Şimdi Ara

Kişinin Benlik Kazanması

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
4
Favori
2.424
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Başlıktan da anlaşılacağı üzere biraz karışık bir konu. Birkaç sene önce düşünüyordum bunu ama sonra aklımı başka şeyler dağıttı ve birkaç gün önce yeniden bu soruyu düşünmeye başladım.

    Konuya gelecek olursak her insan gibi fiziksel koşullar altında doğup büyüyoruz. Fakat doğduğumuz andan bir süre sonra kendi bilincimiz oluşuyor ve kendimiz oluyoruz. Daha açık olabilirsem: Gören sizsiniz, dokunan sizsiniz düşünen sizsiniz, yani o beden size ait durumda. Bunun farkındasınız ve sizden dışarıdaki dünyada herkes başkaları durumunda. Peki bu nasıl oldu? Neden o bedene aitsiniz? Daha doğrusu neden bir bedene aitsiniz? Neden bilinciniz var? Neden o bedendeki bir başkası değil de sizsiniz? Ana hatlarıyla konu bu. Nette biraz araştırdım ama bununla ilgili pek bir konuya rastlamadım. Son çare olarak kendim bir konu açmayı uygun gördüm.



  • quote:

    Orijinalden alıntı: Genç Düşünür

    Bu mesaj silindi.
    Daha çok fiziksel konular üzerinden gitmeyi tercih etsem de fikrini duymak istiyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuomir

    Daha çok fiziksel konular üzerinden gitmeyi tercih etsem de fikrini duymak istiyorum.
    bunu bende cok düşünüyordum halada ara ara aklıma geliyo bunun cevabını milyon yıl geçsede bulamazlar ne bilim bulabilir nede başka bir şey dinciye sorsan dini katar şöyleydi böyledi der allah böyle yaptı der ateiste sorsan tesadüf der mantıklı acıklamasını bende merak ediyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CH3COOCH2CH3

    bunu bende cok düşünüyordum halada ara ara aklıma geliyo bunun cevabını milyon yıl geçsede bulamazlar ne bilim bulabilir nede başka bir şey dinciye sorsan dini katar şöyleydi böyledi der allah böyle yaptı der ateiste sorsan tesadüf der mantıklı acıklamasını bende merak ediyorum

    Alıntıları Göster
    ne tarz müzik dinlersiniz bilmiyorum ama bu şarkının sözleri etkileyici.konuyu okuyunca ....

    http://www.youtube.com/watch?v=35wdXvZgv1A

    "insanoğlu kendini arar,dünya döner milim milim
    eğer göçüp gidersen bu gün,yarım kalan işin var senin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ıYı -- 23 Eylül 2013; 19:54:46 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ıYı

    ne tarz müzik dinlersiniz bilmiyorum ama bu şarkının sözleri etkileyici.konuyu okuyunca ....

    http://www.youtube.com/watch?v=35wdXvZgv1A

    "insanoğlu kendini arar,dünya döner milim milim
    eğer göçüp gidersen bu gün,yarım kalan işin var senin.

    Alıntıları Göster
    Kendimizi aramamızdan ziyade evrenin nasıl oluştuğunu bilmeden yaşıyoruz bu dünyada. Kara deliğin içinde denmişti evren en son onu biliyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuomir

    Kendimizi aramamızdan ziyade evrenin nasıl oluştuğunu bilmeden yaşıyoruz bu dünyada. Kara deliğin içinde denmişti evren en son onu biliyorum.

    Alıntıları Göster
    http://www.youtube.com/watch?v=iEKzhQIkxBY

    diyelim ozaman




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ıYı

    http://www.youtube.com/watch?v=iEKzhQIkxBY

    diyelim ozaman

    Alıntıları Göster
    http://www.youtube.com/watch?v=TRsIZvMF148

    buda final (illuminati cilere selam)
    (sonuna kadr dinlemenizi tavsiye ederim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ıYı

    http://www.youtube.com/watch?v=TRsIZvMF148

    buda final (illuminati cilere selam)
    (sonuna kadr dinlemenizi tavsiye ederim.

    Alıntıları Göster
    Sanırım birkaç kişiden öteye gidemedik :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuomir

    Sanırım birkaç kişiden öteye gidemedik :)

    Alıntıları Göster
    Genlerimizde ki farklılıklar yüzünden herşeyden farklıyım.Bunu bir inek icinde dusunebılırız oda herşeyden farklı..Sizin genlerinizle bir başkasınınkiler arasında farklar var..Parmak izleriniz mesela en bariz olanlarından..Yani her canlı kendi türünden farklı yaratıklar aslında..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Esaretin Nedeni

    Genlerimizde ki farklılıklar yüzünden herşeyden farklıyım.Bunu bir inek icinde dusunebılırız oda herşeyden farklı..Sizin genlerinizle bir başkasınınkiler arasında farklar var..Parmak izleriniz mesela en bariz olanlarından..Yani her canlı kendi türünden farklı yaratıklar aslında..

    Alıntıları Göster
    nöröbilim araştırabilirsin bu konuları düşünüyosan seversin .
    Konektom




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    Genlerimizde ki farklılıklar yüzünden herşeyden farklıyım.Bunu bir inek icinde dusunebılırız oda herşeyden farklı..Sizin genlerinizle bir başkasınınkiler arasında farklar var..Parmak izleriniz mesela en bariz olanlarından..Yani her canlı kendi türünden farklı yaratıklar aslında..

    Demek istediğim fiziksel görünüşten öte bizim kendi iç benliğimiz. Var olduğumuzu biliyoruz öyle değil mi? Yani aklımız var ve bunu kullanabiliyoruz. İçimizdeki kişin neden biziz diyorum. Umarım anlatabilmişimdir çünkü karışık biraz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT

    quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    Genlerimizde ki farklılıklar yüzünden herşeyden farklıyım.Bunu bir inek icinde dusunebılırız oda herşeyden farklı..Sizin genlerinizle bir başkasınınkiler arasında farklar var..Parmak izleriniz mesela en bariz olanlarından..Yani her canlı kendi türünden farklı yaratıklar aslında..

    Demek istediğim fiziksel görünüşten öte bizim kendi iç benliğimiz. Var olduğumuzu biliyoruz öyle değil mi? Yani aklımız var ve bunu kullanabiliyoruz. İçimizdeki kişin neden biziz diyorum. Umarım anlatabilmişimdir çünkü karışık biraz.

    Beynimiz sinir sistemiydi kıldı yündü öyleydi böyleydi derken tüm herşeyimize hakim..Bizi biz yapan yer orası.Sizin sordugunuz soru ben neden bu vücuttayım..Cunkı Dnalarınız öyle istiyor cevabı bu...Dnalarınız tüm organlarınızın şekliyle beraber size tamamen hakim olan beynınızınde olusumuna karar vermıs...Yani biz bu kararların sonucuyuz..Ama burda sorulacak daha onemlı birşey var..Neden bir arabadayım ve bu arabanın motoru benden habersiz bir şekilde calısıyor sanki bende sadece direksiyon hakımıyetı var..Düşünün bir beynınız tüm organlarınızı sizden habersiz bir şekilde calıstırıyor..Işığı sizden farklı bir şekilde yorumlayıp aha bak gördüğün şey budur diyor..Yani aslında bize dayatılan şeylere bakıyoruz ve bize dayatılan şekilde yaşıyoruz..Ben istemezmiydim kalbimin atış hızınada ben karar verıyım hıc olmassa karar verdıgımı bileyim..Yani kısacası benden habersiz bir şekilde vücudumda hiçbirşey olmasın..Ama boyle bir hakımıyetımız yok..Kısacası biz kendimize bile tam oalrak hakım degılız..Aslında cok derin bir felsefe olacak ama ''Kendini bil'' sözünü duymussunuzdur..Biz tam olarak kendimize hakim degılız ve hakım olamadıgımız şeyide bilemiyoruz..Bu yüzden sordugunuz soru aslında şu ''Ben kimim'' Bulabilirseniz ne ala..Ama bu soru tarih boyunca soruldu..




  • Bazı yerlerinde farklılık olsa da demek istedigim hemen hemen bu. Avatar filmindeki canlılar gibiyiz. Ama bu bedenleri bir seçim sonucu elde etmedik. Fakat buradayız bir şekilde haklı ya da haksızca elde ettigimiz yasama hakkını kullanıyoruz. Bizi neden o kadar şeyin biz yaptığı sorusu bence burada sorulması gereken.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT
    .

    Konuya gelecek olursak her insan gibi fiziksel koşullar altında doğup büyüyoruz. Fakat doğduğumuz andan bir süre sonra kendi bilincimiz oluşuyor ve kendimiz oluyoruz. Daha açık olabilirsem: Gören sizsiniz, dokunan sizsiniz düşünen sizsiniz, yani o beden size ait durumda. Bunun farkındasınız ve sizden dışarıdaki dünyada herkes başkaları durumunda. Peki bu nasıl oldu? Neden o bedene aitsiniz? Daha doğrusu neden bir bedene aitsiniz? Neden bilinciniz var? Neden o bedendeki bir başkası değil de sizsiniz? Ana hatlarıyla konu bu. Nette biraz araştırdım ama bununla ilgili pek bir konuya rastlamadım. Son çare olarak kendim bir konu açmayı uygun gördüm.

    Hocam çok derine inmişsiniz, bence bu kadar derine inmeye hiç gerek yok, hayat gayet açık seçik bence, evrenin oluşmasıyla, nerden geldiğimizle alakalı dinlerden ve kitaplardan başka bir kaynağımız yok nedense(bu da çok ironik ayrıca) fakat basite indirgeyecek olursak,ben dinlere ve kitaplara inanmayan bir insan olarak, hayatın gayet basit olduğunu düşünüyorum.

    Her canlı, dünya üzerindeki bütün canlılar doğar, büyür ve ölür. Bu canlıların arasında, biz insanlar da aynı şekilde, nereden geldiğimizi bilmemekle beraber doğmuşuz, ve hepimiz aynı şekilde öleceğiz.

    Yaşadığımız an içinde vücudumuz işlevini yerine getiriyor, ruh diye şeyin varlığına inanmamakla beraber, bir bitkiden, hayvandan farkımız olduğunu da düşünmüyorum, bence insanlar ölüm korkusu ve ölecek olmanın gerçekliğini kabl edememelerinden dolayı kendilerini cennet ve cehennem gibi yerlerin varlıgına inandırmaya çalışıp bunun için ibadet ediyorlar. Fakat bence biz bundan ibaretiz, bir beden, aklımızla düşünüyor,ses tellerimizle konuşuyor, yine aklımız ve duygularımızla hareket ediyoruz, bu kadar basitiz bence.

    Plato demiş ki, işte bu dünya diğer bir dünyanın yansıması, aslında herşey yansımadan ibaret, bu dünya gerçek değil, ölünce diğer dünyaya gideceğiz vs vs. Aristotle da bunun tersini savunur, ki bence doğru olan da budur. Asıl dünya bu dünyadır, kendimizi kandırmaya gerek yok, her canlı gibi doğduk bu hayatı, bu dünyada yaşıyoruz ve öleceğiz. Yani neden o bedene aitsiniz gibi bir soru sormuşsunuz, bunun cevabı bence yok, bunun nedeni yok. Bilincimiz var çünkü beynimiz var, geçen gün yağmurdan sonra bir sümüklü böcek takıldı gözüme, beyni yada aklı olmadığı o kadar açık ki, tek yaptığı sürünmek :) Bunun kadar basit bence hayat, beynimiz var, bir sosyal sınıf içerisinde doğuyoruz, yine genellikle o sosyal sınıfın bilinciyle hayatımıza devam ediyoruz.

    İçimizdeki kişi neden biziz demişsiniz, içimizdeki kişiyi yaratan biziz bu nasıl başka biri olabilir, eğer ruhun var olmadığını düşünüyorsanız, o zaman her insan bir bedendir, o beden içinde dünyaya gelmez, o bedendir, aklı da onun o olmasına yardımcı olandır,başka bir şey değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT

    Bazı yerlerinde farklılık olsa da demek istedigim hemen hemen bu. Avatar filmindeki canlılar gibiyiz. Ama bu bedenleri bir seçim sonucu elde etmedik. Fakat buradayız bir şekilde haklı ya da haksızca elde ettigimiz yasama hakkını kullanıyoruz. Bizi neden o kadar şeyin biz yaptığı sorusu bence burada sorulması gereken.

    Bizi biz yapan şeyleri kendimiz yapmıyor muyuz? Yaşadığımız çocukluk, ergenlik dönemi derken, bilincimizi kendimiz hazırlamıyor muyuz? Yani ben kimim sorusuna vereceğiniz en kolay cevabı kendiniz verebilirsiniz. Bilinçsizce yaptığımız tek şey bu dünyaya doğmak sanırım, daha sonraki bütün eylemlerimizden kendimiz sorumluyuz, bizi biz yapan da eylemlerimiz. Ben kimim sorusuna geçmişine bakarak basit bir cevap verebilirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT

    Başlıktan da anlaşılacağı üzere biraz karışık bir konu. Birkaç sene önce düşünüyordum bunu ama sonra aklımı başka şeyler dağıttı ve birkaç gün önce yeniden bu soruyu düşünmeye başladım.

    Konuya gelecek olursak her insan gibi fiziksel koşullar altında doğup büyüyoruz. Fakat doğduğumuz andan bir süre sonra kendi bilincimiz oluşuyor ve kendimiz oluyoruz. Daha açık olabilirsem: Gören sizsiniz, dokunan sizsiniz düşünen sizsiniz, yani o beden size ait durumda. Bunun farkındasınız ve sizden dışarıdaki dünyada herkes başkaları durumunda. Peki bu nasıl oldu? Neden o bedene aitsiniz? Daha doğrusu neden bir bedene aitsiniz? Neden bilinciniz var? Neden o bedendeki bir başkası değil de sizsiniz? Ana hatlarıyla konu bu. Nette biraz araştırdım ama bununla ilgili pek bir konuya rastlamadım. Son çare olarak kendim bir konu açmayı uygun gördüm.

    Eğlenceli ama derin bir tartışma. Ben de birkaç kelam etmek isterim.

    Öncelikle, ufak bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim. Tabula Rasa muhabbetine girilmiş, oradan çıkış olmaz. Yanlış yönlendirir bizi. Tabula Rasa demek, anne karnından çıkan çocuğun sıfır bilinç ve benlikle başlaması demek ki bunun doğru olmadığını günümüzde biliyoruz. Yani bilinç ve benlik kazanımı anne karnında başlar. Doğumda, yani anne karnının dışında olan dünyaya adım atarken her bebekte zaten belirli bir oranda bilinç ve benlik mevcuttur. Günümüzde yapılan en iyi tahmin, bunun genler ve anne karnında geçirilen zamanın nasıl geçtiği ile ilgili olduğudur. Yani anne karnında klasik müzik dinletilen ve Müslüm Baba dinletilen bebekler aynı bilince sahip olmayacaktır. Bununla beraber, annenin beslenmesi, stres durumu, içki ya da sigara kullanımı(Bu yazıyı okuyan hanımlar varsa eğer, günde 3-4 sigaradan çocuğa zarar gelmez diyen doktorlar sizden kazandıkları parayı kaybetmek istemiyorlar. Hamilelik sırasında içilen tek bir sigara bile çocuğun sakat ya da zihinsel olarak problemli doğmasına sebep olabilir. Daha fazla içtikçe risk artar ama az sayıda sigara da çocuğa zarar verebilir) gibi çeşitli koşullar hepimizin temellerini farklı şekilde yönlendirir. Tamamen aynı koşullara maruz kalan iki bebeğin farkı da genlerdendir.

    Şimdi, bu bilinçle devam edelim. Felsefecilerin bile cevaplandıramayacağı, ya da daha doğrusu üzerinde uzlaşamayacakları bir soru sormuşsunuz. O nedenle cevaba ancak kendimizce yaklaşabilir ama çözemeyiz. Belki bedeni olmayan ruhlar, belki daha da beter durumda olanlar da vardır. Ya da parazitler mesela. Başka bir canlı olmadan yaşayamazlar. Çoğu hayvan ve biz kendi bedenimiz ve doğanın bize verdiklerine muhtaç durumdayız. Nedeni hakkında ya felsefi ya da dini cevaplar verilebilir. Tabii bu cevapların tek bir tanesi bile günümüz teknolojisiyle kanıtlanamaz. O nedenle size en yakın gelen sebep şimdilik en doğru sebep sayılır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: c.ronnie

    quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT

    Başlıktan da anlaşılacağı üzere biraz karışık bir konu. Birkaç sene önce düşünüyordum bunu ama sonra aklımı başka şeyler dağıttı ve birkaç gün önce yeniden bu soruyu düşünmeye başladım.

    Konuya gelecek olursak her insan gibi fiziksel koşullar altında doğup büyüyoruz. Fakat doğduğumuz andan bir süre sonra kendi bilincimiz oluşuyor ve kendimiz oluyoruz. Daha açık olabilirsem: Gören sizsiniz, dokunan sizsiniz düşünen sizsiniz, yani o beden size ait durumda. Bunun farkındasınız ve sizden dışarıdaki dünyada herkes başkaları durumunda. Peki bu nasıl oldu? Neden o bedene aitsiniz? Daha doğrusu neden bir bedene aitsiniz? Neden bilinciniz var? Neden o bedendeki bir başkası değil de sizsiniz? Ana hatlarıyla konu bu. Nette biraz araştırdım ama bununla ilgili pek bir konuya rastlamadım. Son çare olarak kendim bir konu açmayı uygun gördüm.

    Eğlenceli ama derin bir tartışma. Ben de birkaç kelam etmek isterim.

    Öncelikle, ufak bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim. Tabula Rasa muhabbetine girilmiş, oradan çıkış olmaz. Yanlış yönlendirir bizi. Tabula Rasa demek, anne karnından çıkan çocuğun sıfır bilinç ve benlikle başlaması demek ki bunun doğru olmadığını günümüzde biliyoruz. Yani bilinç ve benlik kazanımı anne karnında başlar. Doğumda, yani anne karnının dışında olan dünyaya adım atarken her bebekte zaten belirli bir oranda bilinç ve benlik mevcuttur. Günümüzde yapılan en iyi tahmin, bunun genler ve anne karnında geçirilen zamanın nasıl geçtiği ile ilgili olduğudur. Yani anne karnında klasik müzik dinletilen ve Müslüm Baba dinletilen bebekler aynı bilince sahip olmayacaktır. Bununla beraber, annenin beslenmesi, stres durumu, içki ya da sigara kullanımı(Bu yazıyı okuyan hanımlar varsa eğer, günde 3-4 sigaradan çocuğa zarar gelmez diyen doktorlar sizden kazandıkları parayı kaybetmek istemiyorlar. Hamilelik sırasında içilen tek bir sigara bile çocuğun sakat ya da zihinsel olarak problemli doğmasına sebep olabilir. Daha fazla içtikçe risk artar ama az sayıda sigara da çocuğa zarar verebilir) gibi çeşitli koşullar hepimizin temellerini farklı şekilde yönlendirir. Tamamen aynı koşullara maruz kalan iki bebeğin farkı da genlerdendir.

    Şimdi, bu bilinçle devam edelim. Felsefecilerin bile cevaplandıramayacağı, ya da daha doğrusu üzerinde uzlaşamayacakları bir soru sormuşsunuz. O nedenle cevaba ancak kendimizce yaklaşabilir ama çözemeyiz. Belki bedeni olmayan ruhlar, belki daha da beter durumda olanlar da vardır. Ya da parazitler mesela. Başka bir canlı olmadan yaşayamazlar. Çoğu hayvan ve biz kendi bedenimiz ve doğanın bize verdiklerine muhtaç durumdayız. Nedeni hakkında ya felsefi ya da dini cevaplar verilebilir. Tabii bu cevapların tek bir tanesi bile günümüz teknolojisiyle kanıtlanamaz. O nedenle size en yakın gelen sebep şimdilik en doğru sebep sayılır.
    Başlangıçta ruhun varlığıyla birlikte açıklamaya çalışmıştım bunu. Ancak ruhun varlığını kabul ettiğimizde ve tüm insanları eşite indirgediğimizde herkesin aynı eşitlikte bir ruha sahip olamadığı sonucu ortaya çıkıyordu. Aynı marka bir t-shirtü giydiğini düşünün bütün insanların bu biraz ona benziyor. Ama fiziksel özellikler ruhun kapasitesini kısıtlıyor. Beyninde hasar olan birisi sizin gibi düşünemeyebilir pekala. Ya da başkalarının bakımına muhtaç birisi normal bir insanla aynı seviyeye konulamaz bu durumda. Fiziksel özellikler ruhun önüne geçiyor bir şekilde ve bizim en uhrevi parçamız ruhumuzsa olsa dahi kullanamıyoruz ve eşit olmak gibi bir durum da ortadan kalkmış oluyor. Kısaca her şey yapısal gibi görünüyor. Bedeninin özelliklerinin kısıtı altında insan. Ve yapısal özellikleri el verdiğince düşünüp karar verebilme imkanına sahip oluyor.

    Daha sonra şunu düşündüm. Madem her şey yapısal. Öyleyse ikizlikten çok öte birebir aynı yapıya ve görünüşe sahip iki insan aynı şartlar altında çevre, kültür vs. de belli bir yaşa geldiğinde aynı düşünce yapısına mı sahip olurlardı? Bu iki insanın da aynı olması gerekmez miydi? Aynı benliğe sahip iki insan. Bu sorunun cevabı evet gibi görünüyor olsa da farklılıkların olması kaçınılmaz gibi geliyor bana. Kısacası belki insanda ruh diye bir şey yok ama çok daha başka bir olguya sahipmişiz gibi geliyor bana.

    Tabula Rasa konusunda ise ben mesela tek tükde hatırlasam küçüklüğümle ilgili şeyleri belli bir yaştan sonra tüm her şey kopuyor bende. Ufak tefek kesitler halinde hatırlıyor olsak bile bir anı bu onu yaşadığımızı gösterir ancak bebekliğime dair ben hiçbir şey hatırlamıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT

    Başlangıçta ruhun varlığıyla birlikte açıklamaya çalışmıştım bunu. Ancak ruhun varlığını kabul ettiğimizde ve tüm insanları eşite indirgediğimizde herkesin aynı eşitlikte bir ruha sahip olamadığı sonucu ortaya çıkıyordu. Aynı marka bir t-shirtü giydiğini düşünün bütün insanların bu biraz ona benziyor. Ama fiziksel özellikler ruhun kapasitesini kısıtlıyor. Beyninde hasar olan birisi sizin gibi düşünemeyebilir pekala. Ya da başkalarının bakımına muhtaç birisi normal bir insanla aynı seviyeye konulamaz bu durumda. Fiziksel özellikler ruhun önüne geçiyor bir şekilde ve bizim en uhrevi parçamız ruhumuzsa olsa dahi kullanamıyoruz ve eşit olmak gibi bir durum da ortadan kalkmış oluyor. Kısaca her şey yapısal gibi görünüyor. Bedeninin özelliklerinin kısıtı altında insan. Ve yapısal özellikleri el verdiğince düşünüp karar verebilme imkanına sahip oluyor.

    Daha sonra şunu düşündüm. Madem her şey yapısal. Öyleyse ikizlikten çok öte birebir aynı yapıya ve görünüşe sahip iki insan aynı şartlar altında çevre, kültür vs. de belli bir yaşa geldiğinde aynı düşünce yapısına mı sahip olurlardı? Bu iki insanın da aynı olması gerekmez miydi? Aynı benliğe sahip iki insan. Bu sorunun cevabı evet gibi görünüyor olsa da farklılıkların olması kaçınılmaz gibi geliyor bana. Kısacası belki insanda ruh diye bir şey yok ama çok daha başka bir olguya sahipmişiz gibi geliyor bana.

    Tabula Rasa konusunda ise ben mesela tek tükde hatırlasam küçüklüğümle ilgili şeyleri belli bir yaştan sonra tüm her şey kopuyor bende. Ufak tefek kesitler halinde hatırlıyor olsak bile bir anı bu onu yaşadığımızı gösterir ancak bebekliğime dair ben hiçbir şey hatırlamıyorum.

    Demek ki sizin için doğru da o

    Bu arada, hatırlamanız gerekmiyor. Yaşandığında sizinle kalır. Unuttunuz diye olmadı anlamına gelmez. Oldu ama unuttunuz diye sizi etkilemedi anlamına gelmez. Etkiler ve ömür boyu sizinle kalır. Yani, anne karnını hatırlayan kimse de yoktur ama anne karnında da bilinç ve benlik oluşuyor, şekilleniyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: c.ronnie

    quote:

    Orijinalden alıntı: CLAIRV0YANT

    Başlangıçta ruhun varlığıyla birlikte açıklamaya çalışmıştım bunu. Ancak ruhun varlığını kabul ettiğimizde ve tüm insanları eşite indirgediğimizde herkesin aynı eşitlikte bir ruha sahip olamadığı sonucu ortaya çıkıyordu. Aynı marka bir t-shirtü giydiğini düşünün bütün insanların bu biraz ona benziyor. Ama fiziksel özellikler ruhun kapasitesini kısıtlıyor. Beyninde hasar olan birisi sizin gibi düşünemeyebilir pekala. Ya da başkalarının bakımına muhtaç birisi normal bir insanla aynı seviyeye konulamaz bu durumda. Fiziksel özellikler ruhun önüne geçiyor bir şekilde ve bizim en uhrevi parçamız ruhumuzsa olsa dahi kullanamıyoruz ve eşit olmak gibi bir durum da ortadan kalkmış oluyor. Kısaca her şey yapısal gibi görünüyor. Bedeninin özelliklerinin kısıtı altında insan. Ve yapısal özellikleri el verdiğince düşünüp karar verebilme imkanına sahip oluyor.

    Daha sonra şunu düşündüm. Madem her şey yapısal. Öyleyse ikizlikten çok öte birebir aynı yapıya ve görünüşe sahip iki insan aynı şartlar altında çevre, kültür vs. de belli bir yaşa geldiğinde aynı düşünce yapısına mı sahip olurlardı? Bu iki insanın da aynı olması gerekmez miydi? Aynı benliğe sahip iki insan. Bu sorunun cevabı evet gibi görünüyor olsa da farklılıkların olması kaçınılmaz gibi geliyor bana. Kısacası belki insanda ruh diye bir şey yok ama çok daha başka bir olguya sahipmişiz gibi geliyor bana.

    Tabula Rasa konusunda ise ben mesela tek tükde hatırlasam küçüklüğümle ilgili şeyleri belli bir yaştan sonra tüm her şey kopuyor bende. Ufak tefek kesitler halinde hatırlıyor olsak bile bir anı bu onu yaşadığımızı gösterir ancak bebekliğime dair ben hiçbir şey hatırlamıyorum.

    Demek ki sizin için doğru da o

    Bu arada, hatırlamanız gerekmiyor. Yaşandığında sizinle kalır. Unuttunuz diye olmadı anlamına gelmez. Oldu ama unuttunuz diye sizi etkilemedi anlamına gelmez. Etkiler ve ömür boyu sizinle kalır. Yani, anne karnını hatırlayan kimse de yoktur ama anne karnında da bilinç ve benlik oluşuyor, şekilleniyor.

    Alıntıları Göster
    insanlar dünyaya gelirken yaklaşık 1 milyon tane sperm hücresinin arasından sıyrılıp geliyor yani bizim varlığımız orada başlıyor bunun çok büyük bir şansızlık olduğunu düşünüyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HavvasTeknolojisi

    ne tarz müzik dinlersiniz bilmiyorum ama bu şarkının sözleri etkileyici.konuyu okuyunca ....

    http://www.youtube.com/watch?v=35wdXvZgv1A

    "insanoğlu kendini arar,dünya döner milim milim
    eğer göçüp gidersen bu gün,yarım kalan işin var senin.

    Pentagram'ı hiç dinlememiştim, bu parçası güzelmiş.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.