Malum ki, herhangi bir kargaşaya giren anında bedel ödemeye başlar. OLayla alakası olmadığı halde ister konuşarak ister ayırarak isterse de saldırıyı durdurarak etkin olan kişi soruşturulur ve suç ile muhatap olur. Kahraman olmakla suçlu olmak çok yakın. Diğer taraftan yürürlükteki resmi mantığa göre; her ne oluyorsa, olduktan sonra yaptırımlar uygulanır. Müdahale etmesi gerekenlere "neden gelmediniz" derseniz yine suçlu duruma düşebilirsiniz. Zaten "an"lık bir olaya çağrılan uzaktaki resmi görevliler nasıl yetişsin ? O zaman insan gibi değerli bir varlığa yönelik olan eylemlerin, yetişemeyecek resmiyeti "bekleme" mecburiyeti ile zarar vermesini seyretmiş olmaz mıyız ? Mantık bunu sebep olmuyor mu ? Keza; kanuna göre saldırgan taraf "azmettirmek-kışkırtmak" gibi sebepler oluşturmuştur karşılık veren için. Hani "elbetteki insan birşeyler yapacak" diye bir kabul var. Zaten nefs-i müdafaa kanunu yok mu ? Resmi görevlilere "hiçbirşey yapmadım sizi bekledim" deseniz, "neden hiçbirşey yapmadın, ellerin armut mu topluyordu?" diye ters çıkarlar. Haberlerde "kahraman" ilan edilen birçok kişiyi seyretmişizdir, anında müdahale etmiştir ve kurtarmıştır. Tüm bunlar çelişki değil mi ? EN önemlisi ise, "müdahale" etmeden uzaklaşan ya da etkisiz bekleyen kişi hakkında kanunen "kişiyi ölüme terk etmek" sebebiyle ceza verilir. BU bakışla, ölüme terk ve ölüm olmasa da insanı kendi başına bırakmak suç. Ne dersiniz ? Çok fazla sorun var. AMa bu denli ağır mantıksal sorunla, insanın üzerindeki bu denli ağır baskıyla ne haldeyiz ? Sizce olaylara müdahale edilmeli midir ? |
Bildirim