Milli muharip uçak KAAN ilk uçuşunu yaptı (12. sayfa)

Abi mutlu olamıyorlar, çünkü adamların İslamiyet ve Müslümanlık ile ilgi sorunları var.

Peki neden İslamiyet ve Müslümanlık ile ilgi sorunları var ? Çünkü hayasız bir yaşamı arzu ediyorlar.  

Bunca şeyi bu cinslere mi yazdın sen usta ya :) İsterse %100 yerli ve %1000 altından olsun bunlar b.k sürer yine uğraşma...

bu kadeh tek mutluluk kaynakları türkiyenin başarısız parçalanması olanlar bir kadehi içip savcıya gidenlere gelsin. 

CNN TÜRKyoutube

HABER | Son Dakika Haber ve Güncel Haberleri İlk Bilen Siz Olun... Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından üretilen Milli Muharip Uçağı KAAN, ilk uçuşunu Ankara'da yaptı. Abdullah Ağar KAAN'ı tek tek anlattı. CNN TÜRK YOUTUBE KANALINA ABONE OL ➤ https://bit.ly/2LzuZ1H ➤TÜM PROGRAM İÇERİKLERİ İÇİN: https://www.cnnturk.com/tv ➤http://twitter.com/cnnturk ➤https://twitter.com/cnnturkprogram ➤https://www.facebook.com/cnnturk ➤https://www.facebook.com/cnnturkprogramlar ➤https://www.instagram.com/cnnturk ➤http://youtube.com/cnnturk ➤Google News: https://buff.ly/47rtuxi #Haber #Sondakika #KAAN

https://www.youtube.com/watch?v=DSfbGSWF4pA

KAAN savaş uçağının başarıyla uçurulması diplomatik olarakda Türkiye'ye avantaj sağladı. Son günlerde ABD ile yaşanan F16 alımları konusundaki gelişmeler KAAN projesi ile doğrudan bağlantılı aslında.

ABD şunu çok net şekilde gördü;

Türkiye'ye yapılan her türlü askeri ambargo artık Türkiye'ye zarar vermiyor. Aksine yıllardır süregelen ve istenilen askeri ürün geliştirmeme, satın almaya yönelik diplomatik ilişkiler kurma boyutu kırıldı. Türkiye'nin 10 yıl önce HSS'lere aşırı ihtiyacı vardı, Patriot gibi Nato ülkelerinin temel savunma silahları parası verilerek dahi Türkiye'ye satılmadı. Bir süre İspanya gibi Nato ülkelerinden parası verilerek Patriotlar kiralanarak kullanıldı, sonra ABD baskıları yüzünden Patriot veren ülkeler Patriotlarını geri çekti. Türkiye burada S400 alarak diplomatik anlamda ABD'ye rest çekti. Hem Nato üyesi ülkesin, hem parasını vereceksin hemde Türkiye'nin güvenliği söz konusu olmasına rağmen Türkiye'yi umursamayacak, yanlız bırakacaksın? HSS bir savunma sistemi, nükleer bomba değil. Türkiye'de ilk HSS'ler konusunda kendi imkanlarıyla çalışmalara başladı ve bugün yelpazesi çok geniş HSS sistemlerini geliştirdi.

S400 konusunda esasen Rusya'dan teknoloji transferi beklentiside vardı. Bu kısmen alındı. Rusya'da ABD gibi bölgede güç dengelerini kendi elinde tutmak adına herşeyi paylaşmıyor. Bunun bir sebebide Türkiye'nin Ukrayna ile çok yakın askeri ilişkileri ve anlaşma yapmasındanda kaynaklı. Türkiye ise burada çok kritik adımları attı ve Ukrayna savaşı öncesinde füze ve jet motoru alanında yetkin olan askeri bilim insanlarını Türkiye'ye getirdi. Bu Ukrayna devleti ile anlaşmalı gerçekleşti. Önce teorik sistem altyapısı öğrenildi ardından tesisler kurularak öğrenilen teorikler uygulanmaya başlandı. Ukrayna savaşı başladıkdan sonrada Ukrayna'daki askeri bilim adamlarının çoğu Türkiye'ye kaçtı. Özellikle HSS sistemlerinin hızlı şekilde ilerlemesi son 2 yılda zirve yaptı. Buda tesadüf bir gelişme değil. Türk savunma sanayisi şuan 500 km+ menzilde HSS'leri üretmek adına çıta yükseltmiş durumda. HSS'lerin roketlerinin jet motorlarının yapımı burada çok kritik bir faktör oluşturuyor. Yakın bir zamandada bu kritik eşik aşıldığında (muhtemelen tarihide bellidir bunun ve ABD'de çok iyi biliyordur) envanterdeki S400 sistemleri büyük ihtimalle Azerbaycan, Katar veya KKTC'ye verilecek çünkü S400'lere ihtiyaç kalmayacak. ABD ile son günlerdeki "S400 konusunu çözelim, F35lerinizi verelim" diplomasisinin arkaplanında bu gelişmeler yatıyor. Pek tabiki ABD F35 uçaklarını vereceği zamanda bunları Yunanistan'a karşı kullanmama şartıda sunacak. Bunlar beklenen şeyler.

Türk savunma sanayisinde esasen bilinmeyen ve söylenmeyen çok fazla kritik proje çalışması yürütülüyor. Son yıllarda üstünde çok titizlikle durulan bir başka ARGE çalışmasıda yapay zeka ve yazılım konusu. HSS konusu özelinde sadece bir örnek verirsek, Türkiye geçtiğimiz yıl çok sıradışı bir adım attı. İsrail'in demir kubbe sistemlerini çökerten Gazze'li bir yazılımcı Mossad tarafından Malezyada yakalndı ve İsrail'e getirilmek üzere bir süre rehin tutuldu. MİT bu bilgiyi aldıktan sonra Malezyada filmlere taş çıkartacak şekilde bir operasyonla Mossad'ın elinden bu Gazze'li yazılım dehasını kurtardı ve Türkiye'ye getirdi. Buradaki amaç çeşitli düşman HSS sistemlerini bloke edecek yazılımları kırabilecek yetenekdeki kişileri kullanabilmek. şimdi bu Gazze'li yazılım dehası çocuk Türkiye'nin himayesinde gizli bir yerde tutularak Türk savunma sanayisi çatısında çalıştırılmaya başlatıldı. Mossad'ın son 1 yılda Türkiye'deki faaliyetlerinin artmasının temel sebeblerinden biriside bu. Yani yaşananlar boşunada değil. Demir kubbe sistemini hackleyip etkisiz hale getiren bir dehanın yapacakları sadece hayal gücüyle sınırlıdır. Böylesi adamlarda nadir bulunur. Vakti zamanında ABD, 2.dünya savaşında Nazi SS subayı olarak görev yapan ve Nazi'lerin ünlü V2 roketlerini icad eden Wernher von Braun'u ABD'ye getirmişti. Von Braun ise esasen idamlık bir Nazi subayıydı ancak dehası ABD'ye çıta yükseltecekdi. Adam NASA'ya roket geliştirme bölümüne getirldi ve bu adam sayesinde ABD roket ve jet motoru teknolojilerinde çıta atladı. Von Braun'un NASA'ya kattıklarıyla ABD uzay yarışını kazandı 60larda. Askeri teknoloji işleri çok farklı işler.

Deniz kuvvetleri alanında ise Türkiye esasen Osmanlı dönemindeki mecburiyetlerden kaynaklı stratejilerle ilerliyor. şöyle açıklayayım;

Osmanlı devleti esasen Kanuni döneminde gerileme evresine girdi. İronik ama gerçek, sebebide şu;

Kanuni döneminde Amerika kıtası keşfedildiği için Avrupa yeni umut olarak Amerika'ya göç etme durumuna girdi. Bunun içinde okyanusu geçmek için büyük kalyonlar yaptılar. Osmanlılar ise Amerika kıtasını hafife aldı. Osmanlı donanmasının doktirini hep iç denizlere hakimiyet üzerine kuruluydu. Karadeniz ve Akdeniz'e hakim olunacak gemiler yapıldı. Cebelitarık'tan ötesini Osmanlı devleti kaileye almadı. İşte bu strateji Osmanlıya kaybettirdi. Kanuni dönemi Osmanlının en zengin ve kudretli dönemiydi. Yapılacak büyük kalyonlar ile Amerika kıtasına gidilebilir ve yeni topraklar kazanılabilirdi. Bu görmezden gelindi ve Kanuniden 300 yıl sonra Osmanlı devleti Amerika kıtasının etkisiylede çöktü çünkü Amerika'daki kaynaklar Avrupa'yı ekonomik olarak besledi ve Osmanlının gücü kırıldı.

Bugün ise benzer bir mantık deniz kuvvetleri gücündede görülüyor. Coğrafi koşulların getirdiği mecburiyetliklerden ötürü Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de ihtiyaç duyulacak gemiler yapılıyor. Sonuçta büyük okyanusa bir komşu sınırımız yok yada büyük okyanusda işimizde yok. Haliyle iç denizlere uygun yapıda gemiler ihtiyacımız dolayısıyla burada yapılan gemi ve denizaltılarda buna uygun tasarlanıyor. ABD'nin 50 tane devasa uçak gemisi var çünkü adamlar okyanuslara hakim olmak istiyor. Türkiye ise kendi deniz sahanlığında güçlü olmak niyetinde. Haliyle daha stratejik gemiler inşa ediliyor. Buna rağmen Türkiye kendi uçak gemisini yaptı ve 2.büyük tam kapsamlı KAAN savaş uçağını kullanacak şekilde tasarlanan uçak gemisinin yapımınada başladı. Bu zaten başlı başına deniz kuvvetleri adına bir kırılma anıdır zira uçak gemileri esasen okyanuslara hakim olmak için yapılan gemilerdir. Ancak değişen ve gelişen teknolojiler ve güç çarpanı etkileri uçak gemisi sahibi olmayı deniz kıyısı nerede olursa olsun her ülkenin hayali olmaya başladı. Devir artık sadece kara ve denizlere hakim olma devri değil. Denizlerin hava üstünlüğünüde elde etme devri. Uçak gemileride burada devreye giriyor. Her uçak gemisi filosundada denizaltılar mutlaka vardır. Türk savunma sanayisinin denizlatı yapımına verdiği önemin bir sebebide bu zaten.

Kur'an-ı Kerim'i yakan İsveç'in NATO'ya alınmasını sağlayan Reis'in arkasına saklan sende :)

AKP kadar Kur'an-ı Kerim ile dalga gecen daha baska bir parti gelmemistir bu dünyaya.

donanma konusunda çok farklı düşünüyoruz. bence osmanlı küçük gemi yaptı diye değil sırf rusya geldi 3 baskın çekip demirli donanmayı yaktı boyutla alakası yok bence. günümüzde okyanus için bir tane gemin olsa yeter 50 taneye gerek yok. ben askerliğimi nato barış gücü afgan taburunda yaptım coniler taşıtlarına Türk bayrağı çekiyordu ateş etmesinler diye. yani bir gemimiz var zaten ikmalsiz japonya'ya kadar gidebilen ki osmanlı da göndermiştir japonya'ya gemi ama geri dönememiş batmıştır maalesef fırtınada. maçası tutan ateş açar tek gemi de olsa çünkü önemli olan Türk bayraklı gemiye yer mi yemez mi meselesidir. amerika tatbikatta bir gemimizi vurmuştur ama tatbikatlarda ciddi ciddi kilitleme manevra heyecan stress olur yanlışlamaya bastın mı gitti yani bizde de hss yoktu o zamanlar gemilerde o öyle bir oldu kaza ama normalde olmaz. şimdi hiç olmaz gemilerde de var artık hss hatta kıyı savunma sistemi de yapıldı. donanma biraz daha yavaş ilerleyen ama daha uzun süre kullanılan bir şey o yüzden çok cezbedici değil hava kuvvetleri gibi. f16 50 senelik uçak çok eski deniyor yani öyleyse o torpidoyu atan denizaltı 30 senedir hizmette ve bu denizaltı iyi diyoruz. f16 50 senedir hizmette değil ki ismi f16. golf var 89 model golf var 2023 model aynı araç mı alakası yok ama bu aynı alet 30 senedir. silah takarsın sökersin değişim olur ayrı ama sonuçta hala ilk yaptığın alettir. uçaklar gibi 12 bin saat uçuş ömrü metal yorgunluğu falan olmaz denizaltılarda. denizaltı çeliği diye o yüzden önemli zaten parasıyla bile alamıyorduk. eskidi artık envanter işte reis sınıfı yeni almanlar ile ki o da 4 milyar dolarmış ben duymamıştım maliyetini bu da az değil ama bu demek değil ki bunlar iç denizlerde söker okyanusa çıkmazsa para etmez. yüzeye çıksın göstere göstere gitsin o sıkıntı değil uydu var canlı her şey görünüyor artık kim vurduya gitmez. esas derinde ne olduğu da belli olmaz vurur kaza der geçerler yersek yeriz yemezsek yapacak bir şey yok olurdu eskiden olsa ama şimdi o da olmaz.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Preveze_s%C4%B1n%C4%B1f%C4%B1_denizalt%C4%B1

https://tr.wikipedia.org/wiki/Reis_s%C4%B1n%C4%B1f%C4%B1_denizalt%C4%B1

o bile bile yapılıyor zaten.

ne demişti fesli kadir ?

"ramazanda iftar için külliyeye davet edilmiştim, orada Tayyip beyle görüştüm. sakın ha borcu bitirme, borcu bitirirsen seni o koltukta bir dakika bile oturtmazlar." dedim.

işte bu yüzden borç katlanarak artıyor.

alacaklılar da şöyle düşünüyor "bu adam giderse biz alacağımızı tahsil edemeyiz, bu kalmaya devam etsin biz de tahsilatımıza bakalım..."

Önemli olan tek parçası motoru. O da başkasına yaptırılıyor. Zaten savunma sanayi çoğunlukla montaj yapıyor. Benim de hedefim aselsanda argeci olmak. Bakalım…

Atatürk'ün sallandırdığı SaİT gibilerinin tohumları bilerek bu konuları bekliyorlar nefretlerini kusabilmek için. Hayır, o değil sanki kendi yapıyor uçağı o ayrı bir komedi