Arkadaşlar hepinizin bildiği üzere suyu hidrojen ve oksijen atomlarına elektroliz yöntemiyle ayrştırabiliyoruz. hidrojen atomlarını yakıt olarak kullansak oksijen atomlarını da suyun altında nefes almak için kullansak çok iyi olmaz mıydı arkadaşlar? bunun prototipini yapmayı düşünüyorum bu elektroliz işleminde hem yeterli yakıt hem de oksijen elde etmek için acaba ne kadar elektrik lazım olur hesaplayabilirmiyiz şimdiden teşekkürler |
Su ile oksijen ve hidrojen yakıtı üreten deniz altı
-
-
Su hidrojen ve oksijen atomlarına elektroliz yöntemiyle değil hiçbir yöntemle ayrışamaz cunku su H2O adında kimyasal bileşik değil, doğal bir elementtir. Ayrıca saf su iletken değildir yani elektroliz saf su üzerine uygulandığında elektrik iletmez. Elektroliz işleminde suyun elektirigi iletmesi için suya katkı maddeleri katılır ancak o sayede sudan duman cıkar. Bu işlem ile su oksijen hidrojene ayrışmış olmaz olsa olsa katkı maddesi ayrışmış olabilir. Su ancak fiziksel hal değiştirebilir -
Saf suyu elektroliz etmek için Gibbs serbest enerji yasasına göre yaklaşık 286 kj/mol enerji gerekiyor. 18 gram H2O 1 mol yapıyor. Bu durumda 1000 gr/18 = 55 mol yapar. 55 x 286= 15,730 mj yapar. Bu da yaklaşık 4,37 kwh elektrik tüketimi demektir, yalnız elektroliz %100 verimli değildir, bir kısım enerji ısı olarak kaybolur ben onu hesaba katmadım.
Buradan yola çıkarsak; 1 mol su 2 gr hidrojen içerir. 1 lt su 55 mol olduğuna göre 55*2 = litre suda 111 gr hidrojen vardır. 1000 gr hidrojen üretmek için 1000/111= 9 litre suyu elektroliz etmek gerekir. Bu da 9 x 4,37 = 39,4 kwh elektrik demektir ve buna çevrim kayıpları dahil değildir.
Peki 1 kg hidrojen ne kadar enerji içerir? Bu da tam olarak 39.4 kwh enerjiye denk gelir.
Yani 39,4 kwh enerji elde etmek için kayıplar hariç 39,4 kwh enerji harcarsın. Kayıplar dahil edildiğinde elde edeceğin enerji kaybettiğin enerjiden daha düşük olacaktır. Çünkü her enerji çevriminde/dönüşümünde mutlaka kayıp olur ve buna biz entropi deriz.
Bunu senden önce kimsenin düşünmediğini sanmak ya da varsaymak yanılgısı yaygın bir yanılgıdır ve genellikle bilgisizlikten kaynaklanır.
-
Saf su elektroliz edilemez. Cunku saf su elektrik iletmez. Yukardaki kullanıcıyı alıntılamak istedim ancak bloklamış , alıntılayamadım. -
Su H2O değil bir elementtir. Diyen arkadaş bu değerli bilgiyi (bilgisizliği) nasıl elde etmiştir. Element nedir, bileşik nedir, o nedir, bu nedir. Ne kadar bilgisizlik vardır.
-
Bilgisizlik dediğiniz, 1700'lü yılların Kimya bilimi
1700'lerde hava ve su element olarak düşünülüyordu. Hava %20 oksijen %80 azot gibi değişik gazların karışımı değil, sadece yanabilir, deflojistike ve deflojistike gibi değişik özellikler gösteren tek madde olarak düşünülüyordu. Su yoğunlaştığında bildiğimiz su, atmosferik basıncta buharlaştığında hidrojen dediğimiz gaz formunda bulunan tek madde olarak düşünülüyordu.
1700'lerin sonu 1800'lerin başlarında hava, değişik gazların karışımıdır, su hidrojen ve oksijen adında elementlerin kimyasal bileşiğidir şeklinde iddialar gerçek kabul edildi, bunun adına modern kimya denildi.
Eski kimya üzerinden gidince bilgisizlik diyorsunuz fakat eski kimya doğal olayları cok daha tutarlı biçimde açıklıyor.
Suyun H ve O'nun kimyasal bileşiği olduğunu ilk iddia eden İngiliz kimyager Henry Cavendish iddiasını eski kimya terminolojisi ile yapmıştır. Örnegin Cavendish havanın yanıcı özelliğini tanımlamak üzere "inflammable air" ifadesini kullanmıştır. Türkçede tutuşabilir / yanabilir hava denilebilir. tutuşabilir hava ifadesi yerine hidrojen sonradan kullanılmaya başlandı. Aynı biçimde flojistonsuz hava yerine oksijen de sonradan kullanılmaya başlandı.
Suyun H + 2O olduğu, ne bu iddianın ortaya atıldığı 1800'lerde ne günümüzde kanıtlanamamıştır. 1700'lü yılların kimyagerlerinden İrlandalı Richard Kirwan, "an essay on phlogiston" çalışmasında suyun H ve O'dan oluştuğu iddiasının ispatlanamadıgını anlatmıştır.
Eski kimyanın temelini oluşturan filojiston teorisi, 1700lü yılların sonunda tüm Avrupa tarafından kabul gördü. Akıl ve mantık dolu bir teoridir. Bilimin kendisidir. Ne varki bu teorinin okullarda bahsi geçmemektedir. Adeta, o dönem gizlenmek istenmektedir. O dönem Joseph Priestley'e ek olarak kimya alanında araştırmalar yapmış, Alman kimyager Georg Ernst Stahl , İrlandalı kimyager Richard Kirwan, İngiliz kimyager Elizabeth Fulhame, 1600'lerde Alman metalurjist Johann Joachim Becher, filojiston teorisi ile yanma reaksiyonunu gerçeğe en yakın, en akılcı şekilde açıklamıştır. Bu çalışmaların yanlış veya doğrudur diye hiç sorgulanmaması, müfredatta yer almaması sonucu siz bunlara bilgisizlik diyorsunuz.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X