Şimdi Ara

Kenan Işık’a neden Malatya türküleri dinletiliyor?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
561
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Ünlü oyuncu Kenan Işık’a uygulanan müzikli terapi nasıl bir yöntem? AjansHaber sizler için araştırdı.


    21 martta geçirdiği beyin kanaması sonrası, 20 gündür yoğun bakımda uyutulan tiyatrocu Kenan Işık'a, dün konuşma ve müzik tedavisi uygulandı. Yapılan açıklamada, bu yöntemin, Işık'ın algısının açılmasına yarayacağı belirtildi.

    Beril Işık’ın verdiği bilgilere göre Kenan Işık’a, bilinçaltına inilmesi ve uyanma aşamasında faydalı olması için sevdiği Malatya türküleri ve uzun hava dinlettiriliyor. Tedavilerin büyük bölümünün uyandırılma aşamasında olduğunu belirten Beril Işık, “20 gündür uyutuluyor. Doktorlar şimdiye kadarki tedaviye olumlu cevap vermesinin, kendilerine bir adım daha artırdığını söylediler. Bizi ve verilen sesleri hissediyor algılayabiliyor. Bu da beynin durumunun iyiye doğru gittiğini gösteriyor. Gözlerini açıp konuşacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz." şeklinde konuştu.

    1488’DE DE HASTALAR MÜZİKLE TEDAVİ EDİLİYORDU

    Kenan Işık için uygulanan yöntemlerden biri olan müzikle tedavi aslında oldukça eski bir iyileştirme yöntemi. Örneğin Sultan 2. Bayezit, Edirne'de 1488’de mimar Hayrettin'e inşa ettirdiği külliyenin darüşşifa (akıl hastanesi) bölümünde, hastaları müzikle tedavi ettiriyordu.

    Müziğin tedavi gücü, bilimsel çalışmalar ile ruh hekimliği alanında, çağdaşlarına göre yüksek düzeye ulaşmış Osmanlı ruh hekimleri, hastaların müzikle tedavi konusunda bir hayli ileri gitmiş, İbn-i Sinâ, Râzi, Farâbi gibi bilginlerin öncülüğünü yaptığı müzikle terapi, günümüz modern tıbbına da ışık tutmuştur.

    DEPRESYONU VE ÖFKEYİ İYİLEŞTİREN EZGİLER

    Müzikle tedavi konusunda özel bir çaba sarf eden Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Koordinatörü Prof. Dr. Sevda Asqarova, yöntemin nasıl uygulandığını ve hangi alanlarda fayda sağlanıldığını, AjansHaber’e anlattı.

    Müzikle; fiziksel, duygusal, entelektüel ve sosyal problemlerin çözülmesine yardımcı olan terapinin, müzik terapisi olarak adlandırıldığını belirten Asqarova, “Çok eski tarihlerden beri var olan ve birçok hastalıkların tedavisinde kullanılan bu yöntem, yaklaşık 2,400 yıl önce Antik Yunan’da, Hipocrates tarafından bazı hastalıkların tedavisi için kullanılmaya başladı. Genel olarak, ezgilerle tedavi yapıyorlardı. Daha sonra Pythagoras, umutsuzluğa düşen, şimdiki dille söylersek, depresyona kapılan veya çabuk öfkelenen hastaları, belirli melodilerle tedavi etmeye başladı.” şeklinde konuştu.

    MÜZİK, HASTALIKLA MÜCADELE İÇİN CESARET VERİR

    Prof. Asqarova, Selçuklu ve Osmanlı devrinde müzikle tedavinin, en parlak devrinin yaşandığını söyleyerek “Farabi, İbn-i Sina, Hasan Şuuri, Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey gibi bilginler, Türk müziği makamlarının vücut organlarına, mizaca ve icra zamanlarına ait etkilerini eserlerinde yazmışlar. Örneğin; İbni Sina’nın ‘Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi müziği dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir.’ sözleri çok dikkat çekicidir.” ifadelerini kullandı.

    AMERİKA, MÜZİKLE TEDAVİYİ BİLİM DALI KABUL EDİYOR

    1947'de Michigan Devlet Hastanesinde tedavi programları içinde müzikle tedavinin yer aldığını belirten Prof. Asqarova, 1949 yılından beri de, Fransa'da müzik terapi çalışmaları yapılmakta olduğunu kaydetti. Sevda Asqarova “2. Dünya savaşı sonrası, İsveç'in Stockholm şehrinde bir müzik terapi enstitüsü kurulmuştur. 1977'de Amerika, müzikle tedaviyi bir bilim dalı olarak kabul etti. Müzik terapisi, psikiyatri temelli hastalıklarda, 1950'lerden bu yana etkin olarak kullanılıyor. Bugün dünyada, Amerika ve diğer ülkelerin pek çok kliniklerinde, araştırma merkezlerinde, sanat merkezlerinde, hastanelerde, kreşlerde ve bağımsız alanlarda, müzik terapi uygulamaları yapılmaktadır.” hatırlatmalarını yaptı. Asqarova ayrıca, müzikle tedavinin, merkezi sinir sistemi ve beyin kabuğunda yer alan düşünme, konuşma, beden kontrolü ile ilgili merkezleri uyardığını ve bu alandaki gelişmeleri desteklediğini söyledi.

    MÜZİK TERAPİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU

    Üsküdar Üniversitesi Rektörü Sn. Prof. Dr. Nevzat Tarhan Hocamızın teşvikiyle yola çıktık ve MÜTEM’i (Müzik Terapi Uygulama ve Araştırma Merkezi) kurduk diyen Asqarova, bu merkez ile psikoloji ve psikiyatride kullanılan çeşitli yöntemlerle, eğitim-öğretime katkısı olan araştırmalar yapmayı hedeflediklerini belirtti.
    MÜTEM’de; AR-GE, proje, tez ve hastalara yönelik uygulamalar yapıldığını söyleyen Prof. Asqarova, kurumun interdisipliner bir birim olarak çalıştığını ve uygulamalarına terapötik (art-terapi kapsamında) nitelik kazandırıldığını kaydetti.

    HASTALAR, SANATLA TEDAVİ EDİLİYOR

    Prof. Sevda Asqarova müzik terapisinin neleri kapsadığı sorusuna “Müzik, beden (dans ve ritmik hareketler), ebru sanatı (ki bunlar bizim hastanemizde düzenli olarak yapılıyor), drama, resim yani bu yönteme genel olarak sanat terapisi de diyebiliriz” cevabını verdi.

    TEDAVİDE DOĞRU STRATEJİ ÇOK ÖNEMLİ

    Bu yöntemde; gözlem ve değerlendirmenin büyük rolü olduğunu söyleyen Sevda Asqarova, “Önce müzikle tedavinin stratejileri belirlenecek, tedavinin planı çizilecek, bireysel ve grup çalışmalarının şekli belirlenecek ve en son kişinin müziğe verdiği tepki ölçülerek ona göre strateji belirlenecektir.” açıklamalarını yaptı.

    BU YÖNTEMLE, HASTALARIN ÖZGÜVENİ ARTIYOR

    Yaşam içinde oluşan ailesel, çevresel, duygusal sorunlar yaşandığında daha rahat soluklanabilmek ve hayata dair daha olumlu olabilmek için bu yöntemin kullanılabileceğini kaydeden Asqarova, bu çalışmadan önce, seans öncesi ve sonrası EEG (beyin filmleri) çekimleri yapıldığını söyledi. Nefes terapisi, dijital ve canlı enstrüman uygulamaları, ses terapisi ya da Klasik Türk Müziği ve Klasik Batı Müziği dinletileri ve faaliyetleri içeren terapiler yapıldığının altını çizen Prof. Asqarova, “Bu tip çalışmalar, hastaların özgüvenlerinin artmasında yardımcı oldu. Stres ve kaygı ile başa çıkılmasında önemli bir adım atılmasına yardımcı olundu. İnsanların olumsuz davranış ve düşüncelerden uzak kalmalarına yardımcı oldu. Çevrelerindeki bireylere farklı bir çerçeveden bakmaya başladılar ve en önemlisi, müzikle terapi, kendilerini yeniden keşfetmelerine yardımcı oluyor.” şeklinde konuştu.

    Müzikle terapi yönteminde en önemli şeyin, seansların akışı olduğunu belirten Asqarova, bu akışı şöyle tarif etti:

    Ritmik egzersiz,
    Şarkı veya eser seçimi, (Bu çok önemli. Kimi ilahi sever, kimi türkü, kimi klasik müzik dinler, kimi tasavvuf müziğine kapılır dolayısıyla herkesin zevkine göre şarkı seçilmelidir.)
    Müzik dinleme,
    Enstrüman çalmak, (Farklı müzik aletlerinin mevcut olması gerekiyor.)
    Ritim terapisi,
    Hisleri ifade edici ritmik hareketler,
    Nefes terapisi,
    Ses terapi,
    Hislerini anlatmaları amacıyla küçük bir sohbet,
    Psikologların seans değerlendirmesi.

    Prof. Sevda Asqarova, bu tedavi yönteminin fayda sağladığı alanları ise şöyle sıraladı:

    - Ameliyat öncesi ve sonrası,
    - Depresyon,
    - Kaygı bozuklukları,
    - Stres,
    - Sinirlilik,
    - Panik atak,
    - Uykusuzluk,
    - Dikkat dağınıklığı,
    - Baş, boyun ve bel ağrıları,
    - Kas ve eklem ağrıları,
    - Diyabet,
    - Hiperaktivite,
    - Otizmli bireyler,
    - Öğrenme güçlüğü çeken bireyler,
    - Şizofreni hastaları.

    kaynak

    http://www.ajanshaber.com/kenan-isika-neden-malatya-turkuleri-dinletiliyor-haberi/52309







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.