Kopyalamadigin için iyi yapmışsın.sayende kota bitti.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Genel olarak iyi bir yazı. Ama "O topçunun dakikası 12 bin 856 liraya geliyor. Asgari ücretin 803 lira 68 kuruş olduğu memlekette o koşmayacak da ben mi koşacağım" kısmı doğru bence, biraz yersiz eleştirmiş.
Aklıma Mourinho'nun, gazetecinin "Takım yorgun muydu?" sorusuna verdiği cevap geldi: "Yorgun mu? Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz euroyla evine dönen baba yorgun olur, biz değil..."
quote:
Antalya maçının ardından, Twitter’a, “Üç maç berabere kaldı diye futbolcusunu yuhalayan taraftarla işim olmaz… Biz 5 yaşından 19 yaşına kadar şampiyonluk görmedik de yılmadık” diye yazdım… Sen misin yazan!! “O zamanlar yuh çekseydiniz 14 yıl beklemezdiniz” diyen bile oldu… Yuh’la takımı motive ettiğine; yuh çekmenin 3-5-2 ya da 4-1-3-2 gibi taktiksel bir araç olduğuna inanıyor demek ki… Bir de serbest muhasebeciler var; hobi olarak taraftar gibi takılıyorlar… Ne yazsan işi hemen rakama vuruyor bu modeller… “O topçunun dakikası 12 bin 856 liraya geliyor. Asgari ücretin 803 lira 68 kuruş olduğu memlekette o koşmayacak da ben mi koşacağım” diye başlıyorlar; her türlü ekonomik parametreyi kullanarak tezlerini ölesiye savunuyorlar. Korsan ürüne en çok rağbet edenler de, bu tipler arasından çıkıyor daha ziyade… Gelelim bugünkü Real Madrid maçına… Bırakın ‘Yuh’ çekmeyi İlk taraftar modeline göre, ilk dakikadan son düdüğe kadar hep birlikte yuh çekersek kesin alırız maçı. İkinci taraftar modeline göre, bir futbolcuya çat diye 100 milyon euro ödeyen bir kulübü ne yaparsak yapalım yenmemiz mümkün değil. Ama realite tam da böyle değil… Bugüne kadar 5 kere karşılaşmış iki takım ve Galatasaray’ın 3-2’lik galibiyet üstünlüğü var Real Madrid’e karşı. Yani; istatistikler Sarı-Kırmızılılar’dan yana. Bir de Derwall’in unutulmaz sözü var, “Galatasaray’ın adının olduğu her yerde umut vardır” diye… Bu umudun peşinden gitmişti Nisan ayında Madrid’e 20 bine yakın Galatasaray taraftarı ve bu umutla 3’üncü golü bulduktan sonra skorun 5-1 olacağına inanmıştı İstanbul’da… Bugün her şey yaşanabilir sahada… Galatasaray kazanabilir de, fark da yiyebilir. Ama şu bir gerçek: Barcelona bile bir sezonda 4 kere oynamıyor Real’le. Kombineniz varsa tribüne, yoksa dostlarınızla kahveye, bara ya da restorana gidin… Veya ailenizle ekran başındaki yerinizi alın. Yuh çekmekle, küçük hesaplarla uğraşmayın; Galatasaraylı olmanın ve futbolun tadını çıkarın.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme