Şimdi Ara

Tanrının ve Dinin Kanıtı (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
885
Cevap
4
Favori
21.583
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
30 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-65F711D5E

    la olum bi kere akıl denince öyle küçük bişey mi zannediyon. akıl herşeyi kapsar, acıyı hissetmeni, sevmeni, yemeğin lezzetini, aklına gelebilecek her türlü 5 duyu organının mantıklı bi şekilde çalışmasına ve hissedilmesine yarar. ki bu en küçük vazifesi. zaten akıl maddeden veya harici bişeye bağlı bir durum değil. akıl hem maddeye bağlı hem de büyük bir merkeze bağlı ki bizdeki sadece ona bağlı bir parça. güneşe bağlı ışık parçacıkları gibi düşün. ışık parçacıkları nasıl ki dünyayı aydınlatmaya yarıyor. aynen öyle de bir merkeze bağlı olan akıl biriminden bize sunulan parçacık gibi düşün. hem onları bir araya getiren akılın kendisi değil, akıl ve bilime sahip bir bilim sanat ustası. beyni ve yapma becerisi olmayan bi hücre veya zerreden ne bekleyebilirsin. arka tarafta aklın hükümdarı olan biri var ki onları bu şekilde yönlendiriyor ve istenilen toplama ve birleştirme işini yaptırıyor.ayrıca akıl işi olmasa, herşeyde bir karmakarışıklık olup, evrenin içinde boş gezen gezegenler şimdi başımızda kıyameti koparırdı. burda oturmuş iki laklak yapamazdıg haçım. biz insanoğlunun yaptığı icat ve keşifleri başka hangi cins grupların yaptığını gördün. hadi onu geçtim, hücreler ve kütleler, atom parçacıkları, vs. her bir zerre seni beni bilmeden düşünmeden, plan yapmadan, sıvı gaz katı halde yağmur bulutları oluşturuyor, o kütleler sonra sana bana sormadan bitkilere ve bitkilerden hayvanlara ve sonra midemize kadar bizi besliyorlar. şimdi bunları koordine etmek için bir akıl gerekir, ee bunların düşünecek beyinleri, kendi başlarına hareket edecek eli kolu ayağı, konuşacak bi dilleri de yok bi araya gelipde sırf bize hizmet olsun diye bunca şey yapsın. demekki onları da yönlendiren bişeyler var. buna tanrı mı dersin allah mı dersin başga tanrılar mı dersin artıg ne dersen de, kendi başlarına hareket edemeyecek kadar aciz olan bu bu maddelerden bi kitap yazmasını bekliyosan o zaman sana çog da akıllı yönüyle bagmam.
    Başka bir yerden veri akışı olduğunun kanıtı yok. Gözlemlediğimiz akıl maddeye bağlı bir özellik ve deneyimlerle vücut buluyor, bir yerden bir şey gelmiyor, anlık olarak yaşanıyor ne oluyorsa. Koordine için akıl gerekir demişsin de bunun kanıtı yok. Kendi kendine koordinasyon görüyoruz, canlı zaten kendi kendine örgütlenebilen maddedir, illa harici ve soyut bir irade varsaymaya gerek yok. İnsanın tasarladığı şeyleri örnek verip atomla falan benzeştiriyorsun. İşte insan mantığı ile bakıyorsun, insan bir şeyleri tasarlıyorsa her şey de tasarımdır olarak bakıyorsun, tasarım olmadan varoluş olamaz diyorsun, bunun kanıtı yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ulpi -- 13 Ağustos 2018; 11:44:18 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    yapılan yapanı tasavvur edemez yapan izin vermedikçe ilk baştan anlamn için bilgisayarla insan ilişkisini örnek verdim anlamamazlıktan geldin bir bilgisayar insanı nasıl yülkendiği program kadar anlıyorsa insan da rabbini Allahın izin verdiği kadar tanır.

    insana ve evrene bakarak bu çıkarımı yapamayız demişsin

    sana yaptırılmayan çıkarım bana yaptırılıyor gerçekten inanmak isteyen baktığı en ufak nesnede sonsuz güç sahibinin mührünü görür. görmek isteyenin önüne işte deyip gözüne soksan göremez. insana akıl boşuna verildi mi sanıyorsun akıl Allahın ayetlerinden bir ayettir. kitabi ayet de diyor ki ayetler mümine iman, kafire küfür verir. akıl ayetine ikimizde bakıyoruz farklı şeyler görüyoruz ve bahsettiğim ayeti doğruluyoruz.
    bilgisayar örneğinin doğru olduğuna dair bir kanıt var mı önemli olan bu. biz de bilgisayar gibi tasarlandık ama anlayamıyoruz diyemeyiz ki, anlayamıyorsak tasarım diyemeyiz, bilgi olmadan bir şey diyemeyiz. örnek vererek benzetmeler yapılabilir ama bilgi olmadan doğru mu bilemeyiz.

    dostum inanmak isteyen değil objektif bakabilen insanın görebilmesi lazım. yoksa insan her şeye inanabilir. oyuncağa bakıp noel baba da görebilir, olmayacak çıkarımlar da yapılabilir. önemli olan objektif olarak kanıtlamak. her şeyde illa bir iradi müdahale arıyoruz, bu bence yanlış. insan olduğumuz için her şeyde bir amaç, niyet arıyoruz, neyse öyle kabul etmeliyiz, bir amaç yüklememeliyiz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ulpi -- 13 Ağustos 2018; 11:44:0 >




  • yazıyı eksik anlamışsın ben öncesinde zaten kanıtladım yazıda kitapta kelimelere dökülmeden işaretle anlatılan ayetin kelimelere dökülmüş halini de gösterdim Allahı kendi tavrıyla dahi bana ispatlamış olduğunu açıkladım daha gggaanıttt istiyon ki
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    burada bile bilimde cahilliğini ilan ediyorsun. kaç bilimadamı bunun ötesine gidemiyoruz deyip tanrıya olan inançlarını ilan eden var. bir bilim adamı maddenin en küçük yapısı olan atom parçacıklarının nereden geldiğini araştırıp bulamadığından delirmiş.tasarım olmazsa birşeyler şekile bürünmez. ayrıca kıyaslamalar ile doğruları ve kanıtları ölçebilirsin. istediğin bilim ve kanıt ancak beyninin alabileceği kıyaslamalar ve ölçmelerle olur. herşeyde bir ölçü ve tasarım var. ben sana herşeyden kanıt ve örnek sunuyorum sen hala insan benzetmesi diyorsun. sen zaten başlı başına bir tasarımsın. tek hücre iken hücrelerin çoğalmasıyla milyarlarca hücre toplanıp sen olmadın mı? sen daha konuşmayı bile çözemezken birileri senin vücudunu maddelerden toplayıp seni şekle soktu. hadi evren olsun, bu evrende olan herşey zerre ve hücrelerden meydana gelmiş. ee, göktaşlarını bişeye benzetemiyon ama içinde milyarlarca madde var. o boş evreni aklın gibi içi boş mu zannediyon. boş atmosferde milyarlarca madde ve zerre meydanda at goşturuyor. yağmuru ele alalım, yağmurun damlaları kendi kendine olsa, o zaman şimdi heryeri sel alması gerekirdi. su başıbozuk, nereye döksen o yöne gider, rüzgar ise nereye estiği belli değil. ee yağmur damlaları nasıl oluyorda hiç birleşmeden toprağa sanki adres verilmiş gibi istenilen bitkiye yönlendirilip nasıl o bitkileri besliyor. olum elindeki bilyeleri alsan sonra onları boşluğa bıraksan o bilyeler salına salına etrafa yayılır lan. nasıl kendi kendine herşey olur. biraz bilim araştır bilim. kafan basmıyosa bu sorulara yanaşma.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-65F711D5E -- 13 Ağustos 2018; 12:21:53 >




  • ulpi kullanıcısına yanıt
    bilgisayar örneğinde doğru olmayan ne insanın tam olarak idrak edebilen bilgisayar yapıldı da kafan mı karıştı
    insan yapısı insanı tam anlayamadığı gibi tanrı yapısı insan tanrıyı tam anlayamaz. benzetmelerle anlamaya çalışır ve akla vicdana yakın olana iman eder huzura erer. rahatlar. dünyayı taşırım iddiasındaki insan elinde sonunda yükün altında ezilir
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    la hacım adamın gafası boş lan. adam illaki armuda elma diyosa boş yazıyog lan.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-65F711D5E

    burada bile bilimde cahilliğini ilan ediyorsun. kaç bilimadamı bunun ötesine gidemiyoruz deyip tanrıya olan inançlarını ilan eden var. bir bilim adamı maddenin en küçük yapısı olan atom parçacıklarının nereden geldiğini araştırıp bulamadığından delirmiş.tasarım olmazsa birşeyler şekile bürünmez. ayrıca kıyaslamalar ile doğruları ve kanıtları ölçebilirsin. istediğin bilim ve kanıt ancak beyninin alabileceği kıyaslamalar ve ölçmelerle olur. herşeyde bir ölçü ve tasarım var. ben sana herşeyden kanıt ve örnek sunuyorum sen hala insan benzetmesi diyorsun. sen zaten başlı başına bir tasarımsın. tek hücre iken hücrelerin çoğalmasıyla milyarlarca hücre toplanıp sen olmadın mı? sen daha konuşmayı bile çözemezken birileri senin vücudunu maddelerden toplayıp seni şekle soktu. hadi evren olsun, bu evrende olan herşey zerre ve hücrelerden meydana gelmiş. ee, göktaşlarını bişeye benzetemiyon ama içinde milyarlarca madde var. o boş evreni aklın gibi içi boş mu zannediyon. boş atmosferde milyarlarca madde ve zerre meydanda at goşturuyor. yağmuru ele alalım, yağmurun damlaları kendi kendine olsa, o zaman şimdi heryeri sel alması gerekirdi. su başıbozuk, nereye döksen o yöne gider, rüzgar ise nereye estiği belli değil. ee yağmur damlaları nasıl oluyorda hiç birleşmeden toprağa sanki adres verilmiş gibi istenilen bitkiye yönlendirilip nasıl o bitkileri besliyor. olum elindeki bilyeleri alsan sonra onları boşluğa bıraksan o bilyeler salına salına etrafa yayılır lan. nasıl kendi kendine herşey olur. biraz bilim araştır bilim. kafan basmıyosa bu sorulara yanaşma.
    dostum ben cahil olduğumu inkar etmiyorum. daha doğrusu bilgisiz olduğumu inkar etmiyorum, bilgi iddiam yok, kendimce fikirlerimi yazıyorum. ama bazıları çok şey bildiğini iddia ediyor, işte orda sorun vardır.

    adım adım gidelim. kıyaslama ve ölçmelerle kanıt olur diyorsun, tamam güzel. yağmurun damlaları kendi kendine olsa o zaman her yeri sel alırdı demişsin. diğer yazdığın şeyler zaten bu mantık üzerinden yükseliyor, yani tesadüfen olsa kaos olurdu, demek ki tanrı var diyorsun. iyi de tanrısız kendi kendine bir işleyiş olsa şöyle olurdu, tanrılı olsa şöyle olurdu diye kıyaslama imkanımız yok, iki durumu da gözlemlemedik ki. hani şu kadar farkı bulun diye resimler olurya, işte öyle 2 durumu da hatta daha fazla durumu da kıyaslasak senin dediğin çıkarımı yapabilirdik. ama öyle bir kıyas yapacak malzeme yok elde, kıyas yapmadan sonuca varıyoruz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    bilgisayar örneğinde doğru olmayan ne insanın tam olarak idrak edebilen bilgisayar yapıldı da kafan mı karıştı
    insan yapısı insanı tam anlayamadığı gibi tanrı yapısı insan tanrıyı tam anlayamaz. benzetmelerle anlamaya çalışır ve akla vicdana yakın olana iman eder huzura erer. rahatlar. dünyayı taşırım iddiasındaki insan elinde sonunda yükün altında ezilir
    madem tanrıyı anlayamıyoruz, o zaman nasıl var olduğunu biliyoruz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ulpi -- 13 Ağustos 2018; 12:32:11 >
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    dünyada her şeyi tam anlayarak mı biliyoruz. anlamadıklarını yok sayarsan tarih öncesi hayata dönmen gerekir
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    ortada o kadar çok malzeme var ki ben sana bi kısmını sundum, ya görmek istemediğinden ya düşünmek istemediğinden ya da hala boş boş öyle muhabbet olsun diye yazmak isdeiğinden yazıyon. madem kendinden bi şey çıkartamıyon o zaman herhangi bir meyve bizim örneğimiz olsun. elmayı ele alalım. basit bir tohumun içine yerleştirilen koskoca bir ağacın programı, o küçük tohum nasıl oluyor da koca ağacı içinde saklıyor. sonra toprağın altına girmesiyle nasıl oluyorda o kafasız, beyinsiz, dilsiz, sağır, kör olan tohum kocaman ağacı çıkartıyor. bunun merkezi neresi. o ağacın olması bize bırakılsa tek bir ağacın zerrelerini, derisini, yapmak için büyük bir fabrikaya ve bi okadar da işçiye ihtiyaç var. peki milyarlarca ağacın yapımındaki işçilik için gereken fabrikalara ve işçilere nasıl ulaşacağız. onu geçtim, nasıl ki bir insan her altı ayda bir vücut değiştirirken milyarlarca hücre ölür milyarlarca hücre dirilir. aynen bu ağaçlar içinde geçerli. her mevsimde ağaçlardaki milyarlarca canlı zerreler ölür yerine yenisi gelir ki o ağacı yenilesin yeni bi kıyafet hükmündeki deriyi yapsın. pekala o ağaçtaki işçiliği geçtik. gelelim meyvesine, o ağaç nasıl oluyor da çamurlu bir sudan, ve topraktan tatlı bir meyve elimize veriyor. insan sadece sular, budar, keser. ama topraklı ve çamurlu bi yerden onlarca elma çıkıyor. peki bir insan bir pirinci bile yapamıyosa, ondan daha masraflı ve zahmetli olan elmayı nasıl yapacak. demek ki bir elmayı yapabilen şu dünyadaki tüm elmaları o yapmıştır. hacım bunu da anlamayacag gadar gafan yogsa ben ne diyem sana.




  • sabır müslüman karakterinin ana unsurlarından etiketlemeden anlatmak benim vazifem üstüne karışmam bana öğretilenleri anlatmazsam ilmi zayi etmiş vebale girmiş olurum
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    yog la ne vebale girçen, adamın ihtiyacı varsa araştıracag yog muhabbet olsun diye soruyosa sallayaçan hacım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-65F711D5E

    ortada o kadar çok malzeme var ki ben sana bi kısmını sundum, ya görmek istemediğinden ya düşünmek istemediğinden ya da hala boş boş öyle muhabbet olsun diye yazmak isdeiğinden yazıyon. madem kendinden bi şey çıkartamıyon o zaman herhangi bir meyve bizim örneğimiz olsun. elmayı ele alalım. basit bir tohumun içine yerleştirilen koskoca bir ağacın programı, o küçük tohum nasıl oluyor da koca ağacı içinde saklıyor. sonra toprağın altına girmesiyle nasıl oluyorda o kafasız, beyinsiz, dilsiz, sağır, kör olan tohum kocaman ağacı çıkartıyor. bunun merkezi neresi. o ağacın olması bize bırakılsa tek bir ağacın zerrelerini, derisini, yapmak için büyük bir fabrikaya ve bi okadar da işçiye ihtiyaç var. peki milyarlarca ağacın yapımındaki işçilik için gereken fabrikalara ve işçilere nasıl ulaşacağız. onu geçtim, nasıl ki bir insan her altı ayda bir vücut değiştirirken milyarlarca hücre ölür milyarlarca hücre dirilir. aynen bu ağaçlar içinde geçerli. her mevsimde ağaçlardaki milyarlarca canlı zerreler ölür yerine yenisi gelir ki o ağacı yenilesin yeni bi kıyafet hükmündeki deriyi yapsın. pekala o ağaçtaki işçiliği geçtik. gelelim meyvesine, o ağaç nasıl oluyor da çamurlu bir sudan, ve topraktan tatlı bir meyve elimize veriyor. insan sadece sular, budar, keser. ama topraklı ve çamurlu bi yerden onlarca elma çıkıyor. peki bir insan bir pirinci bile yapamıyosa, ondan daha masraflı ve zahmetli olan elmayı nasıl yapacak. demek ki bir elmayı yapabilen şu dünyadaki tüm elmaları o yapmıştır. hacım bunu da anlamayacag gadar gafan yogsa ben ne diyem sana.
    ağacı yapmak bizim için zor olabilir. ama doğadaki işleyiş için zor değil demek ki, kendiliğinden işliyor. ne görüyorsun, kendiliğinden işlemiyor mu? nasıl sorusu burda şuna karşılık gelir. önce şu oldu, sonra bu oldu diye aşamaları ifade eder. tek tek aşamalar ifade edilse de senin soruna yanıt verilmiş olmaz, bu sefer o aşamaları irade yaptı dersin. bu nasıl sorusunu şunun için de soralım. nasıl oluyor da beyaz bir sudan bu kadar karmaşık bir insan çıkıyor? aşamaları anlatabilirsin önce şöyle sonra böyle oluyor diye anlatırsın ama yeterli gelmez. sorunun cevabına iradeyi beklediğin için aşamaları anlatmak alakasız olur. denmesi gereken şey oluyor işte, ne görüyorsan o, arkasında bir şey arama. böyle bir işleyiş var, oluyor işte, görüyorsak oluyor deriz ve gerekirse aşamaları tarif ederiz ama orda bir irade görmezsek irade bunları yapıyor diyemeyiz. ha önceki mesajımdaki şeye tekrar geliyim. dostum ne kadar örnek verdiğin önemli değil. örneklerin benzer mantığa dayanıyor. insanı hayrete düşürecek vurucu örnekler seçilip nasıl sorusu sorulup tanrıya bağlanıyor. dediğim gibi tanrının bunları ayarladığı bir evren ve ayarlamadığı bir evren görmeden nerden bilelim ne olduğunu, bu 2 evreni görmezsek sadece şu an gördüklerimizi ifade ederiz, ötesine geçemeyiz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    dünyada her şeyi tam anlayarak mı biliyoruz. anlamadıklarını yok sayarsan tarih öncesi hayata dönmen gerekir
    mesela bilgisayarı çoğu insan anlamamıştır, sadece kullanır, internete girer ama detayını hiç bilmez, nasıl çalıştığını bilmez. yani tam anlamamıştır ama bilgisayarın var olduğunu bilir. ama tanrıda böyle bir gözlemleme imkanı olmuyor ki. yani tamam gözlemleyelim ama tam anlamayalım diyeceğimiz bir durum yok. hep dolaylı örnekler var ama doğrudan tanrıya ulaşma şansı yok, doğrudan bir gözlem olsa kesin olurdu
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    hacım öncelikle bag, sen hala at gözlüğü gibi tek bir yöne bakıyorsun. felsefi olarak gördüğün şu evrende felsefeciler bile cevapsız kaldığı için kafayı sıyırmış. ben sana daha basit bir şekilde anlatayım, nasıl ki bir iğneyi bir usta yapıyor, öylede şu evrenin de bir ustası var. bu kadar kanıtı bir ateist okusa imana gelirdi. gelmese bile artık kendi yolunda bir şüphe duyardı. sen sadece at gözlüğü gibi kendi düşüncelerini veya hava olsun millete diye felsefi düşüncelerinin kanıtı peşindesin. evren dediğin şey zaten sonsuz değil. onun da bir sınırı var. biz sadece görebildiğimiz yere kadar ilerler göremediğimiz sınırı da inkar etmek için daha da ilerisine gitmek gerekir ki inkarında haklılık payı olsun. biraz geniş düşünsen kıyaslamarı genişlendirir cevabını bulursun. aklının ermediği yerde kıyaslamalar ve örneklemeler devreye girer. hayalperest değilsen bu kadar örnekten ufkunu genişletir cevabını bulursun. hepsinin özetine gelecek olursam, bir şeyi yapabilen herşeyi yapabilir. bir elmayı yapabilen evrendeki tüm elmaları yapabilir. elmanın içindeki bir zerreyi yapabilen evrendeki tüm zerreleri yapabilir. evrenin atmosferinden dünyamıza sızan gaz kütlelerini havaya çevirip bize oksijen olarak sunan, ve o gaz kütlelerini kim baştan icat ettiyse evrendeki tüm kütleleri o icat etmiştir. bing bang olayındaki gibi o patlamaya sebep olan maddeleri kim yapabiliyorsa tüm evrenin içindeki herşeyi o yapmıştır. kim yapıyorsa aklın hükümdarı, kim ki yapılan bunca şeyi dizayn ve yönetiyorsa kudretin hakimi, o zaman birileri var ki bunca şey yapılıyor. hadi dediğin gibi kendi kendine bıraksak, bir ordu komutansız kalması halinde nasıl ki herkesin birbirine söz geçirmesi imkansız, aynen öyle de kendi kendine bırakılan hemde akılsız, şuursuz, elsiz ve ayaksız bunca madde kendilerini nasıl bi araya gelipde toplasın ve mükemmel bir dizayn oluştursun. senin ki ahmakların bi görüşüne benzer hacım. bir müteahhit, usta olmadan taşların tek başına dizilip bir bina oluşturması gibi saçma sapan bir mantık.




  • ulpi kullanıcısına yanıt
    bi de şöyle anlatayım

    insan ömrü üç safhadır.

    1 anne rahmine düşmesiyle başlar doğümla ölür bu süre içinde dünyayı gözlemleyebiliyor mu ama sonuçta dünyaya geliyor anneyi karnındayken biliyor mu hayır ama doğuyor tanışıyor
    2 dünya hayatını yaşıyor önceki safhada deneyimleyemediği bir çok şeyi yapabiliyor ama ulaşamadığı bir çok şey de hala var en çok ulaşmak istediği ve anlamaya çalıştığı şeyi -sonsuzluk- de anlayamıyor kabre giriyor
    3 sonsuzluk alemi dünyadan daha geniş her istediğine ulaşır tanrıyla da bizzat tanışır ama şartı var

    dünyada sonsuzluk aleminin nimetlerini hak etmeli
    anne karnında maruz kaldığı şeylerin dünyaya tesiri gibi dünya hayatında yaptıklarının tesiri sonsuzluk alminde görülecek

    şüphesiz insan pek acelecidir. tartışmaya pek meyyaldir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-65F711D5E

    hacım öncelikle bag, sen hala at gözlüğü gibi tek bir yöne bakıyorsun. felsefi olarak gördüğün şu evrende felsefeciler bile cevapsız kaldığı için kafayı sıyırmış. ben sana daha basit bir şekilde anlatayım, nasıl ki bir iğneyi bir usta yapıyor, öylede şu evrenin de bir ustası var. bu kadar kanıtı bir ateist okusa imana gelirdi. gelmese bile artık kendi yolunda bir şüphe duyardı. sen sadece at gözlüğü gibi kendi düşüncelerini veya hava olsun millete diye felsefi düşüncelerinin kanıtı peşindesin. evren dediğin şey zaten sonsuz değil. onun da bir sınırı var. biz sadece görebildiğimiz yere kadar ilerler göremediğimiz sınırı da inkar etmek için daha da ilerisine gitmek gerekir ki inkarında haklılık payı olsun. biraz geniş düşünsen kıyaslamarı genişlendirir cevabını bulursun. aklının ermediği yerde kıyaslamalar ve örneklemeler devreye girer. hayalperest değilsen bu kadar örnekten ufkunu genişletir cevabını bulursun. hepsinin özetine gelecek olursam, bir şeyi yapabilen herşeyi yapabilir. bir elmayı yapabilen evrendeki tüm elmaları yapabilir. elmanın içindeki bir zerreyi yapabilen evrendeki tüm zerreleri yapabilir. evrenin atmosferinden dünyamıza sızan gaz kütlelerini havaya çevirip bize oksijen olarak sunan, ve o gaz kütlelerini kim baştan icat ettiyse evrendeki tüm kütleleri o icat etmiştir. bing bang olayındaki gibi o patlamaya sebep olan maddeleri kim yapabiliyorsa tüm evrenin içindeki herşeyi o yapmıştır. kim yapıyorsa aklın hükümdarı, kim ki yapılan bunca şeyi dizayn ve yönetiyorsa kudretin hakimi, o zaman birileri var ki bunca şey yapılıyor. hadi dediğin gibi kendi kendine bıraksak, bir ordu komutansız kalması halinde nasıl ki herkesin birbirine söz geçirmesi imkansız, aynen öyle de kendi kendine bırakılan hemde akılsız, şuursuz, elsiz ve ayaksız bunca madde kendilerini nasıl bi araya gelipde toplasın ve mükemmel bir dizayn oluştursun. senin ki ahmakların bi görüşüne benzer hacım. bir müteahhit, usta olmadan taşların tek başına dizilip bir bina oluşturması gibi saçma sapan bir mantık.
    dostum farklı örnekler vermek mesele değil. binlerce örnek verilebilir, zaten örneklerin de benzer mantık. önce mantığı oturtalım, farklı örnekler ilerleme sağlamaz.

    bir şeyi yapan her şeyi yapar diyorsun ve örnekler veriyorsun. iyi de baştan biri tarafından yapıldığını kabul edip ona göre anlatıyorsun, bu kabulü sorgulamak lazım.

    ordu komutansız kalsa dağılır diyorsun. iyi de evrendeki maddelerde bir dağılma olmuyor işte, ne ise o, bir irade, bir dağılma falan yok ki, bizim sandığımız gibi iradeye bağlı değil, ne ise o işliyor, bir iradeye ihtiyaçları yok ki. mesela tuğlalar kendi kendine dizilip bina yapmıyor, birileri müdahale ediyor di mi. ama bunu görüyoruz. fakat evrende o müdahaleyi görmüyoruz, kendi kendine olan şeyler görüyoruz. onu ona benzetip bu da onun gibi biri tarafından oluyor demek akla yatkın gibi görünebilir ama bilemeyiz derim. bilmek için tekrar tekrar söylüyorum farklı evren modelleri olup bi dediğin gibi kendi kendine evren ve tanrının müdahale ettiği evren olması lazım. şu an bizim evrende bir şeyler oluyor da hangi modele uygun, ne oluyor, arka planı ne bilmiyoruz ki, oluyor bir şeyler işte.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    bi de şöyle anlatayım

    insan ömrü üç safhadır.

    1 anne rahmine düşmesiyle başlar doğümla ölür bu süre içinde dünyayı gözlemleyebiliyor mu ama sonuçta dünyaya geliyor anneyi karnındayken biliyor mu hayır ama doğuyor tanışıyor
    2 dünya hayatını yaşıyor önceki safhada deneyimleyemediği bir çok şeyi yapabiliyor ama ulaşamadığı bir çok şey de hala var en çok ulaşmak istediği ve anlamaya çalıştığı şeyi -sonsuzluk- de anlayamıyor kabre giriyor
    3 sonsuzluk alemi dünyadan daha geniş her istediğine ulaşır tanrıyla da bizzat tanışır ama şartı var

    dünyada sonsuzluk aleminin nimetlerini hak etmeli
    anne karnında maruz kaldığı şeylerin dünyaya tesiri gibi dünya hayatında yaptıklarının tesiri sonsuzluk alminde görülecek

    şüphesiz insan pek acelecidir. tartışmaya pek meyyaldir.
    hocam bunun alternatifini de düşünelim. insan ölümden korkup sonsuzluk alemi var diye kendini inandırdıysa ve yoksa ne olacak? yani insanın zayıflıklarını ve neler kurgulayabildiğini hesaba katmamız gerekmez mi?




  • ulpi kullanıcısına yanıt
    hacım soyutsal kavramlar üzerinde durmak istiyorsan, verdiğim örnekler içinde mevcut. gözünle göremediğin onca maddeye ve soyutsal kavramlara farkında olmadan inanıyorsun ama verdiğim onca örnekten sonucu çıkartamıyorsun. hala aynı örnek veya farklı örnekleme diyorsun. bu mesajları kopyala senin gibi başka başka felsefecilere hatta ideolojini paylaştığın bilim adamlarına bile göster. sana ahmak, zaten cevaplar çok basit bir şekilde adam sana açıklamış, derler. ilkokul seviyesinde bir öğrenciye okut, o bile sana anlatır. ben sana arka planına kadar basit şekilde anlatmışım. bunu bir düşün sonra gel anlamadıysan yine sor. hadi bana eyvallah
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-65F711D5E

    hacım soyutsal kavramlar üzerinde durmak istiyorsan, verdiğim örnekler içinde mevcut. gözünle göremediğin onca maddeye ve soyutsal kavramlara farkında olmadan inanıyorsun ama verdiğim onca örnekten sonucu çıkartamıyorsun. hala aynı örnek veya farklı örnekleme diyorsun. bu mesajları kopyala senin gibi başka başka felsefecilere hatta ideolojini paylaştığın bilim adamlarına bile göster. sana ahmak, zaten cevaplar çok basit bir şekilde adam sana açıklamış, derler. ilkokul seviyesinde bir öğrenciye okut, o bile sana anlatır. ben sana arka planına kadar basit şekilde anlatmışım. bunu bir düşün sonra gel anlamadıysan yine sor. hadi bana eyvallah
    dostum uzun yazıyorsun ve konu konuya karışıyor, kısacık gitmek lazım anlamak için.

    senin örneklerinin özeti şu. tesadüfen olsa kaos olurdu, kaos olmadığına göre tanrı var.

    tesadüfen olsa ne olurdu, tanrı olsa ne olurdu bunu bilmiyoruz, demek ki mevcut evrene bakarak tanrıya varamayız.




  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.