Şimdi Ara

Türkiye'deki fitnelerin bir kısmı : unutmadımaklımda, aklım hala yapamadıklarımda...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
1
Favori
275
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Maalesef türlü sinsilikler var ve malum ki; hep en sessiz sedasız masum insanlar en güçsüzce bekleyen olduklarından, onlar en ağır darbeyi alır...


    Bir ermeni gelmiş havaalanında onlarca kişiyi öldürmüş. Ne yaptın diye üzerine gidilince "az bile yaptım ya siz neler yaptınız" tipi kendisine ezberletilen uydurma bilgilerle hınç için saldırganlığını itiraf etmiş. Acaiptir ki, masum onlarca kişiyi öldüren bu kişi, başkaca birileri tarafından savunulup ismi yaşatılmaya çalışılıyor... Akıl alır gibi değil. Türklere yapılan zulm tam tersi sanki Türkler yaptı gibi ezberletilmiş ve yurtdışından gelen birisi sessiz sedasız, kim olduklarını bile bilmediği onlarca kişiyi katletmiş....


    Memleketimizde daha neler oldu konuşsak mı ?


    alevilere yönelik katliam diye bahsedilen birçok olay mevzu oluyor. Ama olaylar asla t-objektifçe verilmiyor. Hep alevilerin ağzından ve katliama uğradıkları şeklinde ortaya atılıyor. DÜnyanın en merhametli Türk milleti mi katliam yapacak ? İnandınız mı ?


    - Maraş Olaylarında alevilerden birisi; sopalı vb gelen kalabalığın bir arkadaşlarının "marifetiyle" engellendiğini anlatıyor. Tek kişi nasıl bir marifet gösterebilir ? BUradan alevilerin devamlı silahlı-ölümlü sol eylemlerle beraber anılmaları akla gelmeli midir ? Halkın eli sopalı olarak alevilere hesap sormaya geldiğini anlatıyor aleviler. Hep zulme uğradıklarını vurgulayarak. İyi ama sebep neydi ? Sebepsiz mi geldiler ? Öyleyse neden o gün o saat ? Yaptığı herşeyi gizleyen bir sinsilik mevzu olamaz mı ?


    - Sİvas olaylarında yine kalabalık kitleyi "tekbir" kelimesini yobazlıkla eşanlamlı gibi konuşarak, kendilerini yakmakla itham ediyorlar. İddia ettikleri büyük kalabalık sayısı kadar yamyam mı yaşıyor Sivas'ta ??? Madem hepsi yakmak için gitti oraya da; yangın neden aniden birisinin ateşlemesi ile başladı da diğerlerinde yanıcı hiçbirşey yoktu ? Kendileri ne kışkırtıcılıklar yapmıştı da böyle oldu ? Kendi yaptıkları ölümlü eylemlerle iftihar eden felsefelerin yoldaşları nasıl oluyor da başkasını ithama kalkışıyor ? Kalabalık öyledir ki; kendi kendini bile ezebilir bilinçsizlikten bu halde herhangi birisinin hatası neden her birisine katillik diye itham ediliyor ? Hem de o kadar çok molotoflu yangın çıkaran eylemler yaparlarken ?


    - Çorum olayları da pek aklımda değil, yazan olursa konuşuruz.


    - Gazi mahallesi.... alevilerden birisi vuruluyor ve hepsi ayaklanıp karakola saldırıya geçiyor. BU ne iştir ??? Vuranı katili bulmak yerine kimsenin yanından geçmeye cesaret edemediği karakol basmaya kalkışmak ? Bulunamazsa bulunamaz, ne kadar çok fail-i meçhul var, bunların vaziyet ne iş ? AYrıca vurulan yerde alevi sol örgütlerinin -pkknın kimi yerlerde yaptığı gibi- kimlik kontrolü ile insanları sorguladığı mevzu. Neden herşey bahane oluyor ?


    Dikkat edin Türk birliğine karşı eylemleri hedef almaya kalkışan en ufak bir söylem "halkı kin ve nefrete sürüklemek" adı altında anında en ağır biçimde bastırılıp susturulurken, diğer taraf ise o biçim özgür. Toplanıp "hınç" tüccarlığı yapabiliyorlar her türlü suç muhabbetini ve saldırganlığını yapabiliyorlar.


    Hepsinin ortak noktası "ezilmiş" olma ithamı. Ya gerçek değilse bu ??? Hem de mazide kalmış ezilme ithamı bugünkü kışkırtmalara nasıl sebep sayılabilir ?? Kendi aralarında hiçbir fikir birliği ve hatta ortak bir tanımları bile yokken, bu hınç ve kinin sebebi nedir ? Her an saldırmaya hazır tetikteki hayatın ??? Hazret i Ali a.s. ile de yakınlıkları akla yatmıyorken, devamlı zatının sanki ezildiğini iddia etmelerinin sebebi ?


    İşin içinde başka işler olabilir mi ? Her gördüğü sakallı sarıklıya "ışidçi" terörist" diye saldıran bu felsefenin ? Bulundukları her yerde örgütlü olarak ellerindeki yetkiyi nereye kullanacağı belli olmayan bu felsefenin ? Devamlı kendini metheden bu felsefenin ? Var olan bir kitleyi devamlı kendi ellerinde tutabilmek için, mazide ve bugün fitne çıkaran birileri var olabilir mi ? amerikanın kendi binalarına uçak çarptırıp başkasını suçlayıp ezik ayağına yattığı iddiası gibi.


    Başka başka bişiler devamlı olarak benzetme yoluyla kamufle olarak farklı sorunlar çıkarılarak dile getiriliyor olabilir mi ? Örneğin insanlarla olan uyuşmazlıklarını; Hz. Hüseyin'in katlini bahane ederek kendilerini ona benzetip aynı katliama maruz kalıyormuş gibi gösterme çabası olabilir mi ? Daha nice olaylar olmuştur. Hz. Hüseyin bugün bilinmiyor olsaydı belki başkası özne edilirdi. Hatta Ali Hasan Hüseyin isimleri dost yerine düşman seçilip, Ömer Osman Yezid dost sayılabilirdi de ? Hani maksat başka olduktan sonra ?


    Mazideki olayları biz nereden bilelim ? Neden efsaneleştirilip fitne sebebi sayılıyor ? Cinayetler neden hep bizim üstümüze kalıyor ? Ya tam tersiyse ??

    İnanacağımız en temel esas: ilk kurşunu bizim atmadığımızdır !








  • Malum alevi, kürt, roman, gayrimüslim vs kapsayan açılımlar döneminin başladığı zamanlar bu ülkede bi şekilde geç de olsa taşlar yerine oturacak, kalıcı çoğulcu toplumsal barış sağlanacak diye ümitlenmiştim. Geçen yıllar içinde anladım ki bu ülkede hiçbi şey düzelmez, birlikte yaşama kültürü Avrupa'daki gibi gelişmez çünkü bu ülkede öyle topluluklar var ki sürekli kavgadan beslenecek kadar cehalet bataklığında. O bataklıktan çıkmamak için de direniyor. E bu topraklarda istikrar ve barış işine gelmeyen, çıkarlarına ters düşen emperyalistler de bu durumu çok güzel kullanıyor. Ufak bi kıvılcım yakıp çekiliyorlar kenara, artık o kıvılcımın sebep olduğu hizipçilik, kincilik nesilden nesile bir dava gibi aktarılıyor.

    Mesela Madımak olayı, açıkça şaibeli provokatif bir olay. İşin kutuplaşmadan, kaostan beslenenlerin tezgahı olduğu açık. Ama 2024 yılında sırf müslüman olduğu için birileri çıkıp "siz Madımak'ta aydınlarımızı yaktınız" gibi saçma sapan şekillerde insanlara sallayabiliyor. Salladıkları insanların çoğunun "madımak neresi lan" dediğine eminim.

    Veya çıkıyor "siz Kerbelada şunu yaptınız, siz Yezidin torunusunuz" vs saydırıyor. Yani sen onlardan değilsen otomatik bu "siz" kategorisine dahil ediyorlar. Bir Müslüman Türk olarak Yezid diye birinin varlığından haberim bile yoktu. Bunların bu saydırmalarından duya duya öğrendim mesela. Garip bi topluluk. Türkiye solunun sloganlarını tamamen bu kitle belirliyor. Hem Kemalist solda, hem apoist solda etkinler. Suriye de bu zihniyetteki radikallerin, kendilerinden olmayanlara on yıllarca yaptıkları düşmanlıkları, baskıları yüzünden bu hale geldi. Birikti birikti patladı, yetmedi sınır komşusu olmaktan olay bize de mecruben sıçradı. Lafa gelince de "halkların kardeşliği" sloganı atarlar. Ama o kardeşlik sadece onların istediği gibi olursan geçerli.

    Bu ülkenin insanları "biz birlikte yaşamak zorunda olduğumuz insanlarla, oturup diyalog kurup ortak paydada anlaşmak yerine niye kavga ediyoruz" diye sorgulamadığı sürece bu ülkede ne kalıcı huzur, ne kalıcı refah olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yezid;'in torunun da adı Yezidmiş ve halife iken Cuma hutbesinde "atalarım ehlibeyte zulmetti" deyip mazideki hatalarından bahsetmiş. Hutbe ardından "aklını yitirdi" ithamı ile halifelikten uzaklaştırılmış. Bi yerlerde yazıyordu. Hani hatadan dönmek kolay değildir. Hata olduysa da, hatasız niceleri vardır...


    Ayrıca hatalı taraflar birbirlerinden ayrı mıydı ki ?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi karafetva -- 21 Temmuz 2024; 8:15:58 >
  • Hayatın bana öğrettiği gerçek. Kimse masum değil. Hayat da siyah beyaz değil.
    Subjektiflikten şikayet eden yazı da biraz objektiflikten ve empatiden uzak geldi bana. Biz dünyanın en merhametli milleti değiliz, kızmayın ama. En merhametli olsak hayatta kalamazdık zaten. Gereken ya da gerektiğini düşündüğümüz şeyleri yapmışız geçmişte.
    Tüm evren bize karşı gibi davranmaktan vazgeçip bizim de yanlışlarımız olabileceğini düşünelim. Karşı tarafa da düşündürelim. Madımak, Maraş olayları bu kadar basit ve masum değil. 6-7 Eylül olayları gibi. Tamam birileri oyun oynadı, kışkırttı vs ama toplum da oyuna geldi sonuçta. Bunu da sorgulamak lazım.
    Trafikte adam elinde sopayla kadının arabasının aynasını kırıyor, insanların yarısı "acaba kadın kimbilir ne yaptı da, adam o hale geldi?" diyor. Adamın o psikopatlığına gerekçe olabileceğini düşünüyor. Bu mantıkla madımak için de diğer olaylar için de gerekçeler bulabilir ve masumu oynayabiliriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Navi kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    Tüm evren bize karşı gibi davranmaktan vazgeçip 

    gerçekten öyle değil mi ??? Tüm huzurumuzu bozan düşmanların ağır baskısı değil mi ?

    Alıntı

    metni:
    Trafikte adam elinde sopayla kadının arabasının aynasını kırıyor, insanların yarısı "acaba kadın kimbilir ne yaptı da, adam o hale geldi?" diyor

    Sadece bu bilgiye göre kimse saldırganı haklı bulmaz !!! Trafikte saldırmaya hazır birçokları var zaten. Maalesef düzen de insanı geriyor, masumken cezayı bastığından o anda ne yaparsa kar gibi gösterebiliyor.

    Diğer taraftan birçok kadın erkeği sömürdüğünden ve erkeklere çok ağır haksızlıklar organize olarak yapıldığından genel olarak kadın tarafında da soru işaretleri olabilir. BUnlar alelade konuşulabilir ama trafik sorunu yüzünden bir kadına saldırılmasını hiç ama hiç kimse kabullenemez !

    Alıntı

    metni:
     Madımak, Maraş olayları bu kadar basit ve masum değil. 6-7 Eylül olayları gibi. Tamam birileri oyun oynadı, kışkırttı vs ama toplum da oyuna geldi sonuçta. 

    sorgulayalım ? Hatamız eksiğimiz ne ise fark edelim???

    Bir iddia etrafında toplananlar, o iddiada yer alan tüm sorunları da kabullenmiş sayılıyor. İŞlenen suçları vb. BU sebeple ağır gerginlik var. Her ne kadar iyi reklamları yapılsa da kimi fikirlerin, halk bazı şeylerin farkında.... Diğer taraftan çok özel ve tüm insanlar için derin sahiplenmeye muhatap değerler var. Bunlara saldırmanın cezası ağır değil midir ?





  • @Navi

    Alıntı

    metni:
    Subjektiflikten şikayet eden yazı da biraz objektiflikten....gerekçeler

    Hukukçu muyuz ? AÇtığım hukuk konuları var, bakabilirsin.

  • karafetva K kullanıcısına yanıt

    Çocukluğumdan beri bu anlayışın bize yerleştirildiğini görüyorum. "Düşmanlarım mert değil hepsi de namert, Türke Türkten başka yoktur dost diyen", diye şarkı bile var. Bir milli maç olur, ya da takımlarımızın avrupa kupası müsabakası, maçı anlatan spikerden, izleyen taraftara kadar herkeste hakeme karşı bir ön yargı olur. En basit aleyhimize kararda herkes zıplar.

    Yesilcam tarih filmlerini hatırlayın. Bütün düşman askerleri sadist, psikopat, ruh hastası, işkenceden zevk alan tipler. Bir tane normal yok.

    "Dış güçler ve yerli işbirlikçiler" ifadesini bilirsin. Ben de çok yerli işbirlikçi oldum.  

    Ekonomide bile kendi hatalarımızı dış güçlere yıkarız.

    Yunan sanatçı konusunda da değindim, bunları biraz aşmamız lazım. Tamam salak olmayalım ama paranoyak da olmaya gerek yok.

    Sürekli dış tehdit anlayışı bizim kendi muhasebemizi yapmamıza, sorgulamamıza, hatalarımızı görmemize engel oluyor. Gelişemiyoruz.


    Trafik örneğini toplumun kolay gaza gelmesini göstermesi açısından verdim. Eğer ters, arzu edilmeyen bir durum olursa galeyana gelmenin doğal görülmesi gibi. Çoğunluk kadının ters birşeyler yaparak adamı o hale getirdiğini düşünüyor. Kadın başta hatalı olsa bile adamın o hale gelmemesi gerektiğini anlamıyor. 6-7 Eylül, Madımak, Maraş olayları da işte bu anlayışın sonuçları.

    Bizde herkes olayları kendi perspektifinden değerlendiriyor. Mesajımda belirttiğim gibi kimse %100 masum değil. Ama herkes karşının yanlışına odaklanıyor. Aziz Nesin'in "ne sözlerinin içeriğini" ne de "o sözleri uluorta ifade etmesini" doğru bulmuyorum. İnanmamak özgürlüktür ama başkalarının inancı hakkında rencide edici ifadeler kullanmak özgürlük kapsamında değildir. Bunun hukuken yaptırımı olmalıdır. Ama bunu halk yapamaz, cezayı halk kesemez.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • karafetva K kullanıcısına yanıt

    Değilim ama biraz ilgim ve bilgim var. Bakarım


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Navi kullanıcısına yanıt

    Farklı düşünüyoruz ve gerçekler de farklı. Ama sorgulayalım.

    Madımak otelinin sahibi bir cenazede etrafındakilere birşey demiş ve bizzat şahidi anlattı.

    Otelinde yangın çıkmadan hemen 1 gün öncesinde otelini sigortalatmış.... Kendi itirafı........


    Yangından birkaç gün öncesinde misafirleri gelmiştir ve kızışmalar da yangın öncesi az çok başlamış. Yani sigorta işi misafirler geldikten ve kızışmalardan sonra hemen yangının 1 gün evvelindeyse..... Çok karışık!!! Yok 1 gün öncesinde tabiri misafirler gelmeden 1 gün önce yani yangından belki 1 hafta önce demekse başka. Ama yine de garip...

  • karafetva K kullanıcısına yanıt

    Bu olayı şimdi duyuyorum. Üzerine düşünelim. Ya otel sahibi çok öngörülü bir insandı. Buraya bir sürü insan gelecek, olaylar çıkma ihtimali var. Birileri gelir cam çerçeve indirir, bari önceden oteli sigortalayalım dedi. Veya bazı duyumlar aldı, provokasyonlara ilişkin ve sigorta yaptırdı. İkincisi olsun, ben madımak olayının simultane geliştiğini düşünmüyorum, o kalabalık içinde olayları yönlendiren mutlaka birileri vardı. Ama bu benim yukarıda açıkladığım düşüncemi çürüten birşey değil. Toplum kolay galeyana geliyor. Otel yanarken içeride birileri kaldı mı? kurtarmak gerekebilir diye düşünmek yerine tekbir getirerek yangını seyreden bir kalabalık vardı. Bu bir hakikat.

    Mesela siz çok kızdığınız biri de olsa yanmasını seyreder misiniz? Ben yapamam.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Navi kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    kurtarmak gerekebilir diye düşünmek yerine tekbir getirerek yangını seyreden bir kalabalık vardı. Bu bir hakikat.

    Hiç zannetmiyorum... Yanan bi insanın acısını nasıl seyretsin diğerleri ???

    İçerdekilerin duman zehirlenmesinden öldüğü bilgisi var, yanıp kurtulan birisi zeminde yanıyor. ANlaşılan yangın sadece zeminde etkili oluyor ve içerdekiler kaçış yeri olan zeminden uzaklaşıyor dumana maruz kalıyor belki zemine atak yapanlar da kurtulmaya yaklaşıyor. Tüm bunların dışarıdan fark edilmesi imkansız...


    Ama tabii ki iş yangına dönünce söndürmeleri lazım. Burada düşünülmesi gereken birşeyler var. İşler malum hep tersine gider. Tam da toplanan kalabalığın iddiası bitip de yangını durdurmak üzere tavır değiştirdiği yani sloganların bittiği bir anda o ana kadar müdahale edemeyen polis asker vb,'in bu kitleyi dağıtmış olması ihtimaldir. Kavga heyecanına engel olmak çok zordur, hele ki itibarlı kalmak isteyen kolluk gücü için. Arada perişan olabilirler. Ama o atak durup da, vicdan başladığı anda, kendi benliklerini hakim kılmak için bu kitleyi dağıtmış olabilirler.


    Halbu ki; YANGIN VAR ! Dağılma değil su toplama saati !!!


    Hiç konuşulmadığını düşündüğüm bir nokta. Kalabalık su toplayabilecekken dağıtıldı mı ?





  • Navi kullanıcısına yanıt

    Aslında olayın temelindeki en büyük sorun, suçu ve suçluyu hedef almak yerine, o suçlu üzerinden genellemeler yapıp geniş kitleleri hedef almak. Suçu işleyen kişinin dini, etnik herhangi bir aidiyeti üzerinden. Böyle bi cehalet bizim toplumdaki en büyük hastalık. Tam bir cahiliye dönemi ilkelliği. Suç işleyen şahıs organize, hiyerarşik bir örgüte bağlı değilse, hiç kimse bir başkasının suçundan, hatasından sorumlu olamaz. İslam'a göre de böyledir. Türkler, Kürtler, Aleviler, Suriyeliler, Avrupalılar, Ruslar vs böyle genellemeler cehaletin en büyük belirtisidir.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sonic.Storm kullanıcısına yanıt

    Zaten genelleme bizim kronik rahatsızlığımız. Suçun bireyselliği ilkesini anlamıyor çoğu insan. Ya da karşı olduğu düşünceye sahip bir şahsın cürümünü, onun ideolojisine yıkarak bir nevi üstünlük sağlamak istiyor.

    Bunu her kesim hem yaşıyor hem de yapıyor. Dindara dinci, laike dinsiz, milliyetciye ırkçı faşist, sosyaliste komünist diyoruz. Bir hocanın yaptığı yüz kızartıcı eylemi genel olarak dindarlara mal ediyoruz. Benzerini laikliği benimsemiş insanlara da yapıyoruz. Mesela ben Suriyeli mültecilere karşıyım diyorum, burada bazı arkadaşlar benim kalbimi okuyup, aslında islama ve müslümanlara karşı olduğum sonucuna varıyorlar.

    Örnekler bol.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.