İnsan kaynakları ve danışmanlık şirketi Korn&Ferry yine başarılı bir projeye imza attı.
Vodafone’a bir kadın CEO buldu. Türkiye için çok güzel bir gelişme.
Yöneticilerinden Orhan Kemal Alver ile iletişime geçme şansım oldu. Kadınlara karşı pozitif ayrımcılık konusunda politikaları olduğunu öğrendim. Umarım bu politikaları bütün kuruluşlar benimser ve iş hayatında kadın çalışan oranının artmasına katkıda bulunur. Tabii ki kadın milletvekilleri sayısına da!
Kadın ayrımcılığı konusunda politika üretebilmek için ilk önce bu ayrımın neden oluştuğunu anlamak gerekiyor.
Bu ayrımın çok sebebi olabilir ama ben iki tanesi üzerinde duracağım.
İlki ekonomik. İkincisi biyolojik.
EKONOMİK SEBEP
Erkek ile kadın arasındaki güç dengesini sağlayan unsurlardan bir tanesi, sahip oldukları ekonomik güçtür. İnsanlığın var olduğu zamandan bugüne ekonomik yapıyı inceleyerek bir çıkarım yapabiliriz. İlk yaşam biçimi olan avcılık ve toplayıcılıktan başlayalım.
AVCILIK VE TOPLAYICILIK
Bu dönemde erkekler büyükbaş hayvanları avlar; kadınlar ise bitki toplar ve aynı zamanda tavşan gibi küçükbaş hayvanları yakalardı.
Büyükbaş hayvanları avlamak çok zordur. Bu durumda kadının eve yiyecek getirme şansı erkeğinkinden daha fazla.
Paraguay’da avcılık ve toplayıcılık ile yaşayan Ache kabilesi üzerinde yapılan bir araştırma şöyle bir sonuca varıyor. Kalori temel alınarak yapılan araştırmada erkekler eve günde ortalama 9634 kalori getirirken, kadınlar 10356 kalori getiriyor.
Yani ekonomi hem erkeğin hem de kadının üzerine kurulu. Bu durumda erkek ve kadın nispeten daha eşit.
TARIM
Daha sonra tarıma geçildi. Bundan yaklaşık 13000 yıl önce. Tarım, yoğun işgücü gerektirdiği için erkekler güçlerinden dolayı ön plana çıktı.
Ayrıca avcılık ve toplayıcılık çağında ortalama her 4 yılda bir çocuk doğuran kadınlar, tarım çağında her iki yılda bir çocuk doğurmaya başladı. Köydeki ailelere bakınız ortalama kardeşler arasında 2 yaş vardır.
Bu durum için iki açıklama var. Tarım işgücü gerektirdiği için daha fazla çocuk yaptılar. Toplayıcılık zamanında koşullardan dolayı emzirme 3 yaşına kadar devam ederdi. Emzirme devam ettiği için hamile kalmazlardı. Ama tarım toplumunda çocuklar daha erken sütten kesildiği için hamile kalma oranı arttı.
Daha çok çocuk, ekonomiden uzak kalmak anlamına geldi. Ekonomik güç daha da çok erkeklere geçti. Erkeklerin gücü endüstri çağında da devam etti.
Günümüz bilgi çağı. Dengeler yine değişti. Kadınlar daha güçlü pozisyonlara gelebiliyor ama bu değişim çok yavaş.
Bu yeni dengeyi (bilgi çağını) ve biyolojik sebebi de yarın açıklayacağım. Resmi tamamlayacağız.
Kadın-erkek eşitliğini sağlamak için ülke olarak neler yapabiliriz onu tartışacağım.
Özgür Bolat
İlginizi çekebilir belki. Bugün Hurriyette yayınlandı.
gerçek manada kadın ile erkeğe eşitlik uygulanmasının da getireceği problemler vardır.
mesela pek çok bayan çalışmak yerine ev hanımı olmayı tercih etmektedir. doğal olarak da evin geçimini erkek sağlar. bir erkeğin ev erkeği olma lüksü ve de hakkı yoktur. erkek eve para getirmek zorundadır. kadın isterse evin geçimine katkıda bulunur.
bu durumda bayanların da iş bulması bir zorunluluk, hatta eve para getirmemesi boşanma nedeni olsa bayanların pek çoğu bu sorumluluğun altından kalkamayacaktır.
ayrıca bayanlar için;
hem evin işinde ve çocuğa bakımda başrol oynaması hem de iş haayatında aktif çalışması kadını çok hırpalamaktadır.
bu demek değildir ki;
bayanlar çalışmamalı, aksine bayanlar çalıştıkları yerlerde pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır. mesela mesailere 0,5-1 saat geç gelip 0,5-1 saat erken ayrılmalıdırlar. işyerinde iş tempoları düşük tutulmalıdır. yıllık izinleri daha fazla olmalıdır. tüm bunlara rağmen gelirleri ise aynı kalmalıdır.
eğer bu gibi önlemler olursa bayanlar hem iş hayatında hem de aile içindeki rollerinde çok daha başarılı olabilirler.
çok iyi bir anne, çok iyi bir eş, çok iyi bir çalışan olmak her çalışan bayanın altından kalkamayacağı bir yükümlülüktür. bu yüzden bayanlara yönelik pozitif ayrımcılık bayanların hakkıdır.
bayanlar için de eşitliği savunmak kendi kuyularını kazmak anlamına gelebilir. iyi düşünmek lazım ...
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
quote:
Orjinalden alıntı: s£stavina
Erkek erkeğe, yada kadın kadına eşit midir ki kadınla erkeğin eşitliğini soruyorsunuz? Erkek yada kadın , hiç bir insan diğerine eşit değildir.
sayın sestavina ben de "tanrı'nın veremediği eşitlik" derken biraz da bunu kastediyordum. ama tahmin edersiniz ki bir kadının elde ettiklerini diğer bir kadının elde etmesi, yani aradaka eşitsizliğin kapatılması erkek ile aradakinin kapatılmasından daha kolaydır.
Yazılarını her ne kadar pek beğenmesemde Ahmet Haşim güzel anlatmış bu durumu ,
"İntiharlar tekrar çoğaldı. İhtiyarları açlık , gençleri aşk ölüme sürüklüyor.Gençler içinde kendini öldürenlerin büyük çoğunluğunu erkeklerr oluşturuyor.
Şu halde : Erkeği , seve seve ölüme yollayacak derecede cinsi bir üstünlük ve güce sahip olan kadının erkeğe , yani kendi esirine denk olmak ve benzemek için yaptığı bütün o boğazlanırcasına gayretlerin sebebi delilikten başka ne olabilir?
Bize Göre / Ahmet Haşim
@sayın deep impact, Erkek ve kadının fiziksel farklılıklarının olması ya da toplum tarafından roller verilmiş olmasını bahane ederek hiç bir zaman "temel hak ve hüriyetler","kanun önünde eşitlik" ve "insan hakları" zemininde ayrımcılık yapamazsınız. İnsan hakları yüzlerce birey arasından farklı düşünen bir tane bireyin hakkını bile savunur. Bir kadın evlenmek istemiyordur, anne olmak istemiyordur. Çalışmak, kendini işine mesleğine adamak istiyordur. "kadın anne olur, evde çocuk bakar" diyerek kadının çalışmasını yasaklarsanız bu demokrasi olmaz. demokrasi bir kişinin bile insan haklarından yararlanmasını sağlamalıdır. Şeriat ülkelerinin yaptığı budur. "kadın anne olur, evde çocuk bakar" diyerek kadının çalışmasını yasaklamak.
Bir de "women suffrage" denen bir konu var. Kadının söz söyleme hakkı. Eskiden osmanlıda kadınların kocalarına karşı söz söyleme hakları yoktu. "hayır öyle yapmayalım" ya da "ben bunu kabul etmiyorum" diyemezlerdi. Tıpkı bir kölenin, efendisinin sözünün üzerine söz söyleyemediği gibi. "Erkeğin sözünün üzerine söz söylenmez" denirdi. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bu kalktı. Şeriat ülkelerinde birleşmiş milletlerin baskıları ile son zamanlarda kalktı. Arabistanda hala devam ediyor.
quote:
Orjinalden alıntı: kaotika
@sayın deep impact, Erkek ve kadının fiziksel farklılıklarının olması ya da toplum tarafından roller verilmiş olmasını bahane ederek hiç bir zaman "temel hak ve hüriyetler","kanun önünde eşitlik" ve "insan hakları" zemininde ayrımcılık yapamazsınız. İnsan hakları yüzlerce birey arasından farklı düşünen bir tane bireyin hakkını bile savunur. Bir kadın evlenmek istemiyordur, anne olmak istemiyordur. Çalışmak, kendini işine mesleğine adamak istiyordur. "kadın anne olur, evde çocuk bakar" diyerek kadının çalışmasını yasaklarsanız bu demokrasi olmaz. demokrasi bir kişinin bile insan haklarından yararlanmasını sağlamalıdır. Şeriat ülkelerinin yaptığı budur. "kadın anne olur, evde çocuk bakar" diyerek kadının çalışmasını yasaklamak.
kadının kanun karşısındaki eşitlik ilkesine asla itirazım olamaz. her çalışan kadın evlat sahibi olmak ister (istisnalar hariç). hal böyle olunca hem çalışma hem de çocuğa annelik yapma bir kadın için zor olmaktadır. bu durumda bu kadar zorluğa katlanan bayan için işyerinde uygulanacak pozitif ayrımcılık kadının çalışmasını kolaylaştıracaktır.
ben kadın evde otursun demedim ki aksine benim dediklerim kadını çalışmaya teşvik edici unsurlardır. pek çok kadın çocuk sahibi olduktan sonra işi bırakmaktadır. eğer işyerlerinde pozitif ayrımcılık uygulanıp 2 saat az çalışmalarına müsaade edilse kadınları iş hayatında çok daha fazla görmemiz mümkündür.
dolayısı ile kadına pozitif ayrımcılığı savunmak gerekir. eşitlik ilkesi kadına çalışma hayatında dezavantaj getirir diye düşünüyorum.
toplumun kadına
quote:
Orjinalden alıntı: Deep Impact
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
evet tanrının veremediği bir eşitlik var o doğru. biri sakat doğarken diğeri iki ayağının üzerinde yürüyebiliyor. ama bizler onun bu eksikliğini daha az hissetmesi için kanunlar koyuyoruz/veya koymalıyız. metrolara asansörler, yürüyen merdivenler, kaldırımlara rampalar vs. demek ki her eşitsizlik tamamen olmasa da bir nebze gideriliyor ve de giderilmeli. "tanrı böyle yaratmış işte. bi bildiği vardır. işine karışılmaz ne kurcalıyoruz?" demek ne doğru ne de etiktir bence.
Yaratıcı yoktan bir kainat aratsın, 15 milyar yıl ayakta tutsun, devasa yıldızları sevk ve idare etsin, atomaltı aleme söz geçirsin, gelin görün ki insanları eşit yaratamasın ...
haşa, ne kadar da garip bir düşünce tarzı. Yaratıcı dilese idi bütün insanları bir tornadan çıkmış gibi yaratırdı.
bu arada;
kadına eşit muamele derken hangi alandaki eşitsizliklerden şikayetçisiniz ? bir kaç başlık halinde sunabilir misiniz ?
sayın deep impact, siz "tanrının vermediği eşitlik" diye düşündüğünüzde onu her şeye gücü yeten ve bir hikmeti olan diye tanımlayabilirsiniz ama ben "vermediğini" düşündiüğümde bundan rahatsız oluyorum. tanrının kullarına bile bile eşitsiz davranması, bunda bir kastının, amacının olması bana ağır geliyor.
quote:
Orjinalden alıntı: Deep Impact
gerçek manada kadın ile erkeğe eşitlik uygulanmasının da getireceği problemler vardır.
mesela pek çok bayan çalışmak yerine ev hanımı olmayı tercih etmektedir. doğal olarak da evin geçimini erkek sağlar. bir erkeğin ev erkeği olma lüksü ve de hakkı yoktur. erkek eve para getirmek zorundadır. kadın isterse evin geçimine katkıda bulunur.
bu durumda bayanların da iş bulması bir zorunluluk, hatta eve para getirmemesi boşanma nedeni olsa bayanların pek çoğu bu sorumluluğun altından kalkamayacaktır.
ayrıca bayanlar için;
hem evin işinde ve çocuğa bakımda başrol oynaması hem de iş haayatında aktif çalışması kadını çok hırpalamaktadır.
bu demek değildir ki;
bayanlar çalışmamalı, aksine bayanlar çalıştıkları yerlerde pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır. mesela mesailere 0,5-1 saat geç gelip 0,5-1 saat erken ayrılmalıdırlar. işyerinde iş tempoları düşük tutulmalıdır. yıllık izinleri daha fazla olmalıdır. tüm bunlara rağmen gelirleri ise aynı kalmalıdır.
eğer bu gibi önlemler olursa bayanlar hem iş hayatında hem de aile içindeki rollerinde çok daha başarılı olabilirler.
çok iyi bir anne, çok iyi bir eş, çok iyi bir çalışan olmak her çalışan bayanın altından kalkamayacağı bir yükümlülüktür. bu yüzden bayanlara yönelik pozitif ayrımcılık bayanların hakkıdır.
bayanlar için de eşitliği savunmak kendi kuyularını kazmak anlamına gelebilir. iyi düşünmek lazım ...
bunun yanısıra görmediğiniz yahut anlamadığınız şey kadınların "pozitif ayrımcılık" istemediği. pozitif ayrımcılık bir eksiklik görülerek eşitlik sağlanmasıdır. oysa kadınlar erkeklerden eksik değiller.
elbette annelik fedakarlık gerektirir. anne olmak için bir kadın işinden, ekonomik özgürlüğünden vaz geçebilir. ama çocuğunu düşünen bir annenin olaya her açıdan bakması gerekir. mesela o çocuğun nasıl bir anne istediği. ben kendi adıma annemin çalışan, kendi ayakları üstünde duran bir kadın olmasını isterdim. babamın parasıyla geçinen, ona karşı bir minnet besleyen bir kadın olarak değil. bir kadının çalışıyor olması özgüvenini güçlendirir. ve her çocuk karşısında özgüveni tam bir anne görmek ister.
bunun yanısıra her kız annesinden bir kere duymuştur "ben okumadım, kendi paramı kazanamıyorum. pkei pişman mıyım? evet. aman kızım sen oku da koca eline bakma" diye. belki bir kız olmadığınızdan, belki bir annenin yerini çocuğunun yanı olarak bildiğinizden böyle düşünüyor olabilirsiniz.
anne belki işinden bir kaç sene fedakarlık edebilir. ama yarın öbür gün o çocuk ilkokula başladığında annesi evde kös kös oturuyor olacaktır. o saatlar içinde kendisi de bir işte çalışmalı, "hayatını" çocuğuna heba etmemelidir.
quote:
Orjinalden alıntı: s£stavina
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
quote:
Orjinalden alıntı: s£stavina
Erkek erkeğe, yada kadın kadına eşit midir ki kadınla erkeğin eşitliğini soruyorsunuz? Erkek yada kadın , hiç bir insan diğerine eşit değildir.
sayın sestavina ben de "tanrı'nın veremediği eşitlik" derken biraz da bunu kastediyordum. ama tahmin edersiniz ki bir kadının elde ettiklerini diğer bir kadının elde etmesi, yani aradaka eşitsizliğin kapatılması erkek ile aradakinin kapatılmasından daha kolaydır.
Yazılarını her ne kadar pek beğenmesemde Ahmet Haşim güzel anlatmış bu durumu ,
"İntiharlar tekrar çoğaldı. İhtiyarları açlık , gençleri aşk ölüme sürüklüyor.Gençler içinde kendini öldürenlerin büyük çoğunluğunu erkeklerr oluşturuyor.
Şu halde : Erkeği , seve seve ölüme yollayacak derecede cinsi bir üstünlük ve güce sahip olan kadının erkeğe , yani kendi esirine denk olmak ve benzemek için yaptığı bütün o boğazlanırcasına gayretlerin sebebi delilikten başka ne olabilir?
Bize Göre / Ahmet Haşim
hürrem sultan olmak her kadın için aynı güzellikte olmayabilir. elinizdeki bu güç size her istediğinizi de getirmeyebilir. sonuç itibariyle bir erkeğe bir şeyleri yaptırmak içn de bir şeyler yapmak gerekir. ve her kadın bunu yapmak itemeiyor, yaptığında da kendinden rahatsızlık duyuyor olabilir.
hepsini geçtim, bir kadın uğrunda ölecek bir erkek değil, uğrunda ölünecek bir erkek istiyor olabilir.
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
hepsini geçtim, bir kadın uğrunda ölecek bir erkek değil, uğrunda ölünecek bir erkek istiyor olabilir.
haha:)gülerim ben buna:)
bu sözümü bir kenara yaz"hiçbir karşı cins diğeri için ölmez,illa birşey yapacaksa öldürür"
Babam zorunlu doğu görevi için Adıyaman'daymış.
Yıl 198x.Nüfus sayımı yapılıyor.Babam evlerden sonununcusuna gelmiş.Herneyse içeri geçmişler.Aile reisi eşinin ve kendisinin nüfus cüzdanını vermiş.
Babam sonra çocukların nüfus cüzdanını istemiş.Babam o sırada çocukların sayısına bakmış 7 çocuk var.
Adam dönüp geldiğinde elinde 4 tane nüfus cüzdanı varmış.
Babam adama sormuş amca bu çocuklarda senin değil mi?
Evet
Onların nüfus cüzdanını niye getirmedin öleyse diye sormuş babam.Aldığı cevapsa babamı ve birçok kişiyi affalatıcak türden.
"Ama onlar kız"
Aradan yaklaşık 20 yıl geçmiş.Hala bu durumun sürdüğü yerler var.Ara sıra aklıma gelir bu hikaye(kusura bakmayın güzel bir anlatım olmadı).Gülsem mi ağlasam mı?
Bunları aşsak dahi hala eşitlik adına kat edilmesi gereken yollar var.Eşitlik kavramıda sorgulanmış burada.Bana göre eşitlik bir insana verdiğiniz değerle ilgilidir ve toplumumuzda ne yazık ki hala kadına verilen değer aslında verilmeyen değer eşitsizlikleri meydana getirmiştir.
quote:
Orjinalden alıntı: berat23
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
hepsini geçtim, bir kadın uğrunda ölecek bir erkek değil, uğrunda ölünecek bir erkek istiyor olabilir.
haha:)gülerim ben buna:)
bu sözümü bir kenara yaz"hiçbir karşı cins diğeri için ölmez,illa birşey yapacaksa öldürür"
siz beni güldürüyorsunuz berat23
zira orada yapılmış bir mecaz var. yoksa kimsenin kimse uğruna öldüğü yok
Ölürmüsün öldürürmüsün
quote:
Orjinalden alıntı: cetinkaya.
Ölürmüsün öldürürmüsün
yok efendim ne öldürmesi, allahın verdiği canı allah alır... biz sadece yavaş yavaş tükeniyoruz...
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
quote:
Orjinalden alıntı: berat23
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
hepsini geçtim, bir kadın uğrunda ölecek bir erkek değil, uğrunda ölünecek bir erkek istiyor olabilir.
haha:)gülerim ben buna:)
bu sözümü bir kenara yaz"hiçbir karşı cins diğeri için ölmez,illa birşey yapacaksa öldürür"
siz beni güldürüyorsunuz berat23
zira orada yapılmış bir mecaz var. yoksa kimsenin kimse uğruna öldüğü yok
:) bende mecazla cevap verdim zaten.
quote:
Orjinalden alıntı: berat23
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
quote:
Orjinalden alıntı: berat23
quote:
Orjinalden alıntı: casilo
hepsini geçtim, bir kadın uğrunda ölecek bir erkek değil, uğrunda ölünecek bir erkek istiyor olabilir.
haha:)gülerim ben buna:)
bu sözümü bir kenara yaz"hiçbir karşı cins diğeri için ölmez,illa birşey yapacaksa öldürür"
siz beni güldürüyorsunuz berat23
zira orada yapılmış bir mecaz var. yoksa kimsenin kimse uğruna öldüğü yok
:) bende mecazla cevap verdim zaten.
elbette öledir. ben farkedememişim. bi de cevap verip iyice komik olmuşum
Geçenlerde bir arap kanalında kadınların nasıl döğüleceği hakkında ders vardı
"Kadınların yüzüne hafifçe tokat vurulabilir. Gerekirse hafifçe dövülebilir."
Şeriatın geçerli olduğu ve kadınların neredeyse hiçbir hakka sahip olmadığı Suudi Arabistan da bir din adamı "kadınlara en doğru dayağın nasıl atılacağı" konusunda tavsiyelerde bulundu. Muhammed el Arifi, LBC televizyonundaki programında kadınların yüzüne hafifçe tokat atılmasını gerekli olduğunda da hafifçe dövülmesini önerdi.
TÜRK TÖRESİNDE "KADINA DAYAK" KATİ SURETTE YOKTUR.
Eğer bir kadını mutlu edemiyorsanız, gerçekten sevmiyorsunuz demektir.
Gerçek sevgi ; kişiye yapamayacağını düşündüğü şeyleri bile yaptırır.
Evet bir kadını mutlu etmek zor ise, bence zorluk "o kadını sevmek zor ise" başlar.
Sevmediğinizi mutlu edemezsiniz. Mutlu etmek istiyorsanız sevin, sevdiğinizi hissettirin....
Bir kadını kazara ağlatırken çok dikkat edin..çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar!
ama gelin görün ki "bilmem ne günahlarını işleyen erkekleri hafifçe(!) dövün" gibi bir ayet yok. ayrıca bu ayette bir de erkeği kastederek "Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır." diyor.
öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı.
Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...
kolun biraz altından korunsun diye....kalp hizasından sevilsin diye !!!"
uydurlulan bu inanışın nerden çıktığını anlatırsam(kaynağıyla,belgesiyle) çıkıp tüm slam aleminden,müslümanlardan özür dileme erdemini gösterbilecekmisin?