Şimdi Ara

Medieval II: Total War | Başlangıç Rehberi ve Spesyalist Taktikler

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
58
Cevap
8
Favori
60.646
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Başlangıç Rehberi

    Aslında konuyu "Medieval II: Total War | Saha ve Harita Taktikleri" olarak açmıştım ama gördüğüm kadarıyla oyuna yeni başlayan bazı arkadaşlar oyunu anlamak konusunda zorluk çekiyor. Bunun üzerinde ben de konuyu "Guide" tarzına dönüştürmeye karar verdim. Taktik paylaşımı devam edecektir...

    Lets get started...

    Oyuna girdiyseniz, sizi bir menü karşılıyor. Öncelikle oyuna başlamadan önce grafik ayarlarınızı düzeltin. Single Player menüsünden "Grand Campaing"i seçiyoruz. Eğer oyuna yeni başladıysanız ve daha önce bitirmediyseniz yanlızca 5 tane devlet seçebildiğinizi göreceksiniz. İlla ki "diğer devletleri de oynamak istiyorum" diyorsanız oyun klasöründe "Data\World\Maps\Campaign\imperial_campaign" konumundan "descr_strat.txt" dosyasını bulun. "Notepad" ile açtıktan sonra "End playable" altındaki tüm devletleri kesip "playable" altına yapıştırın. Dikkat edin, "non-playable" kısmına dokunmayın, zira oynanmaları için düzenlenmeyen bu devletleri oynamaya çalışmak sorun çıkartabilir.

    Grand Campaign kısmında devletimizi seçtikten sonra mevcut ayarları kendimize göre ayarlıyoruz. İstediğiniz taktirde battle limit(savaş süresi), AI government(yapay zeka valiler), advice(tavsiye) seçenekleri mevcut. Benim size önerim, yeni başladıysanız hiç olmazsa düşük seviyede tavsiye açın. AI government pek güzel bir seçenek değildir, generalinizin olmadığı şehirleri yönetmenizi engeller. Savaş süresini de ben şahsen kullanmıyorum.

    Harita

    Oyuna ilk başladığınız zaman dünya üzerinde genelde bir otoritesizlik hakimdir. Rebel(isyancı) kasabaları devletlerin ulaşamadığı yerlerde çoğalmıştır. Her devletin kendi hakimiyet bölgesi, her bölgede birer yerleşim yeri mevcuttur. Yapay zeka gereğince oyundaki her devletin doğal sınırları mevcuttur. Örneğin bir Türk Devletinin temel amacı anadolu bölgesini hakimiyeti altına almaktır. Durduk yere orduyu toplayım Roma'ya sefere çıkmaz (ben denedim zevkli oluyor ).

    Oyun başında mümkün olduğunca yayılmacı politika izleyin ve geniş arazilere sahip olmaya çalışın. Özellikle "Rusya" gibi devletler oyun başı çok avantajlıdır. Büyük step ve ovalara sahiptir, bu da tarım gelirlerinin muazzam olmasını sağlar. Fakat genişlerken bir yandan da ülkenizin savunmasını düşünmek zorundasınız. Şehirlerinizde her zaman için en azından birkaç piyade ve okçu birliği bulundurmanızda yarar var.

    Harita hakkında vereceğim bir bilgi de "ticaret yollarıdır". Oyunda her şehir aynı miktarda ve türde ticaret yapmaz. Mesela Paris'in kara ticaret gelirleri fazlayken, Antioch(Hatay)'un deniz ticaret gelirleri fazladır. Ve bir şehir başka bir şehirle ticaret yapıyorsa, iki şehir arasında kara veya deniz bağlantısı olur. Harita üzerinde bunlar "yol" veya deniz üzerinde çizilen "hat"lar olabilir. Pek çok insan dikkat etmez ama bu ticaret yolları kritik öneme sahiptir. Eğer bir düşman birliği ticaret yolu üstünde gemi veya kara ordusu ile durursa, o ticaret yolunu kullanarak ticaret yapan tüm şehirlerin gelirleri düşer. Hem de öyle böyle düşme değil...

    Harita bilgisi her zaman için size aksiyonlarınız için rehberlik eder. Mesela düşmanı ormanlık araziye çekerek, 1000 kişilik bir fransız ordusunu 5 grup ingiliz "sherwood" okçusuyla püskürtmüştüm. Tabii bu gibi taktikleri uygulamak için istihbarat ağınız kuvvetli olmalı. Topraklarınız ister büyük ister küçük olsun, mutlaka ülkenizin en dış sınırlarına, "Rebel" barındırabilecek bazı dağlık arazilere ve özellikle gözünüzün göremeyeceği kadar uzaktaki ticaret yollarınıza(ki kuzey afrikada büyük bir sorundur) mutlaka gözcü kulesi dikin. Gözcü kulesi, generalleriniz aracılığıyla 250 florin'e haritanın herhangi bir yerine yerleştirilebilir. Ve emin olun, kontrolsüz ülke yönetmek çok zordur.

    Yerleşim Yerleri

    Oyunda yerleşim yerleri ikiye ayrılır. Askeri yerleşimler ve sosyal yerleşimler, yani "Castle(kale)" ve "City(şehir)". İki yerleşim yeri türünün de kendi içerisinde ayrı upgrade seviyeleri vardır. Her yeni seviyede inşa edilebilecek yeni binalar, dolayısıyla yeni birimler açılır. Şehir ve Kale seviyeleri:

    Şehir

    1-)Village
    2-)Town
    3-)Large Town
    4-)Minor City
    5-)Large City
    6-)Huge City

    Kale

    1-)Motte and Bailey
    2-)Wooden Castle
    3-)Castle
    4-)Fortress
    5-)Citadel

    Düşük seviyelerdeki bir şehri kaleye, veya bir kaleyi şehre çevirmeniz - belli bir ücret karşılığında - mümkündür. Fakat ileri seviyelerdeki yerleşim birimleri dönüştürülemez. Bu nedenle başta vereceğiniz kararları iyi düşünerek verin.

    Bu seviyeler yerleşim yerinin populasyonu ile alakalıdır. Populasyon artış miktarı, bazı değişkenlere bağlıdır. Bunlardan birisi toplanan vergi miktarıdır. Şehirlerde vergi düzeylerini siz ayarlarsınız. Kalelerde ise vergiler değiştirilemez. Şehirin üstüne tıklayıp construction(inşa) sayfasını açtığınız zaman yukarıda "Taxes(vergiler)" olarak görünür. "Very Low(çok düşük) - Very High(çok yüksek)" arası herhangi bir değerliğe atayabilirsiniz.

    Örneğin eğer şehir gelişmişse ve populasyondan çok ekonomi dengesine ihtiyacınız varsa, vergiyi artırıp şehrin kendi kendini amorti etmesini ve hatta kar etmesini sağlayabilirsiniz. Çünkü populasyon arttıkça "squalor" denen bir nevi "istanbullaşma " faktörü, huzursuzluğu arttırır. Bir yerleşim yerinin nüfusu artık Town için fazla gelmeye başladıysa artık paraya kıyıp(upgradeler ücretlidir) o şehri "Large Town" seviyesine yükseltmeniz gerekir.

    Şehir huzurunu etkileyen bir diğer faktör de "religion(din)"dır. Eğer bir müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışırsanız iflas edersiniz. Bu örnekte olduğu gibi, eğer din altyapısını kurmadan başka bir dinin hakim olduğu bir bölgeyi ele geçirirseniz, elinizde tutması zor olabilir. Bu yüzden bulunduğu bölgedeki insanların dini inançlarını etkileyen "Agent"lar var. İslam dinine ait "Imam"lar, Hristiyan dininin iki mezhebine ait (Chatolic ve Orthodox) "Priest"ler, ayrıca dinsizlerin ve sahte peygamberlerin inancı olan "Herecy"nin de "Heretic"leri var.

    Din faktörü çok önemlidir, hristiyan ve müslüman devletler sürekli kendi içlerinde din mücadelesi verirler. Hatta düşman ülkenin bir şehrinde çok sayıda din adamıyla ani bir inanç değişimi yaratmayı başarabilirseniz, şehirdeki halk isyan bile edebilir. Fakat dikkat etmeniz gereken nokta "Heretic"lerdir. bunlar hem müslümanlar, hem de hristiyanlar için büyük bir tehlikedir. Herecy inancını yayarlar ve yok edilmeleri gerekir. Heretic'in karşısına, seviyesine göre - tercihen yüksek seviye - bir din adamı çıkarmanız gerekir. Eğer düşük seviye bir din adamı çıkarırsanız, yok edeyim derken sizin din adamınız da heretic olabilir.

    Şehirdeki düzeni sağlayan birkaç faktörden bahsettik. Ama en önemlisi hala duruyor: Asker. Evet, halkınız mutlu veya üzgün olabilir. Hatta yeterince uğraşırsanız kızdırıp isyana bile sebebiyet verebilirsiniz. Farklı inanışlardan insanlarınız olabilir ve ajanlar şehrinizde huzursuzluk çıkarıyor olabilir. Fakat yeterli sayıda askeriniz varsa bunların hepsi sizin için birer sinek vızıltısından öteye geçemez. Şehirdeki - kaledeki asker sayısı, düzeni ve "order to law(kanunlara uyma)" yüzdesini arttırır.

    Askeri Birlikler

    Oyunun en önemli faktörü elbette ki "savaş". Ekonominiz çok güçlü olabilir, dini bakımdan önemli bir yerde olabilirsiniz, herkesle dost olabilirsiniz... Fakat diğer devletleri size saldırmaktan caydıracak kadar güçlü bir ordunuz yoksa, her an açık hedefsiniz.

    Haritadaki askeri birimler kara ve deniz olmak üzere ikiye ayrılır. Kara birimleri de "Piyade, Okçu, Atlı" olmak üzere üçe ayrılır... Hayır ayrılmaz. Kara birimleri biraz karışık

    Askeri birimleri şehir ve kalelerde farklı binalardan üretiyoruz. Şehirler daha çok sosyal yerleşkeler oldukları için pek kaliteli asker çıkarmazlar. Yani daha doğrusu yerel güvenliği sağlayacak ve savunmada yararlı olacak "Militia(milis)" birimler üretirler. Şehrin seviyesine göre çeşitli sayıda askeri birimin - o şehirde üretilebilen birimler olmak kaydıyla - "upkeep(gider)"leri için ücret alınmaz. Tabii şehirde durdukları sürece. Bu da şehirlerin askeri giderlerini azaltır ve sizi büyük bir dertten kurtarır. Buna karşın çok profesönel ordular karşısında şansları fazla değildir.

    Kalelerde ise durum çok farklıdır. Genelde gelir düzeyini dengede tutabilmek için yerleşim birimlerinin %80'i şehir, sadece stratejik noktaları kale yapılır. Profesyonel ordular ve kaliteli birimler genelde kalelerden çıkar. Bu sebeple "Blacksmith" gibi zırh seviyesi yükselten binaları kalelerde kurmak daha mantıklı olur.

    Diplomasi

    Oyunda 4 önemli faktör var demiştik: Ekonomi, Din, Asker ve Diplomasi. Aslında bu faktörlerden en önemlisi diplomasi olabilir, tabii bu sizin elinizle. Diplomatik ilişkiler yoluyla para da kazanabilirsiniz, askeri güç de elde edebilirsiniz. Başka ülkelerle yapacağınız müzakerelerin büyük faydaları olur. Ateşkes, ticari anlaşmalar, dostluk anlaşmaları, ultimatomlar ve bunun gibi birçok şey diplomasi yoluyla yapılır.

    Diğer ülkelerle herhangi bir anlaşma yapabilmek için aracı "Diplomat" veya diplomasi yeteneği olan ve bekar bir "Princess(Prenses)"iniz olmalıdır. Evet bazı prensesler bir diplomatın yapabildiği her şeyi yapabilirler. Hatta farklı devletten bir generali kandırıp sizin tarafınıza bile çekebilirler. Ama bu ayrı bir konu.

    Hanedan

    Oyundaki devletlerin hepsi mutlakiyet ile yönetiliyor. Doğal olarak bu devletlerin bir kralı ve kralın da ailesi var. Kralın çocukları, torunları, yani bütün aile üyeleri sizin elinizin altındadır. 16 yaşına giren her erkek aile üyesi general olarak savaş alanında emrinize girer. 16 yaşına gelen kız ise sizin onay vereceğiniz bir soylu ile evlenmeyi bekler. Tabii bazılarının sizin emrinizle başka erkekleri evlenmek için ikna etme gibi bir yetenekleri vardır. İsterseniz yine kendi ailenizden bir bireyle de evlendirebilirsiniz (akraba evliliği).

    Haritadaki generallerinizin her biri, farklı özelliklere sahip. "Liderlik, Savaş Kabiliyeti, Sadakat, Dindarlık" faktörlerinden hangisinin önemli olduğu elbette sizle alakalı birşey. Genel olarak askeri kabiliyeti olan aile üyeleri savaş alanında, şehir yönetmek konusunda kabiliyetli olan aile üyeleri ise yönetimde daha verimli olurlar. Ayrıca dışardan ailenize dahil olmak isteyen adayları da (damat veya evlatlık olarak) bu kriterlere göre seçmeniz mümkün. Tavsiyem, yaşlı ve tecrübeli birini alacağınıza genç ve acemi birini alın. Eğitimle çok daha iyi yerlere gelebilir.

    Generalleriniz birçok şeyi savaş alanında tecrübe ederek kazanabilir. Asker yönetimi, savaş kabiliyeti, dindarlık(cihad ve haçlı seferi yoluyla) vs. Fakat sadakat sonradan kazanılamaz. Bu nedenle general adayının "sadakat"ine bakarak karar vermenizi öneririm. Uzak bir sefere gönderdiğiniz düşük sadakatli bir generalin, yolda düşman saflarına geçmesini istemezsiniz.(iğrenç bir duygudur)



    Spesyalist Taktikler




    Askeri Bilgiler

    Ekip olarak bir araya gelip oyunun en iyi birimlerini ve özelliklerini araştırdık. Tüm şartların eşit olduğu bir savaş alanında teker teker bütün üniteleri karşılaştırdık. İşte sonuçlar:

    1.Piyade:

    Belki saçma gelecek ama birebir savaşta - okçu, atlı, moral, general gibi faktörler geçersizdir - en iyi piyade birimi "Janissary Heavy Infantry"dir. Bunlara zaman zaman kafa tutabilen tek birlik ise Moor devletindeki "Dismounted Christian Guards"dır. Yeniçerilerin statlarının düşük olmasına rağmen neden bu kadar iyi olduklarını çok düşündük ve bir fikirde karar kıldık. Oyunda "weapon lenght" faktörü var. Askerlerin elindeki silahların uzunluğuna göre daha uzaktan attack yapabilme gibi bir durum söz konusu. Yeniçerilerin elindeki baltalı mızrak uzun bir silah. Mesela iki birlik savaşırken, ön sıralar birbirlerine saldırır, ölen olursa arkadan gelenler öndekilerin boşlarını doldurur. Yani herkes sırasını bekler, en arkadan en öne atlayan olmaz. Fakat yeniçerilerin ön sırası savaşırken, baltalarının uzunluğundan dolayı 2. sırada duran askerler de en ön düşman safına uzanabiliyor. Yani yeniçeriler 60, düşman birimi 75 kişi bile olsa, yeniçeriler ezici bir üstünlükle galip geliyor. Ağır zırha karşı olan bonusları da cabası...

    2.Okçu

    Okçular savaş taktiğinize göre değişebilir. Mesela ordunun kanatlarına, atlı okçulara karşı 2'şer grup Milan Crosbowmen koyup, ordunuzu korunaklı bir hale getirebilirsiniz. Fakat İngilizlerin "Longbowman"lerini tercih ederseniz de, savaş alanının kritik bölgelerine kazıklar yerleştirip, düşman askerlerinin charge imkanını ortadan kaldırabilirsiniz. Bizim tespitimize göre bire bir savaşlarda İngiliz okçu birimleri daha üstün. Gerek mesafe avantajları, gerekse atış hızları gayet yerinde. Fakat crossbow isabetini de yabana atmamak lazım. Crossbowmanler oklarını daha verimli kullanırken, Longbowmanler daha kısa sürede daha çok ok atabiliyorlar. Sonuç olarak ani ataklara karşı hazırlıklı olmak ve ani ataklar yapabilmek istiyorsanız ingiliz okçuları tam sizlik. Fakat yavaş oyunlardan hoşlanıyor ve bir sonraki hamlenizi düşünürken ordunuzu güvende tutmak istiyorsanız crossbow tercih etmeniz yararlı olacaktır.

    3.Süvari

    Süvariler amaçlarına göre değişiyor, kaçan düşman askerlerini rehin almak için hızlı olanları, savaş alanında göğüs göğüse çarpışmak için ağır olanları tercih etmek gerek. Tabii ki piyadelerde yaptığımız gibi süvarileri de bir takım testlere tabii tuttuk. Kesin bir karara varamadık çünkü oyundan oyuna, pozisyondan pozisyona rakamlar değişti. Ama şunu kesin olarak söyleyebilirim ki oyunun en iyi 3 süvarisi şunlar: Moğollar (Khan's Guard), Fransa (Chivalric Knights), Türkler (Qapıkulu).




    Ticaret Taktiği: Oyunda bildiğiniz üzere bir resource (ticari kaynak) sadece bir tüccara hitap edebiliyor. Biz tesadüfi bir şekilde bir kaynaktan birden çok tüccarla yararlanmanın yolunu keşfettik. Herhangi bir generalinizi ticari kaynağa - tüccarın durduğu yere - yönlendirin. Zaten üstüne tıkladığınız zaman tüccarın para kazanmak için durması gereken yere gidecektir. İşte tam o noktaya bir geçici kale inşa edin. Normalde geçici kaleler, içinde birim olmadığı zaman 2-3 tur içerisinde silinirler. Fakat siz bu kalenin içine tüccarları doldurduğunuz zaman içinde birim oluyor ve kale orada duruyor. Üstelik kalenin içindeki tüm tüccarlar o ticari kaynaktan ticaret yapıyorlar. Bu yöntemle hem kendi tüccarlarınızı yabancı tüccar ve askerlerden korumuş olursunuz, hem de birden fazla tüccarla yüksek gelirli kaynaktan gelir elde etmiş olursunuz.

    Diplomasi ile para kazanmak: Oyuna başladığınızda etrafınız boştu ve fethedebildiğiniz bütün şehirleri fethettiniz. Tabii bu şehirlere asker sağlayabilmek için askeri alanlara ağırlık verdiniz ve sınır şehirleri elinizde tutmayı başardınız. Tam şehirleri geliştirmeye başlayacakken o da ne?! Paranız bitti... İşte burada devreye diplomasi giriyor. Elinizdeki büyük ve değişken harita bilgisi sayesinde büyük paralar kazanabilirsiniz. Hemen 2-3 tane elçinizi dünyanın dört bir yanına gönderin. Bütün devletlerle anlaşma yapın. Devletlere "make offer" kısmından "map information(harita bilgisi)" önerin ve karşılığında para isteyin. Gelişmiş topraklara sahip olduğunuz için birçok ticari yol da sizin elinizde, yine "make offer" kısmından "trade rights(ticari anlaşma)" önerin ve karşılığında yine para isteyin. Bir standart Holy Roman Empire, bir devlete map information satışından 800 florin, trade rights satışından 500 florin, ve hatta bazı ülkelere "Alliance(dostluk)" satışından 2000 florinleri bulan paralar kazanabilir.

    Akraba Evliliği: Eminim medieval II oyuncularının kafasında takılan bir olaydır. "Wife is a wretch"... Bu özellik, aile üyelerinde zaman zaman ortaya çıkar ve adamın karısı manyak olduğundan dolayı generalimizin bir takım stat'larını düşürür. Eğer çok değer verdiğiniz ve öne çıkarmak istediğiniz bir aile üyeniz var ise, onu bu tehlikeden koruyabilirsiniz. Aile içerisinde diplomasi yeteneği olan bir bayan karakteri alıyoruz. Çeşitli ülkelerle diplomasi yapmaya gönderiyoruz fakat hep karşı tarafın onaylaması kesin olan taleplerde bulunuyoruz. Böylece prensesimizin "charm" özelliği artıyor. Charm özelliği 3 ve daha fazla olan bir aile üyesini, seçtiğiniz herhangi bir komutanınızla evlendirdiğiniz taktirde böyle bir sorunla karşılaşmayacaksınız...

    Tampon Bölge: Oyunda bu güne kadar keşfettiğim en yararlı ve kullanışlı taktik diyebilirim. Bu taktik şöyle işliyor: Örneğin Danimarka devletisiniz ve Almanlarla (Holy Roman Empire) savaş halindesiniz. Her seferinde geri püskürtüyor, hatta Frankfurt'a kadar ilerliyorsunuz fakat fethetmiyorsunuz çünkü çok fazla ülkeyle sınır olmak istemiyorsunuz. İşte bu taktik tam sizlik. Holy Roman Empire ile sınır olduğunuz 2-3 tane şehri fethediyorsunuz. Merak etmeyin 1 ordu kafi gelecektir. Çünkü şehirlerde asker bırakmayacaksınız. Bu arada bu taktiği uygulamanız için aldığınız yerleşim yerlerinin kale değil şehir olması gerekli. 2-3 şehir fethettikten sonra o şehirlere gelebilecek olası asker takviyesine karşın şehirleri boşaltıp ordumuzu şehirlerin yanına konuşlandırıyoruz. Şehirdeki vergileri "very high" yapıyoruz ve isyan çıkmasını bekliyoruz. Bildiğiniz üzere isyan çıkar ve şehri ele geçirebilecekleri kadar büyük bir isyan olursa, şehirde ortaya çıkan Rebel ordusu çok büyük ve güçlü oluyor. İşte kontrolümüz altında gelişen isyan sonucunda sizin ve Holy Roman Empire'ın arasında bir tampon "Rebel" bölgesi oluştu. Üstelik 3 tane şehirleri ve büyük orduları var. Sağa sola da saldırmıyorlar, sadece bölgelerini koruyorlar. Almanlar şehirlerini geri almak için asker ve para kaybederken siz de rahat rahat gelişmenize bakın. Bu taktiği uygun gördüşünüz her yerde yapabilirsiniz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheAnormaly -- 23 Eylül 2013; 2:45:38 >







  • Oyuna yeni başladım.Bilgiler için teşekkür ederim.Ellerinize sağlık.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: E 

    Oyuna yeni başladım.Bilgiler için teşekkür ederim.Ellerinize sağlık.

    rica ederim
  • Hocam bu geçici kale kurup tüccarları yararlandırma olayını bilmiyordum süper birşeymiş tüccar locası için bekliyordum bende yabancı tüccarlar benimkileri piyasadan kaldırıyolar diye eline sağlık çok yararlı bilgiler.
  • Beyler, yeni başlayanlar için konuya başlangıç rehberi de ekledim.

    Not: Yazının hiçbir yeri alıntı değildir...
  • faydası oldu teşekkürler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bap.

    faydası oldu teşekkürler.

    Ne demek



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheAnormaly -- 18 Eylül 2012; 1:23:04 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • rehber çok güzel olmuş emegine saglık
    Benim 2 sorum olacak
    1) kalelerin ve şehirlerin ne zaman upgrade olacagını nereden anlayabiliriz ve bu upgrade olayını etkileyen faktörler nelerdir
    2) birim başına düşen asker miktarını nasıl arttırabiliriz (bir videoda 120 askerlik saracen milita birimi görmüştüm)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1-) Yerleşke nüfusu ile alakalıdır (Mesela Huge City 24000 ister, Citadel 9000). Upgrade imkanın olduğu zaman inşa penceresinde gözükür. Şehir upgradeleri "wall" olarak gözükür ama.

    2-) Birim başına düşen asker miktarını artıramazsınız. 120 askerlik saracen milita, o devletin heryerinde 120 askerlik olarak üretilir. Fakat devletten devlete farklılık gösterebilir.
  • Rehber çok güzel olmuş eline sağlık. Zamanında haftalarca oynamıştım bu oyunu. Oyunun başları çok zevkli olsa da dünyanın yarısına yakınını aldığınız zaman sıkıntılar başlıyor. Savaşları hep otomatik modda yapıyorsunuz. Bir de ne yaparsanız yapın şehirlerde nüfus artınca isyan çıkıyor. Her şehirde sürekli isyan çıkmasını bekleyip katliam yapmanız gerekiyor ve o şehirde nüfus azalınca geliri de baya artmış oluyor ama işte bunu sürekli yapmak zorunda olmak sıkıyor insanı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turuncu Sakal

    Rehber çok güzel olmuş eline sağlık. Zamanında haftalarca oynamıştım bu oyunu. Oyunun başları çok zevkli olsa da dünyanın yarısına yakınını aldığınız zaman sıkıntılar başlıyor. Savaşları hep otomatik modda yapıyorsunuz. Bir de ne yaparsanız yapın şehirlerde nüfus artınca isyan çıkıyor. Her şehirde sürekli isyan çıkmasını bekleyip katliam yapmanız gerekiyor ve o şehirde nüfus azalınca geliri de baya artmış oluyor ama işte bunu sürekli yapmak zorunda olmak sıkıyor insanı.

    "Squalor" denen faktörden dolayı oluyor o. "Huge City" ve "Citadel" upgradelerine kadar squalor faktörünü düşük tutabilmek için upgrade açılır açılmaz veya kısa süre içerisinde yapmanızın faydası olur. Son seviyede ise ağırlıklı "health bonus", "public order", "happiness" yükseltecek binaları yaparak bundan kaçınabilirsiniz. Bir süre sonra zaten populasyon artışı %0'a çok yakın olacak ve sınıra gelmiş olacaktır...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: great_cnta

    quote:

    Orijinalden alıntı: Turuncu Sakal

    Rehber çok güzel olmuş eline sağlık. Zamanında haftalarca oynamıştım bu oyunu. Oyunun başları çok zevkli olsa da dünyanın yarısına yakınını aldığınız zaman sıkıntılar başlıyor. Savaşları hep otomatik modda yapıyorsunuz. Bir de ne yaparsanız yapın şehirlerde nüfus artınca isyan çıkıyor. Her şehirde sürekli isyan çıkmasını bekleyip katliam yapmanız gerekiyor ve o şehirde nüfus azalınca geliri de baya artmış oluyor ama işte bunu sürekli yapmak zorunda olmak sıkıyor insanı.

    "Squalor" denen faktörden dolayı oluyor o. "Huge City" ve "Citadel" upgradelerine kadar squalor faktörünü düşük tutabilmek için upgrade açılır açılmaz veya kısa süre içerisinde yapmanızın faydası olur. Son seviyede ise ağırlıklı "health bonus", "public order", "happiness" yükseltecek binaları yaparak bundan kaçınabilirsiniz. Bir süre sonra zaten populasyon artışı %0'a çok yakın olacak ve sınıra gelmiş olacaktır...

    Bütün binaları yapılmış şehirlerde de bu sorun oluyor. Nüfus arttıkça halk giderek mutsuz oluyor. Bunun tek çözümü var o da şehri ağzına kadar asker doldurmak ama bu seferde asker harcamaları yüzünden batıyorsun. Bu oyunda campagin bitince oyunu da bitirmek lazım. Bütün dünyayı ele geçirim dersen işler karışıyor biraz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turuncu Sakal

    quote:

    Orijinalden alıntı: great_cnta

    quote:

    Orijinalden alıntı: Turuncu Sakal

    Rehber çok güzel olmuş eline sağlık. Zamanında haftalarca oynamıştım bu oyunu. Oyunun başları çok zevkli olsa da dünyanın yarısına yakınını aldığınız zaman sıkıntılar başlıyor. Savaşları hep otomatik modda yapıyorsunuz. Bir de ne yaparsanız yapın şehirlerde nüfus artınca isyan çıkıyor. Her şehirde sürekli isyan çıkmasını bekleyip katliam yapmanız gerekiyor ve o şehirde nüfus azalınca geliri de baya artmış oluyor ama işte bunu sürekli yapmak zorunda olmak sıkıyor insanı.

    "Squalor" denen faktörden dolayı oluyor o. "Huge City" ve "Citadel" upgradelerine kadar squalor faktörünü düşük tutabilmek için upgrade açılır açılmaz veya kısa süre içerisinde yapmanızın faydası olur. Son seviyede ise ağırlıklı "health bonus", "public order", "happiness" yükseltecek binaları yaparak bundan kaçınabilirsiniz. Bir süre sonra zaten populasyon artışı %0'a çok yakın olacak ve sınıra gelmiş olacaktır...

    Bütün binaları yapılmış şehirlerde de bu sorun oluyor. Nüfus arttıkça halk giderek mutsuz oluyor. Bunun tek çözümü var o da şehri ağzına kadar asker doldurmak ama bu seferde asker harcamaları yüzünden batıyorsun. Bu oyunda campagin bitince oyunu da bitirmek lazım. Bütün dünyayı ele geçirim dersen işler karışıyor biraz.

    Din %100, tüm binalar yapılı, yeterince asker ve az vergili şehirin bir sıkıntı yaratacağını zannetmiyorum. Campaing konusunda da haklısın, bir yerden sonra "distance to capital" olayı imkansız hale getiriyor. Bu yüzden ben genelde bir devlet yıkacaksam topraklarını almaktansa rebellara bırakıyorum. Daha kontrollü oluyor




  • Bu oyunu iyi oynamak istiyorsanız rehber olarak yabancı forumları kullanın sözüm konu sahibine değil ama Türk forumları çöp bu konuda.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: IIJACKII

    Bu oyunu iyi oynamak istiyorsanız rehber olarak yabancı forumları kullanın sözüm konu sahibine değil ama Türk forumları çöp bu konuda.

    "Başlangıç Rehberi"ne ihtiyaç duyacak bir insanın iyi oynaması için daha zamanı vardır diye düşünüyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: great_cnta

    quote:

    Orijinalden alıntı: IIJACKII

    Bu oyunu iyi oynamak istiyorsanız rehber olarak yabancı forumları kullanın sözüm konu sahibine değil ama Türk forumları çöp bu konuda.

    "Başlangıç Rehberi"ne ihtiyaç duyacak bir insanın iyi oynaması için daha zamanı vardır diye düşünüyorum.

    Dikkat edersen bu konuyla alakalı konuşmadım ama oyunu gerçek anlamda öğrenip çözmek istiyorsanız dedim. Türkçe kaynaklar bu konuda çok boş malesef.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: IIJACKII

    quote:

    Orijinalden alıntı: great_cnta

    quote:

    Orijinalden alıntı: IIJACKII

    Bu oyunu iyi oynamak istiyorsanız rehber olarak yabancı forumları kullanın sözüm konu sahibine değil ama Türk forumları çöp bu konuda.

    "Başlangıç Rehberi"ne ihtiyaç duyacak bir insanın iyi oynaması için daha zamanı vardır diye düşünüyorum.

    Dikkat edersen bu konuyla alakalı konuşmadım ama oyunu gerçek anlamda öğrenip çözmek istiyorsanız dedim. Türkçe kaynaklar bu konuda çok boş malesef.

    Ne bileyim, bu konuya yazdığın için... Eğer bildiğin bir taktik ya da konunun eksik olduğunu düşündüğün bir yanı varsa söyle, eklemeye çalışırım.




  • bende bu oyunu merak ediyorum age of tarzıysa mutlaka oynarım..bu aralar civ 4 anlamay çalışıyorum ama hala anlamadım her zamanki gibi sonu unistall olacak bu veretin..:)))
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M-A-R-S

    bende bu oyunu merak ediyorum age of tarzıysa mutlaka oynarım..bu aralar civ 4 anlamay çalışıyorum ama hala anlamadım her zamanki gibi sonu unistall olacak bu veretin..:)))
    Pek AoE tarzı olduğu söylenemez. Daha geniş kapsamlı ve daha stratejik. Yani pek aksiyon odaklı bir oyun değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheAnormaly -- 27 Ekim 2012; 22:44:38 >
  • o zaman değmez..orduları savaştırmayacksan işşçilere altın kazdırmayacaksan yiyecek toplatmayacaksan odun kestirmeyeceksen değmez..:)))
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.