Türkiye'de rastgele arabaları durdurup ehliyet kontrölü neden çok yaygın?

Gündüz vakti geçen arabaları rastgele durdurup ehliyet sorulan başka ülke var mı? Japonya'da biri bir trafik ihlali yaparsa ceza kesmek için durdurulur hemen ama Türkiye'de trafik ihlali için hiç durdurulmuyor arabalar.

Türkiye de gayri yasal o kadar ihlal var ki. Ne yapsın kolluk kuvvetleri denizde balık tutma misali oltayı atıp bekliyorlar. Ha iyimi yapıyorlar evet iyi yapıyorlar.

Arkadan ceza yazması daha kolay.

Ceza yiyene tebliğ edilmesini geciktirip bundan faiz kopartmak kolay.

Devleti özel şirket gibi yönetmek bugünlerde kolay.

Trafik sigortası ve muayene yaptırmayanı da yakalaması kolay.

Çünkü çok suçlu var başka ne olacak?

10 yılda bir darbe, 10 tane terör örgütü görmediği içindir.

Hiç kusura bakmayın sayın meslektaşım. Bu saçma ve demogojik bir cümle. Hep aynı terane. "Biz Norveç değiliz. Dört bir yanımız düşmanlarla çevrili..."

Hangi darbeciyi yakalamışlar yollarda? Ya da hangi teröristi? Tam tersine organize suç örgütü liderleri çakarlı araçlarla, konvoy yapar hep.

Darbe yapacak adamlara zaten rütbe vermişiz.

Ama tabi, ateş altında kalsa, tabancayı yere düşürecek arkadaşlar, ellerindeki kota yüzünden beni tanıdığı halde GBT yapınca işler çözülecekse, bilmem.

15 000 nüfuslu bir Ege kasabasında görev yapan bir arkadaşım, kristal methin çok yaygınlaştığını söyledi geçen gün. Aynı ilçede her akşam çevirme yapıyorlar ama...

Demagojinin kralını yapmışsınız. Sorun insanla ilgili evet ama coğrafya kaderdir. İnsan coğrafyadan bağımsız bir kültür geliştiremez, bunu bölgesel farklardan bile görebilirsiniz. Zihniyet bir anda değişmez. 25 yıl önce asker, polis gören koca adamlar 20 yaşındaki erin önünde önünü iliklerdi, vabam asker görse asker abi derdi. Ama şimdi ben asker ve polis gördüm mü kanun neyse onu talep ederim, asla kendimi ezdirmem. Gördüğüme göre artık çoğu insan böyle. Hatta polis milletten azar yemekten bıkmış.

Ne polis bizi ezsin ne biz polisi azarlayalım. Herkes birbirinin hakkına saygı göstersin.

Ama bu dediğim bir anda olmaz. Almanya'da da bir anda olmamıştır. 2.Dünya Savaşı dönemini biliyoruz kendilerini o kadar insancıl görmesinler.

Ben öğrencilerime baskı uygulamıyorum, arkadaşlarım da uygulamıyor artık böyle şeyler azaldı. Köyden kente göç köy kültürünü şehre taşıdı ama 90'lardaki o hız azaldı, köyde insan kalmadı göçecek. Onlar da şehir hayatına uyum sağlayacak ya da onların çocukları.

Hemen kendimizi itin götüne sokup batıyı yalamaya gerek yok. Kanun, düzen onlarda daha ileride evet ama birden olmadı. Bir 15 20 senemiz var ama insanımız bilinçlenip hakkını arıyor artık. Ben polisten dayak yiyen kimseyi görmedim ama polisi azarlayan çok insan gördüm.

Sadece tek bir yönden bakıp bütün olayı açıklamaya çalışmak da hastalık oldu. Norveç ile Türkiye böyle kıyaslanmaz. Sonra yok darbe terör falan alakası yok diyorsunuz var kardeşim. Bı olaylar bir zihniyetin sonucu. O da zamanla silinecek.

Boşuna yazdığımın farkındayım. Ülkede herkesin fikri sabit. Bizde de mesleki rahatsızlık bu.

93 yılında Avcılar KYK'da, kapıda ilkokul mezunu saoık bekçi, kimlik sorarken, BOUN yurdunda bu yoktu. Arkadaşların çoğu bu uygulamayı savunuyordu. İşte o yüzden öbürleri Boğaziçili ya zaten.

Neye benziyor bu? Eskiden ilkokulda 5 ders vardı ve lise 3 yıldı. Şimdi 6 ders ve 4 yıl. Ama matematik yalan söylemez. Bu iki uygulamanın aslında bir faydası olmadığını biliyoruz.

Yollarda rastgele çevirme yapmak, kahvede oturan adamları aramak, ancak asker kaçaklarını, bir tutam esrar taşıyanları yakalar.

Zaten niyet de yok da... Cumhurbaşkanlığı koruma bütçesi, narkotik veya kaçakçılık için ayrılandan fazla.

Tek sevdiğim hoca, Cenk HOCA'nın dediği gibi:"Neysa..."

Herkesin bir anda bounlu olmasını bekleyemezsin. Bu bir süreçtir. Bounluların da başka eksikleri vardır, diğerlerinin artıları.

Boşa yazdım ama neyse.

55 yaşın tecrübesiyle bir de ben yazayım düşüncelerimi.

Her şeyden önce ülkemizde devlet otoritesi bitmiş durumda. Bunun nedenini "imam, cemaat" veya "balık baştan kokar" deyişleriyle özdeşleştirebiliriz.

Yukarıda bir forumdaşın belirttiği gibi, bir kişiyi korumak için harcanan para, tam hesap yapamam ama muhtemelen bir milyon kişiyi korumak için harcanandan daha fazladır.

Hapishanelerdeki yığılmayı azaltmak için çıkarılan CMUK ile adam öldüren en fazla 10 yıl yatıyor. Suç makinası ev soyarken suç üstü yakalanıyor, şikayetçi olan ev sahibi ifade verirken o daha önce karakoldan salınıyor.

O azarı yiyen polis neden ses çıkaramıyor biliyor musunuz? Çünkü kanunları uygulasa ya meslekten atılır, ya da kim bilir nereye sürülür. Çok büyük çoğunluğu mesaiyi kazasız bitirip maaşını alma peşinde. Görevini yaparken malumlardan birisi ile zıtlaşıp, FETÖ'cü damgası yemek bile var işin içinde. Bu yüzden "sen benim kim olduğumu biliyor musun" diyene "geç abi" diyorlar.

İstanbul'da adım başı çakarlı araç var. Kim kontrol ediyor. Daha doğrusu kim kontrol edebilecek cesareti gösteriyor. Hani geçenlerde pudra şekeri koklayan malumlardan bir zat vardı ya. Bu olay patlamadan önce çakarlı aracını çeviren trafik polisini nasıl sürdürdüğünü sosyal medyada böbürlenerek ilan etmiş, tepkiler gelince de paylaşımını silmişti.

Kısacası balığın baştan kokmaması için vatandaş olarak yapılması gereken görevlerimiz var. Biz görevimizi yaptığımız zaman seçilenin atayacağı dürüst, liyakatli ve dirayetli idareciler ile biraz zaman alsa da sorunlar çözülecektir.

Kaçakta çok ülkede. Asayiş amaçlida yapiliyor.

bence trafikte haciz kararı olan araçlar çok fazla. Normalde haciz kararı verilen araçları trafik adresine gidip yediemin otoparkına çekmiyor, bu tür kontrollerde arabayı bağlıyorlar. adet olarak bunlar yılda büyük rakamlar.

Sigortasız, muayenesiz, alkollü araç kullanan o kadar çokki daha da yaygınlaşmalı. Kanunsuzluk diz boyu.