Şimdi Ara

Küçük Şehirde Üniversite Okuma Hatasına Düşmeyin!!! (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
137
Cevap
6
Favori
14.177
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
113 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Valla şehirlerde her türlü ortam var hele ki bazı küçük şehirlerde ki dönen muhabbetleri burda yazmayim o yuzden o kısma katılmıyorum

    Ha ilçelerdeki meslek yüksek okulları ne bilim 2 yıllıkları diyorsan haklısın

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Şuan çok canım sıkıldı.Konu dışı ölmüş

    Güle güle
  • Buraya birçok yorum yazmaya gerek yok.

    Birçok yer farklı, ben küçük üniversite tercih ediyorum egosu tavan Yapmayan insanların olduğu bir yer daha iyi geliyor bana. Ayrıca bir çok fırsatınız oluyor kampüsler yakın olduğu için, bir çok etkinlik yapabilir sosyal ortam kurabilirsiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bende küçük bir şehirde okudum ancak eğitim adına gerçekten güzeldi. Farabi ile ytü e gittim sadece adı var. En azından bizim bölüm için böyle durum. Hocam sizin derdiniz üniversite eğitim adı altında sürekli barda clup da takılalım. Her gece biriyle çıkayım yani kusura bakmayın ama öğrencinin buna zaten gücü yetmez. Bence siz oraya aileden kaçıp bar kulüp takılırım kafasıyla gidip bişey yapamayınca eğitimde elden gidince bunu yazma gereği duydunuz. Anadolunun öz evladı Anadolu şehirlerinde rahatlıkla okur. Takılmak için gelen hiç okuyamaz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yazıyı okuyunca, 1998-2002'de üniversite okuduğum karaman geldi aklıma. birebir aynı.
    o zamanlar konya selçuk üniye bağlıydı.
    yeri oto sanayi içinde bir yerdeydi, benim gittiğim sene yeni kampüse taşınmışlar. kampüs dediğime bakmayın tek bir bina vardı. okul yolu toz toprak çöl. yurt desen leş.
    4 yıl boyunca bir defa profesör gördük. o da kıytırık bir dersti.
    araştırma görevlileri gelip kitabı okuyup giderdi. o yüzden derslere girmeyi bıraktım. son sınıfta bütün sene bir kez sınıfa girdim, o da yanlış dersmiş.

    şehirde 100-200m tek bir cadde var. herkes orada. ama bir iki kıytırık cafe dışında hiç bir şey yoktu. son sene afra diye bir avm açılmıştı. kendimizi uzay çağında hissettik.

    böyle ortamların tek güzel tarafı vardı; yapacak bir şey olmadığı için çok güzel muhabbet ortamı oluyordu arkadaşlarla. tabi o zamanlar internet sadece cafede, akıllı telefon falan da yok. şimdi muhabbet de olmaz. tam bir cehennemdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GUERRA -- 13 Mayıs 2020; 9:14:34 >




  • Örümcek beyinli arkadaşlar anadoluda okunur vs vs yazmış. Abilerin evlerinde büyüyen arkadaşlar elbette okurlar. Kaliteli eğitim almak istiyorsanız zaten çok seçenek yok. Ülkede ilk 500 üniversiteye giren üni sayısı 9. Geri kalanı üniversite değil yüksek lise. Zaten akademik olarak üniversiteler vasattan öte. Bu konu başka bir tartışma konusu geçiyorum.

    4 veya 5 yıl genç hayatında sosyal olmayacaksan veya bunu çok gerekli olmadığını düşünüyorsan, bu hayatta başarılı olma şansın zaten düşüktür. Memur olup fatura ödemek için üniversite okumak isteyene lafım yok. Ölüden şey umulmaz neticede.

    Şehirlere gelirsek, büyükşehirler, özellikle sanayi şehirleri iş imkanı ve kazanç açısından daha verimlidir. Öğrencilik dönemini doğru değerlendirirseniz mezun olmadan hayalini kurduğunuz şirketlerde işe girebilirsiniz.

    Yoksa 4 sene oku, dön kırsal ilçeye, askere git, sonra kpss belki memur belki polis ol.

    Bunun için okumayın arkadaşlar yazık 4-5 senenize ve ailenizin parasına.

    Gençken yaşayın, sonuna kadar yaşayan biri olarak hiç pişman olmadım.

    Gençliğine ait anlatacak anılarınız olsun. Yoksa 4 sene lol oynamışısın filan, dındındın hikaye.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • top 3 hariç vakıf üniversitesine de gitmeyin olarak katılacağım serzeniştir doğrudur
  • küçük şehirde özellikle teknik bölümlerle ilgili bir sanayi kolu vs. yoksa kesinlikle gitmeyin.

    bayburt üniversitesinde mühendislik okunmaz mesela aileye gereksiz masraf yapmayın etmeyin.

    4 yıllık yerine 2 yıllık teknik bir bölümü sanayisi olan bir yerde okuyun.

    en azından mesleğiniz elinizde olur. kocaeli,eskişehir, bursa, kayseri, konya, gaziantep gibi şehirlerde makine teknikerliği okurken hem bir fabrikaya veya kobiye part-time girersin. hem sektörü görür hem de tecrübe kazanırsın.
  • scr4m92 S kullanıcısına yanıt
    para parası ile okumaya değil layloma gidersen sonuç hüsran olur
  • Isparta SDÜ'yü bu konunun dışında tutunuz lütfen. Sakarya SAÜ'ye yatay geçiş ile geçtiğime pişman olmadım değil.
  • Sadece gidilecek üniversiteye dikkat edilmeli. Hatta duruma göre hangi kampüse gidildiğine dikkat edilmeli. Ankara, İstanbul, Trabzon ve memleketim Tokat'ta okudum. Tüm bu deneyimlerimden size vereceğim tavsiye gitmek istediğiniz bölümü belirleyin ve kapasiteniz dahilinde gidebileceğiniz üniversiteleri sıralayın. Daha sonra da mümkünse ismine aldanmadan gidip oraları gezmeniz ve oradaki insanlardan ilk ağızdan bilgi almanız.

    Ankara'da Gazi Üniversitesi Beşevler kampüsünde bulunduğum dönemde bir çok sıkıntı da vardı. 2000 yılında kantin başta olmak üzere direkt şahit olmasam da kavgalar hakkında haberleri duyuyorduk. Haberlere bile çıkmıştı bazısı. Konsere gelen gruba konser esnasında saldırmalar falan. Farklı tarzda giyinen kişilerin dayak yemesi gibi görüşlere saygı anlamında bir şey göremiyordun. Eğitim olarak okulun sağladığı imkanlar ne kadar iyi olsa bile Bu tarz öğrenciler ve onlara yeterli yaptırım olmaması büyük sorundu. Sonra Maltepe'de Mühendislik Fakültesi tarafına geçince bu olaylardan uzaklaştık ve rahatladık.

    İstanbul'da Marmara Üniversitesi isim nedeniyle beklenti ile gittim 2004 yılında. Ancak Göztepe Kampüsü'nde yine hayal kırıklığı oldu bir çok yönden. Zaten çok fazla öğrenci olayları olmasından mimli bir kampüstü. Çoğu zaman hazırda çevik kuvvetten bir ekip beklerdi. Okulun kütüphanesinin yetersizliğinden tutun (aradığınız basit bir kitabı bile bulamamayı geçtim bilgisayardan arama sonucunun çıkması 10dk sürüyordu) genel donanımların tarihi eserden farksız olması eğitim anlamında da sıkıntı yaratıyordu. Konya'da falan okuyan arkadaşlar rahatça notlarını internetten öğrenebilirken biz bir önceki senenin notunu görebilirsek seviniyorduk. Finallerden sonra memlekete döndün diyelim kalıp kalmadığını öğrenmek istiyorsan okulda olan birinin tahtaya asılan listeye bakıp haber vermesi gerekiyordu. Ayrıca hoca kalitesi olarak da bazı hocaları ayrı tutsam da yetersiz idi. Sonunda Kayıt sildirirken bile 1 hafta oyaladılar.

    KTÜ'de ise sıkıntı kısmı daha farklı yöndendi. 2008'de Fatih Eğitim Kampüs'ündeydim. Trabzon merkezde değildik. O yöreden gelen öğrenciler ile yaşamak zordu. Sabah dersin olmasa bile erken saatte kolbastı sesiyle uyanıyordun. Adam sabah kalkar kalkmaz telefondan kolbastı açıyor. Sen de o andan sonra tekrar uyuyabilirsen uyu. Zaten ilk sorun fakülte yönetiminin bölüme ingilizce hazırlığı zorunlu hale getirip bir de ilginç bir öngörüde bulunmaları idi. Bölümden ben dahil 3 kişi 75'e çıkarılan geçme notuna rağmen (normalde böyle yüksek notu yakalayamamız lazım imiş ama biz bilmiyorduk) geçtik. Sonra ders programları açıklanınca bizim bölüm için açıklama gelmeyince öğrenci işlerine gittik ve 3 kişiye ders açamayacaklarını öğrendik. Bir de niye geçtiniz diye laf yedik. iki seçenek sundular ya bir sene bekleyip hazırlığı bitirenlerle başlayacak ya da ikinci öğretimde okuyanlarla (onlarda hazırlık yok) derslere girecektik. Ben salakça bekleyemem deyip ikinci öğretimlerle derslere girdim. Sonra da zaten Akşam derslere girmekten bir yerlere gidip gezmek de yalan oldu.

    Memleketimde ise bu yaşadığım sorunların bir çoğunu yaşamadım ama orada da başka sıkıntılar vardı tabi. Gezip görmediğim yer zaten çok az. Arkadaşlarla nereye gitsek desek hep aynı yerler. Okulda da yeni olmanın sebebiyle oturmamış çok şey vardı ve bazı hocalar da neyi nasıl yapacağını yavaşça öğreniyorlardı. Tabi beklentimin çok düşük olmasından dolayı en azından okul olarak tatmin etti. Kampüs de merkezden otobüsle gidilebilir şekilde olsa da güzel. Ama daha çok yolu var tabi.

    Gidip gördüğüm yerlerden sadece 2002'de Boğaziçi Üniversitesi beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Eğitim kalitesinden ortamına, öğrenci kulüplerinden öğrencilere bakış açısına kadar diğer okulların çok ötesindeydi. Kütüphanesi bol içerik ve sağlam donanımıyla tüm imkanları sağlıyordu. Sayısız öğrenci kulübüyle de yapacak çok fazla şey sunuyordu. Öğrenciyi derslerle boğmaktan çok sosyal bir birey olmaya teşvik ediyordu. Üniversitede en güzel zamanlarım orada geçti. Türkiye'de o ayarda çok okul olduğunu da sanmıyorum. O nedenle ne yaparsanız yapın beklentinizi tam karşılayacak bir yere gitmek kolay olmayabilir. Bu nedenle asıl amacınız yapmak istediğiniz mesleğe göre bir bölüm seçip onu bitirmeniz. Diğer her şey boş. Sırf ortamı, ismi ya da başka bir yönü nedeniyle bölüm ve üniversite seçmeyin.




  • bu gibi yerlerin en büyük avantajı arkadaşlık ortamı olur. kız peşinde koşmayacak kafa yapınızın uyuştuğu online takımınız varsa mükemmel bir 2 - 4 yıl geçirirsiniz. eğer kız olayıda denk gelirse karşık bir ev hayatınız olur
  • İst ank izmir dısı okunmaz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Man In The Wılderness -- 9 Temmuz 2020; 0:4:37 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Djarum Menthol

    Ne mezunusunuz hocam ben de kbü mezunuyum eğitim ve okul bana göre iyi sayılırdı. şehir hariç.
    hocam ziraat bank'ın bulunduğu binada RTV okudum, çok şükür sonradan iş te buldum 4 sinema filmimiz var

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ahmetay74 A kullanıcısına yanıt
    Aslında kampüs olarak en canlı yer sayılır hocam orası, bir de ibfnin olduğu kısım. Mühendislik fakültesindeydim bende, geçen sene mezun oldum. kampüs hayatı gayet güzeldi bütün herkes iç içe farklı bölümlerden, sosyal imkanlar olsun diğer şeyler olsun bence üni gayet oturaklı. Sadece halkı öğrenciyi binilecek eşek görüyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Djarum Menthol kullanıcısına yanıt
    hocam işte ben oradan Eskişehir'e çalışmak için gittim, sinema filmi çekildi yayınlandı vs. sonrasında söyleşiler yaptık AÜ ve ESOGÜ'de. kampüs aslında neymiş nasılmış az buçuk görmüş oldum. bir daha Karabük'ün önünden geçmem hastane dışında. kbü bildiğiniz amele topluluğuydu benim okuduğum dönemde.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ahmetay74 -- 14 Mayıs 2020; 9:56:26 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.