Şimdi Ara

Kestane nasıl çizilir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
8
Cevap
0
Favori
4.209
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kestaneni çizerim ne demek? Kestane çizimi nasıl yapılır? birisi bana böyle bişey dediğinde ne anlamalıyım? Ona nasıl cevap vermeliyim?



  • bıcakla cizilir ayrıca sobanın ustunde yapılanı makbuldur
  • quote:

    Orjinalden alıntı: take_me_as_I_am

    bıcakla cizilir ayrıca sobanın ustunde yapılanı makbuldur



    İyi dedın de biri kestanenı çizerim derse valla olay felaket mecazi anlamda......elinde kestane varsa okeyde yokken biri kestanenı çizerim derse valla ayıp topıcı kapatırlar
  • quote:

    Orjinalden alıntı: yalnız gül


    quote:

    Orjinalden alıntı: take_me_as_I_am

    bıcakla cizilir ayrıca sobanın ustunde yapılanı makbuldur



    İyi dedın de biri kestanenı çizerim derse valla olay felaket mecazi anlamda......elinde kestane varsa okeyde yokken biri kestanenı çizerim derse valla ayıp topıcı kapatırlar

    +111111111




  • kardes sen en iyisi burayı tıkla .
  • BABA Hakkaten çok hoş ŞEYLER VAR

    quote:




    ‘Kestanesi çizik’ muhabbeti







    ‘Arpa’nın para demek olduğunu, ‘fıstık’, ‘hıyar’ gibi sözcüklerin ne anlama geldiğini bilirsiniz tabii... Ama mesela argoda ‘Kahve ağacı’ veya ‘kestaneyi çizdirme’nin ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Türk argosunda çok zengin bir ‘bitki edebiyatı’ varmış meğer.



    TÜRK argosunun çok zengin olduğu malum. Herkes argo kelimeleri bildiğini sanır ama, Türk halkının argo dağarcığı zannedildiğinden çok daha zengin. Üstelik eğlenceli...


    Prof. Dr. Halil Ersoylu'nun 7. Milletlerarası Türkoloji Kongresi'nde sunduğu bir bildiri Türk Dil Kurumu'nun Türk Dili adlı dergisinin Şubat sayısında yayınlandı. Konu ‘Türk argosunda genel bitki adlarından yararlanılma’. İşte bu derlemeden bazı çarpıcı örnekler:


    Badem şekeri : Tabanca kurşunu


    Güllüm atmak : Birlikte eğlenmek


    Karanfili sıkmak : Sabretmek, dayanmak


    Fasulye mi dedin? : Bir sözün anlamsız olduğun belirtmek için


    Fındık : Büzük


    Kestaneyi çizdirmek : İlk kez ters ilişkiye girmek


    Kestane geçmek : Kötü bir dönem yaşamak


    Çilek : Göbek çukuru


    Hurma : Esmer güzeli


    Kızılcık hoşafı içirmek : Dayak atmak, ağzını burnunu dağıtmak


    İyi muz : Öpüşen bir çift görülünce söylenir


    Zerzevat : Fahişe


    Çay (Kahve) ağacı : Oyunda sürekli kaybeden ve çay kahve ısmarlayan


    Kamış bayramı : Cinsel ilişki


    Servi altı : Mezar


    Kozalak mahallesi : Mezarlık


    Tatulacı : İlaçla uyutup soygun yapan (datura adlı zehirli bir bitkiden)


    Saplı sultan : Travesti, fuhuş yapan erkek


    Dut yemiş Bulgar g..ü gibi : Çok geveze, gevezelik


    Karpuz sergisi : Erkek eşcinsellerin bir araya gelmesi


    Kenef sazlığı : Çok ince bıyık


    Harbi keriz mantar yemez : ‘Doğru işte yamuk yapılmaz’ manasına



    Argoyu bilmek için sıkı karanfiller gerekir



    SAYIN Prof. Dr. Halil Ersoylu, yazısında kaynak belirtmiş mi, belirtmemiş mi, bilmiyorum. Ancak, kaynağının 'Türkçe'nin Büyük Argo Sözlüğü' olduğu yüzde yüz belli. Çünkü sayıp döktüğü birtakım maddeler, andığım sözlükte (evet, benim sözlüğümde) vardır yalnızca. (Bu sözlük de amma yağmalandı!) Bir yandan da 'güllüm atmak' gibi, 'saplı sultan' gibi deyimleri bitkilerle ilgili sanması, konu üzerinde hiç de bilgili olmadığını gösteriyor. Özellikle 'güllüm atmak', bitkilerle hiç bir ilgisi olmayan bir deyimdir. 'Seap'ın da sadece bitkilerde olduğunu sanması bir hayli hoş. Sayın Prof. Dr. bence sap ile samanı birbirine karıştırıyor.


    Türkçe'nin argosu, botanik dünyası ile çok yakın ilişkiler içindedir. Tarımsal bir toplumdan geliyor olmamız, bunun birinci nedeni. İkinci neden daha da şiirsel: Osmanlı'nın başkenti olan İstanbul, bir bağlar 'bağçe'ler kentidir. Motke anılarında mealen der ki: ‘‘Osmanlı ilginçtir; kendileri kıyılarda yaşar, mezarlıklarda yatan ölüleri ise Boğaz'ın en güzel manzarasına bakarlar.’’ O mezarlıklarda çamlar vardır (kozalak mahallesi, servi altı)... İkinci Boğaz Köprüsü'nden Anadolu yakasına geçerken hálá görebilirsiniz. Bir zamanlar çok ünlüydü Ortaköy çileği (göbek çukuru)... Uzatmayayım.


    Sayın profesörün 'karanfili sıkmak' diye alıntıladığı argo maddesi, çok önemlidir. Argoyu hakkıyla bilmek, bilebilmek ve yorumlayabilmek için sımsıkı karanfillere ihtiyaç var.



    Argo, düz dilin sosu, baharatıdır



    ARGO konuşmak, argo yazmak... Biraz aşağılanan, biraz küçümsenen, pek de itibar görmeyen bir dil tutumu.


    Oysa argo, düz dilin sosudur, baharatıdır.


    Üstelik insanlar arasında simgesel bir anlaşma aracıdır.


    Kimi topluluklarda konuşurken, argo imdada yetişir, uzun açıklamalara gerek kalmaz.


    Ciddiyetin asık suratına argo sayesinde bir gülücük yerleşiverir. Münasip oranda yapılmasını bütün argo düşkünlerine tavsiye ederim.


    Kuşakların, mesleklerin argosu, özel bir iletişim dilini doğurur. Anlaşmayı kolaylaştırdığı gibi, başkalarını anlamamasına sebep olur ki,benim hoşuma giden bir giz havası yaratır.


    Meslek argosunu çok severim, ayrı bir dil olması bir yana, biraz düz yoldan çıkmış, eğlenceli bir meslek terminolojisini de oluşturur.


    Argo konusunda iki kitap benim bilgimi, kelime hazinemi zenginleştirmiştir.


    Ferit Devellioğlu'nun sözlüğü ile Hulki Aktunç'un çalışması.


    Severim argoyu, güzel kullanıldığında da bayağılıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur.






  • o senın anlamana ve hayal gucune kalmıs

    kesne cızmek mıss::D
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.