Özgüvensizlik mi? Yatkınsızlık mı? Düşük zeka mı?

Kendi hikayemi biraz özet geçeyim ilk ve ortaokullarda çalışan çok fazla dersi dinleyen eve gidince ödev yapan bir öğrenci ve de bilinçli, zeki bir anne babaya sahip değildim bu da 8.sınıfın sonunda lgs sınavından 346 puan yapıp mesleki teknik anadolu lisesine kaba tabirle meslek lisesine gitmeme sebep oldu ya da çalışsam bile zekamdan dolayı olmayacaktı gene gidecektim. okuduğum sınıf teknik yani matematiğe, fiziğe, kimyaya ağırlık verilen bir sınıftı ve 9.sınıfta ilk ve ortaokula göre olduğumdan daha bilinçliydim konuları önceden tonguçtan dinliyordum biliyorum çok saçma ama o zamanki bilinç seviyem buydu derslere katılıyordum matematiği biraz daha sevmiştim ortaokulda hep düşük alırdım (27 aldım, 30 aldım, 50 aldım) geldik 10.sınıfa o zaman başka bir şehre taşındık ve tekrardan benim ve ailemin bilinçsizliğinden dolayı sırf evimize yakın diye 50 ortalama ile alan bir meslek lisesine gittim uzaktan olduğu ve de meslek lisesi olduğu için oradan ortalamam 97 geldi bu da 11.sınıfta anadolu lisesine geçmeme yaradı .geldik 10.sınıf yazına ve şu an 2.döneminde olduğum 11.sınıfa o zaman da eski bilincimin de üzerine kataraktan gri koç videoları vasıtasıyla ilk tyt denememi çözmüştüm o da yine tonguç yayınlarının denemesiydi gerçi çok fark etmezdi neyse bu denemeden 41 net yaptım matematik en fazla 5 netti fene sürem yetmemişti türkçe biraz iyiydi sonra dedim bu böyle olmaz çalışmam gerek gene gri koç izledim ona uymaya çalıştım ve tyt çalışmaya başladım matematiğe mert hocanın videolarından ilk 12 konu diye bir kampı vardı oradan çalıştım bu verdiğim en iyi kararlardan biriydi çünkü her ne kadar mert hoca izlerken 0'ın biraz üstü olsam da soruları yapabilmek hoşuma gidiyordu ve 11.'e geçerken cebirsel işlemlerimde fazla sıkıntı yoktu yanında da tonguç ilk 12 diye bir kitap çözmüştüm ama mert hoca her konudan sonra soru çözüm videoları atıyordu ve o sorular arasında yeni nesil dediğimizi şekilli veya şekilsiz mantığını zor anladığım sorular da oluyordu bu da bende acaba kapasitem yok sayısalcı olamam sözelci miyim hiçbir zaman matematikte iyi bir net (30-35) yapamayacak mıyım hissi uyandırıyordu gerçi hala da öyle yani 11.sınıfta da şu an daha önceki yıllardan daha bilinçliyim elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama 5 gün iyi gitsem cuma günü gelince gene düşünceler beni buluyor sonrasında geçici depresyona giriyorum ve hafta sonunu boş geçiriyorum sonra pazartesi oluyor gene aynı döngü kendime diyorum ki bir şeyleri değiştirmen gerek çabalaman gerek zeki olmasan, yatkın olmasan, sayısala kapasiten olmasa bile denemen gerek diyorum ama bunu neden diyorum sonrasında aklıma aynı düşünceler gene geliyor herhangi bir meslek hedefim yok hakkında çok araştırma yapmadım sadece sayısal alanda bana göre derece denebilecek ilk 10 bin gibi bir şey istiyorum ama bu düşünceler bana bunun benim için imkansız olduğu yönünde çünkü matematiği halletsem bile bunun benim için en zorlarından biri olan fiziği var ayriyetten de kimyası, biyolojisi, geometrisi ve benim bunlara da yeteneğim olduğunu pek sanmıyorum veya kolay anladığımı. Benim sadece okuduğunu anlamam iyi yani türkçe anlam bilgisi o yüzden paragraf netlerim düşük gelmez onun harici herhangi bir dilin gramerini de zor öğreniyorum benim için bir şey çalışmak oturduğum yerden okumakla, çözmekle olmuyor hala daha eksik noktalar kalıyor ve de bunları tamamlamak için gereken zamanı veremiyorum, zamanımı yönetemiyorum haftaya ruh ve sinir hastalıklarına randevu aldım bunları bir de oraya anlatırım artık. Bunu neden buraya yazıyorum bu forumda beni sinir eden troll insanlar olsa da sınav ve hayat hakkında çok tecrübeli insanlar olduğunu da biliyorum bana verebilecek önerileri veya çevresinden dolayı bu konular ile ilgili tecrübeleri olup bana tavsiye verebilecek insanlar varsa gerçekten çok memnun olurum çünkü bir yerden sonra düşün düşün insan kafayı yiyor.

Eklemek istediğim dipnot: Ders çalışmamı engelleyebilecek olan oyun oynama işini geçen sene bıraktım çünkü onun da baya zararı olduğunu düşünüyorum kafa dağıtmak için iyi olsa da benim takıntılı yapım gereği ders çalışırken oyun düşünüyordum özellikle de minecraft o yüzden de oynamaya ihtiyacım olmadığını düşünüyorum şu an okuduğum okul ise bir anadolu lisesi 10.sınıf ağustos ayında nakil aldırmıştım ama bu süreçte okulun da önemli olmadığını öğrendim ve beni yoruyor zamanımı boşa harcıyor çünkü hem sınıfta bilinçli olan sayısı az hem de bazı dersler aşırı gereksiz ben de hocalara saygımdan dolayı dinlemek zorunda kalıyorum başka ders çalışmıyorum bu sebeple de kaybediyor olabilirim.

Güzel özet

umarım troll anlamında dememişsinizdir

bunu nereden anladınız detay verme şansınız varsa çok memnun olurum

Ben okudum, siz okumayın. Kısacası lisenin ilk yılları kötü bir okulda bulunmuş ama kendisi yarı bilinçli şekilde evde çalışmış. Şu anda da kötü okuldan vasat bir okula geçmiş. Keşke derslere dair biraz daha detay verseydiniz ama size verilebilecek tek tavsiye çalışmanız.

Ek olarak gramerde zorlanıyorum demek gibi bahanelerle çalışmamak olmaz. Gerekirse üç hocadan dinleyin, vaktiniz var. Sonraya bırakmayın. İlk önce zorlandıklarınızı halledin ki sonlara kolaylar kalsın.

neden insanlara okumayın diyorsun ki bahsettiğim trollük veya karşındaki kişinin nasıl düşüneceğini anlamadan abartılı cevaplar vermek işte bu sanki çok anormal bir şey yazmışım gibi tepki vermişsin tamam her insan farklıdır aynı düşünmez ama beni en çok kıran şeylerden biri de bu durumu elimden geldiğince anlatmaya çalıştım evet belki korkuyorum ama korkuyorsam da bu boş bir korku değil elbette ki deniyorum yapmayı yeterlidir yetersizdir o benim bileceğim iş gerçekten ben mi öyle algıladım emin değilim ama abartılı bir tepki verdiğini düşünüyorum

bu bahane değil gerçekten sadece zorlandığımı söylüyorum nasıl daha iyi yapabileceğimi düşünmek ve kötü hissedersem bilinçlendirici bir video izlemek dışında asla keyfi olarak denememezlik, çalışmamazlık yapmıyorum zaten böyle bir lüksüm yok çalışmamazlık yapamam

Bahane demeyelim de sebep diyelim öyleyse. Siz elinizden geleni yapın. Dil bilgisi için Kadir Gümüş'ü kendi defterinizi tutarak çalışın. Hoca önünüzde film gibi hareket etmesin tahtaya ne yazıyorsa okuyun, onun söylediklerini bir kez dinleyin. Bölüm sonunda veya iki dakikada bir durdurup önemli gördüğünüz kısımları, tekrardan okuduğunuzda videoyu izlemiş gibi anlayacak kadar iyi bir şekilde özetleyin. Üstüne bir kolay, bir tane de zor soru bankası çözün.

Her gün 1 video izleyerek bazen de 2 tane izleyerek 1.5 ayda rahat bitirirsiniz. Her haftanın sonunda da geldiğiniz yere kadarki kısmın öncesini tekrar edip karma test çözün. Karma test olayı için her konudan son bir ya da iki testi sonra çözmek için boş bırakabilirsiniz. Karma test olayı yerine direkt branş denemesi de atabilirsiniz. Hem paragraf taze kalır, hem de dil bilgisinde gördüklerinizi öğrenip öğrenmediğinizi anlarsınız.

TYT ve AYT Matematik & Fizik adına ne söyleyebilirsiniz peki

Bence o kişiden kişiye değişiyor. Bazıları yazarak seyrek tekrar ile soru kaçırmayacak duruma geliyor. Kimisi de sürekli okuyarak iyileşiyor. Tabii ki de video ders notu zaman açısından daha avantajlı.

Ben, sekizdeyken yazarken beynin aynı şeyleri yazdığımız için okumaya kıyasla daha fazla tekrarladığını ve kalıcı olduğunu duymuştum. O yüzden biyolojide vs. deftere sarılıyorum. Yararını da gördüm. Hem de insanın kendi düzeniyle sayfayı ezberlemesi falan daha kolay oluyor. Örneğin asitlerin özelliklerini bir tarafa yazıp görsel hafızana defterin o sayfasını atıyorsun, sağda olmayan şey solda var diyip baza geçiriyorsun.