Şimdi Ara

Kadın erkek eşitliği (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
139
Cevap
0
Favori
3.575
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: berat23


    quote:

    Orjinalden alıntı: akın48


    Eski bir inanışa göre :

    "Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı..

    öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı.

    Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...

    kolun biraz altından korunsun diye....kalp hizasından sevilsin diye !!!"


    uydurlulan bu inanışın nerden çıktığını anlatırsam(kaynağıyla,belgesiyle) çıkıp tüm slam aleminden,müslümanlardan özür dileme erdemini gösterbilecekmisin?


    "eski bir inanışa göre" demiş arkadaş, "islama göre" değil.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: casilo


    sayın deep impact, siz "tanrının vermediği eşitlik" diye düşündüğünüzde onu her şeye gücü yeten ve bir hikmeti olan diye tanımlayabilirsiniz ama ben "vermediğini" düşündiüğümde bundan rahatsız oluyorum. tanrının kullarına bile bile eşitsiz davranması, bunda bir kastının, amacının olması bana ağır geliyor.



    Yaratıcı elbette kadın ve erkeği eşit yaratmamıştır. haddi zatında Yaratıcı tüm erkekleri de birbirlerine eşit yaratmamıştır. ama bu demek değildir ki Yaratıcı kulları arasında adaletsiz davransın. yok böyle birşey. sizin bunu sorun haline getirmeniz bana göre doğru değil. bayan olmanın erkek olmaya göre çok daha avantajlı olduğu durumlar var.
    quote:




    bunun yanısıra görmediğiniz yahut anlamadığınız şey kadınların "pozitif ayrımcılık" istemediği. pozitif ayrımcılık bir eksiklik görülerek eşitlik sağlanmasıdır. oysa kadınlar erkeklerden eksik değiller.

    elbette annelik fedakarlık gerektirir. anne olmak için bir kadın işinden, ekonomik özgürlüğünden vaz geçebilir. ama çocuğunu düşünen bir annenin olaya her açıdan bakması gerekir. mesela o çocuğun nasıl bir anne istediği. ben kendi adıma annemin çalışan, kendi ayakları üstünde duran bir kadın olmasını isterdim. babamın parasıyla geçinen, ona karşı bir minnet besleyen bir kadın olarak değil. bir kadının çalışıyor olması özgüvenini güçlendirir. ve her çocuk karşısında özgüveni tam bir anne görmek ister.

    bunun yanısıra her kız annesinden bir kere duymuştur "ben okumadım, kendi paramı kazanamıyorum. pkei pişman mıyım? evet. aman kızım sen oku da koca eline bakma" diye. belki bir kız olmadığınızdan, belki bir annenin yerini çocuğunun yanı olarak bildiğinizden böyle düşünüyor olabilirsiniz.

    anne belki işinden bir kaç sene fedakarlık edebilir. ama yarın öbür gün o çocuk ilkokula başladığında annesi evde kös kös oturuyor olacaktır. o saatlar içinde kendisi de bir işte çalışmalı, "hayatını" çocuğuna heba etmemelidir.



    bunlar sizin düşünceleriniz. tabii ki kendi içinde bir mantık barındırıyor ama tüm kadınlar sizin gibi düşünmüyor.

    mesela doğum yapan bir kadın 4 ay ücretli izin alabilmektedir. 2 yaşına kadar işyerinden süt izni alabilmektedir. böyle bir hak babaya verilmemiştir mesela. eğer böyle bir hak bayana verilmemiş olsa idi çocuk doğuran pek çok kadın işini bırakmak zorunda kalacaktı. bu bir pozitif ayrımcılıktır ve de doğrudur.

    bir annenin çalışıyor olmasının ya da çalışmıyor olmasının dezavantajları vardır. çalışan annenin ne tür zorluklar ile karşı karşıya olduğunu bilir misiniz ? belki de bilmezsiniz. ama ben bilirim. 3,5 yıllık evli ve eşi çalışan biri olarak bir bayanın ne kadar çalışma hayatında zorlandığını bizzat yaşayarak biliyorum.

    bir bayanın da iş hayatında bu kadar zorlanması bana doğru gelmemektedir. pozitif ayrımcılık eksiklik olarak algılanmamalı. zira bedenen bayanın zayıf olması onun adına bir eksiklik değildir bana göre. bir şantiyede bedenen en zinde olan amele midir yoksa başında onları kontrol eden mühendis mi ? dolayısı ile beden zayıflığı nekaset değildir.

    ayrıca;

    işyerinde bir bayan arkadaş, çocuğunun kendisine " keşke sen çalışmasaydın" diyormuş. yani kişilerden kişilere düşünceler değişir.

    bence de;

    bayanlar çalışmaya zorlanmamalı, kendi istiyorlarsa çalışmalı, çalışıyorlarsa da pozitif ayrımcılığa tabii tutulmalıdır.

    en azından çocuğu olan bayanlar çocukları okula götürebilmeli, sabah kahvaltılarını verebilmeli, çocukları evinden çıkmadan dışarı çıkmamalıdır. bu çocukların gelişimi açısından çok daha önemlidir.

    diye düşünüyorum ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: akın48

    Ne yazıktırki kuranı kerimde böyle bir ayet var. Nisa Suresi'nin 34'üncü ayeti erkeklere kadınları dövme hakkını veriyor.

    http://diyanet7.diyanet.gov.tr/kuran/ayet.asp?Kuran_id=4&Ayet_No=34&I3.x=18&I3.y=4


    Bir zamanlar peygamber efendimize yola gelmeyen kadınlar için ne yapılması gerektiği sorulmuş ve oda "hafifçe okşayın" demiştir, ancak ozamanki sahabi peygamberimizin en ufak sözünü bile emir telaki ettiği için durumu farklı anlamış ve efendimizin evi şiddet görmüş kadınlarla dolmuştur bunun üzerinede
    efendimiz ümmetini toplayarak bundan sonra kadın dövmek yasaktır deyip olayı kesip atmıştır.

    Dayak olayı yapılan onca uyarılara rağmen hala düzelmeyen ve kötü yollara sapan kadınlar içindir ve benzer uygulamalar erkekler içinde vardır




  • quote:

    Orjinalden alıntı: casilo


    quote:

    Orjinalden alıntı: berat23


    quote:

    Orjinalden alıntı: akın48


    Eski bir inanışa göre :

    "Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı..

    öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı.

    Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...

    kolun biraz altından korunsun diye....kalp hizasından sevilsin diye !!!"


    uydurlulan bu inanışın nerden çıktığını anlatırsam(kaynağıyla,belgesiyle) çıkıp tüm slam aleminden,müslümanlardan özür dileme erdemini gösterbilecekmisin?


    "eski bir inanışa göre" demiş arkadaş, "islama göre" değil.

    bu inanış dediğiniz olay TAMAMEN amacı islamı karalamak olan dinsiz bireyler tarafından kasten uydurulmuş bir iftiradır.bahsi geçen hadiste hz.muhammed kadınlar için "eğe kemiği"(kaburga) tasvirini kullanmıştır.kaburga kemiği bilindiği üzere narin,kırılgandır.buna göre kadınlara tutumunuzu belirleyin öğüdü içeren hadis sonradan bu densizler tarafından böyle aksettirilmiştir.bu hadis buharinn derlemesidir isteyen arayıp bulabilir.kaynak benim hayal gücüm değil yani.

    hayır uyduruyorlar bari mantıklı uydursunlar.yok eşit olacakmış,sevecekmişler...


    birde erkeler için ceza varmı demişsin ama el kol kesme olayını unuttun galiba:)bahsi geçen ayette ceza ahlaksızlık yapan kadınlar için geçiyor.yok efendim çay neden demli değil diye dövün demiyor.zaten zna hususunda erkeklerede yeterince ceza var..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    bunlar sizin düşünceleriniz. tabii ki kendi içinde bir mantık barındırıyor ama tüm kadınlar sizin gibi düşünmüyor.

    mesela doğum yapan bir kadın 4 ay ücretli izin alabilmektedir. 2 yaşına kadar işyerinden süt izni alabilmektedir. böyle bir hak babaya verilmemiştir mesela. eğer böyle bir hak bayana verilmemiş olsa idi çocuk doğuran pek çok kadın işini bırakmak zorunda kalacaktı. bu bir pozitif ayrımcılıktır ve de doğrudur.

    bir annenin çalışıyor olmasının ya da çalışmıyor olmasının dezavantajları vardır. çalışan annenin ne tür zorluklar ile karşı karşıya olduğunu bilir misiniz ? belki de bilmezsiniz. ama ben bilirim. 3,5 yıllık evli ve eşi çalışan biri olarak bir bayanın ne kadar çalışma hayatında zorlandığını bizzat yaşayarak biliyorum.

    bir bayanın da iş hayatında bu kadar zorlanması bana doğru gelmemektedir. pozitif ayrımcılık eksiklik olarak algılanmamalı. zira bedenen bayanın zayıf olması onun adına bir eksiklik değildir bana göre. bir şantiyede bedenen en zinde olan amele midir yoksa başında onları kontrol eden mühendis mi ? dolayısı ile beden zayıflığı nekaset değildir.

    ayrıca;

    işyerinde bir bayan arkadaş, çocuğunun kendisine " keşke sen çalışmasaydın" diyormuş. yani kişilerden kişilere düşünceler değişir.

    bence de;

    bayanlar çalışmaya zorlanmamalı, kendi istiyorlarsa çalışmalı, çalışıyorlarsa da pozitif ayrımcılığa tabii tutulmalıdır.

    en azından çocuğu olan bayanlar çocukları okula götürebilmeli, sabah kahvaltılarını verebilmeli, çocukları evinden çıkmadan dışarı çıkmamalıdır. bu çocukların gelişimi açısından çok daha önemlidir.

    diye düşünüyorum ...




    bir kadın zaten inşaatta amele olarak çalışmayı tercih etmeyecektir. ve zaten ne kadın ne de erkek kendine göre olmayan bir işte çalışmamalı bu işi tercih etmemelidir.

    ayrıca verdiğiniz "doğum yapan kadın örneği" bambaşka bir kapı. mecburi durumlar vardır ameliyatlar vs gibi. bir çok işte heyet raporu aldığınızda ücretli olarak izinli sayılıyorsunuz. kadının doğum sonrası izin alması bu açıdan normal bir durum bence.

    bir kadının çalışma hayatında zorlanmasının nedeni genelikle oradaki erkeklerdir. kadın yetersiz olduğundan ya da çalışma temposuna ayak uyduramadığından zorlanmaz. eğer hiçbir şey yokken zorlanıyorsa, yukarıda dediğim gibi başka bir işte çalışmalıdır. eğer bahsettiğiniz kadının hem ev işlerini hem işi bir anda götürememesi gibi zorluklarsa, bu zorlukların sebebi de bütün ev işlerinin ona kalmasıdır.

    ve çocuğu okula götürmek çocukla kahvaltı etmek sadece kadının değil erkeğin de görevidir. ebeveyn olmak sorunlulukların çoğunun kadında birikmesi demek değildir. eminim o arkadaşınız kendisini çocuğundan mahrum bırakmak zorunda kalıyordur. eve glip hemen yemek yapmaya girişmek ( çünkü koca eve gelecek hala akşam yemeği hazır değil), sofrayı kurmak azıcık eve çeki düzen vermek, bu sırada sorular soran çocukla ilgilenememek gibi bir sürü şeyle uğraşıyordur.

    kaç erkek gördünüz akşam işten gelip yemek hazırlamaya çalışan? aynı zamanda oğlunun üstünü değiştirmesine yardım eden, ödeviyle uğraşan bir erkek? bunun yanısıra evi toplamaya haftasonlarını evin düzenine ayıran bir erkek?

    bu şartlar altında sizin söylediğiniz pozitif ayrımcılığa girer. eğer her kadın bir erkek gibi yaşasa, emin olun hiçbiri zorlanmaz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: berat23


    quote:

    Orjinalden alıntı: casilo


    quote:

    Orjinalden alıntı: berat23


    quote:

    Orjinalden alıntı: akın48


    Eski bir inanışa göre :

    "Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı..

    öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı.

    Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...

    kolun biraz altından korunsun diye....kalp hizasından sevilsin diye !!!"


    uydurlulan bu inanışın nerden çıktığını anlatırsam(kaynağıyla,belgesiyle) çıkıp tüm slam aleminden,müslümanlardan özür dileme erdemini gösterbilecekmisin?


    "eski bir inanışa göre" demiş arkadaş, "islama göre" değil.

    bu inanış dediğiniz olay TAMAMEN amacı islamı karalamak olan dinsiz bireyler tarafından kasten uydurulmuş bir iftiradır.bahsi geçen hadiste hz.muhammed kadınlar için "eğe kemiği"(kaburga) tasvirini kullanmıştır.kaburga kemiği bilindiği üzere narin,kırılgandır.buna göre kadınlara tutumunuzu belirleyin öğüdü içeren hadis sonradan bu densizler tarafından böyle aksettirilmiştir.bu hadis buharinn derlemesidir isteyen arayıp bulabilir.kaynak benim hayal gücüm değil yani.

    hayır uyduruyorlar bari mantıklı uydursunlar.yok eşit olacakmış,sevecekmişler...


    birde erkeler için ceza varmı demişsin ama el kol kesme olayını unuttun galiba:)bahsi geçen ayette ceza ahlaksızlık yapan kadınlar için geçiyor.yok efendim çay neden demli değil diye dövün demiyor.zaten zna hususunda erkeklerede yeterince ceza var..


    niye her söylediğimizi bir saldırı olarak algılıyorsunuz anlamıyorum. size diyorum ki arkadaş bunu söylerken "bahsettiği inanışı" yermemiş. belki islam olduğunu kastetti belki başka bir inanış olduğunu düşündü, bunu bilmiyorum. ama önemli olan orda islamdaki bir inanış olarak düşünmüşse bile bunu savunduğu için söylemiş olması.

    ayrıca peygamberin evine doluşan dayak yemiş kadınların olması da durumu yeteri kadar açıklıyor. siz erkeğe "vur " diyorsunuz, onlar "öldürüyorlar" çünkü kendilerine verilen hakkı sonuna kadar kullanmak gibi amaçları var. eğer kullar bunları böyle kendi lehlerine kullanacaklarsa, "hafifçe dövün" diye bir sözün hiç sarfedilmemiş olması en iyisi olur. ama işte bu ve bunun gibi bir sürü konu var kafa karıştıran, erkeği üste çıkarıp, kadını aşağıda görmemizi sağlayan.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: casilo


    niye her söylediğimizi bir saldırı olarak algılıyorsunuz anlamıyorum. size diyorum ki arkadaş bunu söylerken "bahsettiği inanışı" yermemiş. belki islam olduğunu kastetti belki başka bir inanış olduğunu düşündü, bunu bilmiyorum. ama önemli olan orda islamdaki bir inanış olarak düşünmüşse bile bunu savunduğu için söylemiş olması.

    ayrıca peygamberin evine doluşan dayak yemiş kadınların olması da durumu yeteri kadar açıklıyor. siz erkeğe "vur " diyorsunuz, onlar "öldürüyorlar" çünkü kendilerine verilen hakkı sonuna kadar kullanmak gibi amaçları var. eğer kullar bunları böyle kendi lehlerine kullanacaklarsa, "hafifçe dövün" diye bir sözün hiç sarfedilmemiş olması en iyisi olur. ama işte bu ve bunun gibi bir sürü konu var kafa karıştıran, erkeği üste çıkarıp, kadını aşağıda görmemizi sağlayan.



    forumda sedece islama karşı konuarda mesajlarını gördüğüm birine hiç kusura bakmayın iyi yaklaşmam.burda saflık yapmaya gerek yok.şurda hepimiz aşşağı yukarı birbirimizi tanıyorz.

    bu verilen hakların kullanılması meselesi yine dini bağlamaz.ha dersinizk erkellerin içinde bu duygular vardır fırsatı bulunca hak hukuk dinlemez kullanırlar size hak veririm.erkeğin kimyasında fiziki gcünden dolayı kadını ezme dürtüsü var evet bunu kabul ediyorum.hatta kadını değil insanı ezme dürtüsü var.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: berat23


    quote:

    Orjinalden alıntı: casilo


    niye her söylediğimizi bir saldırı olarak algılıyorsunuz anlamıyorum. size diyorum ki arkadaş bunu söylerken "bahsettiği inanışı" yermemiş. belki islam olduğunu kastetti belki başka bir inanış olduğunu düşündü, bunu bilmiyorum. ama önemli olan orda islamdaki bir inanış olarak düşünmüşse bile bunu savunduğu için söylemiş olması.

    ayrıca peygamberin evine doluşan dayak yemiş kadınların olması da durumu yeteri kadar açıklıyor. siz erkeğe "vur " diyorsunuz, onlar "öldürüyorlar" çünkü kendilerine verilen hakkı sonuna kadar kullanmak gibi amaçları var. eğer kullar bunları böyle kendi lehlerine kullanacaklarsa, "hafifçe dövün" diye bir sözün hiç sarfedilmemiş olması en iyisi olur. ama işte bu ve bunun gibi bir sürü konu var kafa karıştıran, erkeği üste çıkarıp, kadını aşağıda görmemizi sağlayan.



    forumda sedece islama karşı konuarda mesajlarını gördüğüm birine hiç kusura bakmayın iyi yaklaşmam.burda saflık yapmaya gerek yok.şurda hepimiz aşşağı yukarı birbirimizi tanıyorz.

    bu verilen hakların kullanılması meselesi yine dini bağlamaz.ha dersinizk erkellerin içinde bu duygular vardır fırsatı bulunca hak hukuk dinlemez kullanırlar size hak veririm.erkeğin kimyasında fiziki gcünden dolayı kadını ezme dürtüsü var evet bunu kabul ediyorum.hatta kadını değil insanı ezme dürtüsü var.


    her konuda "bu adam şöle diyodur" diyosanız işimiz var. o zaman belli oluyor sizin neden herhangi bir sözümüzde saldırı kabul etmeniz.

    ben sizin her söylediğinizi öyle yorumlasam ohooo




  • @casilo

    ohooo değil, buyrun istediğiniz gibi yorumlayın.
  • teşekkür ederim sayın berat23,
    önyargılı olmak bana göre değil.
  • Sayın casilo;

    Konu baya bir sarmal hal almış , şöyle bir çözüm getirelim dilerseniz , siz bayanların eşit olmadığınızı düşündüğünüz durumları belirtin , onlar üzerinde inceleyelim doğru mu teşhisimiz yanlış mı..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Sayın casilo;

    Konu baya bir sarmal hal almış , şöyle bir çözüm getirelim dilerseniz , siz bayanların eşit olmadığınızı düşündüğünüz durumları belirtin , onlar üzerinde inceleyelim doğru mu teşhisimiz yanlış mı..



    sayın sestavina,
    aslında konuyu getirmek istediğim yer burası değildi. daha doğrusu aldığı bu sarmal hal değildi. önce eşitlik veya eşitsizlik nedir onun içini doldurup sonra eşit ve eşit olmayan durumlara değinmekti. ama madem konuya bir çözüm getireceğiz, buyrun getirelim.

    yasalar karşısında eşitiz. yani teoride her şey mükemmel (!) peki teoride?

    eşitsizlik, kadının evlendikten sonra çoğu zaman işten ayırılması, çalışmasına izin verilmemesidir.

    eşitsizlik, sokaktakine nazik davranılırken evde kadının dövülmesidir. çoğu kadının kocasını beni dövüyor diye şikayet etmesine rağmen, konu komşunun, çoğu zaman da karakoldaki polislerin yardımıyla kadınla kocasının barıştırılmasıdır. yasal haklarını kullanmak üzere babasının evine gittiğinde "erkektir yapar.sen yuvanı bozma"lardır. baba evinden "kocana git bir daha bu eve giremezsin. beyaz gelinle çıktın ancak beyaz kefenle dönersin" lerdir.

    eşitsizlik, kadının boşandıktan sonra dul, erkeğin bekar kabul edilmesidir.

    eşitsizlik, kadının aldatmasını ahlaksız bulup erkeğinkini "erkek adam aldatır" diye nitelemektir.

    eşitsizlik, kadının evdeki bütün işleri yapıp, çocuğa bakmıp, çocuğun tembelliğinden sorumlu olup ve evdeki bilimum sorumlulukları alırken, erkeğin "ben parayı kazanıyorum daha ne yapayım" larıdır.

    eşitsizlik, aile içinde "eşit" kabul edilen kadının, asla otorite kabul edilmemesidir. para pul konularına karıştırılmamasıdır. anneye baba kadar saygı duyulmamasıdır.

    eşitsizlik, "kadın kısmısı okumaz"dır. "oğlum okuyacak büyük adam olacak" deyip kızın okutulmaması, evlendirilmesidir.

    eşitsizlik, 10 yaşındaki kız çocuğunun 70 yaşındaki adama satılmasıdır. 70 yaşındaki adamın "kız" deyip geçmesi, onun namusuna el uzatmasıdır.

    eşitsizlik, "kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin"lerdir.

    eşitsizlik, aynı pozisyonda çalışan kadınla erkeğin farklı maaşlar alabilmesidir.

    eşitsizlik bir kadının gece dışarıda tek başına yürüyememesidir.

    eşitsizlik, ailelerinin erkek kardeşe gece çıkma izni verirken kıza izin vermemesidir.

    eşitsizlik evlenen kızın beline kırmızı kurdele bağlanmasıdır.

    eşitsizlik milletvekili seçilebile hakkı verip, kadınlara partilerde yer alma, boy gösterme hakkının nadir verilmesidir.


    nitekim eşitsizlik çoktur...




  • Sayın casilo ;

    Sanırım işte ifade edemediğimiz noktaya geldik , olayda bu zaten , bakın yazdığınız sözde eşitsizlik olarak tanımladığınız durumlara , eşitsizlik değil " acziyeti , kadınlık siperi ile koruma " diyebiliriz.

    Siz takip ettiğim kadarıyla , düşüncelerini ifade edebilen , erkekler kadar hatta çok defa daha fazla söz hakkına sahip bir bayansınız , bu durumda hangi erkek sizin çalışmanıza kota koyabilir , sizin haklarınıza engel olabilir ??

    Hiç biri .

    Peki siz bayan olduğunuz halde bu haklara sahipseniz bu şu demek oluyor kimse haklarını yatarak bekleyemez , ve kişi kendi sahip çıkmıyorsa haklarına bunu bir başkası ona vermez.

    Yani siz haklarınıza sahip çıkarsanız buna kimse engel olamaz , ancak bayanlar genel manada zayıflıklarını , iradesizliklerini , zaten bana hak tanımıyor mantığı ile örtüyorlar.

    Hayatımda üstte bahsettiğiniz olumsuzlukların hiçbirini yaşamadım , bu rahatlık tabiki gökten düşmedi payımıza , kendi irademiz ve azmimizle kazandık . Ama birileri dayak yiyor susuyorsa, çalışma komutuna tam riayet ediyorsa , erkekten gelen her fikri emir kabul ediyorsa bunun aksi için kişinin kendi mücadelesi dışında kimsenin yapabileceği birşey yoktur.


    Bunun adıda eşitsizlik değil zayıflıktır.




  • @casilo:

    Yazdığınız bazı aksaklıklar toplumsal kökenli,bireylerin neden olduğu yanlışılıklardır.
    Demişsinizya hani gece erkeğin evden dışarı çıkmasına izin verilirken kızın çıkmasına izin verilmiyor diye;bilindiği gibi suçlar genelde hep akşamları olur.Bir gece vakti atıyorum hırsılzık amaçlı bana saldıran birine ilk olarak yumruklarla olmadı 9 mm beratta ile mermi yağdırırm.Bunu yapabilir misiniz?Genelde de bu maksat ile dışarı çıkarılmaz,yani siz psikopatı,hırsızı efendim sapığı bir kenara koyup böyle bir ortamdaki Türkiyede bu olayı eşitsilik olarak dile getirmeniz yanlış gibi duruyor.Şöyle diyeyim,hemşire arkadaşlarım var üni.okumuşlar hiçbiri gece dışarı çıkmzlar.Çıksalara bile kimse engel olmaz.Ama çevreye güvenilmiyorki.Haksızmıyım.Bunu sadece bir örnek olarak verdim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Sayın casilo ;

    Sanırım işte ifade edemediğimiz noktaya geldik , olayda bu zaten , bakın yazdığınız sözde eşitsizlik olarak tanımladığınız durumlara , eşitsizlik değil " acziyeti , kadınlık siperi ile koruma " diyebiliriz.

    Siz takip ettiğim kadarıyla , düşüncelerini ifade edebilen , erkekler kadar hatta çok defa daha fazla söz hakkına sahip bir bayansınız , bu durumda hangi erkek sizin çalışmanıza kota koyabilir , sizin haklarınıza engel olabilir ??

    Hiç biri .

    Peki siz bayan olduğunuz halde bu haklara sahipseniz bu şu demek oluyor kimse haklarını yatarak bekleyemez , ve kişi kendi sahip çıkmıyorsa haklarına bunu bir başkası ona vermez.

    Yani siz haklarınıza sahip çıkarsanız buna kimse engel olamaz , ancak bayanlar genel manada zayıflıklarını , iradesizliklerini , zaten bana hak tanımıyor mantığı ile örtüyorlar.

    Hayatımda üstte bahsettiğiniz olumsuzlukların hiçbirini yaşamadım , bu rahatlık tabiki gökten düşmedi payımıza , kendi irademiz ve azmimizle kazandık . Ama birileri dayak yiyor susuyorsa, çalışma komutuna tam riayet ediyorsa , erkekten gelen her fikri emir kabul ediyorsa bunun aksi için kişinin kendi mücadelesi dışında kimsenin yapabileceği birşey yoktur.


    Bunun adıda eşitsizlik değil zayıflıktır.




    sayın sestavina,
    öncelikle yazdıklarınız için teşekkür derim. değinmek istediğim bir noktaya beni getirdiniz.

    evet sizin de söylediğiniz gibi biz üstte bahsettiğimiz durumların bir çoğunu yaşamadık ve evet bu rahatlık gökten düşmedi payımıza. ama söylediğiniz gibi kendi irademiz ve azmimizle de kazanmadık.biz sadece şanslı doğanlardandık.anne ve babalarımız bizi okutacak kadar bilinçlenmiş insanlardı. bir şeylerin farkına varmış insanlar. uzaklarda armaya gerek yok. benim oturduğum yerde üstelik ankaranın iyi bir semtinde, aynı zamanda alt komşumuz lan kapıcımızın kızı evlendirildi bu yaz. 15 yaşındaydı daha. nişanlandığında 14. okulu bıraktı. lise bile okumadı. oyun sanıyor nişanı düğünü. iki kat elbise giydirdiler, başını kapattılar. ama ne yapıldığının farkına bile varmadı. inanın bunun bilinçlenmeyle alakası yok. 2 yıl sonra bilinçlenecek. çonkü 2 yıl sonra ancak biraz büyümüş olacak. sonra kucağında çocuğuyla bu düzene karşı mı çıkacak? nasıl? evine dönse kendi ailesi "olmaz" diyecek vs. zaten o bilinçlenenler, yeniden hayat kurabilmek için, çocuklarını yanına alabilmek için, gündüz kuşağı kadın programlarında bir yerlerini yırtıyorlar.

    ama zaten bunların bi önemi yok. diyelim ki bu insanlar saf saf haklarını elde edemiyorlar.peki bunun sebebi nedir? bir şekilde bir yerlerde bir erkek bunu başlatmamış mı? erkek soyu ne ara önem kaznmış veya önemli olduğuna inanmış da kadının haklarını elinde tuttuğunu kadına da inandırmış? nasıl sağlamış bu kadar çok kadının hakkını aramamasını?nasıl inandırmış onları bunun doğal olduğuna?

    benim eşitsizlikten anladığım belki eşitsizlik değildir. varsın olmasın. erkeğin bakış açısı nasıl düzelecek? inanın bu sadece bize uzak yerlerde değil evimizin içindeki erkeklerde de var. "erkek muhabbeti" diye bir şey var.

    ayrıca, sanırım yanlış anlaşılıyorum açtığım konular hakkında. ben bu konuyu kadının nasıl ezildiğini kanıtlamak için açmadım. aksine bir arkadaşımla eşitlik hakkında tartışırken neyin doğru neyin yanlış olduğuna kara veremediğim için açtım. ki zaten genelde yaptığım budur. bir konuya kafayı takmışsam, forum ahalisiyle konuşarak düşüncelerimi netleştirmek için konu açarım. yoksa "ben zaten haklıyım da size bunu nasıl kanıtlayacağım" diyerek açmıyorum konuları.bunun da dışında, konu içinde kendimi anlatmaktan çok kişilere soru sorarak onların fikirlerini açmaya çalışıyorum. ama siz dönüp de direk olarak bana bir soru sorduğunuzda kendi düşüncelerimi anlatıyorum. zira eğer bana yönelttiğiniz soru "erkeklerin eksik yahut eşitsiz kaldıkları noktalar neler?" diye sorsaydınız, ona da aynı samimiyetle cevap verirdim inanın.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: EXCELANCEE28

    @casilo:

    Yazdığınız bazı aksaklıklar toplumsal kökenli,bireylerin neden olduğu yanlışılıklardır.
    Demişsinizya hani gece erkeğin evden dışarı çıkmasına izin verilirken kızın çıkmasına izin verilmiyor diye;bilindiği gibi suçlar genelde hep akşamları olur.Bir gece vakti atıyorum hırsılzık amaçlı bana saldıran birine ilk olarak yumruklarla olmadı 9 mm beratta ile mermi yağdırırm.Bunu yapabilir misiniz?Genelde de bu maksat ile dışarı çıkarılmaz,yani siz psikopatı,hırsızı efendim sapığı bir kenara koyup böyle bir ortamdaki Türkiyede bu olayı eşitsilik olarak dile getirmeniz yanlış gibi duruyor.Şöyle diyeyim,hemşire arkadaşlarım var üni.okumuşlar hiçbiri gece dışarı çıkmzlar.Çıksalara bile kimse engel olmaz.Ama çevreye güvenilmiyorki.Haksızmıyım.Bunu sadece bir örnek olarak verdim.


    evet zaten bu toplumun bir aksaklığı. ben bunu yadsımıyorum. aksine katılıyorum. ama gece sokağa çıktığınızda size laf atan da bi erkek, size zarar verme ihtimali yüksek olan da... erkeklerin kendini daha çok düzeltmesi gerek demek ki. ne ara bu hakkı kendilerinde gördüler ben onu merak ediyorum. kızlara laf atma hakkını mesela. her erkek yapar veya yapmıştır.

    toplum mu bunları böyle yetiştiriyo? peki okuyan akıllanması gereken erkekler neden daha açık görüşlü hale gelmiyorlar? (gelenleri tenzih ediyorum)




  • çok saçma kadın erkek hiç bir zaman eşit olamaz olmadı olmuyor olmayacakta çünkü erkek kadından her zaman için üstündür tarihte kadınlara bir eşya gözüyle bakılmıştı en güzellerini padişahlar krallar haremlerine katarlardı günümüzde farklı mı hayır herkes en güzel kıza sahip olma peşinde haaa ama şimdi gerçekten eşya olmayan kadınlarda var çalışan kimseye muhtaç olmayan kadınlar onlara helal olsun ama onlara bu hakkı veren kim yine erkekler yani kadınlar bu hakları savaşarak mı aldı hayır yani erkekler yine kadından üstün oluyor bir kadın kocasından dayak yiyor onu koruyan kim polis yine erkek kural böyle erkek çalışır eve ekmek getirir kadında pişirir erkeğinin önüne koyar
  • quote:

    Orjinalden alıntı: casilo


    quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Sayın casilo ;

    Sanırım işte ifade edemediğimiz noktaya geldik , olayda bu zaten , bakın yazdığınız sözde eşitsizlik olarak tanımladığınız durumlara , eşitsizlik değil " acziyeti , kadınlık siperi ile koruma " diyebiliriz.

    Siz takip ettiğim kadarıyla , düşüncelerini ifade edebilen , erkekler kadar hatta çok defa daha fazla söz hakkına sahip bir bayansınız , bu durumda hangi erkek sizin çalışmanıza kota koyabilir , sizin haklarınıza engel olabilir ??

    Hiç biri .

    Peki siz bayan olduğunuz halde bu haklara sahipseniz bu şu demek oluyor kimse haklarını yatarak bekleyemez , ve kişi kendi sahip çıkmıyorsa haklarına bunu bir başkası ona vermez.

    Yani siz haklarınıza sahip çıkarsanız buna kimse engel olamaz , ancak bayanlar genel manada zayıflıklarını , iradesizliklerini , zaten bana hak tanımıyor mantığı ile örtüyorlar.

    Hayatımda üstte bahsettiğiniz olumsuzlukların hiçbirini yaşamadım , bu rahatlık tabiki gökten düşmedi payımıza , kendi irademiz ve azmimizle kazandık . Ama birileri dayak yiyor susuyorsa, çalışma komutuna tam riayet ediyorsa , erkekten gelen her fikri emir kabul ediyorsa bunun aksi için kişinin kendi mücadelesi dışında kimsenin yapabileceği birşey yoktur.


    Bunun adıda eşitsizlik değil zayıflıktır.




    sayın sestavina,
    öncelikle yazdıklarınız için teşekkür derim. değinmek istediğim bir noktaya beni getirdiniz.

    evet sizin de söylediğiniz gibi biz üstte bahsettiğimiz durumların bir çoğunu yaşamadık ve evet bu rahatlık gökten düşmedi payımıza. ama söylediğiniz gibi kendi irademiz ve azmimizle de kazanmadık.biz sadece şanslı doğanlardandık.anne ve babalarımız bizi okutacak kadar bilinçlenmiş insanlardı. bir şeylerin farkına varmış insanlar. uzaklarda armaya gerek yok. benim oturduğum yerde üstelik ankaranın iyi bir semtinde, aynı zamanda alt komşumuz lan kapıcımızın kızı evlendirildi bu yaz. 15 yaşındaydı daha. nişanlandığında 14. okulu bıraktı. lise bile okumadı. oyun sanıyor nişanı düğünü. iki kat elbise giydirdiler, başını kapattılar. ama ne yapıldığının farkına bile varmadı. inanın bunun bilinçlenmeyle alakası yok. 2 yıl sonra bilinçlenecek. çonkü 2 yıl sonra ancak biraz büyümüş olacak. sonra kucağında çocuğuyla bu düzene karşı mı çıkacak? nasıl? evine dönse kendi ailesi "olmaz" diyecek vs. zaten o bilinçlenenler, yeniden hayat kurabilmek için, çocuklarını yanına alabilmek için, gündüz kuşağı kadın programlarında bir yerlerini yırtıyorlar.

    ama zaten bunların bi önemi yok. diyelim ki bu insanlar saf saf haklarını elde edemiyorlar.peki bunun sebebi nedir? bir şekilde bir yerlerde bir erkek bunu başlatmamış mı? erkek soyu ne ara önem kaznmış veya önemli olduğuna inanmış da kadının haklarını elinde tuttuğunu kadına da inandırmış? nasıl sağlamış bu kadar çok kadının hakkını aramamasını?nasıl inandırmış onları bunun doğal olduğuna?

    benim eşitsizlikten anladığım belki eşitsizlik değildir. varsın olmasın. erkeğin bakış açısı nasıl düzelecek? inanın bu sadece bize uzak yerlerde değil evimizin içindeki erkeklerde de var. "erkek muhabbeti" diye bir şey var.

    ayrıca, sanırım yanlış anlaşılıyorum açtığım konular hakkında. ben bu konuyu kadının nasıl ezildiğini kanıtlamak için açmadım. aksine bir arkadaşımla eşitlik hakkında tartışırken neyin doğru neyin yanlış olduğuna kara veremediğim için açtım. ki zaten genelde yaptığım budur. bir konuya kafayı takmışsam, forum ahalisiyle konuşarak düşüncelerimi netleştirmek için konu açarım. yoksa "ben zaten haklıyım da size bunu nasıl kanıtlayacağım" diyerek açmıyorum konuları.bunun da dışında, konu içinde kendimi anlatmaktan çok kişilere soru sorarak onların fikirlerini açmaya çalışıyorum. ama siz dönüp de direk olarak bana bir soru sorduğunuzda kendi düşüncelerimi anlatıyorum. zira eğer bana yönelttiğiniz soru "erkeklerin eksik yahut eşitsiz kaldıkları noktalar neler?" diye sorsaydınız, ona da aynı samimiyetle cevap verirdim inanın.




    sayın sestavina, söylediklermi cevapsız bıraktınız.
    teşhislerimizin doğruluğunu veya yanlışlığını inceleyebildiğimizi sanmıyorum. en azından bir yere varabildiğimizi.




  • Konuyu gözden kaçırmışım kusura bakmayın .

    Sayın Casilo sizinle aynı mantıktan yola çıkıp farklı sonuçlara varıyoruz , en bariz ayrımımız şu sanırım , ben diyorum ki;

    - kadınların eşitsizliği gibi bir durum söz konusu değildir, o eşitsizlik diye tanımladığınız durumlara sebep olan erkek değil kadının kendisidir.

    Kadınlar cinsel bir meta olarak kullanıldıklarını ve değer görnediklerini savunurken ; aynı zamanda bu durum için elinden geleni yapar. Biriyle karşıt görüşte tartışmaya başladıkları anda gerçekci verilerden uzaklaşıp , "bak kırılırım bak darılırım " mantığı güden kadın ,

    -mesleğini hakkıyla icra etmek , görevine adapte olmak yerine başarıyı başka yollardan arayan yine kadın ,

    -kendi hakkına kendi set koyan yine kadın

    -sinema sektörüne bakalım , kaç tane bayan aktristi rol icabı sabah uyandığında makyajsız gördünüz?
    Yağmura yakalanır, yangından kurtulur , ne badireler atlatır ama kirpiğindeki rımeli zerre bozulmaz saçları her daim yağmurdan sonra bile fönlü .... bu durumda kadın oarad bir meta değil midir?
    Rolüyle değilde kabuğu ile beğeni kazanmaya çalışırken de sizin eşitsizlik dediğiniz durumları yaşar , orada neden çıkıpta insan olma hakkını dişilikle örttüğü için şikayetçi olmaz?

    Evli bir çift var erkek çalışmıyor , kadını sürekli aşağılıyor ona neden ayrılmıyorsun diye sordum , sonuçta bu insanın ne maddi kazancı var ne manevi katkısı .

    Ayrılıp ne yapayım cevabını aldım . Bu insan hayattan korkuyorsa kendindenden korkuyorsa , yapabileceklerine kendisi bile inanmıyorsa , bunu adalet yağmuruna tutsanız , şemsiye açar bekler.

    Birde benim asıl garibime giden durum , bunları yaşayanlar şikayetçi değilken siz yaşamadığınız halde şikayet ediyorsunuz , belki onlar böyle mutlu ?

    Türkiyeye komünizmin gelmesini isterdim eskiden , sonra şöyle bir gözlemledim genelde ezilen , hakkı yenilen , adalet görmeyen kesim Türkiyede ısrarla düzen savunuculuğu yaparken , okumuş haklarını kazanmış , genelde geçim sıkıntısı olmayan , düzenden aslında diğerleri kadar zarar görmeyen kesim düzen karşıtıdır.

    Burada bir çelişki yok mu sizcede ?

    Siz kimseye adalet dağıtamazsınız , eşitliği isteyen bayanın zorlukları göze alıp bunu kazanması lazım , erkekler ,adalet töre bunlar başarısız kadının sığınağıdır.




  • sayın sestavina,

    bana "bunları yaşayanlar şikayetçi değilken siz yaşamadığınız halde şikayet ediyorsunuz , belki onlar böyle mutlu ?" diyorsunuz fakat birönceki mesajımı dikkatli okumamışsınız sanıyorum.amaç birilerini savunmak değil. bu konular hakkındaki fikirlerimi netleştirmektir. sizin "-sinema sektörüne bakalım , kaç tane bayan aktristi rol icabı sabah uyandığında makyajsız gördünüz? Yağmura yakalanır, yangından kurtulur , ne badireler atlatır ama kirpiğindeki rımeli zerre bozulmaz saçları her daim yağmurdan sonra bile fönlü .... bu durumda kadın oarad bir meta değil midir? Rolüyle değilde kabuğu ile beğeni kazanmaya çalışırken de sizin eşitsizlik dediğiniz durumları yaşar , orada neden çıkıpta insan olma hakkını dişilikle örttüğü için şikayetçi olmaz?" demenize hak vermem de buna bir örnektir. bu söylediğinizi ben düşünmemiştim.

    "kadınların eşitsizliği gibi bir durum söz konusu değildir, o eşitsizlik diye tanımladığınız durumlara sebep olan erkek değil kadının kendisidir." demişsiniz. fakat buna bir yerde katılıyorum sadece.zira ben örnekleriminn hiçbirinde kadının cinsel bir meta olarak kullanılmasından veya bunun eşitsizlik kaynağı olduğundan bahsetmedim.benim için asıl düşündürücü olan, "eşit" davranan erkeklerin de hala aynı düşüncelere sahip olmalarıdır.. ve işte bunun kaynağı elbette KADINLARdır. nasıl mı? o erkeği doğurup yetiştiren de bir kadın olduğu için... laf bıraya geldiğinde kadının mı yoksa toplumun yapısının mı daha suçlu olduğu konusunda ise bir karara varamıyorum.

    adalet dağıtılan bir şey olsaydı ne şartlar altında yaşardık hayal bile edemiyorum inanın. o yüzden de adalet dağıtmaya çalışmak gibi bir amacım yok zira olsa da mantık çerçevesinde olmaz. ama sizin söylediğinize göre devlet adamı olmak da mantıksız bir durum haline geliyor. yani kendisi için sorun teşkil etmiyorsa fakiri, açı, işsizliği vs. adam niye devlet adamı olmak ister ki? ünkü içimizde vicdan duygusuyla yaşıyoruz. hep bir "gönül ister ki herkes tok olsun" gibi cümlelr kuruyoruz. bzie dokunmayan yılan bin yaşasın diyemeyiz, hele ki bize dokunmayanlar cahil diye haklarını savunmuyor, savunabileceklerine inanmıyorlar diye kendi hallerine bırakamayız. sizin dediğinize gelisek, bu konular hakkında konuşmassak tartışmasak, kim ne kadar ileri gidebilir? "baba beni okula gönder" kampanyalarını düzenlemeyi akıl etmesin mi insanlar? kadın programlarına o cahil cühela insanlar çıkarılmasın mı?

    siz komünizmi savunanların hep sıkıntısı olmayan insanlar olduğunu sonra gördükten sonra komünizmi savunmayı bırakmış olabilirsiniz. ama komunizmi savunmaya devam eden insanlar var hala.

    ülkeyi ileri götüren cahiller değildir sayın sestavina. ülke uzun zaman ileri gitmemiş olsa da.




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.