Şimdi Ara

Kültür-bilim forumunda tartışmak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
36
Cevap
0
Favori
1.415
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İstediğiniz şeyleri rahatça tartışabiliyor musunuz? Yoksa sürekli aklınızda mesajım silinecek mi, bu konu rahatsız etti mi ,konu dine kaydı mı diye kaygılar mı var?

    Neden burada din konuşulamıyor, neden cinsellik ve türklerin fantezisi üzerine açılmış başlık kapatılıyor?Bu konuları rahatça konuşmadan bir adım ilerleyebileceğimizi mi zannediyorsunuz? Meteor yağmurları ya da görünmezlik pelerinini konuşmak mı çözecek bizim problemlerimizi? Karşınızdaki insana küfür ya da hakaret etmeden neden her konuyu doyasıya tartışamıyoruz? Neden dinin en önemli ve merkezi bir problem haline geldiğini ve insanların tartışmak için yırtındığını kimse göremiyor? Neden sadece bu tartışmalar için ayrı bir başlık ya da felsefe/din bölümü açılmıyor?

    Sadece bilim deki gelişmeleri yazıp konuşmak sizin hayatınızda aradığınız gerçek mutluluksa eğer, ben ne kadar isyan etsem bir faydası olmayacak.







  • Çok haklısın bence de her konu tartışılabilmeli ancak yöneticilere de hak vermek lazım. Din ile alakası olmayan bir konuya bile biri gelip din hakkında birşey yazıyor ve ardından kavga çıkıyorken tamamen din ile ilgili bir konuda neler olacağını düşünemiyorum.
  • Çok seviyesiz üyeler var. Neye dayanarak böyle bir çıkarımda bulundun yazmıştım, bir şeye dayanmama gerek yok diye çocuk gibi cevaplar veriliyor.

    Mesela bazen alakasız yere imzama laf atmaya çalışıyorlar. Türkçeye değil Türkçe'ye olacakmış, tabii ben salağım yanlışını yazdım onlar süper zeka, sora yanlışlarını anlıyorlar ne özür ne de bi' teşekkür var.
  • Evet bir konuda bir üye kur'an'dan ayetler göstererek islamı çok güzel eleştirdi. Ama o konu silindi. Neden? Dinide muhammedide istediğimiz gibi eleştiririz, başkalarına dokunuyor diye susacak halimiz yok. Fantezi konusu en son gayet güzeldi, sonradan millet konu dışındaki gibi sapıttıysa bilemem ama aynı şekilde ilerliyorsa silinmesi saçma. Din konusunda en son ayetlerle mesaj yazan üye bütün forum kurallarına uymuştu ama arkasından kıvırta kıvırta savunma yapmaya çalışan üyeyse hakaretler serpiştirmişti mesajına.. Belki o yüzden kapanmıştır konu.
  • Din ve siyaset serbest bırakılmalı. Karşındakinin de bir insan olduğunu bildiğin sürece bir sorun çıkmaz ortaya, sorun çıkaranlar kendi insanlığının farkında olmayanlardır.

    @ PAXMAHNHOB ;

    Katılıyorum
  • Forum sözleşmesinde din ve siyasi içerikli konuların yasak olduğu yazıyor. Bunu bilerek (okumuyorsa bu üyenin sorunu) ve kabul ederek buraya girip yazıyorsunuz. Keşke serbest olsa ama olmadığı daha iyi öyle şeyler yazılıyor öyle üslüplarla nefret dökülüyor ki gerçekten daha iyi diyorum.
  • Bu meali 30 yıldır duvardan inmeyen, raftan çıkarılmayan Kuranlarla dolu ülkede, Din konuşmak çok zor. Bir çok arkadaşım Kuranda el kesmenin olmadığını düşünüyor.

    İnsanlar popüler görüş neyse onu islam zannediyorlar. Bu görüşe karşı tek bir şey söylerseniz çileden çıkacak gibi oluyorlar. Böyle olunca din konuşmak imkansız oluyor.


    Bir örnek vermek istiyorum.

    Müslüman değilim derseniz kimse kızmaz.

    Ama Allah'a ve Muhammed'e inanmıyorum derseniz durum biraz değişir.

    Muhammed bence bir yalancıydı diye açıkca görüşünüzü dile getirirseniz demiyorum GETİREMEZSİNİZ.

    Aslında 3 cümlede aynı anlama geliyor. Herkes din konuşulur, Oda tartışılır modunda. Ama ne zamanki gayri müslimler görüşlerini, madem konuşuyoruz bu konuyu söylemek sorun olmaz diyerek dile getiriyorlar, alt metinlerle değil direk metinlerle konuşuyorlar, İpler geriliyor.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PAXMAHNHOB

    Evet bir konuda bir üye kur'an'dan ayetler göstererek islamı çok güzel eleştirdi. Ama o konu silindi. Neden? Dinide muhammedide istediğimiz gibi eleştiririz, başkalarına dokunuyor diye susacak halimiz yok. Fantezi konusu en son gayet güzeldi, sonradan millet konu dışındaki gibi sapıttıysa bilemem ama aynı şekilde ilerliyorsa silinmesi saçma. Din konusunda en son ayetlerle mesaj yazan üye bütün forum kurallarına uymuştu ama arkasından kıvırta kıvırta savunma yapmaya çalışan üyeyse hakaretler serpiştirmişti mesajına.. Belki o yüzden kapanmıştır konu.


    kıvırta kıvırta cevap yazmadım açık ve net şekilde kaynak göstererek çarpıtma ve iftiranın dik alasını nasıl gerçekleştirildiğini açıkladım


    iddet (adet regl) meselesini nasıl çarpıtıp işi pedofoliye getirdiğinizi örnek olarak sunmak bile kafidir

    son derece açık ve net bir mesele "boşanma vukuu" bulduğunda eğer "regl gecikmişse" "3 ay bekleyin deniyor" sizler ise bunu kalkıp nasıl yorumluyorsunuz utanın

    eğer birileri yalan dolan ve iftira yüklü hezeyanlar ile hakaret edip bizim susmamızı bekliyorsa yanılıyor üstüne üstlük saygıdan dem vuruyorsa hele aymazlığın dik alasıdır bu ..sen kalk aslı astarı olmayan meseleleri varmış gibi ortaya koy sonra biz cevap verince kıvırta kıvırta olsun öylemi

    yahu "hala kızı" "amca kızı" ile evlenmeyi bile ensest ilişki olarak lanse edip insanları ahmak yerine koymanız bile ne kadar saygılı olduğunuzu gösteriyor !! bilmem anlatabildim mi

    ne sizden nede sizin düzmece söylemlerinizden çekiniyor değilim hodri meydan


    not: saygılı olunduğu sürece saygı görürsünüz eğer her türlü galiz hakareti muhattabınıza sarf edip cevap gelmeyeceğini zannediyorsanız yanılırsınız ..ne ekerseniz onu biçersiniz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 16 Ağustos 2009; 21:07:37 >




  • din ve siyaset ten forumun başı çok agrır.benirli sınırları aşınca çeşitli yaptırımlara maruz kalabilir(dava açmak gibi)

    donanımhaber in tüm forum için genel kurallarındada açıkça belirtilmiş bu 2 konunun tartışılamayacagı.haklılarda
    ama bazı konullarda din ve siyasete bir miktar deginmeden olmaz.zaten bunada müsade ediyorlar
    ekonomi ahlak vs vs

    illa konuşacagız derseniz bu konular için çeşitli platformlar var
  • Hadi tamam dinle alakalı yorumlar olduğunda, işin boyutu değiştiğinde konunun kaldırılmasını anlıyorum da fantezi konusunun hangi gerekçeyle kaldırıldığını anlamakta güçlük çekiyorum. Konuyu takip ettiğim kadarıyla hiç de kaldırılmasını gerektirecek bi durum olmamıştı.
    Konuyu kaldıran adminin gelip gerekli açıklamayı yapmasını beklemek en doğal hakkımız. Ben bu şekilde konunun kaldırılmasına ilk defa şahit olduğum için söylüyorum..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    Bu meali 30 yıldır duvardan inmeyen, raftan çıkarılmayan Kuranlarla dolu ülkede, Din konuşmak çok zor. Bir çok arkadaşım Kuranda el kesmenin olmadığını düşünüyor.

    İnsanlar popüler görüş neyse onu islam zannediyorlar. Bu görüşe karşı tek bir şey söylerseniz çileden çıkacak gibi oluyorlar. Böyle olunca din konuşmak imkansız oluyor.


    Bir örnek vermek istiyorum.

    Müslüman değilim derseniz kimse kızmaz.

    Ama Allah'a ve Muhammed'e inanmıyorum derseniz durum biraz değişir.

    Muhammed bence bir yalancıydı diye açıkca görüşünüzü dile getirirseniz demiyorum GETİREMEZSİNİZ.

    Aslında 3 cümlede aynı anlama geliyor. Herkes din konuşulur, Oda tartışılır modunda. Ama ne zamanki gayri müslimler görüşlerini, madem konuşuyoruz bu konuyu söylemek sorun olmaz diyerek dile getiriyorlar, alt metinlerle değil direk metinlerle konuşuyorlar, İpler geriliyor.


    Bence din ve siyaset konuşmak sorun değil. Belli başlıklar altında seviyeli bir biçimde din de siyaset de konuşulabilir.

    Sorun din veya siyasetle alakalı olmayan bir konuyu zorla o yöne çekmeye çalışmak. Foruma girme amacı sadece bu olan üyeler mevcut. İsim de veririm. Canları din ve siyaset tartışmak istediklerinde konuyu saptırıp dine/dinsizliğe ve hükümetlere saldırıya geçiyorlar. Yani önce topu göğüste yumuşatıp voleyi çakıyorlar. Sürekli burayla ilgilenen bir mod ve caydırıcı bir ceza da olmadığı için konu toptan siliniyor. Olan bizim zaman ve emek harcadığımız yazılarımıza oluyor.

    Örneğin "Ramazan ayı ve oruç kültürü" adlı bir konuda Allah var mı yok mu? Muhammed yalancı mı? gibi şeylerin tartışılmaması gerekir. "Alternatif enerji kaynakları" konusunun enerji bakanının sakalına gelmemesi gerekir. İsmi "kültür bilim bölümünde tartışmak" olan bir konuda Kuran'ın raftan çıkarlımaması ve Kuran'daki el kesme cezasının dile getirilmemesi gerekir. Anlatabiliyor muyum?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neverlate -- 17 Ağustos 2009; 2:30:14 >




  • Anlatmak istediğini anlıyorum ama bu çok iyimser bir bakış açısı oluyor.

    Bir kere canım ülkemde siyaset din dışı düşünülemiyor. Hangi parti ne kadar oy aldıysa arkasında dini temeller oluyor.

    Aşşağıdaki tartışmları dinden soyutlamak imkansız. Birisi açmasa bile öbürü mutlaka bu konuya getiriyor işi.

    Evrim, AKP, CHP, komunizm, Cumhuriyet Mitingleri, Fethullah Gülen, Cübbeli Ahmet, Laiklik, Türban, Kapanma, Avrupa Birliği, Ergenekon, Emperyalizm, Osmanlı, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet vsvs

    Halkımızda 30 yıldır kuran meali okumadığı için Dinine, Kutsal kitabına bu kadar yabancı, Bu kadar Cahil olduğu için, Ne hakkında konuştuğuna bile bilmeden devamlı konuşuyor.



    Benim yaptığım bir tespit. Çıkıp sokakta 100 kişiye sorun. Yada 100 tanıdığınıza sorun. Kuranda el kesmek var mı diye. Bakalım kaçı var diyecek.

    Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmak gerekir. El kesmek sadece bir örnek. Bu bilgisizliğin her konuda var olduğunu düşündüğümüzde sorunun ne olduğu ortaya çıkıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    Benim yaptığım bir tespit. Çıkıp sokakta 100 kişiye sorun. Yada 100 tanıdığınıza sorun. Kuranda el kesmek var mı diye. Bakalım kaçı var diyecek.

    Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmak gerekir. El kesmek sadece bir örnek. Bu bilgisizliğin her konuda var olduğunu düşündüğümüzde sorunun ne olduğu ortaya çıkıyor.



    neden "hadd" lere bu kadar takıntılısın anlamış değilim (belki ihtimal ya içeriğine tam manası ile vakıf olamamandan kaynaklanıyor)

    sirkat haddi

    quote:

    İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak için Allahu Teala tarafından yaratılmış ve istenildiği zaman elde edilip kullanılabilen, insandan maada (gayri) şeylere mal denir. İslâm dini; insanın zaruri maslahatlarının arasında "mal emniyetini" beyan etmiş, hırsızların ve çete kurarak soygun yapan kimselerin cezalandırılmalarını esas almıştır.

    Sirkatın Lûgat manası; başkasına ait bir malı gizlice almaktır. "Sirkat" gizlilik demektir. İslâmi ıstılahta: "Mükellef olan bir kimsenin; kendisinin mülkü veya mülk şüphesi olmayan, asgari on dirhem gümüş değerindeki bir malı, muhafaza altında olan bir mekândan, gizlice almasına "Sirkat" (hırsızlık) denir.

    Hadd-i Sirkat'ın tatbiki için nisab miktari mal (yani asgari on dirhem gümüş değerindeki mal) esastır. Ancak haram olması itibariyle nisab miktarı olsun veya olmasın; başkasının malını çalmak kat'iyyen caiz değildir. Hırsızlık büyük günahlardandır.

    Hadd-i Sirkat'in (El kesme cezasının) tatbik edilebilmesi için, hiçbir şüpheye mahal bırakmayan bir "Sirkat" hadisesinin teşekkülü şarttır.

    Çocuğun, delinin veya cinnet getirmiş kimsenin hırsızlık yapması "Hadd-i Sirkat'ı" gerektirmez. Ancak çaldıkları mal, kendilerinden geri alınır. Bazen deliren, bazen sıhhat bulan kimse; sıhhatli olduğu bir sırada hırsızlık yapmışsa eli kesilir. Erkek olmak, hürriyet ve müslüman olmak şart değildir. Dolayısıyla hırsızlık yapan kadın, köle, cariye ve gayr-i müslimin (zimminin) eli kesilir. Mü'minler; "Ulû'lemr'e" bey'atla mal emniyetine haiz oldukları gibi, gayr-i müslimler de "zimmet" akdi imzalamak suretiyle "mal emniyetine" haiz olmuşlardır. Gayr-i Müslim'in (zimminin) malını çalan müslümanın da, eli kesilir. Ancak Ulû'lemr'e "Zimmet Akdi" ile bağlı olmayan Gayr-i Müslim'in (Harbi'nin) malı masum değildir.

    Hadd-i Sirkat'ın (el kesme cezasının) tatbiki için; asgari on dirhem gümüş veya bir dinar altın değerinde olması şarttır. Bu değer; Hadd-i Sirkat için gerekli olan nisab miktarıdır. Bu miktarın aşağısında; el kesmenin tatbik edilemez.

    İslâm dininin; yenilmesini, içilmesini ve alışverişini haram kıldığı mallara "Gayr-i mütekavvim" denir. Bunların kıymeti yoktur. Mesela: Şarap, domuz eti ve çalgı aletleri vs... Kâfirler indinde değeri ne olursa olsun; İslâm dininin haram kıldığı mallar, kıymetli değildir. Çalanın eli kesilmez.

    Ayrıca saklanması mümkün olmayan; çabuk bozulan ve çürüyen malları çalan kimselerin de elleri kesilmez.

    Ağaçtaki meyva, süt, et, karpuz ve çürüyen (uzun süre saklanması mümkün olmayan) sebzelerde el kesme cezası tatbik edilmez.

    Ayrıca kıymetli olmakla birlikte; mal hükmünde olmayan canlıların çalınmasında da "had" cezası yoktur. Mesela: Hür bir çocuğu çalan kimsenin eli kesilmez. Çünkü insan mal değildir.

    Bir kimsenin kendi malını çalması hırsızlık olmayacağı gibi, mülkiyet şüphesi olan malı çalması da "Hırsızlık" olmaz. Mesela; bir baba, oğlunun malını gizli bir yerden ve izni olmadan çalsa, bu sebeble eli kesilmez. Bir mükellef; "Beytü'lmal'den" gizlice bir malı çalsa, eli kesilmez. Zira ortada milkiyet şüphesi vardır. Şöyle ki; Beytül'mal' bütün müslümanlara aittir.

    Hırsızlığın rüknü; gizlice almaktır. Aşikâre zorla alan, aşikâre kapıp, süratle kaçan ve emanetindeki malı çalan kimsenin üzerine el kesme yoktur. Zira bu fiilerde esas olan "gasb" ve "emanete hıyanettir" Gasb ve emanete hıyanetin cezası ta'zirdir.

    Sahibinin; muhafaza etmek lüzumu hissetmediği bir malın değerli olmayacağı malumdur. Malın korunması iki noktada toplanabilir.

    Birincisi: "Bizzat korunan yer" dir ki; içinde eşya saklamak maksadıyla hazırlanıp, izinsiz girilmesi yasak olan evler, dükkanlar, çadırlar, kasalar ve sandıkları gibi.

    İkincisi: "Başkası sebebiyle korunan yer" dir ki; esasen eşya saklamak üzere hazırlanmamış ve izinsiz girilmesi yasak olmayıp, ancak içerisine konacak malların yanına muhafız (bekçi) bulunan mescidler, yollar ve sahralar gibi...

    Dolayısıyla "Bizzat korunan yer" lerden gizlice alınan mallar sebebiyle "had" tatbik edilir. Ancak sahibinin izniyle bizzat korunan yere giren kimse, hırsızlık yaparsa, had tatbik edilmez. Mesela: Misafirin hırsızlık yapması gibi. Başkasının sebebiyle korunan yerden; muhafız yokken çalınan mal, korunmuş mal hükmünde değildir. Ancak muhafız varken çalınırsa, hırsızlık teşekkül eder.


    Bir kimse; evlenemeyeceği (nikâhı kendisine haram olan) kan hısımlarından mal çalsa, eli kesilmez. Çünkü bunlar birbirlerinin evlerine izinsiz olarak girerler. Öyle ise; evleri birbirlerine nisbetle hırz (korunmuş, muhafazalı) değildir. Hırz (korunmuş, muhafazalı) olmayınca; hırsızlık fiili, halis suç durumunda değildir. Elbette akrabanın malını çalmanın "haramlığı" bakidir. Ancak "had" tatbik edilmez.

    Bir adam; hırsızlık niyetiyle bir başkasının evine girse, eşyaları toplasa, fakat dışarı çıkmadan yakalansa eli kesilmez. Çünkü suç bütün unsurlarıyla teşekkül etmiş değildir. Ancak, evin masuniyetini ihlal ettiği için ta'zir cezası uygulanır.

    Şer'i şerifle hükmeden hakim (kadı); hırsızlık hadisesine şahidlik eden kimselere: "Hırsızlığın nasıl olduğunu, nereden yapıldığını ve çalınan malın miktarını" sorar. Eğer "Hırsızlık" hadisesi; mükellefin kendi ikrarı ila ortaya çıkmışsa; ikrarından vazgeçmesi için Kadı'nın telkinde bulunması mendubtur.

    Hırsızın elinin kesileceği vakit; malı çalınan davacının hazır bulunması şart olduğu gibi, şahidlerin de hazır bulunmaları şarttır. Hatta şahidler kaybolsalar yahut ölseler, hırsızın eli kesilmez. Esasen şahidlerin hazır bulunmaları; haddlerde şarttır. Zira malı çalınan davacı: "Ben hata ettim, bu çaldığı mal onun alacağıydı veya ben emanet olarak bırakmıştım" diyebilir. Şahidler de; son anda "yalancı şahitlik" yaptıklarını ikrar edebilirler. Ancak malı çalınan davacı; Hadd-i Sirkat'ın tatbiki kesinleştikten sonra: "Efendim; bu her ne kadar hırsızlık yapmışsa da, ben mal sahibi olarak affediyorum" dese dahi, had düşmez. Çünkü Hadd'ler Allahu Teala'nın hakkı olarak farz kılınmıştır. "Hadd-i Kazf" ve "Hadd-i Sirkat'ta"; zarara uğrayan kimsenin müracaat etmeme hakkı vardır. Esasen davacı olmadıkları süre içerisinde, affetmeye ve bir mü'minin günahını setretmeye karar vermiş olurlar. Kadı huzurunda kat'ileştikten sonra; "ulû'lemr" dahi haddin tatbikine engel olamaz. Böyle bir yetkisi yoktur. Aksine tatbikini sağlaması farzdır.

    Hırsızın sağ eli bilek mafsalından kesilir ve dağlanır. Hadd-i Sirkat'ta asıl olan elin kesilmesidir, öldürme değildir. Dolayısıyla; mü'min ve kamil (mütehassıs) bir tabibin, kanı durdurması gerekir. Eğer hırsızlık haddi; mükellefin ikrarı sebebiyle tatbik edilmişse, bütün masraflar "Beytü'lmal"den karşılanır. Eli kesilen hırsızın; çaldığı mal yanında ise, sahibine geri verilir. Ancak malı harcamışsa, ödemesi lazım gelmez. İkinci defa hırsızlık yapan kimsenin, sol ayağı kesilir. Ûçüncü defa hırsızlık ederse, herhangi bir uzvu kesilmez. Üçüncü defa hırsızlık yapan kimse; tevbe edinceye kadar ta'ziren hapsedilir. Eğer hırsızlık bir hastalık haline gelmişse tedavi edilir.

    Şer'i hükümler itibariyle "hırsızlık" ikiye ayrılır. Bunlar:

    1.Küçük hırsızlık (Serikat-ı Suğra)

    2. Büyük hırsızlık (Serikat-ı Kübra),

    Hırsızlığın zararı ya yalnız mal sahibine olur veya hem mal sahibine, hem de bütün müslümanlara olur. Birincisine Serikat-ı Suğra (Küçük hırsızlık), ikincisine Serikat-ı Kübra (büyük hırsızlık) denir. Bunlar tarifte ve şartların çoğunda müşterektirler. Zira bunların her birinde muteber olan, malı gizlice almaktır. Fakat Serikat-ı Suğra'daki gizlilik; mal sahibinin veya onun muhafızının gözünden gizlice almaktır. Şerikat-ı Kübra'daki gizlilik ise; mü'minlerin yollarını ve beldelerini muhafaza etmeyi taahhüd eden "Ulû'lemr'den" almaktır. Büyük hırsızlık (Serikat-ı Kübra) Kat'ı tarik (yol kesme) ve "Hıraba" başlığı altında, ayrıca ele alınır.


    ceza hakkında ilmi açıklama bu yönde

    gelelim itiraza neden el kesme işleminden..rahatsızlık duyuluyor (nasıl ve hangi şartlarda uygulanacağı da belli iken üstelik)bu hadd öyle anlatıldığı gibi yada halk arasında dolaşan söylentiler de mevcut haliyle uygulanmıyor !!şartları gerekleri ortamı vb bir çok rukündan oluşuyor

    yani kuranda el kesme demekle bu haddin uygulanması esasları arasında en azından muhalif ağızın ifade ettiği anlam ve mana mevcut değil

    başkasının malına el uzatmanın nesi doğrudur ve savunulabilir yada şöyle ifade edeyim neden ilgili ceza çok ağırmış gibi anlaşılır yada bu yönde söylem geliştirilir eleştirilir

    bu ülkenin yaşadığı sıkıntıların belkide en başında ekonomik darboğaz gelmiyormu bankaları soyup soğana çevirenlerden tutunda kamu ihalelerinden vurgun yapanlara ...insanlığa yaşattığı derin kaosun ve ağır yükün farkında değilmiyiz peşpeşe ülkeyi büyük ve küçük çapta soyanların sebeb olduğu yükten sebeb kaç dürüst esnaf tüccar iflas etti kaç ailenin ocağı söndü ya intihar edenler ...toplumu kökünden çürüten yozlaşmayı ayyuka çıkaran haksız kazanç yoluyla hak sahiplerinin mağdur perişan edilmesine sebeb olan hırsızlık fiilinin cezası elbette bu olmalıdır ..neden çok yönlü düşünmüyorsunuz

    insanların sosyal ve ekonomik hayatlarını darmadağan edin ee sonra size ilişilmesin yada en iyi ihtimalle hapiste çalıdığınız paralar ile babalar gibi keyf çatın kısa sürede çıkın hayatın keyfini sürün ..bu mudur işlenen cürmün karşılığı ya gasp kap kaç

    kadıncağızı arabası veya motoru ile sokaklarda sürüsün paramparça etsin hırsız akabinde (şanslıysanız eğer) yakalansın ..tatbik edilecek ceza ne ..neyse ..çok şey söylenir bu konuda ya

    ve yeni türkü bi nokta varki çok haklısın insanlarımız en azından inananlar kuranı okumuyor okuyanlar ise meal ile yetinip ya yanlış anlamaya yada sapmaya meylediyor neden mi ?oldukça uzun ve geniş bir mesele hakkında kısa açıklama sunmak yerinde olur

    Allah kelamını okuma ve anlama çabasında yanlışa düşmemek için "meal" ve "tefsir" in ne olduğunu, ikisi arasındaki temel farkı bilmek gerekiyor meal.. her yönü ile aynen çevirme olmaksızın.. kuran ayetlerini başka bir dile aktarmaktır ..kuran ayetlerini kelimesi kelimesine, hiçbir anlamını eksik bırakmadan başka bir dile çevirmek mümkün olmadığı için.. kuranın başka dillere çevirisine "tercüme değil" "meal" adı verilmiştir... bu yüzden meal kuran olarak algılanamaz..meal ile tefsir arasındaki farka gelince tefsir bir ayetin bütün bu unsurlara göre geniş bir açıklamasını sunarken meal ise bir ayetin arapça dışındaki bir dilde sadece sözel anlam karşılığını vermeye çalışır. başka ayetlerin ya da hadislerin o ayetle ilgili açıklayıcılığını sahabilerin nasıl anladığını ayette geçen bir hükmün emir mi tavsiye mi olduğunu ve başka pek çok hayati unsuru "mecburen" okuyucu göz ardı eder..bu bakımdan muteber bir tefsir Allahın bir ayette ne buyurduğuna dair sağlam bilgiler verirken.. meal ise sadece yüzeysel bir fikir verir...

    kaldıki okuduğu meali bile doğru şekilde anlamaktan aciz kimselerin olduğuda aşikardır yukarıda örneğini verdiğim "akraba evliliğinin" ensest ilişki kapsamında değerlendirilmesi hadisesi bu duruma en güzel örneklerden biridir ..ne büyük bir aldatma ve çarpıtmadır üstüne üstlük zerre kadar akıl sahibi bunu okuduğu an anlaması gerekirken ..

    ve elbette yok kardeşim ben illa meal okuyacağım düşüncesinde diretenlere de Dr.Ebubekir sifil hocanın yerinde ve isabetli tavsiyelerini iletmekten başka bir şey gelmez elimizden


    quote:

    1. Öncelikle Ehl-i Sünnet itikadını sağlam kaynaklardan okuyup eksiksiz öğrenmelidir.

    2. Meal yazarının Ehl-i Sünnet olmasına, ayrıca meal yazacak birikim ve ilmi kudrete sahip bulunmasına dikkat etmelidir.

    3. Okuduğu metnin Allah kelamı değil, meal yazarının Allah Kelamı’ndan anladığı şey olduğunu sürekli hatırda tutmalıdır.

    4. Okuduğu metnin, Kur’an’ın lafız özelliklerini hiç yansıtmadığını, mana özelliklerini ise kısmen yansıttığını bilmelidir.

    5. Meal okumalardan elde edilecek şeyin, Kur’an’ın muhtevası hakkında yüzeysel bilgi olduğunu, daha fazlası için mutlaka muteber bir tefsiri ciddi biçimde mütalaa etmek gerektiğini asla unutmamalıdır.”



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 20 Ağustos 2009; 16:55:01 >




  • @ bingo crepuscule ;

    Birşeyler yazmak isterdim de malum yasak
  • yaz yaz destekli yaz ama özelden de yazabilirsin orada yasak yok olmadı e-posta adresimi de veririm

    umarım bir dini meselenin içeriğini bir başka üyenin belirtmesi sebebi ile açıklamış olmam uyarı almama sebeb olmaz neme lazım şikayet eden olur felan



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 17 Ağustos 2009; 19:25:27 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: runaway_91

    Hadi tamam dinle alakalı yorumlar olduğunda, işin boyutu değiştiğinde konunun kaldırılmasını anlıyorum da fantezi konusunun hangi gerekçeyle kaldırıldığını anlamakta güçlük çekiyorum. Konuyu takip ettiğim kadarıyla hiç de kaldırılmasını gerektirecek bi durum olmamıştı.
    Konuyu kaldıran adminin gelip gerekli açıklamayı yapmasını beklemek en doğal hakkımız. Ben bu şekilde konunun kaldırılmasına ilk defa şahit olduğum için söylüyorum..


    Ben de o başlığın kapatılması üzerine açtığım bu başlığı.Hadi din tartışmalarını bir yere kadar anlayabiliyorum, gerçekten çok çok düzeysiz bir halde gelebiliyor, ancak fantezi konusunun kapatılması, hiç bir açıklama yapılmaması, bana ortada pek de "iyi niyet" in olmadığını gösteriyor.

    Ayrıca bir çok forumda din tartışmaları yapılıyor.Bu forumda neden yasak olduğunu merak ediyorum.Öneriler bölümüne tepkimi belirtmiştim ama cevap gelmedi.Sadece tartışmalar için özel bir bölüm yapılamaz mı?

    Beğenmeyenler başka foruma gitsin demek yerine daha akıllıca cevaplar duymak isterim.Bu forum büyüklük, ve üye kalitesi açısından bir çok forumun ilerisinde.Bu düzeyin cinsellik ve din gibi konuların konuşularak da korunabileceğini düşünüyorum.Hatta forumu daha da ileriye götürecektir.




  • Kardeş hiç sorma Benim Şu Evrim teorisimi neyse artık orda işine gelmeyen mesajlar siliniyo burdan adminlere şikayet ediyorum O konu silinsin!!!
  • Tabii ki kaygı oluyor... Ama sorunun büyük kısmının üyelerden kaynaklandığını düşünüyorum...

    Örnek olarak: Herhangi bir siyasetçi/din adamı/yazar vs. mesaja konu ile alakalı güzel bir sözününü dahil etmeye kalksanız; hemen cevap gelir: "Ben o adamı bilirim, şunları şunları yapmıştı, düzenbazdır o" diye yoktan yere tartışma çıkıyor... Adam halbuki filozof gibi laf söylemiş...

    Yukarıdaki örneğin mantığıyla baktığımızda bir sürü konuda görebilirsiniz bunları: Efendim o çok mu iyiydi; efendim onları da biliriz biz; efendim onlar önce şunun hesabını versin... Sonra tartışma uzar gider ve konu kapanır... Kardaşim sanane adamdan; kırk yılda bir doğru laf etmiş "durumu" özetleyen...

    Özetle; Konficyuz dirilip forumda konu açsa; kapanması muhtemeldir...
  • meteor ile ilgili konu açmıştım tartışma siyasete kaymıştı burdada da tartışmaya başlarlar merak etme
  • Milli marşımızın bestesi ile ilgili konu açtım ama neredeyse pişman oldum.
    Konu marşın müziği ile ilgili. Mehmeh Akif'e edilmeyen laf kalmadı.
    Bu forum gerçekten enteresan, bu bölümde dahi konunun ne olduğunu bilmeden veya işine gelmeyip, fırsat arayıp içindeki kinini kusan insanlar var. Bunu yapmak isteyen gitsin istediği başlığı açsın. Konunun özüne bağlı yazmak önemli bir sorun.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.