Şimdi Ara

Kürtaj Yasaklanmalıdır (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
82
Cevap
0
Favori
2.978
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-8A8E5C90D

    Ahlaken alakalı olmaklılığı sağlayan şey benlik değil kişiliktir. Benlik; birini kendisi yapan şeydir. Ahlaki statüyü belirleyen şeyin kişilik olduğunu yukarıda birçok kez açıkladım. Zihinsel engelli insanlar da kişi değildir mesela. Ancak benlik mevcuttur.

    Ötanazi konusu o kadar basit değil aslında ama konumuzla ilgisi olmadığı için oraya girmeyeceğim. Faydacılığın devreye girdiği yerler var. Ancak tek kriter fayda olamaz. Erdemli davranış ve kurallarda önemlidir. Ayrıca savunduğun argüman başarılı olsa dahi bütün kürtaj uygulamalarına karşı çıkamazsın. Sadece çocuğa bakamayacak derecedeki çiftlerin kürtaj yapması meşru görülebilir. Ki argümanın bence başarısız yukarıda detaylıca eleştirdim.
    Kişi çocuk sahibi olmak istemiyorsa kürtaj yapmalarında sorun yok. Çocuk yetiştirmek kolay iş değil. Etraf berbat yetiştirmelerle dolu.

    Erdemli davranışı neye göre belirleyeceğiz?




  • Kürtaj teşvik edilmelidir ki böyle yobaz zihniyette konu açan OP'ler olmasın

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Hayatında kürtaj etiğine dair 1 kitap bile okumamış adamları felsefeye teşvik edeceksin ki böyle cahilce ve ukalaca yorumlar yapmasınlar.
  • Yapıp etmeler ekseninde düşünülemez.Tasvir ekseninde düşünmek gerekir.Çünkü insan kendisiyle özdeş;hesaplanabilir değildir

    Argümanların geçersiz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 6 Eylül 2019; 0:58:43 >
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Tartışma zaten burada. Kişisel özdeşlik probleminde ancak yukarıdaki kişiler abuk sabuk noktalara takıldıkları için yaptığım yorumların çoğunda bu probleme değinmedim. Argüman şu 3 maddeye dayanıyor:

    1) İnsan kişileri, şu veya bu bedensel organizmayla özdeştir. Fetüs, kendi iç gelişim mantığına sahip, bütüncül -yani kazara bir araya gelmiş yapı taşlarından oluşmayan- bir organizmadır.
    2) Fetüs, şartlar elverirse gelişip anne karnından çıkacak ve sonrasında büyüyerek yetişkin bir kişi olacak biyolojik organizmayla bir ve aynıdır.
    3) Kişiler yaşam hakkına sahiptir.

    Bu 3 madde doğruysa kürtaj etik değildir. 2 ve 3'ü herkes kabul eder. Sorun 1 de 1'i destekleyici argüman olarak şunları verdim ama bu argümanlardan henüz emin değilim bunu da bildirmiş olayım.

    "1'i savunmanın da kendi içinde birçok avantajı var: insanların bedensel varlıklar oldukları fakat bedenleriyle özdeş olmadıklarını savunan iddialara kıyasla, ontolojik açıdan daha basit bir iddia benimkisi. Diğer tüm şartlar eşit kabul edildiğinde, daha basit görüşlerin kabul edilmelerinin evla olacağı felsefeciler tarafından genellikle kabul edilir.

    İkincisi, eğer ben düşünüyorsam ve düşünen bir hayvansam, bununla birlikte bir kişi olarak ben ile bir hayvan olarak ben iki farklı şeyse, o halde şu an üstünde oturduğum sandalyede iki adet düşünen varlık olmalıdır. Ancak sandalyede tek bir düşünen varlık oturmaktadır. O halde sandalyede oturan düşünen hayvanla kişi olan ben, özdeş olmalıyız.

    Üçüncü olarak, kişilerin organizmalarıyla özdeş olduğunu reddedeceksek olursak, kişi olma niteliğinin insan için yalnızca kazanılması gereken bir şey olmadığını, pekâlâ kaybedilebileceğini de kabul etmek gerekir. Bu durumda, ileri derecede Alzheimer hastalarının, bitkisel hayattakilerin, bir komaya girmiş ve oradan çıkıp çıkamayacağı belli olmayan kimselerin kişi olma niteliklerini yitirmediklerini savunmamız ya olanaksız ya da çok zor olacaktır. Bu durumda bu "varlıklara" yalnızca kişilere inhisar edilen hakların insihar edilmesi gerektiğini iddia etmek maalesef mümkün olmayacaktır.

    Daha da kötüsü, anne karnından yeni çıkmış bir bebeğin kişi olduğunu, ancak hiçbir primatın kişi olamayacağını iddia etmek böylesi bir görüşü savunan birisi için pek makul olmayacaktır. Bu durumda, -kişilerin kişi olmayanlara kıyasla ahlâken daha büyük bir değere sahip olduklarını varsayıyorum-, kişi olma vasfını yitirmiş "varlıkların" bu primatlar kadar bile ahlâki değer taşımadıklarını iddia etmemiz gerekecektir. Halbuki -sezgisel olarak- ileri derecede Alzheimer hastası olan büyük babamızın, sağlıklı bir babundan daha büyük ahlâki değere sahip olduğunu bilmekteyiz.

    Yani sezgisel olarak tüm insanların diğer tüm canlı ve nesnelerden ahlâken daha değerli olduğunu, üstelik tüm insanların eşit ahlâki değere sahip olduğunu düşünmekteyiz. Bu düşüncemizin kişi-lik anlayışımızı şekillendirmesi gerektiğine inanıyoruz. O halde kişi olmaklığı (personhood), insanların her birinin sahip olduğu, hiçbir insanın kaybedemeyeceği, farklı derecelerde sahip olunamayacak, dahası hiçbir hayvanın sahip olamayacağı bir nitelikle ilişkilendirmeliyiz. Bana göre bu nitelik, insanın doğası gereği rasyonel bir varlık olmasıdır: Tüm insanlar rasyonel olma kök kapasitesine sahiptir: Bu insanlardan bazıları henüz bu kapasiteyi aktüalize edemiyor olabilir. Bazıları organik bir rahatsızlık, doğal-teleolojik açıdan "orada olmaması gereken" bir bozukluk dolayısıyla, en azından bugünkü tıp teknolojisi açıdan, bu yeteneklerini hiç kullanmamış yahut kullanamayacak olabilir. Ancak doğal, gelişmiş, düzgün bir biçimde çalışan akli melekelere sahip her insan, kavramsal düşünebilme kabiliyeti olarak aklını kullanabilirken, benzer bir pozisyondaki hiçbir hayvan, bu kabiliyeti kullanamaz; zira onlar "doğaları gereği" rasyonel varlıklar değildirler. Yetişkin, sağlıklı insanların bu kapasiteyi kullanabiliyor olmaları, asyonel olma kök kapasitesini insan doğasına içkin olduğu anlamına gelir."




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-8A8E5C90D

    Tartışma zaten burada. Kişisel özdeşlik probleminde ancak yukarıdaki kişiler abuk sabuk noktalara takıldıkları için yaptığım yorumların çoğunda bu probleme değinmedim. Argüman şu 3 maddeye dayanıyor:

    1) İnsan kişileri, şu veya bu bedensel organizmayla özdeştir. Fetüs, kendi iç gelişim mantığına sahip, bütüncül -yani kazara bir araya gelmiş yapı taşlarından oluşmayan- bir organizmadır.
    2) Fetüs, şartlar elverirse gelişip anne karnından çıkacak ve sonrasında büyüyerek yetişkin bir kişi olacak biyolojik organizmayla bir ve aynıdır.
    3) Kişiler yaşam hakkına sahiptir.

    Bu 3 madde doğruysa kürtaj etik değildir. 2 ve 3'ü herkes kabul eder. Sorun 1 de 1'i destekleyici argüman olarak şunları verdim ama bu argümanlardan henüz emin değilim bunu da bildirmiş olayım.

    "1'i savunmanın da kendi içinde birçok avantajı var: insanların bedensel varlıklar oldukları fakat bedenleriyle özdeş olmadıklarını savunan iddialara kıyasla, ontolojik açıdan daha basit bir iddia benimkisi. Diğer tüm şartlar eşit kabul edildiğinde, daha basit görüşlerin kabul edilmelerinin evla olacağı felsefeciler tarafından genellikle kabul edilir.

    İkincisi, eğer ben düşünüyorsam ve düşünen bir hayvansam, bununla birlikte bir kişi olarak ben ile bir hayvan olarak ben iki farklı şeyse, o halde şu an üstünde oturduğum sandalyede iki adet düşünen varlık olmalıdır. Ancak sandalyede tek bir düşünen varlık oturmaktadır. O halde sandalyede oturan düşünen hayvanla kişi olan ben, özdeş olmalıyız.

    Üçüncü olarak, kişilerin organizmalarıyla özdeş olduğunu reddedeceksek olursak, kişi olma niteliğinin insan için yalnızca kazanılması gereken bir şey olmadığını, pekâlâ kaybedilebileceğini de kabul etmek gerekir. Bu durumda, ileri derecede Alzheimer hastalarının, bitkisel hayattakilerin, bir komaya girmiş ve oradan çıkıp çıkamayacağı belli olmayan kimselerin kişi olma niteliklerini yitirmediklerini savunmamız ya olanaksız ya da çok zor olacaktır. Bu durumda bu "varlıklara" yalnızca kişilere inhisar edilen hakların insihar edilmesi gerektiğini iddia etmek maalesef mümkün olmayacaktır.

    Daha da kötüsü, anne karnından yeni çıkmış bir bebeğin kişi olduğunu, ancak hiçbir primatın kişi olamayacağını iddia etmek böylesi bir görüşü savunan birisi için pek makul olmayacaktır. Bu durumda, -kişilerin kişi olmayanlara kıyasla ahlâken daha büyük bir değere sahip olduklarını varsayıyorum-, kişi olma vasfını yitirmiş "varlıkların" bu primatlar kadar bile ahlâki değer taşımadıklarını iddia etmemiz gerekecektir. Halbuki -sezgisel olarak- ileri derecede Alzheimer hastası olan büyük babamızın, sağlıklı bir babundan daha büyük ahlâki değere sahip olduğunu bilmekteyiz.

    Yani sezgisel olarak tüm insanların diğer tüm canlı ve nesnelerden ahlâken daha değerli olduğunu, üstelik tüm insanların eşit ahlâki değere sahip olduğunu düşünmekteyiz. Bu düşüncemizin kişi-lik anlayışımızı şekillendirmesi gerektiğine inanıyoruz. O halde kişi olmaklığı (personhood), insanların her birinin sahip olduğu, hiçbir insanın kaybedemeyeceği, farklı derecelerde sahip olunamayacak, dahası hiçbir hayvanın sahip olamayacağı bir nitelikle ilişkilendirmeliyiz. Bana göre bu nitelik, insanın doğası gereği rasyonel bir varlık olmasıdır: Tüm insanlar rasyonel olma kök kapasitesine sahiptir: Bu insanlardan bazıları henüz bu kapasiteyi aktüalize edemiyor olabilir. Bazıları organik bir rahatsızlık, doğal-teleolojik açıdan "orada olmaması gereken" bir bozukluk dolayısıyla, en azından bugünkü tıp teknolojisi açıdan, bu yeteneklerini hiç kullanmamış yahut kullanamayacak olabilir. Ancak doğal, gelişmiş, düzgün bir biçimde çalışan akli melekelere sahip her insan, kavramsal düşünebilme kabiliyeti olarak aklını kullanabilirken, benzer bir pozisyondaki hiçbir hayvan, bu kabiliyeti kullanamaz; zira onlar "doğaları gereği" rasyonel varlıklar değildirler. Yetişkin, sağlıklı insanların bu kapasiteyi kullanabiliyor olmaları, asyonel olma kök kapasitesini insan doğasına içkin olduğu anlamına gelir."
    Ben de onu diyorum işte.Kişi olmaklık diye bir şey yok.Bak.Hayvanı bile doğru teşhis edemeyiz çünkü bilinçliliğin balonu onu ister istemez kişileşmeye zorlar.Tabi bu ahlaki yargılar verirken geçerli

    Spermle fetüsün arasındaki tek fark aktüel potansiyeldir.Yani yapıp etmelerdir.Yapıp etmeler uzayında her şey birer alettir.Argümandan önce epistemelojik temel gelir

    İnsan kesinlikle kendisini araç gereç kefesine koyamaz.Sezgisel olarak bu böyledir.Sadece sezgisel değil ontik anlamında da

    Hayvan insan arasındaki farkın işlevsel niteliğini,makasın kesinlikle ontolojik hiyerarşiyi etkilemeyeceğini söylemiyorum bile.İnsan hayvandan üstün davranışlar sergileyebilir ama kesinlikle kendisi üstün olamaz.Evet,realist düalistim

    Edit:Etken nedenler kişiliğini garanti altına almaz.Kendini %100 kontrol edebileceğini söylüyor isen o başka

    Edit 2:Analitik felsefe özü yakalamakta başarısız.Bitkisel hayattakini kişi edip de primatı kişi etmeyen nedir ? Amigdaladır.Ve genlerin kişilik(her neyse artık) dediğimiz yapıya zemin tanımadaki yatkınlık derecesidir.Birincil dereceden değil ama.İnsanı ormana bıraksan ibni tufelyin dediği gibi insan olup çıkmaz.Ortaya çıkan ürün hayvanın çok gelişmiş bir versiyonuyla sınırlı kalacaktır

    Edit 3:İnsanda doğası gereği rasyonal değildir.Uyumak mı daha kolaydır yoksa felsefe yapmak mı ? İnsanın doğal durumu uyumak gibi eylemlerdir.Felsefeyse o +1'e ulaşmanın yani hayvani tatminsizliğin zorla rafine edilmiş halidir

    Edit 4:Öldürmenin kendisi kötü değildir.Bedenimizdeki küçük yaşam formları sürekli yaşam ölüm döngüsünde.Teknik olarak her insan trilyonlarca gelişmemiş canlı katlediyor hem de herhangi bir eylem yapmaksızın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 6 Eylül 2019; 1:57:15 >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Tam olarak yazdıklarını anlayamıyorum kullandığın terimlerden bir şey çıkaramıyorum. Bilinçliliğin balonu derken neyden bahsediyorsun? Kişilik yoktur deyip kişileşmeye zorlaması ne demek oluyor? Kişiliğin illüzyon olduğunu falan mı iddia ediyorsun?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-8A8E5C90D

    Tam olarak yazdıklarını anlayamıyorum kullandığın terimlerden bir şey çıkaramıyorum. Bilinçliliğin balonu derken neyden bahsediyorsun? Kişilik yoktur deyip kişileşmeye zorlaması ne demek oluyor? Kişiliğin illüzyon olduğunu falan mı iddia ediyorsun?
    Spinozanın genişleyen bilinci.Meşhur özne nesne ayrımı.John searlenin de bir sorunsal olarak aldığı gerçekliğin varlığı fakat çıplak gerçekliğin tespit edilemezliği misali konular

    Kişiliğin olmaması ontolojik temelle alakalı(ama kategoriler vardır) Kişileştirme ahlaki yargılarla.Kesinlikle hayvanlar ahlakın konusu değillerdir.Ama yine de insanmış yani razı olabilen varlıklarmış gibi düşünürüz onları



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 6 Eylül 2019; 1:43:30 >
  • Önceki dediklerimin maruz kalma kategorisine işaret ettiğini düşünürsek şayet asıl miladı bilincin ilk katmanında aramak gerektiğini söylerim.Nitekim acı duyumunun başladığı ve ölme(kaçış) gibi kararları vermemizi sağlayan durumun adı.Russo der ki eğer bebekler anında kocaman birer adam olsalardı yaşayamazlardı bile
  • Fetus kişilik hakkı bakımından şöyle düşünülür.
    Firavunun bütün erkek çocuklarını öldürdüğü bi esnada ırakta bi erkek çocuk bulunur ve saraya getirilir firavunun hanımı bu çocuğu sever ve öldürme evlat edinelim der.

    Teorik olarak bu varlığın kişilik hakları kralın emrine tabi iken onun eşi olan kraliçenin tavrına göre şekil alan şeye benzer.

    Tekillik olarak öldürme imkanı olan ve gerekli görülen şeyin bedene aidiyeti olmadığı müddetçe yaşamasına karar verilmiş kişilik.

    Günümüzde taşıyıcı annenin taşıdığı şeyin hakkı şeklinde düşünülebilir. Sperm ve yumurta istense öldürülebilecek iken bedene aidiyeti olmadıkça yaşamasına müsaade edilen şey.

    Bu açılardan taşıyıcı annelik kurumuna göre fetüs tıbbi olarak metadır yani kapital değeri vardır ve etike konu olamaz.

    Bu açıdan tıbben kişilik hakkı taliki şarta tabidir şart adi olunca hayat kişilik kazanır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Daha insan-hayvan ayrimini duzgun yapamayan biriyle tartisarak vaktinizi bosa harcamayin.
  • Penguenler uçamaz ancak - 60 derecede yaşayabilir. - 60 derece havadan 2000 küsür metre yükseklikte ölçülebilir.

    Bu nedenle penguenlerin aslında uçarken kanat takmadığın ileri sürmek mümkündür. Yani uçma eylemi fiil olarak mantıksallığa eş paydaya bölünmüş ve dağıtılmıştır.

    Fiil ile fail arasındaki ilişki parçalara ayrılıp dağıtık yüzeyde toplanıp amacı gerçekleşme yönünden aynı şeyi söyler hale getirilebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teorik düşünelim. Et yemek ve cin ayet denmiş.

    Bi kişi hayvan etini yer ise sorun yok ancak Aynı kişi aynı ihtiyaca binaen insan eti de yiyorsa bu esasen cin ayet değildir belki in ayettir?

    Neden zira bu kişi akıl hastası kabul edilir?

    ........

    Yine teorik olarak bi kişi esasen kurtaj yolu ile aileden bi bireyi öldürebilir ve bu kişi dünyevi olarak yeni ve devamlı süt annesi olan bi ineği de öldürebilir. Bu iki hal dahi aileden birini katildir.

    Aile dışı birinin katli ise mesela yine rızık içinse bu kere akıl hastasıdır. Bu kişi hastaneye yatırılır.

    Toplamda cin ayet denen şeyin nedenselliği üzerinden yapılan kurguda bir kimsenin haksız yere canını alacak kavram mevcuttur ve bu aile kavramı ile telif edilir. Yani cin ayet mevcuda gelmiş bir bireye kişilik tanırken kişilik tanımadığı bir dönemden sonrasına hasredilir.

    .............

    Müşahhaslaşan kişinin kendisini öldürmesi de katil değildir. Ötenazi de mümkündür. O halde rıza dışı olarak yapılan fiilde kötülük ve cezalandırma argumanı ileri sürülürken mesela başkasının ineğini öldüren kişi onun süt annesini öldürdüğünden dolayı öldürülse meşru müdafaa sınırları içinde değerlendirmeye tabi tutulabilir iken kişilik verme hali o günkü meri hukuka göredir.

    Başkasının Çift sabanını kıran öldürülür. Hamurrabi kanunu.

    İçselleşmiş ölçüde kişilik hakkı kavramında değer algısı bakımından eksiltili bırakılan şey özelde taşıdığı anlam kadar cin ayete değil kısasa veyahut kısas algısına tabi olur.

    Kendisinin ineği veya tavuğu kişiye salt rızık değil anne dediği bireyin değişim hali olmuştur ve bu açıktır bunu koruma adına yapılan her fiil cin değil in ayet şeklinde zuhur bulduğunda meri olanın caiz olma yönündeki icazet anı karşılayabilir ancak akli delil bunun eşitliğin öteki tarafı bakımından değeri hususunu göz ardı eder veya edebilir.

    Bir kişinin teorik olarak benim artık süt annem olan bir inek kadar değeri olmadığını o süt annemi kestiğimde bana verdiği tepkisizlikten ölebilirim. Yani onun gözündeki değeri kadar gözümde değer taşımayan şeye karşı fiil in ayetin şeklinde zuhra gelir.

    Temel olarak suç ceza teorisinde değer sorunu mevcuttur.

    Tekil düzlemde bir inek anne denen bireye esasen denktir. Hukukun sayma yoluyla belirttiği hakların ileri sürülmesi hukuk robotu yapabilir ancak akli olanı değillemez. Evet doğru der. Dediği anda oluşan düzlemin pratiği bakımından eksik kalmış olanı açıklar


    ..........

    Tecavüz sonucu doğan bi bireyin babası denecek kişinin o çocuğun bakım ve iaşesi ile sorumlu olması gibi. Kadın o çocuğu öldürürse bu durumda tecavüzcü ün ayrıca tazmin sorumluluğu da mevcuttur
    Bunun hukuk düzlemindeki yeri sorunsalı öteki boyutu iken mevcudiyeti aklen vakidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kürtajı ruhban ayet (ruhbaniyet) insan ayet(insaniyet hayvan ayet(hayvani yet) nebat ayet(nebatat) şekillerine okumalar la da deneyimleyebiliriz.

    Teorik olarak sosyolojinin insan üzerindeki toplanın dağılma özelliği bakımından ayet denen hale gönderileri çoktur in veya cin ayet gibi ikilileri de oluştururken cinayet esasen ateşi şeytani olanı betimler.

    Toplam hukuk cinayeti yani şeytandan gelen ayeti hali esintiyi sorgular.

    Kürtajın bu neviden sorgusu şeytan ve tanımı bakımından sorunlu bir dönemeçte meri olanı tavra ve tanıma zorlamakta gibi görülür.

    Aynı şekilde ruhaniyet denen ruhani olan cinneti sonucu olarak kutsallığı bozulmuş olanın yaptığı iş eylem ise ruh ve onun da ilmini taşımak zorundadır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    İlk öncelikle bir şeyi belirtmek istiyorum. Konular arası hızlı geçiş yapman ve bunları birer cümleyle geçiştirmen benim seni anlamamı zorlaştırıyor. Ayrıca kullandığın terimler felsefi terimler değil. Bu şekilde karşı tarafla anlaşılır bir tartışma yapılamaz. Ben gene de yazdıklarını anladığım kadarıyla cevap vereceğim:

    "Ben de onu diyorum işte.Kişi olmaklık diye bir şey yok.Bak.Hayvanı bile doğru teşhis edemeyiz çünkü bilinçliliğin balonu onu ister istemez kişileşmeye zorlar.Tabi bu ahlaki yargılar verirken geçerli"

    Kişilik yoksa kişilik durumlarını yani kişinin benliğinin farkındalığı, gelecek ve geçmiş algısını nereye koyacaksın? Bunlar kişiliği sağlamayan şeyler ise ve kişilik yoksa adam öldürmekte gayet normal olmalı.

    "Hayvan insan arasındaki farkın işlevsel niteliğini,makasın kesinlikle ontolojik hiyerarşiyi etkilemeyeceğini söylemiyorum bile.İnsan hayvandan üstün davranışlar sergileyebilir ama kesinlikle kendisi üstün olamaz.Evet,realist düalistim"

    Neden öyle olsun? Bir argüman koymuyorsun ki ortaya. Ben ise sezgisel olarak bir çıkarımda bulunuyorum. Sezgilerim açıkça benim zihinsel engelli kardeşim bir kediden daha fazla ahlaki statüye sahip olduğunu söylüyor.

    "Edit:Etken nedenler kişiliğini garanti altına almaz.Kendini %100 kontrol edebileceğini söylüyor isen o başka"

    Özellikle buradan neyden bahsettiğin pek anlaşılır değil. Özgür irade ile kişilik arasında bir ilişkiden bahsediyorsun ama nedir çözemedim.

    "Edit 2:Analitik felsefe özü yakalamakta başarısız.Bitkisel hayattakini kişi edip de primatı kişi etmeyen nedir ? Amigdaladır.Ve genlerin kişilik(her neyse artık) dediğimiz yapıya zemin tanımadaki yatkınlık derecesidir.Birincil dereceden değil ama.İnsanı ormana bıraksan ibni tufelyin dediği gibi insan olup çıkmaz.Ortaya çıkan ürün hayvanın çok gelişmiş bir versiyonuyla sınırlı kalacaktır"

    İnsan ve primat kişidirler. Amigdala dediğin şey primatlarda da var zaten. Amigdala kişiliği belirleyen faktörse kişiliği duygulara bağlaman gerekli. Şayet primatlarda duygulara sahip varlıklarsa birer kişi olmalılar. Primatlar duygulara sahip oldukları için birer kişidirler.

    "Edit 3:İnsanda doğası gereği rasyonal değildir.Uyumak mı daha kolaydır yoksa felsefe yapmak mı ? İnsanın doğal durumu uyumak gibi eylemlerdir.Felsefeyse o +1'e ulaşmanın yani hayvani tatminsizliğin zorla rafine edilmiş halidir"

    Burayı çok yanlış anlamışsın rasyonellik kavramı kendi üzerine düşünen kapasiteleri ifade eder. Doğal hukuk geleneğini izlersek hayvanlar rasyonel varlık olamayacağı için birer kişi değillerdir.

    "Edit 4:Öldürmenin kendisi kötü değildir.Bedenimizdeki küçük yaşam formları sürekli yaşam ölüm döngüsünde.Teknik olarak her insan trilyonlarca gelişmemiş canlı katlediyor hem de herhangi bir eylem yapmaksızın"

    Bahsettiğin canlılar-örneğin bakteriler- bizim gözlemlerimiz dışında bu yüzden onlara karşı bir sorumluluğumuz yok. İkincisi, bu canlılar birer kişi değiller.




  • 3. Sünü bilmem ama 4. Dünya Savaşı taşla sopayla olacak. Einstein.

    Quantum evreninde bu söz söylenmiş ise quantitler devreye girer demeyi unutmamış olmalı zira taşlı sopalı savaşlar vardı.

    O halde Daha 1. Dünya Savaşı yapılmadı zira 4. SÜ yapıldığına göre 4 ten aşağısı olmalı idi. Veyahut 4. Savaş bir evren modeli ise bu model tekildi örneği ancak başka taşlı sopalı savaşlaraydı.

    İnsanın yaşam hakkına bakış cesaret içerir. Kişi nutfe denen şeyi de erse bunun anne diye tanımlanan kardeş diye tanımlanan bireyi tanımadığını anladığı an kainatın en tehlikeli organizmasıyla karşı karşıya kaldığını bilir.

    Bu açıdan idam Kürtaj masterbasyon vs haller esasen cin ayet olamaz. Bu haller hid ayet' e erme ile tevil edilebilir.

    Esasen insan anne denen şeyi döller ve rahminden çıkıp fizik bedenle bu kez kendisini doğuranla karşı yönelttiği de olay netleşir. Anne denen birey oluşamaz bir şeydir. Bu faraziye hukukta üst soy ile anılırken insanın üst soyu ile birlikte öz annesi olanın ona kanı canı sütü ile annelik yapanın bi inek keçi koyun olduğu bilinir haldedir.

    Hukukun anne tanımında kaçması nutfenin tavrından değil bir ineğin koyunun keçinin meri)(mera) olana bakışını tanımlayamamasından kaynaklı olmalı.

    Hammurabi çifti sabancı kıranderken çifti sabancı değil onu taşıyanı kastetmiş benzer. Bu şey anne denen şeyin de yaşam kaynağıdır.

    Hayvani olanın mesel olarak adlandırılması hususu ise faraziyeler silsilesidir. Mutlak hak kavramsal olarak farazidir.

    Hayvan hakkı tırnak içinde anne hakkına sebeb yeter illet olarak tanımdışı olanın haklarını beyana kelimeler yetmez şekiller kazanır.

    Diyalektik hukuk kişiye eş olarak evlatlığı verir. Evlenme cinselliği şart kılmaz sadece bunu ileri süren boşanma hakkı verir.

    ............

    Totalde anne hakkını bir öküz annesine hürmetsizlik yapan bi insandan sorsa idi davacı kavramındaki kişi hukuki olarak akledemez kişilik olarak öne çıkardı.

    Bunu öğretisel cevabı bize karma yolu ile cinselliği İnsanımsının değil hayvanların yani aslı öz olan iki kavramın hakkı olarak lanse eder.

    Öz anne ve baba denen şey cinsellik taşımadığından evrimde ayrıdır ve türleşme ile açıklanamaz halde olur.

    Bir kimse spermin algısı ile anne kavramını insanımsı da oluşturamazken tabiatı bakımından bunu kesip de yediği anlaşıldığına yoktan varedime sekansından öte bi zulum görülür.

    İnsanımsı esasen akledebilen bir varlık olamaz. Bunun melek ya da şeytan olduğunu ileri sürmek ise en bahtsız çözüm olmalıdır.

    Kişiye ister ilahiyattan ister kainatta tek bir tavsiye gelse anne dediğin kavrama mütecaviz olma ve onu kesip yeme dense idi bunu bile anlayamayacak düzeyde bir canlı ile karşı karşıya olduğumuzu anlardık.

    Kitabi olanı yorumda İnsanımsının yaratılışını neden olduğunu anlamak ise en korkunç çözümdür denebilir.

    ..............

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • https://m.youtube.com/watch?v=WearmOcbmXA&t=12s

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fetüs ifadesi saçma olmuş bukadar ciddi bir tartışma başlatıyorsanız şayet.Bilimselliğe yakın olalım mümkün olduğunca.
    Bilinç olmadığı için,kürtajın da belirli sınırlamaları olduğu için ve bu sınırlamalar eylemi etik kıldığı için - gerek insani,gerek tıbbi- kürtaj legal.
    Fakat dediğiniz gibi fetüste bu eylem yapılsaydı,bilinç varken ki zaten yasak bu,illegal bir eylem oluyor.Cinayetten farksız oluyor.

    Kürtajı destekliyorum.
  • Biz burada kürtaj yapıyoruz :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çok ikircikli bir konu, bebek bilince ulaştığı andan itibaren sadece annenin kararı olmaktan çıkar, yani tecavüzmüş evlilik dışı birliktelikmiş çok önemli değil. Bilinci olan bir canlının öldürülmesi söz konusu. Yani annenin 10 yaşında çocuğunu öldürmesinden farkı yok.
    Burada önemli nokta bilincin oluşma zamanı, o zamandan önce tamamen annenin kararıdır ister evli olsun ister tecavüz sonucu olmuş olsun insanlar da bebek sahibi olmak istemiyorlarsa seks yaparken biraz dikkatli olacaklar doğum kontrolü diye birşey var sonuçta



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lawbreaker -- 29 Ekim 2019; 1:0:53 >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.