Şimdi Ara

Kapitalizm İnsan Doğasında Yok mu?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
44
Cevap
0
Favori
1.566
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle amacım hiçbir ideolojiyi övmek veya yermek değil.
    Rekabet, hırs, kâr maksimizasyonu ve hep daha fazlasını isteme insan doğasında olan şeyler değil mi? Sosyalizm, marksizm veya komünizm insan özüne ters değil midir? Sonuçta insanın doğasından gelen şeyleri baskılamaya çalışıyor

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >



  • Bunlar insanın doğasında mı var, yeni üretim ilişkileri üzerine bina edilen kültürle empoze edilen kişilik özellikleri mi tam olarak bilemeyiz. Ama şunu söyleyebiliriz: İnsan da diğer pek çok tür gibi temelde egoisttir. İstisnai bir kaç özgecilik/diğerkamlık örneği bu gerçeği değiştirmez.

    Ne var ki, homo sapiens sapiens yaklaşık 300 bin yıllık öyküsünün son 10-15 bin yılında yoğun bir şekilde özel mülkiyet kavramını benimsemeye başlamıştır. Öncesindeki avcı-toplayıcı toplumlarda bireysel mülkiyet takı ve süsler dışında hemen hiç yoktu. Klan düzeyinde ortaklaşa avlama ve ortaklaşa toplama, ortaklaşa çocuk bakıp büyütme o dönemdeki insan topluluklarının temel özelliğiydi. Göçebe oldukları için de yerleşik değildiler. Aile kavramı da pek yoktu ya da başka bir deyişle aile klanın kendisiydi.


    Peki son 10-15 bin yılda ne oldu da özel mülkiyet toplumda baskın olmaya başladı? Bunun cevabı tarım toplumuna ve dolayısıyla yerleşik hayata geçişte yatıyor. Rekabet her zaman oldu. Avcı-toplayıcı toplumlar da birbirleriyle av rekabeti içindeydiler. Kaynakların kısıtlı olduğu her yerde rekabet kaçınılmazdır. Ancak tarım toplumuna geçişle birlikte yeni bir rekabet alanı daha ortaya çıktı: Su kıyısındaki verimli topraklar. Rekabet arttı, klandaki iş bölümü yeni üretim biçimi çerçevesinde yeniden şekillendi ve ortaklaşa avlanma ihtiyacı yerini bireysel ekip biçmeye bıraktı. Bireysel ekip biçmeyle birlikte aile kavramı da evrilerek bugünkü halini aldı.

    Toplumda üretim araçları üzerinden şekillenen etkileşime üretim ilişkileri diyoruz. Üretim ilişkileri üretim biçimi ve araçlarının değişmesiyle yeniden şekilleniyor. İlkel toplumun üretimi avdı, kök toplamaydı vs. Bunun araçları da bol ve değersizdi. Bu yüzden özel mülkiyete konu olması gerekmiyordu. Ancak İlkel toplumun üretimi avdan buğdaya ve una dönüşünce ve buna domestikasyon eklenince yeni üretim aracı toprak ve evcil hayvanlar oldu. Heyhat, toprak mızrak gibi bol ve değersiz bir şey değildi. Uğruna mücadele etmek gerekiyordu, özellikle sulak topraklar için...

    İşte böyle böyle özel mülkiyet içselleştirildi ve toplumsal bir norm haline dönüştü ama bunun tarihi hepi topu 12-15 bin yıldır. İnsanlık tür olarak daha milyonlarca yıl var olacaksa (ki ben inanmıyorum), böyle olacağı savlanıyorsa, gelecekte bizleri ne tür üretim ilişkilerinin beklediğinden emin olamayız.


    İnsan hayata hepi topu 70-80 yıllık çok sığ, çok dar bir penceden bakar ve kendi sefil hayatı içinde olup bitenleri ilanihaye sürüp gidecekmiş yanılgısına kapılır. Çok yaygın bir çarpık algıdır bu. Köleci toplumlar da mesela köleciliğin sonsuza kadar süreceğini sanıyorlardı. Şimdi de insanlar içine ne kadar CO2 tıkarsak tıkalım, atmosferin bize sonsuza kadar hizmet edeceği yanılgısı içinde umursamazca israf ediyor.


    Aynı mantıkla, kapitalizmin de sonsuza kadar süreceği yanılgısı var. İnsanoğlu önümüzdeki 100 yıl içinde doğayı geri dönülemez biçimde tahrip ettiği ve sorumsuzca çoğaldığı için kendisini bekleyen büyük yıkımdan kurtulabilirse belki gezegen kaşifliği mümkün olacak ve Güneş sistemindeki kaynakları da kullanmaya başlayacak. O zaman yeni üretim biçimleri ortaya çıkarsa, kapitalizm de yerini yeni düzene bırakacaktır. Bu olabilir de olmayabilir de. Bilmiyoruz...




  • Ben kapitalizmin de komünizmin de insanlık için zararlı olduğunu düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • patlayan nüfus artışı sonucu toplum düzenini sağlamak amaçlı yaratılan çeşitli doktrinden-ideolojiden biridir kapitalizm.

    dinde bunlardan biriydi..

    mevcut düzende kapitalizm uzun süre devam edip sırasını liberalizme bırakır.

    sırasını devretmek istemezse dünya savaşlarıyla toplumları terbiye etmek zorunda kalır..

    adalet ve eşitliğin gerçek anlamda icra edildiği düzenlerde kapitalizm yaşayamaz..
  • Kapitalizmi oluşturan, mülkiyeti egemen kılan nedeni insan doğasına atfetmek pek doğru değil. İnsanın doğasını sabit ve değişmez bir şekilde tanımlamanın mümkün olmadığını, aksine tarihsel ve oluşumsal bir şey olduğunu vurgulamak gerekir öncelikle. İnsanın doğası dediğimiz şey tarihsel dinamiker doğrultusunda inşa edilir. Dolayısıyla insanın doğası kapitalizme uygundur veya sosyalizme uygundur gibi sabit önermelerle kapitalizmi veya herhangi bir ideolojiyi insan doğasına uygun olarak tanımlamak mümkün değildir.

    Bugün insan ilişkilerine egemen olan en önemli dinamik kapitalizmdir, evet. Ancak bugün kapitalizmi egemen kılan tarihsel/oluşumsal süreçlerdir. Nasıl ki insanlık binlerce yıl önce avcı-toplayıcı üretim biçimini yaşamışsa bugün kapitalist bir üretim biçiminin egemen olduğu bir hayatı yaşamaktadır. Modern İnsan doğası, daha doğrusu modern insan kültürü tarihsel dinamiklerden (sanayi devrimi, feodalitenin yıkılması vs.) şekillenerek bugün kapitalizme uygun şekilde biçimlendirilmiştir. Buradan yola çıkarak asıl sorulması gereken öyle tahmin ediyorum ki şudur: peki günümüz insanlığının büyük bir çoğunluğunu kapitalizme mahkum eden veya kapitalist üretim ilişkilerine bağımlı kılan ne olmuştur, insan nasıl oldu da kapitalizme göre biçimlendirildi?

    Bu sorunun bence en basit cevabı ideolojidir. Bugün artı değere veya sermayeye el koyan burjuvaziyi meşrulaştıran en önemli olgu, işçinin kendi emeğine yabancılaştırılmış olmasıdır. İşçi artı-değer üretir ancak burjuva ona el koyar. İşçi kendine, emeğine yabancılaştığının farkına varamadığı için de patronuna/kapitaliste gerekli tepkiyi göstermekten aciz durumdadır artık. Bu yabancılaşmayı doğuran ise üst-yapıdır, yani ideolojidir. Egemen burjuva ideolojisi işçiye henüz küçük yaşlarda, hatta dogar dogmaz aşılanarak pasif kılınmaktadır. Daha ayrıntılı ele almak istediğim bu yazıyı şu an için şöyle sonlandırmalıyım: insan doğasini mevcut ideolojiye, sisteme mahkum eden sebep kesinlikle üst-yapidir, ideolojidir. O yuzden insan dogasinin duragan ve sabit bir sey oldugu yanilgisina varmamak icin, insanin mevcut durumunu biçimlendiren ideolojilere, kulturlere bakmakta fayda var

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Jeg Elsker Norge @ 31 Temmuz 2019 13:13:01

    Öncelikle amacım hiçbir ideolojiyi övmek veya yermek değil.
    Rekabet, hırs, kâr maksimizasyonu ve hep daha fazlasını isteme insan doğasında olan şeyler değil mi? Sosyalizm, marksizm veya komünizm insan özüne ters değil midir? Sonuçta insanın doğasından gelen şeyleri baskılamaya çalışıyor


    Senin kafanla hareket edersek insan doğasına en uygun Anarşizmdir.

    Neye göre kısaca sosyalizmin baskıcı olduğuna karar verdin. Ebenden, dedenden, eşden vede dostan duyduklarınlamı?
    Sosyalizm baskıcıdır doğru. Proleteryanın burjuvaziye baskı aracıdır.
    Arkasında gelecek Komunizm sınıfsız toplumdur. Dolayısı ilede baskı altına alınacak herhangi bir sınıf yoktur.

    En basit aile içindede hiyerarşi vardır. Baskıyı tanımazsan Anarşist olursun

    Bu konular o kadar basite alınacak konular değildir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Reavero

    quote:

    Jeg Elsker Norge @ 31 Temmuz 2019 13:13:01

    Öncelikle amacım hiçbir ideolojiyi övmek veya yermek değil.
    Rekabet, hırs, kâr maksimizasyonu ve hep daha fazlasını isteme insan doğasında olan şeyler değil mi? Sosyalizm, marksizm veya komünizm insan özüne ters değil midir? Sonuçta insanın doğasından gelen şeyleri baskılamaya çalışıyor


    Senin kafanla hareket edersek insan doğasına en uygun Anarşizmdir.

    Neye göre kısaca sosyalizmin baskıcı olduğuna karar verdin. Ebenden, dedenden, eşden vede dostan duyduklarınlamı?
    Sosyalizm baskıcıdır doğru. Proleteryanın burjuvaziye baskı aracıdır.
    Arkasında gelecek Komunizm sınıfsız toplumdur. Dolayısı ilede baskı altına alınacak herhangi bir sınıf yoktur.

    En basit aile içindede hiyerarşi vardır. Baskıyı tanımazsan Anarşist olursun

    Bu konular o kadar basite alınacak konular değildir.
    herhangi bir şeyin iddiasıyla pratikleri farklı şeylerdir.

    teorik ve iddia pratikte yanlışlanmaya tabi tutulduğunda kaybediyorsa savunulmaya devam edilmez.

    hele hele örnekleri gırla ise

    sovyetleri çini konuşmaya başlayınca ama onlar tam..

    diyen komünist ve sosyalistlerin

    gerçek islam bu değildicilerden hiç bi farkı yok.

    sınıfsız toplum %75 inden fazlasının en son ilk o0kulda kitap okuduğu global nüfusta zor bizim gibi 3.5 cu dünya ülkelerinde imkansızdır.

    oysa kapitalizme boğazımıza kadar batmış liberalizme arada bir göz kırpan toplumuz.

    sosyalizm ve komünizm için milyonların ölmesi sefalet açlık ve sonuçta sıfıra sıfır elde var -100 olacakken kapitalizmde altta kalanın canı çıksın

    liberalizmde kafanı kullan sınıfını belirle yoksa payına düşenle mutlu ol mantığı var ve ülkemiz için konuşacaksak durum tamda bu.

    iyimi - hayır

    çinin sosyalizmi - sovyet komünizminden iyi mi - YESS

    ayrıca bana selam vermeden foruma nasıl girersin..




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Gerçek islam bu değil diyenlerle Marksizmi aynı kefeye koyma cehaletini de nereden çıkardın.

    Uzatmayayım her zaman diline doladığın belkide "gerçek islam bu değil benimki doğru" diyenlerden herhangi bir doğru.
    Aksini ispat edebilir misin?

    Konuya dönelim özetle kapitalizmin veya sosyalizmin baskıcı olup olmadığı ne kadar baskıcı olduğu.
    Büyümesini yıkılmasını vs tartışmıyoruz.

    Fikrin varsa söyle. Yoksa kaybol.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Reavero

    Gerçek islam bu değil diyenlerle Marksizmi aynı kefeye koyma cehaletini de nereden çıkardın.

    Uzatmayayım her zaman diline doladığın belkide "gerçek islam bu değil benimki doğru" diyenlerden herhangi bir doğru.
    Aksini ispat edebilir misin?

    Konuya dönelim özetle kapitalizmin veya sosyalizmin baskıcı olup olmadığı ne kadar baskıcı olduğu.
    Büyümesini yıkılmasını vs tartışmıyoruz.

    Fikrin varsa söyle. Yoksa kaybol.
    temennilerini - idealarını insan türüne uygulamaya çalışan sosyalistle - teistlerin durumu aynı seviyede cehalet göstergesidir.

    daha evvele yazdığım üzre marksın temennileri hoş tır eyidir ama uygulanabilir değildir.



    senin cafede arkadaşlarınla yaptığın

    erdoğan .... biri sohbetleri erdoğanı koltuktan indirmeye yetmiyor..

    canımsın..

    yaw dur..

    gerçek komünist-islam bu değil..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sething -- 3 Ağustos 2019; 17:32:12 >




  • Paylaşmak eşit olmak mutlu olmak birine yardım etmek birlikten kuvvet çıkarmak bunlar da insan doğasında var

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-96DE7F07E

    Paylaşmak eşit olmak mutlu olmak birine yardım etmek birlikten kuvvet çıkarmak bunlar da insan doğasında var
    mecburi olunduğu durumlarda..
    bacak arası için kadın-erkek kesen ortadoğu vahabisinin yaşaımını eş değiştirme ritüellerine şart koş bakalım nasıl p ile başlayan duruma mor gömlekle koşuyorlar..

    mülkiyet hakkı tesadüfen ortaya çıkmadı.

    zenginleşen - refahlaşan toplumlarda zaruretle gelişti.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sething -- 3 Ağustos 2019; 17:52:0 >
  • Komunizmi bildigini okuyan eski kafali adamlara verirsen islemez tabi. İlk yapilan ucak planiyla simdiki ucak projesini karsilastir nasil bir fark var onca basarisiz denemelere ragmen vazgecilmedi cunku hem mumkun hemde binlerce km yolu cok kisa surede gideceklerini biliyorlardi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Communist -- 4 Ağustos 2019; 5:39:17 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sething

    herhangi bir şeyin iddiasıyla pratikleri farklı şeylerdir.

    teorik ve iddia pratikte yanlışlanmaya tabi tutulduğunda kaybediyorsa savunulmaya devam edilmez.

    hele hele örnekleri gırla ise

    sovyetleri çini konuşmaya başlayınca ama onlar tam..

    diyen komünist ve sosyalistlerin

    gerçek islam bu değildicilerden hiç bi farkı yok.

    sınıfsız toplum %75 inden fazlasının en son ilk o0kulda kitap okuduğu global nüfusta zor bizim gibi 3.5 cu dünya ülkelerinde imkansızdır.

    oysa kapitalizme boğazımıza kadar batmış liberalizme arada bir göz kırpan toplumuz.

    sosyalizm ve komünizm için milyonların ölmesi sefalet açlık ve sonuçta sıfıra sıfır elde var -100 olacakken kapitalizmde altta kalanın canı çıksın

    liberalizmde kafanı kullan sınıfını belirle yoksa payına düşenle mutlu ol mantığı var ve ülkemiz için konuşacaksak durum tamda bu.

    iyimi - hayır

    çinin sosyalizmi - sovyet komünizminden iyi mi - YESS

    ayrıca bana selam vermeden foruma nasıl girersin..

    Alıntıları Göster
    Senin kafandan endişeliyim.
    liberalizmi mi savunuyorsun. Necisin be kardeşim.
    Ona lolo buna lolo. Görünen o ki senden anarşist veya goşistten başka bir bok olmaz.




  • Reavero kullanıcısına yanıt
    Sacmaikla es anlamlis sosyalizm ve komunizm savlarinizi savunacagima liveralizmi savunutim daha iyi.
    Senden ne olduysa benden de olur.
    Rn azindan ben gercegin moku olutum
    Senin hibi hayalin fegil..
    Komunizmi savunup anarist diye suclamakta ayri bi kafa..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sething -- 3 Ağustos 2019; 22:17:14 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kapitalizm bilincin içe doğru bükülmesidir

    Ne doğası
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Kapitalizmi oluşturan, mülkiyeti egemen kılan nedeni insan doğasına atfetmek pek doğru değil. İnsanın doğasını sabit ve değişmez bir şekilde tanımlamanın mümkün olmadığını, aksine tarihsel ve oluşumsal bir şey olduğunu vurgulamak gerekir öncelikle. İnsanın doğası dediğimiz şey tarihsel dinamiker doğrultusunda inşa edilir. Dolayısıyla insanın doğası kapitalizme uygundur veya sosyalizme uygundur gibi sabit önermelerle kapitalizmi veya herhangi bir ideolojiyi insan doğasına uygun olarak tanımlamak mümkün değildir.

    Bugün insan ilişkilerine egemen olan en önemli dinamik kapitalizmdir, evet. Ancak bugün kapitalizmi egemen kılan tarihsel/oluşumsal süreçlerdir. Nasıl ki insanlık binlerce yıl önce avcı-toplayıcı üretim biçimini yaşamışsa bugün kapitalist bir üretim biçiminin egemen olduğu bir hayatı yaşamaktadır. Modern İnsan doğası, daha doğrusu modern insan kültürü tarihsel dinamiklerden (sanayi devrimi, feodalitenin yıkılması vs.) şekillenerek bugün kapitalizme uygun şekilde biçimlendirilmiştir. Buradan yola çıkarak asıl sorulması gereken öyle tahmin ediyorum ki şudur: peki günümüz insanlığının büyük bir çoğunluğunu kapitalizme mahkum eden veya kapitalist üretim ilişkilerine bağımlı kılan ne olmuştur, insan nasıl oldu da kapitalizme göre biçimlendirildi?

    Bu sorunun bence en basit cevabı ideolojidir. Bugün artı değere veya sermayeye el koyan burjuvaziyi meşrulaştıran en önemli olgu, işçinin kendi emeğine yabancılaştırılmış olmasıdır. İşçi artı-değer üretir ancak burjuva ona el koyar. İşçi kendine, emeğine yabancılaştığının farkına varamadığı için de patronuna/kapitaliste gerekli tepkiyi göstermekten aciz durumdadır artık. Bu yabancılaşmayı doğuran ise üst-yapıdır, yani ideolojidir. Egemen burjuva ideolojisi işçiye henüz küçük yaşlarda, hatta dogar dogmaz aşılanarak pasif kılınmaktadır. Daha ayrıntılı ele almak istediğim bu yazıyı şu an için şöyle sonlandırmalıyım: insan doğasini mevcut ideolojiye, sisteme mahkum eden sebep kesinlikle üst-yapidir, ideolojidir. O yuzden insan dogasinin duragan ve sabit bir sey oldugu yanilgisina varmamak icin, insanin mevcut durumunu biçimlendiren ideolojilere, kulturlere bakmakta fayda var
    ''İnsanın doğasını sabit ve değişmez bir şekilde tanımlamanın mümkün olmadığını, aksine tarihsel ve oluşumsal bir şey olduğunu vurgulamak gerekir öncelikle''

    Yanlış hatırlamıyorsam şopar gençliğinde yeter sebeple ilgili makale yazıyordu

    Şayet ki bir anlamda insan beden demekse bu insan doğasının sınırlandırılabileceği dolayısıyla tanımlanabileceği anlamına gelir

    Ki şoparın kendi filozofisinin karşıtı yerine koyduğu hegelin tasarımlamaları dahi belli bir sınırlama içeriyordu

    ''Bu sorunun bence en basit cevabı ideolojidir''

    Bence de ideolojidir amma velakin bunun ikincil dereceden de olsa alt yapıyla;marxın üst yapıyı onun nesnesi haline getirilişiyle dahi alakası yoktur.Varsa da hızlandırılabilir.Üst yapı çürümüş üst yapı

    Sorun marxın zannettiği şekil;sınıflar çatışması ekseninde değerlendirilemez.Burada sadece sınırlandırılmamış iki hayvanın ahit çatışması vardır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 4 Ağustos 2019; 0:42:30 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    ''İnsanın doğasını sabit ve değişmez bir şekilde tanımlamanın mümkün olmadığını, aksine tarihsel ve oluşumsal bir şey olduğunu vurgulamak gerekir öncelikle''

    Yanlış hatırlamıyorsam şopar gençliğinde yeter sebeple ilgili makale yazıyordu

    Şayet ki bir anlamda insan beden demekse bu insan doğasının sınırlandırılabileceği dolayısıyla tanımlanabileceği anlamına gelir

    Ki şoparın kendi filozofisinin karşıtı yerine koyduğu hegelin tasarımlamaları dahi belli bir sınırlama içeriyordu

    ''Bu sorunun bence en basit cevabı ideolojidir''

    Bence de ideolojidir amma velakin bunun ikincil dereceden de olsa alt yapıyla;marxın üst yapıyı onun nesnesi haline getirilişiyle dahi alakası yoktur.Varsa da hızlandırılabilir.Üst yapı çürümüş üst yapı

    Sorun marxın zannettiği şekil;sınıflar çatışması ekseninde değerlendirilemez.Burada sadece sınırlandırılmamış iki hayvanın ahit çatışması vardır

    Alıntıları Göster
    Şopar'ın metafiziği ve genel olarak Alman İdealizmi'nin metafizik dizgeleri tabiatın ”oluş” karakterine bir çomak sokmak anlamına geliyordu. Verili bir aşkınsal gerçeklik ortaya konmaya çalışıldığında (insan doğası, bütüncüllük/evrensellik vs) tarihsel oluşumları hiçe sayan spekülasyonlarla yaşamın devinimselliği hiçe sayılmış olur. Post-Kantçıların içine düşmüş olduğu en büyük hata, dünyanın oluşsal ve dinamik süreçlerini görmezden gelerek Kant'ın bilinemez dediği ”kendinde-şey”e bütüncül iddiası taşıyan kurgusal gerçekliklerini oturmaya çalişmış olmalarıdır. Schopenhauer da bu idealist ekolün öncülerinden olmuştur. O yüzden Schopenhauer'un ontolojisi büyük hatalarla doludur.

    Dolayısıyla Alman İdealizmi'nin sabit ve devinimsiz aşkınsallıklarına en büyük darbeyi diyalektik materyalizm vurmuştur. Ancak eksiklikleri çok cok fazladır. Bu eksikliğin en önemli sebebi de sınıflar tarihinin Marx tarafından salt altyapısal acıklanmış olmasıdır. O yüzden ideolojinin ya da üst yapının önemini yapısal marksizm (Althusser) ve bir nebze Gramsci ortaya koyabilmiştir diye düşünüyorum. Marx'ın en büyük eksiği üst yapının sınıfsal karakterini pek de aciklayamamış olmasıdır diyebilirim. Bu yüzden öyle saniyorum ki burjuva ideolojisinin bugünkü egemenliğini sürdüren en büyük dayanak ideolojik veya üstyapisal aygıtlar olmaktadir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Schwartzenius -- 4 Ağustos 2019; 0:41:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Şopar'ın metafiziği ve genel olarak Alman İdealizmi'nin metafizik dizgeleri tabiatın ”oluş” karakterine bir çomak sokmak anlamına geliyordu. Verili bir aşkınsal gerçeklik ortaya konmaya çalışıldığında (insan doğası, bütüncüllük/evrensellik vs) tarihsel oluşumları hiçe sayan spekülasyonlarla yaşamın devinimselliği hiçe sayılmış olur. Post-Kantçıların içine düşmüş olduğu en büyük hata, dünyanın oluşsal ve dinamik süreçlerini görmezden gelerek Kant'ın bilinemez dediği ”kendinde-şey”e bütüncül iddiası taşıyan kurgusal gerçekliklerini oturmaya çalişmış olmalarıdır. Schopenhauer da bu idealist ekolün öncülerinden olmuştur. O yüzden Schopenhauer'un ontolojisi büyük hatalarla doludur.

    Dolayısıyla Alman İdealizmi'nin sabit ve devinimsiz aşkınsallıklarına en büyük darbeyi diyalektik materyalizm vurmuştur. Ancak eksiklikleri çok cok fazladır. Bu eksikliğin en önemli sebebi de sınıflar tarihinin Marx tarafından salt altyapısal acıklanmış olmasıdır. O yüzden ideolojinin ya da üst yapının önemini yapısal marksizm (Althusser) ve bir nebze Gramsci ortaya koyabilmiştir diye düşünüyorum. Marx'ın en büyük eksiği üst yapının sınıfsal karakterini pek de aciklayamamış olmasıdır diyebilirim. Bu yüzden öyle saniyorum ki burjuva ideolojisinin bugünkü egemenliğini sürdüren en büyük dayanak ideolojik veya üstyapisal aygıtlar olmaktadir.

    Alıntıları Göster
    Tarihsel süreçlerin tam anlamıyla dökümantasyonu yapılamaz.Çünkü kesikler vardır.Fenomenalist tavrınsa tıpkı şoparın durumunda yaşandığı gibi esrimeye çıkacağı muhakkaktır

    Satre bana şunu öğretti ki:Doğa yani tarihin üst kümesi olan maruz kalmalar alanı bilinç baloncuğundan ayrı değerlendirilemez.Bu kantın nesne özne ayrımından daha derin bir mevzu.Çünkü yapma etmelerini böyle ayarlayanların bilişsel durumunu deneyimleyince;yani mantıksal nedenleri ileri sardırınca fenomenler dünyasına kapılıp gitmenin şiforeniye davet çıkaracağı aşikarlaşmıştı

    Şoparın ontolojisi tam değil,evet.Hegelin filozofisi gösteriyor ki holizm canan değil candır.Tasarımlar gerçeğe giydirilen gömlekler değil durumdan;tarzdan ibarettir.Tasarımlar sorunsallaştırılmıştır.O suçludur demiyorum tabi

    Durum ideolojik olduğu kadar bilimsel de.Demografik harcamalar kamuya yüktür.Bilim yavaşlıyor tabi.Bilim yavaşladıkça bilimin özü yani pratiğinden yoksun kalanlar bilim adı altında mitoslar uydurup onlarla ataletlerini sürdürüyorlar.Fasit daire

    1-Bilim demografik artıştan hızlı olmalı
    2-Toplumsal türev;toplumsal yaşlanma azaltılmalı
    3-Mimistik kısayollarla boşluk etkisini gerçek hayata yakınsamalıyız.Böylece doğal olmayan entropik verimsizlikler(söz konusu mevzunun temellenişi verili ile verili olmayan arasındaki dikotomi eksenindeki erdemledir) ve amelelik sonra erecektir

    Ve ideoloji sadece psikoloji,sinema benzeri enstrümanlarla kapitalizmin cilalanması değildir.Geleneğin simulatifleştirilmesidir.Amigadaladır.Televizyondur.Ölüm istencidir.Tek bir kuram bu rezilliği açıklayama yetmez



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 4 Ağustos 2019; 1:15:32 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    Kapitalizm bilincin içe doğru bükülmesidir

    Ne doğası
    Kapitalizm dis bukey aynadir..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sething

    Sacmaikla es anlamlis sosyalizm ve komunizm savlarinizi savunacagima liveralizmi savunutim daha iyi.
    Senden ne olduysa benden de olur.
    Rn azindan ben gercegin moku olutum
    Senin hibi hayalin fegil..
    Komunizmi savunup anarist diye suclamakta ayri bi kafa..
    komunizm ile sosyalizmi ayırt edemeyecek bilgi düzeyindesin.
    Sana anarşist demekle iltifat ettim.

    Sizler emperyalizmin çöplüklerinde yetişmiş ucubelerden başka bir şey değilsiniz.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.