Şimdi Ara

TANRI 20 SORUDA KANITLANIR (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.371
Cevap
24
Favori
46.130
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
54 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Prof.Celal Şengör kullanıcısına yanıt
    Delil ile kanıt aynı değil mi?
    Hatta kanıt delil kelimesinin uydurukçasıdır
  • Atiler yine us başında

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Tanrinin varligini ispatlamak icin soru sorma geregi duymak nasil bir mantiksizlik ?



    X nasil oldu acikla ?

    Acillayamiyosun di mi...

    Cunku tanri yaratti.

    Sen aciklayacaksin, biz dinliycez. Ispat yukumlulugu iddia sahibine mahsus.



    Cidden, kimse bunlari aciklamak zorunda degil, kimsenin aciklayamiyor olmasi bunlari tanrinin yaptigini ispatlamiyor. Ayrica bu sorularin super aciklamalarinin var olmasi da tanrinin yoklugunu ispatlamaz.



    Ciddi ciddi bukelemun ile tanrinin varligini nasil "ispatlayacaksin" ? Bu nasil bir kafadir. Ya tanri ne demek fikriniz yok ya da ispat ne demek bilginiz yok.



    Istatistik bilimi vardır.Canlıların,galaksilerin big bang ve canlı türlerin ne şekilde oluştuğunu hesaplar ve rasyonelliğini test eder.Tanrıyı eğer insan gibi sadece bu evrenden ibaret düşünürsen tabi tanrı yok dersin ama biz kuş beyinli değiliz üstün düşünme kabiliyeti ve teknolojileri matematiğe sahibiz böylece olasılık hesabı yaparak tüm bu atom ,atom altı kuantum paketleri ve karanlık maddeden oluşan evreni ve molekül,organel,hücre,organ oluşan canlıların varolabilme ve oluşabilme olasılığını hesaplayabiliriz.
    Hesaplandığında bunun mümkün olamayacağını açıkça görürürüz.O zaman bizi evren yaratamayacağına göre ne oluşturdu? Eğer evrenin kendisi yaptı diyorsan zaten paham dini gibi kuş beyinli bir inanç olurdu zaten bu neyin kafası bu ?????(irrasyonellik)


    TANRI 20 SORUDA KANITLANIR

    Gördüğün gibi kuş beyinli olmaya gerek yok bir hücre için en az 300 protein molekülü gerekiyor yazıyor 1 tanenin oluşması imkansız iken 300-500 nasıl oluşacak binlerce amino asit nasıl oluşacak iyice dogmatikleştik sizin gibiler yüzünden ..

    Bir kere istatistik bilimi, elimizde var olan bilgiyi analiz edip tahminlerde bulunmamizi saglayan bir "arac".
    Tek basina ispat metodu degil. Istatistik bilimini kullanarak bir takim genellemelerde bulunabilirsin. Ama bununla canli turlerinin nasil olustugunu test edemezsin senin iddia ettigin gibi.

    Senin demeye calistigin sey, dincilerin surekli iddia ettigi gibi ; X tane atom var, Y molekulunun tek basina olusma ihtimali cok cok cok dusuktur, o halde tanri vardir argumani muhtemelen ki; burada cok buyuk problemler var.

    - Burada dincilerin yaptigi sey "istatistik" degil. Istatistik , olasilik teorisinin uzerine kurulu daha genel bir bilim. Burada yapilan sey daha cok bakkal hesabi.

    Bana istatistik bilimi kullanilarak canli cesitliliginin ne sekilde olustugunu test edebilen ( senin sozlerinle yaziyorum, zira sacma bir sey bu ) bir tane bilimsel makale gosteremezsin. Bunu yapan yaratilisci tayfadir zira, onlar da argumanlarini bilimsel temelden almazlar.

    - Rastlantisal olaylarin mekanigini anlayabilmek icin; olayin nasil rastlantisal temele dayandigini anlamak yetmez, onun secilimini yapan mekanigi de cozmek gerekir. Ornegin nasil Kasirga olustugunu bilmen yetmez, kasirga olusumuna sebep olacak milyonlarca kucuk kaotik etkiyi de analiz etmen gerekir ki bunu yapabilecek bir bilgisayar gucu henuz yok. Minik Dunyamizin meteorolojik olaylarinin dahi simulasyonunu yapabilecek ya da belirli bir sure oncesinden tahminini yapacak yetenekten yoksunken, bigbang gibi evrene baslangic saglayan bir seyin temelinin senin bakkal hesabiyla test edilebilir oldugunu neye dayanarak iddia edebiliyorsun, sasiriyorum.

    Bunu daha once de buralarda aciklamistim ama periyodik olarak hayatin kendiliginden olusabilme ihtimali cok cok dusuktur, dolayisiyla tanri vardir argumanina rastliyorum.

    Bu bakkal hesabiniza "istatistik bilimi vardir" diye bilimi alet etmeyin bos yere. Hic bir "bilimsel" olusumun tanriyi ispat etmek gibi bir misyonu yok.

    Bu yaratilisci resimleriyle gelip, bir seyler ispat ettigini dusunme. 0'dan buyuk ihtimalli olan herhangi bir sey, rastlantisal olarak olusabilir. Isin icerisine secilim mekanizmasi girince bu olay cok daha cabuk meydana gelir. 10 uzeri -25 dusuk bir ihtimal gibi gorunse de, senin gokyuzune bakinca gordugun fotonlarin , ilgili yildizdan cikip senin retinana ulasabilme ihtimalinin yaninda hic bir sey. Istatistik bilimi vardir diye basladigin sacma cevabi yazan biri olarak, bir olayin gerceklesmesi ihtimalinin sifirdan buyuk olmasina ve ne kadar tekrarlandigina gore degistigini de bilmelisin, secilim mekanizmasi olmaksizin.

    Hucrelerdeki proteinler ya da herhangi biyolojik organizma, atom havuzunda calkalana calkana olusmazlar. Bunu iddia eden bir teori yok. Evrim teorisi bunu soylemiyor. Yani senin soyledigin sey sacma ve yanlis olmasinin ustune; tam olarak neye muhalefet ettigini bile bilmiyor : )



    Bilim tanrıyı kanıtlama gibi bir amacı yok fakat bilim görevini yaparken doğayı araştırıken canlıların ,gezegenin ,ozon tabakasının ,galaksilerin hücre,protein ve amino asitlerinin ,kompleks canlı türlerinin nasıl oluştuğunu sorusuna rastlıyor ve bunun kudreti ilahi bir varlık dışında olamayacağını matematiksel olarak fizik biliminden dolayı biliyor.Demek istediğim bu açık ve net a. bakkal hesaplarının 10 üzeri gibi kesirlerden yapıldığınıda sizden duydum sizin bakkal marsta çalışıyor sanırım.

    Bknz:miller deneyi
    Sen diyorsun ki tanrı bilimin sınırında ki bir varlık.Eğer öyleyse her gün tanrı küçülüyor.19yy da gezegenlerin nasıl yörüngelerde olduğunu bilmiyorduk.O zamanlarda bakın açıklamıyorsunuz demek ki tanrı var diyorlar dı.Şu an açıklayabiliyoruz yarın öbür günde ilk canlının nasıl oluştuğu kesin bir dille açıklanınca tanrının olmadığı kanıtlanmış mı olacak yoksa başka bahaneler mi üretilecek?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Citizen'in Pengueni


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Tanrinin varligini ispatlamak icin soru sorma geregi duymak nasil bir mantiksizlik ?



    X nasil oldu acikla ?

    Acillayamiyosun di mi...

    Cunku tanri yaratti.

    Sen aciklayacaksin, biz dinliycez. Ispat yukumlulugu iddia sahibine mahsus.



    Cidden, kimse bunlari aciklamak zorunda degil, kimsenin aciklayamiyor olmasi bunlari tanrinin yaptigini ispatlamiyor. Ayrica bu sorularin super aciklamalarinin var olmasi da tanrinin yoklugunu ispatlamaz.



    Ciddi ciddi bukelemun ile tanrinin varligini nasil "ispatlayacaksin" ? Bu nasil bir kafadir. Ya tanri ne demek fikriniz yok ya da ispat ne demek bilginiz yok.



    Istatistik bilimi vardır.Canlıların,galaksilerin big bang ve canlı türlerin ne şekilde oluştuğunu hesaplar ve rasyonelliğini test eder.Tanrıyı eğer insan gibi sadece bu evrenden ibaret düşünürsen tabi tanrı yok dersin ama biz kuş beyinli değiliz üstün düşünme kabiliyeti ve teknolojileri matematiğe sahibiz böylece olasılık hesabı yaparak tüm bu atom ,atom altı kuantum paketleri ve karanlık maddeden oluşan evreni ve molekül,organel,hücre,organ oluşan canlıların varolabilme ve oluşabilme olasılığını hesaplayabiliriz.
    Hesaplandığında bunun mümkün olamayacağını açıkça görürürüz.O zaman bizi evren yaratamayacağına göre ne oluşturdu? Eğer evrenin kendisi yaptı diyorsan zaten paham dini gibi kuş beyinli bir inanç olurdu zaten bu neyin kafası bu ?????(irrasyonellik)


    TANRI 20 SORUDA KANITLANIR

    Gördüğün gibi kuş beyinli olmaya gerek yok bir hücre için en az 300 protein molekülü gerekiyor yazıyor 1 tanenin oluşması imkansız iken 300-500 nasıl oluşacak binlerce amino asit nasıl oluşacak iyice dogmatikleştik sizin gibiler yüzünden ..

    Bir kere istatistik bilimi, elimizde var olan bilgiyi analiz edip tahminlerde bulunmamizi saglayan bir "arac".
    Tek basina ispat metodu degil. Istatistik bilimini kullanarak bir takim genellemelerde bulunabilirsin. Ama bununla canli turlerinin nasil olustugunu test edemezsin senin iddia ettigin gibi.

    Senin demeye calistigin sey, dincilerin surekli iddia ettigi gibi ; X tane atom var, Y molekulunun tek basina olusma ihtimali cok cok cok dusuktur, o halde tanri vardir argumani muhtemelen ki; burada cok buyuk problemler var.

    - Burada dincilerin yaptigi sey "istatistik" degil. Istatistik , olasilik teorisinin uzerine kurulu daha genel bir bilim. Burada yapilan sey daha cok bakkal hesabi.

    Bana istatistik bilimi kullanilarak canli cesitliliginin ne sekilde olustugunu test edebilen ( senin sozlerinle yaziyorum, zira sacma bir sey bu ) bir tane bilimsel makale gosteremezsin. Bunu yapan yaratilisci tayfadir zira, onlar da argumanlarini bilimsel temelden almazlar.

    - Rastlantisal olaylarin mekanigini anlayabilmek icin; olayin nasil rastlantisal temele dayandigini anlamak yetmez, onun secilimini yapan mekanigi de cozmek gerekir. Ornegin nasil Kasirga olustugunu bilmen yetmez, kasirga olusumuna sebep olacak milyonlarca kucuk kaotik etkiyi de analiz etmen gerekir ki bunu yapabilecek bir bilgisayar gucu henuz yok. Minik Dunyamizin meteorolojik olaylarinin dahi simulasyonunu yapabilecek ya da belirli bir sure oncesinden tahminini yapacak yetenekten yoksunken, bigbang gibi evrene baslangic saglayan bir seyin temelinin senin bakkal hesabiyla test edilebilir oldugunu neye dayanarak iddia edebiliyorsun, sasiriyorum.

    Bunu daha once de buralarda aciklamistim ama periyodik olarak hayatin kendiliginden olusabilme ihtimali cok cok dusuktur, dolayisiyla tanri vardir argumanina rastliyorum.

    Bu bakkal hesabiniza "istatistik bilimi vardir" diye bilimi alet etmeyin bos yere. Hic bir "bilimsel" olusumun tanriyi ispat etmek gibi bir misyonu yok.

    Bu yaratilisci resimleriyle gelip, bir seyler ispat ettigini dusunme. 0'dan buyuk ihtimalli olan herhangi bir sey, rastlantisal olarak olusabilir. Isin icerisine secilim mekanizmasi girince bu olay cok daha cabuk meydana gelir. 10 uzeri -25 dusuk bir ihtimal gibi gorunse de, senin gokyuzune bakinca gordugun fotonlarin , ilgili yildizdan cikip senin retinana ulasabilme ihtimalinin yaninda hic bir sey. Istatistik bilimi vardir diye basladigin sacma cevabi yazan biri olarak, bir olayin gerceklesmesi ihtimalinin sifirdan buyuk olmasina ve ne kadar tekrarlandigina gore degistigini de bilmelisin, secilim mekanizmasi olmaksizin.

    Hucrelerdeki proteinler ya da herhangi biyolojik organizma, atom havuzunda calkalana calkana olusmazlar. Bunu iddia eden bir teori yok. Evrim teorisi bunu soylemiyor. Yani senin soyledigin sey sacma ve yanlis olmasinin ustune; tam olarak neye muhalefet ettigini bile bilmiyor : )



    Bilim tanrıyı kanıtlama gibi bir amacı yok fakat bilim görevini yaparken doğayı araştırıken canlıların ,gezegenin ,ozon tabakasının ,galaksilerin hücre,protein ve amino asitlerinin ,kompleks canlı türlerinin nasıl oluştuğunu sorusuna rastlıyor ve bunun kudreti ilahi bir varlık dışında olamayacağını matematiksel olarak fizik biliminden dolayı biliyor.Demek istediğim bu açık ve net a. bakkal hesaplarının 10 üzeri gibi kesirlerden yapıldığınıda sizden duydum sizin bakkal marsta çalışıyor sanırım.

    Bknz:miller deneyi
    Sen diyorsun ki tanrı bilimin sınırında ki bir varlık.Eğer öyleyse her gün tanrı küçülüyor.19yy da gezegenlerin nasıl yörüngelerde olduğunu bilmiyorduk.O zamanlarda bakın açıklamıyorsunuz demek ki tanrı var diyorlar dı.Şu an açıklayabiliyoruz yarın öbür günde ilk canlının nasıl oluştuğu kesin bir dille açıklanınca tanrının olmadığı kanıtlanmış mı olacak yoksa başka bahaneler mi üretilecek?

    Miller deneyinde amino asitler kolay yakalansın ve ayrışsın diye teknikler kulanıldı peki soruyorum amino asitleri ayıran ve izole eden bir sistem var mı doğada ??




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Citizen'in Pengueni


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Tanrinin varligini ispatlamak icin soru sorma geregi duymak nasil bir mantiksizlik ?



    X nasil oldu acikla ?

    Acillayamiyosun di mi...

    Cunku tanri yaratti.

    Sen aciklayacaksin, biz dinliycez. Ispat yukumlulugu iddia sahibine mahsus.



    Cidden, kimse bunlari aciklamak zorunda degil, kimsenin aciklayamiyor olmasi bunlari tanrinin yaptigini ispatlamiyor. Ayrica bu sorularin super aciklamalarinin var olmasi da tanrinin yoklugunu ispatlamaz.



    Ciddi ciddi bukelemun ile tanrinin varligini nasil "ispatlayacaksin" ? Bu nasil bir kafadir. Ya tanri ne demek fikriniz yok ya da ispat ne demek bilginiz yok.



    Istatistik bilimi vardır.Canlıların,galaksilerin big bang ve canlı türlerin ne şekilde oluştuğunu hesaplar ve rasyonelliğini test eder.Tanrıyı eğer insan gibi sadece bu evrenden ibaret düşünürsen tabi tanrı yok dersin ama biz kuş beyinli değiliz üstün düşünme kabiliyeti ve teknolojileri matematiğe sahibiz böylece olasılık hesabı yaparak tüm bu atom ,atom altı kuantum paketleri ve karanlık maddeden oluşan evreni ve molekül,organel,hücre,organ oluşan canlıların varolabilme ve oluşabilme olasılığını hesaplayabiliriz.
    Hesaplandığında bunun mümkün olamayacağını açıkça görürürüz.O zaman bizi evren yaratamayacağına göre ne oluşturdu? Eğer evrenin kendisi yaptı diyorsan zaten paham dini gibi kuş beyinli bir inanç olurdu zaten bu neyin kafası bu ?????(irrasyonellik)


    TANRI 20 SORUDA KANITLANIR

    Gördüğün gibi kuş beyinli olmaya gerek yok bir hücre için en az 300 protein molekülü gerekiyor yazıyor 1 tanenin oluşması imkansız iken 300-500 nasıl oluşacak binlerce amino asit nasıl oluşacak iyice dogmatikleştik sizin gibiler yüzünden ..

    Bir kere istatistik bilimi, elimizde var olan bilgiyi analiz edip tahminlerde bulunmamizi saglayan bir "arac".
    Tek basina ispat metodu degil. Istatistik bilimini kullanarak bir takim genellemelerde bulunabilirsin. Ama bununla canli turlerinin nasil olustugunu test edemezsin senin iddia ettigin gibi.

    Senin demeye calistigin sey, dincilerin surekli iddia ettigi gibi ; X tane atom var, Y molekulunun tek basina olusma ihtimali cok cok cok dusuktur, o halde tanri vardir argumani muhtemelen ki; burada cok buyuk problemler var.

    - Burada dincilerin yaptigi sey "istatistik" degil. Istatistik , olasilik teorisinin uzerine kurulu daha genel bir bilim. Burada yapilan sey daha cok bakkal hesabi.

    Bana istatistik bilimi kullanilarak canli cesitliliginin ne sekilde olustugunu test edebilen ( senin sozlerinle yaziyorum, zira sacma bir sey bu ) bir tane bilimsel makale gosteremezsin. Bunu yapan yaratilisci tayfadir zira, onlar da argumanlarini bilimsel temelden almazlar.

    - Rastlantisal olaylarin mekanigini anlayabilmek icin; olayin nasil rastlantisal temele dayandigini anlamak yetmez, onun secilimini yapan mekanigi de cozmek gerekir. Ornegin nasil Kasirga olustugunu bilmen yetmez, kasirga olusumuna sebep olacak milyonlarca kucuk kaotik etkiyi de analiz etmen gerekir ki bunu yapabilecek bir bilgisayar gucu henuz yok. Minik Dunyamizin meteorolojik olaylarinin dahi simulasyonunu yapabilecek ya da belirli bir sure oncesinden tahminini yapacak yetenekten yoksunken, bigbang gibi evrene baslangic saglayan bir seyin temelinin senin bakkal hesabiyla test edilebilir oldugunu neye dayanarak iddia edebiliyorsun, sasiriyorum.

    Bunu daha once de buralarda aciklamistim ama periyodik olarak hayatin kendiliginden olusabilme ihtimali cok cok dusuktur, dolayisiyla tanri vardir argumanina rastliyorum.

    Bu bakkal hesabiniza "istatistik bilimi vardir" diye bilimi alet etmeyin bos yere. Hic bir "bilimsel" olusumun tanriyi ispat etmek gibi bir misyonu yok.

    Bu yaratilisci resimleriyle gelip, bir seyler ispat ettigini dusunme. 0'dan buyuk ihtimalli olan herhangi bir sey, rastlantisal olarak olusabilir. Isin icerisine secilim mekanizmasi girince bu olay cok daha cabuk meydana gelir. 10 uzeri -25 dusuk bir ihtimal gibi gorunse de, senin gokyuzune bakinca gordugun fotonlarin , ilgili yildizdan cikip senin retinana ulasabilme ihtimalinin yaninda hic bir sey. Istatistik bilimi vardir diye basladigin sacma cevabi yazan biri olarak, bir olayin gerceklesmesi ihtimalinin sifirdan buyuk olmasina ve ne kadar tekrarlandigina gore degistigini de bilmelisin, secilim mekanizmasi olmaksizin.

    Hucrelerdeki proteinler ya da herhangi biyolojik organizma, atom havuzunda calkalana calkana olusmazlar. Bunu iddia eden bir teori yok. Evrim teorisi bunu soylemiyor. Yani senin soyledigin sey sacma ve yanlis olmasinin ustune; tam olarak neye muhalefet ettigini bile bilmiyor : )



    Bilim tanrıyı kanıtlama gibi bir amacı yok fakat bilim görevini yaparken doğayı araştırıken canlıların ,gezegenin ,ozon tabakasının ,galaksilerin hücre,protein ve amino asitlerinin ,kompleks canlı türlerinin nasıl oluştuğunu sorusuna rastlıyor ve bunun kudreti ilahi bir varlık dışında olamayacağını matematiksel olarak fizik biliminden dolayı biliyor.Demek istediğim bu açık ve net a. bakkal hesaplarının 10 üzeri gibi kesirlerden yapıldığınıda sizden duydum sizin bakkal marsta çalışıyor sanırım.

    Bknz:miller deneyi
    Sen diyorsun ki tanrı bilimin sınırında ki bir varlık.Eğer öyleyse her gün tanrı küçülüyor.19yy da gezegenlerin nasıl yörüngelerde olduğunu bilmiyorduk.O zamanlarda bakın açıklamıyorsunuz demek ki tanrı var diyorlar dı.Şu an açıklayabiliyoruz yarın öbür günde ilk canlının nasıl oluştuğu kesin bir dille açıklanınca tanrının olmadığı kanıtlanmış mı olacak yoksa başka bahaneler mi üretilecek?

    Miller deneyinde amino asitler kolay yakalansın ve ayrışsın diye teknikler kulanıldı peki soruyorum amino asitleri ayıran ve izole eden bir sistem var mı doğada ??

    Milyon yıllık olayı 24 saatte nasıl gerçekleştirmeyi düşünüyorsun özel sistemler kullanmadan.Bu gibi şeyler her deneyde kullanılır.Ayrıca 2008 yılındaki deneylerde çok daha fazla amino asit üretildi.Biz lab ortamında 1 2 günde bu kadar ileriye gidebiliyorsak doğa milyonlarca yılda çok daha ilerisine gidebilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Citizen'in Pengueni


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Citizen'in Pengueni


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Tanrinin varligini ispatlamak icin soru sorma geregi duymak nasil bir mantiksizlik ?



    X nasil oldu acikla ?

    Acillayamiyosun di mi...

    Cunku tanri yaratti.

    Sen aciklayacaksin, biz dinliycez. Ispat yukumlulugu iddia sahibine mahsus.



    Cidden, kimse bunlari aciklamak zorunda degil, kimsenin aciklayamiyor olmasi bunlari tanrinin yaptigini ispatlamiyor. Ayrica bu sorularin super aciklamalarinin var olmasi da tanrinin yoklugunu ispatlamaz.



    Ciddi ciddi bukelemun ile tanrinin varligini nasil "ispatlayacaksin" ? Bu nasil bir kafadir. Ya tanri ne demek fikriniz yok ya da ispat ne demek bilginiz yok.



    Istatistik bilimi vardır.Canlıların,galaksilerin big bang ve canlı türlerin ne şekilde oluştuğunu hesaplar ve rasyonelliğini test eder.Tanrıyı eğer insan gibi sadece bu evrenden ibaret düşünürsen tabi tanrı yok dersin ama biz kuş beyinli değiliz üstün düşünme kabiliyeti ve teknolojileri matematiğe sahibiz böylece olasılık hesabı yaparak tüm bu atom ,atom altı kuantum paketleri ve karanlık maddeden oluşan evreni ve molekül,organel,hücre,organ oluşan canlıların varolabilme ve oluşabilme olasılığını hesaplayabiliriz.
    Hesaplandığında bunun mümkün olamayacağını açıkça görürürüz.O zaman bizi evren yaratamayacağına göre ne oluşturdu? Eğer evrenin kendisi yaptı diyorsan zaten paham dini gibi kuş beyinli bir inanç olurdu zaten bu neyin kafası bu ?????(irrasyonellik)


    TANRI 20 SORUDA KANITLANIR

    Gördüğün gibi kuş beyinli olmaya gerek yok bir hücre için en az 300 protein molekülü gerekiyor yazıyor 1 tanenin oluşması imkansız iken 300-500 nasıl oluşacak binlerce amino asit nasıl oluşacak iyice dogmatikleştik sizin gibiler yüzünden ..

    Bir kere istatistik bilimi, elimizde var olan bilgiyi analiz edip tahminlerde bulunmamizi saglayan bir "arac".
    Tek basina ispat metodu degil. Istatistik bilimini kullanarak bir takim genellemelerde bulunabilirsin. Ama bununla canli turlerinin nasil olustugunu test edemezsin senin iddia ettigin gibi.

    Senin demeye calistigin sey, dincilerin surekli iddia ettigi gibi ; X tane atom var, Y molekulunun tek basina olusma ihtimali cok cok cok dusuktur, o halde tanri vardir argumani muhtemelen ki; burada cok buyuk problemler var.

    - Burada dincilerin yaptigi sey "istatistik" degil. Istatistik , olasilik teorisinin uzerine kurulu daha genel bir bilim. Burada yapilan sey daha cok bakkal hesabi.

    Bana istatistik bilimi kullanilarak canli cesitliliginin ne sekilde olustugunu test edebilen ( senin sozlerinle yaziyorum, zira sacma bir sey bu ) bir tane bilimsel makale gosteremezsin. Bunu yapan yaratilisci tayfadir zira, onlar da argumanlarini bilimsel temelden almazlar.

    - Rastlantisal olaylarin mekanigini anlayabilmek icin; olayin nasil rastlantisal temele dayandigini anlamak yetmez, onun secilimini yapan mekanigi de cozmek gerekir. Ornegin nasil Kasirga olustugunu bilmen yetmez, kasirga olusumuna sebep olacak milyonlarca kucuk kaotik etkiyi de analiz etmen gerekir ki bunu yapabilecek bir bilgisayar gucu henuz yok. Minik Dunyamizin meteorolojik olaylarinin dahi simulasyonunu yapabilecek ya da belirli bir sure oncesinden tahminini yapacak yetenekten yoksunken, bigbang gibi evrene baslangic saglayan bir seyin temelinin senin bakkal hesabiyla test edilebilir oldugunu neye dayanarak iddia edebiliyorsun, sasiriyorum.

    Bunu daha once de buralarda aciklamistim ama periyodik olarak hayatin kendiliginden olusabilme ihtimali cok cok dusuktur, dolayisiyla tanri vardir argumanina rastliyorum.

    Bu bakkal hesabiniza "istatistik bilimi vardir" diye bilimi alet etmeyin bos yere. Hic bir "bilimsel" olusumun tanriyi ispat etmek gibi bir misyonu yok.

    Bu yaratilisci resimleriyle gelip, bir seyler ispat ettigini dusunme. 0'dan buyuk ihtimalli olan herhangi bir sey, rastlantisal olarak olusabilir. Isin icerisine secilim mekanizmasi girince bu olay cok daha cabuk meydana gelir. 10 uzeri -25 dusuk bir ihtimal gibi gorunse de, senin gokyuzune bakinca gordugun fotonlarin , ilgili yildizdan cikip senin retinana ulasabilme ihtimalinin yaninda hic bir sey. Istatistik bilimi vardir diye basladigin sacma cevabi yazan biri olarak, bir olayin gerceklesmesi ihtimalinin sifirdan buyuk olmasina ve ne kadar tekrarlandigina gore degistigini de bilmelisin, secilim mekanizmasi olmaksizin.

    Hucrelerdeki proteinler ya da herhangi biyolojik organizma, atom havuzunda calkalana calkana olusmazlar. Bunu iddia eden bir teori yok. Evrim teorisi bunu soylemiyor. Yani senin soyledigin sey sacma ve yanlis olmasinin ustune; tam olarak neye muhalefet ettigini bile bilmiyor : )



    Bilim tanrıyı kanıtlama gibi bir amacı yok fakat bilim görevini yaparken doğayı araştırıken canlıların ,gezegenin ,ozon tabakasının ,galaksilerin hücre,protein ve amino asitlerinin ,kompleks canlı türlerinin nasıl oluştuğunu sorusuna rastlıyor ve bunun kudreti ilahi bir varlık dışında olamayacağını matematiksel olarak fizik biliminden dolayı biliyor.Demek istediğim bu açık ve net a. bakkal hesaplarının 10 üzeri gibi kesirlerden yapıldığınıda sizden duydum sizin bakkal marsta çalışıyor sanırım.

    Bknz:miller deneyi
    Sen diyorsun ki tanrı bilimin sınırında ki bir varlık.Eğer öyleyse her gün tanrı küçülüyor.19yy da gezegenlerin nasıl yörüngelerde olduğunu bilmiyorduk.O zamanlarda bakın açıklamıyorsunuz demek ki tanrı var diyorlar dı.Şu an açıklayabiliyoruz yarın öbür günde ilk canlının nasıl oluştuğu kesin bir dille açıklanınca tanrının olmadığı kanıtlanmış mı olacak yoksa başka bahaneler mi üretilecek?

    Miller deneyinde amino asitler kolay yakalansın ve ayrışsın diye teknikler kulanıldı peki soruyorum amino asitleri ayıran ve izole eden bir sistem var mı doğada ??

    Milyon yıllık olayı 24 saatte nasıl gerçekleştirmeyi düşünüyorsun özel sistemler kullanmadan.Bu gibi şeyler her deneyde kullanılır.Ayrıca 2008 yılındaki deneylerde çok daha fazla amino asit üretildi.Biz lab ortamında 1 2 günde bu kadar ileriye gidebiliyorsak doğa milyonlarca yılda çok daha ilerisine gidebilir.


    quote:

    Orijinalden alıntı: Citizen'in Pengueni


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Tanrinin varligini ispatlamak icin soru sorma geregi duymak nasil bir mantiksizlik ?



    X nasil oldu acikla ?

    Acillayamiyosun di mi...

    Cunku tanri yaratti.

    Sen aciklayacaksin, biz dinliycez. Ispat yukumlulugu iddia sahibine mahsus.



    Cidden, kimse bunlari aciklamak zorunda degil, kimsenin aciklayamiyor olmasi bunlari tanrinin yaptigini ispatlamiyor. Ayrica bu sorularin super aciklamalarinin var olmasi da tanrinin yoklugunu ispatlamaz.



    Ciddi ciddi bukelemun ile tanrinin varligini nasil "ispatlayacaksin" ? Bu nasil bir kafadir. Ya tanri ne demek fikriniz yok ya da ispat ne demek bilginiz yok.



    Istatistik bilimi vardır.Canlıların,galaksilerin big bang ve canlı türlerin ne şekilde oluştuğunu hesaplar ve rasyonelliğini test eder.Tanrıyı eğer insan gibi sadece bu evrenden ibaret düşünürsen tabi tanrı yok dersin ama biz kuş beyinli değiliz üstün düşünme kabiliyeti ve teknolojileri matematiğe sahibiz böylece olasılık hesabı yaparak tüm bu atom ,atom altı kuantum paketleri ve karanlık maddeden oluşan evreni ve molekül,organel,hücre,organ oluşan canlıların varolabilme ve oluşabilme olasılığını hesaplayabiliriz.
    Hesaplandığında bunun mümkün olamayacağını açıkça görürürüz.O zaman bizi evren yaratamayacağına göre ne oluşturdu? Eğer evrenin kendisi yaptı diyorsan zaten paham dini gibi kuş beyinli bir inanç olurdu zaten bu neyin kafası bu ?????(irrasyonellik)


    TANRI 20 SORUDA KANITLANIR

    Gördüğün gibi kuş beyinli olmaya gerek yok bir hücre için en az 300 protein molekülü gerekiyor yazıyor 1 tanenin oluşması imkansız iken 300-500 nasıl oluşacak binlerce amino asit nasıl oluşacak iyice dogmatikleştik sizin gibiler yüzünden ..

    Bir kere istatistik bilimi, elimizde var olan bilgiyi analiz edip tahminlerde bulunmamizi saglayan bir "arac".
    Tek basina ispat metodu degil. Istatistik bilimini kullanarak bir takim genellemelerde bulunabilirsin. Ama bununla canli turlerinin nasil olustugunu test edemezsin senin iddia ettigin gibi.

    Senin demeye calistigin sey, dincilerin surekli iddia ettigi gibi ; X tane atom var, Y molekulunun tek basina olusma ihtimali cok cok cok dusuktur, o halde tanri vardir argumani muhtemelen ki; burada cok buyuk problemler var.

    - Burada dincilerin yaptigi sey "istatistik" degil. Istatistik , olasilik teorisinin uzerine kurulu daha genel bir bilim. Burada yapilan sey daha cok bakkal hesabi.

    Bana istatistik bilimi kullanilarak canli cesitliliginin ne sekilde olustugunu test edebilen ( senin sozlerinle yaziyorum, zira sacma bir sey bu ) bir tane bilimsel makale gosteremezsin. Bunu yapan yaratilisci tayfadir zira, onlar da argumanlarini bilimsel temelden almazlar.

    - Rastlantisal olaylarin mekanigini anlayabilmek icin; olayin nasil rastlantisal temele dayandigini anlamak yetmez, onun secilimini yapan mekanigi de cozmek gerekir. Ornegin nasil Kasirga olustugunu bilmen yetmez, kasirga olusumuna sebep olacak milyonlarca kucuk kaotik etkiyi de analiz etmen gerekir ki bunu yapabilecek bir bilgisayar gucu henuz yok. Minik Dunyamizin meteorolojik olaylarinin dahi simulasyonunu yapabilecek ya da belirli bir sure oncesinden tahminini yapacak yetenekten yoksunken, bigbang gibi evrene baslangic saglayan bir seyin temelinin senin bakkal hesabiyla test edilebilir oldugunu neye dayanarak iddia edebiliyorsun, sasiriyorum.

    Bunu daha once de buralarda aciklamistim ama periyodik olarak hayatin kendiliginden olusabilme ihtimali cok cok dusuktur, dolayisiyla tanri vardir argumanina rastliyorum.

    Bu bakkal hesabiniza "istatistik bilimi vardir" diye bilimi alet etmeyin bos yere. Hic bir "bilimsel" olusumun tanriyi ispat etmek gibi bir misyonu yok.

    Bu yaratilisci resimleriyle gelip, bir seyler ispat ettigini dusunme. 0'dan buyuk ihtimalli olan herhangi bir sey, rastlantisal olarak olusabilir. Isin icerisine secilim mekanizmasi girince bu olay cok daha cabuk meydana gelir. 10 uzeri -25 dusuk bir ihtimal gibi gorunse de, senin gokyuzune bakinca gordugun fotonlarin , ilgili yildizdan cikip senin retinana ulasabilme ihtimalinin yaninda hic bir sey. Istatistik bilimi vardir diye basladigin sacma cevabi yazan biri olarak, bir olayin gerceklesmesi ihtimalinin sifirdan buyuk olmasina ve ne kadar tekrarlandigina gore degistigini de bilmelisin, secilim mekanizmasi olmaksizin.

    Hucrelerdeki proteinler ya da herhangi biyolojik organizma, atom havuzunda calkalana calkana olusmazlar. Bunu iddia eden bir teori yok. Evrim teorisi bunu soylemiyor. Yani senin soyledigin sey sacma ve yanlis olmasinin ustune; tam olarak neye muhalefet ettigini bile bilmiyor : )



    Bilim tanrıyı kanıtlama gibi bir amacı yok fakat bilim görevini yaparken doğayı araştırıken canlıların ,gezegenin ,ozon tabakasının ,galaksilerin hücre,protein ve amino asitlerinin ,kompleks canlı türlerinin nasıl oluştuğunu sorusuna rastlıyor ve bunun kudreti ilahi bir varlık dışında olamayacağını matematiksel olarak fizik biliminden dolayı biliyor.Demek istediğim bu açık ve net a. bakkal hesaplarının 10 üzeri gibi kesirlerden yapıldığınıda sizden duydum sizin bakkal marsta çalışıyor sanırım.

    Bknz:miller deneyi
    Sen diyorsun ki tanrı bilimin sınırında ki bir varlık.Eğer öyleyse her gün tanrı küçülüyor.19yy da gezegenlerin nasıl yörüngelerde olduğunu bilmiyorduk.O zamanlarda bakın açıklamıyorsunuz demek ki tanrı var diyorlar dı.Şu an açıklayabiliyoruz yarın öbür günde ilk canlının nasıl oluştuğu kesin bir dille açıklanınca tanrının olmadığı kanıtlanmış mı olacak yoksa başka bahaneler mi üretilecek?

    Miller deneyinde amino asitler kolay yakalansın ve ayrışsın diye teknikler kulanıldı peki soruyorum amino asitleri ayıran ve izole eden bir sistem var mı doğada ??

    MILLER DENEYİ ALDATMACASI
    Evrimciler tarafından "hayat rastlantılarla oluşabilir" iddiasına delil gibi gösterilmeye çalışılan Miller Deneyi, gerçekte modern bilimsel bulgular tarafından yalanlanan bir göz boyamadan başka bir şey değil...

    Bilim ve Ütopya dergisinin, Ekim 1998 sayısında yine Ümit Sayın imzasıyla yazılan bir yazıda, Harold Urey ve Stanley Miller tarafından 1953 yılında yapılan ve evrim tarihinde Miller Deneyi adıyla anılan deney konu edildi. Dergide, bu deneyle birlikte, canlılığın yapıtaşı olan amino asitlerin ilkel dünya şartlarında tesadüfen oluşabileceğinin ispatlandığı iddia ediliyordu. Oysa bu deney bugün pekçok açıdan geçersizliği kanıtlanmış ve evrimcilerin bile yıllar önce savunmayı terkettikleri bir konudur. Deneyin bilimsel geçersizliğini gösteren temel konuları şöyle sıralayabiliriz:

    • Stanley Miller, deneyinde metan (CH4), amonyak (NH3) ve su buharı (H2O) kullanmıştır. Oysaki, 1970’lerden sonra başta Philip Abelson olmak üzere jeologların yaptıkları araştırmalar, dünya atmosferinde hiç bir zaman metan ve amonyak gazlarının yer almadığını ortaya çıkarmıştır. Bu araştırmalarda, atmosferin, ilk oluşum dönemlerinde karbondioksit (CO2), azot (N2), hidrojen (H2) ve su buharından (H2O) oluştuğu kesinleşmiştir. Şu anda evrimci olsun olmasın tüm jeologlar ve biyokimyacılar, ilk atmosferin karbondioksit, azot, su buharı ve az miktarda hidrojenden oluştuğu konusunda fikir birliği içindedir. Bu hususta en küçük bir ihtilaf dahi bulunmamaktadır.

    Miller Deneyi, bu gazlarla tekrarlandığında ise hiç bir amino asit elde edilememiştir. Örneğin 1975 yılında Ferris ve Chen isimli iki biyokimyacı, karbondioksit, hidrojen, azot ve su buharından oluşan bir atmosfer ortamında Stanley Miller’ın deneyini tekrarlamışlar, bir tek molekül amino asit bile elde edememişlerdir.(1)

    • Stanley Miler’in deneyindeki ilkel dünya koşullarına aykırı bir diğer unsur da “soğuk tuzak” (cold trap) adı verilen mekanizmadır. Miller, deneyinde, bu mekanizmayı kullanarak, amino asitleri, oluştukları anda (parçalanmalarını engellemek amacıyla) ortamdan izole etmiştir. Oysaki, doğada böyle bir bilinçli ayırıcı mekanizma mevcut değildir. Nitekim Miller soğuk tuzak kullanmadan yaptığı deneylerde hiç bir amino asit elde edememiştir.

    • Amino asitlerin oluştuğu öne sürülen dönemlerde, atmosferde amino asitlerin tümünü parçalayacak yoğunlukta oksijen bulunduğu kesinleşmiştir. 3.5 milyar yaşında okside olmuş demir ve uranyum katmanlarının varlığı, bundan 3.5 milyar yıl önce atmosferde oksijen bulunduğunu ve bunun miktarının mevcut tüm organik yapıları parçalayıp yokedebilecek düzeyde olduğunu göstermiştir.(2) Bu durum, oksijen dikkate alınmadan yapılmış olan Miller Deneyi’ni tamamen geçersiz kılmaktadır. Eğer Miller, deneyinde oksijen kullanmış olsaydı hem metan hem amonyak, hem de amino asitler tamamen parçalanacaktı.

    • Miller Deneyi’nin sonucunda, canlıların yapı ve fonksiyonlarını bozucu özelliklere sahip organik asitler de büyük miktarlarda oluşmuştur. Amino asitlerin, izole edilmeyip de bu kimyasal maddelerle aynı ortamda bırakılmaları halinde, amino asitlerin bunlarla kimyasal reaksiyona girip parçalanmaları veya farklı bileşiklere dönüşmeleri kaçınılmazdır.
    Stanley Miller deney aparatıyla birlikte.

    Eğer Bilim ve Ütopya dergisinin yazarı bir takım iddialarına kaynak gösterdiği, National Geographic Dergisi’nin Mart 1998 sayısındaki “The Rise of Life on Earth” makalesini daha dikkatli okusaydı, yazısında canlılığın tesadüflerle ortaya çıkışı iddiasına en büyük delil olarak sunduğu Miller Deneyi’ni Batılı evrimcilerin nasıl çoktan terkettiklerini görecekti. Makalede, Miller Deneyi’nde kullanılan metan ve amonyak maddelerinin gerçekte ilkel atmosferde bulunmadığı, şöyle ifade edilmektedir:

    “Pekçok bilim adamının bugün, ilkel atmosferin Miller’in öne sürdüğünden farklı olduğuna dair kuşkuları vardır. Bilim adamları, ilkel atmosferin hidrojen, metan ve amonyak yerine karbondioksit ve azottan oluştuğunu düşünüyorlar. Bu ise kimyacılar için kötü bir haberdir. Çünkü karbondioksit ve azotu tepkimeye soktuklarında elde edilen organik bileşikler oldukça değersiz miktarlardadır. Bu, koca bir yüzme havuzuna atılan bir damla gıda renklendiricisiyle aynı yoğunluktadır. Bilim adamları bu derece seyrek çözeltideki bir çorbada hayatın ortaya çıkmasını hayal etmeyi bile güç buluyorlar.”(3)

    Bilim ve Ütopya dergisi yazarının öve öve bitiremediği Miller Deneyi’nin evrimciler tarafından dahi terkedildiği, “Earth” dergisinin Şubat 1998 sayısındaki “Life’s Crucible” isimli makalede bir kere daha belgelenmiştir. Evrimci literatürün en popüler yayınlarından olan bu dergide şu ifadeler kullanılmıştır:

    “Bugün Miller’in senaryosu şüphelerle karşılanmaktadır. Bunun bir nedeni, jeologların şu an ilkel atmosferin başlıca karbondioksit ve azottan oluştuğunu kabul etmeleridir. Bu gazlar ise 1953’teki deneyde (Miller deneyi) kullanılanlardan çok daha az aktiftirler. Kaldı ki, Miller’in farzettiği atmosfer varolmuş olabilseydi bile, amino asitler gibi basit molekülleri çok daha karmaşık bileşiklere, proteinler gibi polimerlere dönüştürecek gerekli kimyasal değişimler nasıl oluşabilirdi ki? Miller’in kendisi bile, problemin bu noktasında ellerini hızla ileri uzatıp, ‘bu bir sorun’ diyerek şiddetle iç geçirmektedir. ‘Polimerleri nasıl yapacaksınız? Bu o kadar kolay değildir.” (s.34-36)

    Görüldüğü gibi içinde bulunduğumuz 1998 yılının evrimci kaynakları Miller Deneyi’ni tarihin tozlu raflarına kaldırmış durumdadırlar. Miller Deneyi’nin yanısıra, (Ümit Sayın’ın yazısını bütünüyle dayandırdığı) Cyril Ponnamperuma ve benzerlerinin 70’li yıllardan kalma metan-amonyak modelleri de aynı şekilde hiç bir anlam taşımamaktadır. Metan-amonyak içeren ilkel atmosfer modeli bugün evrim literatüründen bile çıkarılmışken, ne yazık ki Bilim ve Ütopya dergisinin yazarı Ümit Sayın hala sayfalar boyunca metan ve amonyakla yapılan deneyleri delil göstermeye çalışmaktadır.
    Bilim ve Ütopya Dergisi Yazarının İşine Gelmeyen Belgeleri Örtbas Etme Telaşı

    Bilim Araştırma Vakfı'nın Miller deneyinin bilimsel geçersizliğini bu derece açık ve net bir biçimde ortaya koymasından ve kendi asılsız iddialarının iç yüzünün ortaya çıkmasından son derece rahatsız olan Bilim ve Ütopya dergisi yazarı Ümit Sayın, dergisinin bir sonraki Kasım 1998 sayısında Miller'in, BAV'ın belirttiği gibi bir itirafta bulunmadığını ve hala kendi deneyinin arkasında olduğunu yazmıştır. BAV buna cevaben yayınladığı bültende Miller'in, kendi deneyinin gerçek şartları yansıtmadığına dair bizzat kendi ifadelerinin yeraldığı kaynaklardan ilgili alıntıları vermiştir. Bu şekilde Ümit Sayın'ın kendi işine gelmeyen kaynakları örtbas etme yöntemini de deşifre etmiştir.

    Bilim adamlarının ilkel atmosferde hiç bir zaman amonyak bulunmadığı yönündeki açıklamaları önce jeologlar arasında daha sonra da tüm biyokimyacılar tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. Bunun sonucu olarak 1970’lerden itibaren Stanley Miller’ın metan-amonyaklı deneyi bilim dünyasında gitgide geçerliliğini yitirmiş ve tamamen terkedilmiştir.

    İlk atmosferde amonyak bulunmadığı ve dolayısıyla Miller’ın deneyinin geçersiz olduğu bizzat deneyi yapan Stanley Miller tarafından da kabul edilmiştir.

    Bilim ve Ütopya dergisinin yazarı ise, Stanley Miller’ın hiç bir zaman böyle bir açıklama yapmadığını iddia etmektedir.

    Oysaki, Stanley Miller, 8-12 Eylül 1985 tarihleri arasında İsveç’in Stockholm şehrinde, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen “Molecular Evolution of Life” isimli Sempozyum’da sunduğu bildiride şu ifadeleri kullanmıştır:

    “Metan, azot ve yok denecek kadar az miktarlardaki amonyak ile su buharı karışımı ilkel dünya için daha gerçekçi bir atmosferdir. Amonyak okyanuslarda çözüneceğinden atmosferde çok miktarlarda bulunamazdı.”(4)

    Stanley Miller’ın “Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules” başlığını taşıyan bu bildirisi, Sempozyum’daki tüm bildirilerin yayınlandığı “Molecular Evolution of Life” isimli kitapta tam metin olarak yayınlanmıştır. İşte Bilim ve Ütopya dergisi yazarının varolmadığını iddia ettiği kaynak, bu makaledir.

    Şüphesiz ki, Stanley Miller’ın “ilk atmosferdeki amonyak miktarı yok denecek kadar azdı” şeklindeki açıklaması Miller’ın metan-amonyak modelinden vazgeçtiğini göstermektedir. Çünkü Miller Deneyi çok yüksek miktarda amonyakla gerçekleştirilmiş olan bir deneydir. Amonyak olmadan yapılan deneylerde hiç bir amino asit elde edilemediğine göre(5) ortada Miller Deneyi diye bir bilgi kalmamaktadır.

    Stanley Miller, ilk atmosferde amonyak bulunmadığını sadece İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ndeki sempozyumda değil, çeşitli bilim dergilerindeki makalelerinde de ifade etmiştir. Örneğin Science dergisinde yer alan bir makalesinde, ilk atmosferde amonyağın bulunmaması gerektiğini şöyle belirtmiştir:

    “Şimdiye kadar kabul ettiğimiz şartlarda, azotun kararlı olduğu bileşik amonyak olmasına rağmen, bu amonyak gazının büyük kısmı okyanuslarda amonyum iyonu ve amonyak karışımı olarak çözünecektir.”(6)

    Ayrıca Stanley Miller, kitaplarında ve makalelerinde, metan ve amonyak gazlarını seçişinin belli bilimsel bir sebebi olmadığını, bunun tamamen kişisel önyargıya dayalı bir tercih olduğunu ısrarla ve defalarca vurgulamıştır. Bunlardan ikisi şöyledir:

    “Jeolojik ve jeofizik kanıtlar ilkel dünyanın dışkabuğunda yer almış olan şartlar hakkında herhangi bir kesin yargıya varmamız hususunda yetersiz kalırlar. Özellikle ilkel atmosferin kompozisyonuna ilişkin yaklaşımlar tartışmalıdır. Bu nedenle, kendi önyargılarımız daha bir önem kazanır.” (7)

    “İlkel atmosferin içeriği hususunda herhangi bir görüş birliği yoktur. Şu belirtilmelidir ki 3.8 milyar yıldan daha yaşlı kayalar bilinmediğinden 4.6 milyar ile 3.8 milyar yıl önceleri arasındaki dünya şartları hakkında bir jeolojik kanıtımız mevcut değildir.”(8)

    Tüm bu belgeler, 1953’teki Miller deneyi’nin gerçek şartları yansıtmadığının bizzat Stanley Miller tarafından kabul edildiğini göstermeye yeterlidir. O nedenle, Bilim ve Ütopya dergisi yazarı Ümit Sayın’a “Stanley Miller görüşlerinden hiç bir zaman dönmedi” gibi iddialı açıklamalar yapmadan önce, ortaya atacağı iddiayı etraflıca araştırmasını tavsiye ederiz. Aksi halde, bu örnekte olduğu gibi, komik duruma düşmesi kaçınılmazdır.

    Kaldı ki Miller deneyinde kullanılan gazların ilkel atmosferde bulunması gerekenlerden farklı oldukları, dolayısıyla deneyin gerçek şartları yansıtmadığı, pekçok bilim adamı tarafından da ispatlanmış ve bugün bilim dünyasında genel kabul gören bir gerçektir. Yazının başında alıntılarını verdiğimiz, 1998 tarihli, "National Geographic" ve "Earth" dergilerinde açıkça belirtilen bu gerçek daha 60'lı yıllardan itibaren pekçok bilim adamı tarafından ortaya konmuştur.

    Preston Cloud, Philip Abelson, D.E. Nicodem gibi jeofizik ve jeokimyacıların yaptıkları araştırmalar, Miller’ın deneyinde kullandığı metan ve amonyak gazlarının atmosferde hiç bir zaman varolmadığını ortaya koymuştur.

    Bu bilim adamları, atmosferi meydana getiren volkanik gazlar içinde metan ve amonyağın bulunmadığını, ayrıca kaya katmanlarında metan ve amonyağa dair hiç bir bulgunun mevcut olmadığını, dolayısıyla metan ve amonyak gazlarının ilk atmosferde bulunmadıklarını belirtmişlerdir. Buna ilişkin sayısız açıklamadan burada üçünü aktarıyoruz:
    “Metan ve amonyak gazlarını içeren ilkel bir atmosfer hipotezinin sağlam temellerden yoksun olduğu ortaya çıktı ve gerçekten de çürütüldü. Artık jeologlar başka bir alternatif görüş benimsediler: Hava ve okyanuslar volkanlardan çıkan gazlardan oluştular.(9)

    “Eğer ilkel atmosfer volkanik dağlardan çıkan gazlardan meydana gelmişse o zaman metan ve amonyak gazları o atmosferde çok az bulunuyordu. Çünkü halihazırdaki yanardağlar bu gazlardan hiç cıkarmazlar.(10)

    “Dünyanın atmosferinde metan büyük miktarlarda bulunmuş olsaydı, bunun için jeolojik kanıtlar bulunması gerekirdi. Laboratuvar deneyleri gösterdiler ki bu gazı içeren yoğun bir atmosferden kalması gerekenlerden biri de tortul killer tarafından korunmuş olan hidrofobik organik molekül oluşumlarıdır. Bunun yanında en eski kayaların anormal miktarlarda karbon ve organik maddeler içermeleri de gerekirken, böyle birşeyi göremeyiz.” (11)

    Buraya kadar açıkça anlaşılacağı gibi, Bilim ve Ütopya dergisinin büyük evrim uzmanı Ümit Sayın'ın 60'lı yılların dahi gerisinde kalan bilim düzeyi ile sözkonusu derginin çığırtkanlığını yaptığı tarihin karanlığına gömülmüş köhne ideoloji, hep birlikte büyük bir uyum sergilemektedirler.

    Bilim ve Ütopya dergisi, Stanley Miller'ın metan-amonyak modelinden vazgeçmediğini, böyle bir bilginin bulunmadığını iddia etmiştir. Yukarıdaki belgeyi bu derginin evrim uzmanı Ümit Sayın'a ithaf ediyoruz. Stanley Miller bu makalesinde "Metan, azot ve yok denecek kadar az miktarlardaki amonyak ile su buharı karışımı, ilkel dünya için daha gerçekçi bir atmosferdir" diyerek, 1953'deki amonyak-yoğun Miller Deneyi'nin gerçek atmosfer şartlarını yansıtmadığını açıkça kabul etmektedir.
    TANRI 20 SORUDA KANITLANIR

    1 J. P. Ferris, C. T. Chen, “Photochemistry of Methane, Nitrogen, and Water Mixture As a Model for the Atmosphere of the Primitive Earth”, Journal of American Chemical Society, Cilt 97, Sayı 11, 1975, sf. 2964
    2 “New Evidence on Evolution of Early Atmosphere and Life”, Bulletin of American Meteorological Society, Kasım 1982, sf.1329
    3 National Geographic, Mart 1998, sf.68
    4 Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules, Molecular Evolution of Life, sf. 7, 1986
    5 J.P. Ferris - C. Chen, Journal of American Chemical Society, 97:11, sf. 2966
    6 Stanley Miller - Jeffrey L. Bada, Science, cilt 159, sf. 423
    7 Stanley Miller, The Origins of Life on the Earth, sf. 33, 1974
    8 Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules, Molecular Evolution of Life, sf. 5, 1986
    9 Philip Abelson, National Academy of Science Proceedings, cilt 55, sf. 1365
    10 J.P. Ferris - D.E. Nicodem, Nature, cilt 238, sf. 269
    11 Preston E. Cloud, Science, cilt 160, sf. 730



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nazgul Founder -- 2 Mayıs 2017; 10:35:57 >




  • Şimdi anlamadığım bir nokta var Tanrının ispatı diye 19 soru sormuşsun ve bunların sadece çok küçük bir kısmına şu anda bilim yanıt veremiyor diye Tanrının varlığını öne sürüyorsun.

    Peki 20 yıl sonra bütün bu sorular cevap bulursa Tanrıya inanmaktan vazmı geçeceksin? Bilim Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlamak üzerine çalışmaz. Merakının peşinden gider.

    Önce bilim ve bilgi ahlakının ne olduğunu kavramaya çalış. Kimse sana birşey ispatlamak zorunda değil. Şu konular hakkında bilgim yok dersin sorunu sorarsın bilenler sana anlatmaya çalışır.

    Bundan çok kısa bir süre önce de birileri çıkıp küstahça 28 elementin nasıl oluştuğunu söyleyip duruyorsunuz ee geriye kalan 2/3'ü nerede ozaman diye sorduğunda henüz cevap verilemediği için birileri zafer çığlığı atıyordu. Sonra ne mi oldu? Supernovalar keşvedildi.

    Ben de sana ozaman küstahça bir soru sorayım? Tanrı insanlara neden kuyruk sokumu koyma gereği duymuş?




  • Çok kasmana gerek yok aynı şekilde deneyi destekleyen milyon tane de makale var araştırıp bulabilirsin.Şu bir gerçek ki insanlık 24 saatte canlının temel taşlarından bazılarını oluşturabiliyor doğru koşullarda doğa milyonlarca yılda çok daha ötesine geçebilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Modena07

    Şimdi anlamadığım bir nokta var Tanrının ispatı diye 19 soru sormuşsun ve bunların sadece çok küçük bir kısmına şu anda bilim yanıt veremiyor diye Tanrının varlığını öne sürüyorsun.

    Peki 20 yıl sonra bütün bu sorular cevap bulursa Tanrıya inanmaktan vazmı geçeceksin? Bilim Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlamak üzerine çalışmaz. Merakının peşinden gider.

    Önce bilim ve bilgi ahlakının ne olduğunu kavramaya çalış. Kimse sana birşey ispatlamak zorunda değil. Şu konular hakkında bilgim yok dersin sorunu sorarsın bilenler sana anlatmaya çalışır.

    Bundan çok kısa bir süre önce de birileri çıkıp küstahça 28 elementin nasıl oluştuğunu söyleyip duruyorsunuz ee geriye kalan 2/3'ü nerede ozaman diye sorduğunda henüz cevap verilemediği için birileri zafer çığlığı atıyordu. Sonra ne mi oldu? Supernovalar keşvedildi.

    Ben de sana ozaman küstahça bir soru sorayım? Tanrı insanlara neden kuyruk sokumu koyma gereği duymuş?

    Bilim hiçbirini cevaplıyamıyor Araştırıyor buyrun hazırladığım soruları hatırlayalım

    1-Eşeyli üremenin nasıl ortaya çıktığını açıkla ????
    2-Big bang nasıl ortaya çıktığını açıkla ???
    3-Göz,beynin ve homolog uzuvların nasıl ortaya çıktığını açıkla???
    4-Dünyadaki ilk hücre ve proteinin oluşumunu açıkla bana(abiyogenez)???
    5-Gezegenler kendi etrafında dönüyor güneşin etrafında dönüyor güneş millkyway galaksisinin ortasındaki karadelik etrafında dönüyor peki nasıl?????
    6- Işık hızını geçmek mümkün değilken big bang sırasında ışık hızı geçildi peki nasıl gerçekleşti???
    7-Virüs ve bakteriler insan sağlığına zararlı iken nasıl bazı virüs ve bakterilerin insan bedenine katkısı var ???
    8-Evrimciler balinanın denizden karaya geçtiğini sonrada karadan denize geçtiğini iddia ediyor peki nasıl gerçekleşebilir açıkla ???
    9-İnsanlarda bayanların göğüs dokusu ve kemiklerin anotomisi hamileliğe uygun olarak anatomide dizayn edilmiş anne rahminde çocuk gelişirken iskelet yapısı bunun önüne geçmiyor bir adet boşluk bulunuyor erkekte yok bu nasıl olur açıkla ???
    10-Canlılarda bulunan süper simetri nasıl oldu açıkla ???
    11-nörotransmitter nasıl oluştu onu merak ediyorum ???
    12-karanlık madde nedir ??? nasıl big bangten sonra oluştu bilim araştırıyor ??? nerden geldi bu?
    13-Güneş'in neden gezegenler ile yörüngesinin aynı olmadığını karadeliğin etrafında spiral şeklinde döndüğünü açıkla ??
    14-Beyne gelen ışık ilk göze ulaşıyor güneş ışığı beyne ters gönderiliyor beyin görüntüyü düzeltiyor bu nasıl gerçekleşiyor açıklarmısın ????
    15-Saniyede binlerce hücre yenileyeniyor bu nasıl oluyor açıklarmısın ???
    16-Bedenimiz alınan kalorileri oldukça tasaruflu kulanarak oldukça fazla enerji üretip kulLanıyor bu nasıl oluyor açıklarmısın lütfen ???
    17-hücre bazı özel molekülleri (organik bağ)farkedip beden için kulanıyor bunun ayrımını ona kim kodlamış bu nasıl gerçekleşiyor açıkla ??
    18-Bukalemunlar nasıl bulunduğu ortamın rengini hücrelerine yansıtıyor ve uyguluyor bunun ilk oluşumunu abiyogenez açıkla
    19-Mikro-makro evrim arasındaki farklar??




  • Tanrı varsa neden daha yeni doğan bebek doğum aşamasında ölüyor? Tanrı istemeden yaprak bile kıpırdamaz ise Tanrı neden yeni doğan günahsız bebeğin ölümüne izin veriyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Modena07

    Şimdi anlamadığım bir nokta var Tanrının ispatı diye 19 soru sormuşsun ve bunların sadece çok küçük bir kısmına şu anda bilim yanıt veremiyor diye Tanrının varlığını öne sürüyorsun.

    Peki 20 yıl sonra bütün bu sorular cevap bulursa Tanrıya inanmaktan vazmı geçeceksin? Bilim Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlamak üzerine çalışmaz. Merakının peşinden gider.

    Önce bilim ve bilgi ahlakının ne olduğunu kavramaya çalış. Kimse sana birşey ispatlamak zorunda değil. Şu konular hakkında bilgim yok dersin sorunu sorarsın bilenler sana anlatmaya çalışır.

    Bundan çok kısa bir süre önce de birileri çıkıp küstahça 28 elementin nasıl oluştuğunu söyleyip duruyorsunuz ee geriye kalan 2/3'ü nerede ozaman diye sorduğunda henüz cevap verilemediği için birileri zafer çığlığı atıyordu. Sonra ne mi oldu? Supernovalar keşvedildi.

    Ben de sana ozaman küstahça bir soru sorayım? Tanrı insanlara neden kuyruk sokumu koyma gereği duymuş?

    Bilim hiçbirini cevaplıyamıyor Araştırıyor buyrun hazırladığım soruları hatırlayalım

    1-Eşeyli üremenin nasıl ortaya çıktığını açıkla ????
    2-Big bang nasıl ortaya çıktığını açıkla ???
    3-Göz,beynin ve homolog uzuvların nasıl ortaya çıktığını açıkla???
    4-Dünyadaki ilk hücre ve proteinin oluşumunu açıkla bana(abiyogenez)???
    5-Gezegenler kendi etrafında dönüyor güneşin etrafında dönüyor güneş millkyway galaksisinin ortasındaki karadelik etrafında dönüyor peki nasıl?????
    6- Işık hızını geçmek mümkün değilken big bang sırasında ışık hızı geçildi peki nasıl gerçekleşti???
    7-Virüs ve bakteriler insan sağlığına zararlı iken nasıl bazı virüs ve bakterilerin insan bedenine katkısı var ???
    8-Evrimciler balinanın denizden karaya geçtiğini sonrada karadan denize geçtiğini iddia ediyor peki nasıl gerçekleşebilir açıkla ???
    9-İnsanlarda bayanların göğüs dokusu ve kemiklerin anotomisi hamileliğe uygun olarak anatomide dizayn edilmiş anne rahminde çocuk gelişirken iskelet yapısı bunun önüne geçmiyor bir adet boşluk bulunuyor erkekte yok bu nasıl olur açıkla ???
    10-Canlılarda bulunan süper simetri nasıl oldu açıkla ???
    11-nörotransmitter nasıl oluştu onu merak ediyorum ???
    12-karanlık madde nedir ??? nasıl big bangten sonra oluştu bilim araştırıyor ??? nerden geldi bu?
    13-Güneş'in neden gezegenler ile yörüngesinin aynı olmadığını karadeliğin etrafında spiral şeklinde döndüğünü açıkla ??
    14-Beyne gelen ışık ilk göze ulaşıyor güneş ışığı beyne ters gönderiliyor beyin görüntüyü düzeltiyor bu nasıl gerçekleşiyor açıklarmısın ????
    15-Saniyede binlerce hücre yenileyeniyor bu nasıl oluyor açıklarmısın ???
    16-Bedenimiz alınan kalorileri oldukça tasaruflu kulanarak oldukça fazla enerji üretip kulLanıyor bu nasıl oluyor açıklarmısın lütfen ???
    17-hücre bazı özel molekülleri (organik bağ)farkedip beden için kulanıyor bunun ayrımını ona kim kodlamış bu nasıl gerçekleşiyor açıkla ??
    18-Bukalemunlar nasıl bulunduğu ortamın rengini hücrelerine yansıtıyor ve uyguluyor bunun ilk oluşumunu abiyogenez açıkla
    19-Mikro-makro evrim arasındaki farklar??


    Senin birşeyden haberinin olmaması bilimin cevaplayamadığı anlamına gelmiyor. Önce soru sormayı öğrenmeden başla. Onu öğrendiğinde kendin gelip buradaki soruları silmeye başlarsın.

    Bu arada kuyruk sokumu olayındaki düşüneclerini merak ediyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bahran

    Tanrı varsa neden daha yeni doğan bebek doğum aşamasında ölüyor? Tanrı istemeden yaprak bile kıpırdamaz ise Tanrı neden yeni doğan günahsız bebeğin ölümüne izin veriyor?

    Onlar direkt cennete giriyor hocam konu bilim konusu bilimsel olarak tanrının delili konu başlığı .İçinden diyebilirsin belki o doğarken ölen bebek direkt cennete nasıl gidiyor ben neden sınav oluyorum oda Allahın kararına kalmış bişey hepimizi ayrı sınav ediyor.Din konusuna girmeyi düşünmüyorum şuan açıkçası.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nazgul Founder -- 2 Mayıs 2017; 10:43:34 >
  • tanrıyı ispatlamak için bilime ihtiyaç yok, akıla da ihtiyaç yok.

    tanrının varlığını insanın acizliğinde görebilirsiniz.

    gerçi bu aralar ateist olmak moda gençler arasında, ulan insan şeytana filan tapar bari hani zorda kalınca iblis yetiş filan dersin en azından.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Modena07


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Modena07

    Şimdi anlamadığım bir nokta var Tanrının ispatı diye 19 soru sormuşsun ve bunların sadece çok küçük bir kısmına şu anda bilim yanıt veremiyor diye Tanrının varlığını öne sürüyorsun.

    Peki 20 yıl sonra bütün bu sorular cevap bulursa Tanrıya inanmaktan vazmı geçeceksin? Bilim Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlamak üzerine çalışmaz. Merakının peşinden gider.

    Önce bilim ve bilgi ahlakının ne olduğunu kavramaya çalış. Kimse sana birşey ispatlamak zorunda değil. Şu konular hakkında bilgim yok dersin sorunu sorarsın bilenler sana anlatmaya çalışır.

    Bundan çok kısa bir süre önce de birileri çıkıp küstahça 28 elementin nasıl oluştuğunu söyleyip duruyorsunuz ee geriye kalan 2/3'ü nerede ozaman diye sorduğunda henüz cevap verilemediği için birileri zafer çığlığı atıyordu. Sonra ne mi oldu? Supernovalar keşvedildi.

    Ben de sana ozaman küstahça bir soru sorayım? Tanrı insanlara neden kuyruk sokumu koyma gereği duymuş?

    Bilim hiçbirini cevaplıyamıyor Araştırıyor buyrun hazırladığım soruları hatırlayalım

    1-Eşeyli üremenin nasıl ortaya çıktığını açıkla ????
    2-Big bang nasıl ortaya çıktığını açıkla ???
    3-Göz,beynin ve homolog uzuvların nasıl ortaya çıktığını açıkla???
    4-Dünyadaki ilk hücre ve proteinin oluşumunu açıkla bana(abiyogenez)???
    5-Gezegenler kendi etrafında dönüyor güneşin etrafında dönüyor güneş millkyway galaksisinin ortasındaki karadelik etrafında dönüyor peki nasıl?????
    6- Işık hızını geçmek mümkün değilken big bang sırasında ışık hızı geçildi peki nasıl gerçekleşti???
    7-Virüs ve bakteriler insan sağlığına zararlı iken nasıl bazı virüs ve bakterilerin insan bedenine katkısı var ???
    8-Evrimciler balinanın denizden karaya geçtiğini sonrada karadan denize geçtiğini iddia ediyor peki nasıl gerçekleşebilir açıkla ???
    9-İnsanlarda bayanların göğüs dokusu ve kemiklerin anotomisi hamileliğe uygun olarak anatomide dizayn edilmiş anne rahminde çocuk gelişirken iskelet yapısı bunun önüne geçmiyor bir adet boşluk bulunuyor erkekte yok bu nasıl olur açıkla ???
    10-Canlılarda bulunan süper simetri nasıl oldu açıkla ???
    11-nörotransmitter nasıl oluştu onu merak ediyorum ???
    12-karanlık madde nedir ??? nasıl big bangten sonra oluştu bilim araştırıyor ??? nerden geldi bu?
    13-Güneş'in neden gezegenler ile yörüngesinin aynı olmadığını karadeliğin etrafında spiral şeklinde döndüğünü açıkla ??
    14-Beyne gelen ışık ilk göze ulaşıyor güneş ışığı beyne ters gönderiliyor beyin görüntüyü düzeltiyor bu nasıl gerçekleşiyor açıklarmısın ????
    15-Saniyede binlerce hücre yenileyeniyor bu nasıl oluyor açıklarmısın ???
    16-Bedenimiz alınan kalorileri oldukça tasaruflu kulanarak oldukça fazla enerji üretip kulLanıyor bu nasıl oluyor açıklarmısın lütfen ???
    17-hücre bazı özel molekülleri (organik bağ)farkedip beden için kulanıyor bunun ayrımını ona kim kodlamış bu nasıl gerçekleşiyor açıkla ??
    18-Bukalemunlar nasıl bulunduğu ortamın rengini hücrelerine yansıtıyor ve uyguluyor bunun ilk oluşumunu abiyogenez açıkla
    19-Mikro-makro evrim arasındaki farklar??


    Senin birşeyden haberinin olmaması bilimin cevaplayamadığı anlamına gelmiyor. Önce soru sormayı öğrenmeden başla. Onu öğrendiğinde kendin gelip buradaki soruları silmeye başlarsın.

    Bu arada kuyruk sokumu olayındaki düşüneclerini merak ediyorum

    Anladım herhangi bir bilimsel cevabın yok hakaret etmek dışında teşekkürler diğer insanların önünde böyle aciz davrandığınız için ki doğruyu ve bilimi insanlar görsünler rasyonel olun lütfen ağlamakla bilim yapılmaz.
    Kuyruk sokumu yaratıcının bir tercihi olabilir dine giriyor bu konu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nazgul Founder -- 2 Mayıs 2017; 10:50:3 >




  • Rica ediyorum şu tesadüf kelimesini kullanmayın. Birisi gelse hocam, sizin nickinizi güzel sözlerle beraber bu konunun altına yazsa, deselerki tesadüfen oldu, bir kişi bile inanır mı? Söz konusu burada kainat, bütün bir uyum içerisinde yaratılmış, hic bir şey atlanılmamış, tesadüfe zerre kadar yer bırakmamış bu aleme tesadüf eseri demeyi hiç bir akıl kabul etmez. %0.000000001' lik ihtimali ele alıp %99.999999999'luk ihtimali gözden kacirmak hele hiç mantıklı değil, üstüne %99.999999999'luk ihtimali destekleyen 124 bin peygamberde varken bu kainata tesadüf demek insafsızlık olur. Saygılarımla hocam...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • olasılık üzerinden tanrı kanıtlıyolar

    ula sizin aklınız nebiçim çalışıyo bea

    istatistik denen şey yöntemdir
    fizik ötesi zırvalama aracı deil

    oldu ozaman
    karlı havada çık dışarı
    kafana isabet eden kartanelerinden birinin
    kafana isabet etme olasılığı 1/100000000000
    ama isabet ettiğine göre ZEUS ettirmiş olmalı

    ulan
    evren sizin olasılık ihtimal kavramlarınıza göre işlemez
    MADDENİN YAPISINA İLİŞKİSİNE GÖRE İŞLER
    sen ona anlam yüklersin
    yada yüklemezsin

    iki durumdada
    onun işleyişi senin yüklediğin yada yüklemediğin anlama göre belirlenmez

    psikolojik sübjektif kavramlar onlar
    (istatistikten fizik ötesi anlam çıkarmak yani)
    bu kadar basit şeyleri anlamıyonuzmu......




  • quote:

    Orijinalden alıntı: razor6247

    olasılık üzerinden tanrı kanıtlıyolar

    ula sizin aklınız nebiçim çalışıyo bea

    istatistik denen şey yöntemdir
    fizik ötesi zırvalama aracı deil

    oldu ozaman
    karlı havada çık dışarı
    kafana isabet eden kartanelerinden birinin
    kafana isabet etme olasılığı 1/100000000000
    ama isabet ettiğine göre ZEUS ettirmiş olmalı

    ulan
    evren sizin olasılık ihtimal kavramlarınıza göre işlemez
    MADDENİN YAPISINA İLİŞKİSİNE GÖRE İŞLER
    sen ona anlam yüklersin
    yada yüklemezsin

    iki durumdada
    onun işleyişi senin yüklediğin yada yüklemediğin anlama göre belirlenmez

    psikolojik sübjektif kavramlar onlar
    (istatistikten fizik ötesi anlam çıkarmak yani)
    bu kadar basit şeyleri anlamıyonuzmu......



    Daha amino asitin nasıl ortaya çıkığını bilmiyorsun ağlıyorsun burda ??

    1)atom
    2)-amino asit
    3) molekül
    4)-dna
    5)-hücre
    6)-organel
    7)-organ
    8)-iskelet sistemi
    9)eşeyli üreme ve organların tasarımı şekli
    10)-beyin elektriksel akımı(nörotransmitter)
    11)göz ve dokular

    sindirim filan olsun hepsini yazmadım organnelleri yazmadım onlarca organel var binlerce hücre bir sistem içimn çalışıyor sen daha 2.adımı nasıl oluştuğunu bilmiyorsun burda cehalet akıyor paçalarından acıdım 2.adımı bilmiyor 11.-12.adımın anında tanrısız çıktığına inanıyor 100 adımın çatırt spawn olduğuna inanıyor are u okay man ??



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nazgul Founder -- 2 Mayıs 2017; 11:4:11 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Modena07


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaan OZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Modena07

    Şimdi anlamadığım bir nokta var Tanrının ispatı diye 19 soru sormuşsun ve bunların sadece çok küçük bir kısmına şu anda bilim yanıt veremiyor diye Tanrının varlığını öne sürüyorsun.

    Peki 20 yıl sonra bütün bu sorular cevap bulursa Tanrıya inanmaktan vazmı geçeceksin? Bilim Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlamak üzerine çalışmaz. Merakının peşinden gider.

    Önce bilim ve bilgi ahlakının ne olduğunu kavramaya çalış. Kimse sana birşey ispatlamak zorunda değil. Şu konular hakkında bilgim yok dersin sorunu sorarsın bilenler sana anlatmaya çalışır.

    Bundan çok kısa bir süre önce de birileri çıkıp küstahça 28 elementin nasıl oluştuğunu söyleyip duruyorsunuz ee geriye kalan 2/3'ü nerede ozaman diye sorduğunda henüz cevap verilemediği için birileri zafer çığlığı atıyordu. Sonra ne mi oldu? Supernovalar keşvedildi.

    Ben de sana ozaman küstahça bir soru sorayım? Tanrı insanlara neden kuyruk sokumu koyma gereği duymuş?

    Bilim hiçbirini cevaplıyamıyor Araştırıyor buyrun hazırladığım soruları hatırlayalım

    1-Eşeyli üremenin nasıl ortaya çıktığını açıkla ????
    2-Big bang nasıl ortaya çıktığını açıkla ???
    3-Göz,beynin ve homolog uzuvların nasıl ortaya çıktığını açıkla???
    4-Dünyadaki ilk hücre ve proteinin oluşumunu açıkla bana(abiyogenez)???
    5-Gezegenler kendi etrafında dönüyor güneşin etrafında dönüyor güneş millkyway galaksisinin ortasındaki karadelik etrafında dönüyor peki nasıl?????
    6- Işık hızını geçmek mümkün değilken big bang sırasında ışık hızı geçildi peki nasıl gerçekleşti???
    7-Virüs ve bakteriler insan sağlığına zararlı iken nasıl bazı virüs ve bakterilerin insan bedenine katkısı var ???
    8-Evrimciler balinanın denizden karaya geçtiğini sonrada karadan denize geçtiğini iddia ediyor peki nasıl gerçekleşebilir açıkla ???
    9-İnsanlarda bayanların göğüs dokusu ve kemiklerin anotomisi hamileliğe uygun olarak anatomide dizayn edilmiş anne rahminde çocuk gelişirken iskelet yapısı bunun önüne geçmiyor bir adet boşluk bulunuyor erkekte yok bu nasıl olur açıkla ???
    10-Canlılarda bulunan süper simetri nasıl oldu açıkla ???
    11-nörotransmitter nasıl oluştu onu merak ediyorum ???
    12-karanlık madde nedir ??? nasıl big bangten sonra oluştu bilim araştırıyor ??? nerden geldi bu?
    13-Güneş'in neden gezegenler ile yörüngesinin aynı olmadığını karadeliğin etrafında spiral şeklinde döndüğünü açıkla ??
    14-Beyne gelen ışık ilk göze ulaşıyor güneş ışığı beyne ters gönderiliyor beyin görüntüyü düzeltiyor bu nasıl gerçekleşiyor açıklarmısın ????
    15-Saniyede binlerce hücre yenileyeniyor bu nasıl oluyor açıklarmısın ???
    16-Bedenimiz alınan kalorileri oldukça tasaruflu kulanarak oldukça fazla enerji üretip kulLanıyor bu nasıl oluyor açıklarmısın lütfen ???
    17-hücre bazı özel molekülleri (organik bağ)farkedip beden için kulanıyor bunun ayrımını ona kim kodlamış bu nasıl gerçekleşiyor açıkla ??
    18-Bukalemunlar nasıl bulunduğu ortamın rengini hücrelerine yansıtıyor ve uyguluyor bunun ilk oluşumunu abiyogenez açıkla
    19-Mikro-makro evrim arasındaki farklar??


    Senin birşeyden haberinin olmaması bilimin cevaplayamadığı anlamına gelmiyor. Önce soru sormayı öğrenmeden başla. Onu öğrendiğinde kendin gelip buradaki soruları silmeye başlarsın.

    Bu arada kuyruk sokumu olayındaki düşüneclerini merak ediyorum

    Anladım herhangi bir bilimsel cevabın yok hakaret etmek dışında teşekkürler diğer insanların önünde böyle aciz davrandığınız için ki doğruyu ve bilimi insanlar görsünler rasyonel olun lütfen ağlamakla bilim yapılmaz.
    Kuyruk sokumu yaratıcının bir tercihi olabilir dine giriyor bu konu

    Sorduğun çoğu sorunun cevabının olduğunu söylüyoruz. 100 kere gözün evrimi anlatıldı, bu zamanda event horizon'ın ne olduğunu bilmeyen kalmadı. Evrim hakkında en ufak bir bilgin yok. Sadece gözün evrimini araştırdığında bile karaya canlıların nasıl çıktığını anlayacaksın. Doğal seçilim nedir bilmiyorsun. En basit bu konuları dahi bilmeyecek kadar bilgisizsin. Sen şimdi Merkur ve Vulkan yörünge olayını da bilmiyorsunudur. Sonra cevap veremiyorsunuz diyorsun.

    Bizim sorduğumuz kuyruk sokumu konusuna da dinsel bir konu diyip geçiştirmeyi biliyorsun ama. Doğa sana bunun fiziksel kanıtlarını sunarken niye bilime değil dine inanıyorsun? Senin amacın gerçeği bilmek değil çünkü.




  • Sorduklarının yarısından fazlası saçma, sormanın bile bir anlamı yok.Bütün sorularının gerçekten bir cevabı var. zannettiğin gibi "bilim cevapları bulamıyor, kuranı örnek alıyor" öyle bir saçmalık yok. sana istediğin kadar uzun cevap yazsam da tek tek anlatsam da, o soruları soran bir beyin cevaplarını da kabul etmez. O soruların hepsinin cevabını bilen bir insan da yazmaya vakit ayıramaz. 1000 alim 1 cahili yenemez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pranis -- 2 Mayıs 2017; 11:4:17 >
  • kafirun suresi bize kafir dedi diye kafir mi olduk

    kafir gerçeği gizleyen demektir

    biz bir şeye tapmayız
    kafirun suresi bu gerçeği gizlemiş.....
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.