Türkiye'yi en çok hangi konuda bölmeye çalışıyorlar?

Artık birini kurtarmak için diğerini uyutuyorlar. Amd'yi kurtarmak için nvidia'ya gereksiz zam yapıyorlar. Suçlu bir öğrenciyi kurtarmak için şikayetçi öğretmeni işten atıyorlar. Paraya ihtiyacı olmayan bir karıyı kurtarmak için kocaya ağır nafaka yaptırımı sağlıyorlar, katil kocayı kurtarmak için de karının "hayatım tehlikede" çağrısını görmezden geliyorlar, kadın öldürülüyor. Mutlaka bir şeyler kötüye gidiyor. İşverenin iş kurana kadar boş kağıtlara tonla para ödemesi gerekiyor, işçinin de can güvenliği yok. Birini kurtarmak için diğerini uyutuyorlar.

Burada asıl sorun, hangi tarafın uyutulacağı (veya diğer tarafın uyutulmaya devam edileceği) değil. Asıl sorun, bizi kimin uyuttuğunu sorgulamamamız, niye hep uyuttuğunu sormamamız. Uyutmadan da çözüm var. Erkenden tedbir alarak. Sokak köpekleri konusunda tedbir alınmadı. Çözümü çok zor, hatta çoğu vatandaşa göre uyutmadan imkansız. Peki diğer konularda hala zamanımız olamaz mı?

Bir karı ve kocayı nasıl kavga ettirirsin? Ekonomiyi bozarak.

Kavga eden karı - kocayı nasıl suçtan caydırmazsın? Taraflı adalet sunarak. Taraflı adalet, adalet midir? Bence değil.

Köpek - insan arasında adalet yok. Sokakta köpekler sürüyle insanı yiyerek, hastalıktan ve trafik kazası yaptırarak öldürdü. Ceza aldı mı? İnsanlar da köpekleri öldürdü. Ceza aldı mı? Eğer sadece 1 tarafa ceza veriliyorsa ve caydırıcı olunamıyorsa, buna adalet denmez.

Tarımda ve tüketimde de adalet yok. Ama bir patates, tohum halinden sofraya gelene kadar yüzlerce noktada vergilendiriliyor. O patatesi üretirken tarlayı sürecek olan traktörün yakıtında vergi var. Yemeğe konulmayan kabuğunun atıldığı çöpün bile vergisi var. Neredeyse patatesin her bir atomu vergi olmuş. Artan azıcık para da ya üretene gidecek ya da tüketene. İkisine birden yetmiyor. Bir tarafı uyutuyorlar çözüm olarak. Sonra büyükbaş hayvan ithal ediyoruz (tarım ve hayvancılık ülkesi olarak). Böylece yerli - yabancı büyükbaş hayvan arasında da bir savaş çıkıyor. Yerli olan uyutuluyor. Yerli inekler artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yerli inekler uyutuldu, çiftçinin sesini duyan olmadı. Öğretmenler atanamadı, imza topladılar, seslerini duyuramadılar. Kanser hastaları da imza topladı ama seslerini duyuramadılar.

Bir insan, kendisine sıra gelene kadar diğerlerinin imzalarına yardım etmediği zaman, kendi imza istediğinde de sonuç değişmez.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun cezası 1-3 yıl arası. Bu bile çok az. Türkiye, kin ve düşmanlığa tahrik suçunun hangi boyutunda en çok bölünmüş durumda?

Artık birini kurtarmak için diğerini uyutuyorlar. Amd'yi kurtarmak için nvidia'ya gereksiz zam yapıyorlar. Suçlu bir öğrenciyi kurtarmak için şikayetçi öğretmeni işten atıyorlar. Paraya ihtiyacı olmayan bir karıyı kurtarmak için kocaya ağır nafaka yaptırımı sağlıyorlar, katil kocayı kurtarmak için de karının "hayatım tehlikede" çağrısını görmezden geliyorlar, kadın öldürülüyor. Mutlaka bir şeyler kötüye gidiyor. İşverenin iş kurana kadar boş kağıtlara tonla para ödemesi gerekiyor, işçinin de can güvenliği yok. Birini kurtarmak için diğerini uyutuyorlar.

Burada asıl sorun, hangi tarafın uyutulacağı (veya diğer tarafın uyutulmaya devam edileceği) değil. Asıl sorun, bizi kimin uyuttuğunu sorgulamamamız, niye hep uyuttuğunu sormamamız. Uyutmadan da çözüm var. Erkenden tedbir alarak. Sokak köpekleri konusunda tedbir alınmadı. Çözümü çok zor, hatta çoğu vatandaşa göre uyutmadan imkansız. Peki diğer konularda hala zamanımız olamaz mı?

Bir karı ve kocayı nasıl kavga ettirirsin? Ekonomiyi bozarak.

Kavga eden karı - kocayı nasıl suçtan caydırmazsın? Taraflı adalet sunarak. Taraflı adalet, adalet midir? Bence değil.

Köpek - insan arasında adalet yok. Sokakta köpekler sürüyle insanı yiyerek, hastalıktan ve trafik kazası yaptırarak öldürdü. Ceza aldı mı? İnsanlar da köpekleri öldürdü. Ceza aldı mı? Eğer sadece 1 tarafa ceza veriliyorsa ve caydırıcı olunamıyorsa, buna adalet denmez.

Tarımda ve tüketimde de adalet yok. Ama bir patates, tohum halinden sofraya gelene kadar yüzlerce noktada vergilendiriliyor. O patatesi üretirken tarlayı sürecek olan traktörün yakıtında vergi var. Yemeğe konulmayan kabuğunun atıldığı çöpün bile vergisi var. Neredeyse patatesin her bir atomu vergi olmuş. Artan azıcık para da ya üretene gidecek ya da tüketene. İkisine birden yetmiyor. Bir tarafı uyutuyorlar çözüm olarak. Sonra büyükbaş hayvan ithal ediyoruz (tarım ve hayvancılık ülkesi olarak). Böylece yerli - yabancı büyükbaş hayvan arasında da bir savaş çıkıyor. Yerli olan uyutuluyor. Yerli inekler artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yerli inekler uyutuldu, çiftçinin sesini duyan olmadı. Öğretmenler atanamadı, imza topladılar, seslerini duyuramadılar. Kanser hastaları da imza topladı ama seslerini duyuramadılar.

Bir insan, kendisine sıra gelene kadar diğerlerinin imzalarına yardım etmediği zaman, kendisi imza istediğinde de sonuç değişmez. Birileri Türkiye'nin kaybetmesini istiyor. Bunu da insanları birbirine saldırtarak yapıyor. Karılarla kocalar, doktorlarla hastalar, köpeklerle insanlar, zenginlerle fakirler sürekli bir savaşta.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

(peki hangi boyutta bu suç en büyük? Doktor - hasta boyutunda mı, zengin - fakir boyutu mu, göçmen - yerli boyutunda mı yoksa üretici - tüketici boyutu mu?)

Dedesi çanakkalede savaşmış açlık sınırı altında yaşayan halk ile - halktan daha fazla ayrıcalığa sahip ve maddi durumu iyi olan mülteciler

Aynen, göçmen - yerli maddesini eklemeyi unuttum.

Eğer hükümet sürekli fikir değiştirip bir o tarafa bir bu tarafa oynarsa, insanları birbirine düşürüp oyalamak istediğini düşünürüm.

Keşke 'hepsi' şeklinde bir madde ekleseydiniz zira şahsi düşüncem eklediğiniz tüm maddeler ile memleketi bölmüş vaziyetteler...Özellikle son 20 senedir bunu yapıyorlar.Türkiye belki tarihinde ilk defa bu kadar konuda bölünmüş vaziyette.

Ne yazık ki Milli birlik ruhunu büyük ölçüde yok etmeyi başardılar...

Ne kadar bölünmesi gerekiyorsa o kadar bölünür. Rusya'ya tehdit oluşturabilecek kadar güçlü, Avrupa ile pazarlık edemeyecek kadar zayıf.

Sosyal mühendislik gerçektir ve her zamankinden daha işlevsel hale getirilmiştir.

Hedeflenen ekonomik güçe göre toplumsal antagoni seviyesi belirlenir. Oluşturulur ve takip edilir.

İkiye bölüne bölüne 1/256 olduk.

Din - Milliyet

Etnik

Vatandaş - Vatandaş

Türkiye'nin bölünmesini gerektirecek çok durum var. O kadar farklı milliyetlerden ve ideolojilerden oluşan bir toplumuz ki. Şimdiye kadar ülkenin bölünmemesini başarı olarak görüyorum. Hanedanlar döneminde olsak Osmanlı biraz kafasını kaldıranın başına vuruyor susturuyormuş ancak şimdi herkes istediğini rahatça konuşabiliyor.

Dolduruşa gelmeden, medeni şekilde problemlerimizi çözmeliyiz. Birbirimizi yememeliyiz.