Tarih boyunca birçok siyasetçi , bilim adamı , sanatçılar arkalarında birçok iz bırakmışlardır. fakat hiçbiri insanların kalplerine hitap edenler kadar vicdanlarda hüsnükabul görmemiştir. bir Mevlana gibi kaç insan asırlar boyu hatırlanagelmiştir.Yazdıkları toplum vicdanında yankı bulmuş kaç insan vardır.
Kalpleriyle konuşan insanların halleri farklıdır, yüzü daima gülümseyen , gittiği heryere sevgiyi götüren , kelimelerden aşk bestesi yapıp bunu heryede söyleyen , söyleyip de insan olmanın aslında yaradılanı sevmenin en önemli bir düstur olduğunu hatırlatanda odur.
Kelimeler bu insanlarda farklı bir hal alır , daha önce duyulmamış ne sihirli cümleler kurulur ve o cümlelerle ne muhabbetler kurulur ve neler başarılır. Bu kainatın hamuruda sevgiyle yoğrulmuştur , bütün varlıklarda Yaradanın sevgisini ve ondan kaynaklanan merhameti görmek mümkündür.
birbirini seven iki insanın kucaklaşması , birbirlerine seni seviyorum demeside bu yaşadığımız hayatı anlamlandıran en önemli bir hal olsa gerek. bu sevgiden değilmidir Allahın bizi rızıklandırması sevmeyen merhamet edermi. bu sevgi değilmidir iki insanı nikah masasına oturtan bu sevgiden değilmidir vatan sevgisi uğruna cephede savaşan askere güç veren.
ve daha nicesi ..
ne olur birazda bilgimizle , ağzımızla değilde kalplerimizle konuşalım birbirimizle , atalım nefreti üzerimizden kalmasın kalplerimde onu kararatan hiçbirgünah
sonra neler başarılıyormuş herkes görsün.
Çok hoş bir yazı olmuş, sevgi belki tek belkide büyük bir anahtar, birde kalplerimizi taş olmakdan korumayı başarabilek.