Şimdi Ara

Neden ilk kızılderililer, afrikalılar vs. Avrupayı keşfetmedi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
28
Cevap
0
Favori
644
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gelin bi tartışma yapalım. Bir çok cevap var evet. Yine de söyleyin.
    Hani neden beyazlar gelip zencileri sömürüp köle yaptı da zenciler ilk yapamadı ? Veyahut kızılderililer ? Onlar neden gelişemedi de avrupa, orta doğu, arabistan, güney ve doğu asya vs gelişti ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • En net cevap sanırım kaynaklar olur. Amerika kıtasında at yok. Atın ehilleştirilmesi ticaret, savaş birçok şeyi değiştirmiş birşey. Bunun gibi bir sürü kaynağın etkisini üst üste koyunca arada inanılmaz farklar oluşması normal.

    İspanyollar yanlış bilmiyorsam at karşılığı deli gibi altın alıyorlar ilk başlarda çünkü Amerikadaki yerli halk altına hiç değer vermiyor bildiğin taş demek onlar için.

    Aradaki gelişmişlik farkı ise sanırım Amerika kıtasındakiler hala M.Ö. 1000li yıllardaki kadar ilkeller. Yani onların gelişmesi ile diğer tarafın gelişmesi arasında muazzam fark var.
  • Onlar zaten gelişmişlerdi. Takvimler veyahut genel tabirle Astronomiyle tabiri caizse donemine "Zirve" 'si olarak nitelendirilebilecek bir topluluklardi. Sadece ve okudugum kadariyla "Inanc" 'larina simsiki bagli olup,pek fazla Avrupalilar gibi "Atilgan" degillerdi. Atilgan olmamaktan kastim pek yerli yerinde pek fazla karismayan olarak algilanabilir. (Inanctan kastim toplum ici kurallar, 'Dini' bir anlam atfetmemek yerinde olur)

    Gelisemedikleri olarak dusuncem su yonde: Birden fazla topluluk yoktu o yerde. Yani etkilesim olmali ki tam gelisim olmali ama etkilesim olmazsa gelisim yavas bir surecte ilerler. Birde "Daginik" olmalarina yorulabilir bu olay. Pek fazla duzenli olmamalari onlari Avrupa ve Asyalilara oranla geri itmis olabilir.

    Avrupa-Asya-Ortadogu'da gelisimin olmasi ise dusunceme gore toplu bir haldeyken(Buyuk devletler olarak dusunulebilir) dagilmalari ve dagildiklari yerde kisisel olarak kucuk devletcikler diyecegimiz bir olayin gelismesi.(O donem kabile,gocebe ve sehir devletleri olarak) Kucuk devletcikler kisisel olarak kendi yasamsal tarzlarini belirledigi icin farklilasma meydana(Toplumsal duzen ve cografik olarak ayrilmasi, bu ayrilmayla beraber insanlarin o duruma gore yasamasi) gelecektir. Yavas yavas hakimiyetin arttigi donemde ele geciren kucuk devletcikler ele gecirdigi yerin kendisinden farkli oldugunu anlayacak ve birazda saskinlik duydugu ve degerli gordugu yerleri kendisine alip kendisiyle ele gecirilen yerler arasinda etkilesim baslayacak ve yeni seyler ortaya cikacaktir.(Bu sayisiz kere tekrarlanabilir,devletcik ayrilir,devletcik baglanir gibi)

    Birde son olarak soyle bir sey olabilir. Ilk insanlarin Afrika'dan-Avrupa'ya ve Avrupa'dan-Asya'ya,Asya'dan da-Amerika kitasina gelmislerdi bildigim kadariyla. Amerika kitasina gelene kadar insanlarin gelisim oraninda Amerika'ya gelen insanlara oranla gelisim olacagi icin Avrupa ve Afrika gibi yerlerde bu kadar gelismislik olmasi ve Amerika kitasinda gelismisligin az olmasi aciklanabilir gibi.

    Bu son paragrafta cok bilgi eksikligim oldugu icin pekte katilabildigim bir dusunce degil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Çok kaba bir açıklamayla denizcilik, haritacılık, kara taşımacılığı ve ticaret Amerika ve - Antik Mısır gibi bazı istisnalar hariç - Afrika'nın yerli halkları arasında yeterince gelişmediği için. O sebeple keşfedemediler, fetihler yapamadılar. Amerikan yerlileri tekerlek nedir bilmezdi. Sallar haricinde öyle büyük gemileri, tekneleri yoktu. Güney ve Orta Amerikan yerlileri at bile evcilleştirmemişti. Amerikan kıtasının yerlileri mimaride, maden işinde, matematik ve astronomik ölçümlerde, siyasi organizasyon anlamında Avrasyalı antik medeniyetlerin gerisinde değillerdi ama ulaştırma teknolojileri Avrasya'dakilere kıyasla hakikaten geri kalmıştı. Askeri teknoloji anlamında da özellikle at - süvari ve top bilmedikleri için ciddi ölçüde geri kalmışlardı. Afrika ise aşağı yukarı benzer bir profilde, Ashanti gibi tek tük bazı gösterişli imparatorluklar bulunsa da çoğunlukla ilkel topluluklardan teşekkül olmuş bir nüfusu vardı. Coğrafyası gelişmeye çok da müsait değil. Sıcak, aşırı yağışlı ve vahşi bir alem. Sub Saharan Savan iklimi ve bitki örtüsü var. Kuzey Afrika bir dinamik yüksek basınç alanı dolayısıyla devasa bir çöl - Sahra Çölü'nü - barındırıyor. Güney Amerika'da da benzer coğrafi unsurlar var. "Coğrafya kaderdir" deyişi ile açıklayabiliriz çünkü coğrafya medeniyet düzeyini ve özelliklerini belirliyor. Elbette bir takım tesadüfi faktörler de olmalı. Tekerleğin icadı gibi. Çoğu icat aslında kazara gerçekleşmiştir. Etkileşme şansına sahip medeniyetler arasında yayılmıştır. Ne kadar çok uygarlık o kadar çok teknik bilgi üretimi ve paylaşımı demek. Güney - Orta Amerika'daki medeniyetlere dikkat ederseniz Avrasya'daki muadillerine göre daha izole - birbirinden kopuk olduğunu görürsünüz. And Dağları'nda sıkışmış bir İnka İmparatorluğu ile Amazonları aşamayan Brezilya yerlileri gibi. Medeniyetleri ağırlıklı olarak Yucatan'da tıkılı kalmış Mayalar gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Konu dağılmasın da aklıma geldi yazını okurken, neden biz Antik Mısır diyoruz hep? Bu millet Arap değil ama Antik Mısır diye anılıyor, devletlerinin adı yok muymuş hiç?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Konu dağılmasın da aklıma geldi yazını okurken, neden biz Antik Mısır diyoruz hep? Bu millet Arap değil ama Antik Mısır diye anılıyor, devletlerinin adı yok muymuş hiç?
    Gelenek ile alakalı. Biz daha çok Doğu geleneği içerisindeyiz o yüzden Arapların tabiriyle ülkeyi anıyoruz. Batı geleneği içerisinde olsaydık Antik Yunanların adlandırmasından türeme bir tabirle - Aegyptos - bu ülkeyi anardık Almanlar, İngilizler gibi. Muhakkak vardır ve dönemine göre Krallık veya Firavunluktan türeme bir isim olsa gerek. Antik ülkeye sakinleri Kemet yani Kara Toprak diyordu Nil çevresindeki taşkın ürünü verimli topraklara gönderme olarak. Herodot Mısır'a Nil'in hediyesi der.

    Bu arada herkesin yeni yılı kutlu olsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Peki biz neden toplu halde biriktik, onlar dağınık kaldı ?
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    At düşünmemiştim. Evet oldukça mantıklı. At, eşek, katır vs devasa yardımları oldu.
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Bu cevap tam olarak istediğim değildi. Mesela neden onlarda (orta amerikanlar, inkalar gibi gelişmiş olanlar) gemi ticareti yok ? Kanolar vs ile denizciliği bildiklerine şüphe yok ama en azından kadırga gibi gemilerinin olmaması mantıksız. Her yer orman zaten. Yani kaynak olarak eksiklik yok. Gelişmiş bir uygarlık da yani ticarete önem vermemeleri çok tuhaf olurdu.
    İç kesimleri anladım, ne ulaşım var ne kaynak. Gelişememeleri normal.
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Antik yunan mesela orda devletçikler var bildiğim kadarıyla o sebepten isim olmaması normal ama Mısır 2000 yıllık bir devlet değil mi? Mesela Kadeş antlaşmasında Hititler ile ne yazıyormuş antlaşma metninde? O zaman Yunan falan da yok.

    Sümer, Babil, Asur vb medeniyetlerin bir ismi varken piramitleri yapan adamların isimlerinin olmaması bana hep garip gelmiştir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: General Tao

    Bu cevap tam olarak istediğim değildi. Mesela neden onlarda (orta amerikanlar, inkalar gibi gelişmiş olanlar) gemi ticareti yok ? Kanolar vs ile denizciliği bildiklerine şüphe yok ama en azından kadırga gibi gemilerinin olmaması mantıksız. Her yer orman zaten. Yani kaynak olarak eksiklik yok. Gelişmiş bir uygarlık da yani ticarete önem vermemeleri çok tuhaf olurdu.
    İç kesimleri anladım, ne ulaşım var ne kaynak. Gelişememeleri normal.
    Kimse üretmezse, hiç kimse denizin çok ötesinde veya en azından kıyı hizasında denizde uzun mesafeler katetmede bir çıkar veya bir macera görmezse kanodan daha büyük kadırga benzeri gemileri hayatta olmaz. Birisi üretse bile hemencecik Avrupa'ya açılmaz, önce bu teknolojinin yayılması ve inovasyonlarla gelişmesi lazım. Uygarlıklararası ortaya çıkan altyapı ve gelenekten yeni ve çok daha dayanıklı gemi modellerinin üretilmesi lazım. Bunlar hepsi birer süreç ve interaktif bir süreç. Hiçbir uygarlık sıfırdan veya kano türevi teknelerden coğrafi keşifler çağına, Zheng He'nin uzun seferlerine bir anda sıçrayamaz. Coğrafi faktörler var, tesadüfi faktörler var, beşeri faktörler var. Bilim çok önemli. Kozmografya ve haritacılık... Avrupa insanını yeni hiç bilmediği rotalar izlemeye cesaretlendiren - hesaplama hatalarıyla dolu - Antik Yunan bilimi ve coğrafyacılığıdır mesela. Zheng He içinse bu dev gemileri ve prestiji olsa gerek. Başlangıçta dediklerime dönersem, eğer kıyılarda nispeten birbirine yakın hiç kent sıralanmamışsa, denizde nispeten yakınlarda doğru dürüst bir ada yoksa, yalnızca uçsuz bucaksız okyanus varsa denizciliğin gelişimine elverişli ortam oluşmayacaktır. Avrupa denizciliği okyanusal ortamda değil denizciliğin gelişimine daha elverişli şekilde adalar ve yerleşim bulunan kıyılar ve koylarla dolu denizel ortamda gelişmiş Fenike, Yunan, Roma ve İskandinav denizciliğine dayanıyor. Ege, Akdeniz, Baltık, Manş gibi denizlerin ortamında gelişmiş bir denizciliğe. Amerikalılar ise genellikle okyanusal bir ortam ve koca bir kıta ile muhataptı dolayısıyla bu denli interaktif ve gelişmiş bir gelenek onlar arasında evrilmedi. Denizcilik ve bilim dahi yeterli değil fethetmek ve köleleştirmek için. Bırakın İspanyol Konkistadorları sözünü ettiğimiz Amerikan yerlileri Roma lejyonları veya Yunan hoplitleri veya Galyalı veya Got süvariler ya da Viking bersekleri ile karşılaşsa muhtemelen fena hacamat olurlardı. Askeri teknik ve teknolojiler gerekli. Lojistik bilmek ve sağlayabilmek gerekiyor vs. Üstüne bir de korkunç bir gürültü ve güçle patlayan barut farkı dağlar kadar açıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bir de şunu düşünmek lazım, hala daha Amazon ormanlarında bu insanlardan kabileler yaşamaktalar. Bizler 21. yy dayız onlar ise İ.Ö: zamanda yaşıyorlar baktığımız zaman

    Yani insan etkileşim ile birbirinden öğrendikleri ile ilerlemiş, Atın yanında arkadaşın dediği gibi tekerlek de çok önemli, birbiri ile ticaret yapan insanlar savaşmadan yaşamayı da öğrenmek zorunda kalıyorlar ve bu da kültür etkileşimi ile bilginin yayılmasını sağlıyor. Savaşsan bile sonunda anlaşma imzalayıp hayata devam ediyorsun.

    Yani bu farkın başlıca sebebi ne desek kaynakların farklı olmasının yanında toplumların etkileşimini de eklemeliyiz.

    Domates, kakao, kahve gibi bir sürü ürün de sadece Amerikada imiş. Dediğim gibi adamlar altına değersiz taş gözüyle bakıyorlarmış. Etkileşim o kadar az ki başka toplumlarla hep yerlerinde saymaları normal.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Antik yunan mesela orda devletçikler var bildiğim kadarıyla o sebepten isim olmaması normal ama Mısır 2000 yıllık bir devlet değil mi? Mesela Kadeş antlaşmasında Hititler ile ne yazıyormuş antlaşma metninde? O zaman Yunan falan da yok.

    Sümer, Babil, Asur vb medeniyetlerin bir ismi varken piramitleri yapan adamların isimlerinin olmaması bana hep garip gelmiştir.
    Var ya işte Kemet. Mısırlılar kendilerine Kemetin yani Kara Toprağın Halkı diyor. Bir nevi "Kemetliler" onlar. Hükümdarları Kara Toprağın Kralı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 1 Ocak 2020; 12:49:17 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • tüfek mikrop çelik kitabının konusu.
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Yani şöyle mi düşünmek gerekli, Bu toplum aslen Kemetliler olarak tarihte geçiyor ancak Avrupalı bunlara Egytpos dediği için bize de böyle kalmış. Neticede "ortadoğu" denen bir coğrafyada yaşıyoruz biz de, Amerika tarafından uydurulmuş bir ifade ama tüm dünya bizi bir ortadoğu devleti olarak görüyor gibi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Yani şöyle mi düşünmek gerekli, Bu toplum aslen Kemetliler olarak tarihte geçiyor ancak Avrupalı bunlara Egytpos dediği için bize de böyle kalmış. Neticede "ortadoğu" denen bir coğrafyada yaşıyoruz biz de, Amerika tarafından uydurulmuş bir ifade ama tüm dünya bizi bir ortadoğu devleti olarak görüyor gibi.
    Gerçek ismi "Ptah'ın Ruhunun Konağı" olan Memphis şehrini Antik Yunanların telaffuz etme şekli "Aegyptos", ülkenin başkenti, din ve ticarette atan kalbini bütün bir ülkeyle özdeşleştirmiş Yunanlar o sebeple bu isim kalmış. Yunanlar bilim literatürleri çol gelişmiş, entelektüelizmi ve ticareti yönetmiş bir halk olduğu için Mısırlıların orijinal Kemet isminden daha çok öne çıkmış kendi yakıştırdıkları isim. Mısır'ı ilk Yunanlardan mesela Herodot'tan duyan birisi tabii ki bu ülkeye Yunan'ın yakıştırdığı adı kullanacaktır. Ortadoğu kadar yapay ve bağıl bir tabir değil bence Aegyptos aksine gayet de Kemet'e dair ama Antik Yunan telaffuzu ve politeia (yani şehir = ülke) algısı var. Hıristiyan Avrupalı'ya da Yunan'dan geçmiş. Ortadoğu için ise şu açık: Kime göre Orta kime göre Doğu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 1 Ocak 2020; 12:54:10 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Hmm, şehir=ülke yaklaşımından gelmesi ilginçmiş. Kime görenin cevabı sanırım güce göre. İstesek de istemesek de insanlık tarihinin en eski medeniyetlerinin bulunduğu bu coğrafyaya bulunduğumuz zamanın gücü karar veriyor maalesef.

    Arkadaşın konusu ile bağlantılı olarak şunu sormak isterim;

    Ekonomi tarihi dersinde şunu anlamıştım ki, Avrupa'nın değişmesindeki başlıca etmen Amerika kıtasından getirilen altın. Muazzam bir arz oluşuyor ve Osmanlı tarafında olan ticaret yollarının değeri azalıyor. İlk etapta İspanyollar müthiş zenginleşiyorlar daha sonra ise nispeten sanayileşmiş olan İngiltere İspanyollardan bu bayrağı devralıyor ve iş sömürgeciliğe evriliyor.

    Altın sayesinde bilimin ilerlemesi de kolaylaşıyor. Geçenlerde jeolojinin California da altın arama faaliyetleri sayesinde geliştiğini anlatan bir belgesel izlemiştim.

    Eğer Amerika kıtasında altın olmasa idi sence ne olurdu?
    Bir de Amerika kıtasına gidecek olan kişilerin 2. Bayezid tarafından reddedilmesi doğru mudur?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    tüfek mikrop çelik kitabının konusu.
    Türkçe belgeseli de var, youtubeden izlenebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tüfek, mikrop ve çelik kitabını okursan sorunun cevabından fazlasını alırsın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: General Tao

    At düşünmemiştim. Evet oldukça mantıklı. At, eşek, katır vs devasa yardımları oldu.
    O teoriler eski ve değişti. At varmış kısacası.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.