Şimdi Ara

Suriye'ye müdahale edilecek!! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
113
Cevap
0
Favori
2.019
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Yeri gelince herkes ABD nin veya Avrupa nin dis politikada ne kadar guclu oldugunu konusur.

    Ama sonra ayni insanlar dis politikada atilan en ufak adima karsi cikarlar. Istedikleri 10 km otede ne olup bittigiyle ilgilenmeyen, yurt disiyla hicbir iletisim kurmayan, pasif ve statikocu bir politikadir.

    Ayni sey aslinda ic politika icin de gecerli. Cozumsuzluk bu insanlarin en buyuk cozumleridir.




    mandacılıgı savunur gibisiniz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Yeri gelince herkes ABD nin veya Avrupa nin dis politikada ne kadar guclu oldugunu konusur.

    Ama sonra ayni insanlar dis politikada atilan en ufak adima karsi cikarlar. Istedikleri 10 km otede ne olup bittigiyle ilgilenmeyen, yurt disiyla hicbir iletisim kurmayan, pasif ve statikocu bir politikadir.

    Ayni sey aslinda ic politika icin de gecerli. Cozumsuzluk bu insanlarin en buyuk cozumleridir.




    Ve unutmadan:

    Ayni kesim "neyi" elestirdiklerini soylerler fakat "neden" elestirdiklerini soylemez.
    Ayrica repertuarlarinda binlerce elestiri oldugu halde 1 adet cozum onerisi yoktur.

    Saygilarimla




  • Tipik biatçı savunması.

    Bizim Suriye diye bir sorunumuz mu var ki buna çözüm önerimiz olsun?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Yeri gelince herkes ABD nin veya Avrupa nin dis politikada ne kadar guclu oldugunu konusur.

    Ama sonra ayni insanlar dis politikada atilan en ufak adima karsi cikarlar. Istedikleri 10 km otede ne olup bittigiyle ilgilenmeyen, yurt disiyla hicbir iletisim kurmayan, pasif ve statikocu bir politikadir.

    Ayni sey aslinda ic politika icin de gecerli. Cozumsuzluk bu insanlarin en buyuk cozumleridir.




    Ve unutmadan:

    Ayni kesim "neyi" elestirdiklerini soylerler fakat "neden" elestirdiklerini soylemez.
    Ayrica repertuarlarinda binlerce elestiri oldugu halde 1 adet cozum onerisi yoktur.

    Saygilarimla

    Ve son olarak :

    Cozumsuzlugu savunmanin tek yolunun "sorunlarin varligini reddetmekten gecitigine" inanirlar. Onlar icin Kurt sorunu da yoktur, Kibris sorunu da...

    Neyse aslinda Turkiye'de muhalefetin neden basarisiz olduguna dair guzel bir ozet yapmama vesile oldu. Benden bu kadar konu dagilmasin siz devam edin :)




  • Kürt sorununun bugünkü vahim noktaya gelmesini de bu muhteşem savunma yalanlarına borçluyuz. Kıçı yere yakın göbekli küçük adam, Irak konusunda kendini eleştiren insanları aynı avam yalanlarla uyutmayı başarmıştı. "Bir koyup üç alacaktık" güya ama ekonomik kayıplarımız bir yana neredeyse bölünme noktasına geldik.

    Özetle; pinokyalara inanmak aptallıktır. Aziz Nesin'in işaret ettiği özelliğimizi iyi kullanıyor büyük şeytanın kuklaları.
  • ortadgunun temeli din siyaseti ve yönetimidir.

    suriyenin 4 te 3 ü sünni.
    şimdi, esad neden bizden destek istemez, bu sebebten.
    eger bizim aracılgıımız olursa, yeni bir sünni çogunluk olarak adamlardan üstün konuma geceriz. kimse elindeki bu
    gücü kaybetmek istemez.
    3 te 1 i farklı mezhepler, ve yaklaşık 4-5 tanede farklı millet var.
    işte bu sebebten türkiye bişey yapamaz.
    çünkü, sömürgeciler, asırlardır aynı taktigi uygulayıp ırk ve din üzerinden bölücülük yapıyortlar.
    bunuda her seferinde bu 2 şeye cok deger veren toplumlar yiyor. yüzyıllardır.
    şimdi, eger tr destek verirse, aynı sey bizede olacak. destek vermezse yine olacak ama daha gec olacak.
    bu mandayı kabul etmekmidir.
    tabikide hayır.
    biz her 4 yılda hükümet değiştirip, her 4 yılda dış politika değiştirirken , adamlar 100 yıldır aynı dış politikada devam ediyor.
    yani sen bu adama karsı kaybetmeye mahkumsun.
    mesela, 10 yıl önce suriye düşmanımızdı.

    peki tr müdahil olmalımı. tabikide evet. ama uzaktan. elini sürmemeli.

    neden, hani bop a karsı tr nin durusunu eleştiriyorya bir kesim.
    acaba, bitarafımızın dibinde yeni bir imparatorluk kurulurken,
    buna karsı cıkmak-görmemezden gelmek-istememek ne derece dogru olur.

    adamların asırlardır planladıgı seyden sende kısmetini almalısın.
    yoksa, 100 yıl sonra bile dünyanın en pahalı petrolünü, dogalgazını kullanmaya devam edersin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Yeri gelince herkes ABD nin veya Avrupa nin dis politikada ne kadar guclu oldugunu konusur.

    Ama sonra ayni insanlar dis politikada atilan en ufak adima karsi cikarlar. Istedikleri 10 km otede ne olup bittigiyle ilgilenmeyen, yurt disiyla hicbir iletisim kurmayan, pasif ve statikocu bir politikadir.

    Ayni sey aslinda ic politika icin de gecerli. Cozumsuzluk bu insanlarin en buyuk cozumleridir.




    Pes!

    Talimatla is yapmayi basari sayiyorsunuz demek.

    O zaman biatcisiniz. Alin size talimat:

    Hezeyanlarinizi kendinize saklayin
  • Bilmeyenlere not: "Bir koyup üç alacağız" diyerek Türkiyeyi I. Körfez savaşına sokmaya çalışan müstemleke valisi turgut özaldır.

     Suriye'ye müdahale edilecek!!


    http://www.itusozluk.com/goster.php/bir+koyup+%FC%E7+alaca%F0%FDz




  • ""Ateşkes görüşmeleri, Körfezi Savaşı'na katılan Koalisyon Kuvvetleri ve Irak askeri heyetleri arasında 3 Mart 1991 günü Kuveyt-Irak sınırının 5 km kuzeyindeki Koalisyon Kuvvetlerinin eline geçmiş, Safven kasabası yakınında bir Irak hava üssündeki bir çadır içinde yapıldı. Görüşmeleri Koalisyon Kuvvetleri komutanı ABD'li General Norman Schwarzkopf, İngiliz komutan Sir Peter de la Billiere ve Fransız general Michel Roquejeoffre ile Iraklı generaller Sultan Haşim Ahmet ve Irak'ın Kuveyt işgalinde 3. Alay komutanı olan Salih Abbud Mahmut yürüttü.""

    bu adamların taaa dünyanın öbür ucundaki kuweyt için neden toplandıgını ve taa öteki ucundaki yer için
    neden savaştıgınıda açıklarsanız iyi olur. bilmeyenler ögrenmiş olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aksinaletinsan -- 26 Mart 2012; 1:28:46 >
  • Cekic Guc geldi birden aklima. Simdi adi degisti, Malatya ve Izmir'e coktu.

    Almanya 1945'den beri kendi topraklarindaki abd askerlerini cikarmaya calisiyor, bunlar yuvalanmasina izin veriyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    Türkiyenin bölüneceğinden zerre kadar şüphem kalmadı artık.
    Sam amca çok güçlü ve istediği şeyi yaptırmayı iyi biliyor.
    Bu işin sonu nereye gider merak ediyorum.

    Abi sanırım yaklaşık 1,5-2 sene önce, Türkiye'nin kesinlikle bölüneceğini söylemiştim. Bunu belki sen de hatırlarsın. Ama benim tahminimden önce bölünecek gibi, çünkü ayrıştırmada tüm medya elbirliği ile çalışmaya başladı son zamanlarda. Bunun bir nedeni, artık medya sadece tek noktadan yönetiliyor.

    Ayrıca, dikkatimi çeken bir diğer nokta; Halk o kadar garip bir sorgulama sistemine sahip ki, Mavi Marmara olayı, Somali, Libya, Tunus ve diğer olaylar medyada göründüğü anda "Çok önemli" oldu ve sonrasında bir daha konusu açılmadı. Benzin 5 liraya yaklaştı, işsizlik ve cari açık rekorlar kırıyor, PKK hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü, ülkedeki yargı sistemi gerçek anlamda çöktü, ama bizim hep başka sorunlarımız var artık.

    Konuya dönersek;

    90'lı yıllarda, özel harekat timi güneydoğuda birsürü köy yaktı. O köylüler çoğunlukla Avrupa'ya, biraz da metropollere taşındı. Zaten Mersin, İstanbul ya da İzmir'de son yıllarda PKK'nın bu kadar güçlenmesinin temel nedeni de budur. Peki bize dışarıdan bir müdahale gelseydi, tepkimiz ne olurdu? Ki aslında bize de dışarıdan müdahale geldi ve ama bu müdahale daha tutarlı, daha uzun süreli, asker sokmadan, doğrudan bizi bize parçalatma yöntemini seçtiler.

    Sistemini değiştirmekte en fazla zorlandıkları iki ülke Türkiye ve Suriye'dir. İki ülkenin farkı ise, buradaki olaylar özellikle medyadan uzak tutulurken, oradaki olaylar gerçek anlamda şişiriliyor. BOP, Ortadoğu'da sadece iki ülkenin işine yarar; Amerika ve İsrail. Irak'a gelen demokrasi, milyonlarca insanı yok etti. Libya'ya gelen demokrasi sonrasında, Türkiye en büyük inşaat ihalelerini kaybetti. Suriye'ye gelecek olan demokrasi ise, uslu duran Suriye Kürtlerini çaresiz bir şekilde Irak ve Türkiye Kürtlerine yaklaştıracak. Ortaya çıkacak sorunlarda, artık Ortadoğuda bilinen tek güç olarak İsrail ile muhatap olmamız gerekecek.

    Bugün Suriye'de faşizm olduğunu savunanlar birtürlü şu soruma cevap vermezler;

    Lübnan ve Filistin'e alenen destek veren, İsrail ile savaş halinde olan devlet hangisidir?

    Oysa ki, bizim büyüklerimiz dini ağızlarından düşürmeyip, kendi kardeşleri olarak saydıkları Arapların öldürülmesine eşbaşkanlık edip, bunu da halkına başarı olarak yutturmayı başarmaktadırlar. Farkında mısınız bilmiyorum, ama bizim dindar iktidarımız, kendi din kardeşlerini değil de sadece Amerika'yı muhatap almakta, Amerika ile her görüşmeden sonra, bizim ne yapmamız gerektiği konusunda bir açıklama gelmekte.

    Çok ilginç, Ortadoğu'daki tüm iktidarlar artık Amerika'nın güdümünde ve bahsi geçen Amerika, yeni haçlı seferini başlattığını ilan etmiş olan ülkedir. İşin bir diğer ilginç yanı ise, Amerika'nın eliyle iktidara gelen herkes daha "dindar"...

    Uyutulmaya, uyuşturulmaya bu kadar meraklı başka bir halk kitlesi var mıdır?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    Suriyede bir katliam vardır.Bu kabul ama sonuç olarak o onların sorunu.Suriyeye bir türk askeri bile savaşmak için girerse bunun vebalini kimse ödeyemez..Tek merak ettiğim şey acaba Esad Sunni olupta alevileri katletseydi yine bu iktidar bu kadar fazla öter miydi..

    +1 ve o ulkenin ic meselesi katliam yok amerikanin destekledigi sunniler olay cikariyo sonra vay insanlik bahseti acitasyon yalan bunlar. Turkiyeye ne oluyor sen elin suriyelisini agirla birde konteynir tipi cadir ver bir kis vandakilere verme kac kisi yanarak can verdi bu bastakiler musluman mi ? Buna sebep olan anca sadist olur. O zaman suriyede gelir plk hakli der onu destekler sanane baskasinin ic meselesinden elin suriyelisini agirlamaktan me zevk aliyorsun vandaki insanlarin yardima muhtacken ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Oysa ki, bizim büyüklerimiz dini ağızlarından düşürmeyip, kendi kardeşleri olarak saydıkları Arapların öldürülmesine eşbaşkanlık edip, bunu da halkına başarı olarak yutturmayı başarmaktadırlar. Farkında mısınız bilmiyorum, ama bizim dindar iktidarımız, kendi din kardeşlerini değil de sadece Amerika'yı muhatap almakta, Amerika ile her görüşmeden sonra, bizim ne yapmamız gerektiği konusunda bir açıklama gelmekte.

    Çok ilginç, Ortadoğu'daki tüm iktidarlar artık Amerika'nın güdümünde ve bahsi geçen Amerika, yeni haçlı seferini başlattığını ilan etmiş olan ülkedir. İşin bir diğer ilginç yanı ise, Amerika'nın eliyle iktidara gelen herkes daha "dindar"...


    Sonuna kadar katılıyorum.

    Ancak ülkenin bölüneceğine inanmıyorum. Ben Türk milletine inanıyor ve güveniyorum. Elbet uyanacak ve bütün bu planları Amerika'nın kursağında bırakacaktır.

    Lise yıllarımda edebiyat hocamın bize söylediği bir şairin sözlerini hiç unutmam. Şairi hatırlamıyorum ama sözler genel anlamıyla aklımda.

    '' ... Türkler, dibe batmadan göğe çıkmayı bilmiyorlar. ... ''

    Dibe doğru gidiyoruz ama göğe çıkmayı da biliriz elbet.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie
    Oysa ki, bizim büyüklerimiz dini ağızlarından düşürmeyip, kendi kardeşleri olarak saydıkları Arapların öldürülmesine eşbaşkanlık edip, bunu da halkına başarı olarak yutturmayı başarmaktadırlar. Farkında mısınız bilmiyorum, ama bizim dindar iktidarımız, kendi din kardeşlerini değil de sadece Amerika'yı muhatap almakta, Amerika ile her görüşmeden sonra, bizim ne yapmamız gerektiği konusunda bir açıklama gelmekte.

    Çok ilginç, Ortadoğu'daki tüm iktidarlar artık Amerika'nın güdümünde ve bahsi geçen Amerika, yeni haçlı seferini başlattığını ilan etmiş olan ülkedir. İşin bir diğer ilginç yanı ise, Amerika'nın eliyle iktidara gelen herkes daha "dindar"...

    İktidarın dindarlığı yanlış temsildir.

    Sonra adamların yaptıklarını biz dindarlara mal ediyor birileri.

    İktidara bakıp, demek bu dindarlar böyleymiş, diyerek kabağı bizim başımızda patlatıyorlar!




  • Bazıları kirli oyunlar çeviriyor yıllardır. Devam da edecek. Ta ki yer başlarına geçinceye kadar.
  • webbie,
    bence, bizime eksikligimizin başında sürekli olarak dış ilişkilerde yenibir rota belirlememiz geliyor.
    birde halkımızda bir acayip.
    mesela, araplara yardım edilmemesinden ses cıkarılmamasından bahsetmişssin.
    kesinlikle dogru bir tespit.
    ama şu var,
    rte, ahmedinejad la görüştügünde, tüm ülke " eyvah iran oluyoruz" dedi.
    esad la görüştügünde " eyvah ortadogulu oluyoz " dedi.
    eger sen bu adamların yanında araplara destek çıkarsan, başımıza gelmeyen kalmazdı :))
    neyseki 10 yıldır dogru veya yanlış bir "aynı" dış politka sürdürülüyorda bi kaç tahmin yapabilyoruz.

    birde suriyenin pkk destegi varki, sünni liderliktende büyük sorun bence o. senin elin mahkum.
    aynısını ıraktada yaşadık.
    1 mart tezkeresi. herkes isyan etti, hayır cıkmasın diye. 5 ay sonra isyan edenler cıktı acıklama yaptı asker gönderelim diye.
    dahada dramatigi, genelkurmay baskanını röportajda söled, "tezkere çıkmalıydı" diye.

    yani olayı basit siyasi söylemlerle yorumlamak yanlış olur kanaatindeyim.




  • Sevgili fizisyen, global düşünme konusunda sizin de iyi olduğunuzu düşünüyorum ve size bazı noktalardan bahsetmek istiyorum;

    Finansal sistem neredeyse tamamen yabancıların elinde,
    Savunma sistemlerinizi yine aynı yabancılardan tedarik ediyorsunuz,
    Ürettiğinizden çok daha fazlasını tüketiyorsunuz ve birileri bu tüketimin bedelini bir şekilde bu ülkeye getiriyor, yani birileri size durmadan borç veriyor.
    Enerji kaynaklarınız yok ve bu konuda da dışa bağımlısınız,
    Ülkenin en etkili iki insanından biri olduğu söylenen (diğeri başbakandır) insan, bu ülkede değil, başka ülkede yaşıyor ve o ülkeden oturum almak için başvurularda bulunuyor...

    Buraya kadar ki kısım, politikalarınıza kimin karar vereceğiyle ilgili olan kısım. Yani, özellikle son 10 yılda herşeyinizi elinizden alıp, üzerine de büyük bir miktarda borç vermişler. Bu borcu üretmeniz için değil, tüketmeniz için vermişler; yani geri dönüşü olmama ihtimalinin farkındalar.

    Gelelim istikrarlı dış politikaya;

    Şimdiki iktidar son 10 senede neler söyledi ve yaptı, bakmakta fayda görüyorum.

    Hedeflerinin Avrupa Birliği olduğunu ilk iktidar dönemlerinde belirttiler ve birçok uygulama gerçekleştirdiler; ancak son iktidar döneminde ise, Avrupa Birliği'ni istemediklerini yine aynı kişiler dile getirdi.
    Suriye'de olaylar başlamadan yaklaşık 8-10 ay önce başbakan ve eşi, Suriye devlet başkanı ve eşini İstanbul'da ağırlayıp, "Kardeşim" diye hitap ediyordu.
    İsrail ile ilk gerginlik Dünya Ekonomik Forumu'nda yaşandı ve başbakanımız dik bir duruş sergiledi ve ardından Mavi Marmara olayı ile de aynı duruşur sergiledi. Ancak İsrail ile olan hiçbir ticari ilişki askıya alınmadı. Ne Filistin'deki bebekler adına konuşurken ne de Mavi Marmara'da sivillerin ölümünden sonra tepki verilirken, olayın ekonomik boyutu umursanmadı ve İsrail bizden para kazanmaya devam etti. Ayrıca, İsrail bu yaptıklarından dolayı herhangi bir zarar görmedi. Dolar bizim ülkemizde yükseldi.
    Fransa, yıllarca açık açık Avrupa Birliği'ne alınmayacağımızı söyledi, ardından Ermeni Soykırımı ile ilgili tasarı çıkardı. Bizim iktidarımız yine yakıp yıktı, ama ikinci gün bakan açıklama yaptı; Fransa'ya herhangi bir ekonomik yaptırım düşünmüyoruz...
    Bundan birkaç gün önce, Amerika Birleşik Devletleri "muafiyet" listesi yayınladı. Bu listede, İran ile ilişkileri devam eden ama yaptırım dışında kalacak ülkeler vardı ama bu listede bizim gibi, Amerika'nın en sadık yeğeni yoktu. Oysa ki, İran'a karşı kullanılacak radar olayını kabul eden ülke bizdik.
    İran ile bu iktidar iyi olabilecek tek iktidardı Türkiye'de; tabii dedikleri gibi insanlar olsaydı. Ama, eli kolu bağlı her insan gibi, elini kolunu bağlayanların sözünü dinleyerek İran'ı da karşısına aldı. Herhangi bir çatışmada, İran tarafından hedef olarak görülecek ilk ülke konumuna yükseldik.


    Bizim dış politikayı tahmin edebilmemizin nedeni, istikrarlı olan Türkiye iktidarı değildir; istikrarlı Amerikan politikaları ve popülist Türkiye politikalarıdır. Eğer tahmin edebilseydik, 10 sene önce Avrupa Birliği için ölüp biten iktidarın bir anda bundan vazgeçmiş olmasını, Suriye devlet başkanı ile kanka olduktan 1 sene sonra baş düşman ilan edilmesini, Fransa ve İsrail'e esip gürlerken aslında sadece esip gürlediklerini, sadece falcı olduğumuz için tahmin edebilirdik.

    İç politika durumu ise bundan da acıdır bana göre, ki dış politikaya bu kadar yoğunlaşılmasının ve özellikle İslamiyetin etkin olduğu topraklarda ses çıkarmanın nedeni, iç politikadaki başarısızlıkları gizlemektir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sgrafik

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie
    Oysa ki, bizim büyüklerimiz dini ağızlarından düşürmeyip, kendi kardeşleri olarak saydıkları Arapların öldürülmesine eşbaşkanlık edip, bunu da halkına başarı olarak yutturmayı başarmaktadırlar. Farkında mısınız bilmiyorum, ama bizim dindar iktidarımız, kendi din kardeşlerini değil de sadece Amerika'yı muhatap almakta, Amerika ile her görüşmeden sonra, bizim ne yapmamız gerektiği konusunda bir açıklama gelmekte.

    Çok ilginç, Ortadoğu'daki tüm iktidarlar artık Amerika'nın güdümünde ve bahsi geçen Amerika, yeni haçlı seferini başlattığını ilan etmiş olan ülkedir. İşin bir diğer ilginç yanı ise, Amerika'nın eliyle iktidara gelen herkes daha "dindar"...

    İktidarın dindarlığı yanlış temsildir.

    Sonra adamların yaptıklarını biz dindarlara mal ediyor birileri.

    İktidara bakıp, demek bu dindarlar böyleymiş, diyerek kabağı bizim başımızda patlatıyorlar!


    Gerçek dindarlar nasıl oluyor.Daha doğrusu şöyle sorim.Gerçek dindarlar farklı yaşam tarzını benimseyen insanların baskıyla değiştirimesinden yana mı değil mi..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    quote:

    Orijinalden alıntı: sgrafik

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie
    Oysa ki, bizim büyüklerimiz dini ağızlarından düşürmeyip, kendi kardeşleri olarak saydıkları Arapların öldürülmesine eşbaşkanlık edip, bunu da halkına başarı olarak yutturmayı başarmaktadırlar. Farkında mısınız bilmiyorum, ama bizim dindar iktidarımız, kendi din kardeşlerini değil de sadece Amerika'yı muhatap almakta, Amerika ile her görüşmeden sonra, bizim ne yapmamız gerektiği konusunda bir açıklama gelmekte.

    Çok ilginç, Ortadoğu'daki tüm iktidarlar artık Amerika'nın güdümünde ve bahsi geçen Amerika, yeni haçlı seferini başlattığını ilan etmiş olan ülkedir. İşin bir diğer ilginç yanı ise, Amerika'nın eliyle iktidara gelen herkes daha "dindar"...

    İktidarın dindarlığı yanlış temsildir.

    Sonra adamların yaptıklarını biz dindarlara mal ediyor birileri.

    İktidara bakıp, demek bu dindarlar böyleymiş, diyerek kabağı bizim başımızda patlatıyorlar!


    Gerçek dindarlar nasıl oluyor.Daha doğrusu şöyle sorim.Gerçek dindarlar farklı yaşam tarzını benimseyen insanların baskıyla değiştirimesinden yana mı değil mi..

    Forumda çizdikleri çizgilere göre dindar yok, hepsi kindar. Gerçek yaşamda çok az sayıda dindar vardır ama bunların oranı % 1 in altındadır. Zaten ne görünümlerinden ne de tavırlarından dindar olduklarını anlayamazsınız. Din her türlü gösterişi reddeder, gizliliği esas alır. Gerçek dindarlar bunu bilir ve uyar ama yukarıda da dediğim gibi bunlar yok denecek kadar azdır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    Türkiyenin bölüneceğinden zerre kadar şüphem kalmadı artık.
    Sam amca çok güçlü ve istediği şeyi yaptırmayı iyi biliyor.
    Bu işin sonu nereye gider merak ediyorum.

    Abi sanırım yaklaşık 1,5-2 sene önce, Türkiye'nin kesinlikle bölüneceğini söylemiştim. Bunu belki sen de hatırlarsın. Ama benim tahminimden önce bölünecek gibi, çünkü ayrıştırmada tüm medya elbirliği ile çalışmaya başladı son zamanlarda. Bunun bir nedeni, artık medya sadece tek noktadan yönetiliyor.

    Ayrıca, dikkatimi çeken bir diğer nokta; Halk o kadar garip bir sorgulama sistemine sahip ki, Mavi Marmara olayı, Somali, Libya, Tunus ve diğer olaylar medyada göründüğü anda "Çok önemli" oldu ve sonrasında bir daha konusu açılmadı. Benzin 5 liraya yaklaştı, işsizlik ve cari açık rekorlar kırıyor, PKK hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü, ülkedeki yargı sistemi gerçek anlamda çöktü, ama bizim hep başka sorunlarımız var artık.

    Konuya dönersek;

    90'lı yıllarda, özel harekat timi güneydoğuda birsürü köy yaktı. O köylüler çoğunlukla Avrupa'ya, biraz da metropollere taşındı. Zaten Mersin, İstanbul ya da İzmir'de son yıllarda PKK'nın bu kadar güçlenmesinin temel nedeni de budur. Peki bize dışarıdan bir müdahale gelseydi, tepkimiz ne olurdu? Ki aslında bize de dışarıdan müdahale geldi ve ama bu müdahale daha tutarlı, daha uzun süreli, asker sokmadan, doğrudan bizi bize parçalatma yöntemini seçtiler.

    Sistemini değiştirmekte en fazla zorlandıkları iki ülke Türkiye ve Suriye'dir. İki ülkenin farkı ise, buradaki olaylar özellikle medyadan uzak tutulurken, oradaki olaylar gerçek anlamda şişiriliyor. BOP, Ortadoğu'da sadece iki ülkenin işine yarar; Amerika ve İsrail. Irak'a gelen demokrasi, milyonlarca insanı yok etti. Libya'ya gelen demokrasi sonrasında, Türkiye en büyük inşaat ihalelerini kaybetti. Suriye'ye gelecek olan demokrasi ise, uslu duran Suriye Kürtlerini çaresiz bir şekilde Irak ve Türkiye Kürtlerine yaklaştıracak. Ortaya çıkacak sorunlarda, artık Ortadoğuda bilinen tek güç olarak İsrail ile muhatap olmamız gerekecek.

    Bugün Suriye'de faşizm olduğunu savunanlar birtürlü şu soruma cevap vermezler;

    Lübnan ve Filistin'e alenen destek veren, İsrail ile savaş halinde olan devlet hangisidir?

    Oysa ki, bizim büyüklerimiz dini ağızlarından düşürmeyip, kendi kardeşleri olarak saydıkları Arapların öldürülmesine eşbaşkanlık edip, bunu da halkına başarı olarak yutturmayı başarmaktadırlar. Farkında mısınız bilmiyorum, ama bizim dindar iktidarımız, kendi din kardeşlerini değil de sadece Amerika'yı muhatap almakta, Amerika ile her görüşmeden sonra, bizim ne yapmamız gerektiği konusunda bir açıklama gelmekte.

    Çok ilginç, Ortadoğu'daki tüm iktidarlar artık Amerika'nın güdümünde ve bahsi geçen Amerika, yeni haçlı seferini başlattığını ilan etmiş olan ülkedir. İşin bir diğer ilginç yanı ise, Amerika'nın eliyle iktidara gelen herkes daha "dindar"...

    Uyutulmaya, uyuşturulmaya bu kadar meraklı başka bir halk kitlesi var mıdır?

    Yahudi öyle bir sistem kurmuşki karşı gelen anında tek başına kalıyor.
    Bu finansal sistem değişmedikçe iktidara kim gelirse gelsin yine onların kuklası olacak mecburen.
    Halk tüketime alıştırıldı artık.
    Şu anda Atatürk mezarından çıkıp 20 sene sorgusuz sualsiz destek verin zor günlerin ardından özgürlüğe kavuşacağız dese bu halk destek vermez.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.