Şimdi Ara

TÜRKİYE NEDEN YERLİ OTOMOBİL ÜRETEMİYOR ? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
103
Cevap
4
Favori
15.134
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Eğer hakikaten üstüne düşülüp düşünüp taşınıp ciddi bir şekilde devlet desteği ve gerekli yapıcı unsurlar sağlanacaksa ben hazırım. Aracımı ve diğer taşıtımi hemen satıp yerli bir otomobil alırım. Hatta ilk alanlardan olurum.Almanin kapisinda bekleyene kadar TC'nin kapisini beklerim.Yani yurdum icin insanim için ne gerekiyorsa elimden geleni sonuna kadar yapmaya hazırım. Isye bu tarz insanlar çoğunluğu oluşturursa bu iş olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çok basit bu forumda da baya seveni olan Koç ailesi Sabancı ailesi ve böyle birkaç millet düşmanı birkaç aile daha istemiyor ve engelliyorlar. Devrim filminde o iş çeviren bir adam vardı işte o bu yahudi ve Amerika lobisi Güdümlü bizim sözde iş adamları. Bu kadar basit. Yapamayacağımızdan değil yani.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tranz -- 5 Nisan 2014; 2:24:09 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tarals40

    Sene 2005, Türkiye ile alakası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor..

    * Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    * Sonra onlara arabalarımızı satarız
    * sonra bankalarını satın alırız
    * o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    * Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..
    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!
    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir....

    John PERKINS

    Alıntıdır..



    BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI - John PERKINS




    Araştırın, Okuyun, Uyanın, Uyarın..








    Türkiye de yapılan duble ve diğer yolları buna yoruyor san, sen bu kafayla biryol alamazsın. Git kendin öğren ondan sonra milleti aydınlatmaya bak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tarals40

    Sene 2005, Türkiye ile alakası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor..

    * Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    * Sonra onlara arabalarımızı satarız
    * sonra bankalarını satın alırız
    * o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    * Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..
    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!
    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir....

    John PERKINS

    Alıntıdır..



    BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI - John PERKINS




    Araştırın, Okuyun, Uyanın, Uyarın..








    kitabın pdfsi var mı acaba ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Otomotiv lobisi istemiyordur. Zaten uçak fabrikalarını da uçak lobisi kapattırmıştı.

    İşte bunlar hep lobi...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sen milletin 1700'de yaptığı sanayi devrimini 2000li yıllarda bile yapamazsan üretemezsin tabi.

    Övündüğümüz tüm mega projeler yabancı yapımı.

    Sadece ameleliğini biz yapıyoruz.
  • Ne üretebiliyor ki

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tranz


    quote:

    Orijinalden alıntı: tarals40

    Sene 2005, Türkiye ile alakası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor..

    * Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    * Sonra onlara arabalarımızı satarız
    * sonra bankalarını satın alırız
    * o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    * Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..
    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!
    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir....

    John PERKINS

    Alıntıdır..



    BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI - John PERKINS




    Araştırın, Okuyun, Uyanın, Uyarın..








    Türkiye de yapılan duble ve diğer yolları buna yoruyor san, sen bu kafayla biryol alamazsın. Git kendin öğren ondan sonra milleti aydınlatmaya bak.

    sensin tek doğru düşünceye sahip sen duble yolunda devam et.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Basit bir örnek, bu olay gibi yüzlerce var bilmediğimiz duymadığımız.

    http://www.kutsalkitaplar.net/index.php/site-ds-kaynaklar-3/aciklanmayanlar/gercek-olabilirmi/22627-uyuyan-tuerk-milleti

    Bakıyorumda biz tembeliz cahilizciler gelmiş konuya .


    RTE'nin dediği gibi paralel devlet.




  • Zamanında kapatılmasaydı fabrikalar şuan yerli araç olabilirdi. Ama şu saatten sonra zor.

    Üretim maliyeti, pazar payı, kalifiye eleman, kalite, fiyat, performans, marka, teknoloji, güvenlik. Bunları yapmak çok zor. Ürettirmiyorlar falan değil. Zaten karlı bir iş olsa yapılır. Arkadaşlarında bahsettiği gibi bir marka satın alınsa ancak başarılı olur. Mesela Volvo olsaydı şahane olurdu.
  • bence suan türkiyede cok fazla çıkan bor madeniyle çalısan bir araba üretilmeli hem dünyada bir ilk hemde yakıt problemi olmaz





    tabiki bir hayal
  • Koçların sabancıların hükümetle arası iyi değil. Hükünet onların üretmesini zaten istemiyor. Bir ara Sanayi Bakanlığı ile Karsan yerli araç üretimi konusunda görüşmeler yapıyordu. Ama gezi olaylarından sonra Karsan da kara listeye girdi. Karsan bir ara Amerika Newyork da ticari taksi üretim ihalesine girmişti, elinde prototip de vardı. Ama ihaleyi kazanamamıştı. Jet Fadıl ın da imza sı vardı. Fatih altaylı sen bu arabayı üret ben eşşekler gibi anıracam demişti. Altaylı o zamanın güçlü erklerin gazetecisiydi. Netice de ona da ürettirmediler. Almanya da Hitler halk şöyle bir arabaya doysun diye ttosbağayı, aynı amaçla Mussolini de topera ları ürettirmişti. Yani biraz da istemek gerekiyor. İstemiyorsan ürettirmezsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bizim millette bireyselcilik ağır basıyor, organize olamıyoruz, disiplinli değiliz, kolay vazgeçebiliyoruz, sorumluluk alma duygumuz yeterli değil, işimizi profesyonel (işinde iyi) bir bilinçle yapmıyoruz... 5 yıldır mühendislik yapıyorum, otomotivde ve havacılık sektöründe çalıştım, gördüğüm temel sorunlar bunlar. Onun bunun engellemesi değil bence, biz kendimi engelliyoruz. Şuan çalıştığım yerde Türkiye'de ilk defa yapılan bir havacılık ürününü yapıyoruz (muhteşem bir iş sanmayın ama ilk defa girişimde bulunulmuş pahallı bir ürün), dışarıdan güzel hoş gözüküyoruz ama verimsiz ve düzensiziz. Zor olan araba, uçak yapmak değil, insanlar ile uğraşmak.
  • Lozandaki gizli antlaşmalardan kaynaklanıyor olabilir bütün bunlar...
  • ......

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: empathist

    Bizim millette bireyselcilik ağır basıyor, organize olamıyoruz, disiplinli değiliz, kolay vazgeçebiliyoruz, sorumluluk alma duygumuz yeterli değil, işimizi profesyonel (işinde iyi) bir bilinçle yapmıyoruz... 5 yıldır mühendislik yapıyorum, otomotivde ve havacılık sektöründe çalıştım, gördüğüm temel sorunlar bunlar. Onun bunun engellemesi değil bence, biz kendimi engelliyoruz. Şuan çalıştığım yerde Türkiye'de ilk defa yapılan bir havacılık ürününü yapıyoruz (muhteşem bir iş sanmayın ama ilk defa girişimde bulunulmuş pahallı bir ürün), dışarıdan güzel hoş gözüküyoruz ama verimsiz ve düzensiziz. Zor olan araba, uçak yapmak değil, insanlar ile uğraşmak.

    KATILIYORUM.
    Bir Fıkra: Dünya kürek çekme yarışması yapılırmış ve her sene Türk takımı sonuncu geliyormuş. Sebebi hikmetinin araştırılması istenmiş. Araştırılmış. Araştırma raporunda önce durum tespiti ve sonunda öneri varmış ve diyormuş kısaca:
    DURUM TESPİTİ: Kürek takımında 11 yarışmacı bulunmaktadır. Biri motivatör olan Coach (yani genel müdür), Genel Müdürün talimatlarını aktarmak üzere iki bölge müdürü (kaldı 8), gelen talimatları organize etmek için il müdürü ve 3 yardımcı (kaldı 4), alt düzeyde talimat uygulatmak üzere 2 şube müdürü (kaldı 2) ve gelen kürek çekme emirlerini yerine getirmek üzere iki adet de kürekçi bulunmaktadır.Emir talimat zincirinde bir aksama olmamakla birlikte iki adet kürekçi çok yavaş kalmaktadır.
    ÖNERİ: Yavaş kalan iki adet kürekçinin yeine yenilerinin alınması uygun olur.

    Daha önce de dediğim gibi, Koç ve Sabancı devlet tarafından sevilmez diye. Vatandaş olarak da biz böyle düşünürüz açıkçası. Ama gelin görün ki her sene vergi rekortmeni olurlar. Aslında bu aşamaya gelmeleri de 100 yılı bulmuştur herhalde. Açıkçası yılların gayretiyle bu noktaya gelmişlerdir. Bugün biri çıkıp 3-5 yılda cari açığın %15 ini kapatıyor. Diğeri daha yeni üniversiteyi bitiriyor ve (eski parayla) katrilyonlarla uğraşıyor. Elmas altın ticareti yaoanlar vergi bile vermezler zaten. Ankara Çukurambar da lüks kafeler doldu. Buralarda hep güçlü siyasilerin çocukları boş boş otururlar kamu kurumlarına toplantı organizasyonları ihalelerini alırlar derler de ben başkasının yalancısım :).
    TRT de sadece 7000-10000 personel olduğu söylenir yine ben başkasının yalancısıyım :) hep derler güçlü siyasilerin yakınlıarı hiç iş yapmadan oraya alınır vs.. Yaptığı programlara bakın araştırmadan yoksundur. Bugün CNN ve BBC nin toplam personeli bu kadar değildir. Ama dünyanın ana akım haberlerini CNN, dünyanın en iyi belgesellerini BBC yapar.
    Üretmeyi sevmeyen bir milletiz. Beleşçiyiz açıkçası.... Üreteni de sevmeyiz açıkçası... Ülkeyi sömürüyorlar deriz... Ama yarın bir gün KOÇ tek başına araba üretmeye kalksa hiç şaşmam onlara da ürettirmeyiz olu biter...




  • Bu olaya farklı bir açıdan bakan bir kitap piyasaya çıkıyor;
    YERLİ OTOMOBİL EFSANESİ
    http://www.otometre.com/2014/06/yerli-otomobil-efsanesi.html
     TÜRKİYE NEDEN YERLİ OTOMOBİL ÜRETEMİYOR ?
    Ne denirse densin, Devrim Otomobili,
    kısıtlı imkan ve baskılara rağmen 129 günde sıfırdan üretilen en gerçekçi ve en yerli otomobildir.
    İnşallah gerçekten yeni ve yerli bir otomobil üretir ülkemiz..

     TÜRKİYE NEDEN YERLİ OTOMOBİL ÜRETEMİYOR ?




  • yıllardır tartışılır bu soru. devlerin liginde küçüklere yer yok. cumhurbaşkanı cemal gürsel'in söylediği söz bile yeterli; "garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk". varın siz düşünün gerisini.
  • Bence tartışmada bir noktayı atlıyorsunuz. Yapılmak istenen otomobil üretmek değil, otomobili seri üretmek. Bursa'da bir karosercide toplarsın yan sanayi parçalarını, monte edersin bir kasa üzerine al sana otomobil. Ama bu aracı üretim hattı üzerinde otomotiv robotları kullanarak rekabetçi bir fiyat ile üretebilmek mesele. Bildiğim kadarıyla otomotiv robotlarını biz üretemiyoruz, dışardan almamız gerekli. Hiç bir otomotiv firmasıda kendine rakip olucak bir fabrikaya bu robotları satmaz. Hadi olduda sattı diyelim bunları tamiri, güncellenmesi büyük masraf. Yani sonuç mesele otomobil üretmek değil, rekabetçi bir fiyat ve teknoloji ile seri üretebilmek.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: coskunserce

    Bence tartışmada bir noktayı atlıyorsunuz. Yapılmak istenen otomobil üretmek değil, otomobili seri üretmek. Bursa'da bir karosercide toplarsın yan sanayi parçalarını, monte edersin bir kasa üzerine al sana otomobil. Ama bu aracı üretim hattı üzerinde otomotiv robotları kullanarak rekabetçi bir fiyat ile üretebilmek mesele. Bildiğim kadarıyla otomotiv robotlarını biz üretemiyoruz, dışardan almamız gerekli. Hiç bir otomotiv firmasıda kendine rakip olucak bir fabrikaya bu robotları satmaz. Hadi olduda sattı diyelim bunları tamiri, güncellenmesi büyük masraf. Yani sonuç mesele otomobil üretmek değil, rekabetçi bir fiyat ve teknoloji ile seri üretebilmek.

    Bu robotları üretmek atla deve değildir heralde.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.