Şimdi Ara

Kiz çocugu bir nimettir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
1.396
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kız, çocuğu olunca üzülmek, hele hele anneyi suçlamak çok yanlıştır.
    Kuran-ı kerimde mealen, "Allah dilediğine kız, dilediğine erkek çocuk bahşeder. Kimine hem erkek, hem kız çocuğu verir, dilediğini de kısır bırakır. Her şeyi hakkı ile bilen ve her şeye gücü yeten ancak Allahtır" buyuruldu. (Şura 49, 50)

    Peygamber efendimiz, "Kız çocuklarını hor görmeyin" buyurdu. Hor görmek dini bilmemekten ileri gelir. Hayırlı evlat istemelidir. Hayırlı olmadıktan sonra, kız veya erkek olmuş ne fark eder?

    Dinimizde, kadının ve kız çocuklarının fazileti büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    "Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İtibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun!" [Hakim]

    "Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur." [Taberani]

    "İki kız evladına güzel muamele eden, mutlaka Cennete girer." [İbni Mace]

    "İki kızı veya iki kız kardeşi olup da, maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz." [Tirmizi]

    "Çarşıdan aldığı şeyleri, erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene Allahü teâlâ rahmetle nazar eder. Allahü teâlâ, rahmetle nazar ettiğine de azap etmez." [Harâiti]

    "Çarşıdan turfanda meyve alıp evine getiren, sadaka sevabı alır. Getirdiği meyveyi, erkek çocuklarından önce kız çocuklarına versin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayanın bedeni de Cehenneme haram olur." [İbni Adiy]

    "Üç kızına, ihtiyaçtan kurtulana kadar iyi bakan, yedirip giydiren, elbette Cenneti kazanır." [Ebu Davud]

    "Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı, Allahü teâlâ Cennete koyar." Eshab-ı kiramdan biri, "İki tane olursa da aynı mıdır?" diye sual edince, Peygamber efendimiz "Evet, iki tane olursa da aynıdır" buyurdu. Başka birisi, "Ya bir tane olursa?" diye sual etti. Cevabında buyurdu ki: "Bir tane de olsa gene aynıdır." [Hakim, Harâiti]

    Görüldüğü gibi, kız ve kadınlara değer vermeyenler, müslümanlığı bilmeyen kimselerdir. Müslüman, dinini iyi öğrenip kadına layık olduğu değeri vermelidir!

    Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    "Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür."[İ.Asakir]







  • "eğezzene’llah-u bi’l-islam/Allah bizi İslam’la yüceltti.”

    Diğer konuda yazdığın bardak hikayesi gibi bu da. Allah bize yücelmenin yolunu gösterdi. Ve islam dışında bir yücelik yok. O'nu kabul eden ve yaşayan erişir, kendi aklını önde gören de dışarıya her çıktığımızda gördüğümüz sahte ve hasta değerlerle yaşayıp onun kederlerini çekmeye razı olur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch

    "eğezzene’llah-u bi’l-islam/Allah bizi İslam’la yüceltti.”

    Diğer konuda yazdığın bardak hikayesi gibi bu da. Allah bize yücelmenin yolunu gösterdi. Ve islam dışında bir yücelik yok. O'nu kabul eden ve yaşayan erişir, kendi aklını önde gören de dışarıya her çıktığımızda gördüğümüz sahte ve hasta değerlerle yaşayıp onun kederlerini çekmeye razı olur.


    />




    Çocuğunun terbiyesi için zahmet çeken, onu Hak Teâlâ, peygamberleri, velayet ve Kur’ân ile tanıştıracak olursa bunlar, işlerinin hiç birisine benzemeyen geride kalan salih amellerdir. Allah nezdinde bu, insan için daha iyidir ve akıbeti daha güzeldir.

    Meryem-i Kübra, Hz. Hatice, yüce Asiye, Fatımat’üz Zehra ve Zeynep-i Kübra kendi babaları için geride kalan en iyi salih ameller değil miydi?

    Neden bir kimse kız çocuğu sahibi olmaktan sıkılmaktadır? Anne rahminde yer alan bir çocuk Allah’tan başkasının emriyle mi kız olmaktadır? Çocuğun rahimde kız olması Allah’ın lütuf, rahmet, inayet ve merhametidir. Dolayısıyla O’nun lütuf ve iradesine teslim olmak gerekir. Ömrünün sonuna kadar bütün vücuduyla kız çocuğuna sahip olma nimeti için Allah’a şükretmelidir.

    Şu gerçeğe kesinlikle dikkat ediniz: Allah Resulü’nün, Kasım, Tayyib, Tahir ve İbrahim adında erkek çocukları oldu. Gerçi hiç birisi hayatta kalmadılar. Ama erkek çocuğu olduğu için Allah tarafından kutlanmadı. Bu konuda Kur’ân-ı Kerim’de de bir ayet nazil olmadı ama kızı Fatıma, Hatice’nin temiz rahminde vücuda gelince mübarek Kevser suresi nazil oldu ve Peygamber’e bol hayrın ve ebedi iyiliğin verildiği müjdelendi.


    İnsanın kız çocuğu olmadığı takdirde Hak Teâlâ’ya doğru ellerini kaldırarak ihlâs içinde kız çocuğuna sahip olması için dua etmesi ve yalvarıp yakarması müstahaptır.

    O büyük Peygamber İbrahim Halil, İsmail ve İshak gibi çocukları olduğu halde kız çocuğuna sahip olmak için Allah’ın dergâhına elini uzattı. İmam Sadık (a.s) onun duasını şu şekilde nakletmiştir: “Şüphesiz İbrahim (a.s) ölümünden sonra ağlaması ve yalvarıp yakarması için rabbinden kendisine bir kız çocuğu nasip etmesini diledi.”

    Bu rivayette ifade dilen hedef çok önemli değildir. Önemli olan şey istenilen şeydir. Ulu’l-Azm Peygamberleri’nden biri olan İbrahim (a.s) kız çocuğundan mahrum olduğu için bu nimete erişmek üzere dua etmiştir.

    Kız çocuğuna sahip olmak baba için bir kıvançtır. Zira yüce İslâm Peygamberi de bir kız babası idi. Allah Resulü ile hayattaki bu benzerlik, insana kız çocuğunun inayet edilmesiyle gerçekleşmektedir ve de gerçekten insan için büyük bir kıvanç vesilesidir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Resulullah kızların babası idi.”




  • +1



  •  Kiz çocugu bir nimettir
  • bölümle ne alakası var.. bende film falan sandım..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: popeye85

    bölümle ne alakası var.. bende film falan sandım..


    "Diger sanatlar"
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Rady_06




     Kiz çocugu bir nimettir





    dalga geçmenin yeri değil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi .ceylan. -- 8 Nisan 2009; 14:54:47 >




  • o ne yaa öyle
  • Dalga geçmenin yeri degil tabi ama o konununda yeri burası deil
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Rady_06

    Dalga geçmenin yeri degil tabi ama o konununda yeri burası deil



    Terbiyesizce davranisiniza söz bulamiyorum.
    Sorunuza gelince, okumayi ögrenin efendim. "Diger sanatlar"

    Okuyun, ögrenin, sonra tekrar tartisalim bu konuyu tamam mi?
  • Konunun yeri burası
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Rady_06




     Kiz çocugu bir nimettir


    ULAN HİÇ Mİ CİMA YAPMAYACAĞIZ YAW, NE BU BÖYLE HER ŞEKLİ YASSAH HER YARDE YASSAH




  • Arkadaşlar bunları yapmak için kuranı-kerim okumak yada araştırma yapmak gerekmiyor..

    Kafası basan insan zaten kız-erkek ayrımını yapmaz ki

    Bunları da yapıcaksanız Cennete gitmek için değil içinizden geldiği için yapın


    İyi günler
  • Aile olmak…
    Afşin Selim


    Gâvurlaşmamak için aileye sahip çıkmak, var olabilmek ve var kalabilmek babında hayatiyet arz ediyor. Halen daha "biz" diyebiliyor isek, bunu, bu sosyal müesseseye borçluyuz. Bir binanın kolonları olarak da düşünebiliriz onu; yani taşıyıcıları.

    Türk Dil Kurumu'na göre aile; evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birliktir. Fakat mevcut tanımın şöyle devam edişi ise manidar: "Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü..."

    Zira aile, millet olabilmiş kalabalığın küçük bir parçasıdır. Malûm olduğu üzere, "parça bütüne götürür." Terbiyesini ailesinden edinmiş şahıs, bir bütünün parçasıdır.

    Sahiden de, bir memleketin madden ve manen gelişimi, ev ve aile muhabbetiyle yakından alâkalıdır.

    Bilhassa Müslüman toplumlarda aile müessesesinin kıymeti pek mühimdir. Bu müessese, yalnızca "doğmak" yahut "doğurmak" olgusuna hapsedilemez. Bir kadın, cenneti hatırlatıcı büyük bir ana olduğu an, içtimai hayata en büyük katkıyı sağlamış olacağı gibi, hayata karşı mesuliyetini de yerine getirmiş olur. Üretim-tüketim keşmekeşinde, kadının sosyal hayattan tasfiye edildiğini iddia edenler, hayatı kodlandırış açısından yanılgıya düşmektedir. Keza müşterek bir paralelde, hayatın her sahasını kâr-zarar getirisinde fiyatlandırmaya endeksli olan kurulu düzenin köhne çarkında başı dönenler, beşer-şaşar hükmüne binaen, bakarkör bir vaziyet almaya mahkûmdur.

    Millet, en büyük ailedir.

    Bir düşünür aile müessesesine atfen şöyle der: "Aile, kralların dahi giremediği bir kaledir."

    Metalaştırma sendromuna kadından ve çocuktan başlayan kurulu düzen, toplumları ailesizleştirmek istiyor. Çünkü insanlar, ailesizleştiği müddetçe soysuzlaşacak... Kıymeti kendinden menkul, muhtevası muğlâk bir özgürlük çığırtkanlığı ile örtülü bir propaganda yapılıyor: Cinsel münasebet, özgür kadın, hovarda erkek ve saire.

    Eskiye nazaran her şey değişmiş ve dönüşmüş durumda: Aşk'ın kaç hâli var artık? İlişki, iliştirilmişe benziyor. Ya beraber olmak?

    Devam edelim: Serbest yaşamayı telkin eden hedoistlere beşinci sınıf bir taklitçilikle hayran olanlar, kadını Allah'ın bir emaneti olarak görmüyor!

    Son peygamber; evet, çokluğumuzla övüneceğini buyurmuş, fakat bu çokluğu niteliksiz ve kalitesiz, kuru kalabalık biçiminde idrak etmek, esasen işaret edilen çokluğun "şahsiyetler topluluğu" olduğunu görememekten ibaret... Her defasında çokluk-azlık bahsinde şu ikaz nüksediyor zihnimde: "Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah'ın izni ile galip gelmiştir." (Bakara / 249)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi etusch -- 13 Nisan 2009; 0:55:57 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.