Orman yangınlarını önleme ve söndürme sorumluluğu

Trolle anlatır gibi anlatıyorum. Türkiye'deki bir çok orman yangın ormanlarıdır. Bu ormanlardaki yangınları engelleyemezsiniz hava sıcaklığına bağlı olarak yandıkları için, bu ormanların özelliği yansa bile kısa sürede tekrar yeşerebilmedir. Yani doğal seçilim bu ormanları bu hale getiriyor iktidar ile pek bir alakası yok.

Gerçi, foruma neden böyle bir konu açıldığını bizzat konunun kendisi açıklar nitelikte ama olsun, ben önce bu "neden" meselesine değineyim.

Şu son yangınlarda ama yalnızca bununla sınırlı değil, yakın geçmişteki Akdeniz bölgesi yangınlarında; AKP iktidarının ve tabii onun trollerinin sorumluluğu başka kurumlara yıkma, böylelikle toplumu yanıltma çabaları oldu. "Başka kurumlar" derken, tabii ki başta muhalif belediyeler.

Aslında iktidar ve trollerinin bu "sorumluluğu başkalarına yıkma" tavrı yeni de değil, orman yangınlarına özgü de değil. Bu, AKP zihniyetinin hep yaptığı bir şey. Yanmaz-yapışmaz tava gibiler. Ortada olumlu bir şey varsa, başarısı kendilerine ait olmasa bile sahiplenirler (eski bazı üniversiteleri, havaalanlarını "biz yaptık" diye sahiplenmeleri gibi). Ama tam tersine bizzat kendilerine ait olduğu kesin ve net olan başarısızlıkları ise, başkalarının sırtına yüklemeye kalkarlar.

En bariz örneğini ekonomide, hayat pahalılığında görmedik mi?

Her şeyi baştan aşağı yanlış yaparak, ülkedeki ekonomik yıkım tablosunu kendi elleriyle bizzat yaratmışken; bunun suçunu ve sorumluluğunu üstlenmek yerine, hedef saptırarak çeşitli kesimlere, kurumlara, olgulara ve odaklara yıktılar.

Yeri geldi, dünya genelinde var olduğunu iddia ettikleri ekonomik krizi sorumlu tuttular, yeri geldi "dış güçler" edebiyatına sarıldılar, yeri geldi kredi derecelendirme kuruluşlarını hedefe oturttular, yeri geldi patates-soğan üreticisini hain ilan ettiler, yeri geldi üç-beş zincir marketi fırsatçı olarak yaftalayıp pahalılığın sorumlusu gibi gösterdiler. Ne var ki, "tüm maliyetleri doğrudan etkileyen akaryakıt, doğal gaz ve elektrik ücretlerine gelen kallavi zamları da fırsatçılar mı yapıyor?" sorusunu cevaplamak işlerine gelmedi, sağıra yattılar.

Aslında iğneden ipliğe her şey pahalıyken ya da halkın alım gücü dibe vurmuşken, konu yalnızca gıda sekörüyle sınırlıymış gibi bir izlenim yaratmak da bir başka hedef saptırma taktikleriydi.

Örneğin, zincir marketleri sorumlu gösterdikleri dönemi hatırlatıp; "madem ki bu marketler suçlu, niye bedelini onlara ödetmeyip, dar gelirlinin ümüğünü daha da fazla sıkma modeli ile işleri düzeltmeye çalışıyorsunuz?" diye sorsak... Cevap verebilirler mi? Tabii ki hayır.

Yani demem o ki; "orman yangınları" konusu, çirkin ve küçük hesapçı AKP siyaseti bakımından hiç de şaşırtıcı ve farklı bir tablo ortaya koymuyor.

Bütün dünyanın "iklim krizi" diye yırtındığı şu son 20 yılda, buna özel bir tane önlem almışlar mıdır ki?

Benimki de soru işte!.. Yoğun insan ölümlerinin yaşandığı deprem konusunda bile dişe dokunur hiçbir önlem almayıp "kader" diye geçiştiren kafa mı ormanlar için önleyici tedbir alacak?..