Şimdi Ara

Kelime ver bir kaç cümle

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
1.247
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • The limited capacity of the state to fulfill various responsibilities to its citizens has added to the need for this rethinking.

    Tam olarak ne demek istenmiş bu cümlede


    ------------------------

    Az önce bir "fall up" kelimesiyle karışlarsım sözlüklerde karşılığı yok acaba ne anlama geldiğini söyleyebilecek var mı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Laichzeit -- 1 Mayıs 2013; 16:19:08 >



  • Dostum cok karmasik bi cumleymis gercekten :) "Devletin sinirli kapasitesini yerine getirmek icin , vatandaslarin yeniden dusunmeleri icin zamanlari uzatilmistir" gibi bisey oluyor ,yanlis anlamadiysam...
  • Final textinde geçiyordu. Anlamını hâlâ bilmiyorum.
  • Emin olmamak ile beraber " Devletin sınırlı kapasitesi, vatandaşların sorumluluklarını yerine getirmesi için arttırıldı." gibi..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Xienon -- 17 Haziran 2012; 0:54:33 >
  • "Devletin vatandaşlara karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi için kısıtlı olan kapasite yeniden gözden geçirilme ihtiyacı doğurdu.." gibi bi cümle

    Text'in içinde okumak gerekir aslında bu cümleyi anlamak için tam olarak..
  • Belli ki bu cümleden önce bir yönetimin "yeniden" gündeminde olan bir tasarıdan bahsedilmiş, yolunda gitmeyen birşeyden ötürü ya var olan bir yasanın değiştirilmesi ya da ileriye dönük bir projenin üzerinde oynamalar yapılması gerekliliğinden bahsediliyor olması muhtemel bu cümleden önce. Öyle olduğunu varsayarsak;

    Devletin, vatandaşlarına çok yönlü istihdam sağlayabilme konusundaki yetersizliği, bu yeniden gözden geçirme ihtiyacını daha da artırdı. (Yeniden gözden geçirilecek olan şeyin ne olduğu önceki cümlelerde aşikâr ki).


    Şayet kelime kelime tercüme yapmaya zorlarsak ise (ki anlatılanı anlamak adına hiç hoş sonuçlar doğurmaz);

    Devletin vatandaşlarına çeşitli sorumluluklar sağlamadaki sınırlı kapasitesi, bu yeniden düşünme ihtiyacına ekledi.
  • Such claims coupled with appeals to common sense and recognizable anecdotes are used to declare an emergency situation, and call for urgent and fundamental change.

    Yine karışık bir cümle.
  • UP!!!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    The limited capacity of the state to fulfill various responsibilities to its citizens has added to the need for this rethinking.

    Tam olarak ne demek istenmiş bu cümlede

    Hükümetin, vatandaslarina karsi olan çesitli sorumluluklarini yerine getirebilmesi için sahip oldugu sinirli kapasite de, bunun yeniden dusunulmesi ihtiyacina katkida bulundu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deniztns

    quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    The limited capacity of the state to fulfill various responsibilities to its citizens has added to the need for this rethinking.

    Tam olarak ne demek istenmiş bu cümlede

    Hükümetin, vatandaslarina karsi olan çesitli sorumluluklarini yerine getirebilmesi için sahip oldugu sinirli kapasite de, bunun yeniden dusunulmesi ihtiyacina katkida bulundu.

    Hocam çeviri için teşekkürler ama bu değil hemen 2 mesaj üstte yeni yazdığım




  • UP!

    Az önce bir "fall up" kelimesiyle karışlarsım sözlüklerde karşılığı yok acaba ne anlama geldiğini söyleyebilecek var mı?
  • ''Fall (up) on'' şeklinde benim bildiğim var oda attack/assult anlamında. nerde kullanıldığı görsem daha kolay anlasılırdı.
  • Does antimatter fall up? Tamamını okuyunca anlaşılıyor gibi ama yine de garip.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    UP!

    Az önce bir "fall up" kelimesiyle karışlarsım sözlüklerde karşılığı yok acaba ne anlama geldiğini söyleyebilecek var mı?

    Merhaba Laichzeit,

    Yerden yüksekliği birbirine yakın olan iki cisim birbirinin üzerine devrilirse, fall up (on) kullanılabilir. Mesela, TV setinin üzerinde duran bir TV var. Biraz ileride de yer silmek için kullandığın paspasın sapı kapıya yaslı olarak duruyor. Fakat birazdan, o sap durduğu doğramanın kenarından kayıp Televizyonun üzerine düşüyor. Dikkat edersen Paspasın tamamı kökünden kalkıp üstüne düşmüyor. Yükseklikleri yakın olduğu için paspasın üstte kalan bir kısmı, TV'nin en üst tarafına düşüyor.

    İşte burada fall down on ile farkı görülüyor. TV seti ile aynı zeminin üzerinde durmayan, duvara asılı bir kitaplık veya tavanda asılı avize TV'nin üzerine düşerse, TV'nin üzerine düşmüş oluyor çünkü aşağıya düşerek hareket gerçekleştiriyor.

    "The tower looked like falling up on the building" diye bir cümle var. Sebebi de bu Kule ve bina aynı zemindeler ve kule yana doğru devrilir ise binanın üzerine düşmüş olacak. Ama kule gökyüzünden binanın üzerine düşmediği için fall down on kullanılması pek doğru olmayabilir ama fall up ı aşağı yukarı kimse kullanmaz. Nereden çıkmış şaşırdım gerçekten.

    Bir de bir yerde yokuş çıkıyorsan kullanabilirsin. Yokuş çıkarken yere yüzüstü düştüysen I fell down the hill veya I fell down uphill demezsin. Öyle dersen sanki aşağıya kadar yuvarlanıp gitmiş gibi olursun. While I was running, I fell up (on) the hill. Diyebilirsin.

    Karşıt madde hususunda bir şey diyemeyeceğim ama yer çekiminin aksi yönde hareket edebildiğine işaret etmek için kullanılmış olabilir belki. Çünkü yukarı düşmek diyebilecekleri bir fiil mevcut değil İngilizce' de.

    Fall on demek varken bu kadar zahmete genelde gerek yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: citivs

    quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    UP!

    Az önce bir "fall up" kelimesiyle karışlarsım sözlüklerde karşılığı yok acaba ne anlama geldiğini söyleyebilecek var mı?

    Merhaba Laichzeit,

    Yerden yüksekliği birbirine yakın olan iki cisim birbirinin üzerine devrilirse, fall up (on) kullanılabilir. Mesela, TV setinin üzerinde duran bir TV var. Biraz ileride de yer silmek için kullandığın paspasın sapı kapıya yaslı olarak duruyor. Fakat birazdan, o sap durduğu doğramanın kenarından kayıp Televizyonun üzerine düşüyor. Dikkat edersen Paspasın tamamı kökünden kalkıp üstüne düşmüyor. Yükseklikleri yakın olduğu için paspasın üstte kalan bir kısmı, TV'nin en üst tarafına düşüyor.

    İşte burada fall down on ile farkı görülüyor. TV seti ile aynı zeminin üzerinde durmayan, duvara asılı bir kitaplık veya tavanda asılı avize TV'nin üzerine düşerse, TV'nin üzerine düşmüş oluyor çünkü aşağıya düşerek hareket gerçekleştiriyor.

    "The tower looked like falling up on the building" diye bir cümle var. Sebebi de bu Kule ve bina aynı zemindeler ve kule yana doğru devrilir ise binanın üzerine düşmüş olacak. Ama kule gökyüzünden binanın üzerine düşmediği için fall down on kullanılması pek doğru olmayabilir ama fall up ı aşağı yukarı kimse kullanmaz. Nereden çıkmış şaşırdım gerçekten.

    Bir de bir yerde yokuş çıkıyorsan kullanabilirsin. Yokuş çıkarken yere yüzüstü düştüysen I fell down the hill veya I fell down uphill demezsin. Öyle dersen sanki aşağıya kadar yuvarlanıp gitmiş gibi olursun. While I was running, I fell up (on) the hill. Diyebilirsin.

    Karşıt madde hususunda bir şey diyemeyeceğim ama yer çekiminin aksi yönde hareket edebildiğine işaret etmek için kullanılmış olabilir belki. Çünkü yukarı düşmek diyebilecekleri bir fiil mevcut değil İngilizce' de.

    Fall on demek varken bu kadar zahmete genelde gerek yok.

    Açıklamanız için çok teşekkürler. Bayağı yararlı oldu.

    "Karşıt madde hususunda bir şey diyemeyeceğim ama yer çekiminin aksi yönde hareket edebildiğine işaret etmek için kullanılmış olabilir belki. Çünkü yukarı düşmek diyebilecekleri bir fiil mevcut değil İngilizce' de."

    Ben de o yazıyı okuduktan sonra, benzer bir anlam çıkardım ve bir çeşit uydurma sözcük veya kelime oyunu gibi bir şey olduğunu düşünmüştüm.




  • Bazı sözcükleri Google'a ya da Youtube'a yazıp bakmak da işe yarayabiliyor.













    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 2 Mayıs 2013; 22:23:00 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    Such claims coupled with appeals to common sense and recognizable anecdotes are used to declare an emergency situation, and call for urgent and fundamental change.

    Yine karışık bir cümle.

    Böyle beyanlar, sağduyuya ve bilindik kıssalara başvurmak suretiyle, durumun acil olduğunu belirtmek, ve acil ve köklü bir değişim çağrısı yapmak amacıyla kullanılır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: citivs

    quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    Such claims coupled with appeals to common sense and recognizable anecdotes are used to declare an emergency situation, and call for urgent and fundamental change.

    Yine karışık bir cümle.

    Böyle beyanlar, sağduyuya ve bilindik kıssalara başvurmak suretiyle, durumun acil olduğunu belirtmek, ve acil ve köklü bir değişim çağrısı yapmak amacıyla kullanılır.

    tekrar tesekkurler. peki burada "coupled" ne anlam katiyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit


    quote:

    Orijinalden alıntı: citivs

    quote:

    Orijinalden alıntı: Laichzeit

    Such claims coupled with appeals to common sense and recognizable anecdotes are used to declare an emergency situation, and call for urgent and fundamental change.

    Yine karışık bir cümle.

    Böyle beyanlar, sağduyuya ve bilindik kıssalara başvurmak suretiyle, durumun acil olduğunu belirtmek, ve acil ve köklü bir değişim çağrısı yapmak amacıyla kullanılır.

    tekrar tesekkurler. peki burada "coupled" ne anlam katiyor?

    Şimdi ben anlaşılması gereken tam haliyle iletmek istedim cümleyi.
    Ayrı olarak, Coupled with: ile birlikte olduğunda, ile bir araya geldiğinde.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.