🇹🇷TSK'nın Suriye - Irak Harekatları💥(H.Fidan:PKK-YPG silah bırakmassa harekat olacak)-[ANA KONU] (402. sayfa)

Gözümden kaçmış şimdi gördüm pardon.

Türkiye zenginliğini kullanmasını bilse evet ideali olurdu ama ondan önce habancıların elinde kaset koz ( mlall varllıkklar vs . ) ile esas ülke için güvenlik riski kişiler var ...

- Halep, Eşrefiye bölgesinde terör örgütü PKK-YPG'ye mensup 4 kişinin teslim olma çağrılarına uymadıkları için HTŞ güçleri tarafından vurularak öldürüldü.

Eğer doğruysa Htş den artık şüphe duymamak gerekir .ayrıca elleri dert görmesin .

- TSK’nin yeni komuta merkezi Ay Yıldız Karargah’ın uydu görüntüleri yayınlandı. İnşaatın 2025’te tamamlanması bekleniyor.

terör örgütü ölen 2 adamını paylaştı. çatışmada 7 teröristte yaralanmış.

https://pbs.twimg.com/media/GgIlNskXwAAcpVa?format=jpg&name=medium

- Tel Rıfat'da Bomba yüklü motosiklet ile terör saldırısı gerçekleştirildi. Yaralılar var.

x (formerly twitter)

x.com

https://x.com/i/status/1874136632703803663

🔴Suriye lideri Ahmed eş-Şara (Colani), Şam'da Hristiyan cemaatinden oluşan bir heyetle bir araya geldi.

Niye biz bu özentiliğimizi yenemiyoruz . Neradeyse kopyası olmuş . Neyse ,

Karargahın kızılaydan taşınacağını bilmiyordum .

- Aynel arab, Karakozak bölgesinde TSK'ya ait TB2 SİHA teknik bir arıza sebebiyle düştü. Terör örgütü PKK-YPG'ye yakın hesaplar SİHA'nın kendileri tarafından düşürüldüğü yalanını söyleyerek zafer kutlaması yaptı.

düşebilir n'olacak, hatta vurulabilir de.. onlar şimdi en ufak şeyde sevinmek istiyorlar, çünkü yakında yok olacaklar inş.

İstediği kadar düşsün sonuçta fabrikası bizde

- 2 gün önce Colani'nin görüşme yaptığı terör örgütü PKK-YPG'yi temsil eden heyet, Colani'nin kendilerine sunduğu tüm teklifleri red etti..

Colani PKK-YPG'ye şu teklifi sunmuştu;

1-Güçlerinin Savunma Bakanlığı’na dahil edilmesi.

2-Şam hükümetinin egemenlik kararlarına saygı gösterilmesi.

3-Kürtlere kültürel ve sosyal haklar sağlanması.

4-Petrolün %80’inin Şam’a, %20’sinin ise PKK-YPG bölgesine verilmesi.

PKK-YPG ise Colani'nin sunduğuı bu şartların tümünü red ederek kendi şartlarının kabul edilmesini talep etti;

1-Bölgelerinde kapsamlı bir yerel yönetim talebi.

2-Savunma Bakanlığı’na ordu birliği ya da tümen olarak katılmak, yani bakanlık içinde bağımsız bir askeri blok oluşturmak.

3-Bölgede ki petrol ve gazdan elde dilen Kar'ın %50 'sinin kendilerine bırakılması.

Colani ve Suriye yönetimi bu taleplerin tamamını red etti...PKK-YPG ise kendi şartları kabul edilmediği sürece Şam yönetimini tanımayacaklarını açıkladı.

Bu konuda birşeyler söylemem gerekiyor. Söyleyeceklerim pekçopk kişinin hoşuna gitmeyebilir ama yinede söyleyeceğim.

Yıllar yılı baktığımızda Türkiye'nin milli gelirinden askeriyeye ayırdığı pay yıllar yılı baktığımızda gitgide artmaya başladı. Sanıyorum ki yıllar önce yüzde 1.4'lerde olan pay şu an 3.5 seviyelerine doğru çıkmaya başladı.

Bu şu demek. Bizim ekonomimiz yerinde sayıyorken veya yeterli oranda büyümüyorken askeriyeye harcadığımız para gitgide ekonomimizden daha yüksek bir pay alıyor yani daha çok yük ve maliyete neden oluyor.

Orduya harcanan paralar son derece gereklidir bu konuda bir tartışmam yok fakat görünen o ki bizim dış maceralarımıza ayırdığımız kaynaklar ve yüksek maliyetler bize bunu finanse edebilmek için gerekli gelirleri sağlayamıyor. Çok yüksek ordu harcamaları uzun vadede ekonomik büyümenin yavcaşlamasına yol açabilir ve yüzde 4lerin üzerine doğru gitmeye başlarsak bunun olumsuz etkilerini ekonominin her alanında görebiliriz.

Bu açıdan Türkiye eğer ordusunu güçlendirmek istiyorsa ekonomisini büyütmek veya atıldığı dış maceralarda buralarda harcadığı kaynakları telafi edebilecek ekonomik faydalar sağlamak zorundadır.

Yaptığımız ürünleri bol bol ihraç edebilmek zorundayız , Somali'de , Suriye'de, Libya'da atıldığımız maceraların harcadığımız kaynakları amorti edecek kadar gelir üretmesi gerekmekte. Nitekim orduya harcanan kaynakların bu şekilde milli gelire olan payının artmaya devam etmesi tehlikeli bir durum bunu asla unutmamalıyız.

Dış maceralara atılmakta ki en büyük tehlike İran'ın son 10 yılda Suriye'ye akıttığı 30 milyar dolardan fazla paranın Esad'ın devrilmesi ile bir anda buhar olması veya diğer örgütlere harcanan paraların asla geri dönmemesi gibi bazı ideolojik takıntılarla asla dönüt alamayacağınız yerlere sürekli ülkenin kaynaklarını akıtma riskidir.

Türkiye İran veya Rusya gibi petrol zengini bir ülke değil. Yani bizim kaynaklarımız yerlerden fışkırmıyor. Dolayısıyla Türkiye her zaman , her operasyonda ideolojinin yanısıra ekonomisini ve maliyetleri düşünmek zorunda olan bir ülkedir.

Bizim İran veya Rusya gibi çöpe atacak paramız pekyok.

Abd de cia maşalı işid yemeği pişiyor gibi bizim iş komple yatar.

senin işin bitmesini gerçekten istemiyor olsaydın çoktan girmiştin "bir gece ansızın" ama yapamadın

orada bir sürü kürt-abd askeri karakolu var o iş kolay değil savaşırken bile yanlışlıkla 10 adet abd askerini öldürsen doların 35 tl olduğu günler bile cennetten bir anı gelir halk ayda 10$ a çalışmaya başlar 

Yeni karargah projesi aslında yaklaşık 10 yıldır düşünülen bir projeydi. 2020 yılından itibaren çalışmalara başlandı. 2023 yılında bitirilmesi planlanıyordu ancak teknik bazı çalışmaların uzaması sebebiyle inşaat süreside uzadı. İddialar göre karargahın altındada 3-4 katlık bir çalışma yapılıyormuş.

Türkiye'nin savunma harcamalarında 2024 yılında 1.1 milyar tl iken bu rakam 2025 yılında 1.6 milyar tl ye çıkarıldı. 2023 yılında bu rakam 850 milyon tl civarındaydı. Yani yıllık savunma sanayi bütçeleri her yıl giderek artmakta. Bunun yansımalarınıda zaten görüyoruz. Birçok ARGE çalışması yıllar içinde savunma sanayisine entegre edilerek kazandırıldı. Birçok ARGE çalışmasıda devam ediyor ve bu bütçelerin bir kısmıda ARGE çalışmalarına aktarılıyor.

Savunma sanayisinde ihraacat alanında ise daha dün Nijer'e TB2 Siha satışının gerçekleştirildiği duyuruldu. Geçen aralık ayındada İspanya yaptığı anlaşmalarda Türkiye'den 2 savaş gemisi alımı anlaşması yaptı ve bu bir ilk zira Avrupa ülkesine savaş gemisi satan hiç olmadık. Avrupada bu anlamda İspanya ile çok yakın ilişkiler ve anlaşmalar yapılıyor.

Türkiye ise dünya genelinde savunma sanayisinde 11. sıraya yükseldi. 3-4 yıl içerisindede 8. sıraya yükselmesi bekleniyor. (Bu ivmelenme devam ederse)

Elbette ekonomik anlamdada büyümek önemli ancak kendi yaptığınız bir silahı satmakda bir ülkenin temel ekonomik gelir kaynağını oluşturuyor. İşin gerçeği Türkiye'nin çok büyük enerji ihtiyacı açığı var. Türkiye'de günlük 1 milyon varil petrole ihtiyaç duyuyor. Bunun sadece 150-200 bin varilini çıkarabiliyoruz. Geri kalanını ise dışardan ithal ediyoruz. Doğalgaz içinde benzer durumlar söz konusu. Bu durumda yılda enerji harcamaları kaleminde 100 milyar dolar gibi bir harcama yapmayı zorunlu kılıyor. Türkiye'deki hidroelektirik santrallerinin %60 kadarı doğalgazla çalışıyor. Elektirik, doğalgaz ve yakıt hayatımızın temel bileşenleri konumunda ve ihtiyacımızda çok çok fazla. Bu durumda üretim maliyetlerini fırlatıyor haliyle. Tarımda en büyük sıkıntı mazot konusu. (ve tarımsal ilaç, onlarda yurtdışından ithal ediliyor) Fabrikalar deseniz elektirik ve doğalgaz tabanlı çalışıyor. Enerji ihtiyaçları bir ülkenin kaderini belirleyen bir konu ve bizde bu konuda %95 oranında dışa bağımlıyız.

Sıkıntının temel bileşenlerinide göremiz lazım. Herkes üretim yapmak ister ancak enerji maliyetleride çoğu insanın gözünü korkutuyor. Yapılan bir ürünün karının çoğu enerjiye veriliyor. Bu açığı kapatmak içinde ürünler pahalıya üretilip pahalıya satılıyor. Fırsatçı çıkarcılarda bu denkleme girince işler iyice çıkmaza giriyor ve vatandaş çok eziliyor. Denetleme mekanizmalarının gevşekliğide buna zemin hazırlıyor. Kısacası Türkiye'de ucuz bir şey üretmek çok çok zor. Üretmek ise dahada zor bu şartlarda. Buna rağmen savunma sanayisindeki gelişim ve yükselme ise taktir edilecek bir konu.