kadar erkeğe muhtaç olan bir canlıdır. Bunun yerine kadının aciz bir canlı olmadığı fikrinin yeni gelen nesillere aşılanması gerekiyor. Bu bilince sahip nesiller yetiştirilmesi gerekiyor. Her hangi bir çocuk düşünün; hiç bir kusuru olmamasına rağmen, bırakın tüm toplumu, yalnızca yakın çevresi tarafından başkalarına muhtaçmış gibi yetiştirildiği taktirde hayata atıldığında çekininik ve bir takım becerileri olsa bile başarısız bir insan olacaktır. Kadının geri planda kaldığı toplumlarda da durum bundan farksızdır. Beceriksiz ya da aciz olduğundan değil toplum onu böyle kabul etmiştir ve o da yapabileceklerinin bilincinde değildir. Farkında olsa bile hatalı kadın anlayışı onlara müsade etmemektedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Criminal Origin -- 16 Kasım 2008; 17:40:52 >




  • zaten ben de pozitif ayrımcılık derken fiziksel olarak zayıf olmalarından kaynaklanan durumlar için söylemiştim.

    nasıl başka manada anlayabildiniz, hayret ettim ...
  • Eşitlik vardır demek mümkün mü ? Bence yok, yaratılıştan günlük hayata kadar bu eşitsizliği görmek mümkün. Haklar anlamında eşitlik var fakat kadın kendini geliştirmedikçe bu eşitlik formalite. Kadın kendinin yaşamının devletinin ona sunduğu imkanların farkına varmalı.

    Bir de kadın hakları diye çığrınan kadınlar bana çok itici gelmişlerdir. Savundukları şeyden değil, ne bileyim buraya neden yazdım bunu da bilmiyorum. Kadın bile kadın hakkını sömürüyor. :s
  • @Deep

    Zaten pozitif ayrımcılık hakkında ki fikirlerimi yazdım. Yani sahsına yönelik bir yorum değildi. Yanlış anlama oldu sanırım.

    @Ferfecir

    Feminist gruplar bana da itici gelir. Ancak kadının kendi potansiyelinin farkına varamayışı toplumun onları bu yola sürmesi yani belirli alanlarda dışlayarak pasifleştirmesi. Bu durumun çok eski çağlardan bugünlere gelmesinin ardında, ne kadar geriye doğru gidersek fiziksel gücün öneminin o derece artmasının olduğunu düşünüyorum. Bugün varolma savaşında fiziksel güçten ziyade beyin gücü daha fazla önem taşımakta. Ve bu önem toplumlar geliştikçe daha da artacaktır.
  • bir arkadaşım hep "Tanrı'nın dünyaya veremediği eşitliği sen nasıl vereceksin?" der. o bunu eşitsiz şartlar altında doğan milyonlarca insanın varlığını göz önünde bulunrurark söylüyor. yani afrika'da da çocuklar doğuyor, kuzey kutbu'nda da, türkiye'de de,amerika'da da... sonuç itibariyle doğuştan eşit olmayan bir durum.

    bunun dışında sürekli fiziksel farklardan ve erkeğin fiziksel üstünlüğünden bahsedilmiş. kaç erkek fiziksel gücünü kullandığı işlerde çalışıyor? fiziksel gücün kullanılmadığı alanlarda eşitlik ne durumda?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: casilo
    bunun dışında sürekli fiziksel farklardan ve erkeğin fiziksel üstünlüğünden bahsedilmiş. kaç erkek fiziksel gücünü kullandığı işlerde çalışıyor? fiziksel gücün kullanılmadığı alanlarda eşitlik ne durumda?



    zaten bu yüzden eşitlik yok diyoruz.bundan aylar önce kurduğum cümlelerde hatırlarsan kız arkadaşım ağlayan çocuk görünce ah vah derken ben büyüyünce unutur diyorum demiştim.işte bu yüzden ben çocuk bakımında onun kadar yetenekli değilim.

    bu sadece ufak bir örnek .illaki "farklılıkların" olduğu başka alanlarda vardır.
  • işte ben sizin "eşitlik" kavramınızı anlayamıyorum. bu farklılıklar eşitsizlik için gerçek nedenler mi? "her alanda" mı var bu eşitsizlikler? yoksa sadece "başka" alanlarda mı?

    birinin çocuk bakımında yetenekli olup diğerinin olmaması ile birinin araba bakımında yetenekli olup diğerinin olmaması eşitleyici bir unsur değil midir?

    çocuk bakımında erkeklerin "yeteneksiz" olması mı söz konusudur, yoksa erkeğin "yetiştiriliş" tarzı mı?
    araba bakımında kadınlar "yeteneksiz" midir, yoksa yetenekleri olup olmadığı hiç denenmemiş midir?

    bazı konular biyolojik farklılıklardan çok kültürden kaynaklı değil midir?

    bizim toplumumuzda "iş başa düştü mü" diye bi laf vardır. iş başa düştü mü her şey yapılabiliyorsa, neden iş başa düşmeden öğretilmez?
  • @casilo

    Söylediklerine harfiyen katılıyorum. Zaten daha önce ki yorumlarımda az biraz bunu belirtmiştim. Eşitliği bozduğuna dair öne sürülen iddalar çok anlamsız geliyor bana. Kadın daha iyi çocuk bakar erkek bakamaz gibi... E öyleyse ben pilotum sense bir araba bile kullanamıyosun. Bir diğeri ağır siklet boks şampiyonu öbürü 30 kiloyu kaldırmaktan aciz. Ali her türlü elektonik alet tamirini yapabiliyor veli iki kabloyu birbirine bağlayamıyor. Eğer bu gibi öğrenmeye dayalı eylemler eşitliği bozucu olarak öne sürülecekse kimse kimseyle eşit değildir. Kadın erkek eşitliğinden bahsedilirken eşitlikten anlaşılan bu olursa dünyada bir birine eşit 1 çift insan bulamazsınız.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Criminal Origin

    @casilo

    Söylediklerine harfiyen katılıyorum. Zaten daha önce ki yorumlarımda az biraz bunu belirtmiştim. Eşitliği bozduğuna dair öne sürülen iddalar çok anlamsız geliyor bana. Kadın daha iyi çocuk bakar erkek bakamaz gibi... E öyleyse ben pilotum sense bir araba bile kullanamıyosun. Bir diğeri ağır siklet boks şampiyonu öbürü 30 kiloyu kaldırmaktan aciz. Ali her türlü elektonik alet tamirini yapabiliyor veli iki kabloyu birbirine bağlayamıyor. Eğer bu gibi öğrenmeye dayalı eylemler eşitliği bozucu olarak öne sürülecekse kimse kimseyle eşit değildir. Kadın erkek eşitliğinden bahsedilirken eşitlikten anlaşılan bu olursa dünyada bir birine eşit 1 çift insan bulamazsınız.


    benim bunların nedenine dair kendi söylemlerim var ama önce sana sorayım o zaman. sence bu eşitsizlik addedilen durumların nedeni nedir?




  • Erkek erkeğe, yada kadın kadına eşit midir ki kadınla erkeğin eşitliğini soruyorsunuz? Erkek yada kadın , hiç bir insan diğerine eşit değildir.
  • @casilo

    Benim düşüncem dinin çok ciddi bir etkisi olduğu yönünde. Bunun dışında daha önce de belirttiğim gibi insanlık tarihinde geçmişe doğru yöneldiğimizde hep fiziksel gücün önemi artmaktadır. Bireylerin varoluş mücadelesi verdiğini ve insanların bu mücadeleyi kendi ırkına karşı da sürdürdüğünü düşünürsek her birey mümkün olduğunca söz sahibi olmak isteyecektir. Bir başka değişle etkin olmak isteyecektir. Böyle bir mücadelenin içerisinde zayıf olan pasifleşecek, zaman geçtikçe etkinliğini yitirecektir. Fiziksel olarak zayıf olan kadın fikirsel olarakta geri plana itilmiş olabilir. Tabi bu bahsetiklerim bugün için geçerli düşünceler değil. Doğru olduğunu da savunmuyorum. Ancak dini etkenler dışında böyle bir olasılık mümkün görünüyor bana.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.