Sınav anı ve LYS ile alakalı tavsiyeler.

Merhabalar. geçen yıl bu zamanlar ne yapacağımı bilemez halde stresten patlıyordum. Benzer durumda olabilecek arkadaşlar eğer kendilerini rahatlatmak için buraya uğrarsa diye bu hesabı ve konuyu açtım. Kısaca kendimden bahsedeyim; sayısalcıyım, fen lisesi mezunuyum, mf-3 te ilk 7bine girdim ki diğerlerini hatırlamıyorum, ortalama bir devlet üniversitesinde tıp fakültesinde okuyorum. Şu saatten sonra YGS ile ilgili konu çalışabileceğinizi ya da çalışacaklarınızın pek yararlı olacağını sanmıyorum. Bu yüzden konuyu sınav anı ile alakalı olarak açtım. Ancak varsa, LYS ile ilgili sorularınızı da alabilirim. Sizler sormadan önce YGS ile ilgili klişe olmadığını düşündüğüm birkaç tavsiyem olacak;

1- Bu son haftada bulabildiğiniz en zor denemeyi alın (mümkünse bu sınavın en sıkıcı kısmı da sizin kendinizi zayıf hissettiğiniz ders olsun) ve zaman tutarak çözün. Ben YGS ye hazırlanırken kendime yaptığım denemelerde sıkıntı yaşadığımda (süreyi aşırı kaçırma, üst üste onlarca boş bırakma) denemeyi bir kenara atıp biraz ara verdikten sonra yeni bir denemeye başlıyordum. Bu nedenle de işler sarpa sardığında ne yapacağım hakkında bir fikrim olmuyordu. Ben YGS'de kendime göre felaket bir sınav geçirdim. Özellikle türkçe ve sosyalde ciddi zaman kaybettim ki bu yüzden sayısalda kalan boşlara dönmek daha da zorlaştı. İlk sınav sonucum 13 bin civarıydı, eğer paniklemeseydim ya da bu sıkıcı durumu önceden tecrübe etseydim daha iyi bir sonuç alabilirdim.

2- Sınav öncesindeki gece ne yediğiniz pek farketmez bence. Eğer telaşlı bir bünyeniz varsa her türlü karın ağrısı hissedersiniz. Ama siz yine de çok uç şeyler yemeyin sınav arifesinde.

3- Sınav sabahı salona girmeden önce paniklerseniz biraz etrafınıza bakın. Tek panik olan sizler değilsiniz. Oradaki herkes birbirinin aynısı. Siz orda soru çözerken millet PES oynamayacak, onlar da pek tabii sorulara asılacaklar. Çok rahat olan insanlarla karşılaşırsanız, bilin ki onlar ya işşizin önde gidenidir, ya bir yeri kazanmış olup keyfine sınava giren insanlardır, ya da en kötü 3bini garantileyeceği kesin olan derecelik adamlardır. Bunlar extrem örnekler. Sakin olamayacaksınız belki ama yalnız olmadığınızı beyninize kazıyın.

4- Salona son dakika girmeyin. En az 15 dakika önce girin binaya. Size muhakkak gireceğiniz yeri önceden görmeniz söylenmiştir, ve bu cidden yararlı bir uygulamadır; ancak salonunu içinde öğrencilerin olduğu halini sınavdan ne kadar önce benimserseniz o kadar iyi. Eğer ailenizle geldiyseniz salona, sizi uğurlamak isteyeceklerdir içeri girmeden önce, duygusal olmayın demiyorum ama çok ta abartmayın. Askere gitmiyorsunuz sonuçta.

5- Sınav anında paniklerseniz bir su için, derin nefes alın, sonra ne yapacağınız hakkında cidden bir fikrim yok. Ben fena paniklemiştim zira. 1. maddeyi uygulayın, nasıl sakinleşeceğinizi kendiniz bulun.

6- Sınav kötü geçtiyse salondan çıkar çıkmaz ortamdan uzaklaşın, etrafta karşılaşabileceğiniz arkadaşlarınız moralinizi bozabilir, ya da onların daha kötü geçmiştir, siz onlarınkini bozabilirsiniz. Yapmayın bunu. İyi geçtiyse yine uzaklaşın ortamdan, her iki durumda da sevdiğiniz birşeyi yapın. Sınav gününü ve sonraki günü kendinize ayırın. Ben önce ocakbaşına gitmiştim, sonra gece boyunca sevdiğim bir animenin 30 bölümünü üst üste izlemiştim mesela.

7- Farzedelim sonuçlar açıklandı, sonuç beklenenden kötü. Her zaman 2. sınavda geri dönüş yapılır. Dediğim gibi ben 13 ten 7 ye indim, samimi olduğum biri (ki kendisi şehrin vasat sayılabilecek anadolu liselerinden birinde okuyordu) 30 dan 10 a inip tıp yazdı. Bu örnekler efsane değildir, yaşanmıştır. Lakin, ben 17 ya da 15 bine girip te pes eden de gördüm. Bu durumda kendinize sormanız gereken soru şu; kendinizi nerede görüyorsunuz? Ben fen liseli olduğum için çevremin egosu nispeten yüksekti. Okulum, her sene 100 küsur mezun veriyorsa bunların 70 i ilk iki sene içinde tıp kazanıyordu (oran genelde 55 - 15) 10 u mühendislik ya da diğer sağlık bilimlerini yazıyordu, 20 sinden de hiçbir halt olmuyordu. (cidden hiçbirşey olmuyor bunlardan. Adamlar istisnasız 2. sene de sadece yüksek yerler yazıp ya açıkta kalıyorlardı, ya da daha kolay gelebilecek yerleri yazıp sonra okulu bırakıyordu. Okulun istatistikleri sallama değildir, oranlarda +- 5 kişi oynar her sene ama durum budur. Pes etmenin hiçbir anlamı yok. Çalışın, girin LYS'ye döndürebilirseniz ne ala, döndüremezseniz de ailevi bakımdan sıkıntıda değilseniz daima kendinize ikinci bir şans vermelisiniz bence. Pazar günü kazanamamak dünyanın sonu değil. Sırf açıkta kalmamak için bir yer yazacağınıza ikinci seneye çalışmak bence çok daha doğru bir karardır.

8- Bak bu klişe olacak, lütfen optiğinizi adam akıllı kodlayın. İnsana en çok koyan şey yaptığınıza emin olduğunuz sorunun yanlış çıkmasıdır.

Sorulara her akşam 8-9 gibi bakmaya çalışacağım. Şimdiden hepinize iyi şanslar.

quote:

Orijinalden alıntı: hypafix

Merhabalar. geçen yıl bu zamanlar ne yapacağımı bilemez halde stresten patlıyordum. Benzer durumda olabilecek arkadaşlar eğer kendilerini rahatlatmak için buraya uğrarsa diye bu hesabı ve konuyu açtım. Kısaca kendimden bahsedeyim; sayısalcıyım, fen lisesi mezunuyum, mf-3 te ilk 7bine girdim ki diğerlerini hatırlamıyorum, ortalama bir devlet üniversitesinde tıp fakültesinde okuyorum. Şu saatten sonra YGS ile ilgili konu çalışabileceğinizi ya da çalışacaklarınızın pek yararlı olacağını sanmıyorum. Bu yüzden konuyu sınav anı ile alakalı olarak açtım. Ancak varsa, LYS ile ilgili sorularınızı da alabilirim. Sizler sormadan önce YGS ile ilgili klişe olmadığını düşündüğüm birkaç tavsiyem olacak;

1- Bu son haftada bulabildiğiniz en zor denemeyi alın (mümkünse bu sınavın en sıkıcı kısmı da sizin kendinizi zayıf hissettiğiniz ders olsun) ve zaman tutarak çözün. Ben YGS ye hazırlanırken kendime yaptığım denemelerde sıkıntı yaşadığımda (süreyi aşırı kaçırma, üst üste onlarca boş bırakma) denemeyi bir kenara atıp biraz ara verdikten sonra yeni bir denemeye başlıyordum. Bu nedenle de işler sarpa sardığında ne yapacağım hakkında bir fikrim olmuyordu. Ben YGS'de kendime göre felaket bir sınav geçirdim. Özellikle türkçe ve sosyalde ciddi zaman kaybettim ki bu yüzden sayısalda kalan boşlara dönmek daha da zorlaştı. İlk sınav sonucum 13 bin civarıydı, eğer paniklemeseydim ya da bu sıkıcı durumu önceden tecrübe etseydim daha iyi bir sonuç alabilirdim.

2- Sınav öncesindeki gece ne yediğiniz pek farketmez bence. Eğer telaşlı bir bünyeniz varsa her türlü karın ağrısı hissedersiniz. Ama siz yine de çok uç şeyler yemeyin sınav arifesinde.

3- Sınav sabahı salona girmeden önce paniklerseniz biraz etrafınıza bakın. Tek panik olan sizler değilsiniz. Oradaki herkes birbirinin aynısı. Siz orda soru çözerken millet PES oynamayacak, onlar da pek tabii sorulara asılacaklar. Çok rahat olan insanlarla karşılaşırsanız, bilin ki onlar ya işşizin önde gidenidir, ya bir yeri kazanmış olup keyfine sınava giren insanlardır, ya da en kötü 3bini garantileyeceği kesin olan derecelik adamlardır. Bunlar extrem örnekler. Sakin olamayacaksınız belki ama yalnız olmadığınızı beyninize kazıyın.

4- Salona son dakika girmeyin. En az 15 dakika önce girin binaya. Size muhakkak gireceğiniz yeri önceden görmeniz söylenmiştir, ve bu cidden yararlı bir uygulamadır; ancak salonunu içinde öğrencilerin olduğu halini sınavdan ne kadar önce benimserseniz o kadar iyi. Eğer ailenizle geldiyseniz salona, sizi uğurlamak isteyeceklerdir içeri girmeden önce, duygusal olmayın demiyorum ama çok ta abartmayın. Askere gitmiyorsunuz sonuçta.

5- Sınav anında paniklerseniz bir su için, derin nefes alın, sonra ne yapacağınız hakkında cidden bir fikrim yok. Ben fena paniklemiştim zira. 1. maddeyi uygulayın, nasıl sakinleşeceğinizi kendiniz bulun.

6- Sınav kötü geçtiyse salondan çıkar çıkmaz ortamdan uzaklaşın, etrafta karşılaşabileceğiniz arkadaşlarınız moralinizi bozabilir, ya da onların daha kötü geçmiştir, siz onlarınkini bozabilirsiniz. Yapmayın bunu. İyi geçtiyse yine uzaklaşın ortamdan, her iki durumda da sevdiğiniz birşeyi yapın. Sınav gününü ve sonraki günü kendinize ayırın. Ben önce ocakbaşına gitmiştim, sonra gece boyunca sevdiğim bir animenin 30 bölümünü üst üste izlemiştim mesela.

7- Farzedelim sonuçlar açıklandı, sonuç beklenenden kötü. Her zaman 2. sınavda geri dönüş yapılır. Dediğim gibi ben 13 ten 7 ye indim, samimi olduğum biri (ki kendisi şehrin vasat sayılabilecek anadolu liselerinden birinde okuyordu) 30 dan 10 a inip tıp yazdı. Bu örnekler efsane değildir, yaşanmıştır. Lakin, ben 17 ya da 15 bine girip te pes eden de gördüm. Bu durumda kendinize sormanız gereken soru şu; kendinizi nerede görüyorsunuz? Ben fen liseli olduğum için çevremin egosu nispeten yüksekti. Okulum, her sene 100 küsur mezun veriyorsa bunların 70 i ilk iki sene içinde tıp kazanıyordu (oran genelde 55 - 15) 10 u mühendislik ya da diğer sağlık bilimlerini yazıyordu, 20 sinden de hiçbir halt olmuyordu. (cidden hiçbirşey olmuyor bunlardan. Adamlar istisnasız 2. sene de sadece yüksek yerler yazıp ya açıkta kalıyorlardı, ya da daha kolay gelebilecek yerleri yazıp sonra okulu bırakıyordu. Okulun istatistikleri sallama değildir, oranlarda +- 5 kişi oynar her sene ama durum budur. Pes etmenin hiçbir anlamı yok. Çalışın, girin LYS'ye döndürebilirseniz ne ala, döndüremezseniz de ailevi bakımdan sıkıntıda değilseniz daima kendinize ikinci bir şans vermelisiniz bence. Pazar günü kazanamamak dünyanın sonu değil. Sırf açıkta kalmamak için bir yer yazacağınıza ikinci seneye çalışmak bence çok daha doğru bir karardır.

8- Bak bu klişe olacak, lütfen optiğinizi adam akıllı kodlayın. İnsana en çok koyan şey yaptığınıza emin olduğunuz sorunun yanlış çıkmasıdır.

Sorulara her akşam 8-9 gibi bakmaya çalışacağım. Şimdiden hepinize iyi şanslar.

Çok teşekkürler faydalı bilgiler için

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Bionick -- 19 Mart 2013; 9:10:35 >

Tyrion Reyiz

Yüzbaşı

695 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orijinalden alıntı: hypafix

Merhabalar. geçen yıl bu zamanlar ne yapacağımı bilemez halde stresten patlıyordum. Benzer durumda olabilecek arkadaşlar eğer kendilerini rahatlatmak için buraya uğrarsa diye bu hesabı ve konuyu açtım. Kısaca kendimden bahsedeyim; sayısalcıyım, fen lisesi mezunuyum, mf-3 te ilk 7bine girdim ki diğerlerini hatırlamıyorum, ortalama bir devlet üniversitesinde tıp fakültesinde okuyorum. Şu saatten sonra YGS ile ilgili konu çalışabileceğinizi ya da çalışacaklarınızın pek yararlı olacağını sanmıyorum. Bu yüzden konuyu sınav anı ile alakalı olarak açtım. Ancak varsa, LYS ile ilgili sorularınızı da alabilirim. Sizler sormadan önce YGS ile ilgili klişe olmadığını düşündüğüm birkaç tavsiyem olacak;

1- Bu son haftada bulabildiğiniz en zor denemeyi alın (mümkünse bu sınavın en sıkıcı kısmı da sizin kendinizi zayıf hissettiğiniz ders olsun) ve zaman tutarak çözün. Ben YGS ye hazırlanırken kendime yaptığım denemelerde sıkıntı yaşadığımda (süreyi aşırı kaçırma, üst üste onlarca boş bırakma) denemeyi bir kenara atıp biraz ara verdikten sonra yeni bir denemeye başlıyordum. Bu nedenle de işler sarpa sardığında ne yapacağım hakkında bir fikrim olmuyordu. Ben YGS'de kendime göre felaket bir sınav geçirdim. Özellikle türkçe ve sosyalde ciddi zaman kaybettim ki bu yüzden sayısalda kalan boşlara dönmek daha da zorlaştı. İlk sınav sonucum 13 bin civarıydı, eğer paniklemeseydim ya da bu sıkıcı durumu önceden tecrübe etseydim daha iyi bir sonuç alabilirdim.

2- Sınav öncesindeki gece ne yediğiniz pek farketmez bence. Eğer telaşlı bir bünyeniz varsa her türlü karın ağrısı hissedersiniz. Ama siz yine de çok uç şeyler yemeyin sınav arifesinde.

3- Sınav sabahı salona girmeden önce paniklerseniz biraz etrafınıza bakın. Tek panik olan sizler değilsiniz. Oradaki herkes birbirinin aynısı. Siz orda soru çözerken millet PES oynamayacak, onlar da pek tabii sorulara asılacaklar. Çok rahat olan insanlarla karşılaşırsanız, bilin ki onlar ya işşizin önde gidenidir, ya bir yeri kazanmış olup keyfine sınava giren insanlardır, ya da en kötü 3bini garantileyeceği kesin olan derecelik adamlardır. Bunlar extrem örnekler. Sakin olamayacaksınız belki ama yalnız olmadığınızı beyninize kazıyın.

4- Salona son dakika girmeyin. En az 15 dakika önce girin binaya. Size muhakkak gireceğiniz yeri önceden görmeniz söylenmiştir, ve bu cidden yararlı bir uygulamadır; ancak salonunu içinde öğrencilerin olduğu halini sınavdan ne kadar önce benimserseniz o kadar iyi. Eğer ailenizle geldiyseniz salona, sizi uğurlamak isteyeceklerdir içeri girmeden önce, duygusal olmayın demiyorum ama çok ta abartmayın. Askere gitmiyorsunuz sonuçta.

5- Sınav anında paniklerseniz bir su için, derin nefes alın, sonra ne yapacağınız hakkında cidden bir fikrim yok. Ben fena paniklemiştim zira. 1. maddeyi uygulayın, nasıl sakinleşeceğinizi kendiniz bulun.

6- Sınav kötü geçtiyse salondan çıkar çıkmaz ortamdan uzaklaşın, etrafta karşılaşabileceğiniz arkadaşlarınız moralinizi bozabilir, ya da onların daha kötü geçmiştir, siz onlarınkini bozabilirsiniz. Yapmayın bunu. İyi geçtiyse yine uzaklaşın ortamdan, her iki durumda da sevdiğiniz birşeyi yapın. Sınav gününü ve sonraki günü kendinize ayırın. Ben önce ocakbaşına gitmiştim, sonra gece boyunca sevdiğim bir animenin 30 bölümünü üst üste izlemiştim mesela.

7- Farzedelim sonuçlar açıklandı, sonuç beklenenden kötü. Her zaman 2. sınavda geri dönüş yapılır. Dediğim gibi ben 13 ten 7 ye indim, samimi olduğum biri (ki kendisi şehrin vasat sayılabilecek anadolu liselerinden birinde okuyordu) 30 dan 10 a inip tıp yazdı. Bu örnekler efsane değildir, yaşanmıştır. Lakin, ben 17 ya da 15 bine girip te pes eden de gördüm. Bu durumda kendinize sormanız gereken soru şu; kendinizi nerede görüyorsunuz? Ben fen liseli olduğum için çevremin egosu nispeten yüksekti. Okulum, her sene 100 küsur mezun veriyorsa bunların 70 i ilk iki sene içinde tıp kazanıyordu (oran genelde 55 - 15) 10 u mühendislik ya da diğer sağlık bilimlerini yazıyordu, 20 sinden de hiçbir halt olmuyordu. (cidden hiçbirşey olmuyor bunlardan. Adamlar istisnasız 2. sene de sadece yüksek yerler yazıp ya açıkta kalıyorlardı, ya da daha kolay gelebilecek yerleri yazıp sonra okulu bırakıyordu. Okulun istatistikleri sallama değildir, oranlarda +- 5 kişi oynar her sene ama durum budur. Pes etmenin hiçbir anlamı yok. Çalışın, girin LYS'ye döndürebilirseniz ne ala, döndüremezseniz de ailevi bakımdan sıkıntıda değilseniz daima kendinize ikinci bir şans vermelisiniz bence. Pazar günü kazanamamak dünyanın sonu değil. Sırf açıkta kalmamak için bir yer yazacağınıza ikinci seneye çalışmak bence çok daha doğru bir karardır.

8- Bak bu klişe olacak, lütfen optiğinizi adam akıllı kodlayın. İnsana en çok koyan şey yaptığınıza emin olduğunuz sorunun yanlış çıkmasıdır.

Sorulara her akşam 8-9 gibi bakmaya çalışacağım. Şimdiden hepinize iyi şanslar.

Çok saol kardeş bende seneye gireceğim ygs+lys için kitap ve dershane önerilerini yazabilir misin?

quote:

Orijinalden alıntı: MDogukan

Çok saol kardeş bende seneye gireceğim ygs+lys için kitap ve dershane önerilerini yazabilir misin?

F/K/B de Fem'in simetrisi cidden iyidir. Sayısalcı isen (ki ben sadece sayısalda öneri verebilirim) Bunların YGS si ile uğraşmadan doğrudan LYS kitaplarını al.
Sadece biyoloji sistemlerini istiyorsan Palme'nin 12. sınıf konu anlatımlısını alabilirsin, ancak içinde sizin için çok gereksiz olabilecek ayrıntılar var. (Cidden çok gereksiz. Kitapta gördüğüm birkaç cümle bu sene fakültede derslerde geçtiğinde sınıfın yarısının bu kavramlardan haberi yoktu). Simetrinin konunun özelliklerini madde madde anlatmasını seviyorum. Gel gelelim Kimya simetrisinin organik kimyasını ben biraz zayıf buldum. Palmenin 12. sınıf kimyası organik kimya için kusursuz bir kitap. Lakin bunda biyolojiden daha da fazla gereksiz detay var. Adamlar sırf bilgiye boğmuşlar kitabı. Bu kitaba tek dalma, ne yaptığını bilen bir kimya hocasından yardım alarak çalış kitabı. Fizikte rastgele soru çözüyordum. Dershane hocam iyiydi, fizik soru bankasında birkaç tane fotokopi yayın alıp sürekli farklı yayınlara daldım. Tam bir önerim yok.
Matematikte Fen bilimleri ve Karekök'ün soru bankalarını bitirmiştim. Biraz ağırlar ancak işe yarama ihtimalleri var. (Ben, lise hayatım boyunca matematikte 70 üstü alamamış bir insanım. Yazın oturup sadece matematik ve geometriye çalıştım. Yıl içinde yapılan tüm limit/türev/integral yazılılarında 80 altı almadım ki bu kendi rekorumdur. Gel gelelim asıl sınavda tek bir integral sorusu bile çözemedim, umutsuzluğa kapılıp alayını salladım. Sallama olayını ayriyetten anlatacağım YGS sonrası. Zira hiçbir bilginin olmadığı bir soruyu sallamanın YGS de tamamen saçmalık olduğunu düşünüyorum.)
Geometri de pek fikir veremeyeceğim. Lisede en çok geometri ve fizikten nefret ederdim, lanet olsun tıp fakültesinde halen kuvvet/hareket/moment görüyoruz. Analitik geometri de sanırım sizin altyapınız benden daha fazla, bizde analitik son sene tek derste verilirdi, sanırım sizde (en azından fen lisesinin alt dönemlerinde öyleydi) ilk sınıftan alıştıra alıştıra verdiler bilgileri. Analitikte ben sınavda fena çuvalladım, zaten hiç anlayamadım o dersi. Normal geometride yine karekökü çözerdim.

Şimdi gelelim kilit noktaya; Simetri kitabından biyoloji nasıl çalışılır: Tıpçı olduğum için (ki en güçlü alanım her zaman biyoloji idi) sadece bununla ilgili çalışma yöntemi anlatma cüretini kendimde görüyorum. Biyoloji soruları saf bilgi ister. Matematikte koskoca türev ve integral kurallarının tamamını bir A4'e sığdırabilirsin ama senden istenen bunları kullanma yöntemleridir. Biyolojide ya bodoslama bilgi sorarlar, ya da bir parça verip az yorum katarak yine o bilgiyi işaretlemeni senden isterler. Ben şöyle çalıştım: Maddeleri oku. Sonra bir daha oku. Birkaç tekrardan sonra maddeleri yine okuduğun zaman bazı maddeleri zaten önceden bildiğini farkedip sıkılacaksın. Diğerlerini de her seferinde birkaç dakika sonra unuttuğun ve yine okuman gerektiği için yine sıkılacaksın. Hatırladığın maddeleri işaretle, tekrar ettiğin zaman bunları es geç. Diğerlerine saldır. En zor hatırladıklarına özel işaret koy, saf ezberi bu maddelerde uygula. Hemen her maddeyi tam hatırlamasan bile misalen soruda asetilkolin lafını gördüğünde nerden çıkıp nereyi hedeflediğini yahut neyi katalizlediğini bilmesen bile kendine "yahu bu endokrinle ilgili birşeydi" cümlesini kurabildiğin kıvama gelince aban sorulara. Bu şekilde sistemleri fulleyip ekoloji ve genetikten (ki genelde basit konu diye bilinir, ilk sınavda da vardır bunlar) birer tane kaçırıp 2 yanlışla bitirdim biyolojiyi.

Dershaneye gelince. Önemli olan dershane değil, hocadır. Her dershanenin sana sunacağı imkanlar aşağı yukarı aynıdır. Ha, ülkede dershaneler genelde iki gruba ayrılır, Özdebir grubuna gidersen seni ölümüne derse boğarlar, arada rehberlik dersi yapıldığında o dersi sana okulunu okumuş insanlar yerine abiler/ablalar verir ve verdikleri yayınlar daha kalitelidir. Ve istisnalar haricinde (ki bu istisnalar genelde batı illerinde olur) dershane şuben haremlik seramlıktır. Töder grubuna gidersen bunların ders temposu senin kafanı rahatlatabilmen için daha uygundur. Es payları daha yerinde ve miktarındadır. Rehberlik sorunun olduğunda bunun için eğitim görmüş insanlarla muhattap olursun. Şubeleri ölümcül istisnalar haricinde karmadır. Lakin deneme sınavları tutarsızdır. Asıl sınava pek yakın denemeler yapamazlar. Kaynakları ideal zorluktan bana göre uzaktır, çok kolay ve çok zor soruları gereğinden biraz daha sık sorarlar. Ara sıra seni çok serbest bıraktıkları hissine kapılabilirsin. Ben Töder grubunun dershanesine gittim, pişman değilim zira özdebir grubundaki bir dershanede haftada iki saatten daha fazla duramayacağımı anladım ben Zaman denemelerinde. (Zaman denemelerine giriyorsundur umarım! YGS ye en yakın denemeler bunlardır). Tek başına eksikliğini kapatamayacağına inandığın dersleri belirle. Bulunduğun şehrin fen lisesindeki derecelik öğrencilerle konuşup bu derslerin hocalarının hangi dershanede daha iyi olduğunu bul. (Bu öğrencilerin sözlerine kulak ver. Neredeyse tamamı iyi hoca/kötü hoca ayrımını objektif bir biçimde yapabilecek yeterliliğe sahiptir) Benim zayıflığım fizikteydi, şehrin en iyi iki fizik hocası farklı töder dershanelerindeydi. Yönetici kadrosunda daha çok tanıdığımın olduğu dershaneyi seçtim. Asıl önceliğin rahatlık/sıkılık değil, derslerin. Gelecek sene dişini sıkıp sağlam bir puan tuttur da, hayat görüşün seni hangi şehirde okumaya yönlendirecekse o şehri seçebilecek imkanın elinde olsun. Gerisi önemli değil.

Waluigi

Teğmen

216 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Ben 2011 senesinde girdim bu sınavlara süreç sonunda Ankara Üni istatistik bölümüne gittim orada bir sene okudum ve geçen yaz mevsiminde lisede çalışmadığımı, zekamı yeterince kullanmadığımı düşündüm ve Ygs-Lys lere yeniden hazırlanıyorum. Geçmiş tecrübem var. Ben de tecrübelerimi ve tavsiyelerimi aktarayım.

Ygs'ye gelince bu sınav bilgi sınavından ziyade bir muhakeme sınavıdır. O an sakin kalabilen, akıllı düşünebilen, yorum yapabilen her türlü başarılı olur. Tabii ki ciddi hedefleri olan, sınava iyi şekilde hazırlanmış kişiler için sakin olmak kolay değildir. Ben bu yazıyı yazarken dahi heyecanlanmıyor değilim. Sınava en iyi şekilde hazırlandığımı düşünüyorum. Artık sınava en iyi şekilde motive olmaya bakacağım. Sosyal konularına göz gezdirip fizikten de biraz basınç bakabilirim.

Uyku düzenini sınavdan önce mutlaka ayarlayın ve sınav günü erken kalkıp güzel bir kahvaltı yapmaya çalışın. Evden uygun bir saatte geç olmadan çıkın ve erkenden sınava gireceğiniz okulda bulunun. Sınav başladığında deneme sınavlarında çözdüğünüz sıralamayı değiştirmeyin. Ben Matematik-Türkçe-Fen-Sosyal diye gittim. Bu sıralamalarınızı sakın ola değiştirmeyin. Turlama tekniği kullanın. İlk başta çözemediğiniz bir soru ile güreşmeyin. Zaten sınavdaki soruların çoğu saniyelik, ilk bakışta yapılabilecek sorular. O yüzden tüm testleri sırasıyla çözdükten sonra boş kalan sorulara dönmeye de vakit kalacaktır.

Sınavdan sonra ise ben sorulara bakmayı düşünmüyorum ve tavsiye etmiyorum. Türkçe ve sosyal sorularının çoğuna ne dediğimi hatırlamam gibime geliyor. Sınav bittikten sonra yapmaktan zevk aldığınız şeyleri yapın ve o gün öyle geçsin. Toparlanamadıysanız ertesi günü de kendinize ayırabilirsiniz. Ama sonrasında hemen Lys'ye çalışmaya başlayın şakaya gelmez. Lys bir bilgi sınavıdır. Çalışmazsanız veya benim 2011 senesinde yaptığım gibi konular yetişmezse başarısız olursunuz. Kalan 3 aylık süreyi çok iyi değerlendirmeye bakın. Bizim o zamanki sınavda şifre skandalı olmuştu onun yüzünden bir ay çalışamadım. Kalan sürede de konular yetişmedi. Ygs'deki sıralamamı çok aşağıya çektim. Ygs'ye çalıştığınızdan daha fazla çalışmanız lazım Lys'ye. Ayrıca Ygs sonuçları açıklanmadan önce ben şu kadar net yaptım diyen arkadaşlarınıza da inanmayın. :D

Herkese başarılar diliyorum. İnşallah emeklerimizin karşılığını alırız.

quote:

Orijinalden alıntı: brtgtrn

Son günlerde özellikle tr. sorularini çözerken çok sıkılıyorum bırakasım geliyor denemeyi ama ilginçtir netlerim düşmüyor pek (fem denemesi)bu normal midir ? birde ygs de sorulari çözerken düşüncelerimin başka yerlere kaymasindan korkuyorum(bu çocuk niye ayağini salliyor,bu niye kalemi o kadar bastırıyor,sinavdan çikınca ne olacak acaba vs.) bunun önüne nasıl geçebilirim¿ son olarak da şu zamana kadar birçok kaynaktan farkli denemeler çözdüm sinavda en çok korktuğum şey ilk kitapçığı açtığımda tr sorularının bana roman gibi geleceğinden korkmam sizde öyle bir şey oldu mu?

YGS deki çuvallamamın başlıca sebebini yazmışsın. 2012 YGS türkçesini incelediysen tüm paragrafların haddinden fazla uzun olduğunu görmüşsündür. Hatta sınav öncesindeki gece sadece anlatım bozukluğu ve yazım yanlışına çalıştım, yanlış değilsem hiç soru çıkmadı bunlardan. Ben normalde Mat ve Fen'de 10 dakika kaybederdim (toplam 90 dakikada biterdi bunlar, tabi bir soruyu ilk gördüğüm zaman çözemediysem anında geçerdim o soruyu) Sosyalde 25, Türkçe'de ise 15 dakika kazanırdım. Bu sayede hem sayısaldan kaybettiğim zamanı telafi ederdim hem de tonla vaktim kalırdı boşlar için. Asıl sınavda Türkçede kazanmak bir yana 10-15 dakika kaybedince dehşet paniğe kapılıp on küsur sayısal boşunu 6-7 dakikada çözmeye çalıştım. Sonuç pek parlak olmadı tabi. Kalan 2 günde pek birşey yapabileceğini sanmıyorum, bu doğrudan kitap okuma alışkanlığı ile ilgili bir şey. Bir arkadaşım, fen lisesinde ortalama bir öğrenciydi (ki bizim ortalama öğrenciler 8 ila 12 bin arasında gider gelir) ve her iki haftada bir elinde başka bir roman görürdüm. Adam gidip o Türkçeyi toplam 20 dakikada bitirince YGS Türkiye 900 üncüsü oldu. Şu ana kadar bir taktik geliştirmiş olmalısın, (ben psikoloji-mat-fen-tur-sosyalin geri kalanı şeklinde çözerdim sınavı) onu bozma. Eğer mevcut taktiğinde Türkçe başta ise başka bir sınavdan başlamayı tercih edebilirsin, ama bu saatten sonra pek önermem bunu. Alıştığının dışına son 3 gün çıkarsan sınavda nerde olduğunu karıştırma ve yanlış kodlama ihtimalin artar.

Düşüncelerinin kayması olayına gelirsek, ben bile bugün sınava girsem (ki hiçbir iddiam yok) kendimi baskı altında hissederim. Sen de hissedeceksin. Ve gözetmenlerin senin hareketlerini yanlış algılayıp başına bela olması ihtimali, sağa-sola bakma dürtün varsa eğer bunu baskılayacak. İstesen de farklı şeyleri pek düşünemeyeceksin. Olurda sürekli aklına saçmalıklar gelirse, sınav giriş belgene ve kodlama kağıdına bakıp gerçek YGS'de olduğunu hatırlat kendine.

Pardon, bir sorunu cevaplamayı unutmuşum. Sayısalcıysan eğer (ki Türkçenin roman gibi gelmesinden korktuğuna göre muhtemelen öylesin) sıkılmaman anormal olurdu bence. Yukarda bahsettiğim kitap kurdu hariç neredeyse hiçbir arkadaşım Türkçe'den haz etmezdi pek. Sıkıntı muhakkak olacak, bu durum netlerini düşürmüyorsa sıkıntı yok. Ayrıca umarım bu hayatındaki son Türkçe testi olacak. Rahat ol.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hypafix -- 21 Mart 2013; 17:15:39 >

Waluigi

Teğmen

216 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orijinalden alıntı: hypafix

quote:

Orijinalden alıntı: brtgtrn

Son günlerde özellikle tr. sorularini çözerken çok sıkılıyorum bırakasım geliyor denemeyi ama ilginçtir netlerim düşmüyor pek (fem denemesi)bu normal midir ? birde ygs de sorulari çözerken düşüncelerimin başka yerlere kaymasindan korkuyorum(bu çocuk niye ayağini salliyor,bu niye kalemi o kadar bastırıyor,sinavdan çikınca ne olacak acaba vs.) bunun önüne nasıl geçebilirim¿ son olarak da şu zamana kadar birçok kaynaktan farkli denemeler çözdüm sinavda en çok korktuğum şey ilk kitapçığı açtığımda tr sorularının bana roman gibi geleceğinden korkmam sizde öyle bir şey oldu mu?

YGS deki çuvallamamın başlıca sebebini yazmışsın. 2012 YGS türkçesini incelediysen tüm paragrafların haddinden fazla uzun olduğunu görmüşsündür. Hatta sınav öncesindeki gece sadece anlatım bozukluğu ve yazım yanlışına çalıştım, yanlış değilsem hiç soru çıkmadı bunlardan. Ben normalde Mat ve Fen'de 10 dakika kaybederdim (toplam 90 dakikada biterdi bunlar, tabi bir soruyu ilk gördüğüm zaman çözemediysem anında geçerdim o soruyu) Sosyalde 25, Türkçe'de ise 15 dakika kazanırdım. Bu sayede hem sayısaldan kaybettiğim zamanı telafi ederdim hem de tonla vaktim kalırdı boşlar için. Asıl sınavda Türkçede kazanmak bir yana 10-15 dakika kaybedince dehşet paniğe kapılıp on küsur sayısal boşunu 6-7 dakikada çözmeye çalıştım. Sonuç pek parlak olmadı tabi. Kalan 2 günde pek birşey yapabileceğini sanmıyorum, bu doğrudan kitap okuma alışkanlığı ile ilgili bir şey. Bir arkadaşım, fen lisesinde ortalama bir öğrenciydi (ki bizim ortalama öğrenciler 8 ila 12 bin arasında gider gelir) ve her iki haftada bir elinde başka bir roman görürdüm. Adam gidip o Türkçeyi toplam 20 dakikada bitirince YGS Türkiye 900 üncüsü oldu. Şu ana kadar bir taktik geliştirmiş olmalısın, (ben psikoloji-mat-fen-tur-sosyalin geri kalanı şeklinde çözerdim sınavı) onu bozma. Eğer mevcut taktiğinde Türkçe başta ise başka bir sınavdan başlamayı tercih edebilirsin, ama bu saatten sonra pek önermem bunu. Alıştığının dışına son 3 gün çıkarsan sınavda nerde olduğunu karıştırma ve yanlış kodlama ihtimalin artar.

Düşüncelerinin kayması olayına gelirsek, ben bile bugün sınava girsem (ki hiçbir iddiam yok) kendimi baskı altında hissederim. Sen de hissedeceksin. Ve gözetmenlerin senin hareketlerini yanlış algılayıp başına bela olması ihtimali, sağa-sola bakma dürtün varsa eğer bunu baskılayacak. İstesen de farklı şeyleri pek düşünemeyeceksin. Olurda sürekli aklına saçmalıklar gelirse, sınav giriş belgene ve kodlama kağıdına bakıp gerçek YGS'de olduğunu hatırlat kendine.

Pardon, bir sorunu cevaplamayı unutmuşum. Sayısalcıysan eğer (ki Türkçenin roman gibi gelmesinden korktuğuna göre muhtemelen öylesin) sıkılmaman anormal olurdu bence. Yukarda bahsettiğim kitap kurdu hariç neredeyse hiçbir arkadaşım Türkçe'den haz etmezdi pek. Sıkıntı muhakkak olacak, bu durum netlerini düşürmüyorsa sıkıntı yok. Ayrıca umarım bu hayatındaki son Türkçe testi olacak. Rahat ol.

Öncelikle teşekür ederim cevap için.Tr. den korkmamın asıl nedeni sözelci olmam(Güvendiğim dağlara karlar mı yağacak)bu sebeple sınavda hangi psikolojide olduğunuzu öğrenmek istedim hazırlıklı olmak için.Bir soru daha sormak istiyorum bu zamana kadar buradaki birçok arkadaş gibi birçok deneme çözdüm(zirve,maltepe,fem,zaman,körfez,güvender)eminim sizin de sınav öncesi aşamada birçok deneme elinizden geçmiştir,Benim çevremde sinavla en paralellik gösterenin fem denemeleri(veya zaman denemesi) olduğunu söyleyip duruyorlar.Tecrübelerine dayanarak bunlarin doğruluk payı var mı?

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

Waluigi

Teğmen

216 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ichbinblau

Binbaşı

1809 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orijinalden alıntı: hypafix

quote:

Orijinalden alıntı: Hayatın Anlamı

Ben sıralama olarak=)Mat-türkçe-fen-sosyal diye gidiyorum.Ama fende biyoloji sonda kaldığından çok yanlış çıkmaya başladı.Acaba mat-biyoloji-türkçe-fen-sosyal diye gitsem yani mat türkçe arasına biyolojiyi koysam sınava 2 gün kala hata mı etmiş olurum?
Birde ben zor konsantre oluyorum.Ve çok çabuk konsantrem bozuluyor.Örneğin dün yanıma biri oturdu sınavda.Kurşun kalemle tüm soruların altını çizdi.Sayfaları yırtar gibi çevirdi.Doğru cevabı bulduğunda öyle bir işaretliyordu ki bende dikkat falan kalmadı.Kulağımı kapatıyorum ama yinede engel olamıyorum istemesemde duyuyorum.Çünkü kullandığı kurşun kalem anormal derecede ses çıkarıyordu.Sonuç olarak dikkatsizlikten ve yanlış okumadan giden 10 civarı soru oldu.Ve bu da aşağı yukarı 20-25 puan demek.Nasıl aşabilirim bu sorunu?

Waluigi benim vereceğime çok yakın bir cevap vermiş, ben de kısa ekleme yapayım. Ben psikoloji-mat-fen-tur-sosyalin geri kalanı şeklinde çözerdim sınavı. Sende yine en en sonda kalmıyor biyoloji, bende psi. sınavın en sonuna kalırdı ve (bu arada psikoloji diyorum ama felsefe de olabilir o gereksiz bilgiler yığını) zaten hakkında pek bilgimin olmadığı ders azap olurdu bana. Ben son 1 ayda sosyalin sonundaki psi.yi en başta çözüp kurtulma yoluna gittim, süre kazanma konusunda da bana yardımcı olmuştu bu. Benim ne yaptığıma alışmam için bir ayım vardı, eğer büyük bir risk alabilirim diyorsan önermesem de biyolojiyi en başta çöz, kurtul. Ancak yanlış kodlamamaya çok dikkat et.

Ben de gelecek yıl gireceğim de (su an universite ogrencisiyim) size bir iki şey danışmak istiyorum
Birincisi biyolojide ayrintili bir defter çıkarmak iyi olur mu sizce kaynak kitap olarak fem simetri kullanacağım
Bir de yazın nasıl çalışmıştınız?

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

Sınav anı ve LYS ile alakalı tavsiyeler.

Benzer içerikler