Şimdi Ara

Kitabımdan kısa bir bölüm paylaşmak istedim, sizce güzel mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
0
Favori
901
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle birkaç ön bilgi vereyim. Kitap orta çağ atmosferinde, büyülü bir Dünya'da geçiyor.
    Siyah (Ejder)ler:Uluslararası bir haydut çetesi, Dünya'nın ilk ve tek uluslararası çetesi hatta.
    4 haydut:Siyah (Ejder)lere bağlı bir haydut grubu, ayrı bir çete değil, Siyah (Ejder)ler her bölgeye belli haydut grupları atarlar, 4 haydut da onlardan işte.
    Lunel:4 haydut çetesinin lideri. Diğer üyeler Nira, Kuron ve Juin. Tek kız Nira ve Lunel'in sevgilisi, asılmayın sakın, bacınızdır. Hepsinin yaşı da 19 civarında.
    Lunias:Lunel'in abisi, Kaharan komutanı
    Dugrak:Kaharan haydutlarına verilen isim.
    Kaharan:O civardaki en büyük krallık diyebilirim.
    Nehantis:Kaharan'ın doğudaki komşusu, 4 haydut çetesinin bulunduğu bölge.
    Nadrak:Nehantis haydutu.
    Siyah Antlaşma:Siyah (Ejder)ler ve eksiksiz olarak Dünya üzerindeki bütün krallıklar arasında imzalanmış bir antlaşma, krallıkları ve Siyah (Ejder)leri ayakta tutan antlaşma da denilebilir.
    Mungorlar:Orklara benzeyen bir ırk ama çok farkları var, Kaharan'ın düşmanları.
    Notçu:Kralların neredeyse her görüşmesini kaleme alan ve görüşme bittikten sonra tüm taraflara imzalatan, böylece daha sonra bu görüşmenin olup olmadığı konusunda sorun çıkmamasını sağlayan kişi.

    Şimdi bu sahnenin öncesini tam bağlayamadım, böyle bir sahne olacak ama o kesin, çünkü kitapta olayların koptuğu, dengelerin çöktüğü, krallıkların yıkıldığı sahne burası, yani bu sahne en önemli sahne, en iyi, en dramatik sahne değil ama bu sahne güzel sahne, neyse okuyalım.

    4 haydut kampı gece kadar sessizdi. Haydutlar ateş başında otururken bu sessizliği kampa yaklaşan bir atlının gelişi bozdu. Bu bir Dugraktı, endişeli gibiydi. Lunel yerinden kalkıp Dugrakı selamladı.
    "Bir Dugrakı Nehantis'e getiren nedir? Mungorlar sonunda Kaharan'ı yıktı mı yoksa?"
    Dugrak atından indi ve Lunel'in selamlamasına karşılık verdi.
    "Kaharan iyi durumda, şimdilik. Buraya gelene kadar zaten Kaharan'a birşey olur mu diye düşünüp durdum, gelip gelmemek arasında kaldım."
    "Kötü birşey mi oldu? Buraya neden geldin?"
    "Lunias ile ilgili bir mesajım var."
    "Abim benim gibi bir hayduttan ne istiyor olabilir ki?"
    "Mesaj Lunias'tan değil, zaten Lunias'ın artık mesaj yollayabileceğini sanmıyorum"
    Lunel'in gözleri bu sözleri duyduktan sonra iyice açıldı, biraz önceki alaycı tavırlarını ciddi bir tavır aldı.
    "Ne demek istiyorsun? Lunias'a birşey mi oldu?"
    "Lunias öldü Lunel."
    "Nasıl olur? Kim öldürdü, ne zaman ve nerede?"
    "15 saat önce, Kaharan sarayında."
    Lunel kılıcını çekip Dugrakın suratına doğru tuttu.
    "Yoksa bu işte Dugrakların bir parmağı mı var? Cevap ver!"
    Dugrak sesi titreyerek cevap vermeye çalıştı.
    "Hayır, Dugraklar Siyah Antlaşmaya sağdıktır, bir komutanı sebepsiz yere öldürmeyiz, hele ki Lunias gibi bir komutanı."
    "O zaman kim öldürdü, konuş."
    "Şu kılıcı suratımdan çekersen daha rahat konuşabilirim."
    Lunel kılıcını kenara fırlatıp yere oturdu.
    "Şimdi anlat."
    "Olayı tam bilmiyorum, ama Lunias ihanetten dolayı idam edildi."
    "İhanet mi? Lunias bir Nehantisli, buna rağmen Kaharan'a kraldan bile daha sağdık kalmıştır!"
    "Sakin ol Lunel, lütfen sakin ol. Duyacaklarının kötü bir şeye sebep olmasına izin verme, özellikle de Siyah Antlaşmayı bozacak bir şeye sebep olmasına."
    "Pekala, devam et o zaman."
    "Lunias 17 saat önce Kral Harnal'ın huzuruna çağırıldı, ne bir muhafız, ne bir notçu. Görüşme 1 saat sürdü ve bittikten sonra Lunias muhafızlar tarafından tutuklandı, tam bir saat daha sonra idam çukuruna atıldı. İdam emri bizzat kral Harnal tarafından verildi."
    Lunel ayağa kalkıp yerdeki kılıcını aldı ve atına doğru yürümeye başladı. Nira arkasından koşarak Lunel'i durdurmaya çalıştı.
    "Lunel, nereye gidiyorsun? Sakın aptalca birşey yapacağını söyleme." diye bağırdı Nira.
    Lunel tam atına yaklaşmışken dengesini kaybedip yere düştü ve ağlamaya başladı. Tüm haydutlar koşup Lunel'i yerden kaldırdı.
    "Aptalca birşey yapabileceğimi sanmıyorum, zaten hiçbir şey yapamam, yıllardır Siyah Antlaşma sayesinde hayatta sayılırız, şimdi bu antlaşma yüzünden ne intikam alabilirim, ne herhangi birşey yapabilirim."
    Dugrak Lunel'e doğru yaklaştı.
    "Eğer bir yolunu bulur ve Siyah Antlaşmayı bozmadan intikam alacak bir plan yapabilirsen, Dugraklar her zaman hizmetinizdedir, Kral Harnal Kaharan'ın başına gelen en büyük bela ve yok edilmesi lazım ama bunu biz yapamayız, bu Dugrakların sonu olur."
    "Ben de birşey yapamam ki, yapacağım en ufak şey Siyah (Ejder)lerin sonunu getirir, tabi bizim de."
    Dugrak atına binip kamptan uzaklaştı.
    Kuron ellerini ovuşturarak "Pekala plan nedir?" diyerek gülümsedi..

    Buradan sonra süper bir plan buluyorlar tabi, planı da planladım zaten ama yazmayacağım.
    Ee beyler güzel mi? Henüz anlatımı tam oturtamadım.

    Edit:
    Yeni versiyon:http://forum.donanimhaber.com/m_62998720/mpage_1/f_/key_//tm.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Joseph Nightingale -- 9 Temmuz 2012; 16:48:12 >







  • Kimse okumadı mı yav :(
  • Bir ara okurum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bjk_588

    Bir ara okurum.

    Çok sevinirim
  • Diyaloglar hiç doğal değil açıkcası. Ama ilerletebilirsen, güzel bir hikaye için malzeme varmış gibi duruyor. Şu siyah anlaşma dalgası filan ilgimi çekti mesela. Bi de, benden sana bir tavsiye, eğer fantastik bir hikaye yazarken, kendi kattığın ülke isimlerini, ırkları, kavramları her ne dalgaysa, okuyucuya sindirerek anlatmaya çalış. Bir anda yığılınca, karışıklık yaratıyor kafada. Devam edersen yaz buraya okuruz.
  • kurgunuzu beğendim, akıcı bir dil var fakat diyaloglar biraz uzun. mesela:
    Lunias öldü Lunel."
    "Nasıl olur? Kim öldürdü, ne zaman ve nerede?" ifadesi yapay olmuş zira insan kardeşinin ölüm haberine böyle bir tepki vermez. yaza yaza kaleminiz güçlenecektir, başarılar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iztuzu

    kurgunuzu beğendim, akıcı bir dil var fakat diyaloglar biraz uzun. mesela:
    Lunias öldü Lunel."
    "Nasıl olur? Kim öldürdü, ne zaman ve nerede?" ifadesi yapay olmuş zira insan kardeşinin ölüm haberine böyle bir tepki vermez. yaza yaza kaleminiz güçlenecektir, başarılar.

    okumadım ama bencede bu pek iyi olmamış sonuçta adam öldü demiş o ise kim öldürdü demiş. yalnız adam öldürüldüğünü biliyorsa yadırgamayın okumadım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Özet geç
  • Eleştiri yapıyorum alınma:
    Burada sadece olay var. Yani olayı anlatsan bir başkası da senin yerine yazabilirdi. Sen kendin de bir şeyler katmalısın. Örneğin o dialoglar sırasında adamın kafasında ne var acaba? Daha derine inebilirdi.
    Olaylardaki duyguyu yansıtamamışsın. Adam, abisi veya kardeşinin öldüğünü öğreniyor 'Hmm peki nasıl olmuş?' gibi bir cevap veriyor. Öğrendikten sonra içine düştüğü boşluk sayfalarca bile anlatılabilir ama oraya hiç girmeden geçmek olmaz.
    Bir de karşılıklı konuşmada tırnak işareti yerine konuşma çizgisi koysan daha akıcı olurdu gibi.
  • Başarıların artarak devam etsin bro.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: No Şuga

    Diyaloglar hiç doğal değil açıkcası. Ama ilerletebilirsen, güzel bir hikaye için malzeme varmış gibi duruyor. Şu siyah anlaşma dalgası filan ilgimi çekti mesela. Bi de, benden sana bir tavsiye, eğer fantastik bir hikaye yazarken, kendi kattığın ülke isimlerini, ırkları, kavramları her ne dalgaysa, okuyucuya sindirerek anlatmaya çalış. Bir anda yığılınca, karışıklık yaratıyor kafada. Devam edersen yaz buraya okuruz.

    Zaten benim amacım sitedekilere hikayeyi tanıtmaktı aslında, şansa bugünki yazım denememde (ki bu olayı en başa bir flashback olarak attım) dediğiniz gibi duygusuz bir şekilde yazdım ama aslında benim oradaki amacım şuydu, ana karakter Lunel biraz duygusuz birisi, özellikle ölüm konusunda, kardeşinin ölümünü duyunca aklına gelen ilk şey intikam fikri olduğu için üzülmek yerine "Kim yaptı?!" diye soruyor. Bu arada ülkeleri, ırkları falan çat diye yapıştıracam ilk başta ama olay geçtikçe içeriğini anlatacam, mesela şu an kitaba direkt olarak Kaharan başkenti Lenar'da başladım, yani okuyucuya ilk başta Kaharan'ın başkentini öğrettim, daha sonra içeriğine girecem, aslında "Argulet'in kısa tarihi" diye bir giriş kısmı yazmayı planlıyordum ama yaklaşık 10 sayfalık bir kısmı krallıkları tek tek tanıtma amaçlı yazmak sıkıcı olur, yakında (Yaşım 17 ve tatildeyim o yüzden vakit bulamıyorum, o yüzden yakında) Game of Thrones'u okuyacağım, o da çok fazla krallık ve isim barındıran bir kitap olduğu için bana çok yardımcı olur, oradaki anlatım tekniğini bir nevi kopya edeceğim :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Charm

    Eleştiri yapıyorum alınma:
    Burada sadece olay var. Yani olayı anlatsan bir başkası da senin yerine yazabilirdi. Sen kendin de bir şeyler katmalısın. Örneğin o dialoglar sırasında adamın kafasında ne var acaba? Daha derine inebilirdi.
    Olaylardaki duyguyu yansıtamamışsın. Adam, abisi veya kardeşinin öldüğünü öğreniyor 'Hmm peki nasıl olmuş?' gibi bir cevap veriyor. Öğrendikten sonra içine düştüğü boşluk sayfalarca bile anlatılabilir ama oraya hiç girmeden geçmek olmaz.
    Bir de karşılıklı konuşmada tırnak işareti yerine konuşma çizgisi koysan daha akıcı olurdu gibi.

    Bu kısmı ilk başa koydum, karakterin soğuk kanlı biri olduğunu, üzülmekten önce intikamı düşünen, bu nedenle "Kim yaptı?" diye soran birisi olduğunu anlatmak için




  • quote:

    Orijinalden alıntı: No Şuga

    Diyaloglar hiç doğal değil açıkcası. Ama ilerletebilirsen, güzel bir hikaye için malzeme varmış gibi duruyor. Şu siyah anlaşma dalgası filan ilgimi çekti mesela. Bi de, benden sana bir tavsiye, eğer fantastik bir hikaye yazarken, kendi kattığın ülke isimlerini, ırkları, kavramları her ne dalgaysa, okuyucuya sindirerek anlatmaya çalış. Bir anda yığılınca, karışıklık yaratıyor kafada. Devam edersen yaz buraya okuruz.

    Bu arada Siyah Antlaşma ile ilgili birşey yazmak istedim, ilginizi çektiği için açıklayayım dedim
    Siyah Antlaşma Suç Tanrısı Aketosh, kutsal meclisler, soylular, paralı asker grupları ki Vodrag gezegeni yani kitabın geçtiği gezegende Siyah (Ejder)ler kadar etkilidir, en etkilisi de Beyaz Aslanlardır. Aketosh aşağı tabaka yani dilenciler, hırsızlar, haydutlar hatta katillerin savunucusudur, bir nevi V gibi birşey, insan olarak doğmuştur ve 20'li yaşlarda Siyah (Ejder)ler çetesini kurmuştur, Aketosh'un mücadelesi Vodrag çapında yayılmıştır ve tıpkı Beyaz Aslanlar gibi, Siyah (Ejder)ler de uluslararası bir grup haline gelmiştir, özetlemek gerekirse Aslanlar kalkandır, muhafızdır, bir şeyi korur ya da birini korur, (Ejder)ler kılıçtır, askerdir, suikast ve hırsızlık yapar. Aketosh Argulet Efsaneleri isimli bir kitap sayesinde ki kitap serisinin temeli bu kitaptır, Elder Scrolls gibi ama biraz daha farklı, kitap yıllar geçtikçe kendini yazar ancak tek sayfadır, o sayfada efsaneler yazar, o sayfada büyüler yer alır, o sayfa bir parşömendir aynı zamanda, koparıldığı zaman yerine yeni bir sayfa çıkar, koparılan sayfa bir dilek parşömenidir, efsaneye göre Aketosh Tanrı olmak istemiştir ancak parşömenin gücü bile buna yetmez, Aketosh kitabı yanına alır ve ilk dileği Tanrılar katına çıkmaktır, ikinci dileği gölge tanrısının bıçağına sahip olmaktır, bu bıçak sahibini görünmez yapar, efsaneler der ki bir Tanrıyı bir Tanrının silahı öldürür ve yine efsaneler, öldürülen Tanrının gücünü katilin alacağını söyler, ama efsaneler yalandır, Aketosh'un planı gerçekleşir ama 4 Yüce Rahip yani evrenin yaratıcılarının huzuruna çıkar, ölen Tanrılar boşluğa hapsolur ancak Yüce Rahipler tarafından çıkarılabilir, Aketosh zenginlik tanrısını öldürmüştür, sınıflar ortadan kalksın diye, neyse işte Aketosh'un cezasını vermek için Gölge Tanrısı ve Zenginlik Tanrısı görevlendirilir, Gölge Tanrısı ve Zenginlik Tanrısı Aketosh'un cezasını belirler, Aketosh ebediyete kadar Tanrı olacaktır, Suç Tanrısı, bu gücü kazanması ile sınıfları ortadan kaldıramaz ancak sınıflar arası bir antlaşma imzalar. Siyah Antlaşma soyluların, rahiplerin, askerlerin ve haydutların yaşamını 5000 yıldır falan korumaktadır, ne yazık ki Siyah (Ejder)ler zaman içinde yozlaşmış ve İlluminati gibi bir hale gelmiştir, hatta serinin ilerki kitaplarında Cumhuriyet Savaşçıları diye bir kitap olacak, orada Demokrasi kavramının aslında Siyah (Ejder)lerin sınıfları kontrol etme amaçlı bir uydurması olduğu anlatılır.
    Siyah Antlaşmanın kuralları çoğunlukla (Ejder)lerin yararınadır ve bir haydutun varlığını koruyan tek şeydir.

    Yani buradan anlaşılacak şu, bu kitabı ben bi yazsam, Tolkien gurur duyar.




  • Ben şunu anlayamadım; bu bölüm kitabınızda yer alacak mı? Yoksa bir hazırlık gibisinden, eleştiri toplamak için mi bu konuyu açtınız? Başlıktan ve giriş mesajından anladığım kadarıyla, yazmak istediğiniz kitapta bu bölüm harfi harfine var; ama size önerim bunu direkt olarak yayınlamamanız yönünde. Eğer ilerletirseniz güzel olacağı çok belli; fakat ileride kendinizi 'yazma' konusunda daha fazla geliştirirseniz, bu kitap sizin önünüze bir engel olarak çıkacaktır. Bir düşünün mesela, kendinizi yazarlık konusunda geliştirmişsiniz ve edebî değer de taşıyan kitaplar yazmaya başlamışsınız. Bu kitap hakkındaki düşünceleriniz ne olur? Ayrıca yukarıda yazılan mesajlarda da belirtilmiş olduğu üzere daha fazla duygu katmanızı tavsiye ediyorum. Onun dışında; betimlemelere daha fazla yer verirseniz çok güzel olur. Yazmaya devam edin. Bu gibi konularda "Özet geç." gibi cevap yazanları da pek umursamayın, siz sadece kendinizi geliştirmeye bakın.

    Az evvel dediğimi tekrar ediyorum: Lütfen çok düşünüp taşınmadan bir kitap yayınlatmayın. Her yazdığınızı ayrı ayrı kişilere gösterip eleştiri toplayın ve buna göre düzenlemeler, değişiklikler yapın. Bu gibi durumlarla çok sık karşılaşılıyor; örneğin eserin birinci basımıyla dördüncü basımı arasında dağlar kadar fark olabiliyor. Daha sonra pişman olmamak için lütfen bu konularda ince eleyip sık dokuyun.

    İyi akşamlar, başarılar.




  • Öncelikle şunu söylemek istiyorum artık orta çağ atmosferindeki büyülü dünyalar okuyucular için pek bir şey ifade etmiyor. Küçüklüğümden beri fantastik dünyaya ilgili olmama rağmen ben bile çok sıkıldım bunlardan. Artık daha yaratıcı fikirlerle ortaya çıkması lazım yeni yazar adaylarının. Yaşınız kaç, ne kadar çok kitap okursunuz bilmiyorum ama olabildiğince ağırdan alın bu işi. Deneme yazıları, kısa hikayeler yazmadan böyle uzun fantastik bir seri yazmaya kalkışmak çılgınlık. Hele ki yaşınız gençse ve yazma tecrübeniz yoksa işin içinden çıkamazsınız.

    Emek vermişsiniz ve isteklisiniz gibi gözüküyor. Benim tavsiyem bu durumu şimdilik kitap için değilde yazarlık yeteneklerinizi geliştirmeniz için kullanmanız. Ayrıca farklı konular bulmanızı da tavsiye ediyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus

    Öncelikle şunu söylemek istiyorum artık orta çağ atmosferindeki büyülü dünyalar okuyucular için pek bir şey ifade etmiyor. Küçüklüğümden beri fantastik dünyaya ilgili olmama rağmen ben bile çok sıkıldım bunlardan. Artık daha yaratıcı fikirlerle ortaya çıkması lazım yeni yazar adaylarının. Yaşınız kaç, ne kadar çok kitap okursunuz bilmiyorum ama olabildiğince ağırdan alın bu işi. Deneme yazıları, kısa hikayeler yazmadan böyle uzun fantastik bir seri yazmaya kalkışmak çılgınlık. Hele ki yaşınız gençse ve yazma tecrübeniz yoksa işin içinden çıkamazsınız.

    Emek vermişsiniz ve isteklisiniz gibi gözüküyor. Benim tavsiyem bu durumu şimdilik kitap için değilde yazarlık yeteneklerinizi geliştirmeniz için kullanmanız. Ayrıca farklı konular bulmanızı da tavsiye ediyorum.

    Aynen katılıyorum. Tabii hevesinizi kırmak gibi olmasın, yazmaya devam edin; ama hemen kitap yazmaya kalkışmayın bence.




  • Hocam 13 yaşındaki insanlar kitap çıkarıyor senin onlardan ne eksiğin var ? Ben seni destekliyorum kardeşim. Sadece fazla acele etme.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nyu72

    Hocam 13 yaşındaki insanlar kitap çıkarıyor senin onlardan ne eksiğin var ? Ben seni destekliyorum kardeşim. Sadece fazla acele etme.

    Yaş ile kitap kalitesi arasında belli bir orantı yoktur. 13 yaşındaki insanlarla alakalı olan örneğini tamamen abes buluyorum. Kitap çıkarmak sorun değildir, az buz uğraşan herkes kitap çıkarabilir. Asıl önemli olan kitabınızı diğer kitaplardan farklı kılacak özelliklerle süslemek, bezemektir. Kitabınıza özgün bir hava katıp okunmaya değer, kaliteli bir eser ortaya çıkarılmalıdır. Bu özellikler olmadan bir kitabın ne anlamı kalır? Bu konuyu açan kişi, biraz gayret gösterirse çok kaliteli yazılar yazabilecek birisi. Ben ne tavsiyede bulunursam ona faydası dokunması için yapıyorum.

    Sakına kitap çıkarmış olmak için kitap çıkarmayın. Yaşınız küçükse, (ki muhtemelen benim yaşım buradaki herkesten daha düşüktür) çevrenizden övgü toplamak için de erkenden bir kitap yazmaya çalışmayın. İsterseniz 30, isterseniz 40 yaşınızda yazın; ama kitap kaliteli olsun. Bu işin hafife alınmaması gerekir. Bu konuyu açan kişiyi ben de destekliyorum ve ileride güzel bir kitap yazmış olacağına da inanıyorum.

    Başarılar.




  • Ben de bir yazarım. düşüncelerim olumlu yönde.
  • Okuyamadım (Saat itibariyle) ama eğer bastırma/ yayınlama aşamasına gelirsen yazar mısın, çünkü ben de kitabımı bitirmek üzereyim ve yayınla(t)mak istiyorum.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.