Şimdi Ara

Türkiye'de şiddet, tecavüz vs...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
0
Favori
766
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Özellikle fondaş medyada ve muhaliflerin etkin olduğu sosyal medyadaki paylaşımlarda müthiş bir algı çalışması var.


    Türkiye çürüdü, battı, sebebi hükümet, ak parti olmasa böyle olmazdı. Konuklar çağırılıyor, deriz analizler vs.


    - İnsanlık var oldukça kötülük var olacak.

    - Eskiden de böyle olaylar vardı ama iletişim araçları bu kadar çok ve etki değildi. Bu kadar öne çıkmıyordu.

    - Bu tip olaylar yurt dışında da var hatta daha fazlası başta Abd ve avrupada var.


    Hacı Yakışıklı bu konuda çok güzel bir yazı yazmış. Veriler paylaşmış. Okumanızı tavsiye ederim.


    -------------------------


    Otoriteler tarafından referans alınan World Population Review (WPR) sitesinin raporuna göre dünyadaki kadınların %35’i cinsel tacize uğruyor.



    “DÜNYADA TECAVÜZLER VE TÜRKİYE”


    Avrupa’nın refah payı en yüksek ülkelerinden İsveç, tecavüz olaylarının en çok yaşandığı 6.ülke oldu. İsveç’te 2020’de her 100 bin kişiden 63.5’i tecavüze uğradı.


    Listenin üst sıralarında yer alan diğer Avrupa ülkesi Belçika’da bu oran 27.9 oldu. Belçika 13, Amerika(USA) 14’üncü sırada bulunuyor.


    Tecavüz olaylarının en çok yaşandığı diğer Avrupa ülkeleri İzlanda(24.7), Norveç(19.2), Fransa(16.2), Finlandiya(15.2) ve Almanya(9.4) oldu. Listenin 1’inci sırasında İngiltere sömürgesi olan Güney Afrika var.


    Türkiye ise (1.5) oranla listenin en alt sıralarında, 119 ülke içinde 99.sırada yer aldı.

    Türkiye’deki kadınlar Avrupa’ya göre çok daha güvende yaşıyor.

    Türkiye “tecavüz ve tacizler ülkesi” değilken asıl kadına şiddet ve tecavüz olayları Batı’da yaşanıyor.



    “DÜNYADA UYUŞTURUCU VE TÜRKİYE”


    Rakamlar Avrupa Uyuşturucu Raporu’ndan…


    2020 Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre İsveç, milyon nüfus başına en çok uyuşturucu kaynaklı ölümün görüldüğü ülke oldu. Böylece içimizdeki beyinsizlerin öve öve bitiremediği İsveç’in tam bir tecavüz ve uyuşturucu ülkesi olduğu görülüyor. Ne romantik? İsveç’te kuzey ışıklarını falan seyretmeye devam ederken dikkat edin bir tarafınıza bir şey olmasın.


    Rakamlara devam…


    1 milyon nüfus başına uyuşturucu kaynaklı ölüm sayıları İsveç’te 81, İngiltere’de 76, Finlandiya’da 72, İrlanda’da 72, Norveç’te 66, Danimarka’da 52, Estonya’da 43, Slovenya’da 41, Avusturya’da 31, Türkiye’de ise 12 oldu.

    Gördüğünüz gibi Türkiye yine Avrupa’dan çok çok daha iyi durumda!


    Ama duuuuuur!

    Adam; “En çok kullanılan 6 uyuşturucudan üçünde Türkiye 1’inci sırada” diye başlık atmış!

    Affedersiniz, “...” diyeceğim artık! (Özür olsun)


    İşin gerçeğini ise haber arasında şöyle açıklamış: “En yaygın 6 uyuşturucudan 3’ünün en fazla ele geçirildiği ülke Türkiye”


    Bu habere başlık atanların amacı Türkiye’yi “en çok uyuşturucu kullanılan ülke” olarak göstermektir. Türkiye evet uyuşturucunun en çok yakalandığı ülkedir, çünkü uluslararası çetelere karşı mücadele başarılıdır. Ancak uyuşturucunun çok yakalanması Türkiye’yi “uyuşturucu kullanım merkezi” yapmaz.



    “DÜNYADA İNTİHARLAR VE TÜRKİYE”


    Dünyada her yıl 700.000 insan intihar nedeniyle hayatını kaybediyor.


    Günümüzde her 100.000 ölüm olayı başına düşen intihar sayısına bakıldığında Türkiye, hem OECD hem Avrupa ülkelerinin hayli altında seyrediyor. OECD ortalaması 10,25 iken Türkiye’de bu sayı 2,83’e kadar iniyor.

    Avrupa İstatistik Kurumu’nun (Eurostat) 2016 yılı verilerine göre Avrupa’da en düşük intihar oranı Türkiye’de. 


    100 bin kişiye düşen intihar sayılarına bakıldığında Türkiye 34 ülke içinde 2,6 ile son sırada yer alıyor. Türkiye’nin hemen üstünde 3,9 ile Kıbrıs ve 4,3 ile Yunanistan bulunuyor. Avrupa Birliği’ne üye 28 ülkenin ortalaması ise 10,3.


    Dünyanın en mutlu ülkeleri sıralamasında hep üstte gösterilen Finlandiya, intihar vakalarının en çok görüldüğü yerlerin başında geliyor. Refah seviyesinin iyi olduğu İskandinav ülkeleri de intihar vakaları oranının yüksekliğiyle dikkat çekiyor.



    Avrupa’da en yüksek intihar oranı ise 28,3 ile Litvanya’da. Bu ülkeyi Letonya (18,6) ve Slovenya (18,1) takip ediyor. 100 bin kişiye düşen intihar sayısı Macaristan’da 17,1; Fransa’da 13,2; Almanya’da 11,3 ve İngiltere’de 7,2 olmuş.


    Sadece Avrupa’da değil Japonya’da da intihar oranı Türkiye’den çok daha fazla durumda.


    2018'de ülkemizde 3 bin 161 kişi intihar etti. Bu da her gün 9 kişinin intihar ettiği anlamına geliyor. Buna rağmen Avrupa ülkeleri içinde en düşük intihar oranı Türkiye'de yaşanıyor. Varın Avrupa’yı siz düşünün!


    HÜLASA; Türkiye için “tecavüz, uyuşturucu, intihar ülkesi” diyen algı yöneticilerinin alnına bu rakamları yapıştırın. Utanırlar mı?


    Onların utanması falan umrumda değil, yeter ki kardeşim sen gerçekleri bil!


    Tüm bu rakamlar “her şey çok iyi” diye anlaşılmasın. Ülkemizde tecavüz, intihar, uyuşturucu kullanımında hedef bunları “sıfırlamak” olmalıdır. Her insan biriciktir ve insanca yaşamaya hakkı vardır.

    Biliyorum ki bu yazı üzerine birileri sanki kötülükleri “normalleştiriyorum gibi” algı yapacak. Amacım normalleştirme değil, birilerinin aksine sadece hakikati okumanızı istiyorum.


    .......................


    Yazının geri kalanı da nefis. Okumanızı tavsiye ederim.


    Türkiye uyuşturucu ölümleri, tecavüz ve intiharın en az olduğu ülkelerden - Hacı Yakışıklı - Köşe Yazıları - TV100








  • Çok önemli bir konu bu, Türk toplumunun varlık-yokluk meselesi, bunl ayatıp bunla kalkmak lazım . Bunla alakalı %100 tasdik ettiğim Alıntı bir yazı bırakayım buraya :


    'Biz çocukken/bizim zamanımızda' güzellemeleri yapmayacağım.


    Ancak Z kuşağının dünya tarihinin bugüne kadar gördüğü;


    En tembel, en çıtkırıldım, en şımarık, en bencil, en saygısız ve en psikolojik sorunlu nesli olmasının birinci nedeni sosyal medya ise -ki- öyle,


    İkinci nedeni de net olarak ebeveynlerdir.


    - 'Ben yaşamadım bu hayatı kızım/oğlum yaşasın' anneleri; çocuklarının şamaroğlanı/hizmetçisi oldu.


    - 'Benim babam çok disiplinliydi, hiç yüzü gülmezdi, ben öyle olmayacağım' babaları; çocukları tarafından zerre saygı duyulmayan figürler haline geldi.


    - 'Biz çok azar yedik, öğretmenlerimiz zamanında bizi çok hırpaladı, benim evladıma hiçbir öğretmen öte git dahi diyemez' baskısı; öğretmenleri öğrencilerin oyuncağı/maskotu yaptı.


    - 'Ben görmedim/sahip olamadım çocuğum en iyisine sahip olmalı' duygu durumu; neredeyse her istediğine ulaşabilen bu kuşağı değer bilmez/asalak yığınlar haline getirdi.


    - 'Özel alanı olmalı, özel hayatına saygı duymalı, odası/telefonu onun en özeli ve asla müdahale edilmemeli' serbestiyeti; çocukları (hayal dahi edilemeyecek) iğrenç ortamların zombileri ve kurbanları haline getirdi.


    - En önemli/tehlikeli grup ise:

    -- Öyle yaklaşma/söyleme tramva olur,

    -- Kıyafetine karışma bilinçaltında şu/bu oluşur,

    -- Hareketlerini kısıtlama ileri de şu sendroma yakalanır vs. ile yatıp kalkan yeni nesil 'travma' ebeveynleri,

    Açık ve net konuşuyorum 2040'lar Türkiye'sine tarihin en korkunç/yıkım neslini kendi elleriyle bile-göre yetiştiriyor.

    İşin en trajik tarafı ise, bundan en büyük zararı yine kendilerinin görecek olması.


    Tüm bunların üzerine eklenecek/konuşulacak çok şey var-dır fakat,

    Özgürlük, insan hakları, birey-sellik adı altında kendi toplumunu bu denli serbest bırakan her devlet,

    Eninde sonunda büyük bir çöküş ve yıkıma hızla sürüklenecektir.


    İnsanları hayvanlardan ayıran en belirgin çizgi; disiplin, kurallar ve eğitimdir.

    Sınırsız özgürlük, talep edilebilir bir hak olamaz ve her seçimin/tercihin de bir bedeli vardır.


    Son olarak:

    Devlet, alınması gereken önlemleri almamakla ne kadar sorumlu/suçlu ise,

    En ufak önlem alınmaya çalışıldığında buna 'özgürlükler kısıtlanıyor' adı altında karşı çıkıp ortalığı ayağa kaldıranlar (ki ülkenin sanat sepet takımı da dahil olmak üzere en az %40'ı bu) bir o kadar da sorumlu/suçludur.

  • Malum güruhun Ortadaki çürümeyi görmezden gelip Aklamaya çalıştıkları bir bu konu kalmıştı ona da çaba gösteriyorlar. Valla bravo.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • dolar 3 lira olmazsa nüfustan kayıt sildireceğim diyen porfavorun kaynağıda kendi gibi hacı yakışıklı. Bu hacı belçikanın yıllık enflasyonunu aylık diye yutturmaya çalışan kişi değil mi ? Yani verdiği rakamların kaynağı büyük ihtimal oturma organı

  • Hacı Yakışıklı dediğiniz adam bu :) Körler sağırlar birbirini ağırlar


    Türkiye'de şiddet, tecavüz vs...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 7-Quaresma -- 7 Ekim 2024; 11:18:22 >
  • En temeldeki, tayin edici sebep olarak Moderniteyi görmezsek daha çok ah edip vah ederiz, nesiller tükenip gider. 19ncü yüzyıl'ın nazariyesi pozitivist , hümanist ( insan merkezli ) dünya görüşü ile buraya kadar . Her konuda olduğu gibi Bu bize biraz geç sirayet etti 20nci yüzyıl ile birlikte , İnsan , Alem ve Tanrı tasavvurumuz radikal biçimde değişti. Laik, seküler , kutsaldan arındırılmış eğitim modeli liberal ekonomik politikalar ile birleşince ortaya bu manzara çıktı. Ak parti hükümetleri kalkınma , büyüme gibi kimsenin itiraz edemeyeceği mottolar ile 20 yıl gerçekten altyapısal olarak, fiziki olarak ülkeyi imar etti ama Maneviyat, insanlık , değerler gitti. Özgürlükçü , bencil, kimse bana karışmasın, istedğimi yapmakta hürüm tipi bir insan modeli ortaya çıktı . Bu sonucu öngöremeliydiler . Gelir dağılımındaki adaletsizlik, enflasyondaki devasa artışlar, global hadiseler( pandemi, savaş, soykırım ve işgaller ) Sosyal medyanın hızlı yaygınlaşması ile kendini başkalrı ile kıyas ve kendini ispat etme hevesi bizi insanlıktan çıkardı.


    Başımıza çok büyük bir bela gelmeden ıslah olacağımız noktaya geçmeden umarım akıllanırız demek istiyorum ama umutsuzum..





  • Cinayet sayılarında ki düşüş.

    Hala çok fazla ama 5-6 yıl öncesine nazaran büyük iyileşme var.

    2023'de 800 civarı cinayet olmuş.



    Türkiye'de şiddet, tecavüz vs...
  • Timsah-16 kullanıcısına yanıt

    Çok şükür 15 yıl öncesine yetişebilmişiz(!)


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Hacı Yakışıklı ve Fondaş medya ifadesini görünce mesaj tüm ciddiyetini kaybetti benim için.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çok önemli bir konu bu, Türk toplumunun varlık-yokluk meselesi, bunl ayatıp bunla kalkmak lazım . Bunla alakalı %100 tasdik ettiğim Alıntı bir yazı bırakayım buraya :


    'Biz çocukken/bizim zamanımızda' güzellemeleri yapmayacağım.


    Ancak Z kuşağının dünya tarihinin bugüne kadar gördüğü;


    En tembel, en çıtkırıldım, en şımarık, en bencil, en saygısız ve en psikolojik sorunlu nesli olmasının birinci nedeni sosyal medya ise -ki- öyle,


    İkinci nedeni de net olarak ebeveynlerdir.


    - 'Ben yaşamadım bu hayatı kızım/oğlum yaşasın' anneleri; çocuklarının şamaroğlanı/hizmetçisi oldu.


    - 'Benim babam çok disiplinliydi, hiç yüzü gülmezdi, ben öyle olmayacağım' babaları; çocukları tarafından zerre saygı duyulmayan figürler haline geldi.


    - 'Biz çok azar yedik, öğretmenlerimiz zamanında bizi çok hırpaladı, benim evladıma hiçbir öğretmen öte git dahi diyemez' baskısı; öğretmenleri öğrencilerin oyuncağı/maskotu yaptı.


    - 'Ben görmedim/sahip olamadım çocuğum en iyisine sahip olmalı' duygu durumu; neredeyse her istediğine ulaşabilen bu kuşağı değer bilmez/asalak yığınlar haline getirdi.


    - 'Özel alanı olmalı, özel hayatına saygı duymalı, odası/telefonu onun en özeli ve asla müdahale edilmemeli' serbestiyeti; çocukları (hayal dahi edilemeyecek) iğrenç ortamların zombileri ve kurbanları haline getirdi.


    - En önemli/tehlikeli grup ise:

    -- Öyle yaklaşma/söyleme tramva olur,

    -- Kıyafetine karışma bilinçaltında şu/bu oluşur,

    -- Hareketlerini kısıtlama ileri de şu sendroma yakalanır vs. ile yatıp kalkan yeni nesil 'travma' ebeveynleri,

    Açık ve net konuşuyorum 2040'lar Türkiye'sine tarihin en korkunç/yıkım neslini kendi elleriyle bile-göre yetiştiriyor.

    İşin en trajik tarafı ise, bundan en büyük zararı yine kendilerinin görecek olması.


    Tüm bunların üzerine eklenecek/konuşulacak çok şey var-dır fakat,

    Özgürlük, insan hakları, birey-sellik adı altında kendi toplumunu bu denli serbest bırakan her devlet,

    Eninde sonunda büyük bir çöküş ve yıkıma hızla sürüklenecektir.


    İnsanları hayvanlardan ayıran en belirgin çizgi; disiplin, kurallar ve eğitimdir.

    Sınırsız özgürlük, talep edilebilir bir hak olamaz ve her seçimin/tercihin de bir bedeli vardır.


    Son olarak:

    Devlet, alınması gereken önlemleri almamakla ne kadar sorumlu/suçlu ise,

    En ufak önlem alınmaya çalışıldığında buna 'özgürlükler kısıtlanıyor' adı altında karşı çıkıp ortalığı ayağa kaldıranlar (ki ülkenin sanat sepet takımı da dahil olmak üzere en az %40'ı bu) bir o kadar da sorumlu/suçludur.





  • Bu yazıyı 2.500'e kitap kitleyen bile yazsa bu kafalar onu da linçler. Boşuna böyle konular açmayın.

  • Bunun suçunu da muhaliflere yıkın oh ya ne güzel dünya, herkes suçlu herkes kötü bi sizin akapeniz bembeyaz. Ne yapıyor akapeniz bu konuda?

    Araplara yürüyüş, llgtb karşı yürüyüş, elin terörist başına yürüyüş düzenleyeceğinize bir gün kendi insanınız için yürüdünüz mü? Çözüm öneriniz de kim bilir discord, telegram vs ne varsa kısıtlama getirmektir. Bu pisliği halının altına süpürmekten başka bir işe yaramaz. Sanki başka platform bulunamayacak. Yasakçı bir zihniyetle hiçbir yere varamayacağınızı hala anlamadınız.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • OPTİMİST kullanıcısına yanıt

    Doğru noktalara temas etmiş, güzel bir yazı.

    Biz çocukerkil bir toplum olduk. Zengininden fakirine, profesöründen ilkokul terkine kadar herkes çocuğuna esir olmuş durumda. Her çocuk prens-prenses gibi yetişiyor.

    Saygı yok, terbiye yok, tamamen bencil, kendisinden başkası umurunda olmayan ve de herhangi bir değer yargısı taşımayan bir nesil geliyor. Bu neslin çocuklarının ne olacağını düşünemiyorum. O zaman sanırım ortada aile vs kalmayacak.

    Benim kuşak biraz fazla baskı gördü, sıkıldı. Bunun yansımalarını yaşadıkça ve de başka toplumları tanıdıkça gördüm. Çocuklar biraz daha özgür düşünebilir, sorgulayabilir, içlerindeki yaratıcılığı, potansiyeli açığa çıkarabilirdi ama maalesef yöntemimiz pek doğru olmadı. Herşeyi kendi bulsun, kesfetsin dedik ama tamamen kopardık. Çoğunda ne tarih, ne millet bilinci, ne inanç... hiçbirşey yok. Uzay boşluğunda yörüngeden çıkmış cisim gibiler.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • O saydığın ülkelerin kaçında tecavüzcü, tacizci, suçlu önce serbest bırakılıp sosyal medyada tepki gördükten sonra tekrar tutuklanıyor? Kaçında adalet sosyal medyadan sağlanıyor?

    Kaçında mağdurlar elalem ne der baskısıyla sessiz kalmak zorunda kalıyor?

    İnternetten sayı almak kolay o ülkelerin kaçında mağdura o saatte orada ne işi varmış, nasıl giyinmiş gibi saçma sapan baskılar yapılıyor? Elalem ne der sonra diye şikayetten vazgeçiyorlar veya vazgeçtiriyorlar? Narin Güran'ın köyünde 15 çocuk ölümü olayı olmuş örtbas edilmiş. O saydığın ülkelerin kaçında böyle olaylar var?

    Suç oranının, kadına şiddetin en düşük olduğu illerimiz emniyete başvurunun ve eğitimin en düşük olduğu illerimiz olduğunu bilmiyormuş gibi burada algı yapıyorsunuz.

    Bazen gerçekten merak ediyorum bunca algı oyunundan sonra akşamları kafanızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyabiliyor musunuz?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ozturk.b -- 7 Ekim 2024; 14:9:5 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Boş muhabbete gerek yok.

    Bu rakamlar yalan diyenler kaynak vererek doğrusunu göstersin. Kişisel saldırılarla veya alakasız nefret söylemleriyle konuyu sulandırmayalım.

  • Navi kullanıcısına yanıt

    Tam da küreselcilerin istediği tipte bir canlı tipi. İnsan diyemiyorum çünkü o daha yüce ve ideal bir varlık seviyesi.

  • Timsah-16 kullanıcısına yanıt

    Narin'in köyünde öldürülen 15 kişinin adli kaydı yok. Bunlar gibi kaç tane cinayet vardır.

  • En tembel dediğiniz nesil:


    -Teknofest gibi mecralarda irtifalı roketler yapmalarından dolayı mı

    -Üniversite sınavlarında tarihte hiç görülmemiş rekabetin olmasından dolayı mı

    -Teknolojik okur-yazarlığın eski nesillere göre tepe yapmalarından dolayı mı

    -Yabancı dil bilgisinin eski nesillere göre tepe yapmalarından dolayı mı

    -Yabancı ülke üniversitelerine kabullerde eski nesillere göre tepe yapmaları dolayısıyla mı bu lafları hak ediyor?


    Çocuklar psikolojik olarak baskıya maruz kalmadı diye yarım nesil olacak değil.


    Türkiye'de şiddet, tecavüz vs...

    Sokrates'e kadar uzanan bir adet olduğunu görebiliriz çocuklara laf atmanın. Çocuklar kötüye gidiyor dediğiniz yerde üniversite sınavları, üniversite eğitimleri zorlaşmasına rağmen ortalama puanların arttığını görebiliyoruz. Şu yeni nesle gerontokratik bakış açısıyla bakmayı bırakmak gerek. Sonra neden "yeni nesille iletişim problemi yaşıyoruz" oluyor.





  • Bu raporlar ne kadar doğru? Hadi %100 doğru veya %99 doğru diyelim bu tüm dünya ülkeleri için utanç tablosudur. Türkiye de resmi ihbarlar yapılmayan kaç katı kadar bu tür olay oluyor haberiniz var mı? Ben söyleyeyim muhtemelen en az 10 katı kadar taciz durumu vardır resmi rakamların üstüne x10 yapın en azından. Bu devletlere düşen en büyük görev halkın refahını sosyal adaletini ve güvenliğini sağlamak devletlerin görevi. Sadece savaş olarak düşünmeyin güvenlik derken taciz cinayet vs gibi olaylar da dahil. Bir çok ülke devleti sınıfta kalıyor bu tür konularda. Raporlar ortada.

  • Katil şerefsizin babasının paylaşımı .


    şaşırdık mı? Yine aynı tipler.




    Türkiye'de şiddet, tecavüz vs...
  • Türkiyedeki resmi rakamlara kim inanır ki? 40 kanalın canlı yayınladığı Narin cinayetinde bile katil kim devlet bulamadı 100lerce aile içi cinayeti- tecavüzü intihar yada kayıp diye geciştiren bir ülkeden bahsediyoruz

    Diğer ülkelerden bana ne? Yaşamadığım içinde bilmiyorum ama Türkiye'de hapishaneler dolu olduğu ve bu yüzden 5-10 yılda bir kısmi af geldiği ortada ..Rusya'dan sonra en çok mahkum Türkiye'de deniliyor . Türkiye'de bir kadın tacize -tecavüze ugrayacakta şikayet edilecek .Komşum olan bir kız da tecavüze uğradı şikayet etmedi üstelik bekaretini de kaybetti muhtemelen. Türkiye'de bir çok ünlü şarkıcı da tecavüze uğradığını 20-30 yıl sonra hep söylüyor ama o dönem basvurmuyor bile çünkü o süreç daha fazla yıpratıyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 7 Ekim 2024; 23:4:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.