Ulan Opell

Konudan alakasız ama, geçen cuma ilandaki bir insignia grand sport için bilgi alayım dedim, araba 58k km'de boya hata yok, şanzımanın komple değiştiğini 1 yıl garantisinin olduğunu söyledi satıcı.

Sözün özü bu araçlar kalite açısından gerçekten sıkıntılı, dpf sorunu, zincir sıkıntısı, elektronik sıkıntıları hiç bitmez.

Geçmiş olsun.

Dostum aracın emin ol Günel araçlardan kaliteli falan değil . Tam tersine aktif güvenlik donanımlarına bile sahip değil . Bence aracı değiştirme vakti gelmiş

Opel, Pug ve Citroen araçları belli bir yaşın üzerinde özellikle elektrik, elektronik arızaları ile ünlüdür.

Hiç kimse yeni araçlarında bu yok artık demesin. Hala var, hala var.

Bir kez arıza vermeye başladımı bir daha önü alınamıyor.

Her hafta Cumartesi'nin gelişi ile sanayide usta aranmaya başlardım.

Evde çocuklarınızla harcayacağınız zaman ve paraya sanayi esnafı ortak oluyor.

Ben ne mi yaptım. Bir büyüğümün vasıtasıyla Toyota ile tanıştım.

O gün bu gündür zamanımı ve paramı aileme harcıyorum.

Sanayi ile hiç muhatap olmamak için pilli araba almak lazım. TOGG’un uygun fiyatlı modeli çıksa da insanlarımız kurtulsa planlı eskitme teknikleri kullanılarak üretilmiş içten yanmalı motorlu arabaları almaktan. Değişimin eşiğindeyiz ülkece. Ailelerimizin senede en fazla 3 defa uzun yol yaptığını varsayarsak (1 bayram, 2 tatil, 3 özel haller) sırf bunun için içten yanmalı arabanın derdi tasasını çekmenin mantığı yok. 300km gidip yarım saat mola da arabayı şarj etmenin de abes bir yanı yok. Evet menzilleri az katılıyorum fakat taşıma maliyeti çok uygun, üstelik; sanayiyi, motor yıpranmasını, yağ kaçağını vs tarihe karıştırıyor pilli arabalar. T10F’nin (TOGG Sedan) 1200tl’den başlayabileceğini söylüyorlar. Tabii uydurmuşta olabilirler de sedanların çok daha uygun fiyatlı satıldığı herkesin malumu. Mümkündür bu fiyat. T8X ile fiyatın daha da uygun olması bekleniyor. Tekraren; Yağ değişimiymiş, motor yağ kaçağıymış, rektefiyesiymiş, blok çatlatmasıymış, yağ yakmaymış, duman atmaymış, segman sıyırmasıymış, piston ezilmesiymiş, krank kırmaymış, su pompası&yağ pompası arızasıymış ve bunların arızalanması sebebiyle motorun yatak sarmasıymış vs vs bunun gibi saçma sapan içten yanmalı araba sorunları tarihe karışıyor. Yakın gelecekte, içten yanmalı araba alanlara deli gözüyle bakılacak.

"Korkulu rüya görmektense uyanık kalmak yeğdir" diye bir söz var sevgili forumdaşım.

Takip et butonuna basarsın ve her yorumumdan haberdar olursun.

Sen karşı yorumunu yaparsın, tatlı tatlı atışırız açılan konularda.

Ben yaşadığım tecrübeleri paylaşıyorum. 1996 Tipo, 1996 Opel Astra, 1999 Pug 206 deneyimlerinden sonra 1999 Corolla ile sorunsuz araba dünyasının da olduğunu keşfeden birisiyim.

Corolla'ya kadar "arabalar böyle, arıza yapar, hafta sonu usta arar bulursun, her ay belli bir bütçe onarıma harcarsın" anlayışındaydım.

Corolla ile, bunun tersinin de olduğunu keşfetmiş oldum.

Forumda bahsedilen modellerde hiç sorun yaşamadık, benzin koyup bindik diyenleri okudukça, bahsettiğim 3 araçta yaşadıklarım bana mı denk geldi diye düşünmüyor da değilim. Ama ne olursa olsun "sütten dilim yandığı için, yoğurdu üfleyerek yiyorum."

İlla ki Toyota'da da sorunlar yaşayanlar vardır. Ama, bahsedilen markalardan arıza yüzdesi çok ama çok aşağıdadır.

Bu mesajdan sonra @mystiery ye elektrikli araç konusunda da bir mesajım olacak. Onu da vaktin varsa okuyuver. Fanatik Toyota'cı veya Japon'cu değilim. Benim için aslolan sorunsuzluk ve ekonomidir. Bunu sağlayan her marka, modeli baştacı ederim.

Bir önceki mesajımın son cümlesinde belirttiğim önceliğim "sorunsuzluk ve ekonomi" düsturunu elektrikli araçların karşılayacağına olan inancım oldukça yüksek.

Bir elektrikli aracın hareketi sağlayan parçalarını ele alırsak gerek motor, gerekse şanzıman (Pardon bu araçta şanzıman da yok) oldukça az ve arızalanma ihtimali çok düşük olan parçalardan oluşuyor.

Bir içten yanmalı motoru ele alalım. İşin uzmanı değilim ama binlerle ifade edilebilecek mekanik parçaya sahiptir sanırım. Her bir parça değişik sıcaklıklarda hem çalışıp, hem de titreşime maruz kalıp, bir süre sonra özelliğini yitirerek arızaya neden oluyor.

Kısacası bir elektrikli aracın motor olarak arıza ihtimali oldukça düşük olup, geriye batarya ve yazılım kalıyor.

Yazılım olarak bakarsak son dönemin içten yanmalı araçlarında da belli bir noktaya kadar yazılım kullanılıyor. Yazılım sorunu nedeniyle yolda kalan içten yanmalı bir sürü araç var.

Ancak elektrikli araç yazılımları çok daha komplike oluyor. Özellikle batarya şarjı ve kullanım esnasında güç aktarımı konusunda. Ayrıca yanlış okumadıysam soğuk kış aylarında açık otoparklarda park halinde bile bataryanın kendisini korumak için belli bir enerjiyi bataryayı ısıtmak için kullandığı ve araç kullanılmıyorsa bile ara ara kontrol edilerek şarjının tamamlanmasının gerektiği belirtiliyordu.

Keza aynı durum yaz şartları içinde geçerli olabilir. Hissedilen 60 derece sıcaklıkta güneş altına park etmiş bir elektrikli aracın bataryası, kendisini soğutmak için durduk yerde de enerji harcayabilir. Bu nedenle elektrikli araçlar için kapalı otoparkı sever diyebiliriz.

Son dönemde mevcut aracımın üzerine bir miktar daha ekleyip bir elektrikli araç alma niyetim var.

Yorumunda belirttiğin gibi yılda dört defa uzun yola çıkıyorum. Onun haricinde haftada 2 veya 3 kez şehir içi toplasan 10 km.yi geçmeyen kullanım durumum var. Uzun yollarda da bayramın ikinci günü yola çıkıyor, bayram bitince dönüşe geçiyorum. Bu nedenle bayram yoğunluğunda şarj istasyonu sırası gibi bir sorun yaşamayacağımı öngörüyorum.

Bir sitenin yüksek giriş katında oturuyorum. Çıkmaz bir sokak olduğu için park sorunu yok. Bu arada sitede kapalı veya açık otopark yok. Çıkmaz sokağa park ediyoruz araçları. Fakat park yeri sıkıntısı yok. Tam evimin karşısına site duvarının önüne park ediyorum. Arabanın şarj yeri ile evdeki priz arasında maksimum 10 metre mesafe olacağını hesapladım. Yani uzun da sürse arabayı evden şarj etme imkanım olacak.

Araç arayışındayken radarıma ilk giren elektrikli Corsa idi. Gerçekten uygun fiyatı ve donanım olarak vaat ettikleri ile oldukça cazip görünüyordu. Ancak kronik tahrik sorunu nedeniyle yolda kalanlar ve kaza atlatanları "şikayetvar" sitesinden okuyunca biraz daha bekleyeyim dedim.

Çinli elektrikliler için ise sürdürülebilirlik konusunda kafamdaki soru işaretleri hala bitmedi. BYD'nin fabrika açacağı doğru ama üretilecek araç bir Plug in Hybrit olacak. Yani şu an satılan Atto 3 değil. Bu firmanın fabrika açmasının Atto 3 için yedek parça bulunabilirliğini artıracağını sanmıyorum. Yedek parçadan kastım bir kaza sonrası en basit tamponun bile yurtdışından gelmesi ve tedarikinin aylarca sürmesi.

Tek avantajı yerli üretime bağlı olarak servis ağının yaygınlaşması olacak.

Daha sonra Citroen EC4 ilgimi çekti. 1.1 M fiyatına ikinci elleri ve donanımları ile, yüksek yapısı ile, SUV olmayan ama SUV gibi görünen tipi ile göz dolduruyordu. Fakat ne de olsa Fransız işte. Bir bayiye kadar gidip yerinde inceleyip artısını eksisini düşünürken, Hyundai Kona'da gözüme çarptı. Bu modeli incelerken yakın zamanda kardeşi Kia EV3'ün de piyasaya çıkacağı belirtilince bekleme süremi uzattım.

Bir değişiklik olmazsa mevcut aracımla 2 sene daha devam edip, bu modelleri kullananların tecrübelerini takip edeceğim.

Sonuç olarak ülkemiz petrol zengini bir ülke değil. Fakat, özellikle güneş enerjisi bağlamında, inanılmaz bir potansiyele sahip. En acısı, kuzeydeki bizden çok daha az güneş enerjisi potansiyelinde sahip Almanya'nın, bizden çok daha fazla güneş enerjisi sağlamasıdır.

Ülkemiz için en hayırlısı, elektrikli araç miktarının arttırılarak, yenilenebilir, özellikle güneş enerjisi ile petrol olarak dışa bağımlılığının minimuma indirilmesidir.

Elektrikli araçlar için yapılan olumsuz propagandanın petrol lobisinin bir oyunu olduğunu düşünüyorum. ABD, petrol ile dünyayı domine etmektedir. Ülkelerin petrol bağımlılığı azaldıkça elindeki bu gücü kaybedecektir. Trumph bunun farkında olduğundan elektrikli araçlara karşı en büyük karşı propaganda ve düşmanlığı sergilemektedir.

Devlet olarak, kullanım ihtiyacı elektrikliye uygun olanların geçişi teşvik etmelidir. İlk icraat olan %10 ÖTV gayet olumlu bir adımdır. Umarım devamı gelir.

malesef senede 1-2 sefer de olsa yorar elektrikli. yok randevu alıcan yok basmadan gidicen. şimdi antalya'ya tatile gidicem. tın tın tın sağdan sağdan gitsem yine de antalya'ya girerken 2. kez şarj etmek zorunda kalıcam. hele ki bir de dizelli ile yaptığım gibi basar gidersem en az 4 mola garanti. dizelle tek seferde gidiyorum ve mazot kalıyor daha. hem de basa basa gidiyorum. depo doldurmak 5 dk. randevu yok.

elektrikliye geçmek için daha birkaç yıl var. menziller biraz daha artmalı. istasyon sayısı çok çok daha fazla artmalı. şarj süresi de biraz kısalırsa iyi olur.

astra kasalar genelde 5 sene üretiliyor ama j kasa 11 sene üretildi ve dünyada bu model kadar çorba ve İngiltere'de Vauxhall diye satılan chevy cruise de farklı değil başka model yoktur. genelleme yapamazsın işte makyajlısı böyle A14NET'i böyle B14NET'i daha iyi ya da 2012'si şöyle 2013'ü böyle dersen arkada bi eco flex yazar adam der ki arkadaş bu kadar kötüledin bak benimki öyle değil. sedan hb fabrikası değişir bazı modelleri taneyle girer ya da satmaz pahalı diye kısacası her araç kendine hastır ama k kasanın piston kırması bir gerçek ve servise çağırıp yazılım attılar 150 beygir aracı 130 beygire düşürüp.  sürmeyi bilen var bilmeyen var bilmeyene toyota'yı versen onun da hakkını eline verir ama 80'lerden kalma motor teknolojili araç yaparsan tabi ki bozulmaz. abartı oldu biraz ama hyundai neydi o süslü çıkarmışlar bayon mu 2006 model motor kullanıyormuş hani biraz o yönü de var. astra'da pakede göre bile değişebilir aynı sene alırsın başkasında olan sorun sende olmayabilir. sonuçta her güzelin bir kusuru vardır ki sorun zaten gevşeyen vidaymış geçmiş olsun. 2012 model araç bir de astra gibi sportif araç bence iyi çıkardığı sorun buysa.