Diyelim ki hız sınırı olmayan bir otobandayız. Başlangıç ve bitiş noktamız otobanın girişi ve çıkışı olsun. Toplam mesafe 500 KM.
Bu otobanı saatte 100 KM hızla geçersek otobandan çıkış noktasına varma süremiz ortalama 5 saattir.
Hızımızı %50 arttırıp 150 KM hızla geçtiğimizi varsayalım. Varış süremiz ortalama 3 saat 20 dakikaya iner yani ortalama %33 vakit kazanmış oluruz.
Aracımız 100 KM hız ile 500 KM mesafede toplam 50 litre yakıt tüketti diyelim. 150 KM hızda rüzgar direnci arttığı için ve aracın devir aralığı yükseldiği için yakıt tüketimimiz %50'den daha fazla olur ama hadi diyelim ortalama %50 arttı. 75 litre yapar.
%33 daha hızlı varmak için %50 daha fazla yakıt tüketmiş olduk.
Eğer yakıt tüketimi artış oranı %50 değil de %33'ten daha az olsaydı 150 KM hızla gitmeye o zaman değerdi. Fakat bu sefer kaza ve ölüm riski artardı.
Gözlemlerime göre bir aracın en az yakıt yükettiği hız; aracın en yüksek viteste en düşük devirde çıktığı hızdır.
Elektrikli ve hibrit araçlar konumuzun dışındadır.
Konumuz sedan/hatchback araçlar.
Kullanımı kolay derken şöyle: seyir halindeyken anlık yakıt tüketimine bakmak istiyorsunuz veya camı açmak istiyorsunuz veya müziği kısmak istiyorsunuz vs gibi. Mesela Peugeot 301'in cam tuşları zor erişilebilen bir yerde. Mutlaka gözle bakıp eğilmek gerekiyor. Bu açıdan tuşları kolay erişilebilen, menüsü kolay anlaşılabilen araç modelleri sizce hangileri?
Çok Eski Apartmanı Nasıl Yeniletebiliriz?
1968 yapımı kargir bir apartmanda oturuyoruz. Apartman 4 katlı, toplamda 5 daireden, 1 depodan ve 2 dükkandan oluşuyor. Bütün apartman sakinleri duvarların dökülmesinden şikayetçi. Duvara ne vida ne çivi ne de düvel takılabiliyor, üstüne de kendi kendine dökülmeye başlıyor. Bu konuda belediyeye veya müteahhitlere sorunu anlatsak ne gibi çözümler sunabilirler? Mesela apartmanı baştan yaparlar mı? Yaparlarsa masrafımız ne olur?
Ülkedeki paralar hep bu tür uygulamalara harcanıyor...
Telefonum Çalındı (S21 Plus)
Telefonumu farklı sitelerde satışa koymuştum. Bugün bir alıcı abisinin ona alacağını ancak çalıştığını söyledi. Tekstile gelmemi rica etti. Gittim 12 gibi buluştuk dışarda. Beni tekstil binasına götürdü. Her odada işçiler vardı. Bir tane odanın önünde masa sandalye vardı orda oturmamı ve cihazı içerde çalışan abisine göstereceğini söyledi. Cihazı aldı 5-10 saniye içeri girip çıktı ve bana bir şey içer misin bir kahve söyliyim dedi gitti. Bende bu ara cihazı içerde abisinde sanıyordum. 2-3 dakika sonra içeri girdim içerden bir görgü tanığı vardı bizi beraber görmüştü. İçerdeki ütüleme yapan adamın yanına gidip Hakan diye birini tanıyıp tanımadığını sorup çıktı ve benim telefonla kayıplara karıştı. İhbarda bulundum bina girişindeki kamera kayıtlarında binaya beraber girdiğimiz ve 2 dakika sonra şahısın koşarak binadan çıktığı tespit edildi.
Olay İzmirde yaşandı. Şahısta Suriyeli tipi vardı. Türkçe'yi düzgün ama 10 kelimede 1'ini çarpıtarak konuşuyordu. Kısa boylu, hafif kilolu göbekli, yuvarlak gözlü, koyu tenli ve siyah kısa saçlıydı. Şahıs o kadar efendi dürüst konuşuyordu ki ayıp olmasın diye rahat davrandım fakat iyi niyetimi suistimal ederek telefonumu çaldı.
Gören ve duyan olursa benimle iletişime geçmesi veya polisi araması rica olunur.
Yurtdışı Samsung S21 Plus Snapdragon işlemcili siyah renk. 8 GB ram 256 GB hafıza.
İmeinin sonu 5604. Seri no sonu K4WB
Ülkenin geleğinin sadece siyasetçilerin elindeymiş gibi bir algı var sanki. Şuna emin olun hangi parti iktidara geçerse geçsin. Halk gerekeni yapmadığı sürece Türkiye yerinde saymaya devam edecektir.
Herkes forumlarda sosyal medyalarda eleştiri & dilek & şikayetleri yazarak bunların göklere uçup siyasetçilere vahiy olarak inmesini bekliyor. Sanırım bunun psikolojik olarak şöyle bir sebebi var. Şikayetçi kişi diyor ki benim bu sorunum var bu yazıyı okuyan kimse bunu yetkiliye bildirsin sorunum çözülsün!
Tabi ki bunları yapmayın demiyorum ama bazı konularda da sesimizi duyuramıyoruz maalesef. Bunun için direkt yetkili kurum & mercileri etiketleyerek & hedef alarak sesimizi duyurmamız en doğrusu. Mesela şuan internet hızlarından, su, elektrik, doğalgaz faturalarından ve fiyatlarından şikayetçiyiz. Bunun için direkt yetkili kurumu muhatap alıp mailler vs atıp sosyal medya hesaplarını etiketleyip bunu forumlarda sosyal medyalarda paylaşarak benzer şikayeti olanları direkt sorumlu kuruma yönlendirmek en doğrusu. Millet kalkıyor şu sorun var diyor ama biri de demiyor ki şurdan şunlara yüklenelim belki çare bulurlar diye.
Bu şekilde ne kadar baskı yaparsak sorunların çözülmesine daha çok katkıda bulunmuş oluruz.
Cezaevleri Neden Bu Kadar Rahat?
Devlet neden bu mahkumlara yeme içme yatıp kalkma imkanı veriyor. Neden herkes rahat suç işleyebiliyor? Cezaevinde mahkumlara içerden iş yaptırsalar günde en az 15 saat çalıştırılsınlar. Üretim olsun tekstil olsun mesela. Mahkumlar üzerinden gelir sağlansın. O zaman karşılığında yeme içme imkanı verilsin. O zaman cezaevleri caydırıcı olur. Neden bunlar yapılmıyor? Kim bilir bu cezaevlerine ne kadar para harcanıyordur...
Sizce Bu Davayı Kazanır Mıyım?
Kuzenimle Antalya'ya otelde çalışmaya gittik. Kendi arabası vardı babasının adına kayıtlı. Antalya'da zorlanmayalım diye bu arabayla gittik. İşe başladık. Ben Komi o ise Barboydu. Barboy olduğu için gizli gizli alkol tüketiyordu. Neyse.
Bize lojman vermişlerdi. İşe servisle gidip geldik ilk zamanlar. Sonra kuzenim kendi arabasıyla gidip gelmeye başladı. Bazen bende gidip geliyordum onunla.
Bir gün servisle lojmana geldik. Acıktık otele gidip yemek yiyelim ordan da sahile gideriz dedik. Ben kuzenim ve bir arkadaşı bindik arabasına. İkisi öndeydi bende arkadaydım. Kuzenim birden gaza yüklendi ve kavşağa yaklaşırken yavaşlaması yerine direksiyonu aniden kırmayı denedi ve direksiyon elinden kaydı. Derken kavşağın karşısında kaldırımın dibinde park halindeki doblonun sol arka kapısına çarptı.
Dobloda ufak yamulma oldu fakat kuzenimin aracında sağ ön taraf komple gitti sağ kapı bile ezildi ve açılmadı. Önde oturan arkadaş camdan indi. Herkes iyiydi sadece diz kapaklarımda inanılmaz ağrı vardı. Kuzenim bi telaş içinde indi arabadan doblonun sahibi de kaldırımda 3-5 kişiyle konuşuyormuş meğer onunla tartışmalar bağırışmalar oldu.
Neyse ortamı sakinleştirdik. Kuzenim hala telaş içindeydi su istedi spor salonundan. Kuzenim aldı suyu arka tarafa gidip elini yüzünü yıkadı bol bol su içti nerdeyse 2 litre içti. Orda sarhoş olduğundan tamamen emin oldum. Polis geldi ne alkolünü ölçtü ne bir şey. Tutanak yazıp gitti.
Bu arada otel de sezonu kapatmasına yakındı. Bizde evlerimize dönecektik. Kuzenim gitmeden önce ceza yememesi için arabanın birkaç kısmını düzelttirip öyle gitmek istediğini söyledi ve benden borç para istedi. Ödicek misin dedim söz verdi. Büyük yemin etti. Bende içinde bulunduğu duruma acıdım kredi kartımdan bir miktar borç çektim ve nakit olarak teslim ettim. Sanayiye gittik daha sonra ücret yetmeyince bu sefer kredi kartımdan pos cihazıyla 2-3 yere ödeme yaptım. Evlerimize döndük. Banks beni arıyor borç var diye. Kuzenimi arıyorum "şuan iş bakıyorum o borcu taksitlendir ben öderim sonra" dedi. Öyle yaptım. 12 taksite böldüm. Zar zor bu borçları kapattım. Bir gün kuzenim babama yazmış diyor ki:
"Oğlun benim arabayla kaza yaptı. 9.500 masraf vardı 5 ödedi 4.500 kaldı onu ödesin"
Şok oldum görünce o gün saat 16 civarıydı öyle sinirlendim ki 1 saat uzaklıktaki adliyeye dava açmaya gidicektim geç kalırım diye yarı yoldan döndüm.
O zamanlar ehliyetim yoktu. Kuzenimin aracını da hiç sürmedim. Bunlara rağmen oto sanayiye kredi kartıyla ödeme kanıtım var. Üstelik kuzenim babama yazmış olduğu yazışmada benim 5 bin ödediğimi itiraf etti.
Sizce dava açsam kazanır mıyım?
Suriyeli Bir Doktor Bana 2.3 Milyon Dolar Verecekmiş
TurkNet'ten 3 Gün Sonra Ayrılmak
Son Giriş: 2 ay önce
Son Mesaj Zamanı: 4 ay
Mesaj Sayısı: 78
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 178
İkinci El Bölümü Mesajları: 67
Konularının görüntülenme sayısı: 19.968 (Bu ay: 488)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 158 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: İkinci El