Opel Neden Volkswagen Kadar Sevilmiyor?

Öncelikle herkeze merhaba. Biliyorsunuzdur ki pek çok Alman otomobil üreticisi var. Bunlardan bir ikisi de Opel ve Volkswagen. Bu iki üretici diğer Alman üreticiler gibi lüks araç üretmektense daha çok halkın ulaşabileceği ucuz ve zengin araçlar üretmeye odaklılar. Tabii ki arada Arteon ve İnsignia gibi şaheserler çıksa bile asıl hedefleri lüks araç değil bu markaların. Benim merak ettiğim ise şu: bildiğimiz gibi ülkemizde Volkswagen aşırı derecede seviliyor ve tutuluyor. Ama bir diğer Alman üretici (Fransızlar sahibi olsa bile modellerin çoğu Rüsselheim'de üretiliyor) Opel Volkswagen kadar sevilmiyor, hatta Opel'e "makyajlı, sportif Peugeot" diyenler bile var. Bunun sebebi nedir?

opel şuan fransız ama öncesinde de amerikandı (GM). hiçbir zaman tam alman olamadı vw gibi.

Belirli dönemler belirli markalar çok seviliyor. 2005 yılı döneminde Peugeot hiç sevilmezdi. Ama o algıyı kırdı. Aynı dönemde Opel çok iyi modeller üretti ve revaçtaydı. Şu dönemde ise tamamen devşirme bir konumda. Kendi özgün modelleri yok. VW de aynı dönemde çok iyi modeller üretti, ilerleyen süreci de nötr geçirdi denebilir. Chery yıllar önce ülkemize girdiğinde de uzak duranlar oldu, o zamanlar haklı çıktılar. Bu dönemin geleceğini ben de merak ediyorum. Tutunacaklar gibi duruyor, tabi seneler geçmesi gerek..

Opel in hastasıyız dede !!!  Kim Opel i sevmiyorsa mutlaka arka koltuğunda başından bir iş geçmiştir. . FORZA OPEL..!! Kahrolsun VW ve onun iş birlikçileri !!! 

90'larda ve 90'ların sonuna doğru çok sevilirdi, gerçekten de Tr'de prestijli idi Opel. Vw'nin ne esamesi ne distrübitörü vardı o zamanlar.

90'ların sonunda itibaren hem Türkiye'de Doğuş şahane bir distrübitörlük işi çıkarmaya başladı, hemde Ferdinand Piech ile beraber Vw ve Vw grup coştu. Volkswagen sadece Opel'i değil uzunca bir dönem tüm ana akım markaları solladı. doğal olarak her zaman Opel'den daha cazip görülmüştür ortalama kullanıcı açısından.

Vw son yıllarda iyice durulduğu için ve işin doğrusu sorun-arıza meselesi bakımdan da zamanında çok illallah dedirttiği için artık pek de ciddi imaj veya beklenti farkı olduğunu düşünmüyorum. var hala tabi de öyle 2000-2010'lardaki gibi değil.

vw türkiye'de türkiye'ye uygun motor seçenekleri olmadığı için ve biraz pahalı kaldığı için satılmıyordu muhtemelen. tam sebebini bilmiyorum.

tüm avrupa ve almanya'da opel'in çok önünde bir markaydı. almanya'nın tofaş'ı opel. daha fazlası değil. türkiye'de de olması gereken yere geldi.

Doğuş otonun başarılı pazarlama stratejisi. Sahibi olduğu ülkenin en lüks otelleri, restronlarında, premium dergilerde sürekli reklamlarını yaptılar. Markaları premium algısı ile pekiştirdiler. DSG'nin ilk yıllarında felaket ötesi müşteri memnuniyeti sunmalarına rağmen bunun marka imajını etkilemesine izin vermediler. Türk halkının imaja önem verdiğini iyi algıladılar. 2015'de Honda B sınıfı araçta 10 havayastığı, kaza önleme, şerit takip, vs koyarken Doğuş 2024'de kanuni zorunluluk ile koymaya başladı. Önemi lüks görünüme, premium hisse harcadılar. Kaza testlerinde güvenlik donanımı standart belirtilmesi, ona göre yıldız almasına rağmen Türkiye'de bu özellikler olmadan satıldı.

Yani başarılı pazarlama stratejisi. PSA ise rezil, çok başarısız. Daha araçları korumalı transfer etmiyor, aylarca güneş altında koruması kuş pislikleri altında bekletiyorlar. Rakipler böyle olunca Doğuş zorlanmadı.

Opel PSA bünyesinde sıradan bir otomobil markası, Volkswagen ise sahip olduğu markalarla (Bentley, Porche, Audi, Scania, MAN, Bugatti, vs.) büyük bir kuruluş.

Olaya buradan bakarsanız cevapları alırsınız.

Astra C ve Astra J dziel aracım oldu. J kasa kalite olarak C nin çok gerisinde idi. Hem malzeme hem işçilik olarak. C kasaya 4 yıl J kasaya 2 yıl bindim. C kasanın hiç bir yerinde ne ses ne tıkırtı vardı. J kasanın ise bilimum yerlerinden daha ilk senesinde tıkırtılar gelmeye başlamıştı. Ayrıca yalıtım C kasada çok daha iyi, direksiyon çok çok daha güzeldi. Kısaca Opel her yıl bozarak ilerledi hem kalite hem dizayn anlamında. Opel bozarken WV düzelterek ilerledi hele TSI motorlarla DSG birleşince insanlar küçük motorların mucizesi ile tanıştı. WV hem az yakıyor hem iyi kaçıyor hemde tatmin edici konfor sunmaya başlamıştı. Opel dizel de de Benzinde de çok yakıyordu maalesef. Millet tüpsüz binemez olmuştu aracına, Tüp takınca yok sibob kırdı yok yağ eksiltti yok beyin arıza verdi bilmem ne sorunları ile uğraşmaya başladı. Üst üste koyunca herkes Opelden kaçar oldu. Son İnsignia kasa zaten tam bir facia onu anlatmaya gerek yok, diğer taraftan C sedanın da arkası gelmedi o da bitirdi Opeli.

Astra c isimli bir kasa yok sanırım h diyorsunuz.

2003 Model di kasa numarası ne geçiyor bunların pek hatırlamıyorum G de olabilir. Direksiyon üzerinde ışıklandırılmış kumandaları vardı çok az Astrada vardı o zaman bu donanım.

Konumuz Türkiye,

Doğuş grubu örneğin kuzey avrupa ülkeleri için üretilen ama elde kalan klimasız Golf'ler gibi firmanın pek çok sorununu çözdü. Bu araçlar Türkiye'de satıldı, insanlar madur oldu. Dizel skandalı alakalı olarakta bilgimiz dışında neler olmuştur.

Doğuş oto'nun özellikle 2015 öncesi hükümet ile arası çok iyiydi. Otomotiv ile alakalı vergi düzenlemelerinde etkili oldular. Bakan üstüne basa basa vergiler emisyona göre alınacak derken tam tersi yapıldı.

Düşük hacimli turbo araçların cenneti oldu. Büyük hacimli, ama düşüm emisyona sahip Amerikan ve Japon araçları piyasadan çekilmek zorunda kaldı. TüvTürk'ten bahsetmeye gerek yok. Türkiyeye yatırım yapan, Türkiyede üretim yapan Ford, Toyota madur edildi. Pazar payları düştü.

Bazı haber başlıkları,

2010

"Volkswagen Türkiye ‘Dünyanın En İyi Distribütörü’ oldu"

2012

"Türkiye, yüzde 49'luk büyümeyle Volkswagen'in tüm dünyada en fazla büyüyen ülkesi

VW'nin bu yıl ilk defa, 152 ülke arasında verdiği 'Dünyanın En İyi Distribütörü Ödülü'nü aldı"

2006

"H. Heiner Tueting, Doğuş Otomotiv’in VW dünyasındaki birinciliğini açıkladı. Tueting, 2006 yılında dünya çapında 442 bin adet Volkswagen ticari araç satışı gerçekleştirdiklerini, bunun 31 bin adetinin Türkiye’de satıldığını belirterek şunları söyledi: “Türkiye, Volkswagen’in en büyük ihracat pazarı oldu. Başarılı bir iş ortaklığı yürüttüğümüz Doğuş, Türkiye’yi dünyada Almanya’dan sonra en çok ticari aracımızın satıldığı ikinci ülke haline getirdi.”